29 Haziran 2024 Cumartesi

YGS TARİH NOTLARI 4

 

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN HAYATI

 

 

1. Öğrenim Hayatı

 

-- Mahalle Mektebi

-- Şemsi Efendi Mektebi

-- Selanik Askeri Rüşdiyesi

-- Manastır Askeri İdadisi

-- İstanbul Harp Okulu

-- İstanbul Harp Akademisi

 

 

2. Askerlik Hayatı

 

--*1905-1907 - Şam 5.Orduya atandı

--*1907 - Manastır 3.Orduya atandı

--*1912 - Trablusgarp Savaşı’na katıldı

--*1912 - Sofya Ataşemiliterliği’ne atandı

--*1915 - Çanakkale Cephesine katıldı

--*1916 - Kafkas Cephesinde görev aldı

--*1918 - Suriye Cephesinde görev aldı

--*1919 - 9.Ordu müfettişliği görevi yürüttü

 

 

3. Askeri Rütbeleri

 

--*1905 - Yüzbaşı

--*1907 - Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı)

--*1909 - Hareket Ordusu Kurmay Başkanı

--*1912 - Binbaşı

--*1913 - Yarbay

--*1916 - Tuğgeneral

--*1917 - Tümgeneral

--*1921 - “Gazilik” ve “Mareşallik”

 

 

4. Yazdığı Kitaplar

-- Nutuk

-- Medeni Bilgiler

-- Geometri

-- Cumalı Ordugahı

-- Takımın Muharebe Talimi

-- Bölüğün Muharebe Talimi

-- Arıburnu Muharebe Bölüğü

-- Zabit ve Kumandan ile Hasbihal

 

 

5. Fikri Dünyasına Etki Eden Kişiler

-- Namık Kemal

-- Ziya Gökalp

-- Mehmet Emin Yurdakul

-- Tevfik Fikret

-- Montesque

-- Jean Jack Rousseu

-- Voltaire

 

 

6. Fikri Dünyasına Etki Eden Şehirler

-- Selanik

-- Manastır

-- İstanbul

-- Şam

-- Sofya

 

7. Kurduğu ve Yer Aldığı Cemiyetler

 

-- Şam’da, “Vatan ve Hürriyet Cemiyeti”ni kurdu

-- Makedonya’da, “İttihat ve Terakki Cemiyeti”ni kurdu

 

 

OSMANLI DEVLETİ’NİN DAĞILMASINI ÖNLEME ÇABALARI

 

1-   Osmanlıcılık: Osmanlı topraklarında yaşayan herkesi din, dil ve ırk ayrımına tabi tutmadan, eşit haklar vererek, devletin bütünlüğünü korumayı amaçlamıştır.

NOT : Bu fikir akımı Balkan Savaşları sonunda uygulanabilirliğini kaybetmiştir.

 

2-   İslamcılık (Ümmetçilik): Hangi milletten olursa olsun bütün Müslümanların halifenin etrafında toplanılması gerektiğini savunmuştur.

NOT : Bu fikir; Birinci Dünya savaşında Arapların, Osmanlı'ya karşı İngilizleri desteklemesi ile uygulanabilirliğini kaybetmiştir.


3-   Türkçülük (Turancılık): Bu fikir akımını savunanlar devletin ancak dini, dili, soyu ve ülküsü bir olan topluma dayanarak ayakta kalabileceğini ileri sürmüşlerdir.

4-   Batıcılık: Devletin ancak batılılaşarak kurtulabileceğini savunan fikir akımıdır. Yeni Türk Devleti'nin de temel ideolojisinden birisidir.

 

5-   Ademimerkeziyetçilik: Merkezi hükümetin yetkilerinin azaltılarak, yerel güçlerin yetkilerinin arttırılmasını savunan fikir akımıdır. Bu akım Liberal ekonomi modelini savunmuştur. Önemli savunucusu “Prens Sebahattin”dir.

NOT-1: Fikir akımlarının başarısız olmasında milliyetçiliğin gelişmesi ve halkın bu fikirleri sahiplenmemesi etkili olmuştur. NOT-2: Milliyetçilik Osmanlı Devleti'nin dağılmasını hızlandırırken, Cumhuriyetin kurulmasında ve Türk Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasında önemli etken olmuştur.

II. MEŞRUTİYET’İN İLANI (23 Temmuz 1908)

 

*    II. Meşrutiyet’in ilan edilmesini sağlayan “İttihat ve Terakki Cemiyeti”dir.

*    İttihatçıların temel amaçları;

1-     Osmanlı Devleti'nin dağılmasını önlemek

2-      II. Abdülhamit'in baskıcı yönetimine son vermek

3-     Reval görüşmesinin sonuçlarını etkisiz hale getirmek

4-     Avrupa Devletlerinin Osmanlı Devleti'nin işlerine karışmasını engellemek

 

II. Meşrutiyet'in Sonuçları:

1-     Halk padişahın yanında yeniden yönetime katıldı.

2-     Padişahın anayasal hakları sınırlandırıldı.

3-     Çok partili seçimler yapıldı. Yapılan seçimleri İttihat ve Terakkiciler kazandı.

4-     Demokratikleşme süreci başladı.

* II. Meşrutiyet'in ilanı sürecinde olumsuz gelişmeler de yaşandı.

5-     Avustuya, Bosna-Hersek topraklarını ilhak etti.

6-     Bulgaristan bağımsızlığını ilân etti.

v    Meşrutiyet: Başta bir hükümdarın bulunduğu, anayasalı ve parlamentolu bir yönetim şeklidir.

v    İttihat ve Terakki Cemiyeti: II.Meşrutiyetin kurulmasında etkili olan ve daha sonra Bab-ı Ali baskını ile ülkedeki yönetimi büyük ölçüde devralan parti.

31 MART OLAYI (13 NİSAN 1909)

İsyanın Nedenleri

*    İttihatçıların mevcut sorunları çözememesi

*    Şeriat yanlılarının eleştirileri

*    Ahrar Fırkası'nın muhalefeti

*    Jön Türkler arasındaki fikir ayrılıkları

*    Yeni toprak kayıplarının engellenememesi

*    Ülkenin çeşitli yerlerinde ayaklanmalar çıkması

 

İsyanın Sonuçları

*    Mebusan Meclisi II. Abdülhamit'i tahttan indirerek Mehmet Reşat'ı (V.Mehmet) tahta çıkardı.

*    İttihat ve Terakki yönetimi baskı yoluna gitti.

*    Ülkedeki karışıklıklardan yararlanan Ermeniler birçok yerde isyan çıkardı.

NOT: Hareket Ordusu'nun komutanı Kurmay Başkanı Mustafa Kemal Paşa'dır. Mustafa Kemal ilk defa tarihi bir olayda kamuoyu önüne çıkmıştır.

 

TRABLUSGARP SAVAŞI (1911-1912)

*  Trablusgarp bugünkü Libya'nın adıdır. Osmanlı Devleti'nin bu tarihte kuzey Afrika'da kalan son toprak parçasıdır.

 

Savaşın Sebebi:

*    Sömürgecilikte geç kalan İtalya’nın, gelişen sanayisine hammadde bulmak amacıyla İtalya’ya asker çıkarması.

 

Trablusgarp Savaşı’nın kaybedilmesinin nedenleri

*    Anavatan'dan yardım gelememesi

*    İtalyanların Ege'deki On İki Ada'yı işgal etmeleri. Çanakkale Boğazı'nı ablukaya almaları

 

NOT: Trablusgarp savaşı, M.Kemal’in halk arasında tanınmasını sağlamıştır.


BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913)

I.   Balkan Savaşı (1912)

*    Osmanlı Devleti savaşa hazırlıksız yakalandı. Bu durumdan yararlanan Arnavutluk bağımsızlığını ilan etti.

 

Osmanlı Devleti’nin Başarısızlık Nedenleri

*    Ordudaki subaylar arasındaki siyasi çekişmeler (İttihatçı ve İttihatçı olmayan)

*    Ordunun bir bölümünün terhis edilmesi

*    Haberleşme ağının yetersizliği

*    Lojistik unsurların yetersizliği

 

II.   Balkan Savaşı (1913)

Nedenleri

*    I. Balkan Savaşı sonucunda Bulgaristan'ın toprak olarak en büyük payı alması. Bu durumdan rahatsız olan Yunanistan ve Sırbistan'ın aralarında anlaşması

*    Romanya'nın I. Balkan Savaşı'na katılmaması ve Bulgaristan'dan toprak talep etmesi Osmanlı Devleti durumdan yararlanarak Edirne ve Kırklareli'ne asker soktu ve geri aldı.

 

II.Balkan Savaşı Sonunda Osmanlı Devleti’nin İmzaladığı Antlaşmalar

---è Bulgaristan ile “İstanbul Antlaşması”

---è Yunanistan ile “Atina Antlaşması”

---è Sırbistan ile “İstanbul Antlaşması”

 

Balkan Savaşları’nın Genel Sonuçları

1-      Osmanlı Devleti: Bal ı Trakya, Makedonya, Arnavutluk, Ege Adaları ve On İki Ada'yı kaybetti.

2-      Balkanlarda Türkler azınlık durumuna düştü ve Batı Trakya Türkleri sorunu başladı.

3-      Balkanlardan gelen Türk göçleriyle Anadolu'daki Türk nüfusu arttı.

4-      Ege Adaları ve kıta sahanlığı sorunu çıktı.

5-      Osmanlı Devleti'nin Balkanlar ve Ege Denizi'ndeki egemenliği sona erdi.

I.   DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)

Birinci Dünya Savaşı’nın Nedenleri

*    Avrupalı devletlerin sömürgecilik faaliyetleri, hammadde ve pazar rekabeti.

*    Almanya ve İtalya’nın sömürgeciliğe başlamaları.

*    İngiltere ve Fransa’nın, Almanya’ya karşı silahlanmaya başlaması.

*    Rusya’nın ideallerini gerçekleştirme isteği.

*    Balkanlar’da Slav Germen çekişmesi.

*    Fransız İhtilali’nin doğurduğu milliyetçilik akımı.

*    Fransa’nın Alsace-Loraine’i Almanya’dan almak istemesi.

*    Avusturya-Macaristan prensinin Saraybosna’da bir Sırp milliyetçi tarafından öldürülmesi (28 Haziran 1914).

NOT-1: İtalya, İttifak grubunda iken Antalya ve çevresinin kendisine bırakıldığı gizli Londra Antlaşması ile İtilaf Grubu’na geçmiştir.

NOT-2: Bulgaristan, Çanakkale Savaşı’ndan sonra İttifak Grubu’na katılmıştır.

 

Ø  Savaşa katılan İttifak Devletleri

-Almanya

-Avusturya-Macaristan İmparatorluğu

-Osmanlı İmparatorluğu

-Bulgaristan

 

Ø  Savaşa katılan İtilaf Devletleri

-İngiltere - Rusya - Fransa - İtalya - ABD - Romanya - Sırbistan - Yunanistan - Belçika - Portekiz - Karadağ - San Marino - Brezilya - Japonya

NOT: İtalya, savaş başlamadan önce İttifak Grubu’ndaysa da savaş başladıktan sonra, 1915’den itibaren taraf değiştirerek İtilaf bloğuna geçmiştir. (Gizli Antlaşmalar ile kendisine yapılan teklifleri cazip bulduğu için)

 

Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni I.Dünya Savaşı İçine Çekme Nedenleri

*    Halifelik makamını kullanarak İngiliz ve Fransız sömürgelerindeki müslümanları ayaklandırmak istemesi.

*    Yeni cepheler açarak İtilaf devletlerinin kendi üzerindeki baskısını hafifletmek istemesi.

*    İngilizlerin sömürge yollarını kesmek (Süveyş Kanalı aracılığı ile)

*    Almanya’nın Musul-Kerkük petrollerinden yararlanmak istemesi.


*    İtilaf devletlerinin Boğazlar yoluyla Rusya’ya yardım göndermesini önlemek istemesi.

Osmanlı Devleti’nin Savaşa Giriş Nedenleri

1-      Son dönemlerde kaybettiği toprakları geri almak.

2-      Siyasi yalnızlıktan kurtulmak (İtilaf grubu savaş esnasında Osmanlı’nın yükünü çekmemek ve Rusya’yı küstürmemek için Osmanlı’yı yanlarına almamışlardır.)

3-      İttihat ve Terakki Partisi’nin; Alman hayranlığı ve Alman desteğiyle ülkenin kalkınabileceği düşüncesi

4-      Kapitülasyonlar ve dış borçlar nedeniyle artan İngiliz ve Fransız baskısından kurtulmak.

Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi

*  İngilizlerden kaçan “Goben” ve “Breslav” adlı Alman gemileri Osmanlı Devleti’ne sığınmıştır. Osmanlı Devleti bu gemileri satın aldığını açıklamış ve gemilere Yavuz ve Midilli isimlerini vermiştir.

*  Bu gemilerin Rusya’nın “Sivastopol ve Odesa” limanlarını bombalamaları üzerine Osmanlı Devleti savaşa girmek zorunda kalmıştır.

Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesinin Sonuçları

1-      Yeni cepheler açılmıştır.

2-      Savaş daha geniş alana yayılmış ve uzamıştır.

3-      Almanya ve müttefikleri avantaj sağlamıştır.

OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞTIĞI CEPHELER

 

Saldırı (Taarruz) Cepheleri

Savunma Cepheleri

Yardım Cepheleri

Kafkas Cephesi

Çanakkale Cephesi

Makedonya Cephesi

Kanal Cephesi

Suriye-Filistin Cephesi

Galiçya Cephesi

Hicaz-Yemen Cephesi

Irak Cephesi

Romanya Cephesi

 

Kafkas Cephesi

 

Cephenin Açılma Sebepleri:

1-      Başlamış olan Rus taarruzunu durdurmak

2-      İttihatçıların Orta Asya’daki Türkler’i birleştirme ve Hindistan’a kadar toprakları genişletme isteği.

3-      Almanlar’ın Bakü petrollerini ele geçirmek için Osmanlı’yı kışkırtması.

 

Cephenin Özellikleri:

*    Osmanlı’nın savaştığı ilk taarruz cephesidir.

*    Osmanlı; mağlup olduğu halde, bu cephede toprak kazandı.

*    90 Bin asker, Allahuekber Dağları’nda soğuktan donarak şehit olmuştur (Sarıkamış Faciası).

*    M.Kemal Muş ve Bitlis’i Ruslar’dan geri almıştır (1914).

*    Osmanlı askeri, Rusya’nın teknik üstünlüğü ve bölgenin ağır kış şartları karşısında büyük bir mağlubiyet aldı.

*    Ancak Rusya; Brest-Litowsk Antlaşması (3 Aralık 1918) ile savaştan çekilmek zorunda kalınca, Kafkas cephesini terk ederek Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı’ya geri verdi.

Kanal Cephesi

 

Cephenin Açılma Sebepleri:

1-      Osmanlı Devleti’nin Mısır’ı İngilizler’den geri alma düşüncesi.

2-      Osmanlı Devleti’nin, İngilizler’in Uzak Doğu sömürgeleriyle olan bağlantısını kesmek ve Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek istemesi.

 

Cephenin Özellikleri:

*    Osmanlı’nın ikinci taarruz cephesidir.

*    Almanya’nın desteği ile iki kez harekat düzenlenmiştir.

*    Osmanlı Devleti başarılı olamamıştır (1916).

Irak Cephesi

 

Cephenin Açılma Sebepleri:

1-      İngilizler’in Rusya’ya yardım ulaştırmak istemesi.

2-      İngilizler’in Musul-Kerkük petrollerine sahip olmak istemesi.

3-      İngilizler’in Hint deniz yolunun güvenliğini sağlamak istemesi.

 

Cephenin Özellikleri:

*    İngilizler’in Basra’ya çıkarma yapmasıyla başlamıştır.


*    Türk ordusu “Kut-ül Amare”de başarılı olmuş ise de, İngilizler Bağdat’ı ele geçirmiştir (11 Mart 1917).

Çanakkale Cephesi

 

Cephenin Açılma Sebepleri:

1-     İtilaf Devletleri’nin Rusya’ya yardım göndermek istemesi.

2-    İtilaf Devletleri’nin Boğazlar’ı ele geçirerek, Osmanlı’nın İttifak Devletleri ile bağlantısını kesmek ve Osmanlı’yı saf dışı etmek istemesi.

3-     İtilaf Devletleri’nin Balkan devletlerini yanlarına çekmek istemesi.

 

Cephenin Özellikleri:

*    İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale Boğazı’na saldırmış, savaş başlamıştır (19 Şubat 1915).

*    Mayınlı boğazlardan İtilaf Devletleri geçememiştir.

*    İtilaf Devletleri Gelibolu Yarımadası’na ve boğazın iki yakasına asker çıkarmıştır.

*    Türk ordusu Gelibolu, Conkbayırı, Anafartalar’da başarı elde etmiştir. M.Kemal bu cephede başarılar kazanmıştır.

*    Düşman askerleri sekiz ay sonra savaştan çekilmek zorunda kalmıştır (9 Ocak 1916).

 

Çanakkale Zaferi’nin Sonuçları

*    Çanakkale Savaşı, I.Dünya Savaşı’nın uzamasına neden olmuştur.

*    Yaklaşık 500 bin insan bu savaştan ölü ve yaralı olarak olumsuz etkilenmiştir.

*    M.Kemal; önce albay, daha sonra da general olmuş, yurt içinde ve dışında tanınmıştır.

*    Bulgaristan İttifak Devletleri yanında savaşa katılmıştır.

*    Rusya’da Bolşevik İhtilali olmuş, SSCB kurulmuştur.

*    İngiltere ve Fransa itibar kaybetti ve büyük zarar gördü.

*    Kafkas Cephesi kapanmıştır.

*    Zafer, tutsak milletlere bağımsızlık mücadelesinde bir örnek oluşturmuştur.

 

NOT: I.Dünya Savaşı’nda Osmanlıların başarılı olduğu tek cephe “Çanakkale Cephesi” olmuştur.

 

Hicaz ve Yemen Cephesi

Cephenin Açılma Sebepleri:

*    Osmanlı Devleti’nin kutsal yerleri İngilizler’den korumak istemesi.

 

Cephenin Özellikleri:

*    İngilizler Araplar’ı Osmanlı aleyhine kışkırtmıştır.

*    Fahrettin Paşa İngilizler’le ve Mekke Emiri Şerif Hüseyin ile mücadele etmiş, başarılı olunamamıştır.

NOT: Osmanlı Devleti; bu cephede Arapların , İngilizlerle beraber hareket etmesinden dolayı başarılı olamamıştır.

 

Filistin ve Suriye Cephesi

 

Cephenin Özellikleri:

*    Kanal harekatının başarısız olması üzerine karşı taarruza geçen İngilizler Kudüs’ü Osmanlı’dan almıştır.

*    İngiliz ilerleyişi Mustafa Kemal Paşa tarafından Halep’in kuzeyinde durdurulmuştur.

 

Galiçya Makedonya - Romanya Cepheleri

Cephenin Açılma Sebepleri:

1-     Osmanlıların, bu cephelerde müttefiklerine (özellikle Almanlar’a) yardım etmek istemesi.

2-    Osmanlıların, Makedonya üzerinden geçen ve Almanya ile kara bağlantısını sağlayan demiryolunun güvenliğini sağlamak istemesi

 

Cephenin Özellikleri:

*    Osmanlı; Rusya, Romanya ve Fransa ile mücadele etmiş, fakat başarılı olamamıştır.

 

CEPHELERLE İLGİLİ ÖNEMLİ NOTLAR

 

NOT-1: M.Kemal; Kafkas, Çanakkale ve Suriye-Filistin cephelerine katılmıştır.

NOT-2: Kafkas ve Kanal cepheleri taarruz cepheleridir ve bu cephelerin açılmasında Almanya’nın isteği etkili olmuştur. Kanal cephesinde Almanlar cephane yardımı da yapmışlardır.

NOT-3: Osmanlı Devleti Galiçya, Romanya ve Makedonya Cephesi’nde kendi sınırları dışında savaşmıştır.

NOT-4: Brest-Litowsk Antlaşması ile Osmanlılar, Berlin Antlaşması ile Rusya’ya verdiği Kars, Ardahan ve Batum’u geri almıştır

NOT-5: Osmanlı’nın kazandığı tek cephe Çanakkale’dir.

NOT-6: Başta kazanılmaya çalışılıp kaybedilen cephe Irak’tır.


OSMANLI DEVLETİ’Nİ PAYLAŞMAK İÇİN İMZALANAN GİZLİ ANTLAŞMALAR

 

Formül -----è BaL PoSaSı Mı

 

1-     Boğazlar Antlaşması (1915)

*    İngiltere, Fransa ve Rusya arasında imzalanmıştır.

*    İstanbul ve Boğazlar, Rusya’ya bırakılmıştır.

2-     Londra Antlaşması (1915)

*    İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya arasında imzalanmıştır.

*    İtalya’ya Antalya ve çevresi ile Oniki Adalar bırakılmıştır.

*    İtalya bu antlaşmadan sonra İtilaf Grubu’na katılmıştır.

 

3-     Petrograt Protokolü (1916)

*    İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya arasında imzalanmıştır.

*    Rusya’ya Boğazlar’a ek olarak Van, Erzurum, Bitlis ve Trabzon’a kadar olan Doğu Karadeniz bölgesi bırakılmıştır.

 

4-     Sykes-Picot Antlaşması (1916)

*    İngiltere ve Fransa arasında, İtalya’dan gizli olarak yapılmıştır.

*    Rusya; Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu’nun kendisine verilmesi şartı ile bu anlaşmayı kabul etmiştir.

*    Fransa’ya; Adana, Hatay, Suriye kıyıları ve Lübnan bırakılmıştır.

*    İngiltere’ye Musul hariç Irak bırakılmıştır.

*    Suriye’nin diğer bölgeleri ile Musul ve Ürdün’ü kaplayan bölgede Büyük Arap Krallığı kurulması kararı alınmıştır.

*    Arap Krallığı İngiliz ve Fransız himayesinde olacaktır.

*    Özerk bir Filistin Devleti kurulacaktır.

*    Bu antlaşma ile Araplar, İngilizler’in yanında Osmanlı’ya karşı savaşmıştır.

 

NOT: Antlaşmanın İtalya’dan gizli yapılmasında, İtalya’nın aktif olarak I.Dünya Savaşı’na katılmaması etkili olmuştur.

 

5-     Saint-Jean De Maurienne Antlaşması (1917)

*    İtalya, kendisinden gizli olarak imzalanan Sykes Picot Antlaşması’na tepki göstermiştir.

*    Konya, Antalya, Aydın ve İzmir çevresi İtalya’ya bırakılmıştır.

 

6-     Mc Mahon Antlaşması

*    Araplar’a Büyük Arap Krallığı kurma sözü verilmiştir.

*    İngilizler Araplar’ı Osmanlı aleyhine kışkırtmıştır.

GİZLİ ANTLAŞMALAR İLE İLGİLİ ÖNEMLİ NOTLAR

 

NOT-1: Rusya’da Bolşevik İhtilali olmuştur. Bunun üzerine İtilaf Devletleri Rusya’ya bırakılan toprakların yarısında Özerk Kürt Devleti oluşturmayı, diğer yarısını da Ermenistan’a vermeyi kararlaştırmışlardır.

NOT21: Bolşevik Rejimi Rusyası; gizli antlaşmaları açıklayınca, gizli antlaşmalar uygulanma zemini bulamamıştır.

NOT-3: Gizli Antlaşmalara tepki olarak Wilson İlkeleri yayınlanmıştır.

 

ABD’NİN SAVAŞA GİRMESİ VE SAVAŞIN SONA ERMESİ

 

*    Almanya'nın hammadde temini amacıyla denizaltı savaşlarına yönelmesi Atlas Okyanusu'nda İti laf Devletlerine hammadde taşıyan ABD ticaret gemilerine saldırmasına neden oldu.

*    Savaşın başında tarafsızlığını ilan eden ABD'nin Almanya'nın tulumu nedeniyle 2 Nisan 1917'de Almanya'ya savaş ilan etmesine neden oldu.

 

WİLSON İLKELERİ (8 Ocak 1918)

 

*  ABD Başkanı Wilson, gelecekte yapılacak barışın ilkelerini açıklamıştır. Buna göre;

1-     Yenen devletler, yenilenlerden savaş tazminatı ve toprak almayacaktır.

2-     Devletlerarasında gizli herhangi bir antlaşma yapılmayacak, antlaşmalar açık olarak yapılacak.

3-     Uluslararası anlaşmazlıkları barış yoluyla çözmek amacıyla, Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kurulacak.

4-     Her ulus kendi geleceğine kendisi karar verecektir.

5-     Türk egemenliği altında yaşayan diğer milletlere kendini yönetme hakkı verilecek.

6-     Uluslararası sularda dolaşım serbest olacaktır. Boğazlar her devlete açık olacak.

7-     Devletlerarasında eşitlik sağlanacak, uluslararası ekonomik engeller kaldırılacak.


8-     Ülkeler arasında silahlanma yarışına son verilecek.

NOT-1: Wilson İlkeleri'nin hükümleri zor durumda olan İttifak Devletlerinin ateşkes imzalamasını kolaylaştırmıştır. NOT-2: İtilaf Devletleri toprak elde etmek için Paris Barış Konferansı’nda “manda ve himaye” fikrini ortaya atmıştır. NOT-3: İtilaf Devletleri Wilson İlkeleri’ne ters düşmemek için Mondros Antlaşması’na 7. ve 24. maddeleri koymuşlardır.

 

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NI BİTİREN BARIŞ ANTLAŞMALARI

1-   Versailles (Versay) Antlaşması (28 Haziran 1919)                ----è Almanya ile imzalanmıştır.

2-   Saint Germain (Sen Jermen) Antlaşması (10 Eylül 1919) ----è Avusturya ile imzalanmıştır.

3-   Neuilly (Nöyyi) Antlaşması (27 Kasım 1917)                        ----è Bulgaristan ile imzalanmıştır.

4-   Trianon (Triyanon) Antlaşması (6 Haziran 1920)                 ----è Macaristan ile imzalanmıştır.

5-   Sevr Barış Antlaşması (10 Ağustos 1920)                               ----è Osmanlı ile imzalanmıştır.

NOT-1: Sevr Barış Antlaşması, Osmanlı Mebusan Meclisi kapalı olduğu için onaylanmamış ve uygulanamamıştır.

NOT-2: Sevr Barış Antlaşması, İtilaf devletlerinin kendi aralarındaki anlaşmazlıkları nedeniyle imzalanması gecikmiştir.

NOT-3: Triyanon Antlaşması, Macaristan’daki rejim değişikliği nedeniyle imzalanması gecikmiştir.

NOT-4: Bu antlaşmalar ile; Yeni devletler kuruldu, Askeri ve ekonomik sınırlamalar getirildi, Sınırlar değiştirildi.

 

Birinci Dünya Savaşı’nın Genel Sonuçları

*    Savaştan en karlı devlet İngiltere çıkmış ve Avrupa’nın bir numaralı devleti olmuştur.

*    Fransa, Almanya’nın etkisinden kurtularak ikinci güçlü devlet haline gelmiştir.

*    Rus, Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı imparatorlukları yıkılmış, yeni milli (ulusal) devletler kurulmuştur.

*    Litvanya, Letonya, Estonya, Finlandiya, Yugoslavya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan, SSCB gibi yeni devletler kurulmuştur..

*    Yenilen devletlerde rejim değişikliği olmuştur. Komünizm, Faşizm, Nazizm gibi, demokratik olmayan, baskıcı rejimler ortaya çıkmıştır.

*    Sömürgeciliğin yerini “manda ve himayecilik” almıştır.

*    Sınırlar çizilirken “milliyetçilik” ilkesi dikkati alınmadığından “azınlıklar” meselesi çıkmıştır.

*    I.Dünya Savaşı’nı bitiren antlaşmalar, II.Dünya Savaşı’nın zeminini hazırlamıştır (Özellikle Versay Antlaşması).

*    Dünya barışını sağlamak amacıyla Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kurulmuştur

 

NOT: Birinci Dünya Savaşı’nda ilk defa tank ve kimyasal silah kullanılmıştır.

 

MONDROS ATEŞKES ANLAŞMASI (30 EKİM 1918)

Osmanlıların Ateşkesi İmzalama Nedenleri:

*    Wilson İlkeleri’ne güvenilmesi.

*    Bulgaristan’ın I.Dünya Savaşı’ndan çekilmesi ile Osmanlı’nın Almanya ile kara bağlantısının kesilmesi.

*    Güney cephelerinin çökmesi ve Osmanlının savaşacak gücünün kalmaması.

*    İttihatçıların; yenilginin sorumluluğunun kendi üstlerine kalacağını bildiklerinden ülkeyi terk etmesi.

*    Ahmet İzzet Paşa Kabinesi’nin İtilaf Devletleri’nden ateşkes yapılmasını istemesi.

NOT: Mondros Ateşkes Antlaşması; Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda Osmanlı Devleti “Bahriye Nazırı Rauf Orbay ile “İngiliz Amirali Caltrop” arasında imzalanmıştır.

 

a)  Osmanlı Devleti’nin Egemenliğini Kısıtlayan Hükümler:

*    Boğazlar tüm devletlere açık olacak ve İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecek.

*    İtilaf Devletleri, kendi güvenliklerini tehdit edecek bir durumda herhangi bir stratejik noktayı işgal edebilecek (7.madde).

*    Vilâyât-ı Sitte’de (Altı il; Erzurum, Van, Harput, Diyarbakır, Bitlis, Sivas) bir karışıklık çıkarsa, İtilaf Devletleri buraları işgal edebilecek (24.Madde).

*    Bütün haberleşme-ulaşım araç ve gereçleri İtilaf Devletleri’nin kontrolüne verilecek.

 

b)   Askeri Hükümler:

*    Güvenliği sağlayacak askerden fazlası terhis edilecek.

*    İtilaf Devletleri ve Ermeni esirleri serbest bırakılacak.

*    Türk askerleri İtilaf Devletleri’nin kontrolünde kalacak.

*    Hicaz, Yemen, Suriye, Irak ve Trablusgarp’taki Türk subay ve askerler en yakın İtilaf devletine teslim edilecek.

c)  Ekonomik Hükümler:

*    Toros Tünelleri İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecek.

*    Tüm demiryolları ve donanma gücü İtilaf Devletleri’nin kontrolüne bırakılacak, gemiler limanlarda tutuklu kalacak.

*    Silah, cephane ve orduya ait tüm mallar İtilaf Devletleri’nin kontrolüne bırakılacak.

*    Yer altı ve yerüstü zenginlik kaynakları İtilaf Devletleri’nin kontrolüne bırakılacak.


*    Ülkenin ihtiyaç fazlası kömür, akaryakıt ve deniz gereçleri dışarıya satılmayacak.

Mondros Antlaşması’nın Sonuçları (Önemi)

*    Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir.

*    İttihat ve Terakki Partisi, adını “Teceddüt Partisi” olarak değiştirmiş ve kendini feshetmiştir.

*    Ermeniler korumaya alınmış ve doğuda bir Ermeni Devleti kurma zemini hazırlanmıştır “(24.Madde)”.

*    Antlaşmanın “7. Maddesi” Osmanlı topraklarının işgalini kolaylaştırmıştır.

*    İlk olarak İngilizler Musul’u işgal etmiştir (3 Kasım 1918). Ardından Urfa, Antep ve Maraş’a girmişlerdir.

*    İtilaf Devletleri’nin donanmaları İstanbul önlerine gelmiştir (13 kasım 1918).

*    İşgallere karşı Türk milleti tarafından direniş cemiyetleri kurulmuştur.

*    Azınlıklar da işgalleri kolaylaştırmak için zararlı cemiyetleri kurmuştur.

*    M.Kemal Suriye-Filistin Cephesi’nde iken, yabancı işgaline açık bırakan maddelere tepki göstermiştir.

 

CEMİYETLER

 

ZARARLI CEMİYETLER

YARARLI CEMİYETLER

 

Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler

 

Milli Varlığa Düşman Cemiyetler

 

Milli Cemiyetler

Etnik-i Eterya Cemiyeti

Teali İslam Cemiyeti

Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

Mavri Mira Cemiyeti

Sulh ve Selameti Osmaniye Fırkası

İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti

Pontus Rum Cemiyeti

Kürt Teali Cemiyeti

İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti

Kardos Cemiyeti

Hürriyet ve İtilaf Fırkası

Kilikyalılar Cemiyeti

Hınçak ve Taşnak Sütyun Cemiyeti

İngiliz Muhipleri Cemiyeti

Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti

Alyans İsrailit Cemiyeti

Wilson Prensipleri Cemiyeti

Trabzon Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti

 

 

Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

 

 

Milli Kongre Cemiyeti

 

ZARARLI CEMİYETLER

 

A - Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler

1-   Etnik-i Eterya Cemiyeti

*    İlk kurulduğunda Yunanistan’a bağımsızlığını kazandırmak amacıyla kurulmuştur (1814).

*    I.Dünya Savaşı’nda ise Rumlar’ın yaşadığı tüm toprakları Yunanistan’a katarak eski Bizans’ı canlandırmayı amaçlamışlardır.

2-   Mavri Mira Cemiyeti

*    İzmir ve çevresi ile Doğu Trakya’yı Yunanistan’a katmak için kurulmuştur.

 

3-   Pontus Rum Cemiyeti

*    Trabzon Rum İmparatorluğu’nu tekrar kurmak amacı ile Rumlar tarafından kurulmuştur.

4-   Kardos Cemiyeti

*    Bu cemiyet Rum göçmenlerine yardımcı olmak görüntüsü altında Pontus Rum Cemiyetine yardımcı oluyordu.

 

5-   Hınçak ve Taşnak Sütyun Cemiyeti

*    Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni Devleti kurmak amacı ile, Ermeniler tarafından kurulmuştur.

6-   Makabi-Alyans İsrailit Cemiyeti

*    Filistin’den Elazığ’a kadar uzanan Büyük İsrail Devleti’ni kurmayı amaçlamışlardır.

 

NOT: Azınlıkların kurduğu cemiyetlerin çalışmalarında Rum ve Ermeni kiliseleri etkili olmuştur.

B - Milli Varlığa Düşman Cemiyetler

 

1-   Teali İslam Cemiyeti

*    Ülkenin kurtuluşunu hilafet ve saltanatta görmüşlerdir.

*    Anadolu’daki Milli Mücadele’yi engellemek için İstanbul’daki bazı müderrisler tarafından kurulmuştur.

2-   Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası

*    İttihat ve Terakki karşıtlarından oluşmuştur.

*    Padişaha bağlılığı savunmuşlardır.


3-   Kürt Teali Cemiyeti

*    Wilson İlkeleri’nden yararlanarak doğuda bir Kürt Devleti kurmak amaçlanmıştır.

*    İngilizler’in yardımıyla İstanbul’da kurulmuştur.

*    Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile birleşmeyi reddetmiştir.

 

4-   Hürriyet ve İtilaf Fırkası

*    İttihat ve Terakki’nin en büyük karşıtlarıdır.

*    Milli Mücadele’yi İttihatçıların hareketi olarak gördüklerinden Mondros’tan sonra Milli Mücadele’ye karşı iç ayaklanmalarda öncü olmuşlardır.

 

5-   İngiliz Muhipleri Cemiyeti

*    İngilizler’in parasıyla İstanbul’da kurulmuştur.

*    İngiliz mandasını savunmuşlardır.

*    Osmanlı Devleti ve özellikle “Sadrazam Damat Ferit Paşa” tarafından desteklenmiştir.

 

6-   Wilson Prensipleri Cemiyeti

*    Osmanlı Devleti’nin kurtuluşunun ancak ABD’nin mandası ile mümkün olabileceği savunulmuştur.

*    Cemiyetin kurucularından bir kısmı Kurtuluş Savaşı’nda Milli Mücadelecilere katılmıştır.

YARARLI CEMİYETLER (Milli Cemiyetler) 1- Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

*    Trakya’nın Yunanlar’a verileceği endişesi ile Edirne’de kurulmuştur.

*    Osmanlı Devleti parçalandığı takdirde Batı Trakya ile birleşerek, Trakya Cumhuriyeti’ni kurmayı amaçlamıştır.

*    Mondros’tan sonra kurulan ilk direniş cemiyetidir (2 Aralık 1919).

*    Lüleburgaz, Edirne kongrelerini düzenlemişlerdir.

 

2-   İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti

*    İzmir’in Yunanlar’a verilmesini engellemek amacı ile kurulmuştur.

 

3-   İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti

*    İzmir’in işgali üzerine kurulmuştur.

*    I. ve II. Balıkesir Kongresi ile Alaşehir Kongresi’ni düzenlemişlerdir.

4-   Kilikyalılar Cemiyeti

*    Adana ve çevresinin Ermeniler’e verilmesini engellemek ve Fransız işgalinden korumak için kurulmuştur.

 

5-   Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti

*    Trabzon ve çevresinde Pontus Rum Devleti’nin kurulmasını engellemek için kurulmuştur.

6-   Trabzon Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti

*    Trabzon ve çevresinde bağımsız bir Türk Devleti kurmak amacı ile kurulmuştur.

*    İlk kurulduğunda padişaha bağlı iken daha sonra Milli Mücadele’ye katılmıştır.

 

7-   Doğu Anadolu (Şark Vilayetleri) Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

*    Doğuda bağımsız bir Ermeni Devleti’nin kurulmasını engellemek için kurulmuştur.

*    Erzurum Kongresi’ni düzenlemişlerdir.

 

8-   Milli Kongre Cemiyeti

*    Türkler’e karşı yapılan yanlış propagandaları basım ve yayım yoluyla dünyaya duyurmak amaçlanmıştır.

*    Kuva-yı Milliye” deyimini ilk kullanan cemiyettir.

 

MİLLİ CEMİYETLERİN ÖZELLİKLERİ

 

*    Cemiyetlerde “Türklük” duygusu ön plandadır.

*    Cemiyetler sadece bulundukları bölgeleri kurtarmak için kurulmuştur.

*    Genellikle basın ve yayın yoluyla mücadele etmişlerdir.

*    Milli Cemiyetler; Sivas Kongresi’nde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı ile birleştirilmiştir.


PARİS BARIŞ KONFERANSI (18 Ocak 1919)

Toplanma Amacı: I.Dünya Savaşı’nı sona erdirecek barış antlaşmaların metninin hazırlanması için toplanılmıştır.

 

*    İtilaf Devletleri; Araplar’ı, Ermeniler’i ve Rumlar’ı Osmanlı toprakları üzerinde çoğunlukta oldukları yerleri ispat etmeye çağırmıştır.

*    Konferansta pek çok sahte belge kullanılmıştır.

*    Wilson İlkeleri’ne ters düşmemek için manda ve himaye düşüncesi” kabul edilmiştir.

*    İzmir ve çevresi ile İstanbul’a kadar olan Doğu Trakya, Yunanlar’a bırakılmıştır. (Bu durum İtalya’nın büyük tepkisine sebep olmuştur)

*    Batı Akdeniz İtalya’ya bırakılmıştır.

*    Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurulması kararlaştırılmıştır.

*    Gizli antlaşmalar gereği Urfa, Antep ve Maraş ve Suriye ile Lübnan Fransa’nın mandaterliğine verilmiştir.

*    Irak ve Filistin İngilizler’in mandaterliğine verilmiştir.

*    Cemiyet-i Akvam’ın (Milletler Cemiyeti) kurulması kararlaştırılmıştır.

 

Önemi: İtilaf Devletleri arasında ilk kez anlaşmazlık çıkmıştır.

NOT-1: Gizli antlaşmalarla İtalyanlar’a bırakılan İzmir ve çevresi, İngiltere’nin karşısında güçlü bir devlet görmek istememesi nedeniyle Yunanlar’a bırakılmıştır.

NOT-2: ABD, Monroe Doktrini’ne uyarak Avrupa’ya müdahale etmemiştir.

 

v             Manda ve Himaye Sistemi: Güçsüz ve az gelişmiş devletlerin kendilerine yönetecek düzeye gelinceye kadar, Milletler Cemiyeti adına bazı büyük devletler tarafından yönetilmesi. (Sömürgeciliğin modernleştirilmiş şekli de denilebilir).

 

İŞGALLER BAŞLIYOR

 

İngiltere ----è     3 Kasım 1918'de Musul'u işgal etti (ilk işgal edilen yer). Ayrıca; İskenderun, Urfa, Antep, Maraş, Kars ve Batum'u işgal etti. Samsun, Merzifon, Eskişehir, Afyon'a asker sevk etti.

Fransa    ----è Adana, Mersin, Hatay-Dörtyol ve Afyon İstasyonu'nu işgal etti.

 

İtalya      ----è İtalyanlar önce pasif kaldılar. Ancak Yunanistan'ın lehine gelişmelerin yaşanması harekete geçmelerine neden oldu. Antalya ve çevresini işgal ettiler.

İZMİR’İN İŞGALİ (15 Mayıs 1919)

 

*    Yunanlar İzmir ve çevresinde Rum nüfusunun Türkler’den fazla olduğunu iddia etmiştir.

*    Yunanlar Avrupalı devletlerin de desteğini alarak İzmir’i işgal etmiştir (15Mayıs 1919).

*    Hasan Tahsin adında bir gazeteci Yunanlar’a ilk kurşunu atarak “Milli Mücadele”yi başlatmıştır.

*    Yunanlar kısa sürede Gediz ve Menderes vadilerini işgal etmiş Manisa ve Aydın’a kadar ilerlemişlerdir.

*    Yunanlar’ı Aydın’dan sonra Demirci Mehmet Efe , Salihli yakınlarında da Çerkez Ethem durdurmuştur.

*    Halk, asker, efeler ve eskiden eşkıyalık yapan bazı kişiler tarafından direniş cemiyetleri kurulmuş ve Kuvay-ı Milliye” birlikleri oluşturulmuştur.

 

KUVAY-I MİLLİYE

 

v    Kuvay-ı Milliye: Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra ülkede başlayan işgallere karşı, Türk halkının bulundukları bölgeleri savunmak için kurdukları düzensiz-yerel savunma birlikleridir.

 

Kuvay-ı Milliye’nin Kurulmasında Etkili Olan Nedenler

*  Mondros Ateşkesi gereğince, Osmanlı ordusunun terhis edilmiş olması.

*  Anadolu’nun yer yer işgal edilmiş olması.

*  İstanbul hükümetinin işgaller karşısında etkisiz olması.

*  Azınlıkların Türk halkına baskılar yapması.

 

Kuvay-ı Milliye’nin Yararları (Faydaları)

*  Milli bilincin güçlenmesine katkı sağlamışlardır.

*  İstanbul-Ankara yolunu açık tutarak; İstanbul’dan Anadolu’ya insan,silah ve cephane naklini kolaylaştırmışlardır.

*  Yunan ordusunu durduramasalar da Anadolu’ya rahatça ilerlemesini engellemişlerdir.

*  Düzenli ordunun teşkilatlanması için zaman kazandırmışlardır.

*  Milli mücadeleye karşı çıkan isyanların bastırılmasında rol oynamışlardır.


NOT: 8 Kasım 1920’de Düzenli Ordu”nun kurulması ile “Kuvay-ı Milliye” kaldırılmıştır.

Kuvay-ı Milliye’nin Kaldırılmasının Nedenleri

*    Askerlik tekniğini yeteri kadar iyi bilmemeleri, dağınık, düzensiz olarak mücadele etmeleri.

*    Düzenli düşman ordularını durduracak güçten yoksun olmaları.

*    Halktan zorla para ve malzeme toplamaları.

*    Suçlu buldukları kimseleri yargılamaları.

*    TBMM’nin aldığı bazı kararlara karşı gelmeleri.

AMİRAL BRİSTOL RAPORU (13 Ekim 1919)

 

*    Yunan işgaline karşı direniş cemiyetlerinin kurulması İtilaf Devletleri tarafından hayretle karşılanmıştır.

*    Avrupa basınında Türkler lehine yazılar yazılmaya başlanmıştır.

*    İtilaf Devletleri durumu incelemek için işgal bölgesine bir komisyon göndermiştir.

*    Amerika Delegesi Amiral Bristol aşağıdaki raporu hazırlamıştır:

1-    İzmir ve çevresindeki hristiyan halka işkence yapıldığına dair Paris Konferansı’na yanlış bilgi verilmiştir. Bu bilgiyi veren devletler ve kişiler sorumludur.

2-     İşgalden sonra Batı Anadolu’da yapılan katliamlardan Yunanlar sorumludur.

3-     Yunan askerleri geri çekilmeli ve yerlerine İtilaf devletlerinin kuvvetleri gönderilmelidir.

4-     İzmir ve çevresinde Türk halkının nüfusu fazladır. Bu nedenle burasının Yunanlar’a verilmesi söz konusu olamaz.

 

Amiral Bristol Raporu’nun Önemi:

*    Türkler’in katliam yaptığı haberleri tarafsız bir devlet tarafından yalanlanmıştır.

*    Rumlar’ın Ege Bölgesi’nde çoğunlukta olduğu iddiasının yalan olduğu ispatlanmıştır.

*    İşgalin haksız olduğu dünya kamuoyuna bildirilmiştir.

*    Ege Bölgesi’ndeki Türkler’in Yunanistan’a katılmayı kabul etmeyeceği belirtilmiştir.

 

KURTULUŞ SAVAŞI HAZIRLIK DÖNEMİ

 

Mustafa Kemal’in İstanbul’a Gelişi

*    M.Kemal’in Mondros Antlaşması’nın hükümlerine karşı çıkması üzerine İstanbul Hükümeti, Yıldırım Orduları Komutanlığı’nı kaldırarak M.Kemal’i İstanbul’a çağırmıştır.

*    M.Kemal, İstanbul’da işgalci devletlerin donanmasını görünce; Geldikleri gibi giderler”, diyerek, kurtuluşa olan inancını belirtmiştir.

*    M.Kemal, Padişah Vahdettin’e de düşüncelerini anlatmak istemiş, fakat Padişah’ın bir şey yapamayacağını anlamıştır.

*    M.Kemal İstanbul’da kaldığı süre içerisinde arkadaşlarına Mondros’un hükümlerine uymamalarını söylemiştir.

*    M.Kemal İstanbul’da yapılabilecek bir şey olmayınca Anadolu’ya geçmenin yollarını aramıştır.

 

Mustafa Kemal’in Samsun’a Çıkışı

*    Samsun ve çevresinde Pontus Rum çeteleri Türkler’e saldırmıştır.

*    İngilizler Avrupa kamuoyunu yanıltarak, saldırıların Türkler tarafından gerçekleştirildiğini bildirmiştir.

*    İngiltere, Samsun ve çevresinin silahsızlandırılmasını, yoksa, bu bölgeyi işgal edeceğini söylemiştir.

*    İngilizler’in baskıları sonucu Damat Ferit Paşa sadrazam olmuştur.

*    M.Kemal Padişah iradesiyle; Samsun ve çevresindeki Türk halkı ile Rum çeteleri arasındaki olayları incelemek için 9.Ordu Müfettişi olarak Samsun’a gönderilmiştir (16 Mayıs 1919).

*    M.Kemal 16 Mayıs 1919’da yanındaki 17 kişi ile birlikte Samsun’a deniz yoluyla hareket etmiş ve 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ulaşmıştır.

*    M.Kemal, bölgede huzuru bozanların Rumlar olduğunu, İngilizler’in antlaşma hükümlerine uymadıklarını İstanbul Hükümeti’ne bir telgrafla bildirmiştir.

*    M.Kemal, İstanbul Hükümeti’nin bir şey yapmaması üzerine millet ve orduyu bilinçlendirmek için daha güvenli olan Havza’ya geçmiştir. (25 Mayıs 1919).

 

NOT: M.Kemal’in Samsun’a çıkarken kurtuluş için düşündüğü tek çare; Milli egemenliğe dayalı, kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmaktır.

HAVZA GENELGESİ (28 Mayıs 1919)

 

*    M.Kemal; Havza’da hazırladığı bir genelgeyi ülkenin askeri ve mülki amirlerine bildirmek için telgraflar çekmiştir.

Genelgenin içeriği şunlardır:

*    Mitingler düzenlenerek işgaller protesto edilmelidir.

*    İstanbul Hükümeti’ne protesto telgrafları çekilmelidir.

*    Büyük devletlerin temsilcilerine uyarı mektupları ve telgrafları çekilmelidir.

*    Mitinglerde ve protestolarda hristiyan halka zarar verilmemelidir.


Havza Genelgesi’nin Önemi:

*    Havza Genelgesi ile halkın milli mücadele için bilinçlenmesi sağlanmaya çalışılmıştır

*    Ülkenin pek çok yerinde işgalleri protesto mitingleri düzenlenmiştir.

*    İtilaf Devletleri’nin baskısıyla Harbiye Nezareti M.Kemal’i İstanbul’a çağırmıştır (8 Haziran 1919).

*    M.Kemal çağrıya cevap vermemiş, ve Amasya’ya geçmiştir (12 Haziran 1919).

 

AMASYA GENELGESİ (22 Haziran 1919)

 

*    M.Kemal bazı arkadaşlarını gizli olarak Amasya’ya çağırmış ve işgaller hakkında görüşmüştür.

*    Rauf Bey, Refet Paşa, Ali Fuat Paşa, Cemal Paşa ve Kazım Karabekir’in de onayıyla Amasya Genelgesi yayınlanmıştır.

 

Amasya Genelgesi’nin Maddeleri:

*    Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. (Gerekçe)

*    İstanbul Hükümeti, üzerine düşen görevi yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok durumuna düşürmektedir.

*    Milletin geleceğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. (Amaç ve yöntem)

*    Her türlü etki ve denetimden uzak bir kurul oluşturulmalıdır. (Temsil Kurulu)

*    Anadolu’nun en güvenilir yeri olan Sivas’ta milli bir kongre düzenlenmeli, bunun için de her bölgeden üç delege Sivas’ta olacak şekilde yola çıkmalıdır.

*    Delegelerin seçimlerini Redd-i İlhak, Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri ve belediyeler yapacaktır.

*    Doğu illeri için 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır.

*    Mevcut askeri ve milli örgütler kesinlikle dağıtılmayacak, komuta bırakılmayacak ve başkalarına teslim edilmeyecek.

*    Bu genelge sır olarak tutulmalı ve delegeler kimliklerini gizli tutarak seyahat etmelidirler.

Amasya Genelgesi’nin Önemi:

*  Türk inkılabının ihtilal safhası başlamıştır.

*  Kurtuluş Savaşı’nın; gerekçesi , amacı ve yöntemi belirtilmiştir.

*  İlk kez “milli egemenliğe dayalı bir yönetim”den bahsedilmiştir.

*  Mustafa Kemal bu genelgeyi yayınlayarak ilk defa İstanbul’un verdiği yetkileri aşmıştır”.

*  Türk milleti hem İstanbul Hükümeti’ne hem de işgalci güçlere karşı mücadeleye çağrılmıştır.

*  Üstü kapalı olarak Temsil Kurulu”nun oluşturulmasından bahsedilmiştir.

*  M. Kemal’in asker olarak son eylemi Amasya Genelgesi olmuştur.

 

NOT: Genelge yayınlandıktan sonra İngilizler’in baskısı sonucu İstanbul Hükümeti, M.Kemal’i görevinden alarak İstanbul’a çağırmıştır. M.Kemal ise kendisinin “padişahın iradesiyle” atandığını bildirerek zaman kazanmaya çalışmıştır.

ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz 7 Ağustos 1918)

 

*    Toplanma amacı yönünden bölgesel”, aldığı kararlar açısından ise ulusal bir kongredir.

*    Kongreyi Kimler Topladı: Doğu Anadolu M.H.C ve Trabzon M.H.C topladı. (Ermeni ve Rumlara karşı toplanmıştır).

*    Kongredeki Tartışma Konuları: M. Kemal’in başkanlığı ve Manda ve Himaye”.

*    İstifa Edenler: M. Kemal ve Rauf Orbay’ın seçilebilmesi için Cevat Dursunoğlu ve Kazım Yurdalan istifa etmiştir.

 

 

Erzurum Kongresi’nin Maddeleri (Kararları)

 

1-   Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez.

*  Milli sınırlar kavramından ilk defa bahsedilmiştir.

*  Misak-ı Milli’ye temel olmuştur.

2-   Manda ve himaye kabul edilemez.

*  Amaç: tam bağımsızlıktır.

3-   Kuvay-i Milliye’yi etkin, milli iradeyi hakim kılmak esastır.

*  Milli irade kavramıyla demokrasi, cumhuriyet ve padişahlığın olmadığı anlamı çıkar.

4-   Bağımsızlığa aykırı olmadığı sürece dış yardım alınabilir. (SSCB kast edilmiştir.)

5-   Osmanlı Mebusan Meclisi açılmalı ve Hükümeti (Damat Ferit’in hükümeti) meclis tarafından denetlenmelidir.

 

Erzurum Kongresi’nin Önemi

 

*    Milli sınırlardan ilk defa bahsedilmiştir.

*    M. Kemal’in sivil olarak ilk eylemidir. (M. Kemal’in asker olarak son eylemi Amasya Genelgesidir)

*      Manda ve himaye ilk kez reddedilmiştir”.

*      Kararları uygulamak üzere Temsil Heyeti oluşturulmuştur.


 

 

·  Tek milli kongredir.


SİVAS KONGRESİ (Eylül 1919)


·  Erzurum Kongresi’nde kurulan Temsil Heyetine, M. Kemal başkan seçilmiştir.

·  Erzurum Kongresi’nde kurulan Temsil Heyeti Sivas’ta genişletilmiştir.

·  Sivas Kongresi’ni “Elazığ valisi Ali Galip” ve “Ankara valisi Muhittin Paşa” kongrenin toplanmasını engellemek istemişlerdir.

 

Sivas Kongresi’nin Maddeleri (Kararları)

 

1-   Erzurum Kongresi’nin ulusal olan tüm maddeleri kabul edilmiştir.

2-   Manda ve himaye kesin olarak reddedilmiştir”.

3-   İrade-i Milliye gazetesi” çıkarıldı.

4-   Tüm yararlı cemiyetler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla birleştirildi.

5-   Temsil heyeti (hükümet) Ali Fuat Cebesoy’u Batı Anadolu Kuvay-i Milliye komutanlığına atadı.

* Bununla Temsil heyeti ilk defa yürütme gücünü kullanmış oldu.

NOT: Sivas Kongresi’nden sonra Damat Ferit hükümeti istifa etmiş yerine Ali Rıza Paşa Hükümeti kurulmuştur.

 

 

Sivas Kongresi’nin Önemi

*  Manda ve himaye kesin bir dille reddedilmiştir.

*  Erzurum kongresi kararları millileştirilerek kabul edilmiştir.

*  Milli Cemiyetler, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla birleştirilmiştir.

*  İrade-i Milliye gazetesinin çıkarılmasına karar verilmiştir.

*  Kongreler dönemi kapanmıştır.

*  Misak-ı Milli esasları belirlenmiştir.

*  Temsil Heyeti’nin üye sayısı artırılarak, “Bütün vatanı temsil eder hale getirilmiştir.

*  Milli birlik ve beraberlik büyük oranda sağlanmış ve ulusal örgütlenme tüm vatanı kapsamıştır.

*  Mustafa Kemal lider olarak benimsenmiştir.

*  Tam bağımsızlık ve milli egemenlik ilkeleri temel prensip olarak kabul edilmiştir.

 

AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20-22 Ekim 1919)

 

*    Elazığ valisi Ali Galip Sivas Kongresi’nin toplanmasını engelleyemeyince Padişah Vahdettin (VI. Mehmet) sadrazam olan Damat Ferit’i görevinden almıştır.

*    Bunun üzerine padişah yeni hükümeti kurma görevini Ali Rıza Paşa’ya vermiştir.

*    Ali Rıza Paşa ile Temsil Heyeti arasında yakınlaşma başlamış ve Amasya Görüşmeleri başlamıştır.

 

·         Amasya Görüşmelerine;

----è  Temsil heyeti adına M. Kemal

----è  İstanbul hükümeti adına Bahriye Nazırı Salih Paşa katıldı.

NOT Böylece, İstanbul hükümeti; Anadolu hareketini (temsil heyeti ve milli mücadeleyi) resmen ve hukuken tanıdı.

 

·          Bu görüşme sonrasında kabul edilen kararlar şunlardır:

*  İstanbul Hükümeti Sivas Kongresi kararlarını aynen kabul edecektir.

*  İstanbul Hükümeti Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni yasal bir kuruluş olarak tanıyacaktır.

*  Azınlıklara siyasi ve ekonomik ayrıcalıklar verilmeyecektir.

*  Meclis-i Mebusan’ın bir an önce toplanması sağlanacaktır.

*  Türklerin çoğunlukta olduğu bölgelerin işgaline izin verilmeyecektir.

*  İtilaf Devletleri ile yapılacak barış görüşmelerinde Temsil Heyeti’nin uygun göreceği kişilerin bulunması sağlanacaktır.

NOT-1: Bu kararlar dışında taraflar arasında gizli kalması kararlaştırılan bir protokol de imzalanmıştır.

Amasya Görüşmeleri’nin Önemi:

1-   İstanbul Hükümeti, Temsil Heyeti’ni hukuki olarak tanımıştır”.

2-   İstanbul Hükümeti, Sivas kongresi kararlarını kabul etmekle “Anadolu’da milli mücadeleyi” hukuksal olarak tanımış oluyordu.

3-   Anadolu’nun haklılığı ulusal mücadeleye katılımı artırırken itilaf Devletleri de Türk ulusunu diledikleri gibi yönlendiremeyeceklerini anlamaya başladılar.


NOT-2 : İstanbul Hükümeti; Amasya Görüşmeleri’nde alınan Meclis-i Mebusan ‘ın açılması kararı dışında hiç bir karara uymadı. Görüşmeler neticesinde sadece İstanbul’daki Mebusan Meclisi’nin açılması konusunda uzlaşma sağlandı.

·  Ancak meclisin toplanacağı yer konusu tartışma yaratmıştır.

* M. Kemal, meclisin Ankara’da, İstanbul hükümeti ise İstanbul’da toplanmasını istedi.

·  Sonunda padişahın emriyle Mebusan Meclisi İstanbul’ da toplandı.

·  M. Kemal, Erzurum”dan aday oldu ve seçildi.

 

·  M. Kemal hakkında tutuklanma kararı olduğu için İstanbul’a gidemedi. Ancak, İstanbul’a gidecek arkadaşlarından üç istekte

bulundu:

1-   Beni Mebusan Meclisi’ne başkan seçin.

2-   Osmanlı Meclisi’nde Müdafa-i Hukuk” grubunu kurun.

3-   Misak-ı Milli belgesini meclisten geçirin.

 

TEMSİL KURULU’NUN ANKARA GELİŞİ (27 Aralık 1919)

 

*  M.Kemal, Temsil Kurulu ile birlikte Ankara’ya gelmiştir.

*  Ankara ili; Erzurum ve Sivas’tan sonra Milli Mücadele’nin yeni merkezi olmuştur.

Ankara’nın Merkez Seçilmesi’nin Nedenleri:

*  Ülkenin doğusunun ve batısının Ankara’dan kontrol edilebilir olması.

*  Düşman tehlikesinden uzak bulunması.

*  Asıl savaşın olduğu Batı Cephesi’ne yakın olması.

*  Demiryolu ulaşımı ve haberleşmenin elverişli olması.

*  İstanbul’daki gelişmeleri daha yakından izleme imkanının bulunması.

 

NOT-1 : M.Kemal, mecliste alınacak kararların metnini kendisi hazırlamıştır.

NOT-2 : M.Kemal meclise toplantıya gitmese bile kendisinin Mebusan Meclisi’ne başkan seçilmesini istemiştir.

NOT-3 : Ankara’da, Hakimiyet-i Milliye adlı gazete yayınlanmaya başlamıştır.

NOT-4 : Meclis seçimleri yapılmış ve yapılan seçimleri milli mücadele taraftarları çoğunlukla kazanmıştır.

 

SON OSMANLI MEBUSAN MECLİSİ’NİN AÇILMASI (12 Ocak 1920)

 

*  Son Osmanlı Mebusan Meclisi 12 Ocak 1920’de açılmıştır.

*  M.Kemal, Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu oluşturarak kendi fikirlerinin Mebusan Meclisi’nde kabul edilmesini ve meclise başkan seçilmeyi istemiştir.

*  Mebusan Meclisi; Müdafa-i Hukuk Grubu”nu tanımamış, bunun yerine Felah-ı Vatan Grubu oluşturulmuştur.

*  Meclis M.Kemal’i başkan seçmemiştir.

*  Mebusan Meclisi padişaha bağlı gibi hareket etmiştir.

*  Mebusan Meclisi, esaslarını M.Kemal’in belirlediği Misak-ı Milli Kararları”nı kabul etmiştir (28 Ocak 1920).

MİSAK-I MİLLİ (Milli Ant – Milli Yemin)

 

·  Misak-ı Milli belgesi bir parlamento başkaldırısıdır.

·  Misak-ı Milli ile milli sınırlar kesin olarak çizildi.

Misak-ı Milli Kararları (Maddeleri) şunlardır:

1-   Milli Sınırlar içinde vatan bir bütündür, asla parçalanamaz. Mondros imzalandığı gün (30 Ekim 1918) düşman elinde olmayan yerler Türk toprağıdır.

*  Bu maddeyle “Musul” kastedilmiştir.

*  İngiltere bu maddeye tepki olarak;

a-  İstanbul’u resmen işgal etti.

b-   Mebusan meclisini kapattı.

c-   Misak-ı Milli’ye evet oyu veren mebusları “Malta”ya sürdü.

2-   Elviye-i Selase (Üç il; Kars-Ardahan-Batum), Batı Trakya ve Arap Vilayetleri için referandum yapılacaktır.

3-   Azınlıklara komşu ülkelerde Türkler’e tanınan haklar kadar hak verilecektir.

4-   Boğazlar konusunda diğer devletlerle yapılacak anlaşmalarla alınan kararlar uygulanacaktır.

5-   Hiçbir ülkeye Kapitülasyonlar verilmeyecektir.

6-.İstanbul ve Marmara Denizi güvenlik altına alınmalıdır.

Metin Kutusu: Kapitülasyonlar	Azınlıklar	Boğazlar	Sınırlar	Araplar	Referandum


Misak-ı Milli’nin Önemi:

*  Misak-ı Milli ile Türk vatanının sınırları çizilmiştir.

*  Bağımsızlık yolunda önemli bir adım atılmıştır.

*  Erzurum ve Sivas kongreleri kararları Mebusan Meclisi tarafından da kabul edilmiştir.

*  Türk Ulusu bağımsızlık bilincine ulaşmıştır.

*  Misak-ı Milli ile belirlenen sınırlar, Lozan Barış Antlaşması ve sonrasında bugünkü sınırlarımız oluşturulmuştur.

*  Misak-ı Milli’nin kabul edilmesi ile İtilaf Devletleri İstanbul’u işgal etmiş ve Mebusan Meclisi basılmıştır (16 Mart 1920).

*  Mebusan Meclisi’nin kapatılması TBMM’nin açılmasının zeminini hazırlamıştır.

İSTANBUL’UN İŞGALİ (16 Mart 1920)

 

*  İtilaf Devletleri Mebusan Meclis’inin kapatılması ile Milli Mücadele’nin sona ereceğine inanmıştır.

*  Baskılar sonucu Ali Rıza Paşa görevinden istifa etmiş (3 Mart 1920), yerine Salih Paşa sadrazam olmuştur (8 Mart 1920).

*  Adana çevresinde Ermeniler’in katledildiği yolunda yalan haberler yayılmıştır.

*  İtilaf Devletleri sözde katliamdan İstanbul Hükümeti’ni sorumlu tutmuş ve İstanbul’u işgal etmişlerdir.

 

İstanbul’u İşgal Eden İtilaf Devletlerinin Yayınladığı Genelge:

1-   İşgal geçicidir.

2-   İtilaf Devletleri’nin amacı işgal değil, Osmanlı Devleti’nin nüfuzunu arttırmaktır.

3-   Anadolu’da isyan çıkarsa ya da Türkler katliam yaparsa İstanbul Türkler’den alınacaktır.

4-   Herkes saltanatın merkezi olan İstanbul’un emirlerine uymak zorundadır.

 

M.Kemal’in İstanbul’un İşgali Üzerine İtilaf Devletleri’ni Protesto Edişi ve Aldığı Önlemler:

*  İstanbul ile telefon ve telgraf görüşmeleri kesilmiştir.

*  İstanbul’da yapılan tutuklamalara misilleme olarak Anadolu’daki İtilaf Devletleri’nin görevli subayları tutuklanmıştır.

*  İstanbul ve Adana’dan düşman askerinin ulaşımını önlemek için Niğde Ulukışla’da ve İzmit Geyve çevresindeki demiryolları tahrip edilmiştir.

*  Eskişehir ve Afyon çevresindeki İngiliz kuvvetlerinin bölgeden çıkarılması ya da silahsızlandırılması kararlaştırılmıştır.

*  Anadolu’da bulunan resmi ya da özel bütün mali kuruluşların para ve değerli eşyaları belirlenerek İstanbul’a gönderilmesi yasaklanmıştır.

İstanbul’un İşgali’nin Sonuçları:

*  İtilaf Devletleri Salih Paşa’ya Misak-ı Milli’ye karşı olduğunu ilan etmesini istemişlerdir.

*  Salih Paşa baskılara dayanamayarak istifa etmiş, yerine yeniden Damat Ferit Paşa sadrazam atanmıştır (5 Nisan 1920).

*  Padişah meclisi feshetmiştir (11 Nisan 1920).

*  İtilaf Devletleri meclisi dağıtmıştır.

*  Milletvekillerinin bir kısmı sürgün olarak Malta’ya gönderilmiştir.

*  Kaçabilen milletvekilleri Ankara’ya gelmiştir.

*  Damat Ferit Paşa Şeyhülislam’a Kuva-yı Milliye aleyhine bir fetva yazdırarak fetvayı ülkenin her yanına dağıtmıştır.

 

TBMM’NİN AÇILMASI (23 Nisan 1920)

·  İngiltere son Osmanlı Mebusan Meclisini kapatınca yeni ve milli bir meclisi Ankara’da açma şansı ortaya çıktı.

·  Meclisin ilk ismi Büyük Millet Meclisi’dir.

·  Ankara’da TBMM’nin açılmasıyla şu ana kadar bir hükümet gibi çalışan Temsil Heyeti sona erdi.

I.   TBMM’NİN ÖZELLİKLERİ

1-   TBMM bir savaş meclisidir. Kurtuluş savaşını yaptı.

2-   TBMM güçler birliğini kullanmıştır. Yasama, yürütme, yargıyı kullandı.

* Buradaki Amaç: hızlı karar almak ve uygulamaktır.

3-   Birinci Meclis milli bir meclistir,-------- è İçinde azınlıklar yoktur.

4-   TBMM kurucu bir meclistir,         ----è 1921 anayasasını (Teşkilat-ı Esasiye) yaptı.

5-   TBMM demokratik bir meclistir, ----è Üyeleri seçimle gelenler ve İstanbul’dan kaçan mebuslardan oluşur.

I. TBMM’NİN ÇIKARDIĞI KANUNLAR

1.     Ağnam vergisinin arttırılması kanunu. (çıkarılan ilk kanun.)

2.     Hıyanet-i Vataniye kanunu.

3.     İstiklal Mahkemeleri kanunu.

4.     İstiklal Marşı kabul edildi.

5.     İstiklal Madalyası kanunu.

6.     Men-i İsrafat kanunu.

7.     Men-i Müskirat kanunu.

8.     Başkomutanlık yasası.

9.     Nisab-ı Müzakere kanunu. (meclis tüzüğü.)


NOT: Tekalif-i Milliye Kanunu’nu meclis değil M. Kemal çıkarmıştır.

I.   TBMM’DE GRUPLAR

 

·  TBMM’de birlik ve beraberliğin bozulmaması için parti kurulmasına izin verilmemiştir. Bunun yerine gruplar kurulmuştur:

 

ü  Müdafa-İ Hukuk Grubu: M. Kemal’in grubudur.

ü  Tesanüd Grubu: Dayanışma grubudur. İttihatçıların grubudur.

ü  Halk Zümresi: Sovyet yanlısı sol bir gruptur.

ü  İstiklal Grubu: M. Kemal’e yakın gençlerin grubudur.

ü  Yeşil Ordu: Çerkez Ethem’in kurduğu sol İslami gruptur.

ü  Islahat Grubu: Yeniliklerle Osmanlı’yı kurtarmak isteyen gruptur.

TEŞKİLAT-I ESASİYE (1921 Anayasası) 20 OCAK 1921)

 

Yunan ilerleyişi devam ettiğinden bir anayasa çıkarılması zorlaşmıştır.

I. İnönü Savaşı’nın kazanılması üzerine M.Kemal bir önerge yayınlamıştır (13 Eylül 1920). Teşkilat-ı Esasiye adındaki bu önerge Türk Devleti’nin ilk anayasası olmuştur (20 Ocak 1921). 23 esas ve bir ek maddeden oluşmuştur.

Kanun-i Esasi’nin Teşkilat-ı Esasiye ile çelişmeyen bölümleri yürürlükte kalmıştır. Türkiye Devleti’nin ilk anayasasıdır.

 

1921 Anayasası’nın Maddeleri

1.                                Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.

2.                                Kanun yapmak (yasama) ve yürütme yetkisini kullanmak milletin tek ve gerçek temsilcisi olan TBMM’ye aittir.

3.                                Türkiye Devleti TBMM tarafından yönetilir ve hükümet “TBMM Hükümeti” adını alır.

4.                                TBMM, iller halkınca seçilen üyelerden oluşur.

5.                                TBMM’de seçim iki yılda bir yapılır.

6.                                TBMM, hükümeti seçtiği vekillerle (bakanlarla) yönetilir.

7.                                Şer’i hükümlerin uygulanması TBMM’ye aittir.

8.                                Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır.

 

Önemi:

·                                  Yeni Türk Devleti’nin kuruluşunun siyasi ve hukuki belgesidir.

·                                  Güçler Birliği İlkesi kabul edilmiştir.

·                                  Türk tarihinde ilk kez egemenlik ulusa verilmiştir.

·                                  Meclis içinde İstiklal Mahkemeleri kurulmuş ve yargı gücü de kullanılmıştır.

·                                  Ulusal birliğin bozulmaması için devletin rejimi belirtilmemiştir.

·                                  TBMM, yaptığı anayasa ile Kurucu Meclis özelliğini göstermiştir.

·                                  Meclis Hükümeti sistemi kabul edilmiştir.

·                                  Şer’i hükümlerin TBMM tarafından yerine getirilmesi kabul edildiğinden 1921 Anayasası laik bir anayasa değildir.

·                                  1921 Anayasası, 1924 Anayasası’nın ilanına kadar yürürlükte kalmıştır.

 

1921 Anayasası’nda Yapılan Değişiklikler

·                                  Devletin rejiminin cumhuriyet olduğu belirtilmiştir (1923).

·                                  Cumhuriyetin ilanı ile Meclis Hükümeti Sistemi sona ermiş Kabine Sistemi’ne geçilmiştir.

TBMM’YE KARŞI AYAKLANMALAR

 

v İstanbul Hükümetinin Çıkardığı İsyanlar:

·  İstanbul hükümeti otoritesini korumak ve TBMM’yi ortadan kaldırmak için isyan çıkardı.

·  Ahmet Anzavur İsyanı

·  Kuvay-i İnzibatiye

 

v İstanbul Hükümetiyle İtilafların Çıkardığı İsyanlar:

·  Bolu, Düzce, Hendek, Adapazarı isyanları

·  Yozgat, Çapanoğlu isyanı

·  Afyon Çapur Musa isyanı

·  Cemil Çeto isyanı

·  Koçgiri isyanı

·  Milli Aşiret isyanı

·  Ali Batı isyanı


v Azınlık İsyanları:

·  Rum

·  Ermeni

·  Yahudi

 

v Eski Kuvay-i Milliyecilerin İsyanları:

·  Çerkez Ethem

·  Demirci Mehmet

·  Yörük Ali

TBMM’NİN İSYANLARA KARŞI ALDIĞI ÖNLEMLER

1.     Hıyanet-i Vataniye kanunu çıkarıldı.

2.     İstiklal Mahkemeleri kuruldu.

3.     İstanbul’un çıkardığı fetvaya (Dürrizade Abdullah) karşı, Ankara Müftüsü “Rifat Börekçi”den fetva alınması.

4.     İstanbul ile tüm ilişkiler kesildi.

5.     Seyyar jandarma birlikleri kurulmuştur.

6.     Halkı sakinleştirmek için İrşad Heyetleri kurulmuştur.

7.     Düzenli ordular kuruldu.

SEVR ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920)

Anlaşmanın Geç İmzalanma Nedenleri:

1.     Anlaşma devletlerinin Osmanlı topraklarını paylaşamamaları.

2.     Türkler Kurtuluş Savaşı’nı başlatınca itilaflar anlaşmayı geciktirdiler.

 

·  Sevr’in taslağı San Remo Konferansı’nda çizildi.

·  Sevr’i Osmanlı adına Damat Ferit Paşa Hükümeti imzaladı.

·    “Sevr ölü doğmuş bir antlaşmadır”. Çünkü; Osmanlı meclisi kapalı olduğu için meclis tarafından onaylanmamıştır.

·  Osmanlı tarihinde Sevr ile beraber Ayastefanos ve Edirne-Segedin Anlaşması da yürürlüğe girememiştir.

 

SEVR ANTLAŞMASININ MADDELERİ

1.     Musul hariç Irak İngiltere’ye; Çukurova, Mardin, Lübnan, Suriye Fransa’ya verilecek.

2.     İzmir Yunanlı bir vali tarafından yönetilecek. 5 yıl sonra İzmir’de referandum yapılacaktır.

3.     Doğu’da iki yeni devlet (Kürdistan ve Ermenistan) kurulacaktır.

4.     Kapitülasyonlar devam edecektir.

5.     Türkler için İç Anadolu’da bir devlet kurulacaktır.

6.     Türkler bu maddelere uymazsa İstanbul Türklerden alınacaktır.

KURTULUŞ SAVAŞI MUHAREBELER DÖNEMİ

 

* Kurtuluş Savaşı; Doğu, Güney ve Batı cephesi olmak üzere üç cephede yapılmıştır.

 

----è Doğu cephesinde: Ermeniler ile XV. Kolordu savaşmıştır.

----è Güney cephesinde: Fransız ve Ermeniler ile Kuvayimilliye savaşmıştır.

----è Batı cephesinde: Yunanlılar ile Düzenli ordu savaşmıştır.

 

 

DOĞU CEPHESİ

*  Doğu cephesinde Ermeniler ile savaşıldı

*  Ermenilere karşı; Kazım Karabekir komutasındaki Osmanlı’dan kalan XV. Kolordu savaştı.

*    XV. Kolordu başarısı karşısında Ermeniler barış istemek zorunda kalınca, taraflar arasında    “Gümrü Anlaşması” imzalandı.

 

Gümrü Antlaşması (3 Aralık 1920)

*  Aras Nehri ile Çıldır Gölü arası Türk-Ermeni sınırı olacak

*  Ermeniler Kars, Kağızman, Iğdır, Sarıkamış, Selim, Kulp’u TBMM’ye verecek

*  Ermeniler Sevr antlaşmasını tanımayacaktır.

*  Göç ettirilmiş olan Ermeniler altı ay içinde Türkiye’ye geri dönebilecektir.

 

Gümrü Antlaşmasının Önemi:

*  TBMM’nin ilk askeri ve siyasi başarısıdır.

*  Ermenistan bu antlaşma ile TBMM’yi tanıyan ilk devlet oldu

*  Misak-ı Milli yönünde ilk adım atıldı ve Sevr Antlaşmasına ilk darbe vuruldu

*  TBMM; Doğu cephesindeki kuvvetleri, Batıya kaydırma imkanına kavuştu.


GÜNEY CEPHESİ

*  Güney cephesinde “Fransa ve Ermeniler” ile savaşıldı.

*  Fransızlar ve onların desteklediği Ermeniler ile; Antep, Urfa, Maraş ve Adana’da Kuvayimilliye savaştı.

 

----è Antep’te: “Şahin Bey” ve “Şehit Kamil”

----è Urfa’da: “Ali Saip Bey”

----è Maraş’ta: “Sütçü İmam”

----è Adana’da: “Müftü Mehmet Hoca”     direnişin sembol isimleri olmuşlardır.

 

 

*   Fransa bu şehirlerde halkın direnişi karşısında başarılı olamamış ve TBMM ile “Ankara Antlaşması”nı imzalayıp, işgal ettiği yerlerden çekilmiştir. Böylece Güney cephesi kapanmıştır.

#     Kurtuluş Savaşı’nda göstermiş oldukları mücadeleden dolayı bazı şehirler onurlandırılmış ve ünvanlar almıştır:

 

----è 1921 Antep Gazi

----è 1973 Maraş Kahraman

----è 1984 Urfa  Şanlı

BATI CEPHESİ

*  Batı cephesinde Yunanlılar ile savaşıldı

*  Batı cephesi 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunan işgalinden sonra oluşturulmuştur.

*  Batı cephesinde Yunanlılara karşı; önce Kuvayimilliye , daha sonra ise Düzenli ordu ile karşı konulmuştur.

 

DÜZENLİ ORDU (8 Kasım 1920)

 

*   Batı Cephesinde düzenli orduyu kurmakla “İsmet İnönü” görevlendirildi. Cephenin güneyi ise “Refet Bele”nin komutasına verildi.

Düzenli Ordunun Kurulma Sebepleri:

*  Kuvayımilliyenin Yunan ilerleyişi karşısında yetersiz kalması

*  Kuvayımilliyenin merkezi otoriteden yoksun oluşu ve bölgesel amaçlı olması

*  Kuvayımilliye’nin Taarruz gücüne sahip olmaması

*  Kuvayımilliye’nin düzen ve disiplinden yoksun olması

*  Bazı Kuvayımilliye liderlerinin halktan zorla para ve yiyecek alması

Düzenli Ordunun Özellikleri:

*  Kurtuluş savaşında sadece Yunanlılara karşı savaştı

*  TBMM’ye karşı oluşan bazı isyanları bastırdı (Çerkez Ethem vs.).

*  Tekalif-i Milliye Emirlerinin uygulanması sonucunda taarruz gücüne ulaştı

*    I. İnönü Savaşı ilk savaşı ve ilk başarısıdır, Eskişehir-Kütahya Savaşları tek başarısızlığıdır.

 

 

BATI CEPHESİ’NDEKİ SAVAŞLAR BİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI (6-10 Ocak 1921)

Nedenleri:

*  Yunanlıların, Taarruzu devam ettirerek İngilizlerden yardım sağlamak istemesi

*  Yunanlıların, Çerkez Ethem Ayaklanması’ndan faydalanmak istemesi

*  Yunanlıların, Sevr Barış Anlaşması’nı TBMM’ye kabul ettirmek istemesi.

Yunanlar; Çerkez Ethem’in isyanından faydalanarak Eskişehir’e ilerlemeye başlamış ancak, İnönü mevkiinde Albay İsmet Bey komutasındaki düzenli ordu tarafından durdurulmuş ve geri çekilmek zorunda kalmıştır.

 

Not:    I. İnönü Zaferi, Düzenli ordunun ilk askeri zaferi ve ilk önemli başarısıdır.

 

Sonuçları:

*  Düzenli Ordu, ilk zaferini kazanmıştır.

*  Halkın TBMM’ye ve Düzenli orduya güveni artmıştır.

*  İsmet Bey, generalliğe yükselmiştir.

*  Çerkez Ethem İsyanı bastırılmıştır.


*  Moskova Antlaşması imzalanmıştır (Sovyet Rusya ile).

*  İstiklâl Marşı kabul edilmiştir.

*  Londra Konferansı toplanmıştır.

*  Afganistan ile Dostluk Antlaşması imzalanmıştır.

*  Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası) kabul edilmiştir.

 

#     İtilaf Devletleri bu yenilgi karşısında, durumu görüşmek üzere Londra’da bir konferans düzenlemişlerdir.

LONDRA KONFERANSI (23 Şubat-12 Mart 1921)

 

Konferansın Toplanma Nedenleri:

1-   Düzenli ordunun I.İnönü başarısı

2-   İtilaflar arasındaki anlaşmazlıklara çözüm aramak

3-   Rusya ile TBMM’nin yakınlaşmaya başlaması

4-   TBMM’ye Sevr Antlaşmasının kabul ettirilmek istenmesi

5-   Yunan ordusuna zaman kazandırma düşüncesi

6-   TBMM’nin, Doğu ve Güney cephesindeki başarıları

 

*  TBMM’yi hukuken tanımak istemeyen İngilizler TBMM’yi konferansa direkt olarak davet etmeyip İstanbul Hükümeti’nden TBMM adına Mustafa Kemal’in uygun göreceği bir temsilci getirmesini istemiştir.

*  İngilizlerin amacı, konferansta ikilik çıkarmak ve TBMM’ye Sevr Antlaşmasını kabul ettirmek

*  Mustafa Kemal konferansa direkt olarak davet edilmedikçe TBMM’nin katılamayacağını bildirince; TBMM de İtalya aracılığı ile konferansa direkt olarak davet edildi.

 

Konferansa Katılan Taraflar;

----è TBMM Hükümeti adına Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey

----è İstanbul Hükümeti adına Sadrazam Tevfik Paşa

----è İtilaf Devletleri adına İngiltere --- Fransa --- İtalya --- Yunanistan

 

*  İstanbul Hükümeti’ni temsil eden Tevfik Paşa, söz hakkını TBMM temsilcisine bırakmıştır. Böylece İtilaf devletlerinin İstanbul Hükümeti ile TBMM arasında ikilik çıkarma planları suya düşmüştür.

İtilaf Devletleri Şunları Teklif Etmiştir;

*  İzmir Türk Devleti’ne iade edilecek, ancak şehirde Yunan güçleri bulunacak.

*  İzmir’in valisi Hristiyan olacak ve Milletler Cemiyeti tarafından tayin edilecek.

*  Doğu Trakya Yunanlar’a kalacak.

*  Doğu Anadolu’da Ermenistan kurulacak.

*  Ordunun sayısı arttırılacak, fakat kapitülasyonlar devam edecek.

 

Konferansın Sonuçları:

*  İtilaf Devletleri TBMM’yi hukuken tanımıştır.

*  Avrupa’da Türkler barışa yanaşmıyorlar türünde çıkan propagandalara engel olunmuştur.

*  Sevr Barış Antlaşması’ndaki bazı maddeler tartışma konusu olmuştur.

*  Konferans sonunda TBMM temsilcisi İngiltere, Fransa, İtalya ile ikili anlaşmalar yapmıştır.

*  Konferansın başarısız olması nedeniyle Yunan saldırısı yeniden başlamış, II.İnönü Savaşı gerçekleşmiştir.

 

TBMM - AFGANİSTAN DOSTLUK ANTLAŞMASI         (1 Mart 1921)

#     Afganistan ile TBMM arasında imzalanmıştır. Antlaşmaya göre;

 

*  TBMM Afganistan’ın bağımsızlığını tanıyacak.

*  İki taraf da birine saldırı yapıldığında kendine saldırı yapılmış sayacak.

*  TBMM, Afganistan’a subay ve öğretmen gönderecek.

Önemi : İlk kez bir İslam devleti TBMM’yi tanımıştır.

 

MOSKOVA ANTLAŞMASI (16 Mart 1921)

 

Türk Sovyet Rus Yakınlaşmasının Sebepleri:

*  TBMM’nin Gümrü ve I.İnönü Zaferi

*  TBMM’nin güvenilir dost imajı vermesi ve Sovyet Rusya’nın dost arayışı

*  TBMM’nin İtilaf devletleri ile yakınlaşıyor olması

*  Boğazların açık halde oluşunun Sovyet Rusya’yi endişelendirmesi


*  Güneyde Fransızlara karşı başarılar kazanılması

*  Mustafa Kemal’in diplomatik çabaları

*  Her iki ülkenin de ortak düşmanının olması

 

Antlaşmaya göre;

*  Sovyet Rusya, Misak-ı Milli’yi tanıyacak.

*  İki taraftan birinin tanımadığı devletlerarası bir anlaşmayı diğeri de tanımayacak.

*  Sovyet Rusya, kapitülasyonların kaldırıldığını kabul edecek.

*  Batum, Gürcistan’a iade edilecek.

 

Önemi:

*  Sovyet Rusya, Misak-ı Millî’yi ve TBMM’yi tanıyan ilk Avrupa devleti olmuştur.

*  İlk kez büyük bir devlet TBMM’yi tanımıştır.

*  Sovyet Rusya, Sevr Barış Anlaşması’nı tanımadığını açıklamıştır.

*  Yeni Türk Devleti’nin diplomasi sahasında kazandığı büyük bir zaferdir.

*  Her iki ülke de kendilerinden önce imzalanan antlaşmaları geçersiz saymıştır.

*  Batum Gürcistan’a, Kars ve çevresi de Türk Devleti’ne ait olmuştur.

*  Doğu sınırımız büyük ölçüde belirlenmiş ve doğu sınırının güvenliği sağlanmıştır.

*  Sakarya Savaşı’ndan sonra Kafkas Cumhuriyetleri ile yapılan Kars Antlaşması” ile doğu sınırımız kesinleşmiştir.

 

 

İKİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI (23-31 Mart 1921)

 

Nedenleri:

*  Londra Konferansı tekliflerinin TBMM tarafından kabul edilmemesi.

*  İngilizler’in Yunanlar’ı kışkırtması.

*  Sevr Barış Antlaşması’nın TBMM’ye kabul ettirilmek istenmesi.

*  Yunanlar’ın düzenli ordunun teşkilatlanmasına fırsat vermeden Ankara üzerine yürüyerek TBMM’yi dağıtmak istemesi.

*  Yunan ordusu İnönü mevkiinde durdurulmuştur.

 

Türk ordusu Aslıhan ve Dumlupınar’da çarpışmış, birliklerin aşırı yorulması ve fazla kayıp verilmesi ile istenilen sonuç tam olarak alınamamıştır. Bu durum Türk ordusunun tam olarak taarruz gücüne ulaşamadığını göstermiştir.

 

 

Sonuçları:

*  Düşman oyalanmış ve Kurtuluş Savaşı için zaman kazanılmıştır

*  Yunanlar Türk ordusunun gücünü kabul etmiştir.

*  Halkın TBMM’ye olan güveni artmıştır.

*  İtilaf Devletleri’nin İstanbul’daki yüksek komiserleri TBMM ile Yunanistan arasında taraf olmadıklarını açıklamışlardır.

İtalyanlar, işgal ettikleri toprakları boşaltmışlardır (5 Temmuz 1921).

*  M.Kemal, zafer sonunda İsmet Paşa’ya; “Siz yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de (ters alınyazısını da) yendiniz” diye telgraf çekmiştir.

 

ESKİŞEHİR VE KÜTAHYA SAVAŞLARI (10-24 Temmuz 1921)

 

Nedenleri:

*  Yunanistan’ın, II.İnönü Savaşı’nın yorgunluğu içinde olan Türk ordusunun toparlanmasına fırsat vermeden saldırıya geçmesi.

ü  Yunanistan İnönü’den Afyon’a kadar geniş bir saha üzerinde saldırıya geçmiştir.

ü  M.Kemal; İsmet Paşa’ya, Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmesini söylemiştir.

ü  Afyon, Eskişehir ve Kütahya Yunanlar’ın eline geçmiştir.

Sonuçları Önemi :

*  Türk ordusu Kurtuluş Savaşı esnasında ilk ve tek mağlubiyetini almıştır.

*  Afyon, Kütahya ve Eskişehir Yunanlıların eline geçmiştir.

*  Mecliste tartışmalar başlamış, TBMM’de bazı kişiler başarısızlığın suçunu M.Kemal’e yüklemek istemiştir.

*  Meclisteki bazı milletvekilleri başkentin Kayseri’ye taşınması teklif etmiştir.

*  Barış yapmaya hazırlanan Fransızlar, beklemeye geçerek barış yapmaktan vazgeçti.

*  Kuvayı Milliye’ye geri dönme tartışmaları başladı.

*  M.Kemal başarılı olabilmek için TBMM’den olağanüstü yetkiler istemiştir.


M.KEMAL’E BAŞKOMUTANLIK YETKİSİ’NİN VERİLMESİ (5 Ağustos 1921)

*  TBMM, M.Kemal’e üç ay süreyle Başkomutanlık yetkisini veren kanunu kabul etmiştir (5 Ağustos 1921).

 

Bu yetki ile;

*  M.Kemal, yasama ve yürütme yetkisini doğrudan kullanmaya başlamıştır.

*  M.Kemal, İstiklal Mahkemeleri’nin de kendisine bağlanmasıyla yargı gücünü de kullanmıştır.

*  Erzurum Kongresi’nde askerlik görevinden istifa eden Mustafa Kemal, tekrar askerlik mesleğine dönmüştür.

*  20 Temmuz 1922’de Başkomutanlık Kanunu sınırsız uzatılmış, M.Kemal’in Cumhurbaşkanı seçilmesine kadar kanun geçerliliğini sürdürmüştür.

 

NOT : Baş komutanlık süresinin uzatılması ve süresiz hale getirilmesi; meclisin Mustafa Kemal’e güvendiğini ve Mustafa Kemal’in baş komutanlık yetkisini iyi kullandığını gösterir.

 

TEKALİF-İ MİLLİYE EMİRLERİ (7-8 Ağustos 1921)

 

Kanunun Çıkarılış Sebebi:

*  Türk ordusunun ihtiyacını karşılamak ve Sakarya Savaşı’na hazırlanmak için, Türk milleti topyekün seferber edilmek istenmiştir.

 

 

Tekalif-i Milliye Emirleri:

 

*  Her ilçede bir Tekalif-i Milliye komisyonu kurulacaktır.

*  Kanunun uygulanması için İstiklal Mahkemeleri çalışacaktır.

*  Halk elinde bulunan silah ve cephanenin tümünü 3 gün içinde teslim edecektir.

*  Her aile bir giyimlik elbise, bir çift çorap, bir çift çarık verecektir.

*  Bedeli sonradan ödenmek üzere; yiyecek ve giyecek maddeleri ve her türlü makineli aracın %40’ına el konulacaktır.

*  Halkın elindeki araçlar, aylık 100 km. askeri ulaşım yapacaklardır.

*  Tüm demirci, dökümcü, nalbant, terzi ve marangoz gibi sahipleri ordunun emrinde çalışacak.

*  Sahipsiz mallara el konulacaktır.

 

NOT -1 : Çıkacak problemleri gidermek için beş ayrı yerde İstiklâl Mahkemeleri işleve sokulmuştur.

NOT -2 : Halktan yardımlar toplanamadan Sakarya Savaşı başlamıştır.

NOT -3 : Bu vergiler Osmanlı zamanında toplanan Avarız Vergisi ile benzerlik gösterir.

 

SAKARYA MEYDAN SAVAŞI (23 Ağustos-13 Eylül 1921)

 

*  Yunanlılar Eskişehir-Kütahya Savaşlarını kazanınca; Ankarayı ele geçirip TBMM’yi dağıtmak ve Milli mücadeleyi sonlandırmak amacıyla büyük bir taarruz başlatmışlardır.

*  Yunan ordusu Sakarya Nehri’ni geçmiştir.

*  Türk ordusu savaşın başında geri çekilme taktiğini uygulamıştır.

*  Yunan ordusu Ankara’ya 50 km. (Polatlı) yaklaşmıştır.

*  Bunun üzerine M.Kemal; “Hattı müdafaa yoktur. Sathı müdafaa vardır. O satıh tüm vatandır. Vatanın her karış toprağı yurttaşın kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz” emrini vermiştir.

*  22 gün süren savaş Türk ordusunun zaferi ile sonuçlanmıştır (13 Eylül 1921).

Sakarya Savaşı’nın Sonuçları:

*  1683-II.Viyana kuşatmasından beri Avrupa’dan devam eden Türk gerileyişi sona ermiştir.

*  Türk ordusu savunmadan taarruza geçti.

*  Yunanlar ordusunun taarruz gücü kırılmış, savunmaya çekilmiştir.

*  İtilaf devletleri, TBMM’ye ateşkes ve barış teklifinde bulunmuştur.

*  M.Kemal’e TBMM tarafından “Gazilik” ve “Mareşallik” rütbeleri verilmiştir (19 Eylül 1921).

*  Meclisin Kayseri’ye taşınması tartışmaları sona ermiştir.

*  Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması imzalanmıştır (13 Ekim 1921).

*  Fransa ile “Ankara Antlaşması” imzalanmıştır. (20 Ekim 1921).

*  Ukrayna ile Dostluk Antlaşması imzalanmıştır. (2 Ocak 1922).

NOT -1 : Türk ordusu; Kurtuluş Savaşında, en fazla Sakarya Savaşında şehit vermiştir.

NOT -2 : Türkler ve Yunanlılar Sakarya Savaşında uçak kullanmıştır.


KARS ANTLAŞMASI (13 Ekim 1921)

*  Sovyet Rusya’nın gözetiminde; Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan ile TBMM arasında imzalanmıştır.

 

Önemi :

*  Kars Antlaşması ile “Doğu (Kafkas) sınırımız kesin ve son şeklini almıştır”.

*  Bu antlaşma ile, Moskova Antlaşması’nın maddeleri Kafkas Cumhuriyetlerine de onaylatılmıştır.

 

TBMM-UKRAYNA ANTLAŞMASI (2 Ocak 1922)

 

*  Moskova Antlaşması’nın içeriğini tekrarlayan bir antlaşmadır.

 

ANKARA ANTLAŞMASI (20 EKİM 1921)

*  TBMM ile Fransa arasında, 20 Ekim 1921’de Ankara’da imzalanmıştır.

 

Antlaşmaya göre;

*  Taraflar arasındaki savaş sona erecek ve her iki taraf genel af ilan edecek

*  Savaş esirleri karşılıklı olarak serbest bırakılacak

*  Hatay ve İskenderun, Fransız mandaterliğindeki Suriye’ye bırakılacak

*  Hatay’da özel bir yönetim kurulacak ve resmi dili Türkçe olacak

*  Caber Kalesi (Türkiye Selçuklu Devleti’nin kurucusu Süleyman Şah’ın mezarının olduğu kale) Türk toprağı sayılacaktır

 

Ankara Antlaşması’nın Önemi:

*  Güney Cephesi kapanmış ve Fransa Anadolu’yu boşaltmıştır.

*  Türkiye-Suriye sınırı Hatay-İskenderun dışında çizilmiş, böylece Hatay Misak-ı Millî’den verilen ikinci taviz olmuştur.

*  İtilaf Devletleri bloğu parçalanmış, İngiltere Anadolu’da yalnız kalmıştır.

*  Fransa TBMM’nin varlığını resmen kabul etmiştir.

 

NOT -1: Bu antlaşma ile Fransa, TBMM’nin varlığını kabul eden ilk İtilaf devleti olmuştur.

NOT -2: Bu antlaşma ile Hatay elden çıkmış ve Misak-ı Milli’den verilen ikinci taviz olmuştur.

 

BÜYÜK TAARRUZ (26 AĞUSTOS 1922)

 

Büyük Taarruz İçin Yapılan Hazırlıklar:

*  Mustafa Kemal’in başkomutanlık süresi uzatıldı.

*  Rusya’dan ve bazı doğulu ülkelerden yardım sağlandı.

*  Doğu ve güney cephesinde tam güvenlik sağlandı.

*  İstanbul’dan silah ve cephane kaçırıldı.

*  Kamuoyu oluşturmak için Avrupa’ya diplomatlar gönderildi.

*  Fransa ve İtalya’nın bıraktığı silahlar toplandı ve onlardan silah satın alındı.

*  Tekalif-i milliye emirleri uygulandı ve ordu yoğun bir eğitime tabi tutuldu.

 

*  Türk ordusu 26 Ağustos 1922’de taarruza geçti.

*  30 Ağustos 1922’de ise Dumlupınar’da Yunan ordusu ile Türk ordusu arasında Başkomutan Meydan Muharebesi oldu.

*  Başkomutan Meydan Muharebesinde Türk ordusu karşısında mağlup olan Yunan ordusu batı yönünde kaçmaya başladı.

*  Mustafa Kemal Türk ordusunun bu zaferi üzerine Yunanlıların ülkeden tamamen atılması için orduya “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir İleri!” emrini verdi.

*  9 Eylülde Yunanlılar İzmir’den atılırken son Yunan kalıntıları ise 18 Eylülde Kapıdağ Yarımadası’ndan atıldı.

*  Türk ordusu, 18 Eylülden itibaren Marmara’ya yönelince; İngilizler ile karşı karşıya geldi.

*  İngilizler bu durum karşısında TBMM’ye ateşkes teklifinde bulundular.

 

Büyük Taarruzun Önemi:

*  Yunanlılar Anadolu’dan atıldı.

*  Mudanya Mütarekesine zemin oluştu

*  TBMM eşit devletler konumuna geldi.

*  İngilizler ile Türk ordusunun savaşma ihtimali oluştu.

*  Yunan başkomutanı “Trikopis” esir alındı.

MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI (11 EKİM 1922)

Sebepleri:

*  Yunanlıların kesin olarak mağlup olması

*  İngiltere’nin politik yalnızlığa düşmesi.


*  İngiliz dominyonlarının (sömürgelerinin) bıkkınlık göstermesi.

*  İngiltere’de, Lloyd George hükümetinin sert eleştirilere maruz kalması

*  Mustafa Kemal’in SSCB ile yardımlaşma içerisine girmesi.

 

*  Mudanya Ateşkes Görüşmelerine; TBMM (Türkiye), İngiltere, Fransa ve İtalya katılmıştır.

NOT -1: Konferansta TBMM’yi İsmet İnönü temsil etmiştir.

NOT -2: Mudanya Ateşkes Görüşmelerine Yunanistan katılmamış, konferansta onları İngiltere temsil etmiştir.

Mudanya Ateşkes Antlaşmanın Maddeleri:

*  Yunanlılar Doğu Trakya’yı 15 gün içinde Meriç’e kadar boşaltacak; bölgede Türk yönetimi 30 gün sonra başlayacaktır.

*  İstanbul ve çevresinin yönetimi TBMM’ye bırakılacaktır.

*  Türk ordusu barış imzalanana kadar; Çanakkale ve Kocaeli Yarımadası’nda belirlenen çizgiyi geçmeyecektir.

*  Türkiye barış imzalanana kadar Doğu Trakya’da 8.000 jandarmadan daha fazla güç bulundurmayacaktır.

*  Boğazların durumu yapılacak olan antlaşma ile belirlenecektir.

Mudanya Ateşkes Antlaşmanın Önemi:

*  Kurtuluş Savaşının silahlı mücadele dönemi sona erdi, diplomatik mücadele dönemi başladı.

*  İngiltere’de “Lloyd George hükümeti” istifa etti.

*  İsmet Paşa diplomatik başarısını ispat etti.

*  “Doğu Trakya ve İstanbul” savaş yapılmadan kurtarıldı.

*  İngiltere” ve “İtalya” da TBMM’nin varlığını tanıdı.

*  İtilaf devletleri; İstanbul, Boğazlar ve çevresinin TBMM’ye bırakılmasını kabul ederek Osmanlı Devleti’ni hukuken yok saydılar.

 

LOZAN ANTLAŞMASI (24 TEMMUZ 1923)

*  İtilaf Devletleri; Lozan Konferansı’na hem TBMM hükümeti hem de İstanbul Hükümeti’ni davet etmişlerdir. Amaçları, iki taraf arasında ikilik yaratmayı ve Milli Mücadele’nin siyasi safhasını başarısızlığa uğratmayı amaçlamışlardır.

*  Ancak bu düşüncelerinde başarılı olamamışlardır. Nitekim bu gelişmeyi fırsat bilen TBMM, bir yasa tasarısıyla 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırmıştır. Böylece Lozan Konferansı’na tek başına katılma ve Türkiye’yi temsil etme imkanı bulmuştur.

*  Görüşmelere TBMM, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya ve Japonya katılmıştır.

*  Türk Devleti’ni temsilen İsmet İnönü katılmıştır.

*  Boğazlarla ilgili görüşmelere SSCB ve Bulgaristan da dahil olmuş, ABD ise gözlemci olarak katılmıştır”.

*  Görüşmeler 20 Kasım 1922’de başlamıştır.

*  TBMM, iki konuda kesinlikle taviz verilmemesini istemiştir; Kapitülasyonlar ve Ermeni Meselesi”.

*  Borçlar, Irak sınırı, kapitülasyonlar, Boğazlar ve İstanbul’un boşaltılması meselesinden dolayı görüşmeler 4 Şubat 1923’de kesildi.

*  Yahudi cemaati lideri Hayim Naim Efendi’nin arabuluculuk faaliyetleri sonucu karşılıklı verilen tavizler sonucu 23 Nisan 1923’te görüşmeler tekrar başlamıştır.

*  24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır. (Bu antlaşma günümüzde hala geçerlidir.)

*  23 Ağustos 1923’te II. TBMM” tarafından onaylanmıştır.

NOT : Lozan Antlaşması, I.TBMM tarafından imzalanmış, II.TBMM tarafından onaylanmıştır.

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ MADDELERİ

 

SINIRLAR:

1-  Doğu Sınırı: Kars Antlaşması” ile belirlenen sınırlar kabul edilmiştir.

2-  Suriye Sınırı: Ankara Antlaşması” ile belirlenen sınırlar kabul edilmiştir.

3-  Irak Sınırı: Musul-Kerkük petrol bölgesi, Türkiye ile İngiltere arasında anlaşmazlığa sebep olmuştur. Irak sınırı meselesinin, Lozan Görüşmelerinden sonra Türkiye ile İngiltere arasındaki ikili görüşmelerle halledilmesi kararlaştırıldı. NOT -1 : Irak sınırı (Musul meselesi), Lozan’da çözüme kavuşturulamayan tek meseledir.

 

ADALAR: On İki Ada İtalya’ya bırakıldı. Bozcaada ve Gökçeada dışındaki diğer ege adaları ise, silahlandırılmamak şartıyla Yunanistan’a verildi.

BOĞAZLAR: Boğazların yönetimi; Başkanı Türk olan uluslararası bir komisyon”a bırakılmış, ancak Boğazların iki tarafında da 20 km’lik alanın askerden arındırılması kararlaştırılmıştır. Ticaret gemilerinin geçişi serbest olacaktır.

İSTANBUL’UN BOŞALTILMASI: Antlaşmanın imzalanmasından 6 hafta sonra İstanbul boşaltılacaktır.

KAPİTÜLASYONLAR: Kapitülasyonlar ve Düyun-ı Umumiye kaldırıldı.

NOT -2 : Kapitülasyonlar, Lozan’da en çok tartışılan konu olmuştur.

DIŞ BORÇLAR: Borçların; I.Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı’dan ayrılan devletler arasında paylaştırılarak ödenmesine ve Türkiye’nin payına düşen borcu taksitler halinde ödemesine karar verildi.

NOT -3 : Osmanlı’nın en fazla Fransa’ya borcu olduğundan, borçlar konusu en fazla Fransa ile tartışıldı.


ERMENİ MESELESİ: Tamamen kapandı.

AZINLIKLAR: Türkiye sınırları içinde yaşayan tüm azınlıklar Türk vatandaşı sayılmış ve böylece azınlık sorunu çözülmüştür.

YABANCI OKULLAR: Türkiye’deki tüm yabancı okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösterecektir.

SAVAŞ TAZMİNATI: Yunanistan, Karaağaç”ı savaş tazminatı olarak Türkiye’ye verecektir.

PATRİKHANE: Patrikhane İstanbul’da kalacaktır. Patrik seçimini, başka devletleri iç işlerine karıştırmak istemeyen Türkiye yapacaktır. Türkiye Ortodoks din adamlarının belirlediği üç adaydan birini patrik olarak tayin edecektir. Patriğin siyasal yetkileri olmayacaktır.

KIBRIS: İngiltere kendi toprağı saydığı Kıbrıs’ı görüşmeler esnasında tartışma konusu yaptırmadı.

NÜFUS MÜBADELESİ (DEĞİŞİMİ): Batı Trakya daki Türkler ile İstanbul’da yaşayan Rumlar hariç, diğer Türk ve Rum ahali karşılıklı olarak yer değiştirecektir.

 

 

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI’NDA;


 

Lozan Antlaşmasının Önemi:

*  Türk devletinin tam bağımsızlığı kabul edildi Türkiye Devleti tanındı.

*  Osmanlı devletinin sona erdiği kabul edildi.

*  Osmanlı’nın bıraktığı asırlık sorunlar kapandı.

*  İnkılaplar için uygun ortam hazırlandı.

*  Bu antlaşma ile Sevr Antlaşması yürürlükten kalktı.

*  Sömürge altında yaşayan milletlere örnek oldu.

 

SİYASİ ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR

1-     Saltanatın Kaldırılması     (1 Kasım 1922)

2-     Ankara’nın Başkent İlan Edilmesi       (13 Ekim 1923)

3-     Cumhuriyet’in İlanı     (29 Ekim 1923

4-     Halifeliğin Kaldırılması    (3 Mart 1924)

5-     Şer’iye ve Evkaf Vekaleti’nin Kaldırılması     (3 Mart 1924)

6-     Erkan-ı Harbiye Vekaleti’nin Kaldırılması      (3 Mart 1924)

7-     Osmanlı Hanedanının Yurt Dışına Çıkarılması       (3 Mart 1924)

8-     Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri

 

 

SALTANATIN KALDIRILMASI (1 Kasım 1922)

Saltanatın Kaldırılmasının Nedenleri:

*  Laik devlet düzeni ve milli egemenlik ilkesi ile bağdaşmaması

*  Ulusal egemenlik yolunda engel oluşturması

*  Lozan Görüşmeleri’ne TBMM ile birlikte İstanbul hükümetinin de davet edilmesi

*  Padişah ve İstanbul hükümetinin Milli Mücadele karşıtı tavır sergilemesi

*  Yönetimdeki iki başlılığa son verilmek istenmesi

NOT : Saltanatın kaldırıldığı gün, Halifelik makamına Abdülmecit Efendi seçilmiştir. Böylece Abdülmecit Efendi, son İslam halifesi” olmuştur.


Saltanatın Kaldırılmasının Sonuçları:

*  Lozan’da ikilik çıkması engellenmiş oldu.

*  Milli egemenlik ilkesi güçlendirildi.

*  Yönetimde iki başlılığa son verildi.

*  Osmanlıların siyasi varlığı sona erdi.

*  Devlet başkanlığı sorunu ortaya çıktı.

*  Laiklik yönünde ilk adım atılmış oldu.

 

ANKARA’NIN BAŞKENT OLMASI (13 Ekim 1923)

*  Lozan Antlaşması’ndan sonra başkentin neresi olacağı tartışılmıştır.

*  Milletvekillerinin bir kısmı İstanbul’un başkent olmasını istemiştir.

*  TBMM’de, tek maddelik bir kanun teklifi sunulmuş ve Ankara başkent ilan edilmiştir (13 Ekim 1923).

Ankara’nın Başkent Olarak Seçilmesinin Nedenleri;

1-   Ankara’nın Türkiye’nin ortasında; askeri ve siyasi yönden güvenli bir konumda bulunması,

2-   Yurdun her tarafı ile ulaşım ve haberleşmenin kolay olması,

3-   TBMM’nin Ankara’da bulunması ve Kurtuluş Savaşı’nda idari merkez olması etkili olmuştur.

 

CUMHURİYETİN İLANI (29 Ekim 1923)

Cumhuriyet’in İlan Edilmesinin Nedenleri:

*  Yeni kurulan Türk devletinde rejiminin belirlenmemiş olması”

*  Devletin yönetim şekli belirlenerek rejim tartışmalarına son verilmek istenmesi

*  Saltanatın kaldırılmasından sonra devlet başkanlığı sorununun ortaya çıkması”

*  1923 sonbaharında Bakanlar Kurulu’nun görevden ayrılması ve bir hükümet sorununun ortaya çıkması”.

*  Ulusal egemenlik anlayışını güçlendirme isteği

 

NOT : Yeni kurulan hükümetle birlikte yapılan seçimler sonrası;

“Mustafa Kemal    ----è   ilk cumhurbaşkanı” “İsmet İnönü               ----è ilk başbakan”

“Ali Fethi Okyar ----è ilk meclis başkanı” oldu.

Cumhuriyet’in İlan Edilmesinin Sonuçları:

*  Devlet rejiminin adı konulmuş oldu (Cumhuriyet).

*  Cumhurbaşkanı’ın belirlenmesi ile, Devlet başkanlığı sorunu çözüldü”.

*  Meclis hükümeti sisteminden Kabine sistemine geçildi”. Böylece yürütme işleri hız kazanmıştır.

*  Meclis başkanlığı ile Hükümet başkanlığı birbirinden ayrıldı.

*  Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis başkanının görevleri belirlenmiştir.

 

v   Meclis Hükümeti Sistemi:

*Bu sistemde hükümeti oluşturacak bakanlar, Meclis tarafından tek tek seçilirler.

*Bu sistemde bir Başbakan yoktur. “Meclis Başkanı aynı zamanda hükümetin de başkanıdır”.

v   Kabine Sistemi:

*Bu sistemde hükümeti oluşturacak bakanlar, Başbakan tarafından seçilir ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanır.

*Bu sistemde “Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı vardır”.

 

HALİFELİĞİN KALDIRILMASI (3 Mart 1924)

Halifeliğin Kaldırılmasının Nedenleri:

*  Halife Abdülmecit’in TBMM’nin belirlediği kurallara uymaması.

*  Halifeliğin, Laiklik ile bağdaşmaması.

*  Halifeliğin, Cumhuriyet rejimi ile çelişki içinde olması

*  Halifelik makamının Cumhuriyet karşıtları için sığınak haline gelmesi.

*  Halifelik makamının yapılacak inkılaplar için engel görülmesi.

*  İslam ülkelerinde sömürgeleri olan Avrupalı devletlerin halifeliği temsil eden Türkiye’yi kendileri için potansiyel tehlike olarak görmesinin Türkiye’nin dışişlerini olumsuz etkilemesi.

 

Halifeliğin Kaldırıldığı Gün;

1-   Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi.

2-   Şeriyye ve Evkaf Vekaleti kaldırılarak yerine, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu.

3-   Erkan-ı Harbiye Vekaleti kaldırılarak yerine, Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı oluşturuldu. (Böylece askeri yetki ile siyasi yetki birbirinden ayrılmış oldu.)

4-   Osmanlı hanedanı mensuplarının yurt dışına çıkarılmasına karar verildi.


Halifeliğin Kaldırılmasının Sonuçları:

*  Laikliğe geçişin en önemli aşaması oldu.

*  Cumhuriyetin karakteri tam olarak belli oldu.

*  Ulusal egemenlik pekiştirildi.

*  İnkılap süreci hızlandı

*  Dış ilişkilere yönelik soğukluk ortadan kalktı.

*  Ümmetçilikten milliyetçiliğe geçişte önemli bir adım daha atıldı.

ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ DENEMELERİ

 

*  23 Nisan 1920’de açılan ilk TBMM’de siyasi partiler yoktur.

*  İlk anayasa hazırlanırken; mecliste Tesanüt, İstiklal, Islahat ve Halk Zümresi gibi gruplar oluştu.

*  Mustafa Kemal bu zor durumun aşılabilmesi için mecliste “Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Grubu”nu kurdu.

1-  CUMHURİYET HALK PARTİSİ (9 Eylül 1923) (CHP)

*    Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Grubu, 9 Eylül 1923’de Halk Fırkası”na dönüştürülerek kurulmuştur..

*  İlk Genel Başkanı; Mustafa Kemal’dir.

*  Kuruluş amacı; Halkın görüş ve isteklerinin meslise daha kolay yansımasını sağlamaktır.

*  Halk Fırkası 1924’de “Cumhuriyet Halk Fırkası”, 1935’de ise “Cumhuriyet Halk Partisi” adını almıştır.

*  Bu partinin başkanlığını 1938’e kadar Mustafa Kemal yapmıştır.

*  CHP devletçilik ilkesini benimsemiş olmasından dolayı kendisinden sonra kurulan partilerden ayrılır.

*  Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk siyasi partisi”dir.

*  Ekonomide Devletçilik modelini benimseyen CHP, 1945 yılına kadar ülkeyi tek parti olarak yönetmiştir.

*  Partinin ilk kongresi Sivas Kongresi olarak kabul edilmiş, ikinci kongresinde ise Mustafa Kemal Nutuk adlı eserini okumuştur.

NOT -1 : Nutuk 1919 - 1927 yılları arasını kapsamaktadır.

*  Ekonomide Devletçilik modelini benimseyen CHP, 1945 yılına kadar ülkeyi tek parti olarak yönetmiştir.

NOT -2 : Atatürk Dönemi’nde Halk Fırkası kurulmadan önce, Mustafa Suphi tarafından 10 Eylül 1920’de Türkiye Komünist Partisi kurulmuş, ancak 12 Eylül 1922’de TBMM Hükümeti tarafından kapatılmıştır.

2-  TERAKKİ PERVER CUMHURİYET FIRKASI (17 Kasım 1924) (TPCF)

*  İlk genel başkanlığını Kazım Karabekir’in yaptığı partinin başlıca kurucuları;

Kazım Karabekir Ali Fuat Cebesoy Refet Bele Adnan Adıvar Rauf Orbay’dır.

*  Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci partisi, ilk muhalefet partisidir”.

*  Partinin ilk taşra örgütlenmesi Urfa Şubesi’dir.

*  Ekonomide CHP’nin “devletçilik” modeline karşı bu parti, Serbest Ekonomi (Liberalizm) politikasını benimsemiştir.

*  Programına dini inançlara saygılıdır maddesini koyduğu için laikliğe karşıdır.

*  Partinin dini inançlara saygılı olduğunu slogan haline getirmesi, eski düzen taraftarlarını bu partide toplanmasına sebep olmuştur

*  Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 1925 yılında çıkan Şeyh Sait İsyanı’nda etkili olduğu düşüncesiyle 5 Haziran 1925’te kapatılmıştır.

ŞEYH SAİT İSYANI (13 Şubat 1925)

Sebepleri:

1-  Yenilik hareketlerinin istenmemesi.

2-   “Din elden gidiyor” parolasının yayılması

3-  Musul’u Türkiye’ye vermek istemeyen İngiltere’nin Irak ile Türkiye arasına tampon vazifesi görecek olan Kürt Devleti kurdurmak istemesi.

4-  Doğu Anadolu’nun yıllarca ihmal edilmiş olması.

5-  TPCF’nin inkılaplara karşı çıkanlara ümit verici tutumu

 

*  13 Şubat 1925’de Diyarbakır’da başlayan isyan Genç, Erzurum, Elazığ, Muş ve Bitlis’te etkili oldu.

*  İsyanı bastıramayan Ali Fethi Okyar hükümeti istifa etti, yerine İsmet İnönü hükümeti kuruldu.

*  TBMM İsyana karşı şu önlemleri aldı:

1-  Bölgede sıkıyönetim ilan edildi.

2-  Bölgeye ordu sevk edildi.

3-  Takrir-i Sükun Kanunu ilan edildi.

4-  İstiklal Mahkemeleri yeniden kuruldu.


* İsyan 15 Nisan 1925’de tamamen bastırıldı.

Şeyh Sait İsyanının Sonuçları:

1-  İstiklal Mahkemeleri tekrar kuruldu.

2-  Takrir-i Sükun Kanunu çıkarıldı.

3-  Terakki Perver Cumhuriyet Partisi kapatıldı.

4-  İlk çok partili hayat denemesi başarısız sonuçlandı.

5-  Musul meselesi İngiltere lehine sonuçlandı.

NOT : Şeyh Sait İsyanı; Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya yönelik ilk isyan hareketidir. Bu yönüyle 31 Mart Olayı”na benzer.

 

MUSTAFA KEMAL’E SUİKAST GİRİŞİMİ (16 Haziran 1926)

Sebepleri:

1-  Bazı grupların Mustafa Kemal’i ortadan kaldırarak amacına ulaşmak istemesi.

2-  Rejimi değiştirmek isteyen çevrelerin düşünceleri.

 

* M.Kemal’in İzmir gezinin bir gün gecikmiş olması ve suikastçıları kaçıracak kişi olan “Giritli Şevki”nin durumu ihbar etmesiyle bu girişim sonuçsuz kalmıştır.

 

Önemi:

1-  İttihatçılar tamamen tasfiye edildi.

2-  Muhalifler sindirildi.

3-  TPCF’nin kapatılmasının haklı olduğu anlaşıldı.

4-  Mustafa Kemal “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır”

sözünü bu olaya hitaben söylemiştir.

3- SERBEST CUMHURİYET FIRKASI (12 Ağustos 1930) (SCF)

*  Ekonomik görüşlerde ayrılan muhalifler M.Kemal’in isteğiyle Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurmuşlardır (12 Ağustos 1930).

*  Genel Başkanı Fethi Okyar dır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü partisi, ikinci muhalefet partisidir.

*  Parti, ekonomide liberalizmi” savunmuştur.

*  İnkılaplara karşı olanlar Serbest Cumhuriyet Fırkası’na girmiş ve Laiklik, inkılaplar ve cumhuriyet aleyhine gösteriler başlamıştır.

*  Fethi Okyar, SCF’ye eski rejim taraftarlarının katılmasından endişe etmiş ve partisini 18 Aralık 1930’da kapatmıştır.

*  Çok partili hayata geçiş denemesi ikinci kez başarısız olmuştur.

*  1945 yılına kadar bir daha, çok partili hayata geçiş denemesi yapılmamıştır.

 

MENEMEN OLAYI (23 Aralık 1930)

*  Derviş Mehmet denilen bir isyancı “şeriat isteriz” diyerek Menemen halkını isyana çağırdı.

İsyanı önlemeye çalışan “Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay” isyancılar tarafından öldürüldü. Bölgeye gelen askeri birlikler isyanı bastırdı.

Önemi:

1-  Çok partili hayat için ortam oluşmadığı görüldü.

2-  Rejimin yerleşmesi için daha dikkatli olunması gerektiği görüldü.

3-  SCF’ nin kendi kendini kapatmasının haklılığı anlaşıldı.

 

NOT -1 : İnkılapların yerleşmesi için 1945 yılına kadar bir daha çok partili hayata geçiş denenmedi.

NOT -2 : Bu isyan, Cumhuriyet rejimine ve laik düzene karşı çıkan ikinci isyandır.

 

4-  DEMOKRAT PARTİ (1946)

Kuruluş Sebepleri:

1-CHP’de parti içi muhalefetin artması.

2-II. Dünya Savaşını demokrat devletlerin kazanması.

3-Türkiye’nin çok partili hayata hazır hale gelmesi.

*  CHP’de parti içi muhalefetin artması sonucunda, CHP’den ayrılan “Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan” öncülüğünde kuruldu.

*  1946 yılında yapılan seçimleri, açık oy gizli sayım esasına göre olduğundan dolayı, CHP kazandı.

*  1950 seçimlerini, “gizli oy açık sayım” esasına göre, DP ezici bir çoğunlukla kazandı ve ilk defa Türkiye’de CHP dışında başka bir parti yönetime geldi.

*  DP iktidarı 27 Mayıs 1960 askeri darbesine kadar devam etti.

*  17 Eylül 1961’de devrin başbakanı Adnan Menderes idam edildi.


HUKUK ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

 

- 1921 Anayasası’nın (Teşkilat-ı Esasiye) Kabulü (20 Ocak 1921)

- 1924 Anayasası’nın Kabulü (20 Nisan 1924)

- 1924 Anayasası’nda Yapılan Değişiklikler (1928-1946)

- Medeni Kanun’un Kabulü (17 Şubat 1926)

- Avrupa Hukuk Sisteminden Yararlanılması

1-       İsviçre’den Borçlar Kanunu

2-       Almanya’dan Ticaret Kanunu

3-       İtalya’dan Ceza Kanunu

4-       Fransa’dan İdare Hukuku’ nun Alınması.

- Kadınlara Siyasi Haklar Verilmesi (1930-1934)

 

TÜRK MEDENİ KANUNU’NUN KABULÜ (17 Şubat 1926)

* Osmanlı’nın son dönemlerinde hazırlanmış olan “Mecelle”nin halkın medeni hukuki ihtiyaçlarını tam karşılayamadığı için, 17 Şubat 1926’da İsviçre Medeni Kanunu esas alınarak Türk Medeni Kanunu oluşturulmuştur.

 

İsviçre Medeni Kanununun Kabul Edilmesinin Nedenleri:

*  Mevcut kanunların en yenisi olması

*  Demokratik olması.

*  Akılcı ve pratik olması.

*  Kadın ve erkek eşitliğine uygun olması.

 

Türk Medeni Kanunun Getirdiği Yenilikler:

*  Türkiye’de hukuk birliği sağlanmıştır.

*  Evlilik devlet denetimine alınarak resmi nikah zorunlu hale getirilmiştir.

*  Evlilikte tek eşlilik zorunlu hale getirilmiştir.

*  Kadın-erkek arasında toplumsal ve mali alanlarda eşitlik sağlanmıştır.

*  Boşanma hakkı kadına da tanınmıştır.

*  Şahitlikte erkekle kadın eşit konuma getirilmiştir.

*  Reşit yaştaki kişilere din seçme özgürlüğü getirilmiştir.

*  Aile birliği devlet güvencesi altına alınmıştır.

*  Kadınlara istediği mesleğe girebilme hakkı tanınmıştır.

*  Mirasta kız ve erkek çocuklar arasında eşit paylaşım sağlanmıştır.

*  Anneye de çocuğun velayetini alma hakkı tanınmıştır.

*  Patrikhanenin din işleri dışındaki yetkileri kaldırılarak, azınlıkların hukuk özerkliği sona erdirilmiştir.

NOT : Medeni Kanun ile sadece toplumsal alanda kadın-erkek eşitliği sağlanmıştır. Kadınlara siyasi hak (seçme ve seçilme)

verilmemiştir.

KADINLARA SİYASAL HAKLARIN VERİLMESİ

 

1930’ da    ----è               Belediye seçimlerine katılma” 1933’ de            ----è Muhtarlık seçimlerine katılma”

1934’ de    ----è     “MilletVekili Seçme ve Seçilme”  hakkı verilmiştir.

 

 

DEVLETİN LAİKLEŞMESİ İÇİN YAPILAN İNKILAPLAR (Devletin Laikleşme Adımları)

1-   Saltanatın kaldırılması

2-   Halifeliğin kaldırılması

3-   Şer’iyye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılması. (1924)

4-   Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkarılması.

5-   Medreselerin Kapatılması (1924)

6-   Tekke, Zaviye, Dergah ve Türbelerin kapatılması. (1925)

7-   Kılık-Kıyafet ve Şapka Kanunu (1925)

8-   Türk Medeni Kanunu’nun Kabulü (1926)

9-   Anayasadan Devletin Dini İslam’dır maddesinin çıkarılması. (1928 )

10-   Dini içerikli unvan ve lakapların kaldırılması (hacı, hoca, şeyh, seyyid, molla vb.)

11-   Laiklik ilkesi anayasaya girmesi. (1937)

12-   1924 Anayasası’nda yemin şeklinin değiştirilmesi (“Vallahi yerine Namusum üzerine ant içerim olarak)


EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

1-   Tevhidi Tedrisat Kanununun kabul edilmesi

2- Maarif Teşkilatı hakkında kanun çıkarılması

3-   Latin harflerinin kabulü

4- Türk Tarih Kurumunun açılması

5- Türk Dil Kurumunun açılması

6- Medreselerin kapatılması ( Şeriye ve evkaf kanunu ile medreselerin ödenekleri kesildi ve medreselerin kapatılması sağlandı.)

İnkılapların Sebepleri:

1-  Eğitimi çağdaşlaştırmak

2-  Milli demokratik ve laik bir toplum oluşturmak

3-  Eğitimi birleştirmek

4-  Eğitimdeki ikilik ve karışıklığı önlemek

5-  Cumhuriyet rejimini güçlendirecek eğitim sistemini oluşturmak.

6-  Kültür ikiliği ve çatışmasını önlemek.

 

A-TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU (3 MART 1924)

1-  Eğitim ve öğretimde birlik sağlandı.

2-  Bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığına bağlandı.

3-  Eğitim devletçi, milliyetçi ve laik bir karakter kazandı.

4-  Azınlık okullarının zararlı faaliyetleri durduruldu.

5-  Yabancı okullara Türkçe dersleri kondu.

6-  Medreseler kapatıldı.

7-  İlk öğretim zorunlu ve parasız duruma getirildi.

8-  Eğitimde eşitlik sağlandı.

Din adamı ihtiyacını karşılamak için İmam Hatip Liseleri ve İlahiyat Fakülteleri açılmıştır.

 

B- TÜRK HARFLERİNİN KABULÜ (1 KASIM 1928)

Sebepleri:

1-  Arap harflerinin okuma ve yazmayı zorlaştırması.

2-  Avrupa ile ilişkilerin kolaylaştırılmak istenmesi

3-  Öz Türkçe’yi yeniden canlandırmak

5-  Okuma yazma oranını artırmak

6-  Arap alfabesinin Türkçe’nin yapısına uymaması.

NOT: 1928 yılında Millet Mektepleri açılarak eğitim seferberliği başlatılmıştır. Mustafa Kemal bu mekteplerde 24 Kasım 1928’de ders verdiği için, kendisine başöğretmen denilmiştir.

*  1933 yılında Darülfünunun yerine İstanbul Üniversitesi kuruldu.

*  Dil–Tarih–Coğrafya Fakültesi açıldı.( 1936 ).

*  Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı.

*  Güzel Sanatlar Akademisi açıldı.

C-TÜRK TARİH KURUMUNUN KURULMASI (15 NİSAN 1931)

 

TTK’ nın Kurulmasının Sebepleri:

1-  Türk vatanının bütünlüğüne karşı girişilecek tertipleri tarihi kanıtlarla etkisiz hale getirmek.

2-  Türklerin üstün medeni kabiliyetini ve dünya medeniyetine yaptığı hizmetleri gözler önüne sermek.

3--Türk Tarihinin derinliklerini araştırmak.

4--Ortak tarih bilinci oluşturulacak

 

NOT-1: Türk Tarih Kurumunun kurulması ulusçulukla ilgilidir.

NOT-2: TTK’nun açılmasıyla ümmetçi tarih anlayışına son verilmiş, milli bir tarih anlayışı getirilmiştir.

D-TÜRK DİL KURUMUNUN KURULMASI (12 TEMMUZ 1932)

 

TDK’ nın Kurulma Sebepleri:

1-  Türkçe’yi yabancı dillerin etkisinden kurtarmak.

2-  Türkçe’nin kökenlerini araştırmak.

3-  Türkçe’yi bilim dili haline getirmek.

4-  Türkçe’yi halkın anlayacağı şekle getirmek.

5-  Türkçe’nin zenginliğini ortaya koymak

6-  Konuşma dili, yazı dili ve bilim dili arasındaki farkları gidermek.

7-   Dildeki Osmanlıcılığı bitirmek


NOT-1: TDK’ nın kurulması Ulusçuluk-Milliyetçilik” ile ilgilidir.

NOT-2: 1932’de Halk Evleri açıldı.

 

TOPLUMSAL ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

 

1-   Şapka İnkılabı ( 25 kasım 1925 )

2- Tekke zaviye ve türbelerin kapatılması( 30 kasım 1925 )

3- Miladi Takvim ( 26 aralık 1925 )

4- Ölçü ve tartıların değiştirilmesi ( 1 nisan 1931 )

5- Soyadı Kanunu ( 1934 )

6- Hafta Tatili ( 1935 – Pazar // 1974 cumartesi Pazar )

 

A-TEKKE, ZAVİYE VE TÜRBELERİN KAPATILMASI (30 Kasım 1925)

Önemi:

 

1-  Türk halkının bilime, akılcılığa ve laik düşünceye yönelmesi açısından önemli bir adım atıldı.

2-  Türkiye’nin falcılar, şeyhler, dervişler ve büyücüler ülkesi olamayacağı ispatlandı.

Açıklamalar:

1-  Aynı gün şeyh, derviş, mürit gibi unvanların kullanılması ve kurumlarla ilgili elbiselerin giyilmesi ve muskacılık yasaklandı.

2-  Türbeler kapatılırken Yavuz ve Fatih gibi Türk büyüklerinin türbelerinin kapatılmaması; Türk İnkılabı’nın tarihi kökleri koparmaya yönelik olmadığını gösterdi.

 

 

 

 

B-KILIK-KIYAFETİN DÜZENLENMESİ (25 Kasım 1925)

 

Sebepleri:

1-  Türk halkının görünümünü çağdaşlaştırmak

2-  Ayrılık ifade eden giysilerin giyimini durdurmak.

3-  Çağdaşlaşmayı ve birliği sağlamak.

 

Açıklamalar:

1-  Şapka devrimi Kastamonu’dan başlatılmıştır.

2-  Kadınların giyimi konusunda kanun çıkarılmayıp; bu durum doğal haline bırakıldı.

3-3 Aralık 1934’de çıkarılan bir kanunla din adamlarının ibadet yerlerinin dışında dini kıyafet giymeleri yasaklandı. (Diyanet İşleri Başkanı, Patrik ve Haham Başı bu kuralın dışında tutuldu.)

 

C-SOYADI KANUNUNUN KABULÜ (21 Haziran 1934)

Sebepleri:

1-  Medeni Kanunun uygulanmasından doğan aksaklıkları gidermek.

2-  Toplumda ayrılık ifade eden lakapları kaldırarak birliği güçlendirmek.

3-  Eşitlik ilkesini güçlendirmek.

Açıklamalar:

1-  Aynı gün ağa, hoca, molla, paşa ve bey gibi unvanların kullanımı yasaklandı.

2-  Osmanlı’dan kalan madalyaların taşınması yasaklandı.

3-  Meclis Mustafa Kemal’e Atatürk soyadını verdi ve bu soyadı başkalarının kullanmasını yasakladı.

D- MİLADİ TAKVİMİN KABULÜ (26 Aralık 1925)

 

Sebep: Avrupa ile Türkiye arasındaki ilişkileri kolaylaştırmak

Açıklama:

1-  Aynı gün Avrupa’nın saat ölçüsü kabul edildi.

2-1931’de Avrupaî tarz ağırlık ve uzunluk ölçüleri kabul edildi.

3-1935’de haftalık tatil Cumadan Pazara alındı.

4-1928’de uluslararası rakamlar kabul edildi.

5-Uzunluk ve ağırlık alanındaki değişiklikler ve hafta tatilinin değiştirilmesi Avrupa ile ticari ilişkileri kolaylaştırmaya yöneliktir.


EKONOMİK ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR

1-   İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat-4 Mart 1923)

2-  Aşar(Öşür )Vergisinin Kaldırılması      (17 Şubat 1925)

3-  Teşvik-İ Sanayi Kanunu (28 Mayıs 1927)

4-  Devlet Bankalarının Kurulması (Etibank –Sümerbank –İş Bankası)

5-   1.Beş Yıllık Kalkınma Planı (1933-1938)

6-   2.Beş Yıllık Kalkınma Planı (1938 -2. Dünya Savaşı Nedeniyle Uygulanamadı)

7-   Ulaşım Alanında Yapılan Yenilikler

 

. 1 Mart 1922’de TBMM ekonomi Çalışmalarının Başlıca Noktalarını Şöyle Belirlemiştir:

 

1-  Sanayii canlandırmak ve modern araçlara sahip olmak 2-Ormanları iyi hale getirmek

3-  Toplum menfaatini doğrudan ilgilendiren kuruluşları ve iktisadi girişimleri gücümüz oranında devletleştirmek.

4-  Madenlerimizi işletmek ve bu alana yönelen sermayeyi himaye etmek

5-  Ekonomik bağımsızlığın korunabilmesi için bütçeyi ekonomik yapı ile uygun tutmak

 

A- İZMİR İKTİSAT KONGRESİ (17 Şubat-4 Mart 1923)

 

Kongrenin Toplanma Sebepleri:

 

1-   Milli ekonominin amaçları ve bu amaçlara ulaşmak için izlenecek yöntemi belirlemek

2-   Ekonomik bağımsızlığın yöntemini belirlemek

3-   Milli ekonominin temellerini atmak

* NOT: Kongrenin özelliği; Türk devletinin ekonomik meselelerinin görüşüldüğü ve tartışıldığı ilk kongre”dir. Ekonomik bağımsızlığın önemi vurgulandı.

 

Açıklamalar:

 

1-   Bağımsız ekonomi için ilk adım Lozan’da kapitülasyonların kaldırılması ile atıldı.

2-   İzmir İktisat Kongresi bağımsız, liberal ve milli ekonomiyi benimsedi.

3-   1930’da Merkez Bankası nın kurulması ile Türk parası yabancı sermayenin elinden kurtarılmıştır.

4-   İzmir İktisat Kongresinde Misak-ı İktisadi kabul edildi.

 

v   Misak-ı İktisadi : İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlara Misak-ı İktisadi denilmiştir.

Cumhuriyetin İlk Yıllarında “Özel Girişimin” Desteklenmesine Rağmen, Beklenen Verimi Gösterememesinin Sebepleri:

 

                  1- Özel sermayenin yetersizliği

                  2- Yetişmiş gücünün yetersizliği

                  3- Deneyim ve bilgi eksikliği

                  4- 1929’da dünya ekonomik bunalımının çıkması

 

* Kongre, DEVLETÇİLİK ilkesinin ilk ayağını oluşturur. Cumhuriyetin ilanından sonra ekonomide devletçilik politikası uygulandı. (Özel sektörün ekonomide başarısız olması üzerine devletçilik ilkesi doğmuştur.)

 

Devletçi Ekonomiye Geçişin Sebepleri:

1-  Özel girişimin üzerine düşen görevi yerine getirememesi (Özel teşebbüsün desteklenmesi için 1924’de İş Bankası kuruldu. 1927’de Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarıldı.)

2-  Devletin gelişebilmesi için vakit kaybetmeden büyük sanayi atılımlarının yapılmasının gerekmesi.

 

1933 YILINDA I. BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI HAZIRLANDI. (1929 dünya ekonomik bunalımının etkisiyle)

Önemi:

 

1-     İlk defa planlı ekonomi dönemi başladı.

2- Ekonomi devletçi bir özellik kazandı.

3- İlk büyük atılımlar bu dönemde yapıldı .Ülkede ilk fabrikalar bu dönemde kuruldu. (Malatya, Kayseri ve Bursa’da Dokuma Fabrikası , Gemlik Suni İpek Fabrikası , Beykoz Deri Fabrikası )

4- Toprak reformu tam olarak gerçekleştirilemedi.

NOT:    1937’de II. Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlandıysa da; II. Dünya Savaşının başlamasından dolayı uygulanamadı.


B- TARIMIN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN ALINAN ÖNLEMLER

 

1-     Aşar Vergisi kaldırıldı (17 Şubat 1925)

 

NOT: Vergi gelirlerinin %40’ını oluşturan aşarın kaldırılması ilk bütçe açığını oluşturdu. (TBMM’nin bu kararı tarıma verilen önemi gösterir.)

2-     Ziraat Bankası kuruldu. ( çiftçiye kredi sağlamak için )

3-   Tarım Kredi Kooperatifleri kuruldu (1929)

4-   Yüksek Ziraat Enstitüsü kuruldu.

5-   Tohum ıslah istasyonları ve numune çiftlikleri kuruldu.

6-   Toprak reformu için 1926’dan itibaren teşebbüsler yapıldı ancak başarılı olunamadı.

C- TİCARİ HAYATIN DÜZENLENMESİ

 

1-   Lozan Antlaşması ile Kapitülasyonlar kaldırıldı.

2-   Ticareti koruyan kanunlar çıkarıldı.

3-   İş Bankası kuruldu. (1924)

4-   1926’da çıkarılan Kabotaj Kanunu ile Türk denizlerinde yük ve yolcu taşıma işleri Türk gemicilerine verildi.

 

D- SANAYİ VE MADENCİLİK

 

1-     Milli sanayinin korunması ve gelişmesi için kapitülasyonlar kaldırıldı.

2-   Büyük yatırımlar devlet tarafından yapıldı.

3-   Özel teşebbüs desteklendi.

4-   1925’de Sanayi ve Maden Bankası kuruldu.

5-   1927’de Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarıldı.

6-   Planlı Ekonomi uygulanarak ilk büyük fabrikalar kuruldu.

7-   1933’de Sümer Bank kuruldu.

8-   1935’de Etibank ve MTA Enstitüsü (Maden Tetkik Arama Enstitüsü)” kuruldu.

9-    Kayseri, Ereğli, Nazilli, Malatya ve Bursa merinos dokuma fabrikaları; İzmit selüloz ve kağıt; Beykoz deri ve kundura; Paşabahçe cam; Karabük demir-çelik fabrikaları açıldı.

NOT: Uşak Şeker Fabrikası Teşvik-i Sanayi Kanunu sonucunda kurulmuştur.

 

E-BAYINDIRLIK VE ULAŞTIRMA

1-   1927’de Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü kuruldu. (Kara Yolu yapımında asıl gelişme 1950 den sonra görüldü.)

2-   1933’de Milli Hava Ulaştırma Teşkilatı kuruldu.

3-   1938’te denizciliğin geliştirilmesi için Denizbank”, 1939’da Devlet Denizyolları İdaresi kuruldu.

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN DIŞ SİYASETİ

Giriş:

1-  İç ve dış politika ilkesi olarak Yurtta Sulh, Cihanda Sulh ilkesi benimsendi.

2-  Savaş korunma amacı olarak görüldü. Başka bir devletin topraklarını almak için politika izlenmedi.

3-  Milli Egemenlik ve milli menfaatler ön planda tutuldu.

4-  İlk yıllarda misak-ı milli gerçekleştirilmeye çalışıldı.

5-1920-1936 yılları arasında batıya karşı SSCB’ nin dostluğu devam ettirildi.

6-1936-1945 yılları arasında İtalya’nın saldırgan tutumuna karşı ve batı ile ilişkileri yumuşatmak için İngiltere ile dost geçinildi.

7-1945’den sonra SSCB tehdidine karşı ABD ile dost geçinildi.

8-1928’de Afganistan ile dostluk antlaşması imzalandı

9-1930’a kadar Lozan’dan kalan problemler halledildi.

10-1925’de SSCB ile saldırmazlık antlaşması imzalandı.

11-1928’de İtalya ile tarafsızlık ve uzlaşma antlaşması imzalandı.

12-1935-1938 arasında Avrupa’nın bloklaşma durumundan dolayı Avrupalı devletlere karşı çok yönlü bir politika izlendi; ki bu da Montrö Antlaşmasının imzalanmasında etkili oldu.

13-1919-1920 arası Türkiye’nin dost arayışı dönemidir.

14-1920 sonrasında bir yandan SSCB ile iyi geçinilirken; bir yandan da işgalciler arasındaki ayrılıklardan faydalanmanın yolu arandı.

15-1923-1930 arasında Lozan’dan kalan problemler halledildi.

16-Milli çıkarların korunmasına, devletlerin eşitliği ilkesine uyulmasına ve ittifaklar kurulmasına önem verildi.


A-NÜFUS MÜBADELESİ

 

Nüfus sorunu Lozan Görüşmelerinde halledildiği halde uygulanma safhasında Yunanistan problem çıkarmıştır. Yunanistan İstanbul’da daha fazla Rum kalmasını istiyor; Türkiye ise yasalar çerçevesinde bu işi halletmek istiyordu. Nüfus mübadelesi so- runu Yunan başkanı ile Mustafa Kemal arasında 1930 yılında görüşülerek 10 Haziran 1930’da imzalanan Ankara Antlaşması ile halledildi. Bu antlaşmadan sonra Türk-Yunan ilişkileri düzelmiştir. Türkiye ile Yunanistan arasındaki dostluk ilişkileri 1954 yılında meydana gelen Kıbrıs sorununa kadar devam etmiştir.

 

 

B-YABANCI OKULLAR

 

Lozan Antlaşmasına göre yabancı okulları Türkiye’nin belirleyeceği şartlara uyacaktı. Türkiye 1924 yılında okullarda dini ayin yapılması için bulundurulan salonların kapatılmasına; 1925 ve 1926 yıllarında ise yabancı okullarda Türkçe, Tarih ve Coğrafya gibi derslerin Türk öğretmenler tarafından okutulmasına; derslerde Türklük aleyhine bilgiler olmamasına ve okulların Türk müfettişler tarafından denetlenmesine dair kanunlar çıkardı.

Fransa ve Papalık başta olmak üzere, Avrupalı devletler Türkiye’nin yabancı okullar konusundaki uygulamalarına karşı çıktı. Fakat okullar meselesini iç meselesi sayan Türkiye yabancı devletleri iç işlerine karıştırmadı.

 

C-DIŞ BORÇLAR MESELESI

 

1929’lu yıllarda görülen dünya ekonomik bunalımı Türkiye’yi de olumsuz etkiledi ve Türkiye Fransa’ya olan borcunu gerektiği gibi ödeyemez hale geldi. Bu durumdan dolayı Fransa ile bir müddet gerginlik yaşandıysa da; sorun 1930 yılında karşılıklı görüşmeler sonucunda çözüldü.

NOT: 1954 yılında borçların, ana parasının ödenmesi; 1984 yılında ise faizinin ödenmesi tamamlandı.

 

D-IRAK SINIRI VE MUSUL MESELESİ

 

Musul Meselesi Lozan’ın bıraktığı problemlerden biriydi. İngiltere zengin petrol yataklarına sahip olmasından dolayı Musul’u Türkiye’ye bırakmak istemiyor ve sömürgeci düşünce ve ahlakı doğrultusunda bu konuyu kendi lehine çözümleyebilmek için her problemi çıkarıyordu.

Musul Meselesinin çözümü için Türkiye ile İngiltere arasında görüşmeler 19 Mayıs 1924’de başladı. Fakat İngiltere Hakkari’yi de tartışmalı bölgeden görmek isteyince görüşmeler kesildi. Bundan sonra mesele önce Milletler Cemiyetine, sonra Lahey Adalet Divanına gitti. Meselenin kendi konusu olmadığını ileri söyleyen Adalet Divanı meseleyi tekrar Milletler Cemiyetine havale etti. Meselenin bu şekilde uzatılması; İngiltere’nin zaman kazanarak Musul ve civarında olaylar çıkarıp meseleyi lehine çözümleyebilmek isteyişinin bir sonucudur.

 

5 Haziran 1926’da imzalanan Ankara Antlaşması ile ;

1-  Musul ve çevresi İngiliz mandaterliği altında bulunan Irak’a bırakıldı.

2-  Irak hükümeti Musul petrol gelirlerinin vergisinin %10’unu 25 yıl süre ile Türkiye’ye vermeyi kabul etti. (Türkiye bu gelirden bir defaya mahsus olmak üzere 500.000 sterlin aldı.)

 

Önemi:

1-  Bu günkü Türkiye-Irak sınırı çizildi.

2-  Türk-İngiliz ilişkileri düzelmeye başladı.

3-  Misak-ı Milliden taviz verildi.

 

 

E-TÜRKIYE’NIN MILLETLER CEMIYETINE GIRIŞI

 

Milletler Cemiyeti 10 Ocak 1920’de Cenevre’de kurulmuştur.

Musul Meselesinde İngiltere’nin çıkarlarına hizmet etmiş olduğundan dolayı; Türkiye Milletler Cemiyetine uzun bir süre güven duymadı.Türkiye’nin Avrupa’ya çok yakınlaşmak istemeyişinde SSCB’yi küstürmeme düşüncesi de vardır. Türkiye’nin Milletler Cemiyetine girmek gibi bir amacı yoktu. Lozan’dan sonra Türkiye’nin barış yolunda gösterdiği çabalar ve Musul’u Irak’a bırakmasından dolayı Türkiye’ye karşı sıcak davranmaya başlayan İngiltere Türkiye’yi Milletler Cemiyeti üyeliğine davet edince; uluslararası barışa katkıda bulunmak istediğini göstermek isteyen Türkiye Milletler Cemiyetine 18 Temmuz 1932’de üye oldu.

 

NOT: 1934’de SSCB de MC’ ye üye oldu.


F- BALKAN ANTANTI (9 ŞUBAT 1934)

Antantın Oluşmasının Sebebi: 1933’den sonra İtalya’nın hızlı bir şekilde silahlanarak Balkanlar’a yönelik politikalar üretmesi Balkan devletlerini ve Türkiye’yi endişelendirmiştir.

 

Antantı Oluşturan Devletler: Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya     (TaYYaR)

Bu antant devletlerin toprak bütünlüğüne saygı gösterme ve işlerine karışmama esasına dayanıyordu.

 

Önemi:

1-  Türkiye Yunan sınırını (Batı sınırını) güvence altına aldı.

2-  Türkiye bölgede lider konumunda olduğunu gösterdi.

3-  Türkiye uluslararası barışa katkıda bulunmak istediğini gösterdi.

4-  Montrö Antlaşması için Türkiye taraftar buldu.

 

NOT: Balkan Antantı II. Dünya Savaşının başlaması ile dağıldı.

 

 

G-MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ (20 TEMMUZ 1936)

Türkiye Lozan’da Boğazlar ile ilgili hükümleri, güvenlik konusunda Milletler Cemiyetinin etkili olacağı ve Avrupa’da silahsızlanmanın gerçekleşeceği ümidiyle kabul etmiştir.

1933 yılından itibaren Almanya ve İtalya’nın hızlı bir şekilde silahlanması ve Milletler Ccemiyet’ni bu duruma bir çare bulamaması Türkiye’yi Boğazların güvenliği konusunda endişelendirdi. Lozan Antlaşmasının Türkiye’yi Boğazlar konusunda kısıtlayan hükümlerinin kaldırılması için Türkiye 10 Nisan 1936’da Lozan’ı imzalayan devletlere birer nota gönderdi. Antlaşmaların hiçe sayıldığı ve devletlerin dost arayışı içinde olduğu bir dönemde Türkiye’nin istekleri olumlu karşılandı ve Boğazların Statüsü İsviçre’nin Montrö kentinde tekrar görüşüldü.

 

Montrö Sözleşmesinin İçeriği:

1-Boğazlar komisyonu kaldırılarak görevleri Türk devletine devredildi. 2-Boğazlara Türkiye’nin asker sokması kabul edildi.

3-  Ticaret gemilerinin Boğazlardan serbest geçişi kabul edildi.

4-  Savaş gemilerinin Boğazlardan geçişine sınırlama getirildi.

5-  Savaş zamanında Türkiye’ye Boğazları kapatma hakkı tanındı.

 

Önemi:

1-   Misak-ı Milli yönünde önemli bir adım atıldı.

2- Türkiye’nin uluslararası güç dengesinde önemi arttı.

3- SSCB kendisini Kara Deniz’de güvende hissetti.

4- Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki durumu güçlendi.

 

Açıklamalar:

1-  İtalya sözleşmeyi daha sonra imzaladı. (İtalya Habeşistan’a saldırdığı zaman MC’de olan Türkiye de İtalya’nın bu davranışını kınamak zorunda kalmıştı.)

2-  İngiltere Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de güçlü olmasını istiyordu.

3-  SSCB Lozan’ın oluşturduğu Boğazlar rejimini beğenmiyordu.

4-  Japonya II. Dünya Savaşından sonra görüşmeden çekildi.

 

 

H-SADABAT PAKTI (9 TEMMUZ 1937)

 

Sebebi:  İtalya’nın Akdeniz Havzası ve Ortadoğu’ya yönelik saldırgan tutumu.

 

Katılan Devletler: Türkiye, İran, Afganistan ve Irak

Önemi:

1-  Türkiye İran ve Irak sınırını (Doğu sınırı) güvence altına aldı.

2-  İtalya’ya karşı Balkanlar’da önemli bir caydırıcılık rolü üstlenmiş olan Türkiye Sadabat Paktı ile de tavrını devam ettirerek dünya barışına katkıda bulunma istediğini göstermiştir.

3-  Türkiye bölgede öncü durumda olduğunu göstermiştir.

NOT: II. Dünya Savaşı başlayınca bu pakt dağılmıştır.


I- HATAY SORUNU

 

Fransa, 1936 yılında Hatay’dan çekilerek, bölgeyi Suriye’ye bırakmak isteyince; bu durumun Ankara Antlaşmasına uymadığını ileri süren Türkiye MC-ye başvurdu.

II.   Dünya Savaşı’nın belirtileri oluştuğundan dolayı Fransa Hatay meselesinde Türkiye’yi pek uğraştırmadı.

3 Temmuz 1938’de Hatay meselesi çözümlendi. Bu çözüm doğrultusunda; 5 Temmuz 1938’de Türk askeri Hatay’a girdi. 2 Eylül 1938’de Hatay Meclisi açıldı. Tayfur Sökmen devlet başkanı”, Abdurrahman Melek başbakan oldu.

NOT: Hatay Meclisi’nin verdiği kararla Hatay 29 Haziran 1939’da Türkiye’ye katıldı. Önemi:

1-  Misak-ı Milli yönünde son adım atıldı.

2-  Güney sınırı son halini aldı.

3-  Mustafa Kemal II. Dünya Savaşı öncesi gelişmelerini Türkiye’nin lehine kullanarak dahiyane bir siyaset izlediğini gösterdi.

NOT: Hatay Türkiye’ye katılan son toprak parçasıdır.


II.   DÜNYA SAVAŞI (1939-1945)

 

I.  Dünya Savaşından Sonra Barışı Koruma Çabaları:

 

 

1-  Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) kuruldu.

2-  Çekoslovakya, Romanya ve Yugoslavya arasında Küçük Antant kuruldu.

3-  Fransa ile Almanya 1925’de Locarno Antlaşması imzaladı.

4-  Anlaşmazlıklara çözüm bulmak için Fransa ile ABD 1928’de Kellog Paktı kurdu. ( Bu pakta Türkiye 1929’da katıldı.) 5-Balkan Antantı, Sadabat Paktı ve Montrö Sözleşmesi yapıldı.

 

 

II.    Dünya Savaşı’nın Başlaması ve Gelişimi:

 

 

*  Savaşın başlamasında Almanya ve İtalya’nın saldırgan tutumu etkili oldu.

*  Almanya ile İtalya’nın 1936’da kurduğu “Mihver Devletler Grubu” na 1937’de Japonya da katıldı.

*  Mihver Devletler karşısında İngiltere ile Fransa “Müttefik Devletler Grubu” nu oluşturdu.

*  1936’da Habeşistan’a saldıran İtalya daha sonra ise Arnavutluk’u ele geçirdi.

*  Hitler 1938’de Avusturya’yı Almanya’ya bağladı. Almanlar 1939’da Çekoslovakya’yı işgal etti.

*  Almanya ve Rusya aynı dönemde Polonya’yı işgal edince Fransa ve İngiltere olaya müdahale etti ve II. Dünya Savaşı başladı.

*  Almanya Rusya’ya da savaş ilan edince Ruslar İngiltere tarafına geçti. (1941)

*  Japonya ABD’nin deniz üslerine ve Çin’e saldırınca; ABD ve Çin Japonya’ya karşı savaşa girdi.

*  1942’de rejim değişikliği yaşayan İtalya, İngiltere tarafına geçti.

*  ABD, İngiltere ve Fransa’nın yaptığı Normandiya Çıkartması sonucunda Almanya teslim oldu.

*  ABD’nin Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atom bombası atması sonucunda Japonya da savaştan çekildi.

*  Türkiye; savaş esnasında İngiltere ve Rusya tarafından savaşa girmesi yolunda zorlandıysa da, tarafsız kalmayı başardı.

* Almanya Bulgaristan’a girince; Almanya ile Türkiye arasında 1941’de saldırmazlık antlaşması imzalandı. Türkiye savaşın bitmesine az bir zaman kala 1945’de Almanya ile Japonya’ya savaş ilan etmiş fakat savaşa fiilen girmemiştir.(Türkiye’nin bu tutumunda BM’ye girme arzusu vardır.)

 

NOT: Kuzey Afrika Savaşları Almanya ve İtalya’nın karşısında İngiltere’nin üstünlüğü ile sonuçlandı.

 

 

II.   Dünya Savaşının Sonuçları:

 

 

1-  Almanya doğu-batı olmak üzere ikiye ayrıldı. Doğu Almanya sosyalizme kaydı.

2-   “ABD” ve “SSCB” süper güç haline geldi.

3-  Orta ve Doğu Avrupa SSCB’nin kontrolüne girdi.

4-  ABD ile SSCB arasında “Soğuk Savaş Dönemi” başladı.

5-  Hindistan, Pakistan, Mısır, Cezayir, Tunus ve Libya bağımsız oldu.

6-1948’de İsrail Devleti kuruldu. 7-Sömürgecilik hız kaybetti.

8-  Çin’de komünizm yayıldı.

9-   Milletler Cemiyeti, Birleşmiş Milletler”e dönüştü.

10-   Türkiye-ABD ilişkileri gelişmeye başladı.

11-   Filistin bağımsızlaştı

12-   NATO ve Varşova paktları kuruldu.

13-   Türkiye’de çok partili hayat başladı.

14-   Yalta Konferansında dengeler kuruldu.

15-   Paris Konferansında antlaşmalar görüşüldü.

 

 

II.   DÜNYA SAVAŞINDAN SONRA BARIŞI KORUMA ÇABALARI

1-  Birleşmiş Milletler Teşkilatı kuruldu.

2-  NATO kuruldu.

3-  Balkan Paktı kuruldu.

4-  Bağdat Paktı kuruldu.


A-BİRLEŞMİŞ MİLLETLER

 

BM Teşkilatının Yapısı ve Özellikleri:

 

1-  Genel Kurul: Teşkilattaki devletlerin üyeleri bu kuruldadır.

2-  Güvenlik Konseyi: 15 üyesi vardır. Bu üyelerden ABD, İngiltere, Çin, Fransa ve Rusya veto hakkına sahiptir”.

3-  Ekonomik ve Sosyal Konsey: Savaşlara sebep olabilecek sosyal ve ekonomik faktörleri ortadan kaldırmaya çalışır.

4-  Vesayet Konseyi: Kendi kendini idare edemeyecek devletleri idare etmek için kurulan bu birim günümüzde önemini kaybetmiştir.

5-  Milletlerarası Adalet Divanı: BM’nin yargı organıdır.

6-  Sekreterlik: Personelden oluşur.

 

NOT: Türkiye de BM’nin kurucu üyelerinden biridir.

B- NATO VE ÖZELLİKLERİ

 

1-  Brüksel merkez olmak üzere 1948’de kuruldu.

2-  Uluslararası barışın korunması ve komünizme karşı korunum amaçlandı.

3-  ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, Hollanda, Lüksemburg, Belçika, Danimarka, İzlanda, İtalya, Norveç, Portekiz, Yunanistan, Almanya, İspanya ve Türkiye teşkilatın üyesidir.

Açıklama: Kore Savaşına asker göndermesi Türkiye’nin NATO’ya girmesinde etkili oldu. (1952)

 

 

C-VARŞOVA PAKTI

 

Rusya’nın öncülüğünde Avrupa’nın sosyalist ülkelerinin biraraya gelmesi ile kuruldu. Komünizmin önemini kaybetmesi ile teşkilat dağıldı.

 

D-BALKAN PAKTI (1954)

Kuruluş Sebebi:

SSCB’nin Balkanlar’a yönelik saldırgan tutumu

Kurucu Üyeleri:

Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan

 

Açıklama:Yugoslavya’nın SSCB’ye yaklaşması ve Kıbrıs Meselesinden dolayı bu pakt, kurulduğu yıl dağıldı.

 

E-BAĞDAT PAKTI (1955)

 

Kuruluş Sebebi:

SSCB’nin Orta Doğuya yönelik saldırgan tutumu

Kurucu Üyeleri:

Türkiye, Pakistan, İran ve Irak

1958’de Irak pakttan ayrılınca; paktı İngiltere dıştan desteklemeye başladı; ki paktın bu haline CENTO denilir.

 

 

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ VE ATATÜRK İLKELERİ

 

1-  Uyum içinde işleyen düşünce ve ilkelerden oluşan bir bütündür.

2-  Milletin ihtiyaçlarından doğmuştur.

3-  Milli bir düşünce sistemidir.

4-  İlerleme ve yenileşmeye açıktır.

5-  Temelinde insanlığın binlerce yıldır işlediği evrensel değerler vardır.

6-  Dışarıdan alınmış bir ideoloji değildir.

7-  Doğmasının en önemli sebebi kişisel devlet yönetiminin hiç bir kesimin istek ve ihtiyaçlarını karşılayamamasıdır.

8-  Türk İnkılabında Fransız ve Rus İhtilalinden farklı olarak; fikri ve ideolojik hazırlık safhası yoktur.

9-  Bağımsızlık ve egemenlik birlikte yürütülmüştür.


Türk İnkılabının Evrenselliğinin Kanıtları:

1-  Tüm dünyada etkili olmuştur

2-  Sömürülen milletlere örnek olmuştur.

3-  Günümüz meseleleri için ve başka milletler için çözümler içermesi

 

Türk İnkılabını Osmanlı Islahatlarından Ayıran Farklar:

1-  Kapsamlı, değişimci ve köklüdür.

2-  Sadece devleti ve kurumları değil halkı da yüceltmeyi amaçlamıştır.

3-  Islahatlar tereddütlü,inkılaplar kararlıdır.

4-  İnkılaplarda dış baskı yoktur.

5-  Sıra izlendi: Önce çağdaşlaşmayı engelleyen kurumlar kaldırıldı; sonra yenilik yapıldı.

 

Açıklama: Faşizmde seçimle iş başına gelenler yönetimden ayrılmak istemez; Bolşevizmde ise millet egemenliği ret edilip sınıf egemenliği ön palanda tutulur.

 

ATATÜRK İLKELERİ

 

CUMHURIYETÇİLİK

 

1-  Devletin rejim şeklidir.

2-  Halk egemenliğini esas alır

3-  Demokratiktir.

4-  Seçme ve seçilme hakkı tüm vatandaşlara verilir.

5-  Hükümet ile millet arasında kopukluk yoktur.

6-  Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez maddesidir.

7-  Mustafa Kemal’in parti tartışmalarının dışında tuttuğu bir ilkedir.

8-  Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyetin ilanı, Halifeliğin kaldırılması Cumhuriyetçilik yolunda yapılmış devrimlerdir.

 

MİLLİYETÇİLİK

 

1-  Kurtuluş Savaşının yapılmasında ve Türk Devle-tinin kurulmasında temel ilke oldu.

2-  Bu ilke fedakarlık ve dayanışmayı gerektirir.

3-  Irkçılık ve ümmetçiliği ret eder.

4-  Türkiye Cumhuriyeti’nin benimseyen ve “Türküm” diyen herkes Türk’tür.

5-  Milli birlik ve beraberlik esastır.

6-  Benimsediği eşitlik ilkesi ile Faşizm ve Nazizmden ayrılır.

7-  TBMM’nin açılması, Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyet yönetiminin kurulması, Halifeliğin kaldırılması, Tevhid-i Tedrisat Kanununun çıkarılması, Türk Harflerinin kabulü, TTK ve TDK’nın kurulması bu ilke ile ilgilidir.

 

HALKÇILIK

 

1-  Cumhuriyetçilik ve Milliyetçiliğin doğal sonucudur.

2-  Halkın eşitliği esastır.

3-  Halkın menfaatleri ön plandadır.

4-  Sınıf mücadelesi değil; sosyal dayanışma esastır.

5-  Sınıfçılık olmadığı için Komünizmden ayrılır.

 

 

Halkçı Devrimler:

1-  TBMM’nin açılması      2-Saltanatın kaldırılması     3-Cumhuriyetin ilanı         4-Halifeliğin kaldırılması 5-Türk Medeni Kanununun kabulü           6-Aşarın kaldırılması        7-Kılık-kıyafet devrimi                                 8-Soyadı Kanunu 9-Kadınlara siyasal hakların verilmesi               10-Türk Harflerinin kabulü

 

 

DEVLETÇİLİK

1-  Devletçilik; devletin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda daha hızlı bir gelişme sağlamak amacıyla yaptığı uygulamalardır.

2-  Bu ilke halkçılığın tamamlayıcısıdır.


3-  Ekonomide planlı kalkınma hedeflenmiştir.

4-  Karma ekonomiyi esas alan devletçilik ilkesinde özel mülkiyetin olması, devletçiliği komünizmden ayırır.

5-  Müdahalecidir; katı değildir.

6-  Zamanın şartlarına göre değişmiştir.

 

 

İNKILAPÇILIK

 

1-  Çağın değişen şartlarına göre değişimi ve modernleşmeyi esas alır.

2-  TBMM’nin açılması ile başlayan Türk İnkılabının devam ettiğini gösterir.

3-  Durağan değildir.

 

 

LAİKLİK

 

1-  Din-devlet işlerinin ayrılmasını ve vicdan hürriyetini esas alır.

2-  Mustafa Kemal’in parti tartışmalarının dışında tuttuğu ve taviz vermediği bir ilkedir.

3-  Devlet vatandaşların inanma ve inanmama hakkını anayasa ile güvence altına almıştır.

4-  Osmanlı din devleti olmasının gereği olarak dini müesseseleşmesine yansıttığı için Laik Türk Devleti inkılaplar döneminde bütün müesseselere müdahale etme gereği duymuştur.

5-  Din egemenliği değil; millet egemenliği esastır.

6-  Hukuk birliği ve hukukun dinden bağımsız olması esastır.

7-  Dış devletlerin azınlıkların haklarını bahane ederek Türk Devletinin işlerine karışmasını önlemiştir.

8-  Milli birlik ve beraberlik için önemlidir.

 

Açıklamalar:

1-1928’de anayasadan devletin dini İslam’dır maddesi atıldı

2-1928’de milletvekillerinin yemin şekli bugünkü haline getirildi.

3-1937’de 6 ilke anayasaya alındı.

4-  Türk Milleti için dini dış politikada kullanma dönemi I. Dünya Savaşı ile bitti.

5-  Kurtuluş Savaşı ümmet ideolojisi yerine millet ideolojisini getirdi.

 

 

BÜTÜNLEYİCİ İLKELER

 

Ulusal Egemenlik: Cumhuriyetçiliği bütünler

 

Milli Birlik ve Beraberlik:Milliyetçiliği ve Halkçılığı bütünler

 

Milli Bağımsızlık: Dış politika ilkesidir.

Yurtta Sulh Cihanda Sulh: İç ve dış politika ilkesidir. Sınıf mücadelesine ve dış politikada saldırganlığa karşıdır. Milliyetçilik ve Halkçılığın bir sonucudur.

 

Akılcılık ve Bilimsellik: Laiklik ve İnkılapçılığı bütünler

İnsan ve İnsanlık Sevgisi: İnsanları eşit görmeyi ve sevmeyi hedefler. Milliyetçilik ve Halkçılığı bütünler.

 

Çağdaşlaşmak ve Batılılaşmak: İnkılapçılığı bütünler.