MUSTAFA
KEMAL ATATÜRK’ÜN HAYATI
1. Öğrenim Hayatı -- Mahalle Mektebi -- Şemsi Efendi Mektebi -- Selanik Askeri Rüşdiyesi -- Manastır Askeri İdadisi -- İstanbul Harp Okulu -- İstanbul Harp Akademisi |
2. Askerlik Hayatı --*1905-1907 -
Şam 5.Orduya atandı --*1907 - Manastır 3.Orduya atandı --*1912 - Trablusgarp Savaşı’na katıldı --*1912 - Sofya Ataşemiliterliği’ne atandı --*1915 - Çanakkale Cephesine katıldı --*1916 - Kafkas Cephesinde görev aldı --*1918 -
Suriye Cephesinde görev
aldı --*1919 - 9.Ordu müfettişliği görevi yürüttü |
3. Askeri
Rütbeleri --*1905 -
Yüzbaşı --*1907 - Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) --*1909 - Hareket Ordusu
Kurmay Başkanı --*1912 - Binbaşı --*1913 - Yarbay --*1916 - Tuğgeneral --*1917 -
Tümgeneral --*1921 - “Gazilik” ve “Mareşallik” |
|
4. Yazdığı Kitaplar -- Nutuk -- Medeni Bilgiler -- Geometri -- Cumalı Ordugahı -- Takımın Muharebe Talimi -- Bölüğün Muharebe Talimi -- Arıburnu Muharebe Bölüğü -- Zabit ve Kumandan ile Hasbihal |
5. Fikri
Dünyasına Etki Eden
Kişiler -- Namık Kemal -- Ziya Gökalp -- Mehmet Emin Yurdakul -- Tevfik Fikret -- Montesque --
Jean Jack Rousseu -- Voltaire |
6. Fikri
Dünyasına Etki Eden
Şehirler -- Selanik -- Manastır -- İstanbul -- Şam -- Sofya |
|
7. Kurduğu ve Yer Aldığı
Cemiyetler -- Şam’da, “Vatan ve Hürriyet Cemiyeti”ni kurdu -- Makedonya’da, “İttihat ve Terakki Cemiyeti”ni kurdu |
|
||
OSMANLI DEVLETİ’NİN DAĞILMASINI ÖNLEME ÇABALARI
1-
Osmanlıcılık: Osmanlı topraklarında yaşayan herkesi din, dil ve ırk ayrımına
tabi tutmadan, eşit haklar vererek,
devletin bütünlüğünü korumayı amaçlamıştır.
NOT : Bu fikir akımı Balkan
Savaşları sonunda uygulanabilirliğini kaybetmiştir.
2-
İslamcılık (Ümmetçilik): Hangi milletten olursa
olsun bütün Müslümanların halifenin etrafında toplanılması gerektiğini savunmuştur.
NOT : Bu fikir; Birinci Dünya savaşında Arapların, Osmanlı'ya karşı İngilizleri desteklemesi ile uygulanabilirliğini kaybetmiştir.
3- Türkçülük (Turancılık): Bu fikir akımını savunanlar devletin ancak dini, dili, soyu ve ülküsü
bir olan topluma
dayanarak ayakta kalabileceğini ileri sürmüşlerdir.
4- Batıcılık: Devletin ancak batılılaşarak kurtulabileceğini savunan fikir akımıdır. Yeni Türk Devleti'nin de temel ideolojisinden birisidir.
5- Ademimerkeziyetçilik: Merkezi hükümetin yetkilerinin azaltılarak, yerel güçlerin yetkilerinin arttırılmasını savunan fikir akımıdır. Bu akım Liberal ekonomi
modelini savunmuştur. Önemli
savunucusu “Prens Sebahattin”dir.
NOT-1: Fikir
akımlarının başarısız olmasında milliyetçiliğin gelişmesi ve halkın bu fikirleri
sahiplenmemesi etkili olmuştur. NOT-2: Milliyetçilik Osmanlı Devleti'nin dağılmasını hızlandırırken, Cumhuriyetin kurulmasında ve Türk Kurtuluş
Savaşı'nın kazanılmasında önemli etken olmuştur.
II. MEŞRUTİYET’İN İLANI (23 Temmuz
1908)
*
II. Meşrutiyet’in ilan edilmesini sağlayan
“İttihat ve Terakki
Cemiyeti”dir.
*
İttihatçıların temel amaçları;
1- Osmanlı Devleti'nin dağılmasını önlemek
2- II. Abdülhamit'in baskıcı yönetimine son vermek
3-
Reval görüşmesinin sonuçlarını etkisiz hale getirmek
4- Avrupa Devletlerinin Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmasını engellemek
II. Meşrutiyet'in Sonuçları:
1- Halk padişahın yanında yeniden
yönetime katıldı.
2- Padişahın anayasal
hakları sınırlandırıldı.
3-
Çok partili seçimler
yapıldı. Yapılan seçimleri
İttihat ve Terakkiciler kazandı.
4-
Demokratikleşme süreci başladı.
* II. Meşrutiyet'in ilanı sürecinde olumsuz
gelişmeler de yaşandı.
5-
Avustuya, Bosna-Hersek topraklarını ilhak etti.
6-
Bulgaristan bağımsızlığını ilân etti.
v
Meşrutiyet: Başta
bir hükümdarın bulunduğu, anayasalı ve parlamentolu bir yönetim şeklidir.
v İttihat ve Terakki
Cemiyeti: II.Meşrutiyetin kurulmasında etkili olan ve daha sonra Bab-ı Ali baskını ile ülkedeki yönetimi büyük ölçüde devralan parti.
31 MART OLAYI (13 NİSAN 1909)
İsyanın Nedenleri
* İttihatçıların mevcut
sorunları çözememesi
*
Şeriat yanlılarının eleştirileri
*
Ahrar Fırkası'nın muhalefeti
*
Jön Türkler arasındaki fikir ayrılıkları
* Yeni toprak kayıplarının engellenememesi
* Ülkenin çeşitli
yerlerinde ayaklanmalar çıkması
İsyanın Sonuçları
*
Mebusan Meclisi II. Abdülhamit'i tahttan
indirerek Mehmet Reşat'ı
(V.Mehmet) tahta çıkardı.
*
İttihat ve Terakki
yönetimi baskı yoluna gitti.
*
Ülkedeki karışıklıklardan yararlanan Ermeniler birçok yerde
isyan çıkardı.
NOT:
Hareket Ordusu'nun komutanı Kurmay Başkanı
Mustafa Kemal Paşa'dır. Mustafa Kemal ilk defa tarihi
bir olayda kamuoyu önüne çıkmıştır.
TRABLUSGARP SAVAŞI (1911-1912)
*
Trablusgarp bugünkü Libya'nın adıdır. Osmanlı Devleti'nin bu tarihte kuzey
Afrika'da kalan son toprak parçasıdır.
Savaşın Sebebi:
*
Sömürgecilikte geç kalan İtalya’nın, gelişen
sanayisine hammadde bulmak
amacıyla İtalya’ya asker çıkarması.
Trablusgarp Savaşı’nın kaybedilmesinin nedenleri
* Anavatan'dan yardım
gelememesi
*
İtalyanların Ege'deki On İki Ada'yı
işgal etmeleri. Çanakkale Boğazı'nı ablukaya almaları
NOT: Trablusgarp savaşı, M.Kemal’in halk arasında tanınmasını sağlamıştır.
BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913)
I.
Balkan Savaşı (1912)
*
Osmanlı Devleti savaşa hazırlıksız yakalandı. Bu durumdan yararlanan Arnavutluk bağımsızlığını ilan etti.
Osmanlı Devleti’nin Başarısızlık Nedenleri
*
Ordudaki subaylar arasındaki siyasi çekişmeler (İttihatçı ve İttihatçı olmayan)
* Ordunun bir bölümünün terhis
edilmesi
*
Haberleşme ağının yetersizliği
*
Lojistik unsurların yetersizliği
II.
Balkan Savaşı (1913)
Nedenleri
* I. Balkan Savaşı sonucunda
Bulgaristan'ın toprak olarak en büyük payı alması. Bu durumdan
rahatsız olan Yunanistan ve Sırbistan'ın aralarında anlaşması
*
Romanya'nın I. Balkan
Savaşı'na katılmaması ve Bulgaristan'dan toprak
talep etmesi Osmanlı Devleti
durumdan yararlanarak Edirne ve Kırklareli'ne asker soktu ve geri aldı.
II.Balkan Savaşı
Sonunda Osmanlı Devleti’nin İmzaladığı Antlaşmalar
---è Bulgaristan ile “İstanbul Antlaşması”
---è Yunanistan ile “Atina Antlaşması”
---è Sırbistan
ile “İstanbul Antlaşması”
Balkan Savaşları’nın Genel Sonuçları
1- Osmanlı Devleti:
Bal ı Trakya, Makedonya, Arnavutluk, Ege Adaları ve On İki Ada'yı kaybetti.
2-
Balkanlarda Türkler azınlık
durumuna düştü ve Batı Trakya
Türkleri sorunu başladı.
3-
Balkanlardan gelen Türk göçleriyle Anadolu'daki Türk nüfusu arttı.
4-
Ege Adaları ve kıta sahanlığı
sorunu çıktı.
5-
Osmanlı Devleti'nin Balkanlar
ve Ege Denizi'ndeki egemenliği sona erdi.
I. DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)
Birinci Dünya Savaşı’nın Nedenleri
*
Avrupalı devletlerin sömürgecilik faaliyetleri, hammadde ve pazar rekabeti.
*
Almanya ve İtalya’nın sömürgeciliğe başlamaları.
*
İngiltere ve Fransa’nın, Almanya’ya karşı silahlanmaya başlaması.
*
Rusya’nın ideallerini gerçekleştirme isteği.
* Balkanlar’da Slav – Germen çekişmesi.
*
Fransız İhtilali’nin doğurduğu
milliyetçilik akımı.
*
Fransa’nın Alsace-Loraine’i Almanya’dan almak istemesi.
*
Avusturya-Macaristan prensinin Saraybosna’da bir Sırp milliyetçi tarafından öldürülmesi (28 Haziran 1914).
NOT-1: İtalya, İttifak
grubunda iken Antalya
ve çevresinin kendisine
bırakıldığı gizli Londra Antlaşması ile İtilaf Grubu’na geçmiştir.
NOT-2: Bulgaristan, Çanakkale Savaşı’ndan sonra İttifak Grubu’na
katılmıştır.
Ø Savaşa katılan
İttifak Devletleri
-Almanya
-Avusturya-Macaristan İmparatorluğu
-Osmanlı İmparatorluğu
-Bulgaristan
Ø Savaşa katılan
İtilaf Devletleri
-İngiltere - Rusya - Fransa - İtalya - ABD - Romanya - Sırbistan - Yunanistan - Belçika - Portekiz - Karadağ - San Marino - Brezilya - Japonya
NOT: İtalya,
savaş başlamadan önce İttifak Grubu’ndaysa da savaş başladıktan sonra, 1915’den itibaren
taraf değiştirerek İtilaf bloğuna geçmiştir. (Gizli Antlaşmalar ile
kendisine yapılan teklifleri cazip bulduğu için)
Almanya’nın Osmanlı
Devleti’ni I.Dünya Savaşı
İçine Çekme Nedenleri
* Halifelik makamını
kullanarak İngiliz ve Fransız sömürgelerindeki müslümanları ayaklandırmak istemesi.
*
Yeni cepheler açarak
İtilaf devletlerinin kendi üzerindeki baskısını hafifletmek istemesi.
*
İngilizlerin sömürge yollarını
kesmek (Süveyş Kanalı
aracılığı ile)
*
Almanya’nın Musul-Kerkük petrollerinden yararlanmak istemesi.
*
İtilaf devletlerinin Boğazlar
yoluyla Rusya’ya yardım
göndermesini önlemek istemesi.
Osmanlı Devleti’nin Savaşa Giriş Nedenleri
1-
Son dönemlerde kaybettiği toprakları geri almak.
2-
Siyasi yalnızlıktan kurtulmak (İtilaf grubu savaş
esnasında Osmanlı’nın yükünü
çekmemek ve Rusya’yı
küstürmemek için Osmanlı’yı yanlarına almamışlardır.)
3-
İttihat ve Terakki
Partisi’nin; Alman hayranlığı ve Alman desteğiyle ülkenin kalkınabileceği düşüncesi
4-
Kapitülasyonlar ve dış borçlar nedeniyle artan İngiliz ve Fransız baskısından kurtulmak.
Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi
* İngilizlerden kaçan “Goben” ve “Breslav” adlı Alman gemileri
Osmanlı Devleti’ne sığınmıştır. Osmanlı Devleti bu gemileri
satın aldığını açıklamış ve gemilere Yavuz ve Midilli isimlerini vermiştir.
*
Bu gemilerin Rusya’nın
“Sivastopol ve Odesa”
limanlarını bombalamaları üzerine
Osmanlı Devleti savaşa
girmek zorunda kalmıştır.
Osmanlı Devleti’nin Savaşa
Girmesinin Sonuçları
1-
Yeni cepheler açılmıştır.
2-
Savaş daha geniş alana yayılmış
ve uzamıştır.
3-
Almanya ve müttefikleri avantaj sağlamıştır.
OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞTIĞI CEPHELER
Saldırı (Taarruz) Cepheleri |
Savunma Cepheleri |
Yardım Cepheleri |
Kafkas Cephesi |
Çanakkale Cephesi |
Makedonya Cephesi |
Kanal Cephesi |
Suriye-Filistin Cephesi |
Galiçya Cephesi |
Hicaz-Yemen Cephesi |
Irak Cephesi |
Romanya Cephesi |
Kafkas Cephesi
Cephenin Açılma
Sebepleri:
1- Başlamış olan Rus taarruzunu durdurmak
2- İttihatçıların Orta Asya’daki Türkler’i birleştirme ve Hindistan’a kadar toprakları genişletme isteği.
3-
Almanlar’ın Bakü petrollerini ele geçirmek için Osmanlı’yı kışkırtması.
Cephenin Özellikleri:
*
Osmanlı’nın savaştığı ilk taarruz cephesidir.
*
Osmanlı; mağlup olduğu halde, bu cephede toprak
kazandı.
* 90 Bin asker, Allahuekber Dağları’nda soğuktan donarak
şehit olmuştur (Sarıkamış Faciası).
*
M.Kemal Muş ve Bitlis’i Ruslar’dan geri almıştır (1914).
*
Osmanlı askeri, Rusya’nın
teknik üstünlüğü ve bölgenin ağır kış şartları
karşısında büyük bir mağlubiyet aldı.
*
Ancak Rusya; Brest-Litowsk Antlaşması (3 Aralık 1918) ile savaştan çekilmek
zorunda kalınca, Kafkas cephesini terk ederek Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı’ya geri verdi.
Kanal Cephesi
Cephenin Açılma
Sebepleri:
1-
Osmanlı Devleti’nin Mısır’ı
İngilizler’den geri alma düşüncesi.
2- Osmanlı Devleti’nin, İngilizler’in Uzak Doğu sömürgeleriyle olan bağlantısını kesmek
ve Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek istemesi.
Cephenin Özellikleri:
*
Osmanlı’nın ikinci taarruz
cephesidir.
*
Almanya’nın desteği ile iki kez harekat düzenlenmiştir.
*
Osmanlı Devleti başarılı
olamamıştır (1916).
Irak Cephesi
Cephenin Açılma
Sebepleri:
1-
İngilizler’in Rusya’ya yardım
ulaştırmak istemesi.
2- İngilizler’in Musul-Kerkük petrollerine sahip olmak istemesi.
3- İngilizler’in Hint deniz yolunun
güvenliğini sağlamak istemesi.
Cephenin Özellikleri:
*
İngilizler’in Basra’ya çıkarma
yapmasıyla başlamıştır.
*
Türk ordusu “Kut-ül
Amare”de başarılı olmuş
ise de, İngilizler Bağdat’ı ele geçirmiştir (11 Mart 1917).
Çanakkale Cephesi
Cephenin Açılma
Sebepleri:
1-
İtilaf Devletleri’nin Rusya’ya
yardım göndermek istemesi.
2- İtilaf Devletleri’nin Boğazlar’ı ele geçirerek, Osmanlı’nın İttifak Devletleri ile bağlantısını kesmek
ve Osmanlı’yı saf dışı
etmek istemesi.
3- İtilaf Devletleri’nin Balkan devletlerini yanlarına
çekmek istemesi.
Cephenin Özellikleri:
*
İngiliz ve Fransız
donanmaları Çanakkale Boğazı’na
saldırmış, savaş başlamıştır (19 Şubat 1915).
*
Mayınlı boğazlardan İtilaf Devletleri geçememiştir.
* İtilaf Devletleri Gelibolu Yarımadası’na ve boğazın iki yakasına asker
çıkarmıştır.
* Türk ordusu Gelibolu, Conkbayırı, Anafartalar’da başarı elde etmiştir. M.Kemal
bu cephede başarılar kazanmıştır.
*
Düşman askerleri sekiz
ay sonra savaştan
çekilmek zorunda kalmıştır
(9 Ocak 1916).
Çanakkale Zaferi’nin Sonuçları
*
Çanakkale Savaşı, I.Dünya
Savaşı’nın uzamasına neden olmuştur.
*
Yaklaşık 500 bin insan bu savaştan
ölü ve yaralı olarak olumsuz
etkilenmiştir.
* M.Kemal; önce albay, daha sonra da general olmuş,
yurt içinde ve dışında tanınmıştır.
*
Bulgaristan İttifak Devletleri yanında savaşa katılmıştır.
*
Rusya’da Bolşevik İhtilali
olmuş, SSCB kurulmuştur.
*
İngiltere ve Fransa itibar kaybetti
ve büyük zarar gördü.
*
Kafkas Cephesi kapanmıştır.
* Zafer, tutsak
milletlere bağımsızlık mücadelesinde bir örnek oluşturmuştur.
NOT: I.Dünya
Savaşı’nda Osmanlıların başarılı
olduğu tek cephe “Çanakkale Cephesi”
olmuştur.
Hicaz ve Yemen Cephesi
Cephenin Açılma Sebepleri:
* Osmanlı Devleti’nin kutsal yerleri İngilizler’den korumak istemesi.
Cephenin Özellikleri:
*
İngilizler Araplar’ı Osmanlı
aleyhine kışkırtmıştır.
*
Fahrettin Paşa İngilizler’le ve Mekke Emiri Şerif Hüseyin
ile mücadele etmiş,
başarılı olunamamıştır.
NOT: Osmanlı
Devleti; bu cephede
Arapların , İngilizlerle beraber hareket etmesinden dolayı başarılı olamamıştır.
Filistin ve Suriye Cephesi
Cephenin Özellikleri:
* Kanal harekatının başarısız olması
üzerine karşı taarruza
geçen İngilizler Kudüs’ü
Osmanlı’dan almıştır.
*
İngiliz ilerleyişi Mustafa
Kemal Paşa tarafından Halep’in kuzeyinde durdurulmuştur.
Galiçya – Makedonya - Romanya Cepheleri
Cephenin Açılma
Sebepleri:
1- Osmanlıların, bu cephelerde müttefiklerine (özellikle Almanlar’a) yardım
etmek istemesi.
2- Osmanlıların, Makedonya
üzerinden geçen ve Almanya ile kara bağlantısını sağlayan demiryolunun güvenliğini sağlamak istemesi
Cephenin Özellikleri:
*
Osmanlı; Rusya, Romanya
ve Fransa ile mücadele etmiş,
fakat başarılı olamamıştır.
CEPHELERLE İLGİLİ ÖNEMLİ NOTLAR
NOT-1: M.Kemal; Kafkas, Çanakkale ve Suriye-Filistin cephelerine katılmıştır.
NOT-2: Kafkas
ve Kanal cepheleri
taarruz cepheleridir ve bu cephelerin açılmasında Almanya’nın isteği etkili olmuştur.
Kanal cephesinde Almanlar cephane
yardımı da yapmışlardır.
NOT-3: Osmanlı Devleti Galiçya, Romanya
ve Makedonya Cephesi’nde kendi sınırları dışında
savaşmıştır.
NOT-4: Brest-Litowsk Antlaşması ile Osmanlılar, Berlin Antlaşması ile Rusya’ya verdiği
Kars, Ardahan ve Batum’u geri almıştır
NOT-5: Osmanlı’nın kazandığı tek cephe Çanakkale’dir.
NOT-6: Başta
kazanılmaya çalışılıp kaybedilen cephe Irak’tır.
OSMANLI DEVLETİ’Nİ PAYLAŞMAK İÇİN İMZALANAN GİZLİ ANTLAŞMALAR
Formül -----è BaL PoSaSı Mı
1-
Boğazlar Antlaşması (1915)
*
İngiltere, Fransa ve Rusya arasında
imzalanmıştır.
*
İstanbul ve Boğazlar, Rusya’ya
bırakılmıştır.
2-
Londra Antlaşması (1915)
*
İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya
arasında imzalanmıştır.
*
İtalya’ya Antalya ve çevresi ile Oniki Adalar
bırakılmıştır.
*
İtalya bu antlaşmadan sonra İtilaf Grubu’na
katılmıştır.
3- Petrograt Protokolü
(1916)
* İngiltere, Fransa,
Rusya ve İtalya
arasında imzalanmıştır.
*
Rusya’ya Boğazlar’a ek olarak Van, Erzurum, Bitlis
ve Trabzon’a kadar olan Doğu Karadeniz bölgesi
bırakılmıştır.
4-
Sykes-Picot Antlaşması (1916)
* İngiltere ve Fransa
arasında, İtalya’dan gizli olarak yapılmıştır.
* Rusya; Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu’nun kendisine verilmesi şartı ile bu anlaşmayı kabul etmiştir.
*
Fransa’ya; Adana, Hatay,
Suriye kıyıları ve Lübnan bırakılmıştır.
*
İngiltere’ye Musul hariç
Irak bırakılmıştır.
*
Suriye’nin diğer bölgeleri
ile Musul ve Ürdün’ü kaplayan
bölgede Büyük Arap Krallığı kurulması
kararı alınmıştır.
*
Arap Krallığı İngiliz
ve Fransız himayesinde olacaktır.
* Özerk bir Filistin Devleti
kurulacaktır.
* Bu antlaşma ile Araplar, İngilizler’in yanında Osmanlı’ya karşı
savaşmıştır.
NOT: Antlaşmanın İtalya’dan gizli yapılmasında, İtalya’nın aktif olarak
I.Dünya Savaşı’na katılmaması etkili olmuştur.
5-
Saint-Jean De Maurienne Antlaşması (1917)
* İtalya, kendisinden gizli olarak imzalanan Sykes Picot Antlaşması’na tepki göstermiştir.
* Konya, Antalya, Aydın ve İzmir çevresi İtalya’ya bırakılmıştır.
6-
Mc Mahon Antlaşması
*
Araplar’a Büyük
Arap Krallığı kurma sözü verilmiştir.
*
İngilizler Araplar’ı Osmanlı
aleyhine kışkırtmıştır.
GİZLİ ANTLAŞMALAR İLE İLGİLİ ÖNEMLİ
NOTLAR
NOT-1: Rusya’da
Bolşevik İhtilali olmuştur. Bunun üzerine İtilaf
Devletleri Rusya’ya bırakılan toprakların yarısında Özerk Kürt Devleti
oluşturmayı, diğer yarısını da Ermenistan’a vermeyi kararlaştırmışlardır.
NOT21: Bolşevik
Rejimi Rusyası; gizli antlaşmaları açıklayınca, gizli antlaşmalar uygulanma
zemini bulamamıştır.
NOT-3: Gizli Antlaşmalara tepki olarak Wilson
İlkeleri yayınlanmıştır.
ABD’NİN SAVAŞA GİRMESİ
VE SAVAŞIN SONA ERMESİ
*
Almanya'nın hammadde temini
amacıyla denizaltı savaşlarına yönelmesi Atlas Okyanusu'nda İti laf Devletlerine hammadde taşıyan ABD ticaret gemilerine saldırmasına neden oldu.
*
Savaşın başında tarafsızlığını ilan eden ABD'nin Almanya'nın tulumu nedeniyle 2 Nisan 1917'de
Almanya'ya savaş ilan etmesine neden oldu.
WİLSON İLKELERİ
(8 Ocak 1918)
* ABD Başkanı Wilson, gelecekte yapılacak barışın ilkelerini açıklamıştır. Buna göre;
1- Yenen devletler, yenilenlerden savaş tazminatı ve toprak almayacaktır.
2-
Devletlerarasında gizli herhangi
bir antlaşma yapılmayacak, antlaşmalar açık olarak
yapılacak.
3-
Uluslararası anlaşmazlıkları barış yoluyla çözmek
amacıyla, Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kurulacak.
4- Her ulus kendi geleceğine kendisi karar verecektir.
5- Türk egemenliği altında yaşayan
diğer milletlere kendini
yönetme hakkı verilecek.
6-
Uluslararası sularda dolaşım
serbest olacaktır. Boğazlar
her devlete açık olacak.
7-
Devletlerarasında eşitlik sağlanacak, uluslararası ekonomik engeller
kaldırılacak.
8-
Ülkeler arasında silahlanma yarışına son verilecek.
NOT-1: Wilson İlkeleri'nin hükümleri zor
durumda olan İttifak Devletlerinin ateşkes imzalamasını kolaylaştırmıştır. NOT-2: İtilaf
Devletleri toprak elde etmek için Paris Barış Konferansı’nda “manda ve himaye” fikrini ortaya
atmıştır. NOT-3: İtilaf Devletleri Wilson İlkeleri’ne ters düşmemek için Mondros Antlaşması’na 7. ve 24. maddeleri koymuşlardır.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NI BİTİREN
BARIŞ ANTLAŞMALARI
1-
Versailles (Versay) Antlaşması (28 Haziran
1919) ----è Almanya ile imzalanmıştır.
2-
Saint Germain (Sen Jermen) Antlaşması (10 Eylül 1919) ----è Avusturya ile imzalanmıştır.
3- Neuilly (Nöyyi) Antlaşması (27 Kasım 1917) ----è Bulgaristan ile imzalanmıştır.
4-
Trianon (Triyanon) Antlaşması (6 Haziran
1920) ----è Macaristan ile imzalanmıştır.
5-
Sevr Barış Antlaşması (10 Ağustos 1920) ----è Osmanlı ile imzalanmıştır.
NOT-1: Sevr
Barış Antlaşması, Osmanlı
Mebusan Meclisi kapalı olduğu için onaylanmamış ve uygulanamamıştır.
NOT-2: Sevr
Barış Antlaşması, İtilaf devletlerinin kendi aralarındaki anlaşmazlıkları nedeniyle imzalanması gecikmiştir.
NOT-3: Triyanon Antlaşması, Macaristan’daki rejim değişikliği nedeniyle
imzalanması gecikmiştir.
NOT-4: Bu antlaşmalar ile; Yeni devletler kuruldu, Askeri ve ekonomik sınırlamalar getirildi, Sınırlar değiştirildi.
Birinci Dünya Savaşı’nın Genel
Sonuçları
*
Savaştan en karlı devlet İngiltere çıkmış ve Avrupa’nın bir numaralı devleti
olmuştur.
*
Fransa, Almanya’nın etkisinden kurtularak ikinci güçlü devlet haline
gelmiştir.
*
Rus, Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı imparatorlukları yıkılmış, yeni milli (ulusal) devletler
kurulmuştur.
*
Litvanya, Letonya, Estonya,
Finlandiya, Yugoslavya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan, SSCB gibi yeni devletler
kurulmuştur..
*
Yenilen devletlerde rejim değişikliği olmuştur. Komünizm, Faşizm, Nazizm
gibi, demokratik olmayan,
baskıcı rejimler ortaya çıkmıştır.
*
Sömürgeciliğin yerini “manda
ve himayecilik” almıştır.
*
Sınırlar çizilirken “milliyetçilik” ilkesi dikkati alınmadığından “azınlıklar” meselesi çıkmıştır.
* I.Dünya Savaşı’nı
bitiren antlaşmalar, II.Dünya
Savaşı’nın zeminini hazırlamıştır (Özellikle Versay Antlaşması).
* Dünya barışını sağlamak amacıyla
Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kurulmuştur
NOT:
Birinci Dünya Savaşı’nda ilk defa tank ve kimyasal
silah kullanılmıştır.
MONDROS ATEŞKES ANLAŞMASI (30 EKİM 1918)
Osmanlıların Ateşkesi İmzalama
Nedenleri:
*
Wilson İlkeleri’ne güvenilmesi.
*
Bulgaristan’ın I.Dünya Savaşı’ndan çekilmesi ile Osmanlı’nın Almanya ile kara bağlantısının kesilmesi.
*
Güney cephelerinin çökmesi
ve Osmanlının savaşacak
gücünün kalmaması.
* İttihatçıların; yenilginin sorumluluğunun kendi üstlerine
kalacağını bildiklerinden ülkeyi
terk etmesi.
* Ahmet İzzet Paşa Kabinesi’nin İtilaf Devletleri’nden ateşkes
yapılmasını istemesi.
NOT: Mondros Ateşkes Antlaşması; Limni Adası’nın Mondros
Limanı’nda Osmanlı Devleti “Bahriye Nazırı Rauf Orbay” ile “İngiliz Amirali Caltrop” arasında imzalanmıştır.
a) Osmanlı Devleti’nin Egemenliğini Kısıtlayan Hükümler:
* Boğazlar tüm devletlere açık olacak ve İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecek.
* İtilaf Devletleri, kendi güvenliklerini tehdit
edecek bir durumda
herhangi bir stratejik noktayı işgal edebilecek (7.madde).
*
Vilâyât-ı Sitte’de (Altı il; Erzurum,
Van, Harput, Diyarbakır, Bitlis, Sivas) bir karışıklık çıkarsa,
İtilaf Devletleri buraları işgal edebilecek (24.Madde).
*
Bütün haberleşme-ulaşım araç ve gereçleri İtilaf Devletleri’nin kontrolüne verilecek.
b)
Askeri Hükümler:
* Güvenliği sağlayacak askerden fazlası terhis
edilecek.
*
İtilaf Devletleri ve Ermeni esirleri
serbest bırakılacak.
*
Türk askerleri İtilaf
Devletleri’nin kontrolünde kalacak.
*
Hicaz, Yemen, Suriye,
Irak ve Trablusgarp’taki Türk subay ve askerler
en yakın İtilaf
devletine teslim edilecek.
c)
Ekonomik Hükümler:
*
Toros Tünelleri İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecek.
*
Tüm demiryolları ve donanma gücü İtilaf Devletleri’nin kontrolüne bırakılacak, gemiler
limanlarda tutuklu kalacak.
*
Silah, cephane ve orduya ait tüm mallar
İtilaf Devletleri’nin kontrolüne bırakılacak.
*
Yer altı ve yerüstü zenginlik kaynakları İtilaf Devletleri’nin kontrolüne bırakılacak.
*
Ülkenin ihtiyaç fazlası
kömür, akaryakıt ve deniz gereçleri
dışarıya satılmayacak.
Mondros Antlaşması’nın Sonuçları
(Önemi)
* Osmanlı Devleti
fiilen sona ermiştir.
*
İttihat ve Terakki
Partisi, adını “Teceddüt
Partisi” olarak değiştirmiş ve kendini feshetmiştir.
*
Ermeniler korumaya alınmış
ve doğuda bir Ermeni Devleti
kurma zemini hazırlanmıştır “(24.Madde)”.
*
Antlaşmanın “7. Maddesi”
Osmanlı topraklarının işgalini
kolaylaştırmıştır.
*
İlk olarak İngilizler Musul’u işgal etmiştir (3 Kasım 1918).
Ardından Urfa, Antep ve Maraş’a
girmişlerdir.
*
İtilaf Devletleri’nin donanmaları İstanbul önlerine gelmiştir (13 kasım 1918).
* İşgallere karşı Türk milleti
tarafından direniş cemiyetleri kurulmuştur.
*
Azınlıklar da işgalleri
kolaylaştırmak için zararlı
cemiyetleri kurmuştur.
*
M.Kemal Suriye-Filistin Cephesi’nde iken, yabancı işgaline
açık bırakan maddelere tepki göstermiştir.
CEMİYETLER
ZARARLI CEMİYETLER |
YARARLI CEMİYETLER |
|
Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler |
Milli Varlığa Düşman Cemiyetler |
Milli Cemiyetler |
Etnik-i Eterya Cemiyeti |
Teali İslam Cemiyeti |
Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti |
Mavri Mira Cemiyeti |
Sulh ve Selameti Osmaniye Fırkası |
İzmir Müdafaa-i Hukuk-u
Osmaniye Cemiyeti |
Pontus Rum Cemiyeti |
Kürt Teali
Cemiyeti |
İzmir Redd-i
İlhak Cemiyeti |
Kardos Cemiyeti |
Hürriyet ve İtilaf Fırkası |
Kilikyalılar Cemiyeti |
Hınçak ve Taşnak
Sütyun Cemiyeti |
İngiliz Muhipleri Cemiyeti |
Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti |
Alyans İsrailit Cemiyeti |
Wilson Prensipleri Cemiyeti |
Trabzon Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti |
|
|
Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti |
|
|
Milli Kongre Cemiyeti |
ZARARLI CEMİYETLER
A - Azınlıkların Kurduğu
Cemiyetler
1- Etnik-i Eterya Cemiyeti
*
İlk kurulduğunda Yunanistan’a bağımsızlığını kazandırmak amacıyla
kurulmuştur (1814).
*
I.Dünya Savaşı’nda ise Rumlar’ın yaşadığı
tüm toprakları Yunanistan’a katarak eski Bizans’ı
canlandırmayı amaçlamışlardır.
2-
Mavri Mira Cemiyeti
*
İzmir ve çevresi ile Doğu Trakya’yı
Yunanistan’a katmak için kurulmuştur.
3-
Pontus Rum Cemiyeti
*
Trabzon Rum İmparatorluğu’nu tekrar
kurmak amacı
ile Rumlar tarafından kurulmuştur.
4-
Kardos Cemiyeti
*
Bu cemiyet Rum göçmenlerine yardımcı
olmak görüntüsü altında
Pontus Rum Cemiyetine yardımcı oluyordu.
5-
Hınçak ve Taşnak Sütyun Cemiyeti
*
Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni
Devleti kurmak amacı ile, Ermeniler tarafından kurulmuştur.
6-
Makabi-Alyans
İsrailit Cemiyeti
*
Filistin’den Elazığ’a kadar
uzanan Büyük İsrail
Devleti’ni kurmayı amaçlamışlardır.
NOT:
Azınlıkların kurduğu
cemiyetlerin çalışmalarında Rum ve Ermeni
kiliseleri etkili olmuştur.
B - Milli
Varlığa Düşman Cemiyetler
1- Teali İslam Cemiyeti
*
Ülkenin kurtuluşunu hilafet ve saltanatta görmüşlerdir.
*
Anadolu’daki Milli Mücadele’yi engellemek için İstanbul’daki bazı müderrisler tarafından kurulmuştur.
2-
Sulh ve Selamet-i
Osmaniye Fırkası
*
İttihat ve Terakki
karşıtlarından oluşmuştur.
*
Padişaha bağlılığı
savunmuşlardır.
3-
Kürt Teali Cemiyeti
*
Wilson İlkeleri’nden yararlanarak doğuda bir Kürt Devleti
kurmak amaçlanmıştır.
*
İngilizler’in yardımıyla İstanbul’da kurulmuştur.
*
Doğu Anadolu Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti ile birleşmeyi reddetmiştir.
4- Hürriyet ve İtilaf Fırkası
* İttihat ve Terakki’nin en büyük karşıtlarıdır.
* Milli Mücadele’yi İttihatçıların hareketi
olarak gördüklerinden Mondros’tan sonra Milli Mücadele’ye karşı iç ayaklanmalarda öncü olmuşlardır.
5-
İngiliz Muhipleri Cemiyeti
*
İngilizler’in parasıyla İstanbul’da kurulmuştur.
* İngiliz mandasını savunmuşlardır.
*
Osmanlı Devleti ve özellikle “Sadrazam Damat Ferit Paşa” tarafından desteklenmiştir.
6-
Wilson Prensipleri Cemiyeti
*
Osmanlı Devleti’nin kurtuluşunun ancak ABD’nin
mandası ile mümkün
olabileceği savunulmuştur.
*
Cemiyetin kurucularından bir kısmı Kurtuluş
Savaşı’nda Milli Mücadelecilere katılmıştır.
YARARLI CEMİYETLER (Milli Cemiyetler) 1-
Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
* Trakya’nın Yunanlar’a verileceği endişesi ile Edirne’de kurulmuştur.
*
Osmanlı Devleti
parçalandığı takdirde Batı Trakya ile birleşerek, Trakya
Cumhuriyeti’ni kurmayı amaçlamıştır.
*
Mondros’tan sonra kurulan
ilk direniş cemiyetidir (2 Aralık 1919).
*
Lüleburgaz, Edirne kongrelerini düzenlemişlerdir.
2- İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti
* İzmir’in Yunanlar’a verilmesini engellemek amacı
ile kurulmuştur.
3-
İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti
*
İzmir’in işgali üzerine kurulmuştur.
*
I. ve II. Balıkesir Kongresi
ile Alaşehir Kongresi’ni düzenlemişlerdir.
4-
Kilikyalılar Cemiyeti
*
Adana ve çevresinin Ermeniler’e verilmesini engellemek ve Fransız işgalinden korumak için
kurulmuştur.
5-
Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u
Milliye Cemiyeti
*
Trabzon ve çevresinde Pontus
Rum Devleti’nin kurulmasını engellemek için kurulmuştur.
6-
Trabzon Havalisi Adem-i
Merkeziyet Cemiyeti
*
Trabzon ve çevresinde bağımsız
bir Türk Devleti
kurmak amacı
ile kurulmuştur.
*
İlk kurulduğunda padişaha
bağlı iken daha sonra Milli
Mücadele’ye katılmıştır.
7- Doğu Anadolu
(Şark Vilayetleri) Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
* Doğuda bağımsız bir Ermeni Devleti’nin kurulmasını engellemek için kurulmuştur.
*
Erzurum Kongresi’ni düzenlemişlerdir.
8-
Milli Kongre Cemiyeti
*
Türkler’e karşı yapılan yanlış propagandaları basım ve yayım
yoluyla dünyaya duyurmak amaçlanmıştır.
*
“Kuva-yı Milliye” deyimini ilk kullanan cemiyettir.
MİLLİ CEMİYETLERİN ÖZELLİKLERİ
*
Cemiyetlerde “Türklük” duygusu
ön plandadır.
* Cemiyetler sadece
bulundukları bölgeleri kurtarmak için kurulmuştur.
* Genellikle basın ve yayın yoluyla mücadele
etmişlerdir.
*
Milli Cemiyetler; Sivas Kongresi’nde “Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı ile birleştirilmiştir.
PARİS BARIŞ KONFERANSI (18 Ocak 1919)
Toplanma Amacı: I.Dünya Savaşı’nı sona erdirecek barış antlaşmaların metninin
hazırlanması için toplanılmıştır.
*
İtilaf Devletleri; Araplar’ı, Ermeniler’i ve Rumlar’ı
Osmanlı toprakları üzerinde
çoğunlukta oldukları yerleri
ispat etmeye çağırmıştır.
*
Konferansta pek çok sahte belge kullanılmıştır.
* Wilson İlkeleri’ne ters düşmemek için “manda ve himaye
düşüncesi” kabul edilmiştir.
*
İzmir ve çevresi
ile İstanbul’a kadar olan Doğu Trakya, Yunanlar’a bırakılmıştır. (Bu durum İtalya’nın büyük tepkisine sebep
olmuştur)
*
Batı Akdeniz İtalya’ya bırakılmıştır.
*
Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devleti
kurulması kararlaştırılmıştır.
* Gizli antlaşmalar gereği Urfa, Antep ve Maraş
ve Suriye ile Lübnan Fransa’nın mandaterliğine verilmiştir.
* Irak ve Filistin İngilizler’in mandaterliğine verilmiştir.
*
Cemiyet-i Akvam’ın (Milletler Cemiyeti) kurulması kararlaştırılmıştır.
Önemi: İtilaf Devletleri arasında ilk kez anlaşmazlık çıkmıştır.
NOT-1: Gizli antlaşmalarla İtalyanlar’a bırakılan İzmir ve çevresi,
İngiltere’nin karşısında güçlü bir devlet
görmek istememesi nedeniyle
Yunanlar’a bırakılmıştır.
NOT-2: ABD, Monroe Doktrini’ne uyarak Avrupa’ya müdahale
etmemiştir.
v Manda ve Himaye Sistemi: Güçsüz ve az
gelişmiş devletlerin kendilerine yönetecek düzeye gelinceye kadar, Milletler Cemiyeti adına bazı büyük
devletler tarafından yönetilmesi. (Sömürgeciliğin modernleştirilmiş şekli de
denilebilir).
İŞGALLER BAŞLIYOR
İngiltere ----è 3 Kasım 1918'de
Musul'u işgal etti (ilk işgal edilen yer). Ayrıca;
İskenderun, Urfa, Antep, Maraş,
Kars ve Batum'u işgal etti. Samsun, Merzifon, Eskişehir, Afyon'a asker
sevk etti.
Fransa ----è Adana, Mersin, Hatay-Dörtyol ve Afyon İstasyonu'nu işgal etti.
İtalya ----è İtalyanlar önce pasif kaldılar.
Ancak Yunanistan'ın lehine
gelişmelerin yaşanması harekete
geçmelerine neden oldu. Antalya ve çevresini
işgal ettiler.
İZMİR’İN İŞGALİ
(15 Mayıs 1919)
*
Yunanlar İzmir ve çevresinde Rum nüfusunun Türkler’den fazla olduğunu iddia etmiştir.
*
Yunanlar Avrupalı devletlerin de desteğini alarak
İzmir’i işgal etmiştir
(15Mayıs 1919).
*
“Hasan Tahsin” adında bir gazeteci Yunanlar’a ilk kurşunu atarak “Milli Mücadele”yi başlatmıştır.
* Yunanlar kısa sürede Gediz ve Menderes
vadilerini işgal etmiş Manisa ve Aydın’a kadar ilerlemişlerdir.
*
Yunanlar’ı Aydın’dan sonra
“Demirci Mehmet Efe” , Salihli yakınlarında da “Çerkez Ethem” durdurmuştur.
*
Halk, asker, efeler
ve eskiden eşkıyalık yapan bazı kişiler
tarafından direniş cemiyetleri kurulmuş ve “Kuvay-ı Milliye” birlikleri oluşturulmuştur.
KUVAY-I MİLLİYE
v Kuvay-ı Milliye: Mondros
Ateşkes Antlaşması’ndan sonra ülkede başlayan işgallere karşı, Türk halkının
bulundukları bölgeleri savunmak için kurdukları düzensiz-yerel savunma
birlikleridir.
Kuvay-ı Milliye’nin Kurulmasında Etkili Olan Nedenler
* Mondros Ateşkesi
gereğince, Osmanlı ordusunun
terhis edilmiş olması.
* Anadolu’nun yer yer işgal edilmiş olması.
* İstanbul hükümetinin işgaller karşısında etkisiz
olması.
* Azınlıkların Türk halkına baskılar
yapması.
Kuvay-ı Milliye’nin Yararları (Faydaları)
* Milli bilincin güçlenmesine katkı
sağlamışlardır.
* İstanbul-Ankara yolunu
açık tutarak; İstanbul’dan Anadolu’ya insan,silah ve cephane naklini
kolaylaştırmışlardır.
* Yunan ordusunu durduramasalar da Anadolu’ya rahatça
ilerlemesini engellemişlerdir.
* Düzenli ordunun
teşkilatlanması için zaman kazandırmışlardır.
* Milli mücadeleye karşı çıkan
isyanların bastırılmasında rol oynamışlardır.
NOT: 8 Kasım 1920’de
“Düzenli
Ordu”nun kurulması ile “Kuvay-ı Milliye”
kaldırılmıştır.
Kuvay-ı Milliye’nin Kaldırılmasının Nedenleri
* Askerlik tekniğini
yeteri kadar iyi bilmemeleri, dağınık,
düzensiz olarak mücadele
etmeleri.
*
Düzenli düşman ordularını durduracak güçten yoksun
olmaları.
*
Halktan zorla para ve malzeme
toplamaları.
*
Suçlu buldukları kimseleri
yargılamaları.
*
TBMM’nin aldığı bazı kararlara karşı gelmeleri.
AMİRAL BRİSTOL RAPORU (13 Ekim 1919)
*
Yunan işgaline karşı direniş cemiyetlerinin kurulması İtilaf
Devletleri tarafından hayretle
karşılanmıştır.
*
Avrupa basınında Türkler
lehine yazılar yazılmaya
başlanmıştır.
*
İtilaf Devletleri durumu
incelemek için işgal bölgesine bir komisyon göndermiştir.
*
Amerika Delegesi “Amiral Bristol” aşağıdaki raporu
hazırlamıştır:
1-
İzmir ve çevresindeki hristiyan halka işkence
yapıldığına dair Paris
Konferansı’na yanlış bilgi
verilmiştir. Bu bilgiyi veren devletler ve kişiler
sorumludur.
2- İşgalden sonra Batı Anadolu’da yapılan katliamlardan Yunanlar
sorumludur.
3- Yunan askerleri geri çekilmeli
ve yerlerine İtilaf
devletlerinin kuvvetleri gönderilmelidir.
4- İzmir ve çevresinde Türk halkının nüfusu
fazladır. Bu nedenle
burasının Yunanlar’a verilmesi
söz konusu olamaz.
Amiral Bristol Raporu’nun Önemi:
*
Türkler’in katliam yaptığı
haberleri tarafsız bir devlet tarafından yalanlanmıştır.
*
Rumlar’ın Ege Bölgesi’nde çoğunlukta olduğu iddiasının yalan olduğu ispatlanmıştır.
*
İşgalin haksız olduğu
dünya kamuoyuna bildirilmiştir.
* Ege Bölgesi’ndeki Türkler’in Yunanistan’a katılmayı kabul etmeyeceği belirtilmiştir.
KURTULUŞ SAVAŞI HAZIRLIK
DÖNEMİ
Mustafa Kemal’in
İstanbul’a Gelişi
* M.Kemal’in Mondros
Antlaşması’nın hükümlerine karşı çıkması üzerine
İstanbul Hükümeti, Yıldırım
Orduları Komutanlığı’nı kaldırarak M.Kemal’i İstanbul’a çağırmıştır.
* M.Kemal, İstanbul’da işgalci devletlerin donanmasını görünce; “Geldikleri gibi giderler”, diyerek,
kurtuluşa olan inancını belirtmiştir.
*
M.Kemal, Padişah Vahdettin’e de düşüncelerini anlatmak
istemiş, fakat Padişah’ın bir şey yapamayacağını anlamıştır.
*
M.Kemal İstanbul’da kaldığı
süre içerisinde arkadaşlarına Mondros’un hükümlerine uymamalarını söylemiştir.
* M.Kemal İstanbul’da yapılabilecek bir şey olmayınca Anadolu’ya geçmenin yollarını aramıştır.
Mustafa Kemal’in Samsun’a
Çıkışı
*
Samsun ve çevresinde Pontus Rum çeteleri
Türkler’e saldırmıştır.
*
İngilizler Avrupa kamuoyunu yanıltarak, saldırıların Türkler
tarafından gerçekleştirildiğini bildirmiştir.
*
İngiltere, Samsun ve çevresinin silahsızlandırılmasını, yoksa,
bu bölgeyi işgal
edeceğini söylemiştir.
* İngilizler’in baskıları
sonucu Damat Ferit Paşa sadrazam
olmuştur.
* M.Kemal Padişah
iradesiyle; Samsun ve çevresindeki Türk halkı ile Rum çeteleri
arasındaki olayları incelemek için 9.Ordu Müfettişi olarak
Samsun’a gönderilmiştir (16 Mayıs 1919).
*
M.Kemal 16 Mayıs 1919’da yanındaki 17 kişi ile birlikte Samsun’a
deniz yoluyla hareket
etmiş ve 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ulaşmıştır.
*
M.Kemal, bölgede huzuru bozanların Rumlar olduğunu, İngilizler’in antlaşma hükümlerine uymadıklarını İstanbul Hükümeti’ne bir telgrafla bildirmiştir.
*
M.Kemal, İstanbul Hükümeti’nin bir şey yapmaması
üzerine millet ve orduyu bilinçlendirmek için daha güvenli olan Havza’ya geçmiştir. (25 Mayıs 1919).
NOT:
M.Kemal’in Samsun’a
çıkarken kurtuluş için düşündüğü tek çare; Milli egemenliğe dayalı,
kayıtsız şartsız bağımsız
yeni bir Türk Devleti kurmaktır.
HAVZA GENELGESİ
(28 Mayıs 1919)
*
M.Kemal; Havza’da hazırladığı bir genelgeyi ülkenin
askeri ve mülki amirlerine bildirmek için telgraflar çekmiştir.
Genelgenin içeriği
şunlardır:
*
Mitingler düzenlenerek işgaller protesto edilmelidir.
*
İstanbul Hükümeti’ne protesto
telgrafları çekilmelidir.
*
Büyük devletlerin temsilcilerine uyarı mektupları ve telgrafları çekilmelidir.
*
Mitinglerde ve protestolarda hristiyan
halka zarar verilmemelidir.
Havza Genelgesi’nin Önemi:
* Havza Genelgesi ile halkın
milli mücadele için bilinçlenmesi sağlanmaya çalışılmıştır
*
Ülkenin pek çok yerinde
işgalleri protesto mitingleri düzenlenmiştir.
*
İtilaf Devletleri’nin baskısıyla Harbiye Nezareti M.Kemal’i İstanbul’a çağırmıştır (8 Haziran 1919).
*
M.Kemal çağrıya cevap vermemiş, ve Amasya’ya geçmiştir (12 Haziran 1919).
AMASYA GENELGESİ (22 Haziran 1919)
*
M.Kemal bazı arkadaşlarını gizli olarak Amasya’ya
çağırmış ve işgaller
hakkında görüşmüştür.
*
Rauf Bey, Refet Paşa, Ali Fuat Paşa,
Cemal Paşa ve Kazım Karabekir’in de onayıyla Amasya Genelgesi yayınlanmıştır.
Amasya Genelgesi’nin Maddeleri:
* Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. (Gerekçe)
*
İstanbul Hükümeti, üzerine
düşen görevi yerine
getirememektedir. Bu durum milletimizi yok durumuna düşürmektedir.
*
Milletin geleceğini yine milletin azim ve kararı
kurtaracaktır. (Amaç ve yöntem)
*
Her türlü etki ve denetimden uzak bir kurul
oluşturulmalıdır. (Temsil Kurulu)
*
Anadolu’nun en güvenilir
yeri olan Sivas’ta milli bir kongre
düzenlenmeli, bunun için de her bölgeden üç delege Sivas’ta olacak şekilde yola çıkmalıdır.
* Delegelerin seçimlerini Redd-i İlhak, Müdafaa-i
Hukuk cemiyetleri ve belediyeler yapacaktır.
*
Doğu illeri için 10 Temmuz’da
Erzurum’da bir kongre
toplanacaktır.
*
Mevcut askeri ve milli örgütler
kesinlikle dağıtılmayacak, komuta bırakılmayacak ve başkalarına teslim edilmeyecek.
*
Bu genelge sır olarak tutulmalı ve delegeler kimliklerini gizli tutarak seyahat
etmelidirler.
Amasya Genelgesi’nin Önemi:
*
Türk inkılabının ihtilal safhası başlamıştır.
* Kurtuluş Savaşı’nın; “gerekçesi” , “amacı” ve “yöntemi” belirtilmiştir.
* İlk kez “milli egemenliğe dayalı
bir yönetim”den bahsedilmiştir.
*
Mustafa Kemal bu genelgeyi yayınlayarak “ilk defa İstanbul’un verdiği
yetkileri aşmıştır”.
* Türk milleti hem İstanbul
Hükümeti’ne hem de işgalci güçlere
karşı mücadeleye çağrılmıştır.
* Üstü kapalı olarak “Temsil Kurulu”nun oluşturulmasından bahsedilmiştir.
*
M. Kemal’in asker olarak son eylemi Amasya Genelgesi olmuştur.
NOT:
Genelge yayınlandıktan sonra İngilizler’in baskısı
sonucu İstanbul Hükümeti,
M.Kemal’i görevinden alarak
İstanbul’a çağırmıştır. M.Kemal ise kendisinin “padişahın iradesiyle”
atandığını bildirerek zaman kazanmaya çalışmıştır.
ERZURUM KONGRESİ
(23 Temmuz – 7 Ağustos
1918)
*
Toplanma amacı yönünden
“bölgesel”, aldığı kararlar
açısından ise “ulusal” bir kongredir.
*
Kongreyi Kimler
Topladı: Doğu Anadolu
M.H.C ve Trabzon
M.H.C topladı. (Ermeni
ve Rumlara karşı
toplanmıştır).
* Kongredeki Tartışma Konuları: “M. Kemal’in
başkanlığı” ve “Manda ve Himaye”.
* İstifa Edenler: M. Kemal ve Rauf Orbay’ın
seçilebilmesi için Cevat Dursunoğlu ve Kazım Yurdalan istifa etmiştir.
Erzurum Kongresi’nin Maddeleri (Kararları)
1- Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür,
bölünemez.
* Milli sınırlar kavramından ilk defa bahsedilmiştir.
* Misak-ı Milli’ye
temel olmuştur.
2- Manda ve himaye kabul edilemez.
* Amaç: tam bağımsızlıktır.
3- Kuvay-i Milliye’yi etkin, milli iradeyi
hakim kılmak esastır.
* Milli irade kavramıyla demokrasi, cumhuriyet ve padişahlığın olmadığı anlamı çıkar.
4-
Bağımsızlığa aykırı olmadığı
sürece dış yardım alınabilir. (SSCB kast edilmiştir.)
5- Osmanlı Mebusan
Meclisi açılmalı ve Hükümeti (Damat Ferit’in
hükümeti) meclis tarafından denetlenmelidir.
Erzurum Kongresi’nin Önemi
*
Milli sınırlardan ilk defa bahsedilmiştir.
*
M. Kemal’in sivil olarak ilk eylemidir. (M. Kemal’in
asker olarak son eylemi Amasya
Genelgesidir)
*
“Manda ve himaye ilk
kez reddedilmiştir”.
* Kararları uygulamak üzere “Temsil Heyeti” oluşturulmuştur.
· Tek milli kongredir.
SİVAS KONGRESİ (Eylül 1919)
·
Erzurum Kongresi’nde kurulan
Temsil Heyetine, M. Kemal başkan
seçilmiştir.
·
Erzurum Kongresi’nde kurulan
Temsil Heyeti Sivas’ta genişletilmiştir.
· Sivas Kongresi’ni “Elazığ valisi Ali Galip”
ve “Ankara valisi
Muhittin Paşa” kongrenin toplanmasını engellemek istemişlerdir.
Sivas Kongresi’nin Maddeleri
(Kararları)
1- Erzurum Kongresi’nin ulusal olan tüm maddeleri kabul edilmiştir.
2- “Manda ve himaye kesin
olarak reddedilmiştir”.
3- “İrade-i Milliye gazetesi” çıkarıldı.
4-
Tüm yararlı cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adıyla birleştirildi.
5-
Temsil heyeti (hükümet)
Ali Fuat Cebesoy’u Batı Anadolu Kuvay-i
Milliye komutanlığına atadı.
* Bununla Temsil heyeti ilk defa yürütme gücünü
kullanmış oldu.
NOT:
Sivas Kongresi’nden sonra Damat Ferit
hükümeti istifa etmiş
yerine “Ali Rıza Paşa Hükümeti” kurulmuştur.
Sivas Kongresi’nin Önemi
*
Manda ve himaye
kesin bir dille reddedilmiştir.
* Erzurum kongresi
kararları millileştirilerek kabul edilmiştir.
*
Milli Cemiyetler, “Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adıyla
birleştirilmiştir.
* İrade-i Milliye gazetesinin çıkarılmasına karar verilmiştir.
* Kongreler dönemi
kapanmıştır.
* Misak-ı Milli
esasları belirlenmiştir.
* Temsil Heyeti’nin üye sayısı artırılarak, “Bütün vatanı temsil
eder” hale getirilmiştir.
* Milli birlik ve beraberlik büyük oranda sağlanmış ve ulusal örgütlenme tüm vatanı kapsamıştır.
*
Mustafa Kemal lider
olarak benimsenmiştir.
*
Tam bağımsızlık ve milli egemenlik
ilkeleri temel prensip
olarak kabul edilmiştir.
AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20-22
Ekim 1919)
* Elazığ valisi Ali Galip Sivas Kongresi’nin toplanmasını engelleyemeyince Padişah
Vahdettin (VI. Mehmet) sadrazam olan Damat Ferit’i görevinden almıştır.
*
Bunun üzerine padişah
yeni hükümeti kurma görevini Ali Rıza Paşa’ya vermiştir.
* Ali Rıza Paşa ile Temsil Heyeti arasında yakınlaşma başlamış ve Amasya Görüşmeleri başlamıştır.
·
Amasya Görüşmelerine;
----è Temsil heyeti adına “M. Kemal”
----è İstanbul hükümeti
adına “Bahriye Nazırı Salih Paşa” katıldı.
NOT
Böylece, İstanbul
hükümeti; Anadolu hareketini (temsil heyeti ve milli mücadeleyi) resmen ve hukuken tanıdı.
·
Bu görüşme sonrasında kabul edilen kararlar
şunlardır:
* İstanbul Hükümeti
Sivas Kongresi kararlarını aynen kabul edecektir.
* İstanbul Hükümeti
Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni yasal bir kuruluş
olarak tanıyacaktır.
*
Azınlıklara siyasi ve ekonomik ayrıcalıklar verilmeyecektir.
* Meclis-i Mebusan’ın bir an önce toplanması sağlanacaktır.
*
Türklerin çoğunlukta olduğu
bölgelerin işgaline izin verilmeyecektir.
* İtilaf Devletleri ile yapılacak barış görüşmelerinde Temsil
Heyeti’nin uygun göreceği
kişilerin bulunması sağlanacaktır.
NOT-1: Bu kararlar dışında
taraflar arasında gizli
kalması kararlaştırılan bir protokol de imzalanmıştır.
Amasya Görüşmeleri’nin Önemi:
1-
İstanbul Hükümeti, “Temsil Heyeti’ni hukuki olarak tanımıştır”.
2-
İstanbul Hükümeti, Sivas kongresi kararlarını kabul etmekle
“Anadolu’da milli mücadeleyi” hukuksal olarak tanımış oluyordu.
3-
Anadolu’nun haklılığı ulusal
mücadeleye katılımı artırırken itilaf Devletleri de Türk ulusunu
diledikleri gibi
yönlendiremeyeceklerini anlamaya başladılar.
NOT-2
: İstanbul Hükümeti; Amasya
Görüşmeleri’nde alınan Meclis-i
Mebusan ‘ın açılması
kararı dışında hiç bir karara uymadı. Görüşmeler neticesinde
sadece İstanbul’daki Mebusan Meclisi’nin
açılması konusunda uzlaşma sağlandı.
· Ancak meclisin toplanacağı yer konusu tartışma
yaratmıştır.
* M. Kemal, meclisin Ankara’da, İstanbul hükümeti ise İstanbul’da toplanmasını istedi.
·
Sonunda padişahın emriyle
Mebusan Meclisi
İstanbul’ da toplandı.
·
M. Kemal, “Erzurum”dan aday oldu ve seçildi.
·
M. Kemal hakkında
tutuklanma kararı olduğu
için İstanbul’a gidemedi. Ancak, İstanbul’a gidecek
arkadaşlarından üç istekte
bulundu:
1- Beni Mebusan Meclisi’ne başkan seçin.
2- Osmanlı Meclisi’nde “Müdafa-i Hukuk”
grubunu kurun.
3- Misak-ı Milli belgesini meclisten geçirin.
TEMSİL KURULU’NUN ANKARA GELİŞİ (27 Aralık 1919)
* M.Kemal, Temsil
Kurulu ile birlikte
Ankara’ya gelmiştir.
*
Ankara ili; Erzurum
ve Sivas’tan sonra Milli Mücadele’nin yeni merkezi olmuştur.
Ankara’nın Merkez Seçilmesi’nin Nedenleri:
*
Ülkenin doğusunun ve batısının Ankara’dan kontrol edilebilir olması.
* Düşman tehlikesinden uzak bulunması.
* Asıl savaşın olduğu Batı Cephesi’ne yakın
olması.
* Demiryolu ulaşımı
ve haberleşmenin elverişli olması.
* İstanbul’daki gelişmeleri daha yakından izleme
imkanının bulunması.
NOT-1
: M.Kemal, mecliste alınacak
kararların metnini kendisi
hazırlamıştır.
NOT-2
: M.Kemal meclise toplantıya gitmese bile kendisinin Mebusan Meclisi’ne başkan seçilmesini istemiştir.
NOT-3 : Ankara’da, “Hakimiyet-i Milliye” adlı gazete yayınlanmaya başlamıştır.
NOT-4 : Meclis seçimleri yapılmış
ve yapılan seçimleri
milli mücadele taraftarları çoğunlukla kazanmıştır.
SON OSMANLI
MEBUSAN MECLİSİ’NİN AÇILMASI
(12 Ocak 1920)
* Son Osmanlı Mebusan Meclisi
12 Ocak 1920’de açılmıştır.
* M.Kemal, Müdafaa-i
Hukuk Grubu’nu oluşturarak kendi fikirlerinin Mebusan
Meclisi’nde kabul edilmesini ve meclise başkan
seçilmeyi istemiştir.
* Mebusan Meclisi;
“Müdafa-i Hukuk Grubu”nu tanımamış, bunun yerine “Felah-ı Vatan Grubu” oluşturulmuştur.
*
Meclis M.Kemal’i başkan
seçmemiştir.
* Mebusan Meclisi
padişaha bağlı gibi hareket etmiştir.
* Mebusan Meclisi,
esaslarını M.Kemal’in belirlediği “Misak-ı Milli Kararları”nı kabul etmiştir
(28 Ocak 1920).
MİSAK-I MİLLİ (Milli Ant –
Milli Yemin)
·
Misak-ı Milli belgesi
bir parlamento başkaldırısıdır.
· Misak-ı Milli ile milli sınırlar
kesin olarak çizildi.
Misak-ı Milli Kararları (Maddeleri) şunlardır:
1- Milli Sınırlar içinde vatan bir bütündür, asla parçalanamaz.
Mondros imzalandığı gün (30 Ekim 1918) düşman
elinde olmayan yerler Türk toprağıdır.
* Bu maddeyle “Musul” kastedilmiştir.
* İngiltere bu maddeye tepki olarak;
a-
İstanbul’u resmen işgal etti.
b- Mebusan meclisini
kapattı.
c- Misak-ı Milli’ye
evet oyu veren mebusları “Malta”ya
sürdü.
2- Elviye-i Selase
(Üç il; Kars-Ardahan-Batum), Batı Trakya
ve Arap Vilayetleri için referandum
yapılacaktır.
3-
Azınlıklara komşu ülkelerde
Türkler’e tanınan haklar
kadar hak verilecektir.
4-
Boğazlar konusunda diğer devletlerle yapılacak anlaşmalarla alınan kararlar uygulanacaktır.
5- Hiçbir ülkeye
Kapitülasyonlar verilmeyecektir.
6-.İstanbul ve Marmara
Denizi güvenlik altına
alınmalıdır.
Misak-ı Milli’nin
Önemi:
* Misak-ı Milli ile Türk vatanının sınırları
çizilmiştir.
* Bağımsızlık yolunda
önemli bir adım atılmıştır.
*
Erzurum ve Sivas
kongreleri kararları Mebusan
Meclisi tarafından da kabul edilmiştir.
* Türk Ulusu bağımsızlık bilincine
ulaşmıştır.
*
Misak-ı Milli ile belirlenen sınırlar, Lozan Barış Antlaşması ve sonrasında bugünkü
sınırlarımız oluşturulmuştur.
* Misak-ı Milli’nin kabul edilmesi ile İtilaf Devletleri İstanbul’u işgal etmiş ve Mebusan
Meclisi basılmıştır (16 Mart 1920).
*
Mebusan Meclisi’nin kapatılması TBMM’nin açılmasının zeminini
hazırlamıştır.
İSTANBUL’UN
İŞGALİ (16 Mart 1920)
* İtilaf Devletleri Mebusan Meclis’inin kapatılması ile Milli Mücadele’nin sona ereceğine inanmıştır.
* Baskılar sonucu
Ali Rıza Paşa görevinden istifa
etmiş (3 Mart 1920), yerine
Salih Paşa sadrazam
olmuştur (8 Mart 1920).
* Adana çevresinde Ermeniler’in katledildiği yolunda yalan haberler
yayılmıştır.
* İtilaf Devletleri sözde katliamdan İstanbul
Hükümeti’ni sorumlu tutmuş ve İstanbul’u işgal etmişlerdir.
İstanbul’u İşgal Eden İtilaf Devletlerinin Yayınladığı Genelge:
1- İşgal geçicidir.
2- İtilaf Devletleri’nin amacı işgal değil,
Osmanlı Devleti’nin nüfuzunu
arttırmaktır.
3- Anadolu’da isyan çıkarsa ya da Türkler
katliam yaparsa İstanbul
Türkler’den alınacaktır.
4-
Herkes saltanatın merkezi
olan İstanbul’un emirlerine uymak zorundadır.
M.Kemal’in İstanbul’un İşgali Üzerine İtilaf
Devletleri’ni Protesto Edişi ve Aldığı
Önlemler:
*
İstanbul ile telefon
ve telgraf görüşmeleri kesilmiştir.
* İstanbul’da yapılan
tutuklamalara misilleme olarak Anadolu’daki İtilaf Devletleri’nin görevli
subayları tutuklanmıştır.
* İstanbul ve Adana’dan düşman
askerinin ulaşımını önlemek
için Niğde Ulukışla’da ve İzmit Geyve çevresindeki
demiryolları tahrip edilmiştir.
* Eskişehir ve Afyon çevresindeki İngiliz kuvvetlerinin bölgeden
çıkarılması ya da silahsızlandırılması kararlaştırılmıştır.
*
Anadolu’da bulunan resmi ya da özel bütün mali kuruluşların para ve değerli
eşyaları belirlenerek İstanbul’a gönderilmesi yasaklanmıştır.
İstanbul’un İşgali’nin Sonuçları:
*
İtilaf Devletleri Salih
Paşa’ya Misak-ı Milli’ye
karşı olduğunu ilan etmesini istemişlerdir.
* Salih Paşa baskılara dayanamayarak istifa etmiş, yerine yeniden Damat
Ferit Paşa sadrazam
atanmıştır (5 Nisan
1920).
*
Padişah meclisi feshetmiştir (11 Nisan 1920).
* İtilaf Devletleri meclisi dağıtmıştır.
* Milletvekillerinin bir kısmı sürgün olarak
Malta’ya gönderilmiştir.
* Kaçabilen milletvekilleri Ankara’ya gelmiştir.
* Damat Ferit Paşa Şeyhülislam’a Kuva-yı Milliye aleyhine
bir fetva yazdırarak fetvayı
ülkenin her yanına dağıtmıştır.
TBMM’NİN AÇILMASI (23 Nisan 1920)
·
İngiltere son Osmanlı
Mebusan Meclisini kapatınca
yeni ve milli bir meclisi
Ankara’da açma şansı ortaya çıktı.
·
Meclisin ilk ismi Büyük Millet Meclisi’dir.
· Ankara’da TBMM’nin
açılmasıyla şu ana kadar bir hükümet gibi çalışan Temsil Heyeti sona erdi.
I. TBMM’NİN ÖZELLİKLERİ
1-
TBMM bir savaş meclisidir. Kurtuluş
savaşını yaptı.
2-
TBMM güçler birliğini
kullanmıştır. Yasama, yürütme,
yargıyı kullandı.
* Buradaki Amaç: hızlı karar almak ve uygulamaktır.
3- Birinci Meclis
milli bir meclistir,-------- è İçinde azınlıklar yoktur.
4- TBMM kurucu bir meclistir, ----è 1921 anayasasını (Teşkilat-ı Esasiye)
yaptı.
5- TBMM demokratik bir meclistir, ----è Üyeleri seçimle
gelenler ve İstanbul’dan kaçan mebuslardan oluşur.
I.
TBMM’NİN ÇIKARDIĞI KANUNLAR
1. Ağnam vergisinin arttırılması kanunu.
(çıkarılan ilk kanun.)
2.
Hıyanet-i Vataniye kanunu.
3. İstiklal Mahkemeleri kanunu.
4. İstiklal Marşı
kabul edildi.
5.
İstiklal Madalyası kanunu.
6. Men-i İsrafat kanunu.
7. Men-i Müskirat kanunu.
8.
Başkomutanlık yasası.
9.
Nisab-ı Müzakere kanunu.
(meclis iç tüzüğü.)
NOT: Tekalif-i Milliye Kanunu’nu meclis
değil M. Kemal çıkarmıştır.
I. TBMM’DE GRUPLAR
· TBMM’de birlik
ve beraberliğin bozulmaması için parti kurulmasına izin verilmemiştir. Bunun yerine gruplar
kurulmuştur:
ü Müdafa-İ Hukuk Grubu: M. Kemal’in
grubudur.
ü Tesanüd Grubu: Dayanışma grubudur. İttihatçıların grubudur.
ü Halk Zümresi: Sovyet yanlısı sol bir gruptur.
ü İstiklal Grubu: M. Kemal’e yakın gençlerin grubudur.
ü Yeşil Ordu: Çerkez Ethem’in kurduğu
sol İslami gruptur.
ü Islahat Grubu: Yeniliklerle Osmanlı’yı kurtarmak
isteyen gruptur.
TEŞKİLAT-I ESASİYE
(1921 Anayasası) – 20 OCAK 1921)
Yunan ilerleyişi devam ettiğinden bir anayasa çıkarılması zorlaşmıştır.
I. İnönü Savaşı’nın kazanılması
üzerine M.Kemal bir önerge yayınlamıştır (13 Eylül 1920). Teşkilat-ı Esasiye
adındaki bu önerge
Türk Devleti’nin ilk anayasası olmuştur
(20 Ocak 1921). 23 esas ve bir ek maddeden
oluşmuştur.
Kanun-i Esasi’nin Teşkilat-ı Esasiye
ile çelişmeyen bölümleri
yürürlükte kalmıştır. Türkiye
Devleti’nin ilk anayasasıdır.
1921 Anayasası’nın Maddeleri
1.
Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir.
2.
Kanun yapmak (yasama)
ve yürütme yetkisini
kullanmak milletin tek ve gerçek
temsilcisi olan TBMM’ye
aittir.
3.
Türkiye Devleti TBMM tarafından yönetilir ve hükümet “TBMM Hükümeti” adını alır.
4.
TBMM, iller halkınca
seçilen üyelerden oluşur.
5.
TBMM’de seçim iki yılda bir yapılır.
6.
TBMM, hükümeti seçtiği
vekillerle (bakanlarla) yönetilir.
7.
Şer’i hükümlerin uygulanması TBMM’ye aittir.
8.
Meclis başkanı hükümetin
de başkanıdır.
Önemi:
·
Yeni Türk Devleti’nin kuruluşunun siyasi ve hukuki belgesidir.
·
Güçler Birliği İlkesi
kabul edilmiştir.
·
Türk tarihinde ilk kez egemenlik
ulusa verilmiştir.
·
Meclis içinde İstiklal
Mahkemeleri kurulmuş ve yargı gücü de kullanılmıştır.
·
Ulusal birliğin bozulmaması için devletin rejimi belirtilmemiştir.
·
TBMM, yaptığı anayasa
ile Kurucu Meclis
özelliğini göstermiştir.
·
Meclis Hükümeti sistemi
kabul edilmiştir.
·
Şer’i hükümlerin TBMM tarafından yerine getirilmesi kabul
edildiğinden 1921 Anayasası
laik bir anayasa
değildir.
·
1921 Anayasası, 1924 Anayasası’nın ilanına
kadar yürürlükte kalmıştır.
1921 Anayasası’nda Yapılan Değişiklikler
·
Devletin rejiminin cumhuriyet olduğu belirtilmiştir (1923).
·
Cumhuriyetin ilanı ile Meclis Hükümeti
Sistemi sona ermiş
Kabine Sistemi’ne geçilmiştir.
TBMM’YE KARŞI AYAKLANMALAR
v İstanbul Hükümetinin Çıkardığı
İsyanlar:
·
İstanbul hükümeti otoritesini korumak ve TBMM’yi
ortadan kaldırmak için isyan çıkardı.
·
Ahmet Anzavur İsyanı
· Kuvay-i İnzibatiye
v İstanbul Hükümetiyle İtilafların Çıkardığı İsyanlar:
· Bolu, Düzce, Hendek, Adapazarı isyanları
·
Yozgat, Çapanoğlu isyanı
·
Afyon Çapur Musa isyanı
·
Cemil Çeto isyanı
·
Koçgiri isyanı
· Milli Aşiret isyanı
· Ali Batı isyanı
v Azınlık İsyanları:
·
Rum
·
Ermeni
· Yahudi
v Eski Kuvay-i Milliyecilerin İsyanları:
·
Çerkez Ethem
·
Demirci Mehmet
·
Yörük Ali
TBMM’NİN İSYANLARA
KARŞI ALDIĞI ÖNLEMLER
1. Hıyanet-i Vataniye
kanunu çıkarıldı.
2.
İstiklal Mahkemeleri kuruldu.
3.
İstanbul’un çıkardığı fetvaya
(Dürrizade Abdullah) karşı,
Ankara Müftüsü “Rifat Börekçi”den fetva alınması.
4.
İstanbul ile tüm ilişkiler kesildi.
5. Seyyar jandarma birlikleri kurulmuştur.
6.
Halkı sakinleştirmek için “İrşad Heyetleri” kurulmuştur.
7. Düzenli ordular
kuruldu.
SEVR ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920)
Anlaşmanın Geç İmzalanma Nedenleri:
1. Anlaşma devletlerinin Osmanlı topraklarını paylaşamamaları.
2.
Türkler Kurtuluş Savaşı’nı başlatınca itilaflar anlaşmayı geciktirdiler.
·
Sevr’in taslağı San Remo Konferansı’nda çizildi.
·
Sevr’i Osmanlı adına Damat Ferit Paşa Hükümeti imzaladı.
·
“Sevr ölü doğmuş bir antlaşmadır”. Çünkü; Osmanlı meclisi
kapalı olduğu için meclis tarafından onaylanmamıştır.
· Osmanlı tarihinde Sevr ile beraber
Ayastefanos ve
Edirne-Segedin Anlaşması da yürürlüğe girememiştir.
SEVR ANTLAŞMASININ MADDELERİ
1.
Musul hariç Irak İngiltere’ye; Çukurova, Mardin, Lübnan,
Suriye Fransa’ya verilecek.
2.
İzmir Yunanlı bir vali tarafından yönetilecek. 5 yıl sonra İzmir’de
referandum yapılacaktır.
3. Doğu’da iki yeni devlet
(Kürdistan ve Ermenistan) kurulacaktır.
4.
Kapitülasyonlar devam edecektir.
5.
Türkler için İç Anadolu’da bir devlet kurulacaktır.
6. Türkler bu maddelere uymazsa
İstanbul Türklerden alınacaktır.
KURTULUŞ SAVAŞI MUHAREBELER DÖNEMİ
* Kurtuluş Savaşı;
Doğu, Güney ve Batı cephesi
olmak üzere üç cephede yapılmıştır.
----è Doğu cephesinde: “Ermeniler” ile “XV. Kolordu” savaşmıştır.
----è Güney cephesinde: “Fransız ve Ermeniler” ile “Kuvayimilliye” savaşmıştır.
----è Batı cephesinde: “Yunanlılar” ile “Düzenli ordu” savaşmıştır.
DOĞU CEPHESİ
* Doğu cephesinde Ermeniler ile savaşıldı
* Ermenilere karşı; “Kazım Karabekir” komutasındaki Osmanlı’dan kalan “XV. Kolordu” savaştı.
*
XV. Kolordu başarısı
karşısında Ermeniler barış istemek zorunda
kalınca, taraflar arasında “Gümrü Anlaşması” imzalandı.
Gümrü Antlaşması (3 Aralık 1920)
* Aras Nehri ile Çıldır Gölü arası
Türk-Ermeni sınırı olacak
* Ermeniler Kars, Kağızman, Iğdır,
Sarıkamış, Selim, Kulp’u
TBMM’ye verecek
* Ermeniler Sevr antlaşmasını tanımayacaktır.
* Göç ettirilmiş olan Ermeniler
altı ay içinde Türkiye’ye geri dönebilecektir.
Gümrü Antlaşmasının Önemi:
* TBMM’nin ilk askeri
ve siyasi başarısıdır.
* Ermenistan bu antlaşma ile TBMM’yi tanıyan
ilk devlet oldu
* Misak-ı Milli yönünde ilk adım atıldı ve Sevr Antlaşmasına ilk darbe vuruldu
* TBMM; Doğu cephesindeki kuvvetleri, Batıya kaydırma imkanına
kavuştu.
GÜNEY CEPHESİ
* Güney cephesinde “Fransa ve Ermeniler” ile savaşıldı.
* Fransızlar ve onların desteklediği Ermeniler ile; Antep, Urfa, Maraş ve Adana’da “Kuvayimilliye” savaştı.
----è Antep’te: “Şahin Bey” ve “Şehit
Kamil”
----è Urfa’da: “Ali Saip Bey”
----è Maraş’ta: “Sütçü İmam”
----è Adana’da: “Müftü Mehmet Hoca” direnişin
sembol isimleri olmuşlardır.
* Fransa bu şehirlerde halkın
direnişi karşısında başarılı olamamış ve TBMM ile “Ankara Antlaşması”nı
imzalayıp, işgal ettiği yerlerden
çekilmiştir. Böylece Güney cephesi kapanmıştır.
# Kurtuluş Savaşı’nda göstermiş oldukları mücadeleden dolayı bazı şehirler
onurlandırılmış ve ünvanlar
almıştır:
----è 1921 – Antep “Gazi”
----è 1973 – Maraş “Kahraman”
----è 1984 – Urfa “Şanlı”
BATI CEPHESİ
* Batı cephesinde Yunanlılar ile savaşıldı
* Batı cephesi 15 Mayıs 1919’da İzmir’in
Yunan işgalinden sonra
oluşturulmuştur.
* Batı cephesinde Yunanlılara karşı;
önce “Kuvayimilliye” , daha sonra ise “Düzenli ordu” ile karşı konulmuştur.
DÜZENLİ ORDU (8 Kasım
1920)
*
Batı Cephesinde düzenli orduyu kurmakla “İsmet İnönü” görevlendirildi.
Cephenin güneyi ise “Refet Bele”nin komutasına verildi.
Düzenli Ordunun Kurulma
Sebepleri:
* Kuvayımilliyenin Yunan
ilerleyişi karşısında yetersiz
kalması
* Kuvayımilliyenin merkezi
otoriteden yoksun oluşu ve bölgesel
amaçlı olması
* Kuvayımilliye’nin Taarruz
gücüne sahip olmaması
* Kuvayımilliye’nin düzen ve disiplinden yoksun olması
* Bazı Kuvayımilliye liderlerinin halktan
zorla para ve yiyecek alması
Düzenli Ordunun Özellikleri:
* Kurtuluş savaşında sadece Yunanlılara karşı savaştı
* TBMM’ye karşı oluşan bazı isyanları bastırdı (Çerkez Ethem vs.).
* Tekalif-i Milliye
Emirlerinin uygulanması sonucunda taarruz gücüne ulaştı
* “I. İnönü Savaşı” ilk savaşı ve ilk başarısıdır, “Eskişehir-Kütahya Savaşları” tek başarısızlığıdır.
BATI CEPHESİ’NDEKİ
SAVAŞLAR BİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI (6-10 Ocak 1921)
Nedenleri:
* Yunanlıların, Taarruzu
devam ettirerek İngilizlerden yardım sağlamak istemesi
* Yunanlıların, Çerkez Ethem Ayaklanması’ndan faydalanmak istemesi
* Yunanlıların, Sevr Barış Anlaşması’nı TBMM’ye kabul ettirmek
istemesi.
Yunanlar;
Çerkez Ethem’in isyanından faydalanarak Eskişehir’e ilerlemeye başlamış ancak, İnönü mevkiinde Albay İsmet Bey komutasındaki düzenli ordu tarafından
durdurulmuş ve geri çekilmek zorunda kalmıştır.
Not: I. İnönü Zaferi,
Düzenli ordunun ilk askeri zaferi
ve ilk önemli başarısıdır.
Sonuçları:
* Düzenli Ordu,
ilk zaferini kazanmıştır.
* Halkın TBMM’ye
ve Düzenli orduya
güveni artmıştır.
* İsmet Bey, generalliğe yükselmiştir.
* Çerkez Ethem İsyanı bastırılmıştır.
* Moskova Antlaşması imzalanmıştır (Sovyet Rusya ile).
* İstiklâl Marşı kabul edilmiştir.
* Londra Konferansı toplanmıştır.
* Afganistan ile Dostluk
Antlaşması imzalanmıştır.
* Teşkilat-ı Esasiye Kanunu
(1921 Anayasası) kabul edilmiştir.
# İtilaf Devletleri bu yenilgi karşısında, durumu görüşmek üzere
Londra’da bir konferans düzenlemişlerdir.
LONDRA KONFERANSI (23 Şubat-12 Mart 1921)
Konferansın Toplanma
Nedenleri:
1-
Düzenli ordunun I.İnönü
başarısı
2-
İtilaflar arasındaki anlaşmazlıklara çözüm aramak
3-
Rusya ile TBMM’nin
yakınlaşmaya başlaması
4- TBMM’ye Sevr Antlaşmasının kabul ettirilmek istenmesi
5-
Yunan ordusuna zaman kazandırma düşüncesi
6- TBMM’nin, Doğu ve Güney
cephesindeki başarıları
* TBMM’yi hukuken
tanımak istemeyen İngilizler TBMM’yi konferansa direkt
olarak davet etmeyip
İstanbul Hükümeti’nden TBMM adına Mustafa Kemal’in uygun göreceği bir
temsilci getirmesini istemiştir.
* İngilizlerin amacı,
konferansta ikilik
çıkarmak ve TBMM’ye Sevr Antlaşmasını kabul ettirmek
* Mustafa Kemal
konferansa direkt olarak davet edilmedikçe TBMM’nin katılamayacağını bildirince; TBMM de İtalya aracılığı ile konferansa direkt
olarak davet edildi.
Konferansa Katılan
Taraflar;
----è TBMM Hükümeti adına ⇒ Dışişleri Bakanı Bekir
Sami Bey
----è İstanbul Hükümeti
adına ⇒ Sadrazam Tevfik Paşa
----è İtilaf Devletleri adına ⇒ İngiltere --- Fransa --- İtalya --- Yunanistan
* İstanbul Hükümeti’ni temsil eden Tevfik Paşa, söz hakkını TBMM temsilcisine bırakmıştır. Böylece İtilaf devletlerinin İstanbul Hükümeti ile TBMM
arasında ikilik çıkarma planları suya
düşmüştür.
İtilaf Devletleri Şunları
Teklif Etmiştir;
* İzmir Türk Devleti’ne iade edilecek, ancak şehirde Yunan güçleri bulunacak.
* İzmir’in valisi Hristiyan olacak
ve Milletler Cemiyeti
tarafından tayin edilecek.
* Doğu Trakya Yunanlar’a kalacak.
* Doğu Anadolu’da Ermenistan kurulacak.
* Ordunun sayısı
arttırılacak, fakat kapitülasyonlar devam edecek.
Konferansın Sonuçları:
* İtilaf Devletleri TBMM’yi hukuken
tanımıştır.
* Avrupa’da “Türkler barışa yanaşmıyorlar” türünde
çıkan propagandalara engel olunmuştur.
* Sevr Barış Antlaşması’ndaki bazı maddeler tartışma
konusu olmuştur.
* Konferans sonunda
TBMM temsilcisi İngiltere, Fransa, İtalya ile ikili anlaşmalar yapmıştır.
* Konferansın başarısız
olması nedeniyle Yunan saldırısı yeniden
başlamış, II.İnönü Savaşı gerçekleşmiştir.
TBMM - AFGANİSTAN DOSTLUK
ANTLAŞMASI (1 Mart 1921)
# Afganistan ile TBMM arasında
imzalanmıştır. Antlaşmaya göre;
* TBMM Afganistan’ın bağımsızlığını tanıyacak.
* İki taraf da birine
saldırı yapıldığında kendine
saldırı yapılmış sayacak.
* TBMM, Afganistan’a subay ve öğretmen gönderecek.
Önemi : İlk kez bir İslam devleti
TBMM’yi tanımıştır.
MOSKOVA ANTLAŞMASI (16 Mart 1921)
Türk – Sovyet Rus Yakınlaşmasının Sebepleri:
* TBMM’nin Gümrü ve I.İnönü
Zaferi
* TBMM’nin güvenilir dost imajı vermesi
ve Sovyet Rusya’nın
dost arayışı
* TBMM’nin İtilaf
devletleri ile yakınlaşıyor olması
* Boğazların açık halde oluşunun
Sovyet Rusya’yi endişelendirmesi
* Güneyde Fransızlara karşı başarılar kazanılması
* Mustafa Kemal’in
diplomatik çabaları
* Her iki ülkenin de ortak düşmanının olması
Antlaşmaya göre;
* Sovyet Rusya,
Misak-ı Milli’yi tanıyacak.
* İki taraftan birinin tanımadığı devletlerarası bir anlaşmayı
diğeri de tanımayacak.
* Sovyet Rusya,
kapitülasyonların kaldırıldığını kabul edecek.
* Batum, Gürcistan’a iade edilecek.
Önemi:
* Sovyet Rusya, “Misak-ı Millî’yi
ve TBMM’yi tanıyan
ilk Avrupa devleti” olmuştur.
* İlk kez büyük
bir devlet TBMM’yi
tanımıştır.
* Sovyet Rusya,
Sevr Barış Anlaşması’nı tanımadığını açıklamıştır.
* Yeni Türk Devleti’nin diplomasi sahasında kazandığı büyük bir zaferdir.
* Her iki ülke de kendilerinden önce imzalanan antlaşmaları geçersiz saymıştır.
* Batum Gürcistan’a, Kars ve çevresi
de Türk Devleti’ne ait olmuştur.
* Doğu sınırımız büyük ölçüde
belirlenmiş ve doğu sınırının güvenliği sağlanmıştır.
* Sakarya Savaşı’ndan sonra Kafkas Cumhuriyetleri ile yapılan “Kars Antlaşması” ile doğu sınırımız kesinleşmiştir.
İKİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI (23-31
Mart 1921)
Nedenleri:
* Londra Konferansı tekliflerinin TBMM tarafından kabul edilmemesi.
* İngilizler’in Yunanlar’ı kışkırtması.
* Sevr Barış Antlaşması’nın TBMM’ye
kabul ettirilmek istenmesi.
* Yunanlar’ın düzenli
ordunun teşkilatlanmasına fırsat
vermeden Ankara üzerine
yürüyerek TBMM’yi dağıtmak
istemesi.
* Yunan ordusu İnönü mevkiinde
durdurulmuştur.
Türk ordusu Aslıhan ve Dumlupınar’da çarpışmış, birliklerin aşırı yorulması ve fazla kayıp
verilmesi ile istenilen sonuç tam olarak
alınamamıştır. Bu durum Türk
ordusunun tam olarak taarruz gücüne ulaşamadığını göstermiştir.
Sonuçları:
* Düşman oyalanmış
ve Kurtuluş Savaşı
için zaman kazanılmıştır
* Yunanlar Türk ordusunun gücünü
kabul etmiştir.
* Halkın TBMM’ye
olan güveni artmıştır.
* İtilaf Devletleri’nin İstanbul’daki yüksek komiserleri TBMM ile Yunanistan arasında taraf olmadıklarını açıklamışlardır.
İtalyanlar, işgal ettikleri toprakları boşaltmışlardır (5 Temmuz 1921).
* M.Kemal, zafer sonunda İsmet
Paşa’ya; “Siz yalnız
düşmanı değil, milletin
makus talihini de (ters alınyazısını da) yendiniz”
diye telgraf çekmiştir.
ESKİŞEHİR VE KÜTAHYA SAVAŞLARI (10-24 Temmuz 1921)
Nedenleri:
* Yunanistan’ın, II.İnönü
Savaşı’nın yorgunluğu içinde
olan Türk ordusunun
toparlanmasına fırsat vermeden
saldırıya geçmesi.
ü Yunanistan İnönü’den Afyon’a kadar geniş bir saha üzerinde saldırıya
geçmiştir.
ü M.Kemal; İsmet Paşa’ya, Sakarya
Nehri’nin doğusuna çekilmesini söylemiştir.
ü Afyon, Eskişehir
ve Kütahya Yunanlar’ın eline geçmiştir.
Sonuçları Önemi :
*
Türk ordusu
Kurtuluş Savaşı esnasında ilk ve tek mağlubiyetini almıştır.
* Afyon, Kütahya
ve Eskişehir Yunanlıların eline geçmiştir.
*
Mecliste tartışmalar başlamış, TBMM’de bazı kişiler
başarısızlığın suçunu M.Kemal’e yüklemek istemiştir.
* Meclisteki bazı milletvekilleri başkentin Kayseri’ye taşınmasını teklif etmiştir.
* Barış yapmaya hazırlanan Fransızlar, beklemeye geçerek
barış yapmaktan vazgeçti.
* Kuvayı Milliye’ye geri dönme tartışmaları başladı.
*
M.Kemal başarılı
olabilmek için TBMM’den
olağanüstü yetkiler istemiştir.
M.KEMAL’E BAŞKOMUTANLIK YETKİSİ’NİN VERİLMESİ (5 Ağustos 1921)
*
TBMM, M.Kemal’e üç ay süreyle
Başkomutanlık yetkisini veren kanunu kabul etmiştir (5 Ağustos 1921).
Bu yetki ile;
*
M.Kemal, yasama
ve yürütme yetkisini doğrudan kullanmaya başlamıştır.
* M.Kemal, İstiklal
Mahkemeleri’nin de kendisine bağlanmasıyla yargı gücünü
de kullanmıştır.
* Erzurum Kongresi’nde askerlik görevinden istifa
eden Mustafa Kemal,
tekrar askerlik mesleğine dönmüştür.
*
20 Temmuz 1922’de
Başkomutanlık Kanunu sınırsız
uzatılmış, M.Kemal’in Cumhurbaşkanı seçilmesine kadar kanun geçerliliğini
sürdürmüştür.
NOT
: Baş komutanlık süresinin uzatılması ve süresiz
hale getirilmesi; meclisin
Mustafa Kemal’e güvendiğini ve Mustafa Kemal’in
baş komutanlık yetkisini iyi kullandığını gösterir.
TEKALİF-İ MİLLİYE
EMİRLERİ (7-8 Ağustos
1921)
Kanunun Çıkarılış Sebebi:
* Türk ordusunun ihtiyacını karşılamak ve Sakarya
Savaşı’na hazırlanmak için, Türk
milleti topyekün seferber edilmek istenmiştir.
Tekalif-i Milliye Emirleri:
* Her ilçede bir Tekalif-i
Milliye komisyonu kurulacaktır.
* Kanunun uygulanması için İstiklal Mahkemeleri çalışacaktır.
*
Halk elinde bulunan
silah ve cephanenin tümünü 3 gün içinde teslim
edecektir.
* Her aile bir giyimlik
elbise, bir çift çorap, bir çift çarık
verecektir.
* Bedeli sonradan
ödenmek üzere; yiyecek
ve giyecek maddeleri
ve her türlü makineli aracın
%40’ına el konulacaktır.
*
Halkın elindeki araçlar,
aylık 100 km. askeri ulaşım
yapacaklardır.
* Tüm demirci, dökümcü, nalbant,
terzi ve marangoz
gibi iş sahipleri ordunun emrinde
çalışacak.
* Sahipsiz mallara
el konulacaktır.
NOT
-1 : Çıkacak problemleri gidermek için beş ayrı yerde
İstiklâl Mahkemeleri işleve sokulmuştur.
NOT -2 : Halktan yardımlar toplanamadan Sakarya Savaşı başlamıştır.
NOT
-3 : Bu vergiler Osmanlı zamanında toplanan “Avarız Vergisi” ile benzerlik
gösterir.
SAKARYA MEYDAN SAVAŞI (23 Ağustos-13 Eylül 1921)
*
Yunanlılar Eskişehir-Kütahya Savaşlarını kazanınca; Ankarayı ele geçirip TBMM’yi
dağıtmak ve Milli mücadeleyi
sonlandırmak amacıyla büyük bir taarruz başlatmışlardır.
* Yunan ordusu Sakarya Nehri’ni
geçmiştir.
*
Türk ordusu savaşın
başında geri çekilme
taktiğini uygulamıştır.
*
Yunan ordusu Ankara’ya
50 km. (Polatlı) yaklaşmıştır.
*
Bunun üzerine M.Kemal;
“Hattı müdafaa yoktur. Sathı müdafaa vardır.
O satıh tüm vatandır. Vatanın
her karış toprağı yurttaşın kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz” emrini
vermiştir.
*
22 gün süren savaş Türk ordusunun zaferi ile sonuçlanmıştır (13 Eylül 1921).
Sakarya Savaşı’nın Sonuçları:
*
1683-II.Viyana kuşatmasından beri Avrupa’dan devam
eden Türk gerileyişi sona ermiştir.
* Türk ordusu savunmadan taarruza
geçti.
* Yunanlar ordusunun
taarruz gücü kırılmış, savunmaya çekilmiştir.
* İtilaf devletleri, TBMM’ye ateşkes ve barış teklifinde bulunmuştur.
* M.Kemal’e TBMM tarafından “Gazilik” ve “Mareşallik” rütbeleri verilmiştir (19 Eylül
1921).
* Meclisin Kayseri’ye taşınması tartışmaları sona ermiştir.
*
Kafkas Cumhuriyetleri ile “Kars Antlaşması” imzalanmıştır (13 Ekim 1921).
* Fransa ile “Ankara
Antlaşması” imzalanmıştır. (20 Ekim 1921).
*
Ukrayna ile Dostluk
Antlaşması imzalanmıştır. (2 Ocak 1922).
NOT
-1 : Türk ordusu; Kurtuluş Savaşında, en fazla Sakarya
Savaşında şehit vermiştir.
NOT
-2 : Türkler ve Yunanlılar Sakarya Savaşında uçak kullanmıştır.
KARS ANTLAŞMASI (13 Ekim 1921)
*
Sovyet Rusya’nın gözetiminde; Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan ile TBMM arasında
imzalanmıştır.
Önemi :
*
Kars Antlaşması ile “Doğu (Kafkas)
sınırımız kesin ve son şeklini
almıştır”.
* Bu antlaşma ile, Moskova
Antlaşması’nın maddeleri Kafkas Cumhuriyetlerine de onaylatılmıştır.
TBMM-UKRAYNA ANTLAŞMASI (2 Ocak 1922)
* Moskova Antlaşması’nın içeriğini tekrarlayan bir antlaşmadır.
ANKARA ANTLAŞMASI (20 EKİM 1921)
*
TBMM ile Fransa arasında, 20 Ekim 1921’de
Ankara’da imzalanmıştır.
Antlaşmaya göre;
* Taraflar arasındaki savaş sona erecek
ve her iki taraf genel
af ilan edecek
* Savaş esirleri karşılıklı olarak serbest bırakılacak
* Hatay ve İskenderun, Fransız
mandaterliğindeki Suriye’ye bırakılacak
*
Hatay’da özel bir yönetim kurulacak
ve resmi dili Türkçe olacak
* Caber Kalesi (Türkiye Selçuklu Devleti’nin kurucusu Süleyman Şah’ın mezarının olduğu
kale) Türk toprağı
sayılacaktır
Ankara Antlaşması’nın Önemi:
* Güney Cephesi kapanmış ve Fransa Anadolu’yu boşaltmıştır.
*
Türkiye-Suriye sınırı Hatay-İskenderun
dışında çizilmiş, böylece
Hatay
Misak-ı Millî’den verilen
ikinci taviz olmuştur.
* İtilaf Devletleri bloğu parçalanmış, İngiltere Anadolu’da yalnız kalmıştır.
* Fransa TBMM’nin
varlığını resmen kabul etmiştir.
NOT -1: Bu antlaşma ile Fransa, TBMM’nin
varlığını kabul eden ilk İtilaf devleti olmuştur.
NOT -2: Bu antlaşma ile Hatay elden
çıkmış ve Misak-ı
Milli’den verilen ikinci taviz
olmuştur.
BÜYÜK TAARRUZ
(26 AĞUSTOS 1922)
Büyük Taarruz İçin Yapılan Hazırlıklar:
* Mustafa Kemal’in
başkomutanlık süresi uzatıldı.
* Rusya’dan ve bazı doğulu
ülkelerden yardım sağlandı.
* Doğu ve güney cephesinde tam güvenlik sağlandı.
*
İstanbul’dan silah ve cephane kaçırıldı.
* Kamuoyu oluşturmak için Avrupa’ya diplomatlar gönderildi.
* Fransa ve İtalya’nın bıraktığı
silahlar toplandı ve onlardan silah satın alındı.
* Tekalif-i milliye
emirleri uygulandı ve ordu yoğun bir eğitime
tabi tutuldu.
*
Türk ordusu 26 Ağustos 1922’de
taarruza geçti.
*
30 Ağustos 1922’de
ise Dumlupınar’da Yunan ordusu ile Türk ordusu arasında Başkomutan Meydan Muharebesi oldu.
*
Başkomutan Meydan Muharebesinde Türk ordusu karşısında mağlup olan Yunan
ordusu batı yönünde
kaçmaya başladı.
* Mustafa Kemal
Türk ordusunun bu zaferi üzerine
Yunanlıların ülkeden tamamen
atılması için orduya “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir
İleri!” emrini verdi.
* 9 Eylülde Yunanlılar İzmir’den atılırken son Yunan kalıntıları ise 18 Eylülde
Kapıdağ Yarımadası’ndan atıldı.
*
Türk ordusu, 18 Eylülden itibaren
Marmara’ya yönelince; İngilizler ile karşı karşıya
geldi.
*
İngilizler bu durum karşısında TBMM’ye
ateşkes teklifinde bulundular.
Büyük Taarruzun Önemi:
* Yunanlılar Anadolu’dan atıldı.
*
Mudanya Mütarekesine zemin oluştu
* TBMM eşit devletler konumuna
geldi.
* İngilizler ile Türk ordusunun
savaşma ihtimali oluştu.
*
Yunan başkomutanı “Trikopis” esir alındı.
MUDANYA ATEŞKES
ANTLAŞMASI (11 EKİM 1922)
Sebepleri:
* Yunanlıların kesin olarak mağlup
olması
* İngiltere’nin politik
yalnızlığa düşmesi.
*
İngiliz dominyonlarının (sömürgelerinin) bıkkınlık göstermesi.
* İngiltere’de, Lloyd George hükümetinin sert eleştirilere maruz kalması
* Mustafa Kemal’in
SSCB ile yardımlaşma içerisine girmesi.
*
Mudanya Ateşkes Görüşmelerine; TBMM (Türkiye), İngiltere, Fransa ve İtalya katılmıştır.
NOT -1: Konferansta TBMM’yi İsmet İnönü temsil etmiştir.
NOT
-2: Mudanya Ateşkes Görüşmelerine Yunanistan katılmamış, konferansta onları
İngiltere temsil etmiştir.
Mudanya Ateşkes Antlaşmanın Maddeleri:
* Yunanlılar Doğu Trakya’yı 15 gün içinde Meriç’e kadar
boşaltacak; bölgede Türk yönetimi 30 gün sonra başlayacaktır.
*
İstanbul ve çevresinin yönetimi TBMM’ye bırakılacaktır.
* Türk ordusu barış imzalanana kadar; Çanakkale ve Kocaeli Yarımadası’nda belirlenen çizgiyi geçmeyecektir.
* Türkiye barış imzalanana kadar Doğu Trakya’da 8.000 jandarmadan daha fazla güç bulundurmayacaktır.
*
Boğazların durumu yapılacak olan antlaşma ile belirlenecektir.
Mudanya Ateşkes Antlaşmanın Önemi:
*
Kurtuluş Savaşının silahlı
mücadele dönemi sona erdi, “diplomatik mücadele
dönemi ” başladı.
* İngiltere’de “Lloyd
George hükümeti” istifa
etti.
* İsmet Paşa diplomatik başarısını ispat etti.
* “Doğu Trakya
ve İstanbul” savaş yapılmadan kurtarıldı.
* “İngiltere” ve “İtalya” da TBMM’nin varlığını
tanıdı.
* İtilaf devletleri; İstanbul, Boğazlar ve çevresinin TBMM’ye
bırakılmasını kabul ederek
Osmanlı Devleti’ni hukuken
yok saydılar.
LOZAN ANTLAŞMASI (24 TEMMUZ 1923)
* İtilaf Devletleri; Lozan Konferansı’na hem TBMM
hükümeti hem de İstanbul Hükümeti’ni davet etmişlerdir. Amaçları, iki taraf arasında ikilik
yaratmayı ve Milli Mücadele’nin siyasi safhasını başarısızlığa uğratmayı
amaçlamışlardır.
*
Ancak bu düşüncelerinde başarılı olamamışlardır. Nitekim
bu gelişmeyi fırsat bilen TBMM, bir yasa tasarısıyla 1 Kasım 1922’de saltanatı
kaldırmıştır. Böylece Lozan
Konferansı’na tek başına katılma ve
Türkiye’yi temsil etme imkanı bulmuştur.
* Görüşmelere TBMM, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya ve Japonya katılmıştır.
* Türk Devleti’ni temsilen “İsmet İnönü” katılmıştır.
*
Boğazlarla ilgili
görüşmelere SSCB ve Bulgaristan da dahil olmuş, “ABD ise gözlemci
olarak katılmıştır”.
* Görüşmeler 20 Kasım 1922’de
başlamıştır.
*
TBMM, iki konuda kesinlikle taviz verilmemesini istemiştir; “Kapitülasyonlar
ve Ermeni Meselesi”.
* Borçlar, Irak sınırı, kapitülasyonlar, Boğazlar ve İstanbul’un boşaltılması meselesinden dolayı görüşmeler 4 Şubat
1923’de kesildi.
*
Yahudi cemaati lideri Hayim Naim Efendi’nin arabuluculuk faaliyetleri sonucu karşılıklı verilen tavizler sonucu 23 Nisan 1923’te görüşmeler tekrar
başlamıştır.
* 24 Temmuz 1923’te Lozan
Barış Antlaşması imzalanmıştır. (Bu antlaşma günümüzde hala geçerlidir.)
* 23 Ağustos 1923’te “II. TBMM” tarafından onaylanmıştır.
NOT
: Lozan Antlaşması, I.TBMM tarafından imzalanmış, II.TBMM
tarafından onaylanmıştır.
LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ MADDELERİ
SINIRLAR:
1- Doğu Sınırı: “Kars Antlaşması” ile belirlenen sınırlar kabul edilmiştir.
2- Suriye Sınırı: “Ankara Antlaşması” ile belirlenen sınırlar kabul edilmiştir.
3- Irak Sınırı: Musul-Kerkük petrol bölgesi, Türkiye ile İngiltere arasında
anlaşmazlığa sebep olmuştur. Irak
sınırı meselesinin, Lozan Görüşmelerinden sonra Türkiye ile İngiltere arasındaki ikili görüşmelerle halledilmesi kararlaştırıldı. NOT -1 : Irak sınırı (Musul meselesi), Lozan’da çözüme kavuşturulamayan tek meseledir.
ADALAR: “On İki Ada”
İtalya’ya bırakıldı. “Bozcaada ve Gökçeada” dışındaki diğer ege adaları
ise, silahlandırılmamak
şartıyla Yunanistan’a verildi.
BOĞAZLAR: Boğazların yönetimi; Başkanı
Türk olan “uluslararası bir komisyon”a bırakılmış, ancak Boğazların iki tarafında da 20 km’lik alanın
askerden arındırılması kararlaştırılmıştır. Ticaret gemilerinin geçişi serbest
olacaktır.
İSTANBUL’UN BOŞALTILMASI: Antlaşmanın imzalanmasından 6 hafta sonra İstanbul boşaltılacaktır.
KAPİTÜLASYONLAR: Kapitülasyonlar ve Düyun-ı Umumiye
kaldırıldı.
NOT
-2 : Kapitülasyonlar, Lozan’da
en çok tartışılan konu olmuştur.
DIŞ BORÇLAR: Borçların; I.Dünya Savaşı sonucunda
Osmanlı’dan ayrılan devletler
arasında paylaştırılarak ödenmesine ve Türkiye’nin payına düşen borcu taksitler halinde ödemesine
karar verildi.
NOT -3 : Osmanlı’nın en fazla Fransa’ya
borcu olduğundan, borçlar
konusu en fazla
Fransa ile tartışıldı.
ERMENİ MESELESİ: Tamamen kapandı.
AZINLIKLAR: Türkiye sınırları içinde
yaşayan tüm azınlıklar Türk vatandaşı sayılmış ve böylece azınlık
sorunu çözülmüştür.
YABANCI
OKULLAR: Türkiye’deki tüm yabancı
okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet
gösterecektir.
SAVAŞ TAZMİNATI: Yunanistan, “Karaağaç”ı savaş tazminatı olarak
Türkiye’ye verecektir.
PATRİKHANE: Patrikhane İstanbul’da
kalacaktır. Patrik seçimini, başka devletleri iç işlerine karıştırmak istemeyen
Türkiye yapacaktır. Türkiye Ortodoks
din adamlarının belirlediği üç adaydan birini
patrik olarak tayin
edecektir. Patriğin siyasal
yetkileri olmayacaktır.
KIBRIS: İngiltere kendi toprağı saydığı
Kıbrıs’ı görüşmeler esnasında
tartışma konusu yaptırmadı.
NÜFUS MÜBADELESİ (DEĞİŞİMİ): Batı Trakya’ daki Türkler
ile İstanbul’da yaşayan
Rumlar hariç, diğer
Türk ve Rum ahali karşılıklı olarak yer değiştirecektir.
LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI’NDA;
Lozan Antlaşmasının Önemi:
*
Türk devletinin tam bağımsızlığı kabul edildi Türkiye Devleti tanındı.
* Osmanlı devletinin sona erdiği kabul edildi.
*
Osmanlı’nın bıraktığı asırlık
sorunlar kapandı.
* İnkılaplar için
uygun ortam hazırlandı.
* Bu antlaşma ile Sevr Antlaşması yürürlükten kalktı.
*
Sömürge altında yaşayan
milletlere örnek oldu.
SİYASİ ALANDA YAPILAN
İNKILAPLAR
1- Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
2- Ankara’nın Başkent İlan Edilmesi (13 Ekim 1923)
3- Cumhuriyet’in İlanı (29 Ekim
1923
4- Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
5- Şer’iye ve Evkaf Vekaleti’nin Kaldırılması (3 Mart 1924)
6- Erkan-ı Harbiye Vekaleti’nin Kaldırılması (3 Mart 1924)
7- Osmanlı Hanedanının Yurt Dışına Çıkarılması (3 Mart 1924)
8- Çok Partili Hayata
Geçiş Denemeleri
SALTANATIN KALDIRILMASI (1 Kasım 1922)
Saltanatın Kaldırılmasının Nedenleri:
* Laik devlet düzeni ve milli egemenlik
ilkesi ile bağdaşmaması
*
Ulusal egemenlik yolunda
engel oluşturması
* Lozan Görüşmeleri’ne TBMM ile birlikte İstanbul
hükümetinin de davet
edilmesi
* Padişah ve İstanbul hükümetinin Milli Mücadele karşıtı
tavır sergilemesi
*
Yönetimdeki iki başlılığa
son verilmek istenmesi
NOT
: Saltanatın kaldırıldığı gün, Halifelik makamına Abdülmecit Efendi
seçilmiştir. Böylece Abdülmecit Efendi,
“son İslam halifesi” olmuştur.
Saltanatın Kaldırılmasının Sonuçları:
* Lozan’da ikilik çıkması engellenmiş oldu.
* Milli egemenlik ilkesi güçlendirildi.
*
Yönetimde iki başlılığa son verildi.
* Osmanlıların siyasi varlığı sona
erdi.
*
Devlet başkanlığı sorunu ortaya
çıktı.
* Laiklik yönünde ilk adım atılmış oldu.
ANKARA’NIN BAŞKENT
OLMASI (13 Ekim 1923)
*
Lozan Antlaşması’ndan sonra başkentin neresi
olacağı tartışılmıştır.
*
Milletvekillerinin bir kısmı İstanbul’un başkent
olmasını istemiştir.
*
TBMM’de, tek maddelik
bir kanun teklifi
sunulmuş ve Ankara
başkent ilan edilmiştir (13 Ekim 1923).
Ankara’nın Başkent Olarak
Seçilmesinin Nedenleri;
1- Ankara’nın Türkiye’nin ortasında; askeri ve siyasi yönden
güvenli bir konumda bulunması,
2- Yurdun her tarafı ile ulaşım ve haberleşmenin kolay olması,
3- TBMM’nin Ankara’da bulunması ve Kurtuluş
Savaşı’nda idari merkez olması etkili
olmuştur.
CUMHURİYETİN İLANI
(29 Ekim 1923)
Cumhuriyet’in İlan Edilmesinin Nedenleri:
* Yeni kurulan Türk devletinde “rejiminin belirlenmemiş olması”
*
Devletin yönetim şekli belirlenerek “rejim tartışmalarına son verilmek istenmesi”
* Saltanatın kaldırılmasından sonra “devlet başkanlığı sorununun ortaya çıkması”
* 1923 sonbaharında Bakanlar Kurulu’nun görevden ayrılması ve bir “hükümet sorununun ortaya
çıkması”.
*
Ulusal egemenlik anlayışını güçlendirme isteği
NOT : Yeni kurulan hükümetle birlikte
yapılan seçimler sonrası;
“Mustafa Kemal ----è ilk cumhurbaşkanı”
“İsmet İnönü ----è ilk başbakan”
“Ali
Fethi Okyar ----è ilk meclis başkanı”
oldu.
Cumhuriyet’in
İlan Edilmesinin Sonuçları:
*
Devlet rejiminin adı konulmuş oldu (Cumhuriyet).
*
Cumhurbaşkanı’ın belirlenmesi ile, “Devlet başkanlığı sorunu çözüldü”.
* Meclis hükümeti
sisteminden “Kabine sistemine
geçildi”. Böylece yürütme işleri hız kazanmıştır.
* Meclis başkanlığı ile Hükümet başkanlığı birbirinden ayrıldı.
* Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis başkanının görevleri belirlenmiştir.
v Meclis Hükümeti Sistemi:
*Bu sistemde hükümeti
oluşturacak bakanlar, Meclis
tarafından tek tek seçilirler.
*Bu sistemde bir Başbakan
yoktur. “Meclis Başkanı
aynı zamanda hükümetin de başkanıdır”.
v Kabine Sistemi:
*Bu sistemde
hükümeti oluşturacak bakanlar,
Başbakan tarafından seçilir ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanır.
*Bu sistemde
“Cumhurbaşkanı, Başbakan
ve Meclis Başkanı
vardır”.
HALİFELİĞİN KALDIRILMASI (3 Mart 1924)
Halifeliğin Kaldırılmasının Nedenleri:
* Halife Abdülmecit’in TBMM’nin belirlediği kurallara uymaması.
*
Halifeliğin, Laiklik ile bağdaşmaması.
* Halifeliğin, Cumhuriyet rejimi ile çelişki
içinde olması
* Halifelik makamının
Cumhuriyet karşıtları için sığınak haline
gelmesi.
* Halifelik makamının
yapılacak inkılaplar için engel görülmesi.
* İslam ülkelerinde sömürgeleri olan Avrupalı devletlerin halifeliği temsil
eden Türkiye’yi kendileri için potansiyel tehlike olarak görmesinin Türkiye’nin
dışişlerini olumsuz etkilemesi.
Halifeliğin Kaldırıldığı Gün;
1- “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” kabul edildi.
2-
“Şeriyye ve Evkaf Vekaleti” kaldırılarak yerine, “Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri
Başkanlığı” kuruldu.
3-
“Erkan-ı Harbiye
Vekaleti” kaldırılarak yerine, “Genel Kurmay Başkanlığı ve Milli Savunma
Bakanlığı” oluşturuldu.
(Böylece askeri yetki ile siyasi yetki birbirinden ayrılmış oldu.)
4- Osmanlı hanedanı
mensuplarının yurt dışına
çıkarılmasına karar verildi.
Halifeliğin Kaldırılmasının Sonuçları:
* Laikliğe geçişin
en önemli aşaması
oldu.
* Cumhuriyetin karakteri
tam olarak belli
oldu.
*
Ulusal egemenlik pekiştirildi.
* İnkılap süreci
hızlandı
*
Dış ilişkilere yönelik
soğukluk ortadan kalktı.
* Ümmetçilikten milliyetçiliğe geçişte önemli bir adım daha atıldı.
ÇOK PARTİLİ HAYATA
GEÇİŞ DENEMELERİ
*
23 Nisan 1920’de
açılan ilk TBMM’de
siyasi partiler yoktur.
* İlk anayasa hazırlanırken; mecliste
Tesanüt, İstiklal, Islahat
ve Halk Zümresi
gibi gruplar oluştu.
* Mustafa Kemal
bu zor durumun aşılabilmesi için mecliste “Anadolu
ve Rumeli Müdafa-i
Hukuk Grubu”nu kurdu.
1- CUMHURİYET HALK PARTİSİ (9 Eylül 1923) (CHP)
*
Anadolu ve Rumeli
Müdafa-i Hukuk Grubu, 9 Eylül 1923’de “Halk Fırkası”na dönüştürülerek kurulmuştur..
* İlk Genel Başkanı; Mustafa Kemal’dir.
* Kuruluş amacı; Halkın görüş ve isteklerinin meslise daha kolay yansımasını sağlamaktır.
* Halk Fırkası 1924’de “Cumhuriyet Halk Fırkası”, 1935’de
ise “Cumhuriyet Halk Partisi” adını almıştır.
* Bu partinin başkanlığını 1938’e
kadar Mustafa Kemal yapmıştır.
*
CHP devletçilik ilkesini
benimsemiş olmasından dolayı
kendisinden sonra kurulan
partilerden ayrılır.
* Türkiye Cumhuriyeti’nin “ilk siyasi
partisi”dir.
*
Ekonomide “Devletçilik” modelini benimseyen CHP, 1945 yılına
kadar ülkeyi tek parti
olarak yönetmiştir.
* Partinin ilk kongresi Sivas Kongresi
olarak kabul edilmiş,
ikinci kongresinde ise Mustafa Kemal “Nutuk”
adlı eserini okumuştur.
NOT -1 : Nutuk 1919 - 1927 yılları arasını kapsamaktadır.
*
Ekonomide “Devletçilik” modelini benimseyen CHP, 1945 yılına
kadar ülkeyi tek parti
olarak yönetmiştir.
NOT
-2 : Atatürk Dönemi’nde Halk Fırkası kurulmadan önce, Mustafa Suphi tarafından 10 Eylül 1920’de
Türkiye Komünist Partisi kurulmuş, ancak 12 Eylül 1922’de TBMM
Hükümeti tarafından kapatılmıştır.
2- TERAKKİ PERVER CUMHURİYET FIRKASI
(17 Kasım 1924) (TPCF)
*
İlk genel başkanlığını Kazım Karabekir’in yaptığı partinin başlıca
kurucuları;
Kazım Karabekir Ali Fuat Cebesoy Refet Bele Adnan Adıvar Rauf
Orbay’dır.
* Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci partisi, “ilk muhalefet partisidir”.
* Partinin ilk taşra örgütlenmesi Urfa Şubesi’dir.
* Ekonomide CHP’nin
“devletçilik” modeline karşı bu parti,
Serbest Ekonomi (Liberalizm) politikasını benimsemiştir.
* Programına “dini inançlara saygılıdır” maddesini
koyduğu için laikliğe karşıdır.
* Partinin dini inançlara saygılı
olduğunu slogan haline
getirmesi, eski düzen taraftarlarını
bu partide toplanmasına sebep olmuştur
* Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 1925 yılında
çıkan Şeyh Sait İsyanı’nda etkili
olduğu düşüncesiyle 5 Haziran
1925’te kapatılmıştır.
ŞEYH SAİT İSYANI (13 Şubat 1925)
Sebepleri:
1-
Yenilik hareketlerinin istenmemesi.
2- “Din elden gidiyor” parolasının yayılması
3- Musul’u Türkiye’ye vermek istemeyen İngiltere’nin Irak ile Türkiye
arasına tampon vazifesi
görecek olan Kürt Devleti
kurdurmak istemesi.
4-
Doğu Anadolu’nun yıllarca
ihmal edilmiş olması.
5- TPCF’nin inkılaplara karşı çıkanlara ümit verici tutumu
* 13 Şubat 1925’de Diyarbakır’da başlayan isyan Genç, Erzurum, Elazığ,
Muş ve Bitlis’te etkili oldu.
* İsyanı bastıramayan Ali Fethi Okyar hükümeti istifa
etti, yerine İsmet İnönü hükümeti
kuruldu.
* TBMM İsyana karşı şu önlemleri aldı:
1-
Bölgede sıkıyönetim ilan edildi.
2- Bölgeye ordu sevk edildi.
3-
Takrir-i Sükun Kanunu ilan edildi.
4- İstiklal Mahkemeleri yeniden kuruldu.
* İsyan 15 Nisan 1925’de tamamen
bastırıldı.
Şeyh Sait İsyanının Sonuçları:
1-
İstiklal Mahkemeleri tekrar
kuruldu.
2- Takrir-i Sükun
Kanunu çıkarıldı.
3-
Terakki Perver Cumhuriyet Partisi kapatıldı.
4- İlk çok partili hayat denemesi başarısız sonuçlandı.
5-
Musul meselesi İngiltere
lehine sonuçlandı.
NOT
: Şeyh Sait İsyanı;
Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya yönelik ilk isyan hareketidir. Bu yönüyle “31 Mart Olayı”na benzer.
MUSTAFA KEMAL’E SUİKAST
GİRİŞİMİ (16 Haziran
1926)
Sebepleri:
1- Bazı grupların Mustafa Kemal’i
ortadan kaldırarak amacına
ulaşmak istemesi.
2-
Rejimi değiştirmek isteyen
çevrelerin düşünceleri.
* M.Kemal’in İzmir gezinin bir gün gecikmiş
olması ve suikastçıları kaçıracak kişi olan “Giritli Şevki”nin durumu ihbar
etmesiyle bu girişim sonuçsuz kalmıştır.
Önemi:
1-
İttihatçılar tamamen tasfiye
edildi.
2-
Muhalifler sindirildi.
3- TPCF’nin kapatılmasının haklı olduğu anlaşıldı.
4-
Mustafa Kemal “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır”
sözünü bu olaya hitaben
söylemiştir.
3-
SERBEST CUMHURİYET FIRKASI
(12 Ağustos 1930) (SCF)
* Ekonomik görüşlerde ayrılan muhalifler M.Kemal’in isteğiyle Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurmuşlardır (12 Ağustos
1930).
* Genel Başkanı “Fethi Okyar” dır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü partisi, ikinci muhalefet
partisidir.
* Parti, “ekonomide liberalizmi” savunmuştur.
* İnkılaplara karşı olanlar Serbest
Cumhuriyet Fırkası’na girmiş ve Laiklik, inkılaplar ve cumhuriyet aleyhine
gösteriler başlamıştır.
* Fethi Okyar, SCF’ye eski rejim taraftarlarının katılmasından endişe etmiş ve partisini 18 Aralık 1930’da
kapatmıştır.
* Çok partili hayata geçiş denemesi ikinci
kez başarısız olmuştur.
* 1945 yılına kadar bir daha, çok partili hayata
geçiş denemesi yapılmamıştır.
MENEMEN OLAYI (23 Aralık
1930)
* Derviş Mehmet
denilen bir isyancı
“şeriat isteriz” diyerek
Menemen halkını isyana çağırdı.
İsyanı önlemeye çalışan “Asteğmen
Mustafa Fehmi Kubilay”
isyancılar tarafından öldürüldü. Bölgeye gelen askeri birlikler
isyanı bastırdı.
Önemi:
1-
Çok partili hayat için ortam oluşmadığı görüldü.
2- Rejimin yerleşmesi için daha dikkatli
olunması gerektiği görüldü.
3-
SCF’ nin kendi kendini kapatmasının haklılığı anlaşıldı.
NOT -1 : İnkılapların yerleşmesi için 1945 yılına
kadar bir daha çok partili
hayata geçiş denenmedi.
NOT -2 : Bu isyan,
Cumhuriyet rejimine ve laik düzene
karşı çıkan ikinci isyandır.
4-
DEMOKRAT PARTİ (1946)
Kuruluş Sebepleri:
1-CHP’de parti içi muhalefetin artması.
2-II. Dünya Savaşını demokrat
devletlerin kazanması.
3-Türkiye’nin çok partili hayata
hazır hale gelmesi.
* CHP’de parti içi muhalefetin artması sonucunda,
CHP’den ayrılan “Celal
Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik
Koraltan” öncülüğünde kuruldu.
*
1946 yılında yapılan
seçimleri, “açık oy gizli sayım” esasına
göre olduğundan dolayı,
CHP kazandı.
* 1950
seçimlerini, “gizli oy açık sayım”
esasına göre, DP ezici bir çoğunlukla kazandı ve ilk defa Türkiye’de CHP
dışında başka bir parti yönetime geldi.
*
DP iktidarı 27 Mayıs 1960 askeri darbesine
kadar devam etti.
*
17 Eylül 1961’de
devrin başbakanı Adnan Menderes idam edildi.
HUKUK ALANINDA YAPILAN
İNKILAPLAR
☸
- 1921 Anayasası’nın (Teşkilat-ı Esasiye) Kabulü (20 Ocak 1921)
☸
- 1924 Anayasası’nın Kabulü
(20 Nisan 1924)
☸ - 1924 Anayasası’nda Yapılan
Değişiklikler (1928-1946)
☸ - Medeni Kanun’un Kabulü
(17 Şubat 1926)
☸ - Avrupa Hukuk Sisteminden Yararlanılması
1-
İsviçre’den Borçlar Kanunu
2-
Almanya’dan Ticaret Kanunu
3-
İtalya’dan Ceza Kanunu
4-
Fransa’dan İdare Hukuku’
nun Alınması.
☸ - Kadınlara Siyasi Haklar
Verilmesi (1930-1934)
TÜRK MEDENİ KANUNU’NUN KABULÜ (17 Şubat 1926)
* Osmanlı’nın
son dönemlerinde hazırlanmış olan “Mecelle”nin halkın medeni hukuki
ihtiyaçlarını tam karşılayamadığı için, 17 Şubat 1926’da İsviçre Medeni Kanunu esas alınarak Türk Medeni Kanunu
oluşturulmuştur.
İsviçre Medeni Kanununun Kabul Edilmesinin Nedenleri:
*
Mevcut kanunların en yenisi olması
* Demokratik olması.
* Akılcı ve pratik olması.
* Kadın ve erkek eşitliğine uygun olması.
Türk Medeni
Kanunun Getirdiği Yenilikler:
* Türkiye’de hukuk birliği
sağlanmıştır.
* Evlilik devlet
denetimine alınarak resmi nikah zorunlu hale getirilmiştir.
* Evlilikte tek eşlilik
zorunlu hale getirilmiştir.
* Kadın-erkek arasında
toplumsal ve mali alanlarda eşitlik sağlanmıştır.
*
Boşanma hakkı kadına da tanınmıştır.
* Şahitlikte erkekle
kadın eşit konuma getirilmiştir.
* Reşit yaştaki kişilere din seçme özgürlüğü getirilmiştir.
* Aile birliği devlet güvencesi altına alınmıştır.
* Kadınlara “istediği mesleğe
girebilme hakkı” tanınmıştır.
*
Mirasta kız ve erkek çocuklar
arasında eşit paylaşım sağlanmıştır.
* Anneye de çocuğun
velayetini alma hakkı tanınmıştır.
* Patrikhanenin din işleri dışındaki yetkileri kaldırılarak, azınlıkların hukuk özerkliği sona erdirilmiştir.
NOT
: Medeni Kanun ile sadece toplumsal alanda
kadın-erkek eşitliği sağlanmıştır. Kadınlara siyasi hak (seçme ve seçilme)
verilmemiştir.
KADINLARA SİYASAL
HAKLARIN VERİLMESİ
1930’
da ----è “Belediye seçimlerine katılma” 1933’ de ----è “Muhtarlık seçimlerine katılma”
1934’ de ----è “MilletVekili Seçme ve Seçilme” hakkı
verilmiştir.
DEVLETİN LAİKLEŞMESİ İÇİN YAPILAN İNKILAPLAR (Devletin
Laikleşme Adımları)
1- Saltanatın kaldırılması
2-
Halifeliğin kaldırılması
3-
Şer’iyye ve Evkaf
Vekaleti’nin kaldırılması. (1924)
4- Tevhid-i Tedrisat
Kanunu’nun çıkarılması.
5- Medreselerin Kapatılması (1924)
6- Tekke, Zaviye,
Dergah ve Türbelerin kapatılması. (1925)
7-
Kılık-Kıyafet ve Şapka Kanunu (1925)
8-
Türk Medeni Kanunu’nun Kabulü (1926)
9- Anayasadan “Devletin Dini İslam’dır” maddesinin çıkarılması. (1928 )
10- Dini içerikli unvan ve lakapların kaldırılması (hacı, hoca, şeyh, seyyid,
molla vb.)
11- Laiklik ilkesi anayasaya girmesi. (1937)
12- 1924 Anayasası’nda “yemin şeklinin
değiştirilmesi” (“Vallahi” yerine “Namusum
üzerine ant içerim” olarak)
EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA
YAPILAN İNKILAPLAR
1- Tevhidi Tedrisat Kanununun kabul edilmesi
2- Maarif Teşkilatı hakkında
kanun çıkarılması
3-
Latin harflerinin kabulü
4- Türk Tarih Kurumunun
açılması
5- Türk Dil Kurumunun
açılması
6- Medreselerin kapatılması ( Şeriye ve evkaf kanunu
ile medreselerin ödenekleri kesildi ve medreselerin kapatılması sağlandı.)
İnkılapların Sebepleri:
1-
Eğitimi çağdaşlaştırmak
2- Milli demokratik ve laik bir toplum
oluşturmak
3- Eğitimi birleştirmek
4- Eğitimdeki ikilik
ve karışıklığı önlemek
5-
Cumhuriyet rejimini güçlendirecek eğitim sistemini oluşturmak.
6- Kültür ikiliği
ve çatışmasını önlemek.
A-TEVHİD-İ TEDRİSAT
KANUNU (3 MART 1924)
1- Eğitim ve öğretimde birlik sağlandı.
2- Bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığına bağlandı.
3-
Eğitim devletçi, milliyetçi ve laik bir karakter kazandı.
4-
Azınlık okullarının zararlı
faaliyetleri durduruldu.
5- Yabancı okullara
Türkçe dersleri kondu.
6-
Medreseler kapatıldı.
7-
İlk öğretim zorunlu
ve parasız duruma
getirildi.
8-
Eğitimde eşitlik sağlandı.
Din adamı ihtiyacını karşılamak için İmam Hatip Liseleri ve İlahiyat Fakülteleri açılmıştır.
B- TÜRK HARFLERİNİN KABULÜ
(1 KASIM 1928)
Sebepleri:
1-
Arap harflerinin okuma ve yazmayı
zorlaştırması.
2-
Avrupa ile ilişkilerin kolaylaştırılmak istenmesi
3-
Öz Türkçe’yi yeniden
canlandırmak
5- Okuma yazma oranını artırmak
6-
Arap alfabesinin Türkçe’nin yapısına uymaması.
NOT: 1928 yılında Millet Mektepleri açılarak
eğitim seferberliği başlatılmıştır. Mustafa Kemal bu mekteplerde 24 Kasım 1928’de ders
verdiği için, kendisine başöğretmen denilmiştir.
*
1933 yılında Darülfünunun yerine İstanbul Üniversitesi kuruldu.
*
Dil–Tarih–Coğrafya Fakültesi açıldı.(
1936 ).
* Yüksek Ziraat
Enstitüsü açıldı.
* Güzel Sanatlar Akademisi açıldı.
C-TÜRK TARİH
KURUMUNUN KURULMASI (15 NİSAN 1931)
TTK’ nın Kurulmasının Sebepleri:
1- Türk vatanının bütünlüğüne karşı girişilecek tertipleri tarihi kanıtlarla etkisiz
hale getirmek.
2- Türklerin üstün medeni kabiliyetini ve dünya medeniyetine yaptığı hizmetleri gözler önüne sermek.
3--Türk Tarihinin derinliklerini araştırmak.
4--Ortak tarih bilinci
oluşturulacak
NOT-1: Türk Tarih Kurumunun kurulması ulusçulukla ilgilidir.
NOT-2: TTK’nun açılmasıyla ümmetçi
tarih anlayışına son verilmiş,
milli bir tarih anlayışı
getirilmiştir.
D-TÜRK DİL KURUMUNUN KURULMASI (12 TEMMUZ 1932)
TDK’ nın Kurulma Sebepleri:
1- Türkçe’yi yabancı
dillerin etkisinden kurtarmak.
2-
Türkçe’nin kökenlerini araştırmak.
3- Türkçe’yi bilim dili haline getirmek.
4-
Türkçe’yi halkın anlayacağı şekle getirmek.
5-
Türkçe’nin zenginliğini ortaya
koymak
6-
Konuşma dili, yazı dili ve bilim dili arasındaki farkları
gidermek.
7- Dildeki Osmanlıcılığı bitirmek
NOT-1: TDK’ nın kurulması “Ulusçuluk-Milliyetçilik” ile ilgilidir.
NOT-2: 1932’de Halk Evleri açıldı.
TOPLUMSAL ALANINDA
YAPILAN İNKILAPLAR
1-
Şapka İnkılabı
( 25 kasım 1925 )
2- Tekke – zaviye
ve türbelerin kapatılması( 30 kasım 1925 )
3- Miladi Takvim ( 26 aralık
1925 )
4- Ölçü ve tartıların değiştirilmesi ( 1 nisan 1931 )
5- Soyadı Kanunu ( 1934 )
6- Hafta Tatili ( 1935
– Pazar // 1974 cumartesi
– Pazar )
A-TEKKE, ZAVİYE
VE TÜRBELERİN KAPATILMASI (30 Kasım 1925)
Önemi:
1- Türk halkının bilime, akılcılığa ve laik düşünceye
yönelmesi açısından önemli bir adım atıldı.
2- Türkiye’nin falcılar, şeyhler, dervişler ve büyücüler ülkesi olamayacağı ispatlandı.
Açıklamalar:
1-
Aynı gün şeyh, derviş, mürit
gibi unvanların kullanılması ve kurumlarla ilgili
elbiselerin giyilmesi ve muskacılık yasaklandı.
2-
Türbeler kapatılırken Yavuz ve Fatih gibi Türk büyüklerinin türbelerinin kapatılmaması; Türk İnkılabı’nın tarihi kökleri
koparmaya yönelik olmadığını gösterdi.
B-KILIK-KIYAFETİN DÜZENLENMESİ (25 Kasım 1925)
Sebepleri:
1-
Türk halkının görünümünü çağdaşlaştırmak
2-
Ayrılık ifade eden giysilerin giyimini
durdurmak.
3-
Çağdaşlaşmayı ve birliği
sağlamak.
Açıklamalar:
1- Şapka devrimi Kastamonu’dan başlatılmıştır.
2- Kadınların giyimi
konusunda kanun çıkarılmayıp; bu durum doğal haline bırakıldı.
3-3 Aralık 1934’de
çıkarılan bir kanunla
din adamlarının ibadet
yerlerinin dışında dini kıyafet giymeleri yasaklandı. (Diyanet
İşleri Başkanı, Patrik ve Haham Başı bu kuralın dışında tutuldu.)
C-SOYADI KANUNUNUN KABULÜ
(21 Haziran 1934)
Sebepleri:
1-
Medeni Kanunun uygulanmasından doğan aksaklıkları gidermek.
2- Toplumda ayrılık
ifade eden lakapları
kaldırarak birliği güçlendirmek.
3-
Eşitlik ilkesini güçlendirmek.
Açıklamalar:
1- Aynı gün ağa, hoca, molla, paşa ve bey gibi unvanların kullanımı yasaklandı.
2-
Osmanlı’dan kalan madalyaların taşınması yasaklandı.
3-
Meclis Mustafa Kemal’e
Atatürk soyadını verdi ve bu soyadı başkalarının kullanmasını yasakladı.
D- MİLADİ
TAKVİMİN KABULÜ (26 Aralık 1925)
Sebep: Avrupa ile Türkiye arasındaki ilişkileri kolaylaştırmak
Açıklama:
1-
Aynı gün Avrupa’nın saat ölçüsü kabul edildi.
2-1931’de Avrupaî tarz ağırlık ve uzunluk ölçüleri
kabul edildi.
3-1935’de haftalık tatil Cumadan Pazara
alındı.
4-1928’de uluslararası rakamlar kabul edildi.
5-Uzunluk ve ağırlık alanındaki değişiklikler ve hafta
tatilinin değiştirilmesi Avrupa ile
ticari ilişkileri kolaylaştırmaya yöneliktir.
EKONOMİK ALANDA
YAPILAN İNKILAPLAR
1-
İzmir İktisat
Kongresi (17 Şubat-4 Mart 1923)
2-
Aşar(Öşür )Vergisinin Kaldırılması (17 Şubat
1925)
3- Teşvik-İ Sanayi Kanunu
(28 Mayıs 1927)
4-
Devlet Bankalarının Kurulması (Etibank –Sümerbank –İş Bankası)
5- 1.Beş Yıllık Kalkınma
Planı (1933-1938)
6- 2.Beş Yıllık Kalkınma
Planı (1938 -2. Dünya Savaşı Nedeniyle
Uygulanamadı)
7-
Ulaşım Alanında
Yapılan Yenilikler
. 1 Mart 1922’de
TBMM ekonomi Çalışmalarının Başlıca
Noktalarını Şöyle Belirlemiştir:
1- Sanayii canlandırmak ve modern
araçlara sahip olmak 2-Ormanları iyi hale getirmek
3-
Toplum menfaatini doğrudan ilgilendiren kuruluşları ve iktisadi girişimleri gücümüz oranında devletleştirmek.
4-
Madenlerimizi işletmek ve bu alana yönelen
sermayeyi himaye etmek
5- Ekonomik bağımsızlığın korunabilmesi için bütçeyi ekonomik
yapı ile uygun tutmak
A- İZMİR İKTİSAT
KONGRESİ (17 Şubat-4
Mart 1923)
Kongrenin Toplanma
Sebepleri:
1- Milli ekonominin amaçlarını ve bu amaçlara
ulaşmak için izlenecek
yöntemi belirlemek
2- Ekonomik bağımsızlığın yöntemini belirlemek
3- Milli ekonominin temellerini atmak
* NOT: Kongrenin özelliği; Türk devletinin “ekonomik meselelerinin görüşüldüğü ve tartışıldığı ilk kongre”dir. Ekonomik bağımsızlığın önemi vurgulandı.
Açıklamalar:
1-
Bağımsız ekonomi için ilk adım Lozan’da kapitülasyonların kaldırılması ile atıldı.
2-
İzmir İktisat Kongresi
“bağımsız, liberal ve milli
ekonomiyi” benimsedi.
3- 1930’da “Merkez Bankası” nın kurulması ile Türk parası yabancı
sermayenin elinden kurtarılmıştır.
4- İzmir İktisat Kongresinde “Misak-ı İktisadi” kabul edildi.
v
Misak-ı İktisadi
: İzmir İktisat Kongresi’nde alınan
kararlara “Misak-ı İktisadi” denilmiştir.
Cumhuriyetin İlk Yıllarında “Özel Girişimin” Desteklenmesine Rağmen, Beklenen Verimi
Gösterememesinin Sebepleri:
1- Özel sermayenin yetersizliği
2- Yetişmiş
iş gücünün yetersizliği
3- Deneyim ve bilgi eksikliği
4- 1929’da dünya ekonomik bunalımının çıkması
* Kongre, DEVLETÇİLİK ilkesinin ilk ayağını
oluşturur. Cumhuriyetin ilanından sonra ekonomide devletçilik politikası uygulandı. (Özel sektörün ekonomide başarısız olması
üzerine devletçilik ilkesi doğmuştur.)
Devletçi Ekonomiye Geçişin
Sebepleri:
1-
Özel girişimin üzerine
düşen görevi yerine
getirememesi (Özel
teşebbüsün desteklenmesi için 1924’de İş Bankası kuruldu. 1927’de Teşvik-i Sanayi Kanunu
çıkarıldı.)
2- Devletin gelişebilmesi için vakit kaybetmeden büyük sanayi atılımlarının yapılmasının gerekmesi.
1933 YILINDA
I. BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI HAZIRLANDI. (1929 dünya ekonomik
bunalımının etkisiyle)
Önemi:
1- İlk defa planlı
ekonomi dönemi başladı.
2- Ekonomi devletçi bir özellik
kazandı.
3- İlk büyük atılımlar bu dönemde
yapıldı .Ülkede ilk fabrikalar bu dönemde kuruldu.
(Malatya, Kayseri ve Bursa’da Dokuma
Fabrikası , Gemlik Suni İpek Fabrikası , Beykoz Deri Fabrikası )
4-
Toprak reformu tam olarak gerçekleştirilemedi.
NOT: 1937’de II. Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlandıysa da; II. Dünya Savaşının
başlamasından dolayı uygulanamadı.
B- TARIMIN
GELİŞTİRİLMESİ İÇİN ALINAN
ÖNLEMLER
1- Aşar Vergisi kaldırıldı (17 Şubat 1925)
NOT: Vergi gelirlerinin %40’ını oluşturan aşarın kaldırılması ilk bütçe açığını oluşturdu. (TBMM’nin bu kararı tarıma
verilen önemi gösterir.)
2- Ziraat Bankası kuruldu. ( çiftçiye
kredi sağlamak için )
3- Tarım Kredi Kooperatifleri kuruldu (1929)
4- Yüksek Ziraat Enstitüsü kuruldu.
5- “Tohum ıslah
istasyonları” ve “numune çiftlikleri” kuruldu.
6- Toprak reformu
için 1926’dan itibaren
teşebbüsler yapıldı ancak başarılı olunamadı.
C- TİCARİ HAYATIN
DÜZENLENMESİ
1- Lozan Antlaşması ile Kapitülasyonlar kaldırıldı.
2- Ticareti koruyan
kanunlar çıkarıldı.
3-
İş Bankası kuruldu. (1924)
4-
1926’da çıkarılan Kabotaj Kanunu ile Türk denizlerinde yük ve yolcu taşıma işleri
Türk gemicilerine verildi.
D- SANAYİ VE MADENCİLİK
1- Milli sanayinin korunması ve gelişmesi için kapitülasyonlar kaldırıldı.
2- Büyük yatırımlar devlet tarafından yapıldı.
3-
Özel teşebbüs desteklendi.
4-
1925’de “Sanayi ve Maden Bankası” kuruldu.
5- 1927’de “Teşvik-i Sanayi
Kanunu” çıkarıldı.
6- Planlı Ekonomi
uygulanarak ilk büyük fabrikalar kuruldu.
7- 1933’de “Sümer Bank” kuruldu.
8- 1935’de “Etibank” ve “MTA Enstitüsü (Maden Tetkik Arama Enstitüsü)” kuruldu.
9-
Kayseri, Ereğli, Nazilli,
Malatya ve Bursa
merinos dokuma fabrikaları; İzmit selüloz ve kağıt; Beykoz
deri ve kundura; Paşabahçe cam; Karabük demir-çelik fabrikaları açıldı.
NOT: “Uşak Şeker Fabrikası” Teşvik-i
Sanayi Kanunu sonucunda kurulmuştur.
E-BAYINDIRLIK VE ULAŞTIRMA
1- 1927’de “Devlet Demir
Yolları Genel Müdürlüğü” kuruldu. (Kara Yolu yapımında asıl gelişme 1950 den sonra görüldü.)
2- 1933’de “Milli Hava Ulaştırma Teşkilatı” kuruldu.
3- 1938’te denizciliğin geliştirilmesi için “Denizbank”, 1939’da “Devlet Denizyolları İdaresi” kuruldu.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN DIŞ SİYASETİ
Giriş:
1- İç ve dış politika
ilkesi olarak “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi benimsendi.
2-
Savaş korunma amacı olarak görüldü.
Başka bir devletin
topraklarını almak için politika izlenmedi.
3-
Milli Egemenlik ve milli menfaatler ön planda tutuldu.
4-
İlk yıllarda misak-ı
milli gerçekleştirilmeye çalışıldı.
5-1920-1936 yılları
arasında batıya karşı SSCB’ nin dostluğu devam ettirildi.
6-1936-1945 yılları arasında
İtalya’nın saldırgan tutumuna
karşı ve batı ile ilişkileri yumuşatmak için İngiltere
ile dost geçinildi.
7-1945’den sonra SSCB tehdidine karşı
ABD ile dost geçinildi.
8-1928’de Afganistan ile dostluk antlaşması imzalandı
9-1930’a kadar Lozan’dan
kalan problemler halledildi.
10-1925’de SSCB ile saldırmazlık antlaşması imzalandı.
11-1928’de İtalya
ile tarafsızlık ve uzlaşma antlaşması imzalandı.
12-1935-1938 arasında Avrupa’nın bloklaşma durumundan dolayı
Avrupalı devletlere karşı çok yönlü bir politika
izlendi; ki bu da
Montrö Antlaşmasının imzalanmasında etkili oldu.
13-1919-1920 arası Türkiye’nin dost arayışı dönemidir.
14-1920 sonrasında bir yandan
SSCB ile iyi geçinilirken; bir yandan da işgalciler arasındaki ayrılıklardan faydalanmanın yolu arandı.
15-1923-1930 arasında Lozan’dan
kalan problemler halledildi.
16-Milli çıkarların korunmasına, devletlerin eşitliği ilkesine
uyulmasına ve ittifaklar kurulmasına önem verildi.
A-NÜFUS MÜBADELESİ
Nüfus sorunu Lozan Görüşmelerinde halledildiği halde uygulanma
safhasında Yunanistan problem çıkarmıştır. Yunanistan İstanbul’da daha fazla Rum
kalmasını istiyor; Türkiye ise yasalar çerçevesinde bu işi halletmek istiyordu.
Nüfus mübadelesi so- runu Yunan başkanı ile Mustafa Kemal arasında 1930 yılında
görüşülerek 10 Haziran 1930’da imzalanan Ankara Antlaşması ile halledildi. Bu
antlaşmadan sonra Türk-Yunan ilişkileri düzelmiştir. Türkiye ile Yunanistan
arasındaki dostluk ilişkileri 1954 yılında meydana gelen Kıbrıs sorununa kadar
devam etmiştir.
B-YABANCI OKULLAR
Lozan Antlaşmasına göre yabancı okulları
Türkiye’nin belirleyeceği şartlara
uyacaktı. Türkiye 1924 yılında okullarda dini
ayin yapılması için bulundurulan salonların kapatılmasına;
1925 ve 1926 yıllarında ise yabancı
okullarda Türkçe, Tarih ve Coğrafya gibi derslerin Türk öğretmenler tarafından okutulmasına;
derslerde Türklük aleyhine
bilgiler olmamasına ve okulların Türk müfettişler tarafından denetlenmesine dair kanunlar
çıkardı.
Fransa ve Papalık başta olmak üzere,
Avrupalı devletler
Türkiye’nin yabancı okullar konusundaki uygulamalarına karşı çıktı. Fakat okullar meselesini iç
meselesi sayan Türkiye yabancı devletleri iç işlerine karıştırmadı.
C-DIŞ BORÇLAR MESELESI
1929’lu yıllarda
görülen dünya ekonomik
bunalımı Türkiye’yi de olumsuz etkiledi
ve Türkiye Fransa’ya
olan borcunu gerektiği gibi
ödeyemez hale geldi. Bu durumdan dolayı Fransa ile bir müddet gerginlik
yaşandıysa da; sorun 1930 yılında karşılıklı görüşmeler sonucunda çözüldü.
NOT: 1954
yılında borçların, ana parasının ödenmesi;
1984 yılında ise faizinin ödenmesi
tamamlandı.
D-IRAK SINIRI VE MUSUL MESELESİ
Musul
Meselesi Lozan’ın bıraktığı problemlerden biriydi. İngiltere zengin petrol
yataklarına sahip olmasından dolayı Musul’u Türkiye’ye bırakmak istemiyor ve sömürgeci düşünce
ve ahlakı doğrultusunda bu konuyu kendi lehine çözümleyebilmek için her problemi
çıkarıyordu.
Musul Meselesinin çözümü için Türkiye ile İngiltere arasında görüşmeler
19 Mayıs 1924’de başladı. Fakat İngiltere Hakkari’yi de
tartışmalı bölgeden görmek isteyince görüşmeler kesildi. Bundan sonra mesele
önce Milletler Cemiyetine,
sonra Lahey Adalet Divanına gitti. Meselenin
kendi konusu olmadığını ileri söyleyen Adalet Divanı meseleyi tekrar Milletler
Cemiyetine havale etti. Meselenin bu şekilde uzatılması; İngiltere’nin zaman
kazanarak Musul ve civarında olaylar çıkarıp meseleyi lehine çözümleyebilmek
isteyişinin bir sonucudur.
5 Haziran 1926’da imzalanan
Ankara Antlaşması ile ;
1-
Musul ve çevresi İngiliz
mandaterliği altında bulunan
Irak’a bırakıldı.
2-
Irak hükümeti Musul
petrol gelirlerinin vergisinin %10’unu 25 yıl süre ile Türkiye’ye vermeyi kabul
etti.
(Türkiye bu gelirden bir defaya
mahsus olmak üzere 500.000 sterlin aldı.)
Önemi:
1-
Bu günkü Türkiye-Irak sınırı
çizildi.
2- Türk-İngiliz ilişkileri düzelmeye başladı.
3- Misak-ı Milliden taviz verildi.
E-TÜRKIYE’NIN MILLETLER CEMIYETINE GIRIŞI
Milletler Cemiyeti 10 Ocak 1920’de Cenevre’de kurulmuştur.
Musul Meselesinde İngiltere’nin çıkarlarına hizmet etmiş olduğundan
dolayı; Türkiye Milletler Cemiyetine uzun bir süre güven duymadı.Türkiye’nin
Avrupa’ya çok yakınlaşmak istemeyişinde SSCB’yi küstürmeme düşüncesi de vardır.
Türkiye’nin Milletler Cemiyetine girmek gibi bir amacı yoktu. Lozan’dan sonra
Türkiye’nin barış yolunda gösterdiği çabalar ve Musul’u Irak’a bırakmasından
dolayı Türkiye’ye karşı sıcak davranmaya başlayan İngiltere Türkiye’yi Milletler Cemiyeti üyeliğine davet edince;
uluslararası barışa katkıda bulunmak istediğini göstermek isteyen Türkiye Milletler Cemiyetine 18 Temmuz 1932’de üye oldu.
NOT: 1934’de SSCB de MC’ ye üye oldu.
F- BALKAN
ANTANTI (9 ŞUBAT
1934)
Antantın Oluşmasının Sebebi: 1933’den sonra İtalya’nın hızlı bir şekilde
silahlanarak Balkanlar’a yönelik
politikalar üretmesi Balkan devletlerini ve Türkiye’yi endişelendirmiştir.
Antantı Oluşturan Devletler: Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya (TaYYaR)
Bu antant devletlerin toprak
bütünlüğüne saygı gösterme
ve iç işlerine karışmama esasına
dayanıyordu.
Önemi:
1-
Türkiye Yunan sınırını (Batı sınırını) güvence altına aldı.
2- Türkiye bölgede
lider konumunda olduğunu
gösterdi.
3-
Türkiye uluslararası barışa katkıda bulunmak
istediğini gösterdi.
4- Montrö Antlaşması için Türkiye taraftar
buldu.
NOT: Balkan Antantı
II. Dünya
Savaşının başlaması ile dağıldı.
G-MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ (20 TEMMUZ 1936)
Türkiye Lozan’da Boğazlar
ile ilgili hükümleri, güvenlik konusunda Milletler Cemiyetinin etkili olacağı
ve Avrupa’da silahsızlanmanın
gerçekleşeceği ümidiyle kabul etmiştir.
1933
yılından itibaren Almanya ve İtalya’nın hızlı bir şekilde
silahlanması ve Milletler Ccemiyet’ni bu duruma bir çare bulamaması Türkiye’yi Boğazların
güvenliği konusunda endişelendirdi. Lozan Antlaşmasının Türkiye’yi
Boğazlar konusunda kısıtlayan hükümlerinin kaldırılması için Türkiye 10 Nisan
1936’da Lozan’ı imzalayan devletlere birer nota gönderdi. Antlaşmaların hiçe sayıldığı ve
devletlerin dost arayışı içinde olduğu bir dönemde Türkiye’nin istekleri olumlu
karşılandı ve Boğazların
Statüsü İsviçre’nin Montrö kentinde tekrar görüşüldü.
Montrö Sözleşmesinin İçeriği:
1-Boğazlar komisyonu
kaldırılarak görevleri Türk devletine devredildi.
2-Boğazlara Türkiye’nin asker sokması kabul edildi.
3- Ticaret gemilerinin Boğazlardan serbest geçişi
kabul edildi.
4-
Savaş gemilerinin Boğazlardan geçişine sınırlama getirildi.
5-
Savaş zamanında Türkiye’ye Boğazları kapatma
hakkı tanındı.
Önemi:
1- Misak-ı Milli yönünde
önemli bir adım atıldı.
2- Türkiye’nin uluslararası güç dengesinde önemi arttı.
3-
SSCB kendisini Kara Deniz’de güvende
hissetti.
4- Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki durumu
güçlendi.
Açıklamalar:
1-
İtalya sözleşmeyi daha sonra imzaladı. (İtalya Habeşistan’a saldırdığı zaman MC’de olan Türkiye de
İtalya’nın bu davranışını kınamak zorunda kalmıştı.)
2-
İngiltere Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de güçlü olmasını istiyordu.
3-
SSCB Lozan’ın oluşturduğu Boğazlar rejimini beğenmiyordu.
4- Japonya II. Dünya Savaşından sonra görüşmeden çekildi.
H-SADABAT PAKTI (9 TEMMUZ 1937)
Sebebi: İtalya’nın Akdeniz
Havzası ve Ortadoğu’ya yönelik saldırgan tutumu.
Katılan Devletler: Türkiye, İran, Afganistan ve Irak
Önemi:
1- Türkiye İran ve Irak sınırını
(Doğu sınırı) güvence altına
aldı.
2- İtalya’ya karşı Balkanlar’da önemli
bir caydırıcılık rolü üstlenmiş olan Türkiye Sadabat
Paktı ile de tavrını devam ettirerek
dünya barışına katkıda bulunma istediğini göstermiştir.
3-
Türkiye bölgede öncü durumda olduğunu
göstermiştir.
NOT:
II. Dünya Savaşı başlayınca bu pakt dağılmıştır.
I- HATAY SORUNU
Fransa, 1936 yılında Hatay’dan çekilerek, bölgeyi Suriye’ye
bırakmak isteyince; bu durumun Ankara Antlaşmasına uymadığını ileri süren Türkiye MC-ye başvurdu.
II.
Dünya Savaşı’nın belirtileri oluştuğundan dolayı Fransa
Hatay meselesinde Türkiye’yi pek uğraştırmadı.
3 Temmuz
1938’de Hatay meselesi
çözümlendi. Bu çözüm doğrultusunda; 5 Temmuz
1938’de Türk askeri
Hatay’a girdi. 2 Eylül
1938’de Hatay Meclisi
açıldı. “Tayfur Sökmen devlet başkanı”, “Abdurrahman Melek
başbakan” oldu.
NOT: Hatay Meclisi’nin verdiği kararla Hatay 29 Haziran 1939’da Türkiye’ye katıldı. Önemi:
1-
Misak-ı Milli yönünde son adım atıldı.
2- Güney sınırı son halini aldı.
3-
Mustafa Kemal II. Dünya Savaşı
öncesi gelişmelerini Türkiye’nin lehine kullanarak dahiyane
bir siyaset izlediğini gösterdi.
NOT: Hatay
Türkiye’ye katılan son toprak parçasıdır.
II. DÜNYA SAVAŞI
(1939-1945)
I. Dünya Savaşından Sonra Barışı Koruma Çabaları:
1- Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) kuruldu.
2-
Çekoslovakya, Romanya ve Yugoslavya arasında
Küçük
Antant kuruldu.
3- Fransa ile Almanya 1925’de
Locarno Antlaşmasını imzaladı.
4- Anlaşmazlıklara çözüm bulmak için Fransa ile ABD 1928’de
Kellog
Paktını kurdu. ( Bu pakta Türkiye 1929’da
katıldı.) 5-Balkan Antantı, Sadabat Paktı ve Montrö Sözleşmesi yapıldı.
II.
Dünya Savaşı’nın Başlaması ve Gelişimi:
* Savaşın başlamasında Almanya ve İtalya’nın saldırgan tutumu etkili oldu.
* Almanya ile İtalya’nın 1936’da
kurduğu “Mihver Devletler Grubu” na 1937’de Japonya da katıldı.
* Mihver Devletler karşısında İngiltere ile Fransa “Müttefik Devletler Grubu” nu oluşturdu.
* 1936’da Habeşistan’a saldıran İtalya daha sonra ise Arnavutluk’u ele geçirdi.
* Hitler 1938’de
Avusturya’yı Almanya’ya bağladı.
Almanlar 1939’da
Çekoslovakya’yı işgal etti.
* Almanya ve Rusya aynı dönemde
Polonya’yı işgal edince
Fransa ve İngiltere
olaya müdahale etti ve II. Dünya Savaşı
başladı.
* Almanya Rusya’ya
da savaş ilan edince Ruslar İngiltere tarafına geçti. (1941)
* Japonya ABD’nin
deniz üslerine ve Çin’e saldırınca; ABD ve Çin Japonya’ya karşı savaşa girdi.
* 1942’de rejim değişikliği yaşayan İtalya, İngiltere
tarafına geçti.
* ABD, İngiltere ve Fransa’nın yaptığı Normandiya Çıkartması sonucunda Almanya teslim oldu.
* ABD’nin Japonya’nın “Hiroşima ve Nagazaki” kentlerine atom bombası
atması sonucunda Japonya
da savaştan çekildi.
* Türkiye; savaş esnasında İngiltere ve Rusya tarafından savaşa girmesi yolunda zorlandıysa da, tarafsız kalmayı başardı.
* Almanya Bulgaristan’a girince; Almanya ile Türkiye arasında 1941’de saldırmazlık antlaşması imzalandı. Türkiye savaşın bitmesine
az bir zaman kala 1945’de
Almanya ile Japonya’ya savaş ilan etmiş
fakat savaşa fiilen girmemiştir.(Türkiye’nin
bu tutumunda BM’ye girme arzusu vardır.)
NOT: Kuzey Afrika
Savaşları Almanya ve İtalya’nın karşısında İngiltere’nin üstünlüğü ile sonuçlandı.
II. Dünya Savaşının
Sonuçları:
1-
Almanya doğu-batı
olmak üzere ikiye ayrıldı. Doğu Almanya sosyalizme kaydı.
2-
“ABD” ve “SSCB” süper güç haline geldi.
3-
Orta ve Doğu Avrupa SSCB’nin
kontrolüne girdi.
4- ABD ile SSCB arasında
“Soğuk
Savaş Dönemi” başladı.
5-
Hindistan, Pakistan, Mısır, Cezayir, Tunus ve Libya bağımsız
oldu.
6-1948’de İsrail Devleti kuruldu. 7-Sömürgecilik hız kaybetti.
8-
Çin’de komünizm yayıldı.
9- Milletler Cemiyeti, “Birleşmiş Milletler”e dönüştü.
10- Türkiye-ABD ilişkileri gelişmeye başladı.
11- Filistin bağımsızlaştı
12- NATO ve Varşova paktları kuruldu.
13- Türkiye’de çok partili hayat başladı.
14-
Yalta Konferansında dengeler
kuruldu.
15- Paris Konferansında antlaşmalar görüşüldü.
II. DÜNYA SAVAŞINDAN SONRA BARIŞI KORUMA
ÇABALARI
1- Birleşmiş Milletler Teşkilatı kuruldu.
2- NATO kuruldu.
3-
Balkan Paktı kuruldu.
4- Bağdat Paktı kuruldu.
A-BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
BM Teşkilatının Yapısı ve Özellikleri:
1- Genel Kurul: Teşkilattaki devletlerin üyeleri bu kuruldadır.
2-
Güvenlik Konseyi: 15 üyesi vardır. Bu üyelerden ABD, İngiltere, Çin, Fransa ve Rusya “veto hakkına sahiptir”.
3- Ekonomik ve Sosyal Konsey: Savaşlara sebep olabilecek sosyal
ve ekonomik faktörleri ortadan kaldırmaya çalışır.
4- Vesayet Konseyi: Kendi
kendini idare edemeyecek devletleri idare etmek için kurulan
bu birim günümüzde önemini kaybetmiştir.
5-
Milletlerarası Adalet Divanı: BM’nin
yargı organıdır.
6- Sekreterlik: Personelden oluşur.
NOT:
Türkiye de BM’nin kurucu üyelerinden biridir.
B- NATO VE ÖZELLİKLERİ
1- Brüksel merkez
olmak üzere 1948’de
kuruldu.
2-
Uluslararası barışın
korunması ve komünizme
karşı korunum amaçlandı.
3-
ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, Hollanda, Lüksemburg, Belçika, Danimarka, İzlanda,
İtalya, Norveç, Portekiz,
Yunanistan, Almanya, İspanya ve Türkiye teşkilatın üyesidir.
Açıklama: Kore Savaşına
asker göndermesi Türkiye’nin NATO’ya girmesinde etkili
oldu. (1952)
C-VARŞOVA PAKTI
Rusya’nın öncülüğünde Avrupa’nın sosyalist ülkelerinin biraraya gelmesi ile kuruldu. Komünizmin önemini kaybetmesi ile teşkilat dağıldı.
D-BALKAN PAKTI (1954)
Kuruluş Sebebi:
SSCB’nin Balkanlar’a yönelik saldırgan tutumu
Kurucu Üyeleri:
Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan
Açıklama:Yugoslavya’nın SSCB’ye yaklaşması ve Kıbrıs Meselesinden dolayı bu pakt, kurulduğu yıl dağıldı.
E-BAĞDAT PAKTI (1955)
Kuruluş Sebebi:
SSCB’nin Orta Doğuya yönelik
saldırgan tutumu
Kurucu Üyeleri:
Türkiye, Pakistan, İran ve Irak
1958’de Irak pakttan ayrılınca; paktı İngiltere dıştan
desteklemeye başladı; ki paktın bu haline CENTO denilir.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ
VE ATATÜRK İLKELERİ
1-
Uyum içinde işleyen
düşünce ve ilkelerden oluşan bir bütündür.
2- Milletin ihtiyaçlarından doğmuştur.
3- Milli bir düşünce sistemidir.
4- İlerleme ve yenileşmeye açıktır.
5-
Temelinde insanlığın binlerce
yıldır işlediği evrensel
değerler vardır.
6- Dışarıdan alınmış
bir ideoloji değildir.
7-
Doğmasının en önemli sebebi kişisel
devlet yönetiminin hiç bir kesimin
istek ve ihtiyaçlarını karşılayamamasıdır.
8- Türk İnkılabında Fransız ve Rus İhtilalinden farklı olarak; fikri ve ideolojik
hazırlık safhası yoktur.
9- Bağımsızlık ve egemenlik birlikte
yürütülmüştür.
Türk İnkılabının Evrenselliğinin Kanıtları:
1-
Tüm dünyada etkili olmuştur
2-
Sömürülen milletlere örnek
olmuştur.
3- Günümüz meseleleri için ve başka milletler için çözümler içermesi
Türk İnkılabını Osmanlı Islahatlarından Ayıran
Farklar:
1- Kapsamlı, değişimci
ve köklüdür.
2-
Sadece devleti ve kurumları değil halkı da yüceltmeyi amaçlamıştır.
3- Islahatlar tereddütlü,inkılaplar kararlıdır.
4-
İnkılaplarda dış baskı yoktur.
5- Sıra izlendi: Önce
çağdaşlaşmayı engelleyen kurumlar
kaldırıldı; sonra yenilik
yapıldı.
Açıklama: Faşizmde seçimle iş başına
gelenler yönetimden ayrılmak istemez; Bolşevizmde ise millet egemenliği ret edilip sınıf egemenliği ön palanda
tutulur.
ATATÜRK İLKELERİ
CUMHURIYETÇİLİK
1- Devletin rejim şeklidir.
2-
Halk egemenliğini esas alır
3-
Demokratiktir.
4-
Seçme ve seçilme
hakkı tüm vatandaşlara verilir.
5- Hükümet ile millet arasında
kopukluk yoktur.
6- Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif
edilemez maddesidir.
7-
Mustafa Kemal’in parti tartışmalarının dışında
tuttuğu bir ilkedir.
8- Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyetin ilanı, Halifeliğin kaldırılması Cumhuriyetçilik yolunda
yapılmış devrimlerdir.
MİLLİYETÇİLİK
1- Kurtuluş Savaşının yapılmasında ve Türk Devle-tinin kurulmasında temel ilke oldu.
2- Bu ilke fedakarlık ve dayanışmayı gerektirir.
3- Irkçılık ve ümmetçiliği ret
eder.
4-
Türkiye Cumhuriyeti’nin benimseyen ve “Türküm” diyen herkes Türk’tür.
5- Milli birlik ve beraberlik esastır.
6-
Benimsediği eşitlik ilkesi ile Faşizm ve Nazizmden ayrılır.
7-
TBMM’nin açılması, Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyet yönetiminin kurulması, Halifeliğin kaldırılması, Tevhid-i Tedrisat
Kanununun çıkarılması, Türk Harflerinin kabulü, TTK ve TDK’nın kurulması bu
ilke ile ilgilidir.
HALKÇILIK
1- Cumhuriyetçilik ve Milliyetçiliğin doğal sonucudur.
2- Halkın eşitliği
esastır.
3-
Halkın menfaatleri ön plandadır.
4-
Sınıf mücadelesi değil;
sosyal dayanışma esastır.
5- Sınıfçılık olmadığı
için Komünizmden ayrılır.
Halkçı Devrimler:
1- TBMM’nin açılması 2-Saltanatın
kaldırılması 3-Cumhuriyetin ilanı 4-Halifeliğin kaldırılması 5-Türk Medeni Kanununun kabulü 6-Aşarın
kaldırılması 7-Kılık-kıyafet devrimi 8-Soyadı Kanunu 9-Kadınlara
siyasal hakların verilmesi 10-Türk
Harflerinin kabulü
DEVLETÇİLİK
1- Devletçilik; devletin
ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda
daha hızlı bir gelişme sağlamak
amacıyla yaptığı uygulamalardır.
2-
Bu ilke halkçılığın tamamlayıcısıdır.
3-
Ekonomide planlı kalkınma
hedeflenmiştir.
4-
Karma ekonomiyi esas alan devletçilik ilkesinde özel mülkiyetin olması, devletçiliği komünizmden ayırır.
5-
Müdahalecidir; katı değildir.
6-
Zamanın şartlarına göre değişmiştir.
İNKILAPÇILIK
1-
Çağın değişen şartlarına göre değişimi ve modernleşmeyi esas alır.
2-
TBMM’nin açılması ile başlayan Türk İnkılabının devam ettiğini gösterir.
3- Durağan değildir.
LAİKLİK
1-
Din-devlet işlerinin ayrılmasını ve vicdan hürriyetini esas alır.
2-
Mustafa Kemal’in parti tartışmalarının dışında
tuttuğu ve taviz
vermediği bir ilkedir.
3- Devlet vatandaşların inanma ve inanmama
hakkını anayasa ile güvence altına
almıştır.
4- Osmanlı din devleti olmasının
gereği olarak dini müesseseleşmesine yansıttığı için Laik Türk Devleti inkılaplar döneminde bütün müesseselere müdahale etme gereği duymuştur.
5- Din egemenliği değil; millet egemenliği esastır.
6-
Hukuk birliği ve hukukun dinden
bağımsız olması esastır.
7-
Dış devletlerin azınlıkların haklarını bahane ederek Türk Devletinin iç işlerine karışmasını önlemiştir.
8- Milli birlik ve beraberlik için önemlidir.
Açıklamalar:
1-1928’de anayasadan “devletin dini İslam’dır” maddesi atıldı
2-1928’de milletvekillerinin yemin şekli bugünkü
haline getirildi.
3-1937’de 6 ilke anayasaya alındı.
4- Türk Milleti için dini dış politikada kullanma dönemi I. Dünya Savaşı
ile bitti.
5- Kurtuluş Savaşı ümmet ideolojisi yerine millet ideolojisini getirdi.
BÜTÜNLEYİCİ İLKELER
Ulusal Egemenlik: Cumhuriyetçiliği
bütünler
Milli Birlik
ve Beraberlik:Milliyetçiliği ve Halkçılığı bütünler
Milli Bağımsızlık: Dış politika ilkesidir.
Yurtta Sulh Cihanda Sulh: İç ve dış politika ilkesidir.
Sınıf mücadelesine ve dış politikada saldırganlığa karşıdır. Milliyetçilik ve Halkçılığın bir sonucudur.
Akılcılık ve Bilimsellik: Laiklik ve İnkılapçılığı bütünler
İnsan ve İnsanlık Sevgisi: İnsanları eşit görmeyi
ve sevmeyi hedefler.
Milliyetçilik ve Halkçılığı bütünler.
Çağdaşlaşmak ve Batılılaşmak: İnkılapçılığı bütünler.