5 Eylül 2024 Perşembe

85


TRT ÇOCUK KANALINDA YAYINLANAN
OKULÖNCESİ YAŞ GRUBU ÇOCUKLARINA YÖNELİK ÇİZGİ DİZİLERİN
ÇOCUK HAKLARI AÇISINDAN İNCELENMESİ

Aktı, B., The Investigation of the Preschool Children’s Cartoons which are published at the
TRT Çocuk Channel Related to Children’s Rights. Hacettepe University Institute of Health
Sciences Ms.A. Thesis in Child Development and Education, Ankara, 2014.This study aims at
analysing the preschool cartoons put forth on TRT Çocuk Channel in terms of children’s
rights. The data set of the study was composed of approximately 45 minutes of broadcasts
of 7 of 8 preschool cartoons put forth on TRT Çocuk Channel. One of the cartoons was
excluded since it did not have verbal content. The study was conducted in qualitative design.
The data was analysed by content analysis. The positive use of children’s rights were
included more than the negative use. Also respectively survival rights, developmental rights,
participation rights and protection rights were given place on cartoons.
Children’s rights, cartoons, preschool, television
vii
İÇİNDEKİLER
ONAY SAYFASI iii
TEŞEKKÜR iv
ÖZET v
ABSTRACT vii
İÇİNDEKİLER viii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ viii
ŞEKİLLER DİZİNİ ix
TABLOLAR DİZİNİ x
GRAFİKLER DİZİNİ xi
1. GİRİŞ 1
2. GENEL BİLGİLER 4
2.1. Çocuk Hakları Kavramı 4
2.2. Çocuk Haklarının Tarihsel Gelişimi 4
2.2.1. Türkiye’de Çocuk Haklarının Tarihsel Gelişimi 7
2.3. Uluslararası Sözleşmelerde Çocuk ve Çocukluk 9
2.3.1. Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi 9
2.3.2. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi 9
2.4. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 11
2.4.1. Sözleşmenin Yapısı 12
2.4.2. Çocuk Hakları Sözleşmesinde Düzenlenen Çocuk Hakları 18
2.5. Sözleşmenin Kitle İletişim Araçlarına Yüklediği Sorumluluklar 25
2.6. Televizyon ve Çocuk 26
2.7. Çizgi Film ve Çocuk 28
2.8. Kamu Hizmet Yayıncılığı ve TRT 29
2.9. TRT’de Çocuk Yayınları 30
3.YÖNTEM 32
3.1. Araştırmanın Amacı 32
3.2. Araştırmanın Evreni ve Veri Kaynağı 33
3.3. Veri Toplama İşlemi 34
3.4. Verilerin Analizi 36
viii
4. BULGULAR 40
4.1. Çocuk Haklarının Olumlu Kullanımına İlişkin Bulgular 41
4.2. Çocuk Haklarının Olumsuz Kullanımına İlişkin Bulgular 42
4.3. Çizgi Dizilerde Yaşama Hakkı Alt Kategorilerine İlişkin Bulgular 43
4.4. Çizgi Dizilerde Gelişme Hakkı Alt Kategorilerine İlişkin Bulgular 55
4.5. Çizgi Dizilerde Korunma Hakkı Alt Kategorilerine İlişkin Bulgular 64
4.6. Çizgi Dizilerde Katılım Hakkı Alt Kategorilerine İlişkin Bulgular 66
5. TARTIŞMA 73
6. SONUÇ VE ÖNERİLER 80
KAYNAKLAR 82
ix
KISALTMALAR
ÇHS Çocuk Hakları Sözleşmesi
TRT Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
M Madde
x
ŞEKİLLER
Şekil 1. Açık Kodlama Örneği 38
Şekil 2. Eksenli Kodlama Örneği 39
xi
TABLOLAR
Tablo 1. Çocuk Hakları Kontrol Listesi 35
xii
GRAFİKLER
Grafik 1 Çocuk Haklarının Olumlu Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı 41
Grafik 2 Çocuk Haklarının Olumsuz Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı 42
Grafik 3 Yaşama Hakkının Olumlu Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı 43
Grafik 4 Yaşama Hakkının Olumsuz Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı 44
Grafik 5 Gelişme Hakkının Olumlu Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı 55
Grafik 6 Gelişme Hakkının Olumsuz Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı 56
Grafik 7 Korunma Hakkının Olumlu Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı 64
Grafik 8 Katılım Hakkının Olumlu Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı 66
Grafik 9 Katılım Hakkının Olumsuz Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı 67
1
1. GİRİŞ
Çocukların, gerek doğumdan önce, gerekse doğduktan sonra bedensel ve
zihinsel yönden korunmaya ve kollanmaya olan ihtiyacı, onlar için ayrı bir takım
hakların oluşturulmasına ortam hazırlamıştır. Çocuğa özel bir ilgi gösterme
gerekliliği, 1924 tarihli, Cenevre Çocuk Hakları Bildirisinde ve 20 Kasım 1959
tarihinde Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulunca kabul edilen Çocuk Hakları
Bildirisinde belirtilmiştir. Çocuk Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Genel
Asamblesi tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilerek 2 Eylül 1990 tarihinde
yürürlüğe konulmuştur. Ülkemizde ise dönemin Cumhurbaşkanınca 14 Eylül 1990’da
imzalanan Çocuk Hakları Sözleşmesi Aralık 1994’te Meclisten geçirilerek yürürlüğe
girmiştir (1).
Sözleşmede dört temel hak bulunur. Bunlar yaşama hakları (Survival
Rights), gelişme hakları (Development Rights), korunma hakları (Protection Rights)
ve katılma hakları (Participation Rights) olarak ayrılmıştır. Yaşama hakları çocuğun
hayatta kalma, uyumak için güvenli bir yere sahip olma, yeteri kadar yiyeceği sahip
olma ve tıbbi bakım alma gibi hakları içerir. Gelişme hakları; çocuğun eğitim alma,
oyun ve dinlenme, özgürce düşünebilme, kültürleriyle ilgili kutlamalara katılabilme,
internet, televizyon, radyo, gazete, kitap ve diğer kaynaklarda dünyada neler olup
bittiğini öğrenebilme gibi haklardan oluşur. Korunma hakları ise çocuğun istismar,
işkence, sömürü, ihmal ve bütün tehlikelere karşı korunmasını gerektiren haklardır.
Katılma hakları ise çocuğun görüşlerini özgürce ifade edebilmesi ve bu görüşlerin
çocukları etkileyebilecek tüm konularda dikkate alınmasını içerir (2).
BM Çocuk Hakları Komitesi, “çocuk ve medya” konulu raporunda BM
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tanınmasında, benimsenmesinde, uygulanmasında ve
izlenmesinde medyanın merkezi bir rol oynayabileceği belirtilmiştir (3).
Teknolojik gelişmeler ve küreselleşmeden etkilenen medya, insanların
düşüncelerini geçmişe göre daha fazla etkileyebilmektedir. Bu etki, medyayı, çocuk
haklarının korunması ve geliştirilmesini destekleyebilecek önemli bir araç konumuna
getirmektedir. Ancak, günümüzde medya, uluslararası düzeyde insan haklarını
güçlendirmek yerine ticari amaçlara öncelik veren bir görüntü sergilemektedir.
2
Medyada özellikle çocukların ihmal edildiği olumsuz örneklere yer verilmesi,
medyanın çocuk haklarını görmezden geldiği düşüncesinin yerleşmesine neden
olmaktadır (4).
Medya araçlarının içerisinde özellikle çocuklar tarafından en yaygın olarak
televizyon kullanılmaktadır. Televizyon dış dünyaya açılan “ilk pencere”dir.
Uzmanlara göre çocuklar çok erken yaşlarda özellikle okula başlamadan önce
televizyon izlemeye başlamaktadırlar (5). Çocuğun öğrenmeye en açık olduğu erken
çocukluk döneminde pek çok bilgiyi, beceriyi, tutum ve davranışı medya, özellikle
de televizyon aracılığıyla öğrenmesi olasıdır. Çocukların televizyonda izledikleri
programların içeriği de bu kapsamda oldukça önem taşımaktadır (6).
Türkiye’de televizyon yayıncılığının tarihine bakıldığında; bu konuda ilk
adımlar 1953 yılında İstanbul Üniversitesi’nde deneme yayınları ile atılmıştır. İlk
kapalı devre yayını ise TRT’de 1966 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu yayın içeriğinde
çocuklar için bir bölüm ve masallar da yer almıştır. İlk televizyon yayını 30 Ocak 1968
tarihinde yayınlanmıştır ve bu ilk yayın içeriğinde “Kötü Adam ve İnatçı Çiçek” adlı
bir çizgi film de yer almıştır (7). 1972 yılında çocuk televizyonculuğunda önemli bir
adım atılmış ve yerli yapımlar başlamıştır. 1981 yılının önemli gelişmesi TRT’ nin
uluslararası çocuk program kanallarıyla işbirliği yapmasıdır; Susam Sokağı buna iyi
bir örnektir. Uydu yayınları, 1986 yılından sonra Türkiye’de yaygın biçimde
izlenmeye başlanmıştır. 1989 yılından sonra ise özel televizyon yayıncılığı TRT’ye bir
seçenek olmuş ve halk bu kanalları severek kabullenmiştir (7). 1989 yılında ilk özel
televizyon çalışması hayata geçirilmiş ve 7 Mayıs 1990 tarihinde yayın hayatına
başlamıştır. Böylelikle bu tarihten itibaren özel televizyon yayını yapan kuruluşların
sayısı da artmıştır (8). Çocuk programları da çok kanallı televizyon ortamında nitelik
değiştirmeye başlamıştır. Çizgi filmler çocuk programlarıyla özdeş hale gelmiştir (7).
Çocukların televizyonda izlemesi gereken çocuk programları, gelişim
özellikleri gözönünde bulundurularak çocuklara olumlu değerler kazandıran ve
televizyonun zararlı etkilerinden koruyarak çocukları eğlendiren programlardır (9).
Bu kapsamda, televizyonun çocuklar üzerindeki etkisi de göz önünde
bulundurulduğunda, çocuklar için hazırlanan programların onlara en iyi şekilde yarar
sağlayacak özelliklerde hazırlanması gerekmektedir. Alanda yapılan araştırmalara
3
bakıldığında, eğitsel içerikli programların çocuk gelişimine olumlu etkisi olduğu
sonucu ortaya çıkmaktadır (10). Montessori, üç yaşından altı yaşına kadar olan
dönemin, çocuğun herhangi bir karakter bozukluğunun düzeltilebilmesi açısından
önemli olduğunu düşünür. Ona göre, bu dönemdeki çocuğun, karakterinin
gelişmesine yapıcı faaliyetler aracılığıyla yardım edilebilir (11).
Okulöncesi dönem gelişimsel açıdan kritik dönemleri içeren bir süreçtir.
Çocukların kişiliklerinin oluşmaya başladığı ve kazanacakları değerler için temellerin
atıldığı bu sürecin bazı haklara sahip oldukları bilincinin oluşturulması için de kritik
dönem olduğu düşünülmektedir. Çocuklara bu kavramın kazandırılması için
okulöncesi eğitim ortamları, aile eğitimi programları, medya gibi araçlar
kullanılabilir. Tüm bu araçların içinde medya ve özellikle televizyon daha geniş
kitlelere ulaştığı için farklı bir konuma sahiptir. Televizyon programları içerisinde ise
çizgi dizilerin çocuklara daha fazla hitap ettiği düşünüldüğünde içerikleri ve
verdikleri mesajlar çocuk haklarının kazanılması açısından büyük önem taşımaktadır.
Bu doğrultuda çocuk hakları açısından çizgi dizilerin ne gibi mesajlar içerdiğinin
incelenmesi önem taşımaktadır.
Bu çalışmada TRT Çocuk kanalında okulöncesi dönem çocukları için
yayınlanan çizgi dizilerin çocuk hakları açısından durumunu saptamak ve
yorumlamak amaçlanmıştır. Araştırmanın veri kaynağı olarak TRT Çocuk kanalının
seçilmesinin nedeni hem ulusal kanal olma niteliği taşıması hem de genel yayın planı
içerisinde işlenecek konularda çocuk haklarının bulunmasıdır. TRT Çocuk kanalında
okulöncesi döneme yönelik çizgi dizilerin seçilmesinin nedeni 3‐6 yaşın karakter
gelişiminde kritik dönem olarak adlandırılmasıdır.
4
2. GENEL BİLGİLER
2.1 Çocuk Hakları Kavramı
Hukuk ve hak arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Hak, en basit deyimiyle
bir şeyi yapma veya başkalarından bir şeyi yapmalarını, belirli bir şekilde
davranmalarını isteme yetkisidir. Bu yetkiyi güvence altına alan ise hukuktur.
Özdemir ve Ruhi (2012) çocuk haklarını, çocuk hukukunu ilgilendiren kurallar
tarafından düzenlenmiş, yargı organlarınca gerçekleştirilen koruma yollarına
kavuşturulmuş haklar olarak tanımlamaktadır. Bu haklar, çocuğun bedensel,
zihinsel, duygusal, sosyal, ahlâkî ve ekonomik bakımlardan korunmasını ve
gelişmesini sağlarlar (12).
Çocuk haklarını koruyan hukuk kuralları, çocuğun değerini korumanın
araçlarıdır. Bu haklar ve bunları koruyan kurallar aracılığı ile çocuk, güçsüzlüğü ve
özel gereksinimleri dikkate alınarak korunur, kollanır ve yaşamının en güzel fakat en
kırılgan kesitini oluşturan çocukluk dönemini gereği gibi yaşama olanağına
kavuşturulur (12). Nasıl bir çocukluk yaşanırsa, öyle bir büyüklük yaşanır ve öyle
çocuk yetiştirilir. Bu nedenle çocuk haklarını kökleştirme, bir toplumun demokratik
kültürüne ve geleceğine ilişkin en yararlı yatırım, en verimli katkı sayılabilir (13).
2.2.Çocuk Haklarının Tarihsel Gelişimi
Çocuk, eski devirlerden beri toplumların ilgilendiği bir varlıktır. Ancak, bu
ilginin niteliği, kapsamı ve biçimi tarihsel gelişimde farklılıklar göstermektedir. Bu
farklılıklar, toplumların sosyal, kültürel gelişmesine, örgütlenmesine ve toplum
içindeki egemenlik koşullarına bağlı bulunmaktadır (14).
İlk çağlarda, özellikle devletlerin ortaya çıkmasına kadar olan devrede
çocukların korunmasının aileye ait bir görev olduğu kabul edilmiştir. Devletlerin
kurulmasında sonra çocukların korunmasıyla ilgili konularla toplumsal kurumlar ve
devlet ilgilenmeye başlamıştır (15).
Serozan (2005), çocuk haklarının tarihçesi, çocuğun üzerinde serbestçe
tasarruf edilebilir, devir ve terk edilebilir, hatta öldürülebilir bir “nesne” olmaktan
5
çıkarılıp, haklara ehil, kişilik sahibi bir “özneye” dönüştürülebilmesinin bir serüveni
olarak özetler. Çocuklara yönelik haklar toplumların maddi, ekonomik ve üretim
yaşamındaki değişikliklere göre değişmiştir (13).
Çelik’in (2005) aktarımına göre, Hristiyanlığın doğuşuyla birlikte batıda
acıma duygusu ve düşkünlere yardım etme fikri yayılmaya başlayınca, insanların
çocuklar üzerindeki insanlık dışı tutumları yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı.
Çocukların da toplumun bir ferdi olarak kabul edilmesi yönünde düşünceler gelişti.
Bu bağlamda Rousseau; çocuğu vahşi bir çiçek olarak değerlendiriyordu. Locke;
çocuğu geleceğin yurttaşı, büyük olasılıkla iş adamı olarak görüyordu. Dewey de
felsefi çerçevede, çocuğun ruhsal gereksinmelerinin, gelecek açısından değil, “şimdi
ne olduğu” açısından ele alınması gerektiğini vurguluyordu. 18. yüzyılın sonlarında
İsviçreli eğitimci Pestalozzi, fakir çocukların sefaleti ve eğitimsizlikleri sorununa
değinmiş; çocukların aile içinde ana babaları tarafından, ana babası olmayan
çocukların da koruyucu aileler tarafından eğitilmelerinin önemi üzerinde durmuştur
(16).
Devlet, kendi çıkarları doğrultusunda aileyi denetlemeye başlayınca,
toplumsal ilgi çocuğun korunması yönünde yoğunlaşmıştır. Çocuğun korunması
yönündeki toplumsal ilgi önceleri dinsel etkiler altında ve dinsel nitelikteki kuruluşlar
aracılığı ile olmuştur. Bu ilginin dini etkenler dışında toplum çerçevesinde
kurumsallaşması 19. yüzyılda başlamıştır.
Bu gelişme içinde aile reisinin çocuk üzerindeki sınırsız egemenliği giderek
çocuğa karşı bakım ve koruma yükümlülüğüne dönüşmüştür. Devlet, zamanla bu
yükümlülüğün yerine getirilmesi konusunda aktif bir denetim yürütmeye
başlamıştır. Böylece, çocuk sorununu konu alan yasal düzenlemelerde çocuğun
yararları, söz konusu olabilecek bütün diğer yararları geriye iterek başlı başına önem
kazanmıştır. Ancak, 20. yy ilk yarısında gerçekleşen iki dünya savaşının ve onları
izleyen çeşitli toplumsal olayların çoğalmasıyla artan, kimsesiz, yoksul, evlilik dışı vb.
çocuklar ve bunların sorunları, çocuk hakları ve bu hakları konu alan çocuk
hukukunun gelişimini hızlandırmıştır (14).
6
Kükürtçü’nün (2011) aktarımına göre; Çocukların korunmasına yönelik
dünyadaki gelişmeler ve dünyada çocuk haklarının gelişimi için önemli olan bazı
olaylar aşağıda verilmiştir.
 26 Eylül 1924 ‐ Birleşmiş Milletler Cemiyeti Genel Kurulunca Cenevre'de
kabul edilen 5 maddelik Çocuk Hakları Bildirgesinde; çocukların fiziksel ve
ruhsal olarak gelişebilecekleri ortamlarda bulundurulmaları, beslenme, sağlık
hizmetlerinden yararlandırılmaları, himaye edilmeleri, felaket zamanında en
önce çocuklara yârdim edilmesi, her türlü istismardan korunmaları
benimsenmiştir.
 1945 ‐ Birleşmiş Milletler ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardim Fonu'nun
(UNICEF) kurulması,
 1948 ‐ İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde çocuklara özel önem verilmesi,
 20 Kasım 1959 ‐ Çocuk Hakları Bildirgesi'nin Birleşmiş Milletlerce kabul
edilmesi,
 1979 ‐ Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu, çocuk haklarına yasal
zorunluluk kazandırmak amacıyla Uluslararası Çocuk Yılı hazırlık çalışmaları
sırasında başkanlığını Polonya'dan Adam Lopatha'nin yürüttüğü Çocuk
Hakları Sözleşmesi’nin taslağının hazırlanmaya başlanması, çocuk hakları için
önemli mihenk taşlarını oluşturmuştur.
 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kabul edilen
Çocuk Hakları Sözleşmesi, 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
 İstihdamda asgari yaşla ilgili 138 Sayılı ILO Sözleşmesi; Uluslararası Çalışma
Örgütü'nün 26 Haziran 1973 tarihli Genel Konferansında kabul edilmiştir.
Asgari yas, zorunlu okul eğitiminin tamamlandığı yastan aşağı ve her koşulda
15 yastan aşağı olmayacaktır.
 Çocuk Suçluluğunun Önlenmesine İlişkin Birleşmiş Milletler Yönlendirici
İlkeleri (Riyad İlkeleri)
 Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinmeye İlişkin İşbirliği
Hakkındaki Lahey Sözleşmesi; 29 Mayıs 1993'te Lahey Uluslararası Özel
Hukuk Konferansında Kabul edilmiştir. Bu Sözleşmenin temel amacı;
çocukların fuhşa zorlanmalarının, satılmalarının önlenmesini sağlayacak
7
işbirliği sisteminin oluşturulması, ülkelerarası evlat edinmeye İlişkin
koşulların ve kuralların belirlenmesidir.
 Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Çocukların Satılması, Çocuk Fuhşu ve
Pornografisi Konusundaki İsteğe Bağlı Protokol; Birleşmiş Milletler Genel
Kurulunun 25 Mayıs 2000 tarih ve 54/263 sayılı kararı ile kabul ve ilan
edilmiştir (17).
2.2.1.Türkiye’de Çocuk Haklarının Tarihsel Gelişimi
26 Eylül 1924’de kabul edilen Çocuk Hakları Cenevre Sözleşmesi, "Gazi
Mustafa Kemal" tarafından 1931 yılında imzalanmış ve böylece Türkiye tarafından
da benimsenmiştir. Bildirge'nin imzalanmasını takiben 1935 yılında Çocuk Esirgeme
Kurumu kurulmuştur.
Türkiye'nin katıldığı çocukların korunmasına ilişkin ilk uluslararası çalışmalar
1936 yılı I. Balkan ve 1938 yılı II. Balkan Kongreleridir. Bu Kongreler, uluslararası
alanda çocuk hakları konusundaki çalışmalara öncülük etmiştir. Bu kongrelerde
normal ve sağlam çocukların korunması, çocukların tıbbî korunması ve iş yaşı
bölümlerine ayrılarak çalışmalar yapılmıştır. Balkan kongreleri, çocukların
korunmasına ilişkin olarak Türkiye’nin katıldığı ilk çalışmalardan birisidir. Kongreler
sadece Balkan ülkeleri ile sınırlı olmasına rağmen diğer çalışmalara öncülük etmesi
açısından önem taşımaktadır (15,18).
Türkiye 1979 yılından itibaren dünyada ilk ve tek Çocuk Bayramı olarak
kutlanan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını, dünya çocuk bayramı
olarak kabul etmiş ve bütün dünya çocuklarıyla birlikte görkemli bir şekilde
kutlanmaya başlamıştır (18).
Türkiye, Sözleşmeyi 14 Eylül 1990’da imzalamış, 9 Aralık 1994’te 17, 29, 30.
Maddelerine çekince koyarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde onaylamıştır.
Sözleşme 27 Ocak 1995 tarih ve 22184 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır (19).
Türkiye, Sözleşme gereği olarak, çocuklara tanınan hakları gerçekleştirmek
için aldığı önlemleri ve hakların yaşama geçirilmesi konusunda kaydedilen ilerleme
raporlarını, Sözleşme’nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde, daha sonra
8
beş yılda bir komiteye sunmakta ve Komite'nin tavsiye kararları doğrultusunda
uygulamalar yapmaktadır (17,18).
9
2.3.Uluslararası Sözleşmelerde Çocuk ve Çocukluk
2.3.1. Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi
1. Dünya Savaşından sonra devletlerarası anlaşmazlıkları çözme amacıyla
1919’da Versailles anlaşmasıyla Milletler Cemiyeti kuruldu. Bu gelişmeyle birlikte
çocuk haklarının insan haklarından ayrı olduğu fikri ortaya çıktı. Bu düşüncenin
etkisiyle 26 Eylül 1924’te Milletler Cemiyeti Genel Kurulu tarafından Çocuk Hakları
Cenevre Bildirgesi kabul edildi. Bildirgede çocukların korunmasına yönelik aşağıda
belirtilen haklar üzerinde durulmuştur.
“Umum Milletlerin erkek ve kadınları insanlığın haiz olduğu en mutena şeyi
Çocuğa vermeye mecbur bulunduğunu, ırki, milli ve dini her türlü telkinler haricinde
bir vazife olmak üzere kabul ettikleri Cenevre Beyannamesi ismi verilen bu Çocuk
Hakları Beyannamesi ile tasdik ederler;
1. Çocuk, bedensel ve ruhsal olarak doğal bir biçimde yetişmeye elverişli
koşullar içinde bulundurulmalıdır.
2. Acıkan çocuk beslenmelidir, hasta çocuk tedavi edilmelidir, fikren geri kalan
çocuk yüreklendirilmelidir, yoldan çıkmış çocuk doğru yola getirilmelidir, terk
edilmiş çocuk himaye altına alınmalı ve yardım görmelidir.
3. Çocuk hayatını kazanabilecek bir hale getirilmelidir ve her türlü sömürüye
karşı korunmalıdır.
4. Çocuk felaket zamanında en evvel yardım görmelidir.
5. Çocuk en özenilmiş yeteneklerinin, kardeşlerinin hizmetine özgülenmesi
duyguları ile büyütülmelidir” (20,21).
2.3.2. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi
1950’de kurulan Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi Sosyal
Komisyonu tarafından Çocuk Hakları Bildirgesinin ön taslağı hazırlandı. Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu’nun Sosyal, Hümaniter ve Kültürel Komitesi 19 Ekim 1959’da
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda oy birliği ile kabul edilerek yürürlüğe girdi.
Bağlayıcı niteliği olmayan bildirge metni aşağıdaki gibidir:
10
“ Genel Kurul, Çocuğun mutlu bir çocukluk geçirmesi ve kendisinin ve
toplumun iyiliği için burada öne sürülen hak ve özgürlüklerden yararlanması
amacıyla bu Bildirgeyi ilan eder ve ana ve babaları, kadın‐erkek herkesi, gönüllü
örgütleri, yerel makamları ve Hükümetleri bu hakları tanımaya ve aşağıdaki ilkeler
uyarınca giderek alınacak yasal ve başka önlemlerle bu hakları gözetmeye çağırır.
İlke 1
Çocuk, bu Bildirgede öne sürülen haklardan yararlanır. Her çocuk, kendisinin
ya da ailesinin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka bir görüş, ulusal ya da
toplumsal köken, mülkiyet, doğuş ve başka bir statü bakımından herhangi bir ayrım
yapılmaksızın bu haklara sahiptir.
İlke 2
Çocuk, özel olarak korunur, yasalar ve başka yollarla sağlıklı ve normal
biçimde, özgürlük ve saygınlık koşullarında bedensel, zihinsel, ahlaki, manevi ve
toplumsal olarak gelişmesine olanak sağlayacak fırsat ve kolaylıklardan yararlanır.
Bu amaçla çıkarılacak yasalarda, çocuğun çıkarları önde gelir.
İlke 3
Çocuğun doğuştan başlayarak bir isme ve vatandaşlığa hakkı vardır.
İlke 4
Çocuk toplumsal güvenlik olanaklarından yararlanır. Sağlık içinde gelişme ve
yetişme hakkı vardır. Bu amaçla kendisine ve annesine özel bakım ve korunma
olanakları sağlanır. Bu olanaklar doğum öncesi ve doğum sonrası bakımı da içerir.
Çocuğun, yeterli beslenme, barınma, eğlenme ve sağlık hizmetlerine hakkı vardır.
İlke 5
Bedensel, zihinsel ve toplumsal bakımdan özürlü çocuğa özel durumunun
gerektirdiği gibi davranılır ve özel eğitim ve bakım sağlanır.
İlke 6
Çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu gelişmesi için sevgi ve anlayışa gereksinimi
vardır. Ana‐babanın bakım ve sorumluluğu altında ve her durumda yakınlık, maddi
ve manevi güvenlik ortamında elden geldiğince yetiştirilir. Ailesiz ve yeterli destekten
yoksun çocuklara özel bakım sağlamak, toplum ve kamu makamlarının ödevidir. Çok
11
çocuklu aile çocuklarının korunması amacıyla devletçe ve başka kaynaklardan
yardım sağlanır.
İlke 7
Çocuğun, en azından ilköğretim aşamasında ücretsiz ve zorunlu bir eğitim
almaya hakkı vardır. Çocuğa, genel kültürünü geliştirmeye yarayacak ve eşitlik
temeli üzerinde yeteneklerini, yargı gücünü, manevi ve toplumsal sorumluluk
duygusunu geliştirmesine ve yararlı bir toplum üyesi olmasına olanak sağlayacak bir
eğitim verilir.
Çocuğun eğitiminden ve rehberliğinden sorumlu olanlar için yol gösterici ilke,
çocuğun çıkarlarıdır. Bu sorumluluk her şeyden önce ana babasınındır.
Çocuk, eğitimle aynı amaçlara yönelik oyun ve eğlenme konusunda tüm
olanaklarla donatılır; toplum ve kamu makamları çocuğun bu haktan yararlanma
olanaklarını artırmaya çaba gösterir.
İlke 8
Çocuk her durumda korunma ve yardımdan ilk yararlanacaklar arasındadır.
İlke 9
Çocuk, her türlü ihmal, zulüm ve sömürüye karşı korunur. Çocuk, her ne
biçimde olursa olsun alım‐satım konusu olamaz.
Çocuğun, uygun bir yaş sınırına ulaşmadan önce çalışmasına izin verilmez;
hiçbir durumda sağlık ve eğitimine zarar verecek ve bedensel, zihinsel ya da ruhsal
gelişmesine engel olacak bir işte çalışmasına yol açılıp izin verilemez.
İlke 10
Çocuk ırk, din ve başka herhangi bir ayrımcılığı besleyen uygulamalardan
korunur. Anlayış, hoşgörü ve halklar arasında dostluk, barış ve evrensel kardeşlik
ruhuyla, güç ve yetkilerini insanlığın hizmetine sunması gerektiği bilinciyle
yetiştirilir.”(20).
2.4. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin kökenleri 1924 Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi
ile 1959 Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi’ne dayanır. Ancak, Birleşmiş
Milletlerin bu Bildirgeyi benimsemesinin üzerinden geçen 30 yılda bazı anlayışlar
12
değişmiş, yeni fikirler ortaya çıkmıştır. Çocuk hakları kavramı kapsam olarak
genişlemiştir. Bildirgeler, devletler tarafından kabul edilen fakat uyulmadığı takdirde
bağlayıcılığı ve yaptırımı bulunmayan ilan edilmiş genel ilkelerdir. Oysa sözleşme,
kendisine taraf olan devletleri bağlayan bir yasa niteliğindedir. Sözleşmeyi
onaylayan devletler, buradaki hüküm ve yükümlülüklere uymak zorundadırlar (22).
Polonya otoriteleri Uluslararası Çocuk Yılı olan 1979’da bir çocuk hakları
sözleşmesi hazırlanması önerisinde bulunmuşlardır. Bu girişim çocuklar için insan
hakları standartlarının daha açık, seçik ve uyumlu bir biçimde tanımlanması, mevcut
yasa maddelerinde bulunan boşlukların doldurulması ve derinlemesine yeniden
gözden geçirilerek sonuçlarının tek bir bağlayıcı “milletlerarası düzenleme” içinde
saptanması yönünde bir fırsat ve istek yaratmıştır (15).
Birleşmiş Milletler genel kurulu, bu olaylar ve gerekçeler doğrultusunda
Polonya’nın yaptığı öneriyi dikkate alarak, yine Polonya tarafından hazırlanan ilk
taslağı incelemek üzere 1979 yılında, 43 üye devlet temsilcilerinden oluşan bir
“Çalışma Grubu” oluşturmuştur.
Çalışma Grubu, bir hafta süreyle toplanarak “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”
tasarısını hazırlamıştır. Hazırlanan tasarı, BM Ekonomik ve sosyal Konsey’e
gönderilmiş, burada yapılması gereken işlemler tamamlandıktan sonra, Konsey,
sözleşme taslağını BM Genel Kurulu’na sunmuştur. BM Genel Kurulu, Sözleşme
metnini, Çocuk Hakları Bildirgesi’nin 30. Yıldönümü olan 20 Kasım 1989 tarihinde
oybirliği ile kabul ederek, 26 Ocak 1990’da imzaya açmıştır. Sözleşme imzaya açılan
ilk gününde 61 devlet tarafından imzalanmıştır.
Türkiye 29‐30 Eylül 1990 tarihleri arasında Birleşmiş Milletler Genel
Merkezinde toplanan “Çocuklar İçin Dünya Zirvesi’nde sözleşmeyi imzalanmıştır
(22). 9 Aralık 1994’te TBMM tarafından kabul edildi. 27 Ocak 1995 tarihli ve 22184
sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe girdi (20).
2.4.1. Sözleşmenin Yapısı
Sözleşmenin birinci kısmında çocuğun tanımı, çocuk hakları ve Taraf
Devletlerin sorumlulukları; ikinci kısmında çocuk haklarının yaygın kullanımı için
13
Taraf devletlerin yükümlülükleri; üçüncü kısmında yürürlük hükümleri
düzenlenmiştir (20).
Sözleşme’de yer alan çocuk haklarını yaşama, gelişme, korunma ve katılma
hakları olmak üzere dört ana grupta toplanmıştır.
1‐Yaşama Hakkı: Çocuğun yaşama ve uygun yaşam standartlarına sahip olma,
tıbbi bakım, beslenme, barınma gibi temel gereksinimlerinin karşılanmasına ilişkin
hakları içerirler.
2‐ Gelişim Hakkı: Çocuğun yeteneklerinin en üst düzeyde
gerçekleştirebilmesi için gerekli olan eğitim hakkı, oyun ve dinlenme‐eğlenme hakkı,
bilgi edinme hakkı, din, vicdan ve düşünce özgürlüğü, bilgi alma hakkı gibi haklardan
oluşurlar.
3‐Korunma Hakkı: Çocuğun her türlü ihmal, istismar ve sömürüye karşı
korunmasını sağlayan haklardır. Bunlar yargı sisteminde, silahlı çatışmada, çalışma
yaşamında; fiziksel, duygusal, cinsel istismar, madde bağımlılığı ve sığınmacı
(mülteci) çocuklar için özel bakıma ilişkin konularda çocukların korunmasını sağlayan
haklardır.
4‐Katılım Hakkı: Çocuğun ailede ve toplumda etkinlik kazanmasını sağlamaya
yönelik haklardır. Bu haklar, görüşlerini açıklama ve kendisini ilgilendiren konularda
karara katılma, düşünce, düşüncelerini ifade etme, vicdan ve din özgürlüğü, dernek
kurma ve toplanma haklarıdır (23).
Sözleşmede çocuk hakları ve çocukların korunması açısından önem taşıyan
temel ilkeler (m. 2, 3, 6 ve 12) de bir bütündür ve çocuk haklarının düzenlenmesi,
uygulanmasında göz önünde bulundurulmalıdırlar. Temel ilkeler aşağıda
açıklanmıştır (12).
Ayrım yasağı ilkesi (m.2)
Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre “Taraf Devletler, bu Sözleşme’de yazılı olan
hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, ana–babalarının
veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka
düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler
nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler.” (unicef)
14
Erdoğan’a (2011) göre; ayrım gözetmeme ilkesi, her çocuğun diğer
çocuklarla eşit muamele görmesini, yetişkinlere tanınan hakların elverdiği ölçüde
çocuklara da tanınmasını, ne ceza, ne mükafat olarak ayrımcılık yapılmamasını,
çocuk ceza adaletinde adil yargılanmasını sağlar (20).
Ayrımcılığına neden olan etmenleri incelendiğinde; yoksulluğun ayrımcılıkla
ilişkisi olduğu görülmektedir. Yoksulluk ve ayrımcılık arasında bir kısır döngü vardır.
Yoksul ailelerin çocukları, giyim – kuşam, okul harçlığı gibi günlük yaşantıya konu
basit olaylarda bile kendilerini geri planda hissettiklerinden genelde özgüvenleri de
düşüktür.
Ayrımcılık yapılan alanlardan biri de, çocukların cinsiyeti üzerinedir. Cinsiyet
ayrımcılığı çoğu durumda, aile içindeki geleneksel rol dağılımından kaynaklandığı
düşünülmektedir. Kız çocukları genellikle ev işleriyle ilgilenmekte ve küçük
kardeşlerine bakmaktadır. Bu durum kız çocuklarının eğitim imkanlarından
yararlanmalarını ve sosyal yaşama katılımlarını engellemektedir. Geçmiş dönemlere
bakıldığında da ataerkil yapıdan kaynaklanan erkek çocuk tercihi genellikle kız
çocuklara daha az yiyecek verilmesi, sağlık hizmetlerinden daha az yararlanması ve
ihmale uğraması biçiminde görülmektedir (24) .
Yapılan araştırmalarda, Yurtsever (2009) anne ve babaların çocukların
haklarına karşı cinsiyete bağlı olarak farklı tutumlar benimseyebildiklerini, özellikle
kız çocuğu sahibi olan anne ve babaların “Bakım ve Korunma”dan yana tutum
sergilediklerine işaret etmektedir. Yurtsever (2009) bu sonucun çocuk hakları temel
ilkeleri göz önüne alındığında ayrımcılığın önlenmesi ilkesi ile ters düştüğünü ifade
etmektedir (18).
Ayrımcılık yapılan alanlardan biri, başka ülke vatandaşlarının veya azınlık
gruplarının çocuklarına uygulanan yasal düşük statüdür.
Çocuk ve ailesinin yaşam tarzına dair tercihleriyle ilgili de ayrımcılık
yapılmaktadır. Hâlbuki ayrım gözetmeme ilkesi, çocuk ve ailesinin bireysel
tercihlerinin saygı görmesi ve desteklenmesini gerektirir.
Sosyal statü; cinsiyet, mali durum, vatandaşlık durumu, eğitim durumu,
doğum kaydı, doğum yeri ve yerleşim yeri, dini, etnik kökeni, siyasi ve sosyal
düşünce gibi etmenlerle oluşur bazıları doğumla, bazıları sonradan kazanılır. Sosyal
15
statünün kazanılmasında aile faktörü önde gelir. Devlet, çocuğun elinde olmaksızın
yakalandığı bir şanssızlığı, hiç olmazsa en aza indirmek ve katlanılabilir hale getirmek
yükümlülüğü altındadır (20).
Yurtsever (2009) yaptığı çalışmasında, anne ve babaların çocukların
haklarına yönelik tutumlarında; sosyoekonomik düzeyi belirleyen bazı kriterlere
göre (eğitim durumu, aile geliri, yaşanılan evin kime ait olduğu, çocuğun devam
ettiği okul türü) farklılıklar gösterdiğini belirtmektedir.
Akyüz’e (2001) göre; gerek ayrımcılık yasağının yer aldığı 2. maddenin dili,
gerekse Çocuk Hakları Komitesi’nin bu maddeye ilişkin yorumları, taraf devletlerin
ayrımcılığı önleme yükümlülüklerinin aktif bir yükümlülük olduğunu
vurgulamaktadır. Başka bir ifade ile, bu yükümlülük, hakların uygulamaya
geçirilmesine ilişkin başka alanlarda olduğu gibi, inceleme, plânlama, yasa çıkarma,
izleme, bilinç ve duyarlılık geliştirme, eğitim ve bilgilendirme, eşitsizlikleri azaltmaya
yönelik önlemlerin izlenmesini de içeren bir dizi etkinliği kapsar (25).
Çocuğun yüksek yararının gözetilmesi ilkesi (m.3)
Çocuk Hakları Sözleşmesi madde 3’e “Kamusal ya da özel sosyal yardım
kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan
ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir.”
(unicef)
Çocuğun yararının üstün tutulması ilkesi, çocuğun menfaatlerinin toplumsal
veya bireysel başka menfaatlerle çatışması durumunda, çocuğun menfaatine öncelik
tanınmasını ifade eder (20).
“Yüksek yarar” ilkesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşme
’sinin felsefesinin önemli bir yapı taşıdır. Bu kavram ÇHS’de hem genel bir ilke
olarak hem de tüm sözleşme için geçerli bir şemsiye hak olarak ele
alınmaktadır. Bu ilkenin eksiksiz bir şekilde hayata geçirilmesiyle çocukların
statüsünde de gözle görülür bir ilerleme kaydedilecektir. Bu ilke, çocukları
ilgilendiren ya da etkileyen tüm durumlarda karar alıcılar için yol gösterici
olmalıdır.
16
Çocuğun yüksek yararı sadece idari ya da cezai süreçlerde değil çocuğu
ilgilendiren tüm süreçlerde dikkate alınması gereken bir ilkedir. Bu süreçler şu
şekilde özetlenebilir:
 Yasa yapımından politika geliştirilmesine çocuğu ilgilendiren tüm kararlarda
çocuğun haklarının koruması (bağımsız izleme mekanizması, tüm ilgili yasalar
yapılırken çocuklara danışılması, çocuklarla ilgili tüm konularda bütçesi ve
gelişimin izlenmesi için zaman çizelgesini de içeren bütüncül politika(lar)
hazırlanması, “yetkili makamların” çocuklarla ilgili bütün kurumlar, hizmetler
ve tesisler için standartlar oluşturmasını ve Devlet’in de bu standartlara
uygunluğu sağlaması, vb),
 Çocuğun insanlık onurunu zedelemeyecek uygulamalar geliştirilmesi (ev de
dahil tüm ortamlarda şiddet yasağı, sosyal güvence, barınak, içecek su,
yeterli besleyici yiyecek, ayrı bir ceza adaleti yönetimi, suç mağduru
olduğunda acil ve uzun dönemli rehabilitasyon ve yeniden topluma
entegrasyon hizmeti sağlama, çocuk emeğin saygı ve sömürüden koruma,
vb),
 Çocuğun temel fiziksel, ruhsal, sosyal gelişimsel ihtiyaçlarının karşılanması
(ev de dahil tüm ortamlarda şiddet yasağı, sosyal güvence, barınak, içecek
su, yeterli besleyici yiyecek vb) ,
 Gelişen kapasiteleri doğrultusunda çocukların haklarını kullanmaları (şikâyet
mekanizmalarına ulaşım, dava açabilme, okul ve ders secimi, okul
yönetimine katılım, yerel yönetimlere katılım, kıyafetlerini seçme, evde ve
yasadığı diğer ortamlarda sorumluluklar alma, dinini seçme, vb)
 Çocukların kendilerini ilgilendiren tüm kararlarda görüşlerini ifade etmesi ve
görüşlerinin dikkate alınması (ifade özgürlüğü, okul ve ders seçimi, okul
yönetimine katılım, yerel yönetimlere katilim, vb) (26).
Yaşama ve gelişme hakkı ilkesi (m.6)
Çocuk Hakları Sözleşmesi madde 6 “(1)Taraf Devletler, her çocuğun temel
yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler. (2)Taraf Devletler, çocuğun hayatta
17
kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler.” ile çocukların
yaşama ve gelişme haklarını güvence altına almıştır.
Yaşama hakkı, kişinin fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü koruyabilmesi ve
varlığının çeşitli etkilerle bozulmasına engel olabilmesi hakkıdır. Bu tanıma göre,
yaşama hakkı başlıca iki öğeden oluşmaktadır: Bunlardan birincisi, insanın bedeni
içinde her türlü dış korkudan uzak olarak yaşayabilmesi hakkıdır. Yaşarken bireyin
beden bütünlüğüne dokunulamaz. Çünkü çocuğun yaşamasını sağlamanın en önemli
koşullarından biri de, yaşamın maddî ve manevî bir acıya maruz kalmadan
sürdürülmesidir. Kişinin bedenine karşı her türlü tecavüz bütün hukuk sistemlerinde
suç sayılmıştır. Kişinin bir başkasına hangi sıfat ve amaçla olursa olsun maddi ve
manevi işkence etmesi İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (m. 5) ve Çocuk Hakları
Sözleşmesi ile yasaklanmıştır (ÇHS, m. 19, 35, 36, 37). Bu temel yasak ilgili bütün
uluslararası belgelere alındığı gibi bütün iç hukukların da tartışılmaz ilkesi haline
gelmiştir.
Çocuğun onur ve saygınlığının korunması da, en önemli haklarından biridir.
Herkesin olduğu gibi çocuğun da içinde yaşadığı toplumda ve ilişkiler kurduğu
çevrelerde (aile, okul vb.) kişisel bir onuru, şerefi ve saygınlığı vardır. Çocuğun onur
ve saygınlığı bu tür haklarını zedeleyecek davranışlarla ihlal edilmiş olabilir.
Öğretmenin ya da ana‐babanın çocuğu başkaları yanında küçük düşürmesi, yanlış
tanıtması, gülünç ve zor duruma sokması gibi. Çocuk Hakları Sözleşmesi, hiçbir
çocuğun insanlık dışı, aşağılayıcı muameleye ve cezaya tabi tutulamayacağını (m.
38); okul disiplininin çocuğun insan olarak taşıdığı saygınlıkla bağdaşır biçimde
yürütülmesini (m. 28); çocukların ana‐babalarının ya da başkalarının bakımında iken
bedensel ve zihinsel şiddetin her türünden korunmalarını (m. 19) öngören
hükümleri ile çocuğun bedensel‐ruhsal bütünlüğünü, onur ve saygınlığını korumak
istemiştir.
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 6. maddesi ikinci fıkrasında, temel yaşama
hakkının ötesine geçilerek, devletlerden çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için
"mümkün olan azami çabayı göstermeleri", istenmektedir. "Gelişme" kavramı
yalnızca çocuğun yetişkinlik dönemine hazırlanmasıyla ilgili değildir. Bu, aynı
zamanda çocukluk dönemi için, yani çocuğun şimdiki yaşamı için en elverişli
18
koşulların oluşturulması anlamına gelir. Sözleşme’ye göre devletler, çocuğun
bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâksal, psikolojik ve toplumsal gelişimini, insanın
saygınlığı ile uyumlu biçimde gözetecekler; çocuğun toplumda özgür bir birey olarak
yaşamını sürdürmesi için gerekli önlemleri alacaklardır (25).
Çocuğun görüşlerine saygı ilkesi (m.12)
Çocuk Hakları Sözleşmesi madde 12 “Taraf Devletler, görüşlerini oluşturma
yeteneğine sahip çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe
ifade etme hakkını bu görüşlere çocuğun yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak,
gereken özen gösterilmek suretiyle tanırlar.” ile çocukların görüşlerini belirtme ve
bu görüşe saygı duyulmasını gerekliliğini belirtmiştir.
Çocuğun görüşünün alınması ilkesi, katılım hakkının temelini teşkil eder.
Çocuğun görüş oluşturma ve ifade etme yeteneği hakkında yaş sınırı yoktur, somut
olayın özelliği ve çocuğun yeteneğine göre belirlenir. Çocuk ceza adaletinde,
çocuğun görüşünün alınması ilkesi, yargılamaya aktif katılımını ve adil yargılanma
hakkını da ifade eder (20).
2.4.2. Çocuk Hakları Sözleşmesinde Düzenlenen Çocuk Hakları
Yaşama Hakkı
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de yaşama hakkının başlangıcı
gösterilmemiştir. Genel olarak yaşama hakkı, sağ doğmak koşuluyla çocuğun ana
rahmine düşmesinden itibaren başlatılmaktadır.
Yaşama hakkı en eski ve doğal siyasi haklardandır, diğer hakların temeli ve
öncüsüdür. Yaşama hakkı olmazsa diğer hakların da önemi kalmaz. Yaşama hakkı
genellikle yaşama, hayatta kalma ve gelişme haklarıyla birlikte anılır ve birbirinin
tamamlayıcısı kabul edilir. Çocuğun, olabilecek en uzun süreyle hayatta kalması ve
hayatta kaldığı sürece gelişmesi, yaşama hakkının en geniş ifadesidir. Çocuğun
yaşama hakkı, onun hayatta kalmasına zarar vermemek ve zarar verici dokunmalara
karşı gerekli önlemleri almaktır. Bu nedenle çocuğun temel yaşama hakkı ve hayatta
kalması bakımından devletin hem aktif hem pasif yükümlülükleri vardır: Çocukların
19
idam cezasına çarptırılmaması, dini ve etnik kökeninden dolayı jenosite
uygulanmaması, cinsiyeti ve engelliliği nedeniyle öldürülmemesi, ölümü doğuracak
koşullara itilmemesi yaşama hakkının pasif yönüdür. Çocuk ve ailesine sağlıklı ve
insan onuruna yakışır biçimde yaşayabilecekleri bir ortam oluşturmak, hayatta
kalması ve gelişimine karşı gelebilecek tehlikelerden korumak da yaşama hakkının
aktif yönüdür (20).
Yapılan çalışmalarda, 2013 yılında Türkiye’de 33 çocuğun devlet eliyle ortaya
çıkan ihmaller sonucu yaşama hakkının engellendiği, 600 çocuğun da devletin
gerekli önlemleri almaması sonucu yaşam hakkı ihlaline uğradığı görülmüştür (84).
Deryal’a (2011) göre; yetişkin insanlar, bir ölçüde kendi güçleriyle yaşama
haklarını koruma yeteneği ve imkanına sahiptirler. Çocuklar bu doğal imkandan
yoksun bulunduklarından, çocukların yaşama haklarını korumak daha bir önem ve
öncelik kazanır (27).
Çocuğun temel yaşama ve hayatta kalma hakkı pek çok surette ihlal
edilmektedir. Erken doğum, çocuğun yaşama ve gelişim şansını azaltmaktadır. Çok
küçük yaşlarda gebelik de anne ve çocuk hastalıklarına ve ölümlere yol açmaktadır.
Yaşama hakkı, hayatı tehlike altında bulunan çocuğun özel durumuna uygun
olarak etkin biçimde korunmasını da içerir ki devletin pozitif yükümlülüğü vardır.
Çocuk her ne şekilde olursa olsun tehlike altında ise devlet onu koruma
yükümlülüğü altındadır.
Yaşama hakkı, sağlıklı çocuklar kadar zihinsel ve bedensel engelli çocukların
da hakkıdır.
Yaşama hakkının en ağır ihlali soykırım suretiyle yapılanıdır. Bu nedenle
soykırım, uluslararası hukuka göre de iç hukuka göre de en ağır suçlardandır.
Yaşama hakkı, çocuk ceza adaletinde, çocuklara idam cezası ile ömür boyu
hapis cezası verilmemesini de gerektirmektedir. Çocuk Hakları Sözleşmesi madde
37’ye göre “On sekiz yaşından küçük olanlara, işledikleri suçlar nedeniyle idam cezası
verilemeyeceği gibi salıverilme koşulu bulunmayan ömür boyu hapis cezası da
verilmeyecektir.”
Çocuğun yaşama hakkının, güvenlik kuvvetlerinin güç kullanması sırasında da
azami derecede gözetilmesi gereken bir yükümlülüktür. Bu bağlamda içinde kadın
20
ve çocukların da bulunduğu bir eve veya bir topluluğa müdahale sırasında çocukların
öncelikle koruma altına alınması gerekir.
Çocuğun yaşama hakkı, zehirli atıkların veya patlayıcı, yakıcı, aşındırıcı
materyallerin çevreye atılması veya kontrolsüz biçimde depolanması suretiyle de
tehlikeye girebileceğinden devlet çevre konusunda da adli/idari etkin koruma
sağlama yükümlülüğü altındadır (20).
Gelişme Hakkı
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde “Devlet, çocuğun hayatta
kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı göstermelidir” ifadesi
bulunmaktadır. Bu ifade, temel yaşama hakkının ötesinde, çocuğun gelişmesi ve
topluma yararlı bir birey olarak kazandırılması için devletçe gerekli tüm hizmetlerin
sunulması anlamını içermektedir. Bununla birlikte “gelişme” kavramı yalnızca
çocuğun yetişkinlik dönemine hazırlanmasıyla sınırlı değildir. Gelişim, çocuğun
doğuştan sahip olduğu potansiyeli açığa çıkarma sürecidir. Dolayısıyla, sözleşmeyi
imzalayan taraf devletler; çocuğun fiziksel, zihinsel, psikolojik ve sosyal gelişimini
sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmesi için uygun eğitim ortamı sağlamalıdır (28).
Çocuğun gelişiminden sorumlu olanlar Sözleşme’de belirtilmiştir. Madde
5’te, “Devlet ana babanın, yerel gelenekler öngörüyorsa uzak aile ve topluluk
üyelerinin, yasal vasilerinin veya çocuktan hukuken sorumlu öteki kişilerin
sorumluluklarına, haklarına ve ödevlerine saygı gösterirler.” ifadesi yer almaktadır.
Bu nedenle çocuğun bakımından sorumlu kimseler çocuğu ihmal ve istismar
etmiyor, çocuğun gelişim düzeyine, yeteneklerine örf ve adete göre bakıp gözetiyor
ve haklarını ihlal etmiyorlarsa artık devletin müdahalesi kabul edilemez.
Erdoğan’a (2011) göre, çocuğun gelişim hakkı; eğitim, bilgilenme, oyun ve
boş zaman değerlendirmesi, kültürel etkinliklere katılma gibi haklarla da yakından
ilgilidir.
Sözleşme; eğitimde fırsat eşitliğini, eğitimin zorunlu ve parasız olmasını,
mesleki eğitime teşvik edilmesini, yüksek öğrenimin herkese açık olmasını, okula
devamı (m28/1); disiplin pratiğinde çocuğun onurunun rencide edilmemesini (m.
21
28/2); eğitimde bilimsel tekniklerin kullanılmasını ve uluslararası işbirliğini (m. 28/3)
öngörür (20).
Eğitimden yararlanmada fırsat eşitliği, çocuğun sosyal statüsü ve bireysel
özelliklerine göre ayrımcılığa tabi tutulmasını öngörür. Ancak UNICEF’in raporlarına
göre cinsiyet faktörü çocuğun gelişim hakkını etkilemektedir. 2007 yılında büyük
çoğunluğu kız çocuklarında oluşan 101 milyon çocuk uygun yaşta olmalarına rağmen
ilköğretime başlayamamıştır. Aynı şekilde ailenin gelir düzeyi ve annenin eğitim
durumu da okullaşma oranını etkilemektedir (29).
Çocuğun eğitime yönlendirilmesi için, ailenin bilinçlendirilmesi, ekonomik
durumun yükseltilmesi, yardıma muhtaç olduğunda gerekli yardımın yapılması,
çocuk işçiliğinin azaltılması ve iyileştirilmesi gibi önlemler alınabilir (20).
Sözleşmede “dinlenme”, “oyun”, “boş zaman” ve “eğlence etkinlikleri”
sözcükleri, aynı düzeyde ve eş anlamlı gibi görünmektedir. Ancak, çalışma dışı olması
bu sözcükler için birleştirici bir etki olsa bile, bu sözcüklerin her birinin ayrı bir
anlamı vardır. “Dinlenme”, zihinsel ve bedensel gevşeme ve uyku anlamında temel
gereksinimleri ifade eder. “Boş zaman” ise daha geniş bir anlama sahiptir ve burada
insanın istediği şeyi yapma zamanı ve özgürlüğü vardır. “Eğlence Etkinlikleri” ise yine
geniş bir anlama sahip olup, insanların eğlenme amacıyla ve kendi tercihleri ile
giriştikleri etkinlikleri anlatır. Bunların arasında spor, yaratıcı ve performansa dayalı
sanatlar el sanatları, bilimsel araştırmalar, tarımsal ve teknik çalışmalar da yer alır.
“Oyun” ise yetişkinlerin denetimi dışında gerçekleşen, belirli kurallara bağlı olmayan
etkinlikleri içerir.
Çocukların oyun haklarına unutulmuş hak olarak atıfta bulunulur. Bunun
nedeni yetişkinlerin oyuna gerekli bir şey gibi bakmamaları ve çocukların da en
olumsuz koşullarda bile oyun oynamanın bir yolunu bulabilmeleridir. Aslında oyun
gelişimin vazgeçilmez bir parçasıdır. Oyun oynama imkanı bulamayan çocukların
sosyal ve kişisel becerilerden yoksun kalmları da mümkündür (24).
Korunma Hakkı
Çocuk Hakları Sözleşmesi çocukları şiddet, istismar, sömürü ve ayrımcılıktan
korumak için evlenme yaşına bir standart getirmek gibi sorun odaklı çözümleri temel
22
almıştır. 20. yy’da UNICEF tarafından evsiz, yetim, sokakta yaşayan ve çalışan
çocuklar, engelliler, ihmal ve istismara maruz kalan çocuklara dikkat çekmiştir.
Sözleşme bütüncül bir yaklaşımla çocukları korumayı hedeflemiştir.
Çocuklara yönelik her türlü şiddet, ayrımcılık, sömürü için koruyucu bir çevre
sunmaktadır. Çünkü gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerdeki, zengin ya da fakir
topluluklardaki, barış ve güvenlik durumunda ya da çatışma ve tehlike durumundaki
bütün çocuklar ihmal ve istismara karşı korunma ihtiyacındalar (29).
2000 yılında sözleşmeye iki opsiyonel protokol eklenerek çocukların
korunma hakkı daha da geliştirilmiştir. Bu protokoller çocukların satılması, çocuk
fuhuşu ve pornografisi, çocukların silahlı çatışmalara katılımını içermektedir.
Çocuğun koruma ihlalleri genellikle ayrımcılık, yoksulluk, çocuk haklarının
inkar edilmesi, yaşam standartları, aile çevresi, toplumsal, sosyal ve ekonomik
özgürlüklerle ilişkilidir.
Birçok ülkede yoksulluk çocuk ihmal ve istismarı için büyük bir risktir.
Amerika’da yıllık geliri 15 000 doların altında olan ailelerin çocuklarının, yıllık geliri
30 000 dolardan daha çok olan ailelerin çocuklarına göre ihmal ve istismar açısından
22 kat daha fazla risk altında oldukları belirtilmiştir (30).
Güncel hukukta, çocuğun korunmasının ölçülü ve oranlı olması kabul edilir.
Koruma, çocuğun yaşına ve gelişmişlik düzeyine uygun olmalı, yeteneklerinin
gelişimi ve hakları bastırılmamalıdır.
Çocuklar için koruyucu bir çevrenin oluşturulmasında izlenecek birbiriyle
bağlantılı sekiz anahtar eylem kapsamlı bir çocuk koruma sistemi uygulanmasını
kolaylaştıracaktır. Bu anahtar eylemler aşağıdaki gibidir.
Devlet çocuklar için bütüncül koruma sağlamayı taahhüt edecek: Koruyucu bir çevre
çocuk hakları için yeterli bütçeyi, kapsamlı sosyal yardım politikalarını, yargıya
yeterli başvuruyu, duyarlı sosyal servis ve yetenekli personeli gerektirir.
Çocuk koruma ile ilgili kapsamlı yasaların uygulanması: Uluslararası çocuk
hakları standartlarının uygulanması ve ulusal çocuk koruma yasalarının
düzenlenmesini kapsamaktadır.
Çocuk haklarını ihlal eden tutum, davranış ve uygulamalara karşı güvenilir
kaynaklardan bilgi toplanması: Toplumsal farkındalık projeleri ile çocukların haklarını
23
destekleyen uygulama ve geleneklerin arttırılması ve çocuk haklarına karşı
uygulamaların azaltılması hedeflenmektedir.
Çocuk koruma ile ilgili konuların gündeme alınması: Bireylerin bu konuda
deneyim ve fikirlerini rahatça paylaşabilmesi amacıyla özellikle medyanın harcadığı
çabalar engellenmemelidir.
Çocukların katılımının desteklenmesi: Çocuklar kendi haklarına dair
konularda katılım göstermelidir.
Ailenin ve toplumun koruyucu görevini güçlendirmek: Devletler, sosyal
hizmetleri ulaşılabilir hale getirerek ailelerin ve toplumun çocuk haklarını
korumadaki bilinçlerini ve katılımlarını arttırmalıdır.
Gözlem yapma ve veri toplama sisteminin geliştirilmesi: Çocuk işçiler, çocuk
gelinler gibi konularda devletin daha sistemli bir şekilde veri toplayıp, gözlem
yapabilmesini içermektedir.
Acil durumlardaki çocuklar için daha koruyucu çevre sağlanması: Çocuğun
haklarının ihlal edildiği acil durumlarda ulusal ve uluslararası yasal düzenlemelere
uyulması konusunda önlemler alınmalıdır (29).
Katılım Hakkı
Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi, başka insan hakları
antlaşmalarında yer almayan benzersiz bir hükümdür; bir yandan yetişkinlerin sahip
olduğu tam özerkliğe sahip olmayan, öte yandan da hakların özneleri olan çocukların
yasal ve sosyal statülerini ele alır. 1. Paragraf, kendi görüşlerini oluşturma
kabiliyetine sahip her çocuğa bu görüşleri çocuğu etkileyen her türlü meselede
özgürce ifade etme hakkını ve çocuğun görüşlerine onun yaşı ve olgunluğuna uygun
olarak gerekli ağırlığın verilmesini öngörür. 2. Paragraf, çocuğa özellikle kendisini
etkileyen her türlü adli veya idari işlemlerde kendilerini ifade etme hakkının
olduğunu belirtir. Tüm çocukların kendini ifade etme ve düşüncelerinin dikkate
alınma hakkı, Sözleşme’nin temel değerlerinden birini teşkil eder.
Çocuk Hakları Komitesi, ayrım görmeme, yaşam ve gelişim ile çocuğun
yüksek yararının öncelikli düşünülmesi hakları ile birlikte 12. maddeyi Sözleşme’nin
dört genel ilkesinden biri olarak belirlemiş olup, bu maddenin yalnızca bir hak tesis
24
etmediğini, aynı zamanda diğer tüm hakların yorumlanması ve uygulanmasında da
dikkate alınması gerekliliğini vurgular (31).
Erdoğan (2009) çocuk haklarına dair çalışmaların edilgen durumda
olduklarını ifade etmektedir. Çocukların görüşlerini dikkate almadan onların
sorunlarına çözüm aranmasının doğru bir yöntem olmadığını ifade etmektedir. Her
çocuk kendisini ilgilendiren her konuda görüşünü serbestçe ifade edebilmelidir.
Çocuk hakları, çocukların da fikirlerini alarak yeni politikalar üretmekle gelişebilir
(20).
Serozan’a göre (2005) çocuğun katılım hakkı iki aşamada yaşama geçirilir.
Çocuk ya salt görüşünü bildirme yoluyla ya da bunun bir üst aşamasında bir işe veya
işleme olur verme yoluyla katılım hakkını kullanır (13).
Çocuğun varlığıyla yakından ilgili işlerde ve işlemlerde, özellikle kişilik
değerleriyle ilgili tasarruflarda örneğin cerrahi müdahalelerde onun görüşünü
almakla yetinmeyip, doğrudan doğruya olurunu da sağlamak yerinde olur.
Öte yandan, nişanlanma, evlenme ve evlatlık olma gibi kişiye sıkı biçimde
bağlı hakların kullanılması da çocuğun oluru alınmadan düşünülemez.
Çocuğun kendisini ilgilendiren konularda görüşünü bildirme hakkını gereği
gibi kullanabilmesi için, her şeyden önce sağlıklı bir görüş oluşturabilmesi gerekir.
Bunun için de kendisinin konu hakkında bilgilendirilmesi ve aydınlatılması şarttır
(13).
Çocukların katılımını arttırmak ve özendirmek için bazı yöntemler
kullanılmaktadır. Bunlardan birincisi çocuk kulüpleridir. Bu kulüpler aracılığıyla
çocuklar katılım, karar alma, planlama, eylem ve liderlik konularında
cesaretlendirilmektedir. İkincisi çocuklardan oluşan ağlardır. Bu ağlar vasıtasıyla
çocuk kulüpleri ya da diğer örgütlü kuruluşlar vasıtasıyla çocukların yerel, ulusal ve
uluslararası düzeyde bir araya gelmeleri sağlanmaktadır. Genellikle bu ağlar
sayesinde bir araya gelirken bir ana gündem maddesi bulunmaktadır ve o konu
etrafında yapılabilecekler ve işbirliği imkânları araştırılmaktadır. Üçüncüsü çocuk
konseyleridir. Çocuk konseyleri yerel düzeyde karar alma açısından önemli bir
fırsattır. Yerel düzeyde bu konseylerle yapılacak katılım, katılım kültürünün gelişmesi
açısından önemli bir fırsattır. Konseyler yerel düzeyde okulları da içinde alan geniş
25
grup ve kurumlardan gelen farklı çocuk gruplarının ilgilerini aktarabilmeleri için
önemli mekanizmalardan biridir. Dördüncüsü çocuk meclisleridir. Çocuk meclisleri
ulusal düzeyde faaliyet gösterirler. Çocukların ulusal düzeydeki siyasette kendilerini
ilgilendiren konularda tartışma ve görüşlerini sunma olanağı sağlamaktadır (32).
Uçuş (2009) yaptığı araştırmasında öğrencilerin katılım haklarına yönelik,
tüm okullarda uygulanması zorunlu olan okul meclislerinin amacına hizmet
etmediği, öğretmenlerin sınıf ve okul ortamında doğrudan uygulamalara yer
verilmediğini ifade etmiştir (33).
Çocukların görüşlerini ifade edebilme hakkını kullanabilmeleri için ailelerin ve
genel olarak kamuoyunun bilinç ve duyarlılık düzeyini geliştirmek, çocuklarla ilgili
kurumlarda çalışanların çocukları bu yönde teşvik edecek ve çocukların görüşlerine
yeterli ağırlığı tanıyacak biçimde eğitilmeleri önemlidir (24).
Fazlıoğlu (2007) yaptığı araştırmasında, çocuk haklarının evde ve okulda
varlık düzeyini incelemiştir. Çocuk haklarının okulda varlık düzeyinin evde varlık
düzeyinden genel olarak daha düşük bulmuştur (34).
2.5. Sözleşmenin Kitle İletişim Araçlarına Yüklediği Sorumluluklar
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi kitle iletişim araçlarının önemini
ortaya koyarak bilgi edinme ve zararlı bilgilerden korunmayı çocukların bir özgürlük
alanı olarak düzenlemiştir. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 17. maddesi kitle iletişim
araçlarının önemini kabul ederek çocuğun; özellikle toplumsal, ruhsal ve ahlaki
esenliği ile bedensel ve zihinsel sağlığını geliştirmeye yönelik çeşitli ulusal ve
uluslararası kaynaklardan bilgi ve belge edinmesini sağlarlar (22).
Madde 17’ye göre, medya tarafından yayılan bilgilerin ve belgelerin
içeriğinin, aşağıdaki hedeflere yönelen bu amaçlarla uyumlu olması gerekmektedir:
“ a) Çocuğun kişiliğinin, yeteneklerinin, zihinsel ve bedensel yeteneklerinin
mümkün olduğunca geliştirilmesi;
b) İnsan haklarına ve temel özgürlüklere…, saygısının geliştirilmesi;
c) Çocuğun ana‐babasına, kültürel kimliğine, dil ve değerlerine, çocuğun
yaşadığı veya geldiği menşe ülkenin ulusal değerlerine ve kendisininkinden farklı
uygarlıklara saygısının geliştirilmesi;
26
d) Çocuğun, anlayışı, barış, hoşgörü, cinsler arası eşitlik ve ister etnik, ister
ulusal, ister dini gruplardan, isterse yerli halktan olsun, tüm insanlar arasında
dostluk ruhuyla, özgür bir toplumda, yaşantıyı, sorumlulukla üstlenecek şekilde
hazırlanması;
e) Doğal çevreye saygısının geliştirilmesi gerekmektedir.”(24).
Çocuk Hakları Komitesi, medyanın sözleşmede yer alan ilkelerin ve
hükümlerin çocuklar ve yetişkinlere geniş ölçekte tanıtılmasında da önemli bir rol
oynayacağını belirtmiştir (24).
2.6. Televizyon ve Çocuk
Timisi’ye (2003) göre kitle iletişimi, demokratik toplumun ve bu toplumu
oluşturan bireylerin gelişmesinin vazgeçilmez bir parçasıdır (35). Levent’in
aktarımına göre Singer ve Singer (1998) kitle iletişim araçlarının; bireylerin
düşüncelerini etkiledikleri, duygularını yönlendirdikleri ve davranışlarında değişikliğe
neden olduklarını belirtmiştir (Akt. 36).
Kitle iletişim araçlarının sınıflandırılmasıyla ilgili farklılıklar görülmektedir.
Duyu organlarının işlevine göre yapılan sınıflandırmalarda “görsel – işitsel araçlar ”
olarak ele alınırken, mesaj veriş biçimlerine göre “yazılı – sözlü araçlar” olarak ele
alınmıştır (36). Comstock ve Scharrer (2007) ise kitle iletişim araçlarını basılı, görsel,
işitsel ve interaktif olarak dört gruba ayırmaktadır (37).
İletişim araçlarının temel işlevi toplumun bilmediği şeyler, görmediği yerler
ve nesneler hakkında haber ve bilgi vermektir. Bu araçlar, ülke ve dünyada meydana
gelen olaylar, gelişmeler ve değişen şartlarla ilgili bilgi vermek suretiyle ülke ve
dünyadaki sorunların toplum ve bireyler tarafından öğrenilmesini sağlar. Bu işlev;
kitle iletişim araçlarının habere esas olacak olay, fikir ve gelişmeye ulaşmalarını,
bunları üretmelerini ve yaymalarını içermektedir. Demokratik bir düzende kitle
iletişim araçlarının bir başka işlevi kamuoyu oluşturmak ve onu yönlendirmektir.
Bunun yanında bu araçların toplumdaki mevcut görüş ve fikirleri herhangi bir ayrım
yapmaksızın duyurma ve inceleme sorumluluğu vardır. Bu anlamda kitle iletişim
araçları, çeşitli görüşlerin aktarıcısı ve tercümanı rolündedir (36).
27
Kuntsche (2004) 1980’lerin ortalarında Amerika’da yapılan araştırmalarda
katılımcıların katılımcılarının % 65’inin dünya görüşlerinin temel olarak medya
aracılığıyla şekillendiğini belirtmiştir (38).
Kitle iletişim araçlarının arasında televizyon hareket, renk ve sesi birleştirerek
birden fazla duyuya hitap etmesi nedeniyle ön plana çıkmakta ve her geçen gün
teknolojik gelişmelere paralel olarak kendini yenileyip, birçok gereksinimi karşıladığı
görülmektedir (39).
Yapılan araştırmalarda ortalama 70 yaşında olan bir insanın ömrünün 7 ‐10
yılını televizyon izleyerek geçirdiği belirtilmiştir (40).
Televizyon, çocukların dünyasında da çok önemli bir yere sahiptir. Çocuklar
eğlenerek izledikleri televizyon aracılığıyla dünyayı tanır ve anlarlar (41). Erken
çocukluk dönemi (0‐8 yaş), gelişimin en hızlı olduğu dönemdir. Televizyon çocukların
bu dönemde ilgilerini çeken ve özellikle görselliğe hitap eden ilgi çekici bir uyarıcı
olma niteliğindedir (42).
Avustralya’da yapılan bir çalışma; araştırmaya katılan çocukların %56’sının
günde 3 saatten fazla televizyon izlediklerini göstermektedir (43). Amerika’da
yapılan çalışmalar 2 – 5 yaş arası çocukların haftada 32 saatten fazla televizyon
izlediklerini, 6 – 11 yaş arası çocukların ise haftada yaklaşık 28 saat televizyon
izlediklerini göstermektedir (44).
Türkiye İstatistik Kurumu verileri incelendiğinde 6‐15 yaş grubundaki
çocukların %92,5’inin, 06‐10 yaş grubundaki çocukların %94,8’inin ve 11‐15 yaş
grubu çocuklarda ise %90,2’sinin hemen her gün TV izlediği görülmektedir. Günde
ortalama dört saatin üzerinde TV izleyen çocukların oranı 6‐15 yaş grubunda %12
iken, 11‐15 yaş grubu çocuklarda ise %11,6’dır (45).
Ayrıca Türkiye İstatistik Kurumu verilerine bakıldığında 6‐10 yaş grubu
çocukların en çok izlendiği program türünün çizgi film olduğu görülmektedir (45).
Cesur ve Paker (2007)’in yaptıkları araştırmada da 10 yaşına kadar çocukların en
sevdiği program türünün çizgi film olduğu görülmektedir (46).
28
2.7. Çizgi Film ve Çocuk
Henüz hayal ile gerçeği ayırt edemeyen okulöncesi dönem çocuklarının
benlik oluşumu, kişilik gelişimi ve bireysel gelişim süreçlerinde çizgi filmler önemli
bir yer teşkil etmektedir. Günde yaklaşık dört saat televizyon karşısında kalan
çocuğun çizgi filmlerdeki davranış kalıplarını, düşünce tarzlarını, model alarak
kahramanların genel özelliklerini benimsemesi kaçınılmazdır (47).
Aslında bir sinema türü olan çizgi filmlerin ortaya çıkışı ve geliştirilmesindeki
amaç, öğreticiliktir. Başka bir deyişle, eğlendirirken eğitmek amaçlanmaktadır.
Eğlendirirken eğitmek işlevi de çizgi filmlerin içeriğinden ve onu üretenin
kahramanlarına verdiği kişiliklerden kaynaklanmaktadır. Güler’in (2013) aktarımına
göre 1930 yıllarında Amerika’da şöyle bir kampanya başlatılmıştı: “Miki Fare
sigara içmez, içki kullanmaz, sahtekarlık yapmaz ve yalan söylemez…”. Çizgi
filmlerde sonuçta bir ders vermek amacıyla kullanılan kavramlar, bilgilendirici
niteliktedir. Soyut kavramların (birliktelik, adalet, yardımlaşma, hoşgörü vb.) bir
anlamda somut olarak kişiliklerin eyleminde gösterilmesi bilgilendirici işlevini
göstermektedir (48).
Okul öncesi çocuklar çizgi filmlerden dolaylı ya da dolaysız olarak fazlasıyla
etkilenmektedirler. Bu onların arkadaşlarıyla olan ilişkilerinden, çizdikleri resimlere
kadar yansımaktadır. Çizgi filmlerdeki olumlu olumsuz sözcükleri, cümle dağarcığına
katmaktadırlar. Kahramanları kendilerine örnek seçmekte, onları oynadıkları
oyunlara katmaktadırlar. İzledikleri çizgi filmlerden sonra, oynadıkları oyun
çeşitlerinin de değiştiği görülmektedir (49).
Bjorkqvıst ve Lagerspetz (1985) 5‐6 ve 9 yaş grubu çocuklarla yaptıkları
çalışmada, küçük çocukların çizgi filmleri devam eden bir hikaye olarak
algılamadıklarını, ahlaki yargılarını özdeşim kurdukları karaktere göre
oluşturduklarını ve 6 ay sonra hatırladıkları sahnelerin en çok korktukları sahneler
olduğunu ifade etmişlerdir. Ayrıca çocukların çizgi filmlerdeki şiddeti
tanımlamalarının çizgi filmdeki şiddetin niceliğine değil niteliğine bağlı olduğunu
ifade etmiştir (50).
29
Hassan ve Daniyal (2013) yaptıkları araştırmada çizgi filmlerdeki şiddet
öğelerinin çocuklardaki sınıf içi davranışları etkilediği sonucuna ulaşmışlardır (51).
Iamuraı (2009) yaptığı deneysel araştırmada çocuklardaki sosyal hayatta
pozitif düşünme alışkanlığını çizgi film aracılığla kazandırmayı hedeflemiştir. Kısa
dönemde çizgi film ile yapılan müdahalenin agresif düşünceleri azalttığı uzun
dönemde de olumlu davranış değişikliğine yol açabilecek potansiyele sahip olduğu
görülmüştür (52).
2.8. Kamu Hizmeti Yayıncılığı ve TRT
Ersin (2007) kamu hizmeti yayıncılığını, “Toplumun her kesimine erişebilen ve
her kesimin erişim olanağı bulduğu, nitelikli, özgün ve yaratıcı programlar üretme 12
konusunda yayıncılık sektörüne öncülük eden, siyasal iktidarın ve sermayenin
baskısından uzak, bağımsız, sadece kendini finanse eden kamuya hesap veren, bilgi,
eğitim ve eğlenceyi, dengeli ve çeşitli bir programcılık anlayışıyla izleyicisine aktaran,
ulusal ve yerel kültürlerin yaşatılması ve yansıtılmasına aracılık eden, katılımcı bir
yayıncılık anlayışıdır” olarak tanımlamaktadır (53).
İngiltere’de BBC, İtalya’da RAI ve Almanya’da Lander yayıncılıklarını kamu
hizmeti yayıncılığının örnekleri olarak gören Keane’e göre saygınlığı, büyüklüğü,
çeşitliliği ve ayrıcalıklı konumları kamu yayınlarının en iyi elemanları seçmelerini
mümkün kılmaktadır. Keane, kamu hizmeti yayıncılığı kavramının içine “karışık ve
birbirlerini tamamlayan programlar sunmayı, bunu sürdürmek için çaba göstermeyi
ve belirli türden azınlık programları yapmak ve elden geldiğince farklı türden
programlara yer vermeyi dahil etmiştir (54).
1961 Anayasası kitle iletişim araçları açısından ülkemize önemli yenilikler
getirmiştir. Türkiye’deki radyo ve televizyon yayınlarının bir kamu kuruluşu çatısı
altında düzenlenmesi yönünde anayasal düzenlemeler yapılmıştır. Böylece 1 Mayıs
1964’te Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu kurulmuştur. TRT’nin kuruluşunda
“kamu hizmeti yayıncılığı” anlayışı benimsenmiştir (55).
Türkiye’de ilk televizyon yayını 9 Temmuz 1952’de İstanbul Teknik
Üniversitesi stüdyolarında yapılmıştır (56, 57). Başlangıçta eğitim amaçlı bir okul
televizyonu niteliğinde, haftanın belirli günlerinde yalnızca İstanbul’a yapılan İTÜ TV
30
yayınları, 1965 yılında çıkarılan bir yasayla kurulmuş olan TRT (Türkiye Radyo
Televizyon Kurumu) tarafından devralındı (58). TRT’de ilk televizyon yayını siyah ‐
beyaz (mono) olarak 30 Ocak 1968 tarihinde saat 19.0’da başlamıştır. TRT’nin ilk
yayınları oldukça ciddi, hatta eğitim yanı ağırlıklı bir yayın görünümündedir. Genelde
yetişkinlere seslenen bu program prototipinde, 10 dakika gibi kısa bir süre de olsa,
çocuklara yönelik çizgi film de gösterilmiştir (59).
TRT’deki televizyon yayınlarında amaç, eskiden gelen radyoculuk
deneyimlerinin de etkisi ile radyo ve televizyon yayınlarının görev ve işlevlerinde de
yer alan eğitme, haber verme, bilgilendirme esaslarına göre şekillendirilmiş ve bu
amaçlar Anayasa, yasa ve yönetmeliklerde yer almıştır. Radyo ve televizyon
yayınlarında benimsenen bu ilkeler ışığında, eğlencenin bir amaç olarak değil, ancak
diğer program türlerinin izlenmesi için bir araç olarak görüldüğü 1970’li yıllarda
izlenen yayın politikasına da yansımıştır (54).
2.9. TRT’de Çocuk Yayınları
Yayınlarının tamamını çocuklara yönelik programlardan oluşturan TRT Çocuk,
1 Kasım 2008 yılında yayın hayatına başlamıştır. 3–14 yaş grubu çocuklara yönelik
çağdaş normlarda çocuk yayıncılığı amaçlayan TRT Çocuk yüzde 70‘lik yerli yapım
hedefiyle kurulmuştur.
TRT Çocuk kanalının amacı, çocuklarımızın millî ve manevi değerlerimize
bağlı bilgi ve teknolojiyle donatılmış, evrensel değerleri bilen vatanına, milletine ve
insanlık âlemine faydalı bireyler olarak yetişmelerinin sağlanmasına yardımcı
olmaktır. TRT Çocuk yayınları; haber, eğitim, kültür, müzik, eğlence, yarışma, drama
ve belgesel programlardan oluşur (çocuk dizileri, çizgi filmler, yerli ve yabancı çeşitli
yapımlar). Okul öncesi ve okul dönemi çocuklarını kapsar. Gerektiğinde reklamlara
da yer verilebilir.
TRT‘nin 2010 genel yayın planında radyo ve televizyon yayınlarında program
türlerine göre çocuklara yönelik programlarda öncelikle işlenecek konular şunlardır:
“1. Çocuğun kişilik ve ahlakî gelişimine yardımcı olucu konular (kendine
güven, cesaret, sorumluluk, iyilik, doğruluk, güzellik, sevgi, saygı, görgü kuralları,
paylaşma, yardımlaşma ve işbirliği vb.)
31
2. Çocukların kendilerine yönelik ihmâl, istismar ve şiddetten kendilerini nasıl
koruyacaklarının öğretilmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve bu sözleşme gereği her yıl
düzenlenen ― Çocuk Forumunda belirlenen temel meseleler ve çözüm yolları,
3. Çocuğa yeterli ve dengeli beslenme ile hayat boyu sağlıklı beslenme
alışkanlığının öğretilmesi,
4. Çocuğun zihin gelişimine yardımcı olacak konular (Türkçeyi doğru ve güzel
kullanma, okuma, öğrenme, araştırma merakı, bilgi edinme kaynakları ve yolları,
bilgi yarışmaları, bilim ve teknik, yöntemler, olaylar, çevreden ve dünyadan
haberler),çocuk oyunları,
5. Evlerini terk eden çocukları bekleyen tehlikeler (tiner, uçucu maddeler,
uyuşturucular vb.) hırsızlık, gasp, kapkaç vb. olaylara karışan çocuklar, örnek olaylar,
6. Tabii, tarihî ve kültürel çevre, çevre sevgisi ve koruma (ağaç, orman,
akarsular, göl, deniz), çevre temizliği,
7. Yurt dışından kesin dönüş yapan işçi çocuklarının ve Türkiye'de yaşayan
soydaş çocuklarının ülkemiz şartlarına uyumlarının kolaylaştırılmasına yönelik
konular,
8. Okuma alışkanlığı ve kitap sevgisi, kütüphanelerden faydalanma yolları,
önemli çocuk edebiyatı kitapları ve yazarları, 65
9. Medya, iletişim araçları ve çocuk, bilgisayar ve okur‐yazarlığı” (49).
32
3. YÖNTEM
TRT Çocuk kanalında yayınlanan okulöncesi yaş grubu çocuklarına yönelik
çizgi dizilerin çocuk hakları kapsamında incelenmesi amacıyla yapılan araştırmanın
bu bölümünde araştırmanın desenine, evrenine, veri kaynağına, veri toplama
işlemine ve verilerin analizine değinilmiştir.
Araştırma “Nitel Araştırma” deseniyle yürütülmüştür. Nitel araştırma
gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin
kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde
ortaya konmasına yönelik nitel sürecin izlendiği araştırmadır (60).
Araştırma kapsamında, veriler “İçerik Analizi” yöntemiyle incelenmiştir.
İçerik analizi, metin içeriği toplama ve analiz etme tekniğidir. İçerik iletilebilen
sözcükler, anlamlar, resimler, semboller, düşünceler, temalar veya herhangi bir
iletiye gönderme yapar. Metin, bir iletişim ortamı görevi gören her türden yazılı,
görsel ya da sözlü öğedir. Kitapları, gazete veya dergi makalelerini, reklamları,
söylevleri, resmi belgeleri, filmleri veya video kayıtlarını, şarkı sözlerini, fotoğrafları,
giyim eşyasını veya sanat eserlerini kapsar (60).
3.1. Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın amacı, TRT televizyonunda yayınlanan çizgi dizilerin çocuk
hakları açısından durumunu saptamak, yorumlamak ve gerekli durumlarda
önerilerde bulunmaktır.
Alt amaçlar;
TRT Çocuk Kanalında Yayınlanan Çizgi Dizilerde
‐ Çocuk hakları kavramına yer verilmekte midir?
‐ Çocuk hakları kavramına hangi görsel ve sözel içeriklerle yer
verilmektedir?
‐ Çocukların 4 temel haklarından (yaşama, gelişme, korunma, katılım)
en çok hangisine yer verilmektedir?
33
3.2. Araştırmanın Evreni ve Veri Kaynağı:
Araştırmanın evrenini TRT Çocuk kanalının yayın akışında yer alan okulöncesi
yaş grubu çocuklarına yönelik çizgi diziler oluşturmaktadır.
Araştırmanın veri kaynağı oluşturulurken 2012 yılı Aralık ayı içerisindeki yayın
akışında TRT Çocuk kanalı tarafından okulöncesi yaş grubuna yönelik olduğu
belirtilen tüm çizgi dizi sayısı sekizdir. Sözel ve görsel içerikleri bulunan sekiz çizgi
diziden yedi çizgi dizinin ortalama 45 dakikalık yayınları oluşturmaktadır. Kuzucuk
adlı çizgi dizi sözel içerikleri bulunmadığından araştırmaya dahil edilmemiştir. Yedi
çizgi dizinin ortalama olarak 45 dakikalık yayınları olasılıklı olmayan örnekleme
yöntemlerinden amaca yönelik örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. İncelenen çizgi
diziler ile ilgili bilgiler aşağıda verilmiştir.
Biz İkimiz: Biz İkimiz adlı çizgi dizi Türk yapımı bir çizgi dizidir. Çizgi dizide
ilköğretim çağındaki Arda ve Ceren isimli ikiz kardeşlerin her ailede görülebilecek
günlük yaşantıları anlatılmaktadır (61). Bir bölümün ortalama olarak 10 dakika
sürdüğü çizgi diziden dört bölüm incelenmiştir.
Canım Kardeşim: Canım Kardeşim Türk yapımı bir çizgi dizidir. İki kız kardeş
olan Mine ve Müge, kedileri Mıncır, anne ve babadan oluşan ailenin yaşamı
anlatılmaktadır. Mine’nin okul öncesi yaşta, ablası Müge’nin ise ilköğretim
döneminde olduğu görülmektedir. Her evin içinde yaşanabilecek olayların
kurgulandığı çizgi dizide abla kardeş ilişkisi, evin bir parçası olan kedileri ile yaşamları
anlatılmaktadır (62, 63). Bir bölümün ortalama 10 dakika sürdüğü çizgi diziden dört
bölüm incelenmiştir.
Jibber ve Jabber: Jibber ve Jabber Kanada yapımı bir çizgi dizidir. Çizgi dizide
yedi yaşında ikiz kardeş olan Jibber ve Jabber, ablaları Jessica ve köpekleri Jölebaz’ın
(orjinal adı Jell Roll) yer almaktadır. Çizgi dizide anne ve baba görsel olarak
bulunmamakta ancak varlıkları hissettirilmektedir. Çizgi dizi Jibber ve Jabber’ın hayal
güçlerini kullanarak yaşadıkları maceraları anlatmaktadır. Bir bölümünün yaklaşık
olarak 10 dakika sürdüğü çizgi dizinin dört bölümü incelenmiştir (64).
Kahverengi Ayıcık: Kahverengi Ayıcık Fransız yapımı bir çizgi dizidir.
Okulöncesi yaş döneminde olan kahverengi ayıcık, annesi ve babası ile birlikte
yaşayan bir ayı ailesidir. Çizgi dizide Kahverengi Ayıcık’ın günlük yaşantısı
34
anlatılmaktadır. Bir bölümü ortalama olarak dört dakika süren çizgi diziden 11
bölüm incelenmiştir (65).
Laura’nın Yıldızı: Alman yapımı olan çizgi dizide Laura gökteki bir yıldızla dost
olup ona bazı şeylerini anlatır. Çizgi dizi de Laura,kendisinden 1‐ 2 yaş küçük olan
kardeşi Tommy, babası ve annesiyle birlikte yaşamaktadır. Çizgi dizide Laura’nın
kardeşi Tommy ve arkadaşlarıyla birlikte günlük yaşantısı anlatılmaktadır. Ortalama
olarak 10 dakika süren çizgi diziden dört bölüm incelenmiştir (66).
Pepee: Türk yapımı olan çizgi dizide Pepee, kardeşi Bebe, anne ve babasıyla
birlikte yaşamaktadır. Çizgi dizide Pepee’nin kuzenleri, nenesi, dedesi ve
arkadaşlarıyla günlük yaşantıları anlatılmaktadır (67). Ortalama olarak 10 dakika
süren çizgi diziden dört bölüm incelenmiştir.
Trotro: Trotro Fransız yapımı bir çizgi dizidir. Trotro karakter olarak bir eşeği
canlandırmaktadır. Trotro, anne eşek ve baba eşek ile birlikte yaşamaktadır. Çizgi
dizide Trotro’nun günlük maceraları anlatılmaktadır. Ortalama olarak dört dakika
süren çizgi diziden 11 bölüm incelenmiştir (68).
3.3. Veri Toplama İşlemi:
Çalışmada çözümleme kategorisi olarak “çocuk hakları” alınmış; bu kategori
kendi içinde Çocuk Hakları Sözleşmesi ile tutarlı olarak “yaşama”,“gelişme”,
“korunma” ve “katılma” olmak üzere dört alt kategoriye ayrılmıştır. Her alt kategori
kendi içinde çocuk haklarına olumlu ve olumsuz olarak yer verme bakımından
değerlendirilmiştir. Çocuk haklarına uygun olan durumlar olumlu kullanım, çocuk
haklarının ihlal veya ihmal edildiği durumlar olumsuz kullanım olarak
değerlendirilmiştir. Kategoriler, ilgili alanyazındaki sınıflandırmalar da dikkate
alınarak bu ilkeler doğrultusunda belirlenmiştir. Bu kategoriler oluşturulurken 18
yaşına kadar her bireyin çocuk olarak kabul edildiğini belirten madde 1; Devletin
sözleşme uyarınca yasal, idari ve diğer önlemleri alma yükümlülüğünü belirten
madde 4; Sözleşme’nin uygulanması ile ilgili düzenlemeleri içeren 41‐54. maddeler;
yaşama haklarını genel olarak içeren madde 3 ve madde 6 ayrı birer kategori olarak
çalışmaya dahil edilmemiştir.
35
Tablo 1: Çocuk Hakları Kontrol Listesi
Kategori 1: YAŞAMA HAKKI
Madde 9 Kendi yararı açısından gerekli görüldüğü durumlar dışında
anababasından ayrılmama hakkı
Madde 18 Aile ve çocuğa bakmakla yükümlü kişilerin sorumlulukları
Madde 24 Sağlık hizmetlerine erişim ve sağlığın korunması hakkı
Madde 26 Sosyal güvenlikten yararlanma hakkı
Madde 27 Uygun yaşam standartlarına sahip olma hakkı
Kategori 2: GELİŞME HAKKI
Madde 5 Ailenin haklarının korunması (Ana babanın yönlendiriciliği ve
yeteneklerinin gelişimi)
Madde 7 Nüfusa kayıt, isim ve vatandaşlık, ana babasını bilme ve onlar
tarafından bakılma hakkının korunması
Madde 8 Kimliğinin korunması
Madde 10 Ailelerin yeniden bir araya gelmesinin kolaylaştırılması
Madde 23 Engelliler için özel bakım hakkı
Madde 28‐29 Nitelikli eğitim hakkı
Madde 31 Dinlenme, eğlence ve kültürel etkinliklere katılma ve boş zamanlarını
değerlendirme hakkı
Kategori 3: KORUNMA HAKKI
Madde 2/30 Ayrımcılık yasağı
Madde 11 Yasa dışı yollarla ülke dışına çıkarılma ve geri döndürülmemesine
karşı korunma
Madde 19 Her tür şiddete karşı korunma hakkı
Madde 20/21 Aile bakımından yoksun çocukların korunması/Evlat edinme
Madde 22 Mülteci çocukların korunması
Madde 25 Korunma ve bakım altındaki çocuğun takibi
Madde 32 Ekonomik sömürüden korunma
Madde 33 Madde bağımlılığından korunma
36
Madde 34 Cinsel sömürüden korunma
Madde 35 Çocuk satışı ve kaçakçılığından korunma
Madde 36 Diğer tüm sömürü biçimlerinden korunma
Madde 37 İşkence veya diğer zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve
cezadan korunma
Madde 38 Savaş ve silahlı çatışmadan korunma
Madde 39 Çocuk mağdurların yeniden topluma kazandırılması
Madde 40 Ceza hukukunda çocuklara yaklaşım
Kategori 4: KATILIM HAKKI
Madde 12 Kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme ve
dinlenilme hakkı
Madde 13 Düşüncelerini ifade etme hakkı
Madde 14 Düşünce, din ve vicdan özgürlüğü
Madde 15 Dernek kurma ve barış içinde toplanma hakkı
Madde 16 Özel yaşamına saygı hakkı
Madde 17 Kitle iletişim araçlarına ve diğer bilgi kaynaklarına erişim
Çizgi Dizilerin çocuk hakları bakımından incelendiği bu araştırmada örneklem
kapsamına giren TRT Çocuk’un yayın akışı içerisinde yer alan okulöncesi yaş grubuna
yönelik yedi çizgi dizinin ortalama 45 dakikalık yayınları içerik analizi yöntemi
kullanılarak incelenmiştir. Araştırmanın veri kaynağını oluşturan söz konusu çizgi
dizilerin yayınları kaydedilerek kaydedilen yayınların transkripsiyonu yapılmıştır.
Transkripsiyonda sözel içeriklerle birlikte görsel içerikler için de hatırlatıcı notlara
yer verilmiştir.
Verilerin Analizi:
Araştırma kapsamında, veriler “İçerik Analizi” yöntemiyle incelenmiştir.
İçerik analizi, metin içeriği toplama ve analiz etme tekniğidir. İçerik iletilebilen
sözcükler, anlamlar, resimler, semboller, düşünceler, temalar veya herhangi bir
iletiye gönderme yapar. Metin, bir iletişim ortamı görevi gören her türden yazılı,
görsel ya da sözlü öğedir. Kitapları, gazete veya dergi makalelerini, reklamları,
37
söylevleri, resmi belgeleri, filmleri veya video kayıtlarını, şarkı sözlerini fotoğrafları
giyim eşyasını veya sanat eserlerini kapsar (60).
Araştırmanın güvenirliğini sınamada araştırmacılar (kodlayıcılar) arasındaki
korelasyon tekniği uygulanmıştır. Çözümleme işlemine başlamadan önce rastgele
seçilen iki çizgi dizinin 10’ar dakikalık bölümleri sözel ve görsel içerikleri bu konuda
çalışan bir başka araştırmacı ile birlikte çözümlenmiş, alt kategorilere giren cümle
örnekleri incelenerek cümlelerin hangi alt kategoriye girdiği birlikte
kararlaştırılmıştır. Daha sonra farklı iki çizgi dizinin 10’ar dakikalık bölümleri iki
araştırmacı tarafından ayrı ayrı çözümlenmiştir. Aşağıdaki formül sonucunda
güvenilirlik %82 bulunmuştur. Güvenilirliğin %70 ya da daha fazla çıkması ile
verilerin güvenilir bir biçimde ölçüldüğü sonucuna varılmıştır.
Güvenilirlik = (Uzlaşma Sayısı)/(Uzlaşma+Uzlaşmama Sayısı) x 100
Güvenilirlik sağlandıktan sonra kodlama işlemi üç aşamada yapılmıştır. Açık
kodlama, eksenli kodlama ve seçici kodlama basamaklarıyla yapılmıştır.
Açık kodlama nitel verileri ilk kodlamadır. Açık kodlamada amaç temaları
verilerin derinliklerinden yüzeye çıkarmaktır. Araştırmacı, verileri inceleyerek
hazırlık niteliğindeki analitik kategoriler ya da kodlar halinde özetler (60). Bu bilgiler
doğrultusunda araştırmanın açık kodlama aşamasında transkripsiyonlar okunarak
çocuk hakları kapsamına girebileceği düşünülen bütün ifadeler işaretlenmiş ve
yanına hatırlatıcı bir başlangıç kavramı yazılmıştır. Açık kodlama örneği Şekil 1’de
gösterilmektedir. Açık kodlama işlemi sırasında hem sözel hem görsel ögeler dikkate
alınmıştır. Böylelikle genel kodlar oluşturulmuştur. Açık kodlama yapıldıktan sonra
eksenli kodlamaya geçilmiştir.
38
Şekil 1. Açık Kodlama Örneği
Eksenli kodlama, araştırmacının kodları düzenlediği, bağlantılandırdığı ve
temel analitik kategorileri keşfettiği nitel verileri kodlamanın ikinci aşamasıdır.
Verilerin üzerinden ikinci geçiştir. Açık kodlama sırasında transkripsiyon üzerinde
işaretlenen başlangıç kavramları çocuk hakları kategorileri kapsamında
değerlendirilmiş, aynı kategoriye girebileceği düşünülen veriler birleştirilmiştir.
Eksenli kodlama örneği Şekil 2’de verilmiştir. Şekil 2 incelendiğinde babanın “Ellerine
sağlık karıcığım” ifadesi ile çocuklara olumlu sosyal ilişkiler kurma açısından model
olduğu görülmektedir. Bu nedenle Madde 27 (Her çocuğun bedensel, zihinsel,
ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine
hakkı vardır) kapsamında değerlendirilmiştir. Aynı şekilde annenin “Müge kızım
anlat bakalım ödevin neymiş?” ifadesi ile anne ‐ çocuk arasında hem olumlu
iletişimin sağlanabileceği, hem de bilişsel ve kültürel gelişimlerine katkı sağlayarak
madde 27’ye yer verildiği düşünülmektedir.
39
Şekil 2. Eksenli Kodlama Örneği
Seçici kodlama, nitel verilerin kodlanmasında, araştırmacının geliştirilmiş
olan kavramsal kodlama kategorilerini destekleyecek olan verileri belirlemek ve
seçmek için önceki kodları incelediği kodlamanın son aşamasıdır. Eksenli kodlama
sırasında çocuk haklarıyla ilişkilendirilen veriler tekrar incelenmiştir. Transkripsiyona
her kategori için tekrar bakılarak bu kategoriye girebilecek veriler tekrar gözden
geçirilmiştir (60).
40
4. BULGULAR
Yapılan araştırmada, incelenen çizgi diziler çocuk haklarının dört temel
maddesinin olumlu ve olumsuz kullanımlarına yer verme düzeylerine göre
çözümlenmiştir. Bu bölümde öncelikli olarak çocuk haklarının dört temel
maddesinin (yaşama, gelişme, korunma, katılım) olumlu ve olumsuz kullanımlarına
ilişkin bulgular verilmiştir. Daha sonra sırasıyla yaşama, gelişme, korunma ve katılım
hakları kapsamına giren ifadeler madde sırasına göre verilmiştir.
Tablo 2’de incelenen çizgi dizilerde çocuk haklarına ilişkin maddelere kaç kez
değinildiği gösterilmiştir.
Tablo 2. Çocuk Hakları Maddelerinin Çizgi Dizilere Göre Dağılımı
Çocuk Hakları Canım
Kardeşim
Kahveren
gi Ayıcık
Trotro Jibber ve
Jabber
Biz İkimiz Pepee Laura’nın
Yıldızı
Toplam
+ ‐ + ‐ + ‐ + ‐ + ‐ + ‐ + ‐ + ‐
YAŞAMA HAKKI
M9 1 0 1 0 1 0 1 0 1 0 1 0 1 0 7 0
M18 9 0 7 0 7 0 0 0 7 0 6 0 8 0 44 0
M24 1 0 6 0 1 0 0 2 2 0 10 0 1 0 76 3
M26 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M27 12 0 17 0 9 0 0 3 5 0 15 0 17 0 20 2
Toplam 23 0 31 0 18 0 1 5 15 0 32 0 27 0 147 5
GELİŞME HAKKI
M5 4 0 2 0 2 0 0 0 0 0 1 0 2 0 11 0
M7 1 0 0 1 1 0 1 0 1 0 1 0 1 0 6 1
M8 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M10 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M23 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M28/29 3 0 10 0 3 0 1 0 4 0 0 0 0 0 21 0
M31 5 0 20 0 15 0 7 0 25 0 10 0 12 0 94 0
Toplam 13 0 32 1 21 0 9 0 30 0 12 0 15 0 132 1
KORUNMA HAKKI
M2/30 1 0 0 0 0 0 2 0 2 0 0 0 2 0 7 0
M11 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M19 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 1 0 1 0
M20/21 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M22 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M25 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M32 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M33 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M34 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
41
M35 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M36 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M37 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M38 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M39 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M40 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
Toplam 1 0 0 0 0 0 2 0 2 0 0 0 3 0 8 0
KATILIM HAKKI
M12 4 0 5 0 1 0 0 0 0 0 2 0 2 0 14 0
M13 6 0 9 1 5 0 0 0 4 0 15 0 5 0 44 1
M14 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M15 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
M16 0 0 0 0 2 0 1 2 0 0 0 0 0 0 3 2
M17 0 0 0 0 0 0 1 0 1 0 0 0 0 0 2 0
Toplam 10 0 14 1 8 0 2 2 5 0 17 0 7 0 63 3
Toplam 47 0 77 2 47 0 14 7 52 0 61 0 51 0 350 9
1.1. Çocuk Haklarının Olumlu Kullanımına İlişkin Bulgular
Çizgi dizilerde çocuk haklarına ilişkin dört temel hakkın olumlu kullanımına
bakılmıştır. Olumlu kullanıma ilişkin bulgular Grafik 1’de gösterilmektedir.
Grafik 1. Çocuk Haklarının Olumlu Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı
Grafik 1’e göre incelenen çizgi dizilerde en çok yaşama hakkına yer verildiği,
en az korunma hakkına yer verildiği görülmektedir.
0
5
10
15
20
25
30
35
Canım
Kardeşim
Kahverengi
Ayıcık
Trotro Jibber ve
Jabber
Biz İkimiz Pepee Laura'nın
Yıldızı
Yaşama Hakkı Gelişme Hakkı Korunma Hakkı Katılım Hakkı
42
Yaşama hakkından en çok Pepee adlı çizgi dizide bahsedildiği, en az Jibber ve
Jabber adlı çizgi dizide yer verildiği görünmektedir.
Gelişme hakkı incelendiğinde, en çok Kahvererengi Ayıcık adlı çizgi dizide, en
az Jibber ve Jabber adlı çizgi dizide gelişme hakkına yer verildiği görülmektedir.
Korunma hakkına incelenen yedi çizgi dizinin üçünde yer verilmediği, dört
tanesinde yer verildiği görülmektedir. Canım Kardeşim adlı çizgi dizide Korunma
Hakkına bir kez, Jibber ve Jabber, Biz İkimiz adlı çizgi dizilerde iki kez, Laura’nın
Yıldızı adlı çizgi dizide üç kez değinildiği görülmektedir.
Katılım Hakkına bütün çizgi dizilerde yer verildiği, en çok Pepee adlı çizgi
dizide, en az Jibber ve Jabber adlı çizgi dizide yer verildiği görülmektedir.
4.2. Çocuk Haklarının Olumsuz Kullanımına İlişkin Bulgular
Çizgi dizilerde çocuk haklarına ilişkin dört temel hakkın olumsuz kullanımına
bakılmıştır. Olumsuz kullanıma ilişkin bulgular Grafik 2’de gösterilmektedir.
Grafik 2. Çocuk Haklarının Olumsuz Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı
Grafik 2 incelendiğinde Canım Kardeşim, Trotro, Biz İkimiz, Pepee ve
Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizilerde çocuk haklarının olumsuz kullanımına yer
verilmediği görülmektedir. Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizide gelişme ve katılım
0
1
2
3
4
5
6
Canım
Kardeşim
Kahverengi
Ayıcık
Trotro Jibber ve
Jabber
Biz İkimiz Pepee Laura'nın
Yıldızı
Yaşama Hakkı Gelişme Hakkı Korunma Hakkı Katılım Hakkı
43
hakkının olumsuz kullanıldığı, Jibber ve Jabber adlı çizgi dizide ise yaşama ve katılım
hakkının olumsuz kullanıldığı görülmektedir.
4.3. Çizgi Dizilerde Yaşama Hakkı Alt Kategorilerine İlişkin Bulgular
Yaşama Hakkı kapsamında değerlendirilen maddeler her çizgi dizide olumlu
ve olumsuz kullanımlarına göre çözümlenmiştir.
Grafik 3. Yaşama Hakkının Olumlu Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı
Yaşama Hakkının olumlu kullanımı incelendiğinde çizgi dizilerde madde 9, 18,
24 ve 27’ye yer verildiği görülmektedir. Yalnız Jibber ve Jabber adlı çizgi dizide
sadece madde 9’a yer verildiği görülmektedir.
0
2
4
6
8
10
12
14
16
18
Canım
Kardeşim
Kahverengi
Ayıcık
Trotro Jibber ve
Jabber
Biz İkimiz Pepee Laura'nın
Yıldızı
M9 M18 M24 M27
44
Grafik 4. Yaşama Hakkının Olumsuz Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı
Grafik 4 incelendiğinde Yaşama Hakkının olumsuz kullanımına bir tek Jibber
ve Jabber adlı çizgi dizide yer verildiği görülmektedir.
İncelenen Çizgi dizilerde Yaşama Hakkı kapsamına giren maddeler aşağıda
açıklanmaktadır.
Madde 9: Her çocuğun ailesiyle birlikte yaşama hakkı vardır.
Canım Kardeşim adlı çizgi dizinin incelenen dört bölümünün görsel
içeriklerinde Mine ve Müge’nin aileleriyle birlikte yaşadıkları görülmektedir.
Mine’nin Uçurtması Kayboldu adlı bölümde Mine ve Müge arasında geçen
aşağıdaki konuşmada da aileyle birlikte yaşamaya değinilmiştir.
“Müge: Bak şu Uçuç değil mi?
Mine: Nerede?
Müge: Bak, anne ve babasıyla uçuyorlar.
Mine: Evet bu Uçuç, çok da mutlu ne güzel. Bak el sallayıp gitti.”
Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizi incelendiğinde Kahverengi Ayıcığın anne ve
babasıyla birlikte yaşadığı görülmektedir. Ayrıca geniş aile kavramına değinilerek
bazı bölümlerinde Kahverengi Ayıcığın dedesi ve anneannesi ile de vakit geçirdiği
gözlenmiştir.
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
Canım
Kardeşim
Kahverengi
Ayıcık
Trotro Jibber ve
Jabber
Biz İkimiz Pepee Laura'nın
Yıldızı
M24 M27
45
Trotro adlı çizgi dizi incelendiğinde Trotro’nun anne ve babasıyla birlikte
yaşadığı görülmektedir. ÇHS’de yer alan madde 9’a olumlu olarak yer verilmiştir.
Jibber ve Jabber adlı çizgi dizi incelendiğinde görsel içeriklerinde Jibber,
Jabber, ablaları Jessica ve köpekleri Jölebaz (orijinal adı: Jelly Roll) görünmekte,
anne ve baba görsel içeriklerde bulunmamaktadır. Sözel içerikler incelendiğinde
Jabber’ın “Bak versen iyi olur yoksa anneme söylerim” dediği, Jessica’nın “Anne ben
başvuru formunu yollamak için postaneye gidiyorum” dediği ve annenin de “Tamam
tatlım” diyerek cevap verdiği görülmektedir. Bu şekilde sözel içeriklerden
annelerinin çocuklarla birlikte yaşadığı çıkarılmaktadır. Baba kavramı hem görsel
içeriklerde hem de sözel içeriklerde bulunmamaktadır. Ancak Jessica’nın “Kesinlikle
gitmeliyim, annemler eve az önce döndü ve uyuz küçük kardeşlerimle uğraşmak
zorunda değilim” ve “Çocuklar annemler evde ve ben Marcy ile sinemaya gidiyorum
fazla zamanım yok o yüzden ikinizde yolumdan çekilirseniz çok memnun olacağım,
tamam mı?” cümlelerinde kullandığı “annemler” ifadesinden babanın da aileyle
birlikte yaşadığı düşünülebilir.
Biz İkimiz adlı çizgi dizi incelendiğinde Arda ve Ceren’in anne ve babalarıyla
birlikte yaşadığı görülmektedir.
Pepee adlı çizgi dizi incelendiğinde Pepee’nin anne ve babasıyla birlikte
yaşadığı görülmektedir. İncelenen bölümlerde geniş aile kavramına yer verildiği,
nene, dede, teyze, enişte ve kuzenlerin de olduğu görülmektedir.
Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizinin incelenen dört bölümünün üçünde anne
kavramına görsel ve sözel içeriklerde yer verilmemiştir. Bu üç bölümde Laura ve
kardeşi Tommy ile babalarının ilgilendiği görülmektedir. İncelenen bir bölümde anne
sözel ve görsel içeriklerde yer almıştır. Bu bölümde annenin de aileyle birlikte
yaşadığı görülmektedir.
Madde 18: Çocuğun yetiştirilmesinde ve gelişmesinin sağlanmasında ana baba
birlikte sorumluluk taşır. Çocuğun yetiştirilmesi ve geliştirilmesi sorumluluğu ilk önce
anne ve babaya ya da durum gerektiriyorsa yasal vasilere düşer.
Canım Kardeşim adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki görsel ve sözel
içeriklerin Madde 18 kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
46
Annenin “Müge yemekten önce ödevlerini bitir kızım”, “Hadi bakalım hava
serin olmaya başladı ödevine evde devam ederiz”, “Dün seninle bir belgesel
izlemiştik hatırladın mı Müge?” ifadelerinden çocukların eğitimleriyle ve kişisel
gelişimleriyle ilgili gerekli sorumluluğu taşıdığı görülmektedir.
Çocukların babalarından masal anlatmasını istediklerinde babanın “Ne
yapalım anlatacağım artık” ifadesinden, Mügenin gelecekte yapmak isteği meslekler
hakkında konuşurken babanın “Bak bu çok güzel bir meslek, ödevine bunu mutlaka
yazmalısın”, “Mesela itfaiyecilikte önemli bir meslektir” ifadelerinden, çocukların
uyumak için odalarına giderken “Tabii dişlerimizi fırçaladıktan sonra” diyerek onları
uyarmasından, “yatma vaktiniz gelmiş” diyerek gelişimleri için önemli bir faktör
olan uyku saatine önem vermesinden, eve gelirken aldığı küre hakkında “Bu küre
sayesinde dünyamızı daha yakından tanıyabilirsiniz. Derslerinize de yardımcı
olacaktır” ifadesinden, babanın da çocukların yetiştirilmesi ve gelişimlerinde aktif rol
oynadığı düşünülmektedir.
Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizinin sözel ve görsel içerikleri incelendiğinde
aşağıdaki bulguların Madde 18 kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Annenin “Anlat bakalım ayıcık okulu sevdin mi nasıldı?” ifadesinden
Kahverengi Ayıcığın eğitimiyle ilgili sorumluluk aldığı, “Ayıcık gel hayatım banyo
yapacağız” ifadesinden Kahverengi Ayıcığın özbakım becerilerini desteklediği
görülmektedir.
Babanın Kahverengi Ayıcık ile birlikte kardan adam yapması, birlikte çiftliğe
gitmeleri, birlikte spor yapmaları ve havuza gitmeleri ile etkili zaman geçirdikleri,
Kahverengi Ayıcık’ın uyumak istemediği zaman kucağına alarak “Ve senden hızlı
kimse yatağına gidemez” diyerek odasına götürmesiyle babanın da Kahverengi
Ayıcık’ın yetiştirilmesi ve gelişiminde aktif rol oynadığı düşünülmektedir.
Trotro adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki görsel ve sözel içeriklerin
madde 18 kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Annenin, Trotro’nun dans etmeyi bilmediğini ifade etmesi üzerine “Gel bana
göstereyim” diyerek dans etmeyi öğretmesi, Trotro için çorba yapması, başka bir
bölümde Trotro’yu yemeğe çağırması Trotro’nun sağlığının korunması,
47
yeteneklerinin geliştirilmesi konularında annenin aktif rol oynadığını
göstermektedir.
Trotro’nun babasından kendisine dans etmeyi öğretmesini istemesi üzerine
“Tabii ki Trotro. Bak ayaklarınla benim yaptıklarımı yap” diyerek dans etmeyi
öğretmesi, Trotro’ya kahvaltı hazırlaması, uykusu geldiğinde yatağına yatırması ile
Trotro’nun yetiştirilmesi ve geliştirilmesinde çeşitli sorumluluklar aldığını, dışarıdaki
kuşlar için Trotro’yla birlikte kuş evi yapması Trotro’nun daha duyarlı bir birey olarak
yetişmesine özen gösterdiğini düşündürmektedir.
Jibber ve Jabber adlı çizgi dizinin incelenen dört bölümünün sözel ve görsel
içeriklerinde anne babanın çocukların yetiştirilmesinde ve gelişmelerinin
sağlanmasında herhangi bir sorumluluk taşımadıkları görülmüştür.
Biz ikimiz adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların Madde 18
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Annenin “Minnoşlarıma sütlaç yapıyorum” diyerek çocukların besleyici
yiyeceklere erişimini sağladığı, çocukların Kız Kulesini merak etmeleri üzerine “Haydi
hazırlanın bakalım küçük bir gezintiye çıkıyoruz” diyerek çocukları Kız Kulesine
götürdüğü ve merak ettikleri konuyu araştırmalarını sağladığı, çocuklar okuldan
geldikten sonra “Okul nasıl geçti” diyerek günlerini nasıl geçirdikleri hakkında sohbet
ettikleri, çocukların çok zor bir ödevleri olduğunu belirtmeleri üzerine “Öyle mi
neymiş ödeviniz” diyerek ödevleriyle ilgili gerekli yardımı gösterdiği, “Yemek hazır”
diyerek çocukları yemeğe çağırdığı gözlenmiştir. Tüm ifadeler değerlendirildiğinde
annenin çocukların yetişmesi ve gelişiminde aktif rol oynadığı düşünülmektedir.
Babanın “Çocukların uçaklarını uçurabilmek için gerekli olan güç. Şimdi
kapatın gözlerinizi” diyerek onların oyunlarına ortak olduğu, görsel içeriklerde de
çocukların kukla gösterisi ile ilgili ödevlerine yardım ettiği gözlenmiştir.
Pepee adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki görsel ve sözel içeriklerin
madde 18 kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Annenin Bebe’nin ağrıyan dişine baktıktan sonra “Dişlerinin iyileşmesi için
diş doktoruna gitmemiz gerekecek Bebeciğim” diyerek Bebe’nin sağlığıyla ilgili
gereken özeni gösterdiği, “Çocuklar Pepee Bebe hadi aşağıya gelin kahvaltı hazır”,
“Şimdi bir güzel kahvaltımızı yapıyoruz”, “Evet kim süt içiyor?”, “Birer dilim de ballı
48
ekmek, alın bakalım” diyerek çocukların sağlıklı beslenmesini sağladığı
görülmektedir.
Babanın çocukların kahvaltılarına yardım ettiği “Biraz peynir, biraz da zeytin
koyuyorum tabağınıza” diyerek sağlıklı yiyecekler yeme konusunda çocukları
yönlendirdiği görülmektedir.
Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizinin sözel ve görsel içerikleri incelendiğinde
aşağıdaki bulguların Madde 18 kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Görsel içeriklerde annenin çocuklarla birlikte kahvaltı yaptığı görülmektedir.
Bu davranışıyla sağlıklı beslenmelerini desteklediği düşünülmektedir. Sözel
içeriklerde annenin Laura’ya “Laura nereye gidiyorsun çok geç oldu tatlım” diyerek
olumsuz çevre koşulları hakkında farkındalık yarattığı düşünülmektedir.
Görsel içeriklerde babanın çocuklarla birlikte akşam yemeği yediği ve
kahvaltı yaptığı görülmektedir. Böylece sağlıklı beslenme konusunda çocuklara
örnek olduğu düşünülmektedir. Tommy’nin uyumadan önce babasından masal
anlatmasını istediğinde “Elbette tabakları toplayıp geleceğim” diyerek masal
okumayı kabul ettiği, “Laura gitme zamanı geldi koş bakalım” diyerek Laura’yı
fiziksel gelişimini desteklemek için spora götürdüğü, “Merhaba Laura ben babanım
burada tebeşir bulduk Tommy bunlardan istediğini söyledi fiyatı da çok uygun hala
istiyorsan bunlardan alabilirim, ne diyorsun evet mi hayır mı?” diyerek Laura’nın
ihtiyaçlarıyla ilgilendiği, “Haydi yukarı çıkın yemek zamanı geldi çocuklar” diyerek
çocukların beslenmelerine önem verdiği düşünülmektedir.
Madde 24: Devlet, çocuğun olabilecek en iyi sağlık düzeyine kavuşma, tıbbi
bakım ve rehabilitasyon hizmetlerini veren kuruluşlardan yararlanma hakkını tanır.
Canım Kardeşim adlı çizgi dizi incelendiğinde, babanın “Neyse ki bu ilk değil,
arı sokmaları için bu ilaç iyi gelir, canın daha fazla yanmasın” diyerek temel tıbbi
yardım ve bakımı sağladığı görülmektedir.
Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizi incelendiğine aşağıdaki bulguların madde 24
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
“Dikkat et ayıcık beni çok korkuttun. Ben tutmasaydım bir yerini
incitebilirdin tatlım. Hem söyler misin o taburenin üzerinde ne yapıyorsun?”, “Dur
49
oğlum yavaş bir adım daha atsaydın cam kırıkları ayağını kesecekti”, “Yavaş ol ayıcık
yanacaksın. Yemek henüz hazır değil”, “Ama lütfen bastığın yere çok dikkat et”,
“Bastığın yere dikkat et ayıcık ayağın her an kayabilir” ifadeleri ile anne, baba ve
dedenin kazaların önlenmesi konusuna dikkat ettikleri görülmektedir.
“Korkma tatlım o kadar da kötü görünmüyor. Kıpırdamadan durursan baban
şimdi acını dindirir” ifadesinden temel tıbbi yardım ve bakımın sağlandığı
görülmektedir.
Trotro adlı çizgi dizi incelendiğinde şeker yemek isteyen Trotro’ya annesinin
“Onu yemekten sonra yiyebilirsin Trotro” diyerek yetersiz beslenmeye karşı önlem
aldığı düşünülmektedir.
Jibber ve Jabber adlı çizgi dizi incelendiğinde ablanın “Bakın ne diyeceğim,
eğer Jölebaza bunu yedirirseniz istediğiniz abur cuburu yiyebilirsiniz” ifadesinin
besleyici yiyecekler yeme ve yetersiz beslenmeye karşı mücadele konularında
olumsuz örnek teşkil ettiği düşünülmektedir. Ayrıca Jibber ve Jabber’ın “Peki ya biz
biz de açız. Evet normal yiyeceklere açız” ifadelerinden de yetersiz beslenmeye
maruz kaldıkları görülmektedir.
Biz İkimiz adlı çizgi dizi incelendiğinde annenin “Minnoşlarıma sütlaç
yapıyorum” ifadesi ve Arda’nın “Ceren sütlaçları çek nefis görünüyorlar” ifadesinin
besleyici yiyecekler sağlanmasına örnek teşkil ettiği düşünülmektedir.
Pepee adlı çizgi dizi incelendiğinde Bebe’nin dişi ağrıyınca annenin
“Kahvaltıdan sonra diş doktoruna gidip hasta dişimizi gösteririz Pepe” diyerek
Bebe’nin sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlamıştır.
“Evet kim süt içiyor?”, “Birer dilim de ballı ekmek, alın bakalım”, “Biraz
peynir, biraz da zeytin koyuyorum tabağınıza”, “Ben yumurtamı da yedim”, “Size
harika bir tatlı yaptım sütle çok güzel gider” ifadeleri ile besleyici yiyecekler
sağlandığı görülmektedir.
“Evet oturuyoruz yerlerimize, emniyet kemerlerimizi takıyoruz”, “Emniyet
kemerlerimizi de takıyoruz”, “Çocuklar ön koltuğa oturmazlar Pepe”, “Emniyet
kemerini de tak Pepe” ifadelerinden kazaların önlenmesi için dikkat edildiği
görülmektedir.
50
Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizi de Sofi’nin “Laura balı uzatır mısın lütfen?”
ifadesinden besleyici yiyecekler sağlandığı düşünülmektedir.
_Madde 26: Taraf Devletler, her çocuğun, sosyal sigorta dahil, sosyal güvenlikten
yararlanma hakkını tanır ve bu hakkın tam olarak gerçekleşmesini sağlamak için
ulusal hukuklarına uygun, gerekli önlemleri alırlar.
İncelenen çizgi dizilerin sözel ve görsel içeriklerinde madde 26’ya yer
verilmediği görülmektedir.
Madde 27: Her çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal
gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat seviyesine hakkı vardır.
27. maddede çocukların bedensel gelişmeleri açısından yaşamsal önem
taşıyan üç girdiden söz edilmektedir. Bunlar beslenme, giyinme ve barınmadır.
Barınma ile ilgili olarak çocukların ev ortamında, mahallede ve toplumda tehlikesiz,
sağlıklı ve güvenli bir ortam gereksinimleri, trafik ve diğer tehlikelerden koruyucu
önlemler vurgulanmaktadır.
Canım Kardeşim adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların madde 27
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
“Müge yemekten önce ödevlerini bitir kızım”, “Müge kızım anlat bakalım
ödevin neymiş?”,” Müge’nin ödevine öyle bir dalmışız ki saati unutmuşuz.”,
“Bulduğumuz meslekler ödevin için yeterli mi Mügeciğim?”, “Yaşasın babam bize
hikaye anlatacak”, “Bobo birazdan babam gelecek ve biz uyuyalım diye bize
hikaye anlatacak. Annemde güzel hikaye anlatır ama genelde bu görev babama
düşer” ifadelerinden anne ve babanın Müge’nin ödevleriyle ilgilendikleri, akşamları
onlara hikaye anlattıkları bu sayede anne baba ve çocuk arasında hem olumlu
iletişimin sağlanabileceği, hem de bilişsel ve kültürel gelişimlerine katkı sağlayarak
madde 27’ye yer verildiği düşünülmektedir.
Babanın yemekten sonra eşine söylediği “Ellerine sağlık karıcığım”
ifadesinden çocuklara olumlu sosyal ilişkiler kurma açısından model olduğu bu
nedenle madde 27 kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
51
“Olur mu öyle şey Mineciğim, uçurtmalar her zaman mutludur, belki de
gökyüzündeki uçurtma ülkesine gitmiştir”, “Ben sizin yaşınızdayken rekorlar kırıp
madalyalar kazanan bir atlet olmak isterdim, atlet olmak çok güzel” ifadeleriyle anne
ve baba çocukların hayal kurmasını destekleyerek ruhsal açıdan rahatlamalarını
sağlamaktadır.
Görsel içerikler incelendiğinde; ev ortamının çocukların sağlıklı gelişimlerini
destekleyici nitelikte olduğu görülmektedir. Çocukların kendilerine ait odaları
bulunmaktadır, evlerinin bahçesinin güvenlik açısından uygun olacak şekilde çitlerle
çevrili olduğu ve bahçede çocukların bedensel ve ruhsal gelişimlerini destekleyici
oyun parkının olduğu görülmektedir.
Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizinin görsel ve sözel içeriklerinde aşağıdaki
bulguların madde 27 kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
“Hiç endişelenme ayıcık her şey yolunda gidecek güven bana bu gördüğün
ayıcıkların hepsi senin arkadaşın olacak” ifadesinden annenin ayıcığın duygusal
açıdan rahatlamasını sağladığı düşünülmektedir.
“Dikkat et ayıcık beni çok korkuttun. Ben tutmasaydım bir yerini incitebilirdin
tatlım. Hem söyler misin o taburenin üzerinde ne yapıyorsun?”, “Dur oğlum yavaş
bir adım daha atsaydın cam kırıkları ayağını kesecekti”, “Yavaş ol ayıcık yanacaksın.
Yemek henüz hazır değil”, “Ama lütfen bastığın yere çok dikkat et”, “Bastığın yere
dikkat et ayıcık ayağın her an kayabilir” ifadeleri ile anne baba ve dedenin bedensel
gelişimle ilgili olarak ev ortamında tehlikelere karşı güvenliğin sağlanmasına çalıştığı
düşünülmektedir.
“Ekmeği kabuğundan yemek ister misin”, “Acıktınız mı bir şeyler yemek ister
misiniz?”, “Lütfen uzatma ayıcık şimdi pastanın sırası değil birazdan yemek
yiyeceksin”, “Pekiyi ben gidip yemek hazırlayacağım uslu uslu yıkanırsın tamam mı”,
“Bak bebek sütünü bitirmek üzere bu arada sen de bisküvilerini ye”, “Merhaba
ayıcık biliyor musun bu gün çok özel bir pasta yiyeceğiz” ifadelerinden bedensel
gelişimle ilgili olarak beslenmeye vurgu yapıldığı düşünülmektedir.
“Kahverengi ayıcık spor yapmayı çok sever. Bazen zorlansa da sonuna kadar
devam eder”, “Kahverengi ayıcık ve babası kapalı yüzme havuzuna gitmeye karar
52
vermişlerdi” ifadelerinden ayıcığın bedensel gelişimi için anne ve babasının ayıcığa
fırsat sunduğu görülmektedir.
Görsel içerikler incelendiğinde ayıcığın evinde kendine ait bir odası olduğu,
evlerinin tehlikesiz, güvenli ve sağlıklı bir ortam gereksinimini karşıladığı, bedensel
gelişimle ilgili girdilerden giyinmeye baktığımızda ayıcığın mevsimine uygun nitelikte
kıyafetler giydiği gözlenmiştir.
Trotro adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki ifadelerin madde 27
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
“Lütfen giyinip sonra da kahvaltını yap”, “Az sonra yemek yiyeceğiz
pijamalarını giy lütfen”, “Onu yemekten sonra yiyebilirsin Trotro”, “Bak yapacağım
çorba için bir patates, iki pırasa ve üç tane de havuca ihtiyacım var” ifadelerinin
bedensel gelişimle ilgili olan girdilerden beslenmeyi kapsadığı düşünülmektedir.
“Trotro yapacağım çorba için sebze bahçesine gidip birazcık sebze
toplayabilir misin? Bak yapacağım çorba için bir patates, iki pırasa ve üç tane de
havuca ihtiyacım var” ifadesinden annenin Trotro’nun yaşına uygun sorumluluk
vererek hem matematik becerilerini hem de özgüvenini desteklediği
düşünülmektedir.
Bababın Trotro’ya karşı kullandığı “Teşekkür ederim Trotro” ifadesinin,
Zoe’nin Trotro’ya karşı kullandığı “Çok güzel bir şey böyle küçük çiçekleri çok
severim. Hediyemi de sevdim. Teşekkür ederim Trotro.” ifadesinin, annenin babaya
karşı kullandığı “Aa teşekkür ederim. Çok güzel kokuyorlar. Gerçekten çok naziksin”
ifadesinin, Zoe’nin Trotro’ya karşı kullandığı “Bana mı? Gerçekten çok güzel bir
buket Trotro bunu hayatımın sonuna kadar saklayacağım. Çok teşekkür ederim”
ifadesinin toplumsal ve ahlaksal gelişim içerisinde olumlu sosyal ilişkiler kurma
açısından model olduğu düşünülmektedir.
Jibber ve Jabber adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların madde
27’nin olumsuz kullanımına örnek olduğu görülmektedir.
Jibber ve Jabber’in kullandığı “Peki ya biz, biz de açız” ifadesinden, ablanın
kullandığı “Peki ya bakın ne diyeceğim eğer Jölebaz’a bunu yedirirseniz istediğiniz
abur cuburu yiyebilirsiniz” ifadesinden yeterli ve sağlıklı beslenmenin sağlanamadığı
düşünülmektedir.
53
Ablanın kullandığı “Eğer yine telefonda benmişim gibi numara yaptıysanız
size benim kıyafetlerimi giydireceğim ve oturtup bebeklerimle çay içireceğim tamam
mı” ifadesinden Jibber ve Jabber’ın cinsiyetlerine uygun olmayan bir yolla
cezalandırıldıkları ve bu nedenle ruhsal gelişimlerinin olumsuz etkilenebileceği
düşünülmektedir.
Biz İkimiz adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki ifadelerin madde 27
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Annenin “Yemek hazır”, “Minnoşlarıma sütlaç yapıyorum” ifadeleriyle
bedensel gelişim ile ilgili girdilerden beslenmeye değinildiği görülmektedir.
Çizgi dizinin görsel içeriklerinden ve Ceren’in “Biz ikimiz Arda’yla çok güzel
bir oyun oynadık” ifadesinden barınma ile ilgili olarak ev ortamında her iki
cinsiyetten çocuklara eşit oyun ve öğrenme fırsatı verildiği düşünülmektedir.
Görsel içerikler incelendiğinde Arda ve Ceren’in gelişimlerini destekleyici
tehlikesiz ve güvenli bir ev ortamı için evin bahçesinin çitlerle çevrili olduğu, Arda ve
Ceren’in kendilerine ait bir odalarının olduğu ve bu durumda ev ortamının çocuğun
bakımını kolaylaştırdığı, çocuğun temel gereksinimlerini karşıladığı düşünülmektedir.
Pepee adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların madde 27
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
“Çocuklar Pepee Bebe hadi aşağıya gelin kahvaltı hazır”, “Şimdi bir güzel
kahvaltımızı yapıyoruz”, “Evet kim süt içiyor?”, “Birer dilim de ballı ekmek, alın
bakalım”, “Biraz peynir, biraz da zeytin koyuyorum tabağınıza”, “Size harika bir tatlı
yaptım sütle çok güzel gider” ifadelerinden anne, baba ve nenenin bedensel
gelişimle ilgili olan girdilerden sağlıklı ve yeterli beslenmeye örnek oluşturduğu
düşünülmektedir.
Annenin “Evet oturuyoruz yerlerimize, emniyet kemerlerimizi takıyoruz”,
“Emniyet kemerlerimizi de takıyoruz”, “Çocuklar ön koltuğa oturmazlar Pepe”,
“Emniyet kemerini de tak Pepe” ifadelerinden bedensel gelişimle ilgili olarak
trafikten ve diğer tehlikelerden koruyucu önlemleri aldığı görülmektedir.
“Benim yaşım sizinkinden çok ya ben sizden daha yaşlıyım. Yaşı çok olana
yaşlı denir, yaşı az olana da genç denir”, “Evet küçük kelebeğim kara möcüğün yaşı
sarı möcüğün yaşından daha çok, yaşı çok olana yaşlı, yaşı az olana genç denir. Bu
54
yüzden sarı möcük genç, kara möcük yaşlı”, “Yani bu kişi eniştenizden benden
babanızdan bile daha yaşlı biri, bu kişinin yanında biz genciz”, “Sen, Bebe, annen ve
baban küçük ailesiniz. Buna çekirdek aile de denir”, “Ege, teyzeniz, enişteniz ve
Şila’da bir küçük yani çekirdek aile” ifadelerinden çocukların kavram gelişimlerinin
desteklendiği görülmektedir.
Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların madde 27
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
“Makarna ve domates sos hayranıyım yarın yemekte de o var, tamam mı
çocuklar”, “Sofi yemek zamanı canım”, “Haydi yukarı çıkın yemek zamanı geldi
çocuklar”, “Bil bakalım babam kahvaltıda ne yaptı”, “Günaydın kahvaltı yapmak ister
misin Sofi?” ifadelerinden bedensel gelişimle ilgili girdilerden beslenmeye değinildiği
görülmektedir.
“Laura şimdi ne demek oluyor bu kardeşine teşekkür etmeyecek misin?”,
“Ders başlamadan önce bizi kabul ettiğiniz için size teşekkür ederim”, “Laura bana
balı uzatır mısın lütfen, çok teşekkür ederim Laura”, “Çok hoş bir hareketti o yüzden
teşekkür yerine kabul edebiliriz”, “Harika teşekkür ederim”, “Tamam özür dilerim,
hoşçakalın”, “Çok özür dilerim ama bebekler ele avuca sığmaz bunu biliyorsun değil
mi?” ifadelerinden anne ve babanın çocukların toplumda kabul görmelerini
kolaylaştırıcı sosyal uyum becerilerini desteklemek için model oldukları
görülmektedir.
Babanın uyumadan önce çocuklara masal anlatmasıyla çocukların bilişsel ve
dil gelişimlerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Laura’nın “Yeni spor çantam sınıftaki herkeste aynından bir tane var, bakın
burada spor tshirtüm var, özel spor ayakkabım ve gereken her şey çok iyi değil mi?”,
“Evet çok güzel olacak halatlar ve daha bir sürü malzeme var, orada çok
eğleneceğim, hatta zıplamak için trambolin bile var” ifadelerinden Laura’nın
bedensel gelişiminin desteklediği düşünülmektedir.
Görsel içerikler barınma ihtiyacı açısından incelendiğinde Laura ve
Tommy’nin kendilerine ait odalarının olması ev ortamının çocuğun bakımını
kolaylaştırması, çocuğun temel gereksinimlerini karşılaması açısından olumlu
kullanıldığını göstermektedir. Ayrıca çocukların cinsiyet farkı olmadan evlerinde ve
55
yakın çevrelerinde eşit öğrenme ve oyun oynama imkanlarının tanındığı
görülmektedir.
4.4. Çizgi Dizilerde Gelişme Hakkı Alt Kategorilerine İlişkin Bulgular
Gelişme Hakkı kapsamında değerlendirilen maddeler her çizgi dizide olumlu
ve olumsuz kullanımlarına göre çözümlenmiştir.
Grafik 5. Gelişme Hakkının Olumlu Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı
Grafik 5 incelendiğinde çizgi dizilerde gelişme haklarından madde 5, 7, 28/29
ve 31’e yer verildiği görülmektedir. Gelişme haklarından en çok madde 31’e yer
verildiği görülmektedir. Madde 5’e en çok Canım Kardeşim adlı çizgi dizide yer
verildiği, Jibber ve Jabber, Biz İkimiz adlı çizgi dizilerde yer verilmediği
görülmektedir. Madde 7’ye Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizi dışında tüm çizgi
dizilerde yer verilmiştir. Madde 28/29’a en çok Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizide yer
verildiği, Pepee ve Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizilerde hiç yer verilmediği
görülmektedir.
0
5
10
15
20
25
30
Canım
Kardeşim
Kahverengi
Ayıcık
Trotro Jibber ve
Jabber
Biz İkimiz Pepee Laura'nın
Yıldızı
M5 M7 M28/29 M31
56
Grafik 6. Gelişme Hakkının Olumsuz Kullanımının Çizgi Dizilere Göre
Gelişme Hakkının olumsuz kullanımına madde 7 ile Kahverengi Ayıcık adlı
çizgi dizide yer verilmiştir.
Madde 5: Devlet, çocuğun yeteneklerinin geliştirilmesi ile uyumlu olarak,
çocuğa yol gösterme ve onu yönlendirme konusunda ana–babanın, yerel gelenekler
öngörüyorsa uzak aile veya topluluk üyelerinin, yasal vasilerinin veya çocuktan
hukuken sorumlu öteki kişilerin sorumluluklarına, haklarına ve ödevlerine saygı
gösterir.
Canım Kardeşim adlı çizgi dizi incelendiğinde “Önce büyüyünce ne olmak
istediğini düşün istersen”, “Bak bu çok güzel bir meslek, ödevine bunu mutlaka
yazmalısın”, “Benim güzel kızım önce yüzme öğrenmelisin”, “Sen daha çok küçüksün
Mineciğim, önünde uzun yıllar var tabii ki hayallerin olacak” ifadelerinden anne ve
babanın Mine ve Müge’nin katılım ve düşünce özgürlüğü hakkı ile ilişkili olarak,
gelişen yetenekleri ile uyumlu bir biçimde yön gösterdiği görülmektedir.
Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizinin görsel içeriklerinde babanın Kahverengi
Ayıcık’ın yeteneklerinin gelişimini bisiklet binme, yüzme gibi sporlarla desteklediği
görülmektedir.
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
4
4,5
Canım
Kardeşim
Kahverengi
Ayıcık
Trotro Jibber ve
Jabber
Biz İkimiz Pepee Laura'nın
Yıldızı
M7
57
Trotro adlı çizgi dizi incelendiğinde babanın “Bak ayaklarınla benim
yaptıklarımı yapmaya çalış”, annenin “Ellerini çekiyorsun ve sonra da dönüyorsun”
ifadeleriyle Trotro’ya dans etmeyi öğrettikleri görülmektedir.
Pepee adlı çizgi dizi incelendiğinde dedenin “Herkesin resim defterleri ve
kalemleri yanında mı bakayım. Şimdi birbirimize göstermeden hepiniz aklınıza ilk
gelen şeyi çizeceksiniz” ifadesinden çocukların ince motor gelişimlerinin
desteklendiği görülmektedir.
Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizi incelendiğinde Laura’nın “Evet çok güzel
olacak. Orada halatlar ve daha bir sürü malzeme var. Orada çok eğleneceğim. Hatta
zıplamak için trambolin bile var” ifadesinden ve görsel içeriklerden spor sınıfına
başladığı görülmektedir. Mahalledeki diğer çocukların “Biz de gitmeliyiz. Koro
çalışmasına katılacağız” ifadeleri ile yeteneklerinin geliştirildiği düşünülmektedir.
Madde 7: Çocuk doğumdan hemen sonra derhal nüfus kütüğüne
kaydedilecek ve doğumdan itibaren bir isim hakkına, bir vatandaşlık kazanma
hakkına ve mümkün olduğu ölçüde ana–babasını bilme ve onlar tarafından bakılma
hakkına sahip olacaktır.
Canım Kardeşim adlı çizgi dizinin incelenen sözel ve görsel içeriklerinde,
Mine ve Müge kardeşlerin isim hakkına, ana‐babasını bilme ve onlar tarafından
bakılma hakkına sahip oldukları görülmektedir.
Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizi incelendiğinde Kahverengi Ayıcık’a anne ve
babasının “ayıcık” diyerek seslendiği, herhangi bir özel isim belirtilmediği
görülmektedir. Bu durumun madde 7’nin olumsuz kullanımına örnek olduğu
düşünülmektedir.
Trotro adlı çizgi dizinin incelenen sözel ve görsel içeriklerinde, Trotro’nun
isim hakkına, ana‐babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahip olduğu
görülmektedir.
Jibber ve Jabber adlı çizgi dizinin incelenen sözel ve görsel içeriklerinde,
Jibber ve Jabber kardeşlerin isim hakkına, ana‐babasını bilme ve onlar tarafından
bakılma hakkına sahip oldukları görülmektedir.
58
Biz İkimiz adlı çizgi dizinin incelenen sözel ve görsel içeriklerinde, Arda ve
Ceren kardeşlerin isim hakkına, ana‐babasını bilme ve onlar tarafından bakılma
hakkına sahip oldukları görülmektedir.
Pepee adlı çizgi dizinin incelenen sözel ve görsel içeriklerinde, Pepee’nin
isim hakkına, ana‐babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahip olduğu
görülmektedir.
Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizinin incelenen sözel ve görsel içeriklerinde,
Laura’nın isim hakkına, ana‐babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına
sahip olduğu görülmektedir.
Madde 8: Taraf Devletler, yasanın tanıdığı şekliyle çocuğun kimliğini;
tabiiyeti, ismi ve aile bağları dahil, koruma hakkına saygı göstermeyi ve bu konuda
yasa dışı müdahalelerde bulunmamayı taahhüt ederler.
İncelenen çizgi dizilerin sözel ve görsel içeriklerinde Madde 8’e yer verilmediği
görülmektedir.
Madde 10: Taraf Devletlere düşen sorumluluğa uygun olarak, çocuk veya ana
–babası tarafından, ailenin birleşmesi amaçlarıyla yapılan bir Taraf Devlet ülkesine
girme ya da onu terketme konusundaki her başvuru, Taraf Devletlerce olumlu, insani
ve ivedi bir tutumla ele alınacaktır. Taraf Devletler, bu tür bir başvuru yapılmasının
başvuru sahipleri veya aile üyeleri aleyhine sonuçlar yaratmamasını taahhüt ederler.
İncelenen çizgi dizilerin sözel ve görsel içeriklerinde Madde 8’e yer verilmediği
görülmektedir.
Madde 23: Taraf Devletler zihinsel ya da bedensel özürlü çocukların
saygınlıklarını güvence altına alan, özgüvenlerini geliştiren ve toplumsal yaşama
etkin biçimde katılmalarını kolaylaştıran şartlar altında eksiksiz bir yaşama sahip
olmalarını kabul ederler.
İncelenen çizgi dizilerin sözel ve görsel içeriklerinde Madde 8’e yer verilmediği
görülmektedir.
59
Madde 28/29: Devlet, çocuğun eğitim hakkını kabul eder ve bu hakkın fırsat
eşitliği temeli üzerinde gerçekleştirilmesi için gerekli önlemleri alır. Devlet çocuk
eğitiminin belirli amaçlara yönelik olmasını kabul eder.
Canım Kardeşim adlı çizgi dizi incelendiğinde “Müge yemekten önce
ödevlerini bitir kızım”, “Olmaz Mine ödevim var, çalışmam gerekiyor”, “Çünkü
öğretmenim çok akıllı her şeyi biliyor” ifadelerinden Müge’nin eğitim hakkından
yararlandığı düşünülmektedir.
Çizgi dizilerden Kahverengi Ayıcık incelendiğinde “Kahverengi Ayıcık Okula
Başlıyor” adlı bölümün görsel içeriklerinde Kahverengi Ayıcık’ın eğitim hakkından
yararlandığı görülmektedir. Ayrıca “Kahverengi Ayıcık o gün okula başlayacaktı. Bu
yüzden çok gururlu ve heyecanlıydı. Ders çalışmak ve oynamak için hazırdı”,
“Anneciğim okulda bütün gün kalacak mıyım?”, “Hayır ayıcık sen sabahçısın sadece
sabahları okulda olacaksın”, “Ne kötü ben bütün gün okulda olmak isterdim”,
“Günaydın kahverengi ayıcık ben senin öğretmeninim gel hadi sana sınıfını
göstereyim. Bu çiftlikte hayvanlarla oynayabilirsin”, “Öğretmeninin çok tatlı bir
hanım doğrusu bu konuda çok şanslısın ayıcık”, “Evet dersimiz başlamak üzere
bütün anne ve babalardan çıkmalarını rica ediyorum”, “Bugün okulun ilk günüydü.
Her şey yolunda gitmişti ama yine de ayıcık annesiyle birlikte eve dönmekten çok
mutluydu”, “Kahverengi ayıcık okula koşa koşa gidiyor çünkü orada arkadaşlarını
görüyor ama onu en çok mutlu eden şey küçük boz ayıcığı görmek”
Trotro adlı çizgi dizinin görsel içeriklerinde Trotro’nun okula gittiği,
arkadaşlarıyla birlikte eğitim aldığı görülmektedir. Ayrıca “Öğretmenimiz birer paket
bitki tohumu verdi. Büyümesini izleyin dedi”, “Evet ders bitmiştir şimdi Afrika’da
yaşayan hayvanlar resmini yapmaya başlayabilirsiniz” ifadelerinden Trotro’nun
eğitim hakkından yararlandığı görülmektedir.
Jibber ve Jabber adlı çizgi dizi incelendiğinde ablanın “Annem söyledi,
dışarıda hava çok güzelmiş, ikisi de dışarıya çıksın dedi, bu benimde işime gelir
çünkü ders çalışmalıyım” ifadesinden eğitim hakkından faydalandığı anlaşılmaktadır.
Biz İkimiz adlı çizgi dizinin görsel içeriklerinde Arda ve Ceren’in okula gittiği
görülmektedir. “Okul nasıl geçti”, “İyi geçti anneciğim ama öğretmenimiz çok zor bir
60
ödev verdi”, “Sürpriz ders başlayınca görürsün Ali” ifadelerinden ve görsel
içeriklerden eğitim hakkından yararlandığı görülmektedir.
Madde 31: Çocuğun dinlenme, boş zaman değerlendirme, oynama ve yaşına
uygun eğlence (etkinliklerinde) bulunma ve kültürel ve sanatsal yaşama serbestçe
katılma hakkı
Canım Kardeşim adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların Madde 31
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Müge’nin “Bitirdim zaten anne kitap okuyorum şimdi” ifadesinden boş
zamanını değerlendirdiği düşünülmektedir.
Babanın “Tutun bakalım uçurtmayı ben bırakın deyince bırakın tamam mı?”
ifadesinden çocukların yaşına uygun etkinliklerde bulunduğu görülmektedir.
“Ablacığım hadi oyun oynayalım”, “Saklambaç oynamaya ne dersiniz?”,
“Şimdi odalarında oyun oynuyorlar” ifadelerinden oyun oynama hakkına değinildiği
görülmektedir.
Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların madde 31
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
“Anne çabuk ol. Biran önce çıkıp babamla kardan adam yapmak istiyorum”,
“Yüzmek bayağı yorucu bir spormuş”, “Kahverengi ayıcık spor yapmayı çok sever”,
“Torunu kahverengi ayı ile birlikte balık tutmaya gidiyor” ifadelerinden Kahverengi
Ayıcık’ın yaşına uygun etkinliklerde bulunduğu görülmektedir.
“Kahverengi ayıcık o gün okula başlayacaktı. Bu yüzden çok gururlu ve
heyecanlıydı. Ders çalışmak ve oynamak için hazırdı”, “Bu çiftlikte hayvanlarla
oynayabilirsin”, “Hadi gel bak burada kocaman bir çiftlik var”, “Araba ile ben
oynamak istiyorum”, “Kahverengi ayıcık oyuncaklarını paylaşınca arkadaşıyla
oynamaktan zevk almaya başladı”, “Karnı doyduğuna göre şimdi oyun oynayabiliriz”,
“Gel hadi tuğlalardan kale yapalım”, “Hayır olmaz ben yapbozu tercih ederim”,
“Eğer istersen ben seninle yapboz oynayabilirim boz ayıcık”, “Hayır olmaz boz
ayıcıkla ilk ben oynayacaktım”, “Benimle misket oynamak ister misin?”, “Babacığım
bak bende o kaydıraktan kayabilir miyim?”, “Ne dersin önce biraz saklambaç
61
oynayalım mı?”, “Şimdi ne oynayacağız?”, “Biraz daha sakin oynayamaz mısın?”
ifadeleri ile oyun oynama hakkına yer verildiği düşünülmektedir.
“Kahverengi ayıcık o gün anne ve babasıyla birlikte çiftliğe gidecekti. Bunun
için çok heyecanlıydı” ifadesinden Kahverengi Ayıcık’ın istediği şeyi yapma zamanı
ve özgürlüğü olduğu için boş zaman değerlendirmeye örnek teşkil ettiği
düşünülmektedir.
Trotro adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların madde 31
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
“Zoyi’yi dansa davet etmek için kum havuzuna”, “Şimdi Afrika’da yaşayan
hayvanlar resmini yapmaya başlayabilirsiniz”, “Dans etmeye ne dersiniz?”
ifadelerinden yaratıcı ve performansa dayalı sanatlar kapsamına giren insanların
eğlenme amacıyla giriştikleri eğlence etkinlikleri kapsamında değerlendirilebileceği
düşünülmektedir.
Görsel içerikler incelendiğinde ailece sinemaya gittikleri gözlenmiştir. Bu
davranışlarının da boş zaman değerlendirmeye örnek olacağı düşünülmektedir.
“İyi uyudun mu bakalım Trotro”, “Çünkü kule yapamayacak kadar uykun var
ve o yüzden yatağına gitmen gerekiyor”, “Çok yakında uykusunu iyice almış
Trotronun yaptığı bir kule göreceksin baba”, “Uyan Trotro az sonra deniz kenarında
tatil yapmak için yola çıkacağız” ifadelerinden zihinsel ve bedensel gevşeme ve uyku
anlamında temel gereksinimleri ifade eden “dinlenme” hakkına değinildiği
görülmektedir.
“Peki soğumasını beklersem gidip oyun oynayayım”, “Sen git biraz oynasana
Trotro”, “Aferin bu daha iyi şimdi odana gidip sessiz bir oyun oyna bakalım”, “İşte bu
sessiz bir oyun. Çuf çuf çuf çuufff çuuuff çuf trene yol verin”, Trotro oyuncak ata
binerek “Dört nala dört nala hey”, küpleri üst üste koyarak “İşte bu da son”, taktığı
maskenin düdüğünü çalarak “İşte bu o kadar gürültülü değil”, “bu bir oyun
birbirimizi taklit ediyoruz” ifadeleriyle oyun oynama hakkına değinildiği
düşünülmektedir.
Jibber ve Jabber adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki ifadelerin madde 31
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
62
“Jibber anlatma lütfen hepsini okumadım ki”, “Ben Marcy ile sinemaya
gidiyorum” ifadelerinin boş zaman değerlendirmeye örnek olacağı
düşünülmektedir.
“Süper donanımlı kamyon yastık dağlarını aşabilecek mi dersin?” ifadesinin
oyun oynama hakkına örnek olduğu düşünülmektedir.
Görsel içerikler incelendiğinde Sonlar kitabı adlı bölümde Jibber ve Jabber’ın
yırtılan kitap sayfasını bulmak için kendilerini süper güçleri olan iki kahraman olarak
hayal ederek oyun kurdukları, kur tadam gecesi adlı bölümde kurdukları hayali
oyunla kurt adamı yakalamayı çalıştıkları, satılık uzay adlı bölümde hayali oyunlarıyla
marsa gittikleri ve oradan aldıkları arsaları satmaya çalıştıkları, Lady Jess ve Bayan
Hyde adlı bölümde Jibber ve Jabber kardeşlerin ablalarının duygusal durumundaki
ani değişimleri çözmek için hayali oyun kurdukları gözlenmiştir. Kurdukları bu hayali
oyunlarla oyun oynama hakkına sahip oldukları düşünülmektedir.
Biz İkimiz adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların madde 31
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Çizgi dizinin müziğinde geçen “Oyunlar bizim için, hayaller bizim için”
ifadesinde ve izlenen ikinci bölümün şarkısında geçen “Haydi oynayalım tüm aile
birlikte” ifadesinde oyun hakkına yer verilmiştir.
Çizgi dizinin izlenen birinci bölümünün şarkısındaki “Eski eşyalar yarar bir
sürü işe deney yap işte yeni istediğinde” ifadesinde deney yapmaktan
bahsedilmektedir, “Yeni icadım olan su üzerinde duran kuleyi göstereceğim”
ifadesinde Arda yeni bir icat yaptığını söylemektedir. Bilimsel araştırmalar ve teknik
çalışmalar eğlence etkinlikleri kapsamında değerlendirildiği için bu hakka yer
verildiği düşünülmektedir.
“Hadi ceren 2 dakika kaleye geçsen ne olur sanki?”, “Minik bebeğim
oynayalım mı?”, “İstersen önce ben kaleci olayım sonra sen olursun”, “Ceren o bir
top hadi artık at”, “Şimdi sıra bende sıkı dur”, “Dünyanın en güzel şutu geliyor”,
“Evet pilot Arda’nın uçağını yapacağım”, “Sayın yolcularımız pilotunuz Arda
konuşuyor. Birazdan uçağımız kalkışa geçecek lütfen kemerlerinizi takınız”, “Baba biz
de kamerayla oynayabilir miyiz?”, “Burası bizim bahçemiz oyun bahçemiz”, “Kedicik
ne güzel oynuyorduk niye çıktın şimdi ağaca?”, “Ceren babamın aldığı maketi yaptım
63
baksana”, “Haydi oynamaya gidelim”, “Kiminle oynayacağız”, “Bizimle oynar mısınız
çocuklar”, “Tabii ki oynarız”, “madem bizimle oynamak istiyorlar haydi o zaman
gidelim”, “Babacığım bu oyunu izlemek çok zevkliymiş”, “Sık sık aileyi bir araya
toplar onlara yeni oyunlar oynardım”, “Çocuklar bugün Arda ve Ceren sizin için kukla
oyunu hazırlamışlar”, “Biz ikimiz bugün kukla oyunuyla herkesi güldürmeyi
başarmıştır” ifadelerinde oyun hakkına değinildiği görülmüştür.
Pepee adlı çizgi dizi Madde 31 kapsamında değerlendirildiğinde aşağıdaki
bulgulara yer verilmiştir.
“Durun bir oyunla anlatayım nereye gideceğimizi”, “Ne oyun mu?”, “Oyun
oynayabilir miyiz?”, “Tabii çocuklar oynayabilirsiniz”, “Acaba bize nasıl bir oyun
öğretecek”, “Ne oynayacağız bugün dede”, “Oyunumuza başlayalım tamam mı
çocuklar?”, “Evet çocuklar şimdi birbirimize göstermeden hepiniz aklınıza ilk gelen
şeyi çizeceksiniz bitiren bitirdim diye bağırsın tamam mı?” ifadelerinde oyun hakkına
yer verildiği görülmektedir.
“Yaşasın dedemin çiftliğine gideceğiz”, “Haydi şimdi hazırlanın dedenler
çiftlikte bizi bekliyor çocuklar” ifadelerinden Pepee ve Bebe’nin istediği şeyi yapma
zamanı ve özgürlüğü olduğu için boş zaman değerlendirmeye örnek teşkil ettiği
düşünülmektedir.
Laura’nın Yıldızı adı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların madde 31
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
“Nasıl görünüyorum, ben ejderim ateş saçıyorum”, “Hepimizin oynayacağı
bir oyunum var”, “Kendi aramızda küçük bir oyun oynuyoruz”, “Kum havuzunda
oynayalım”, “Pekiyi ben şimdi burada kiminle oynayacağım?”, “Birlikte çamur
pastası yapalım mı?”, “Haydi oynayalım Sofi”, “Bunun için taş mı makas mı
oynayalım mı?”, “Baba onu tutabilir miyim? Odama götürüp oynamak istiyorum”
ifadelerinde oynama hakkına yer verildiği görülmektedir.
“Evet çok güzel olacak halatlar ve daha bir sürü malzeme var, orada çok
eğleneceğim, hatta zıplamak için trambolin bile var”, “Bizde gitmeliyiz koro
çalışmasına katılacağız”, “Neden daha değişik şeyler yapmıyoruz? Mesela şarkı
söylemek gibi ya da tekerleme uydurmak gibi eğlenceli olmaz mı ne dersin Laura?”
64
ifadelerinden bedensel faaliyeti içeren spor, yaratıcı ve performansa dayanan sanatı
kapsayan eğlence etkinliklerine yer verildiği görülmektedir.
4.5. Çizgi Dizilerde Korunma Hakkı Alt Kategorilerine İlişkin Bulgular
Korunma Hakkı kapsamında değerlendirilen maddeler her çizgi dizide olumlu
ve olumsuz kullanımlarına göre çözümlenmiştir.
Grafik 7. Korunma Hakkının Olumlu Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı
Grafik 7 incelendiğinde Korunma Hakkına Canım Kardeşim, Jibber ve Jabber,
Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizilerde yer verildiği görülmektedir. İncelenen çizgi
dizilerde Korunma Haklarından madde 2 ve 9’a yer verilmiştir.
İncelenen çizgi dizilerin sözel ve görsel içeriklerinde Korunma Hakkının
olumsuz kullanımına yer verilmediği gözlemektedir.
Madde 2: Devlet, bu Sözleşme’de yazılı olan hakları kendi yetkileri altında
bulunan her çocuğa, kendilerinin, ana–babalarının veya yasal vasilerinin sahip
oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve
sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım
gözetmeksizin tanır ve taahhüt eder.
0
0,5
1
1,5
2
2,5
Canım
Kardeşim
Kahverengi
Ayıcık
Trotro Jibber ve
Jabber
Biz İkimiz Pepee Laura'nın
Yıldızı
M2 M19
65
Canım Kardeşim adlı çizgi dizi incelendiğinde okula gitme yaşı gelen
Müge’nin eğitim hakkından yararlandığı görülmektedir. Müge’nin kız çocuklarının
eğitim imkanlarından alıkoyan cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmadığı görülmektedir.
Jibber ve Jabber adlı çizgi dizi incelendiğinde Jessica’nın eğitim hakkından
yararlandığı ve arkadaşıyla birlikte sinemaya gittiği görülmektedir. Kız çocuklarının
eğitim imkanlarından ve sosyal yaşama katılımından alıkoyan cinsiyet ayrımcılığına
maruz kalmadığı görülmektedir.
Biz İkimiz adlı çizgi dizi incelendiğinde Arda ve Ceren’in okula birlikte gittiği,
anneleriyle birlikte Kız Kulesi’ne gittikleri görülmektedir. Bu bulgular kapsamında
Ceren’in cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmadığı düşünülmektedir.
Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizi incelendiğinde Laura’nın kardeşi Tommy’le
birlikte parka gidip oynadığı, spor sınıfına devam ettiği görülmektedir. Laura’nın
sosyal yaşama katılımının kısıtlanmadığı görülmektedir.
Madde 11: Taraf Devletler, çocukların yasadışı yollarla ülke dışına çıkarılıp geri
döndürülmemesi halleriyle mücadele için önlemler alırlar.
İncelenen çizgi dizilerin sözel ve görsel içeriklerinde madde 11’e yer
verilmediği görülmektedir.
Madde 19: Devlet, çocuğun ana–babasının ya da onlardan yalnızca birinin,
yasal vasi veya vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken
bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suistimale, ihmal ya da ihmalkâr
muameleye, ırza geçme dahil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması
için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alır.
Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizi incelendiğinde Tommy’nin yaramazlık yapan
bebeğe “Gel buraya bakalım yoksa şaplak mı istiyorsun” dediği, buna karşılık ablası
Laura’nın “Şaplak yok Tommy” diyerek Tommy’i uyardığı görülmektedir. Laura’nın
bebeği şiddet ve kötü muameleye karşı koruduğu düşünülmektedir.
İncelenen çizgi dizilerin sözel ve görsel içeriklerinde aile bakımından yoksun
çocukların korunmasını ve evlat edinmeyi içeren madde 20/21’e, mülteci çocukların
66
korunmasını içeren madde 22’ye, korunma ve bakım altındaki çocukların takibini
içeren madde 25’e, ekonomik sömürüden korunmayı içeren madde 32’ye, madde
bağımlılığından korunmayı içeren madde 33’e, cinsel sömürüden korunmayı içeren
madde 34’e, çocuk satışı ve kaçakçılığından korunmayı içeren madde 35’e, diğer
tüm sömürü biçimlerinden korunmayı içeren madde 36’ya, işkence veya diğer
zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve cezadan korunmayı içeren madde
37’ye, savaş ve silahlı çatışmadan korunmayı içeren madde 38’e, çocuk mağdurların
yeniden topluma kazandırılmasını içeren madde 39’a ve ceza hukukunda çocuklara
yaklaşımı içeren madde 40’a değinilmediği gözlenmiştir.
4.6. Çizgi Dizilerde Katılım Hakkı Alt Kategorilerine İlişkin Bulgular
Katılım Hakkı kapsamında değerlendirilen maddeler her çizgi dizide olumlu
ve olumsuz kullanımlarına göre çözümlenmiştir.
Grafik 8. Katılım Hakkının Olumlu Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı
Grafik 8 incelendiğinde tüm çizgi dizilerde Katılım Hakkına yer verildiği
görülmektedir. Katılım haklarından madde 12’ye en çok Kahverengi Ayıcık adlı çizgi
dizide yer verildiği, Jibber ve Jabber, Biz İkimiz adlı çizgi dizilerde hiç yer verilmediği
görülmektedir. Madde 13’e en çok Pepee adlı çizgi dizide yer verildiği, Jibber ve
Jabber adlı çizgi dizide hiç yer verilmediği görülmektedir. Madde 16’ya incelenen
0
2
4
6
8
10
12
14
16
Canım
Kardeşim
Kahverengi
Ayıcık
Trotro Jibber ve
Jabber
Biz İkimiz Pepee Laura'nın
Yıldızı
M12 M13 M16 M17
67
çizgi dizilerden Trotro, Jibber ve Jabber adlı çizgi dizilerde yer verildiği, diğer çizgi
dizilerde Madde 16’ya yer verilmediği görülmektedir. Madde 17’ye Jibber ve Jabber,
Biz İkimiz adlı çizgi dizilerde yer verildiği, diğer çizgi dizilerde yer verilmediği
görülmektedir.
Grafik 9. Katılım Hakkının Olumsuz Kullanımının Çizgi Dizilere Göre Dağılımı
Grafik 9 incelendiğinde katılım haklarının iki çizgi dizide olumsuz kullanıldığı
görülmektedir. Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizide Madde 13, Jibber ve Jabber adlı
çizgi dizide Madde 16 olumsuz kullanılmıştır.
Madde 12: Görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun kendini
ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkı, bu görüşlere çocuğun
yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak, gereken özen gösterilmeli.
Canım Kardeşim adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bilgilerin madde 12
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Müge’nin yatma saatiyle ilgili bir konuda “Tavuk muyuz anne biz bu kadar
erken yatılır mı?” ifadesiyle kendini ilgilendiren bir konuda görüşünü serbestçe ifade
edebildiği görülmektedir. Mine’nin ablası Müge’nin ödevlerini yapmak istediğinde
“Senin yapabileceğin bir iş değil bu” ifadesine karşılık “Neden yapamayacakmışım,
0
0,5
1
1,5
2
2,5
Canım
Kardeşim
Kahverengi
Ayıcık
Trotro Jibber ve
Jabber
Biz İkimiz Pepee Laura'nın
Yıldızı
M13 M16
68
ben de yapabilirim” ifadesi, uyku vaktiyle ilgili bir konuşmada “Hayır hiçte bile
uykum gelmedi” diyerek görüşünü belirttiği görülmektedir.
Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizi incelendiğinde Kahverengi Ayıcık’ın annesi
yemekten önce pasta yemesine izin vermeyince “Ama karnım acıktı ben pastayı
şimdi yemek istiyorum işte” ifadesiyle, arkadaşı yapboz oynamak istediğine “Ama
ben de yapbozdan hoşlanmıyorum” diyerek, anne ve babası akşam dışarı çıkarken
Kahverengi Ayıcık’a çocuk bakıcısıyla kalması gerektiğini söylediğinde “Ben burada
çocuk bakıcısıyla kalmak istemiyorum. Ben onu tanımıyorum bile” ifadesiyle, çocuk
bakıcısı Kahverengi Ayıcık’a yatma zamanı geldiğini söylediğinde “Hayır hemen
yatmayalım”ifadesi, başka bir bölümde yine uyku saatiyle ilgili “Hayır hayır şimdi
yatmak istemiyorum. Hoplayıp zıplamak oyun oynamak istiyorum” ifadesi kendisini
ilgilendiren konularda görüşlerini ifade ettiğini göstermektedir.
Trotro adlı çizgi dizi incelendiğinde annesi Trotro’dan eşyalarını toplamasını
istediğinde “Ben hiçbir şey toplayamam. Ben çok küçüğüm, sadece bir bebeğim”
diyerek görüşünü ifade ettiği görülmektedir.
Pepee adlı çizgi dizi incelendiğinde annenin Pepee’nin saçları uzadığı için
“Uzayan saçlarını kesebiliriz” ifadesine karşılık “Kesmek mi kesmek fikrinden pek
hoşlanmadım” diyerek, saçlarını kestirmeye karar verdikten sonra “Ben saçlarımı
kestirmek istiyorum” ifadesi kendisiyle ilgili konularda görüşlerini serbestçe ifade
ettiğini ve gelişen yetenekleriyle birlikte ailenin Pepee’nin görüşlerine saygı duyduğu
görülmektedir.
Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizi incelendiğinde, Harry’nin tüm çocukları kendi
kurduğu oyunu oynamak için zorladığında John’un “Bu saçma oyunu oynamak
istemiyorum” ifadesi, Laura’nın “Senin saçma oyununu oynamayacağım” ifadesi
çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşlerini ifade ettikleri görülmüştür.
Madde 13: Çocuk, düşüncesini özgürce açıklama hakkına sahiptir.
Canım Kardeşim adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların Madde 13
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Canım Kardeşim adlı çizgi dizi incelendiğinde Mine’nin kedisi Mıncır için
alınan bir oyuncakla ilgili “Oynasın zaten sevmedim ben bunu” ifadesi, mesleklerle
69
ilgili konuşulduğunda astronot olmayla ilgi “Çok eğlenceli” ifadesi, kaplan ailesiyle
ilgili “Çok tatlılar bunlardan birisini bizim eve mi götürsek acaba Mıncır?” ifadesi,
“Baba Afrika’ya gidelim mi? Çok eğlenceli” ifadesi, Müge’nin uçurtmalara isim
konmayacağını söylemesi üzerine Mine’nin “Neden olmasın oyuncaklarımıza isim
vermiyor muyuz?” ifadesi, uçurtmaya konan isimle ilgili “Uçuçmuş bence hiç de
ilginç bir isim değil” ifadesi ile Mine ve Müge kardeşlerin düşüncelerini özgürce ifade
ettikleri görülmektedir.
Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların Madde 13
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Okula başlayan Ayıcık’ın okulun yarım gün olduğunu öğrendiğinde “Ne kötü
ben bütün gün okulda olmak isterdim” ifadesi, okulda annesinin de yanında
kalmasını istediğinde “Benimle kalacaksın değil mi anneciğim?”, annesinin “Okulu
sevdin mi?” sorusuna karşılık “Evet eğlenceliydi ama öğleden sonra buraya tekrar
gelmeyeceğiz değil mi?” ifadesi, “Yaşasın inekleri çok severim” ifadesi, evlerine
gelen arkadaşı oyuncaklarıyla oynadığınsa “O benim kamyonum. Gel buraya
kamyonuma binemezsin” ifadesi, “Eve gitmek istemiyorum. Ben pasta istiyorum”
ifadesi, evlerine misafir gelen bebek ile ilgili “Kafam şişti, ne kadar çok ses
çıkartıyor” ifadesi, “Yüzmek bayağı yorucu bir spormuş” ifadesi, “Bence balık tavada
değil suda daha güzel” ifadesi Kahverengi Ayıcık’ın düşüncesini özgürce ifade ettiğini
göstermektedir.
Kahverengi Ayıcık adlı çizgi dizide Kahverengi Ayıcık’ın “Anne çabuk ol biran
önce çıkıp babamla kardan adam yapmak istiyorum” ifadesine karşı annenin “Sende
kardan adamlar gibi sessiz olsan ne güzel olurdu” ifadesi ile annenin Kahverengi
Ayıcık’ın düşüncelerini özgürce açıklama hakkının olumsuz kullanımına örnek olduğu
düşünülmektedir.
Trotro adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların madde 13
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
“Dans etmek sizi gerçekten fark ettirir” ifadesi, “Beni neden uyandırdın
küçük kuş? Sen de çok yaramazsın”, “Dinlesene Teddy küçük kuş ne güzel ötüyor
değil mi?” ifadesi, arkadaşı Zoe’nin doğum günü için seçtiği hediyeyi annesi
beğenmeyince “Ama anne o çok güzel bir battaniye” ifadesi, denizde yüzmeyle ilgili
70
olarak “Küvette yüzmekten çok daha eğlenceli” ifadesi ile düşüncelerini özgürce
açıkladığı görülmektedir.
Biz İkimiz adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların madde 13
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Arda ve Ceren’in birlikte yaptıkları kamera çekimi ile ilgili Arda’nın “Ne güzel
çekim yapmışız öyle değil mi Ceren” ifadesi, Arda’nın yaptığı maketle ilgili Ceren’in
“Çok güzel olmuş Arda” ifadesi, kız kulesini gezmeye gittiklerinde Arda’nın “Ben bu
kuleyi çok sevdim anneciğim” ifadesi, okuldan döndükten sonra Ceren’in annesine
“Öğretmenimiz çok zor bir ödev verdi” ifadesi düşüncelerini özgürce açıklama
hakkını yansıtmaktadır.
Pepee adlı çizgi dizi incelendiğinde Pepee’nin uzayan saçlarıyla ilgili “Anne
ben eski saçlarımı istiyorum. Neden uzadılar ki?”, “Ben saçlarımın eskisi gibi olmasını
istiyorum” ifadesi, arabaya binerken ön koltuğa oturmak istediğinde “Ben öne
oturacağım” ifadesi Pepee’nin düşüncesini özgürce ifade edebildiğini
göstermektedir. Ayrıca Pepee’nin Kocaman Ailesi adlı bölümde herkes birbirine
göstermeden bir aile bireyinin resmini çizip daha sonra sırayla birbirlerine gösterip
kim olduğunu bulmaya çalışmışlardır. Bu oyun sırasında Pepee’nin çizilen resimle
ilgili “Gözleri çok komik olmuş Şila”, “Dedemde beni çizmiş, çok güzel olmuş dede”,
“Dedem nenemi çizmiş, çok güzel olmuş dede” tahmin ettiği resimle ilgili “Sen
sanırım Ege’yi çizmişsin”, “Ben mi?” , Bebe’nin çizilen resimle ilgili “Şila beni
çizmiş”, kendi çizdiği resmi göstermesi istenince “Biraz utanıyorum da” ifadesi,
tahmin ettiği resimle ilgili “Güzel annemle güçlü babam benim”, “Bu benim nenem”
ifadesi ve Şila’nın tahmin ettiği resimle ilgili “Bu benim”, “Evet nenem bu”, çizdiği
resimle ilgili “Biraz komik olmuş” ifadesiyle Pepee, Bebe ve Şila2nın kendi
düşüncelerini özgürce ifade ettiği görülmektedir.
Laura’nın Yıldızı adlı çizgi dizi incelendiğinde aşağıdaki bulguların madde 13
kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Laura eve gelen misafirin bebeğini görünce kendisi de kardeş istemektedir.
Bu konudaki görüşünü “Ben sürekli ilgilenebileceğim bir bebek istiyorum,
sarılabileceğim ve mandalina dediğimde gülecek bir bebek” ifadesiyle dile getirdiği
görülmektedir. Sofi’nin kendisine hiç durmadan anlamsızca konuştuğunu söylemesi
71
üzerine “Anlamsızca konuşmaya devam etmedim. Böyle bir şeyi asla yapmam”
ifadesiyle kendi görüşünü ifade etmektedir. Kardeşi Tommy ile yeni bir kardeşleri
olursa koyacakları isim hakkında tartışırken Tommy “Bir kız kardeşin olabilir ama adı
Mike olacak” diyerek kendi görüşünü ifade etmekte, Laura ise “Mike mı adı Mike
olamaz. Bu kesinlikle bir erkek ismi onun adı Rozella olacak” diyerek kendi görüşünü
belirtmektedir. Sofi Laura hakkında “Bu sırrı saklayacağından emin değilim” diyerek
görüşünü ifade etmektedir.
Madde 14: Taraf Devletler, çocuğun düşünce, vicdan ve din özgürlükleri
hakkına saygı gösterirler.
İncelenen çizgi dizilerin sözel ve görsel içeriklerinde madde 14’e yer
verilmediği görülmüştür.
Madde 15: Taraf Devletler, çocuğun dernek kurma ve barış içinde toplanma
özgürlüklerine ilişkin haklarını kabul ederler.
İncelenen çizgi dizilerin sözel ve görsel içeriklerinde madde 14’e yer
verilmediği görülmüştür.
Madde 16: Hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya
da haksız bir biçimde müdahale yapılamayacağı gibi, onur ve itibarına da haksız
olarak saldırılamaz.
Trotro adlı çizgi dizi incelendiğinde annenin “Trotro sana bir mektup var”
ifadesi ve görsel içeriklere bakıldığında bu mektubun açılmamış olması ve “Alo
Trotro” adlı bölümde arkadaşının Trotro’yu araması ve annesinin cep telefonunu “Al
bakalım Trotro seni arıyorlar” diyerek Trotro’ya vermesi ailenin Trotro’nun özel
yaşantısına ve iletişimine müdahale etmediğini göstermektedir.
Jibber ve Jabber adlı çizgi dizi incelendiğinde “Sonlar Kitabı” bölümünün
görsel içeriklerde Jessica’nın telefonda arkadaşıyla konuştuğu görülmektedir. Bu
bulguyla Jessica’nın iletişim hakkına sahip olduğu düşünülmektedir. “Lady Jess ve
Bayan Hyde” adlı bölümde ise Jessica’yı arkadaşı aramakta ancak Jibber ve Jabber’ın
seslerini değiştirerek telefondaki kişiyle Jessica gibi konuştukları dolayısıyla da
Jessica’nın telefonla konuşmasını engellediği görülmektedir. Aynı bölümde Jessica
72
kardeşlerine “Ben yokken odamdan uzak durun” diyerek özel yaşamına müdahale
edilmemesini istemektedir. Ancak Jibber ve Jabber bu hakkı ihlal ederek Jessica’nın
odasını karıştırdığı görülmektedir. Bu bulguların Jessica’nın özel yaşantısına ve
iletişimine müdahale edilerek madde 16’nın olumsuz kullanımına örnek teşkil ettiği
düşünülmektedir.
Madde 17: Devlet, kitle iletişim araçlarının önemini kabul ederek çocuğun;
özellikle toplumsal, ruhsal ve ahlâki esenliği ile bedensel ve zihinsel sağlığını
geliştirmeye yönelik çeşitli ulusal ve uluslararası kaynaklardan bilgi ve belge
edinmesini sağlar.
Biz İkimiz adlı çizgi dizi incelendiğinde annenin “Dün seninle bir belgesel
izlemiştik, hatırladın mı Müge?” ifadesinden Müge’nin kitle iletişim araçlarına
erişiminin sağlandığı görülmektedir.
Jibber ve Jabber adlı çizgi dizi incelendiğinde “Satılık Uzay” bölümünün
görsel içeriklerinde Jibber ve Jabber’ın haberleri izledikleri görülmektedir. Bu içerikle
Jibber ve Jabber’ın kitle iletişim araçlarına erişimlerinin sağlandığı görülmektedir.
73
5. TARTIŞMA
Medya ve insan hakları 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren özel önem
kazanan ve çağa damgasını vuran iki kavram olmuştur. Teknolojide erişilen
olağanüstü gelişmeler medyanın etki gücünü sınırlar ötesine ulaştırırken, insan
hakları da devletlerin iç işleri olmaktan çıkmış, uluslararası ilişkilerde önemli bir
ölçüt haline gelmiştir. Öte yandan etki gücü ve önemi artan bu iki kavramın
varoluşsal bağlarla birbirine bağlı olması, medya ve insan hakları arasındaki ilişkiyi
daha da özel hale getirmektedir. Çocuk hakları da bu kapsamda medyanın
sorumluluk alanındadır (69). Medya Kuruluşları çocukların bedensel ve ruhsal
refahlarının korunması ve geliştirilmesi için üzerine düşen bütün sorumlulukları iyi
niyetle ve yüksek düzeyde yerine getirmeyi bir görev bilmelidir (70).
Yapılan çalışmada, TRT Çocuk kanalında yayınlanan okulöncesi yaş grubu
çocuklarına yönelik çizgi diziler Çocuk Hakları Sözleşmesinde yer alan dört temel
hakkın olumlu ve olumsuz kullanımları kapsamında incelenmiştir.
İncelenen çizgi dizilerde çocuk haklarının olumlu kullanımına olumsuz
kullanımından daha çok yer verildiği görülmektedir. Okulöncesi yaş grubundaki
çocukların sosyal yaşamı model alarak öğrendikleri göz önünde bulundurulduğunda
hakların olumlu kullanımına daha çok yer verilmiş olmasının olumlu sonuçlar
doğuracağı düşünülmektedir. Turan (2011) yaptığı çalışmasında masalları çocuk
hakları açısından incelemiştir. Çalışma sonucunda masallarda çocuk haklarının
olumlu kullanımına olumsuz kullanımından daha çok yer verildiğini bulmuştur.
Bulguların Turan (2011) yaptığı çalışma bulguları ile örtüştüğü görülmektedir (71).
İncelenen çizgi dizilerde çocuk haklarından en çok yaşama hakkına yer
verildiği görülmektedir. Çocuğun yaşama hakkı var olmak için gereken temel
ihtiyaçlarını vurgular. Bunlar arasında ana babasından ayrılmama, beslenme,
barınma, yeterli bir yaşam standardı ve sağlık hizmetlerine erişim yer almaktadır.
İncelenen çizgi dizilerde yaşama hakkına daha çok yer verilmesinin nedeni olarak
TRT Çocuk Kanalında okulöncesi döneme yönelik yayınlanan çizgi dizilerde genellikle
kahramanların temel yaşamsal standartlara sahip oldukları görülmektedir. İncelenen
çizgi dizilerin özellikle çocuk haklarına vurgu yapma amacı taşımadığı, kahramanların
geçirdikleri bir günü konu edindiği görülmektedir. Bu nedenle çocukların geçirdikleri
74
bir gün içerisinde, ana babasından ayrılmama (madde 9), Her çocuğun bedensel,
zihinsel, ruhsal, ahlaksal ve toplumsal gelişmesini sağlayacak yeterli bir hayat
seviyesine erişme hakkı (madde 27)’ nın daha çok yer almasının doğal bir sonuç
olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Kepenekçi ve Aslan (2011) yaptıkları
araştırmada okulöncesi dönem çocuk kitaplarında çocuk haklarını incelemişlerdir.
İncelenen kitaplarda çocuk haklarından en fazla gelişme hakkına yer verildiği, onu
yakın bir oranla yaşamsal hakların izlediği bulunmuştur (72). Kepenekçi ve Aslan’ın
(2011) bulgularıyla yapılan çalışmanın bulgularının benzerlik gösterdiği
düşünülmektedir (72). Literatür incelendiğinde farklı bulgularda görülmektedir.
Turan’ın (2011) yaptığı çalışmada en çok korunma hakkına, daha sonra sırasıyla
gelişme hakkına, yaşama hakkına ve katılım hakkına yer verildiğini bulmuştur. Söz
konusu çalışmada incelenen masallar çocuk hakları kavramının dünya kamuoyunda
pek bilinmediği ve önemsenmediği dönemlerde yazılmıştır (71). İçinde bulunulan
dönemin yaşam standartları gereği masallarda korunma hakkına öncelikli olarak yer
verildiği düşünülmektedir. İncelenen çizgi dizilerin yapıldığı ve yayınlandığı dönemde
ise korunma hakkına öncelik verilecek yaşam koşulları bulunmadığı için yapılan
araştırmanın bulgularıyla Turan’ın (2011) yaptığı araştırma bulgularının çeliştiği
düşünülmektedir.
Jibber ve Jabber adlı çizgi dizi dışında diğer çizgi dizilerde çocuğun
yetiştirilmesi, geliştirilmesinde anne babanın birlikte sorumluluk aldığı (madde 18)
görülmektedir. Jibber ve Jabber adlı çizgi dizide anne ve baba görsel içeriklerde yer
almamakta ancak varlıkları hissettirilmektedir. Çizgi dizilerde ödev yapma, uyku
vakti gibi konularda anne ve babaların eşit sorumluluk aldığı, yemek yeme
konusunda annelerin daha aktif olduğu, oyun oynama konusunda ise babaların
çocuklarla daha çok oyun oynadığı görülmektedir. Çocuğun kişiliğinin dengeli
biçimde gelişmesi, özellikle duygusal ve ilişkisel konularda çocuğun yaşamına hem
annenin hem de babanın katılmasını gerektirmektedir. Literatürle kıyaslandığında da
benzer bulguların bulunduğu görülmüştür. Öngider (2013) çalışmasında son yıllarda
aile içerisinde babaların rolünde pek çok değişiklikler olduğunu, Batı dünyasındaki
çekirdek ailede, anne ve babalar eskiye oranla çok daha fazla beraber vakit
geçirmekte ve rolleri arasında farklılıklar daha az görüldüğünü anlatmaktadır.
75
Genellikle annelerin, okul öncesi çocuklarının günlük ve rutin bakımları ile daha fazla
ilgilenirken; babaların ise, çocukları ile daha çok oyun ve/veya spor aktiviteleri
yaptıklarını aktarmaktadır (73).
Jibber ve Jabber’ın sağlıklı besleyici yiyecekler sağlanmasını içeren çocuğun
olabilecek en iyi sağlık düzeyine kavuşma, tıbbi bakım ve rehabilitasyon hizmetlerini
veren kuruluşlardan yararlanma hakkı (madde 24) ve katılım haklarından çocuğun
özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale
yapılamayacağı içeren madde 16’nın olumsuz kullanımlarını içerdiği görülmektedir.
Ayrıca yaşama haklarının olumlu kullanımına en az yer veren çizgi dizinin Jibber ve
Jabber adlı çizgi dizi olduğu görülmektedir. Bu çizgi dizide incelenen diğer çizgi
dizilerdekinden farklı olarak eğitim ve öğretim hedefine öncelik verilmediği
eğlencenin ön planda tutulduğu gözlenmiştir. Bu bulgular ışığında Jibber ve Jabber
adlı çizgi dizinin okulöncesi yaş grubu çocuklarına uygun olmadığı düşünülmektedir.
Çocuklar okulöncesi dönemde sosyal davranışları ve günlük rutinleri çoğunlukla
model alarak öğrenmektedir (74). Bu nedenle okul öncesi döneme yönelik çizgi
dizilerde olumlu davranışlara daha çok yer verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Gelişme haklarının içerisinde en çok çocuğun dinlenme, boş zaman
değerlendirme, oynama ve yaşına uygun eğlence (etkinliklerinde) bulunma ve
kültürel ve sanatsal yaşama serbestçe katılma hakkına (madde 31) değinildiği
görülmüştür.
Günümüzde oyunun çocuğun yaşamı ve gelişimindeki yeri pek çok
araştırmacı ve kuramcı tarafından kabul edilmektedir (75, 76). Bu nedenle günümüz
koşullarına uygun olarak hazırlanmış olan çizgi dizilerde oyuna yer verilmesi olumlu
bir sonuçtur. Ancak incelenen çizgi dizilerde çocukların oyun hakkının gerçek
yaşamda da olduğu gibi çocukların bir araya gelip oynayacakları ve yeni şeyler
keşfedecekleri çocuk merkezli, güvenli, destekleyici, uyarıcı ve stresten arınmış
ortamların bulunmadığı görülmektedir. Çocukların oyun oynayacak yerlere sahip
olma hakkı, birçok kentsel ortamda özellikle risk altındadır. Buralarda yerleşim
yerlerinin, ticaret merkezlerinin ve ulaşım sistemlerinin tasarımı yoğunluk, gürültü,
kirlilik ve çeşitli tehlikelerle bir araya gelerek küçük çocuklar açısından sakıncalı
ortamlar oluşturmaktadır. Ayrıca incelenen çizgi dizilerde madde 31 kapsamındaki
76
sergi, müze gibi kültürel etkinliklere katılım hakkının yalnızca “Biz İkimiz” adlı çizgi
dizide gerçekleştiği görülmektedir. Eleştirel bakış açısının oluşması, sanata duyarlı,
estetik davranışları gelişmiş, ince ruhlu bireyler yetiştirilmesinde; özel yeteneklerin
ortaya çıkarılmasında ve geliştirilmesinde son derece etkili bir öğretim yöntemi olan
sergi ve müze gezilerinin küçük yaşta çocuklara kazandırılmasının gerektiği
düşünülmektedir. Çocuklar çizgi dizilerde yaşanan olayları çok daha kolay bir
biçimde benimseyip içselleştirebilirler. Çizgi diziler çocuğun öğrenmesinde ve farklı
dünyaları gözlemleyebilmesinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu nedenle çizgi dizilerde
kültürel etkinliklere daha fazla yer verilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir.
İncelenen çizgi dizilerde gelişme hakları içerisinde ikinci sırada en çok
nitelikli eğitim hakkına (madde 29) yer verildiği sonucuna ulaşılmıştır. Okulöncesi
yaş grubu çocuklarına yönelik olan çizgi dizilerde çocukların okula ve okul ortamına
ilişkin olumlu görüş edinmesi açısından bu bulgunun önemli olduğu
düşünülmektedir. Eğitim hakkına en çok “Kahverengi Ayıcık” adlı çizgi dizide yer
verilmiştir. Kahverengi Ayıcık’ın yarım gün bir okulöncesi kurumuna gittiği
görülmektedir. Kahverengi Ayıcık Fransız yapımı bir çizgi dizidir. Okul öncesi eğitimin
dünyadaki ilk örneğinin de Fransa'nın Alsas Bölgesinde, bugünkü anlamda bir sosyal
politikacı olarak da nitelendirilebilecek ve aynı zamanda bir papaz olan, J.F. Oberlin
tarafından oluşturulduğunu söylenmektedir. Oberlin'in 1770 yılında Paris'teki
Fransız Millî Meclisi'ne (Nationalkonvent) gönderdiği ve bu konudaki çalışmalarını
anlatan mektubu “çocuk bahçeleri” ya da genel ifadeyle bugünkü okul öncesi eğitim
kurumu konusundaki ilk doküman olma özelliğine sahiptir (77). Fransa’da 2001–
2002 eğitim yılı verilerine bakıldığında okulöncesi eğitimin Fransa’da zorunlu
olmamasına rağmen okullaşma oranının 3–5 yaş grubunda %100 olduğu
görülmektedir. (78). Fransa’da okulöncesi eğitime verilen önemin yapımcılar
tarafından çizgi dizilere de yansıtıldığı düşünülmektedir.
İncelenen çizgi dizilerde gelişme haklarından ana babanın yönlendiriciliği ve
çocuğun yeteneklerinin gelişimine (madde 5) meslek seçimi, spor ve dans
çalışmaları, resim çizme becerisi konularında değinilmiştir. Madde 5, çocukların
gelişebilecekleri güvenli ve destekleyici çevreyi oluşturmada ailelerin sorumluluğunu
vurgulamaktadır. Ailenin temel işlevleri arasında, çocuğun fiziksel, psikolojik ve
77
sosyal alanlardaki gereksinimlerini karşılayarak sağlıklı bir birey olarak yetişmesi yer
almaktadır. Çizgi dizilerin çoğunda çocukların yeteneklerini geliştirici ve destekleyici
çevrenin oluşturulduğu görülmektedir.
Gelişme haklarından zihinsel ya da bedensel özürlü çocukların saygınlıklarını
güvence altına alan, özgüvenlerini geliştiren ve toplumsal yaşama etkin biçimde
katılmalarını kolaylaştıran şartlar altında eksiksiz bir yaşama sahip olmalarını içeren
madde 23’e hiçbir çizgi dizide değinilmediği görülmektedir. TRT Çocuk kanalında
okulöncesi dönem çocukları için, içinde herhangi bir engele sahip kahramanların yer
aldığı çizgi dizilerin yayınlanmasıyla çocukların küçük yaşlardan itibaren engelliler
hakkında olumlu tutum sergileyeceği düşünülmektedir. Dahl (1993) kitle iletişim
araçlarının insanların engelliliğe karşı büyük bir anlayış gerçekleştirmesinde etkili bir
araç olduğunu ifade etmiştir (79). Eski dönemlerde yayınlanan çizgi dizilerde
Heidi’de fiziksel engelli ve görme engelli bireylere yer verildiği görülmektedir.
Günümüzde ise özel bir kanalda “Punky” adlı çizgi dizide down sendromlu “Punky”
başrolde yer almaktadır. TRT’nin genel yayın planlarında çocuklara yönelik
belirlediği hedefler arasında da engellilere karşı sevgi ve saygı bulunmaktadır (54).
Ancak okulöncesi döneme yönelik yayın akışında bu konuda bir hassasiyet
gösterilmediği görülmektedir.
İncelenen çizgi dizilerde çocuk haklarından en az korunma hakkına yer
verildiği görülmektedir. Korunma haklarının ayrımcılık, şiddet, savaş, ekonomik ve
cinsel sömürü gibi olumsuz durumları içerdiği için okulöncesi dönem çocuklarına
yönelik çizgi dizilerin sözel ve görsel içeriklerinde yer verilmediği düşünülmektedir.
Günümüzde yayınlanan çizgi dizilerde korunma haklarına daha az yer verilmesinin
bir başka nedeninin de çizgi dizilerin içinde bulunulan dönemin özelliklerini taşıması
olarak düşünülebilir. Uluç (2008) yaptığı araştırmasında ilköğretim programlarında
çocuk haklarını incelemiştir. Araştırma bulgularında ilköğretimin tamamında zorunlu
sosyal, tarihsel ve kültürel içerikli derslerde çocuk haklarından % 3 ile en az korunma
hakkına yer verildiğini bulmuştur (80). Kepenekçi ve Aslan (2011) okulöncesi dönem
çocuk kitaplarında çocuk haklarına yer verme ile ilgili yaptığı araştırmasında %6.32
ile en az korunma hakkına yer verildiğini bulmuştur. Bu araştırmaların bulguları
yapılan çalışma ile örtüşmektedir (72).
78
İncelenen çizgi dizilerde korunma hakları içerisinde en çok madde 2/30’a yer
verildiği görülmektedir. Madde 2’de her çocuğa, kendilerinin, ana–babalarının veya
yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka
düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler
nedeniyle hiçbir ayrım gözetilmeyeceği vurgulanmaktadır. Madde 30’da ise, soya,
dine ya da dile dayalı azınlıkların kendi kültüründen yararlanma, kendi dinine
inanma ve uygulama ve kendi dilini kullanma hakları belirtilmiştir. Madde 2’de
ayrımcılığın birçok türünden bahsedilirken, incelenen çizgi dizilerde sadece cinsiyet
ayrımcılığının olumlu kullanımı olarak kız ve erkek çocukların benzer sosyal
yaşamlarının olduğu, her iki cinsiyete sahip kahramanların da eğitim hakkından
yararlandığı görülmektedir. Diğer ayrımcılık türlerine hiç değinilmediği
görülmektedir. Azınlıkların haklarına ise incelenen çizgi dizilerin hiçbirinde yer
verilmediği sonucuna ulaşılmıştır. İncelenen çizgi diziler Türk, Fransız ve Alman
yapımıdır. Bu ülkelerde farklı soy, din ve dile mensup bireyler azınlıktadır. Bu
nedenle çizgi dizilerde bu hakların yer almadığı düşünülmektedir. Etnik yapısı çok
kültürlü olan Kanada’da ise “Caillou” adlı çizgi dizide azınlıkların toplumdaki yerine
değinilmesi bu görüşü destekler niteliktedir (81). Ayrıca azınlıkların kendi
kültüründen yararlanma, kendi dinine inanma ve uygulama ve kendi dilini kullanma
haklarını içeren Madde 30 Türkiye’nin çekince koyduğu bir maddedir (82).
İncelenen çizgi dizilerde katılım haklarından en çok düşüncesini özgürce
açıklama hakkını içeren madde 13’e daha sonra da çocuğun kendini ilgilendiren her
konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkını içeren madde 12’ye ve yer verildiği
görülmektedir. Katılım haklarına yaygın olarak yer verilmesinin, okulöncesi döneme
yönelik yayınların hem çocuklar için hem de aileler için eğitimsel destek sağlama gibi
bir misyonu olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Çocuğun katılım hakkının
gerçekleşmesi için ailelerin çocuklarını bir birey olarak görmeleri gerekmektedir.
Nitekim Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi, çocuğun katılım hakkının
sağlanabilmesi için uygun çevrenin, ailenin ve medyanın gerekliliğini vurgulamıştır
(83). Ayrıca TRT’nin çocuğun ailenin içerisinde yeri ve değeri olduğunu vurgulama,
sorumluluk ve haklarının bilincinde olan bireyler yetiştirme gibi genel hedefleri de
79
göz önünde bulundurularak katılım haklarına yer verilmesinin olumlu bir bulgu
olduğu düşünülmektedir.
TRT Çocuk kanalında yayınlanan çizgi dizilerde çocuk haklarına yeteri kadar
vurgu yapılmadığı, çocuk hakları konusunda farkındalık yaratacak sözel ve görsel
unsurlara yeteri kadar yer verilmediği görülmektedir. TRT Çocuk, okulöncesi
döneme yönelik yayınladığı çizgi dizilerde akademik becerilerin kazanımına daha çok
önem vermiştir. TRT’nin ilk yayınlarında da eğitim yanı daha ağırlıklı bir
görünümdedir (50). 1968 yılında kurulan TRT’nin kuruluşundan sonra kabul edilen
çocuk hakları sözleşmesini genel yayın planında öncelikle işlenecek konular
kapsamına aldığı, ancak bunu yayınlarına yansıtmadığı görülmektedir. Kamu hizmeti
yayıncılığı yapan TRT’nin çocuklara yönelik yayın yapan kanalında sadece eğitsel
içeriklere yer vermesinin yetersiz olduğu düşünülmektedir.
80
6. SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu araştırmanın amacı, TRT’de yayınlanan çizgi dizilerin çocuk hakları
açısından durumunu saptamak, yorumlamak ve gerekli durumlarda önerilerde
bulunmaktır. Bu amaç doğrultusunda seçilen çizgi diziler içerik analizi yöntemi ile
incelenmiştir.
İncelenen çizgi dizilerde çocuk haklarının olumlu kullanımına olumsuz
kullanımından daha çok yer verildiği görülmektedir. Ancak çizgi dizilerde kullanılan
çocuk haklarının çocuklara, ailelere ve eğitimcilere çocuk hakları konusunda
duyarlılık sağlamak amacı taşımadığı düşünülmektedir. TRT’nin genel yayın politikası
içerisinde de bulunan çocuk haklarıyla ilgili içeriklere daha çok yer vermesi gerektiği
düşünülmektedir. Bu bağlamda TRT gerek çocuk kanalında gerekse diğer
kanallarında toplumda çocuk hakları ile ilgili duyarlılık geliştirmek için çocuk
haklarını tanıtıcı kısa animasyonlara yer verilebilir.
Çizgi dizilerde en çok yaşama haklarına yer verildiği görülmektedir. Yaşama
hakları içerisinde ise en çok çocuğun sağlık hizmetlerine erişim ve sağlığın korunması
(madde 24) maddesine yer verilmiştir.
İncelenen çizgi dizilerde çocuk haklarından ikinci sırada gelişme hakkına yer
verildiği, gelişme hakları içerisinde de dinlenme, eğlence, boş zaman ve kültürel
etkinliklere katılım hakkının vurgulandığı görülmektedir. Bu bulgunun olumlu bir
sonuç olmasına rağmen tartışmada da belirtildiği gibi çizgi dizilerde çocukların oyun
hakkının gerçek yaşamda da olduğu gibi çocukların bir araya gelip oynayacakları ve
yeni şeyler keşfedecekleri çocuk merkezli, güvenli, destekleyici, uyarıcı ve stresten
arınmış ortamların bulunmadığı görülmektedir. Bu doğrultu da yasal önlemlerin
alınması, projelendirilmesi ve hayata geçirilmesi önerilmektedir.
İncelenen çizgi dizilerde gelişme hakları içerisinde yer alan engellilik üzerine
farkındalık yaratacak içeriklerin bulunmadığı görülmektedir. Engellilerle ilgili hakların
hayata geçirilebilmesi için farkındalık yaratmak önemlidir. Bu doğrultuda çizgi
dizilerde engelli karakterlere de yer verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Korunma haklarının çizgi dizilerde en az yer verilen kategori olduğu
görülmektedir. Çocuk hakları sözleşmesinden önce yazılan masallarda ise en çok
81
korunma hakkına yer verildiği tartışmada da belirtilmiştir. Çocukları sahip oldukları
haklar hakkında bilinçlendirirken hangi kategorideki hakların özellikle vurgulanması
gerektiği ya da şiddet, istismar ve sömürüyü de içeren korunma haklarının
okulöncesi çocuklarına nasıl benimsetilebileceği hakkında araştırmalar yapılabilir.
Katılım haklarının incelenen çizgi dizilerde en az yer verilen ikinci hak olduğu
görülmektedir. Katılım haklarının hayata geçirilmesi için öncelikle yetişkinlerin
çocuklara yaklaşımları değişmelidir. Yetişkinler tarafından çocukların katılım hakkına
dikkat edilmesi, görüşlerine değer verilmesi, görüşlerinin dikkate alınması, karar
verme sürecine çocukların da dahil edilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda toplumu,
özellikle aileleri ve eğitimcileri bilinçlendirme adına sosyal sorumluluk projeleri
gerçekleştirilebilir.
Bu çalışma sadece kamusal yayın yapan TRT Çocuk kanalındaki çizgi dizileri
kapsamaktadır. İleride yapılacak olan çalışmalarda özel yayın kuruluşlarında veya
özel çocuk kanallarında yayınlanan çizgi dizilerde çocuk haklarına yer verilme
düzeyleri incelenebilir. Ayrıca bu çalışmada sadece okulöncesi çocukları için
yayınlanan çizgi diziler incelenmiştir. Yapılacak olan çalışmalarda daha büyük yaş
grupları için yayınlanan çizgi dizilerde çocuk haklarına yer verilme düzeyi
incelenebilir.
82
KAYNAKLAR
1) Demir A., Aslantürk G., Giyik Ş. (2011). İstanbul İlköğretim Okulu Öğrencilerinin
Çocuk Haklarına İlişkin Görüşleri, I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi, Yetişkin
Bildirileri Kitabı, İstanbul.
2) Unicef, (2002). Child – Friendly Kit on The Convention on The Rights of The Child
(CRC).
3) Şirin M. R. (2011). Çocuk Hakları ve Medya, Çocuk Vakfı Yayınları, İstanbul
4) Ersoy F., Ersoy A. (2008). İnternet ve Çocuk Hakları Eğitimi, 8. International
Educational Technology Conference, Eskişehir.
5) Egbufor, D. C. (1997). The Relationship Between Televised Violance and
Aggressive Social Behavior in African‐American Children. Virginia
Commonwealth University, School of Mass Communications, Degree of Master
of Science, Richmond, Virginia.
6) Çiçek, Ç., (2009). Üniversite Son Sınıf Öğrencilerinin Çocuklara Yönelik
Televizyon Programları Hakkındaki Görüşlerinin Belirlenmesi: Bir Televizyon
Çocuk Programı Önerisi. Yüksek Lisans Tezi,Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
7) Yağcı, S. C. (2005). Türk ve Macar Televizyonlarında Çocuk Programları. Yüksek
Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi, Ankara.
8) Aksoy, A. (2001). Türkiye’de Radyo ve Televizyonda Yayınlanan Dramatik Yapılı
Çocuk Programlarının Toplumsal ve Pedogojik Açıdan Değerlendirilmesi.
Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi, İstanbul.
9) Williams, R. (2003). Televizyon, Teknoloji ve Kültürel Değerler (Çev. Ahmet Ulvi
Türkbağ). Dost Kitapevi Yayınları, Ankara.
10) Serhatlıoğlu, B. (2006). Televizyon Programlarının Okulöncesi Eğitim Kurumuna
Devam Eden 5‐6 Yaş Grubu Çocuklarının Zihin ve Dil Gelişimini Etkileme
Biçimlerine Yönelik Öğretmen ve Veli Görüşlerinin Belirlenmesi (Elazığ Örneği).
Yüksek Lisans Tezi. Fırat Üniversitesi, Elazığ.
11) Durakoğlu, A. (2011). Marıa Montessorı’ye Göre Okul Öncesi Çocukluk
Döneminin Özellikleri. Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi,
16(2011), 133 – 145.
12) Özdemir, H., Ruhi A. (2012). Çocuk Hukuku. Ankara: Adalet Yayınevi.
83
13) Serozan, R. (2005). Çocuk Hukuku. İstanbul: Vedat Kitapçılık.
14) Akyüz, E. (2011). Çocuk Hukukunun Gelişimi ve Çocuk Koruma Sisteminin
Değerlendirilmesi. Gülan, A., Şirin, M. R.,Şirin, M. C. (Ed.). I. Türkiye Çocuk
Hakları Kongresi Yetişkin Bildirileri Kitabı (s. 17 – 43). İstanbul: Çocuk Vakfı
Yayınları.
15) Tiryakioğlu, B. (1991). Çocukların Korunmasına İlişkin Milletlerarası Sözleşmeler
ve Türk Hukuku. Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Yayınları Kurulu.
16) Çelik, C. (2005). Çocuk Kavramı ve Medeni Hukuk Açısından Çocuk Haklarının
Tarihi Gelişimi. E‐akademi, 36. Erişim: 14 Temmuz 2014, http://www.eakademi.
org/incele.asp?konu=%C7OCUK%20KAVRAMI%20VE%20MEDEN%DD
%20HUKUK%20A%C7ISINDAN%20%C7OCUK%20HAKLARININ%20TAR%DDH%D
D%20GEL%DD%DE%DDM%DD&kimlik=‐1854485512&url=makaleler/ccelik‐
1.htm
17) Kükürtçü, S. (2011). 5‐6 Yaş Çocuklarının Ailelerinin ve Öğretmenlerinin
Kullandıkları Disiplin Yöntemlerinin Çocuk Hakları ile İlişkisinin İncelenmesi.
Yüksek Lisans Tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
18) Yurtsever, M. (2009). Ebeveyn Çocuk Hakları Tutum Ölçeğinin Geliştirilmesi ve
Anne Babaların Çocuk Haklarına Yönelik Tutumlarının Farklı Değişkenler
Açısından İncelenmesi. Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul.
19) Özmen, S., Yalçın, T. (2011). İlköğretim Öğrencilerine Yönelik Çocuk Hakları
Eğitimi. Gülan, A., Şirin, M. R.,Şirin, M. C. (Ed.). I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi
Yetişkin Bildirileri Kitabı (s. 285 – 293). İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.
20) Erdoğan, O. (2011). Çocuk Hakları. İstanbul: Acar Basım.
21) İnan, A. (1968). Çocuk Hukuku. İstanbul: Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Yayınları.
22) Akyüz, E. (2000). Çocuğun Haklarının ve Güvenliğinin Korunması (Ulusal ve
Uluslararası Hukukta). Ankara: Milli Eğitim Basımevi.
23) Türkyılmaz, M., Kuş, Z. (2014). İlköğretim 100 Temel Eserde Çocuk Hakları.
Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Dergisi, 5 (15), 39 – 63.
24) Hodgkin, R., Newell, P. (1998). Çocuk Haklarına Dair Sözleşme Uygulama El
Kitabı. USA: UNİCEF House.
84
25) Akyüz, E. (2011). Çocuk Hakları Sözleşmesinin Temel İlkeleri Işığında Çocuğun
Eğitim Hakkı. Milli Eğitim Dergisi. 151, Erişim: 12 Temmuz 2014,
https://www.google.com.tr/webhp?sourceid=chromeinstant&
ion=1&espv=2&ie=UTF‐
8#q=%C3%87ocuk%20Haklar%C4%B1%20S%C3%B6zle%C5%9Fmesinin%20Tem
el%20%C4%B0lkeleri%20I%C5%9F%C4%B1%C4%9F%C4%B1nda%20%C3%87oc
u%C4%9Fun%20E%C4%9Fitim%20Hakk%C4%B1.%20Milli%20E%C4%9Fitim%20
Dergisi
26) Çocuk Adalet Sisteminde Çocuğun Yüksek Yararı Politika Belgesi. (2012). Ankara
27) Deryal, Y. (2011). Hasta Çocuğun Hakları. Gülan, A., Şirin, M. R.,Şirin, M. C. (Ed.).
I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi Yetişkin Bildirileri Kitabı (s. 23 – 40). İstanbul:
Çocuk Vakfı Yayınları.
28) Levent, F. (2011). Üstün Yetenekli Çocuklara Devletin Sunması Gereken Haklar.
Gülan, A., Şirin, M. R.,Şirin, M. C. (Ed.). I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi Yetişkin
Bildirileri Kitabı (s. 85 – 105). İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.
29) UNICEF. (2009). The State of The World’s Children, Special Edition.
30) Maholmes, V., King, R.B. (2012). The Oxford Handbook of Poverty and Child
Development. New York: Oxford University Press.
31) Çocuk Hakları Komitesi. (2009). Çocuk Haklarına Dair Sözleşme Genel Yorum
No:12 Çocuğun Katılım Hakkı, Cenevre.
32) Özer, Y. E. (2013). Çocuk Hakları, Katılım ve Yerel Düzeyde Uygulaması: Türkiye
Örneği. C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi. 14( 1), 245 – 258.
33) Uçuş, Ş. (2009). Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin İlköğretim Programlarındaki Yeri
ve Sözleşme’ye Yönelik Öğretmenlerin ve Okul Yöneticilerinin Görüşleri. Yüksek
Lisans Tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
34) Fazlıoğlu, Z. (2007). Çocuk Hakları Sözleşmesinde Yer Alan “Çocuk Hakları”
Konusunda Öğretmenlerin ve Yöneticilerin Bilinç Düzeyleri. Yüksek Lisans Tezi.
Yeditepe Üniversitesi, İstanbul.
35) Timisi, N. (2003). Yeni İletişim Teknolojileri ve Demokrasi. Ankara: Dost Yayınları.
85
36) Levent, F. (2011). Günlük Gazetelerde Üstün Yetenekli Çocuklara Yönelik
Haberlerin İncelenmesi. Yavuzer, H., Şirin, M. R. (Ed.). 1. Türkiye Çocuk ve Medya
Kongresi Bildiriler Kitabı Cilt 1. (s. 321 – 335). İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.
37) Comstock, G., Scharer, E. (2007). Media and the American Child. Burlington:
Academic Press is in imprint of Elsevier.
38) Kuntsche, N. (2004). Hostility Among Adolescents in Switzerland? Multivariate
Relations Between Excessive Media Use and Forms of Violence. Journal of
Adolescent Health, 34, 230–236.
39) Büyükbaykal, G. (2007).Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkisi. İletişim
Fakültesi Dergisi, 28, 31 – 44.
40) Committee on Public Education. (2001). Children, Adolescents, and Television.
Pediatrics, 107 (423), 423 – 427.
41) Öztürk, C., Karayağız, G. (2007). Çocuk ve Televizyon. Atatürk Üniversitesi
Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 10(2), 81 – 85.
42) Yapıcı, Ş. (2006). Bir Eğitim Aracı Olarak Televizyon ve Etkileri. Bilim, Eğitim ve
Düşünce Dergisi, 6 (2). Erişim: 8 Temmuz 2014, http://www.universitetoplum.
org/text.php3?id=272
43) Huessmann, R. L., Eron, L. D. (1986). Television and Aggressive Child. New York:
Routhledge.
44) McDonough P. (2009). TV Viewing Among Kids at an Eight‐Year High.
Nielsenwire. Erişim: 12 Ağustos 2014,
http://www.nielsen.com/us/en/insights/news/2009/tv‐viewing‐among‐kidsat‐
an‐eight‐year‐high.html
45) TUIK (t.y). Erişim: 9 Ağustos 2014
http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=15866
46) Cesur, S., Paker, O. (2007). Televizyon ve Çocuk: Çocukların TV Programlarına
İlişkin Tercihleri. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 6(19), 106 – 125.
47) Oruç, C., Tecim, E., Özyürek, H. (2011). Okul Öncesi Dönem Çocuğunun Kişilik
Gelişiminde Rol Modellik ve Çizgi Filmler. Ekev Akademi Dergisi, 15(48), 281 –
297.
86
48) Güler, D. A. (2011). Soyutun Somutlaştırılması: Çizgi Filmlerin Kültürel İşlevleri.
Yavuzer, H., Şirin, M. R. (Ed.). 1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi Bildiriler
Kitabı Cilt 1. (s. 207 – 217). İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.
49) Mert, A. (2010). Türkiye’de Kamusal ve Özel Yayın Yapan Çocuk
Televizyonlarının İçerik ve Biçimsel Yönden İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi.
Selçuk Üniversitesi, Konya
50) Bjorkqvıst, K., Lagerspetz, K. (1985). Children's Experience of Three Types of
Cartoon at Two Age Levels. International Journal of Psychology, 20(7), 7‐93.
51) Hassan, A., Daniyal, M. (2013). Cartoon Network and its Impact on Behavior of
School Going Children: A Case Study of Bahawalpur. International Journal of
Management, Economics and Social Sciences, 2(1), 6 – 11.
52) Iamurai, S. (2009). Positive Cartoon Animation to Change Children Behaviors in
Primary Schools. International Conference on Primary Education 2009.
53) Ersin, N. (2007). Kamu Hizmeti Yayıncılığı ve TRT’de Program Üretim Süreci.
Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi, Ankara.
54) Tasuji, C. D. (2009). Kamu Hizmeti Yayıncılığı ve Çocuk Programları: TRT Çocuk.
Yüksek Lisans Tezi. Hacettepe Üniversitesi, Ankara
55) Işık, M., Erdem, A. (2008). Tüm Yönleriyle Medya ve İletişim. Konya: Eğitim
Kitabevi Yayınları.
56) Cankaya, Ö. (1997). Dünden Bugüne Radyo Televizyon (Türkiye’de Radyo
Televizyonun Gelişim Süreci). İstanbul: Beta Basım Yayım ve Dağıtım.
57) Sarmaşık, J. (2000). Türkiye’de Radyo ve Televizyon Düzeni. İstanbul: Maltepe
Üniversitesi Yayınları.
58) Serim, Ö. (2007). Türk Televizyon Tarihi 1952 – 2006. İstanbul: Epsilon Yayıncılık.
59) Aziz, A. (1999). Türkiye’de Televizyon Yayınlarının 30 Yılı. Ankara: TRT Genel
Sekreterlik Basım ve Yayın Müdürlüğü Ofset Tesisleri.
60) Neuman W. L. (2010). Toplumsal Araştırma Yöntemleri Nicel ve Nitel
Yaklaşımlar. İstanbul: Yayın Odası Yayınları.
61) http://www.academia.edu/6146756/TURKIYE_URETILEN_CIZGI_FILMLER_VE_C
OCUK_BILINCINE_KULTUR_EKME_PRATIGI_UZERINE
Erişim Tarihi: 02.08.2014
87
62) Wikipedia (t.y). Erişim: 13 Ağustos 2014http://banunundunyasi.com/?p=2441
63) Wikipedia (t.y). Erişim: 13 Ağustos
2014http://www.academia.edu/6146756/TURKIYE_URETILEN_CIZGI_FILMLER_V
E_COCUK_BILINCINE_KULTUR_EKME_PRATIGI_UZERINE
64) Wikipedia (t.y). Erişim: 13 Ağustos
2014http://en.wikipedia.org/wiki/Jibber_Jabber_(TV_series)
65) Wikipedia (t.y). Erişim: 13 Ağustos
2014http://fr.wikipedia.org/wiki/Les_Aventures_de_Petit_Ours_brun
66) Wikipedia (t.y). Erişim: 13 Ağustos
2014http://tr.wikipedia.org/wiki/Laura'n%C4%B1n_Y%C4%B1ld%C4%B1z%C4%
B1
67) Wikipedia (t.y). Erişim: 13 Ağustos 2014http://tr.wikipedia.org/wiki/Pepee
68) Wikipedia (t.y). Erişim: 13 Ağustos 2014, http://en.wikipedia.org/wiki/Trotro
69) Arcan, H. E. (2011). Medya Bağlamında Çocuk Hakları. Şirin, M. R. (Ed.). I.
Türkiye Çocuk Hakları Kongresi Çocuk Hakları ve Medya El Kitabı (s. 249 – 265).
İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.
70) Bek, M. G. (2011). Medya Okuryazarlığı ve Çocuklar: RTÜK’ün Medya
Okuryazarlığına Eleştirel Bir Bakış. Gülan, A., Şirin, M. R.,Şirin, M. C. (Ed.). I.
Türkiye Çocuk Hakları Kongresi Yetişkin Bildirileri Kitabı (s. 350 – 358). İstanbul:
Çocuk Vakfı Yayınları.
71) Turan, S. (2011). Masalların Çocuk Hakları Bağlamında Çözümlenmesi
(“Hergüne Bir Masal” Adlı Çocuk Kitabı Üzerine Bir İnceleme). Yüksek Lisans
Tezi. Ankara Üniversitesi, Ankara
72) Kepenekçi, Y., Aslan, C. (2011). Okulöncesi Döneme Seslenen Kitaplarda Çocuk
Hakları. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi
73) Öngider, N. (2013). Anne – Baba ile Okul Öncesi Çocuk Arasındaki İlişki.
Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar‐Current Approaches in Psychiatry, 5(4), 420‐440
74) Bayhan, P., Artan İ. (2004). Çocuk Gelişimi ve Eğitimi. İstanbul: Morpa.
75) Baykoç, N. (1992). Oyun Kitabı. İstanbul: Esin Yayınevi.
88
76) Lifter, K., Foster‐Sanda, S., Arzamarski, C., Briesch, J., McClure, E. (2011).
Overview of play: Its uses and importance in early intervention/early childhood
special education. Infants & Young Children, 24(3), 225‐245
77) Arslan, M. (2005). Avrupa Birliği Ülkelerinde Okul Öncesi Eğitimin Gelişimi ve
Mevcut Durumu. Milli Eğitim Üç Aylık Eğitim ve Sosyal Bilimler Dergisi, 33(167),
Erişim: 16 Ağustos 2014,
http://dhgm.meb.gov.tr/yayimlar/dergiler/Milli_Egitim_Dergisi/167/index3‐
arslan.htm
78) Dedeoğlu, N. Ç., Alat Z. (). Okulöncesi eğitim ve İlköğretim Programlarının
Matematik Konu Kazanımları Temelinde Uyumu. Kuram ve Uygulamada Eğitim
Bilimleri, 12(3), 2263 – 2288.
79) Dahl, M. (1993). The Role of the Media in Promoting Images of Disability‐
Disability as Metaphor: The Evil Crip. Canadian Journal of Communication, 18(1).
80) Uluç, F. Ö. (2008). İlköğretim Programlarında Çocuk Hakları. Doktora Tezi.
Ankara Üniversitesi, Ankara.
81) Vatandaş, C. (2001). Çokkültürlü Yapıda Ulusal/Etnik Kimlikler (Kanada Örneği),
Sosyal Bilimler Dergisi, 101 – 115.
82) Özmen, S. K., Yalçın, T. (2011). İlköğretim Öğrencilerine Yönelik Çocuk Hakları
Eğitimi. Gülan, A., Şirin, M. R.,Şirin, M. C. (Ed.). I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi
Yetişkin Bildirileri Kitabı (s. 285 – 289). İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.
83) Koman, E. (2011). Çocuklarla Birlikte Başka Bir Medya. Şirin, M. R. (Ed.). I.
Türkiye Çocuk Hakları Kongresi Çocuk Hakları ve Medya El Kitabı (s. 285 – 289).
İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları.
84) Gündem Çocuk Derneği Çocuk Hakları Merkezi. Türkiye’de Çocuğun Yaşam Hakkı
2013 Raporu.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder