TARİHİN TANIMI
TARİH: Geçmiş zamanlarda yaşayan
insan topluluklarının her türlü faaliyetlerini ( ya da Tarihi
bir olayı); yer ve zaman bildirerek, sebep-sonuç ilişkisi içinde, bilimsel
bir metot ile tarafsız
bir şekilde inceleyen bilim dalıdır.
v Tarihi Olay: Sonuçları bakımından büyük insan topluluklarını etkileyen önemli olaylardır.
Bir Olayın
Tarih Biliminin Konusu
Olması İçin Şu Özelliklere Sahip
Olması Gerekir
* Geçmişte yaşanmış
olması
* Üzerinden belli
bir sürenin geçmiş olması
* Meydana geldiği
yerin belirtilmesi
* Gerçekleştiği zamanın
bilinmesi
* İnsan topluluklarını etkilemesi
TARİH BİLİMİNİN YARARLARI
(Tarihi öğrenmek niçin
önemlidir)
*
Geçmişteki olaylardan dersler
alarak günümüzde olaylar
karşısında nasıl davranılacağı konusunda fikir edinilmesi.
*
Vatan ve millet
kavramlarının öğrenilmesi, milli
birlik ve beraberlik, sorumluluk ve vatandaşlık duygularının gelişmesi.
*
Günümüz yöneticilerinin geçmiş
dönemlerdeki yönetim birikimlerinden faydalanılması.
*
İnsanların geçmişleri ile ilgili sorularına cevap bulunarak meraklarının giderilmesi.
*
Geçmişteki kültür, sanat,
mimari, bilim, ekonomik
durum vs. alanlarındaki birikimlerden faydalanılması.
* Çeşitli olaylar
arasında ilişki kurup,
mantık yürüterek sonuca
varabilme yeteneği kazanılması.
*
Uygarlığın tüm toplumların katkısıyla oluştuğu bilincinin oluşması, böylelikle bireylerin ortak değerlere sahip
çıkarak din, dil, ırk gibi ayrımlara girmeden barış içinde yaşamayı
öğrenmesi
TARİH BİLİMİNİN ÖZELLİKLERİ
* Geçmişteki olayları
inceler
* Olaylar, insan toplulukları tarafından meydana getirilir.
* Belgelere (kaynaklara) dayanır.
*
Yer ve zaman belirtilir
* Sebep-sonuç ilişkisi
ortaya konur.
* Tarihçi tarafsızdır, tarafsız olmalıdır.
* Tarihi olaylar
tekrarlanamaz.
* Tarihte deney
ve gözlem yapılamaz.
*
O devrin şartları
ve değer yargıları
iyi bilinmelidir.
*
Araştırma, mümkünse olayın
geçtiği yerde yapılmalıdır.
TARİH BİLİMİNİN YÖNTEMİ
– BASAMAKLARI
*
Tarih bilimin diğer bilimlerden en önemli farklarından bir tanesi araştırmalarından “deney ve gözlem” metodunu kul- lanamamasıdır. Bu sebeple geçmişteki
insanı ilgilendiren tarihi olayları kendine
has bir yöntem ile araştırmaktadır. Bu yönteme göre genel olarak aşağıdaki şu
basamaklar izlenir.
1- TARAMA (kaynak arama) : Belge veya kaynakların bulunarak
araştırmaya başlama safhasıdır.
v Kaynak (Belge):
Tarihi bilgi veren her türlü malzemeye kaynak (belge) denir.
*
ar şeklinde guruplara ayrılır.
Kaynaklar oluştuğu
döneme ve tarihçinin kullanım önceliğine göre Birinci elden kaynaklar ve ikinci elden kaynak-
l
a- Birinci elden
kaynaklar:
*Olayın geçtiği
döneme ait belge ve buluntulardır: Kitabe, abide, arkeolojik buluntu, para vb
*Tarihi olaylar hakkında
aracısız bilgi veren kaynak-lardır.
*Olayı doğrudan
yaşayan gören veya çağdaş olanların
verdikleri bilgilerdir.
*O döneme
ait o dönemi anlatacak materyallerdir.
b- ikinci elden
kaynaklar:
*Tarihi kaynaklar kullanılışlarına göre iki türlüdür.
*Olayın geçtiği döneme
yakın ya da o dönemin
kaynaklarından faydalanılarak meydana
getirilen eserler-dir.
Kaynakların Sınıflandırılması
a- Sözlü kaynaklar
*Halk arasında
ağızdan ağıza söylenerek günümüze ulaşmış anonim
bilgilerdir. (Destanlar, mitoslar, efsaneler, atasözleri
vs.).
b-
Yazılı kaynaklar: Tarih devirlerinin aydınlatılmasında yararlanılan kaynaklardır.
*Yazıtlar (kitabe),
tabletler, -Kitaplar (Tarih kitapları, biyografi, otobiyografiler, monografiler)
*Resmi belgeler
(Ferman, berat, antlaşma
vs.)
c-
Sesli ve görüntülü kaynaklar
-Resimler, fotoğraflar, filmler, video bantları
vb..
d- Gerçek eşya ve nesneler: Arkeolojik buluntular ile tarihî eşya ve nesneler. (İskeletler, heykeller, taş ve seramik
kaplar vs.).
2- TASNİF (sınıflandırma) : Kaynakların amaca uygun olarak;
zamana, yere ve konuya göre bölümlere ayrıla- rak sınıflandırıldığı safhadır.
Böylece yazılacak olan tarihi olayın bölümleri oluşturulur ve planı ortaya
çıkar.
3- TAHLİL (çözümleme-analiz) : eldeki bilgilerin analiz
edilerek, kullanılabilir duruma
getirilmesi aşamasıdır.
4- TENKİT (eleştiri) : Kaynakların yeterliliği, gerçekliği ve ikna gücünün
eleştirildiği safhadır.
v İç Tenkit: Bir kaynağın içeriği hakkında
(bilgilerin gerçekliği, inandırıcılığı vb.) yapılan eleştiridir.
v Dış Tenkit: Kaynağın sahte olup olmadığı
ve gerçekliği ile ilgili yapılan
dış eleştiridir.
5- TERKİP (sentez) : Bütün çalışmanın sonunda
bilgilerin bir araya getirilmesi aşamasıdır.
TARİHİN TASNİFİ
(Tarihin Sınıflandırılması)
* Tarihin tasnif
edilmesinin amacı, Tarih öğrenimini kolaylaştırmak içindir.
Sınıflandırma çeşitleri:
1* Zamana göre sınıflandırma - örnek:
19. yy. Tarihi,
İlkçağ Tarihi, vb. 2* Mekana göre sınıflandırma - örnek:
Asya Tarihi, Türkiye
Tarihi vb. 3* Konuya göre sınıflandırma - örnek: Dinler Tarihi, Hukuk Tarihi
vb.
TARİHE YARDIMCI OLAN BİLİM DALLARI
* Tarihe yardımcı bilim
dallarının bazıları şunlardır:
1- Coğrafya: Yeryüzündeki coğrafi
olayların insan faaliyetlerine etkisini ortaya koyar.
2- Arkeoloji: Su ve toprak altında
kalmış eserleri Tarih ve sanat açısından inceler.
Özellikle yazılı belgelerin bulunmadığı ve yetersiz kaldığı dönemleri aydınlatır.
3- Kronoloji: Olayların zamanını
belirler ve onları
oluş sırasına göre sıralayarak tarihi
olaylar arasında neden-sonuç ilişki- si kurmayı kolaylaştırır.
4- Diplomasi: Antlaşmalar, mektuplar, emirnameler, fermanlar, tapular
ve fetihnameler gibi yazılı belgeleri
inceler.
5- Heraldik: Armaları inceleyerek devletlerin özellikleri hakkında
bilgiler verir
6- Etnografya: Toplumların yaşayışlarını, hayat tarzlarını, örf ve adetlerini inceler.
7- Antropoloji: İnsan ırklarının kökenlerini, özelliklerini ve yeryüzüne dağılışlarını inceleyerek aralarındaki kültürel
geli- şim farklılıklarını açıklamaya çalışır.
8- Nümizmatik: Eski madeni paraları inceler
9- Paleografi: Eski yazıları ve alfabeleri çözer.
10- Filoloji: Dillerin zaman içinde geçirdiği
değişimi, diller arasındaki akrabalık bağlarını ve etkileşimleri ortaya çıkarma- ya çalışır.
11- Epigrafi: Tarihi yapılar,
anıtlar ve mezar
taşları üzerindeki yazıları
inceler.
12- Kimya: “Karbon
14” yöntemiyle tarihi
nesnelerin yaşının hesaplanmasında tarihe yardımcı olur.
TARİHİ OLAYLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Tarihi bir olayı değerlendirirken;
*
Olaylar tek bir sebebe dayandırılmadan, bütün sebepleriyle birlikte olabildiğince geniş
bir pencereden değerlendirilmeli- dir.
* Kendi duygu ve düşüncelerimizi işin içine katmadan, “tarafsız” bir şekilde
değerlendirmek gerekir.
* Tarihi olayları; günümüz
şartları ile değil,”
olayın geçtiği
zamanın şartları içinde değerlendirmek gerekir”.
TARİHİ BİLGİLERİN DEĞİŞEBİLİR ÖZELLİĞİ
*Tarihte bilgiler
“değişebilir” özelliğe
sahiptir. Çünkü araştırmalar sonucu elde edilen yeni bir bilgi, eski bilgiyi değiştire- bilir.
Örneğin; Yakın bir geçmişe kadar Osmanlı’daki ilk paranın Orhan
Bey döneminde basıldığı
belirtilirken, Daha sonraki araştırmalarla ortaya çıkan yeni
bir paranın Osman Bey dönemine ait olduğu görüldü. Böylece mevcut bilgi
değişti.
ZAMAN VE TAKVİM
v Takvim: Zamanı; yıllara.
aylara ve günlere
bölme yöntemidir.
*İnsanlar zamanı ölçerken, ölçü aracı olarak
güneşi ve ayı kullanmışlardır.
*Güneş’i kullananlar, dünyanın güneş etrafında
bir tam dönüşünü esas almışlardır. (365 gün 6 saat – Güneş Takvimi)
*Ay’ı kullananlar ise, ayın dünyanın
etrafında 12 kez dönüşünü esas almışlardır. (12 x 29,5 = 354 gün – Ay Takvimi)
*Tarihte;
------è İlk güneş takvimini “Mısırlılar”
------è İlk ay takvimini
ise “Sümerler” kullanmışlardır.
*Her toplum kendi takvimini oluştururken, kendileri için önemli saydıkları bir günü başlangıç
olarak seçmişlerdir.
Örneğin; Romalılar, Roma’nın kuruluşunu, Müslümanlar ise Hicreti
başlangıç olarak kabul etmişlerdir.
Türklerin Tarih Boyunca Kullandıkları Takvimler
#
Türklerin tarih boyunca
kullandığı takvimler şunlardır:
*
Oniki hayvanlı Türk takvimi
*
Hicri takvim
*
Celali takvim
*
Rumi takvim
* Miladi takvim
1- Oniki Hayvanlı
Türk Takvimi:
*
Güneş yılı esaslıdır, bir yıl 365 gündür.
* Her yıl bir hayvan adıyla
anılır.
* 12 yılda bir devir yapar.
* İslamiyetten önceki
bazı Türk devletlerinin kullandığı takvimdir.
*
Türklerden başka Çinliler
ve Tibetliler tarafından da kullanılmıştır.
2- Hicri Takvim:
*
Ay yılı esaslıdır, bir yıl 354 gündür.
* Kameri (Ay) Takvim olarak da bilinir.
* Hicret Olayını (622)
başlangıç yılı olarak
kabul etmiştir.
*
Hz. Ömer döneminde oluşturulmuştur.
*
Günümüzde dini gün ve bayramların hesaplanmasında, hala bu takvimi kullanmaktayız.
3- Celali Takvim:
* Güneş yılı esaslıdır, bir yıl 365 gündür.
*
Hicret olayını (622)
başlangıç yılı olarak
kabul etmiştir.
*
Başlangıç yılı Melikşah’ın başa geçtiği 1079 yılı kabul edilmiştir.
*
Babür Devleti ve Harzemşahlar tarafından da kullanılmıştır.
4-
Rumi Takvim:
*
Güneş yılı esaslıdır, bir yıl 365 gündür.
*
Osmanlı Devleti’nde sadece
maliye alanında kullanmak üzere
1678 yılında hazırlanmıştır.
*
Başlangıç yılı olarak,
Hicret olayı (622)
kabul edilmiştir.
* 1839-Tanzimat Fermanı
ile birlikte kullanılmaya başlanan bu takvimde
yılbaşı “1 Ocak” tır.
*Herhangi bir tarihi yüzyıl
olarak okuyabilmek için tarihi gösteren
sayının son iki rakamı atılır.
Baştaki rakamlara bir sayı ilave edilir. Atılan iki rakama
göre de yüzyılın yarısı ve çeyreği tespit edilir.
*
Örneğin; 1453 İstanbul’un fethi ile ilgili
olarak;
----- è
----- è
14 + 1 = 15.
yy.
------è 53 rakamı ise yüzyılın ikinci
yarısı ve üçüncü
çeyreğini ifade eder.
------è Buna göre, 1453 = 15. yüzyılın
ikinci yarısının üçüncü
çeyreğidir.
İNSANLIĞIN SERÜVENİ KAYIT
ALTINDA
v Tarih Yazıcılığı: Tarihi olayların, Tarihçiler tarafından kaydedilmesi işidir.
v Heredot: Tarihin babası (ilk Tarihçi)
olarak kabul edilen,
Yunan Tarihçidir.
*Yazının icadından itibaren toplumlar
tarihi olayları kayıt altına almaya
başlamışlardır
* Tarih yazıcılığının ilk örnekleri şunlardır:
Ø Hititler’de ------è Yıllık (Anal)
Ø Ruslar’da ------è Kronik
Ø Kök Türkler’de ------è Kitabe (Yazıt)
Ø Osmanlılar’da ------è Vakayiname
v Yıllık (Anal): Hititlerin yıl içerisinde yaşanan olayları kaydettikleri belgelerdir.
v Vakayiname: Osmanlılarda; dönemin
olaylarının kaydedildiği belgelerdir.
v Vakanüvis: Osmanlılarda; dönemin
olaylarını kaydeden resmi devlet tarihçilerine “Vakanüvis” denirdi.
TARİH YAZICILIĞI ÇEŞİTLERİ
1- Hikayeci (Rivayetçi) Tarih Yazıcılığı
* İlkçağ’da ortaya
çıkmıştır.
* Bu anlayışa göre olaylar
hikaye yolu ile anlatılmış ve daha çok efsanelere yer verilmiştir.
* Yer ve zaman genel olarak belirtilmiş ancak olayların sebep-sonuç ilişkisi tam olarak
kurulamamıştır.
* İlk temsilcisi “Heredotos” tur.
* 18.yy’a kadar
Avrupa ve İslam dünyası tarihçiliğinde eserler bu anlayışla
yazılmıştır.
2- Öğretici (Pragmatik - Faydacı) Tarih
Yazıcılığı
* Okuyucuya Tarihi olaylardan dersler
çıkarmak, milli değerleri
benimsetmek amacıyla ortaya
çıkan yazıcılık türüdür.
* İlk Temsilcisi, Thukydides (Tukidides) ‘ dir.
* Öğretici tarih yazıcılığına Avrupa’da
ve ülkemizde 19. yüzyıla kadar devam edilmiştir.
*
Tukidides’e göre bizzat
görülen ve insanların başından geçen olaylar
doğru yazılabilir. Bu anlayışta başarısızlıklar birkaç cümle ile yazılmış, başarı ve kahramanlılara büyük yer
verilmiştir.
3- Araştırmacı Tarih Yazıcılığı
* Olayların neden
ve sonuçları derinlemesine incelenir.
* Tarihi olayların oluşumunda etkili olan dönemin sosyal,
dini, ekonomik ve siyasi yapısı
ayrıntılarıyla ele alınır.
* Tarihi olaylar,
yer-zaman ve neden-sonuç ilişkisi içinde verilir.
* Araştırmacı tarih yazıcılığı 19.yy’da
doğmuştur.
* Bu tarih yazıcılığında tarihi olaylar kaynaklara dayalı olarak araştırılır.
4- Sosyal Tarih Yazıcılığı
*
Tarihi olayların tek bir neden ve olgu üzerinden değil;
sosyal, siyasi, ekonomik, kültürel ve fikri bir çok etken dikkate alınarak bilinebileceği kabul
edilir.
*
Bu tarz yazıcılık, tarihi olaylardan genel
sosyal kanunlara ulaşmaya
çalışır.
*
Öğretici tarihin duygusal
yönlerine yer vermeyen, öğüt ve nasihat
amaç edinmeyen tarih yazıcılığı türüdür.
*
Günümüzde, araştırıcı ve sosyal tarih yazıcılığı tarihçiler tarafından diğerlerine göre daha yaygın olarak tercih edilmek-
tedir.
İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ
İNSANLIĞIN İLK İZLERİ
*
Yazıdan önceki dönemin aydınlatılabilmesi için en önemli unsur arkeolojik araştırmalardır.
* Günümüzden yaklaşık
2,5 milyon yıl önce Dünya, buzullarla kaplı olduğu için insan yaşamına
uygun değildir.
*
Buzulların yavaş yavaş
erimeye başlamasıyla birlikte
özellikle kuzey yarım kürenin bazı alanlarında ılıman iklim kuşak- ları oluşmuş, doğal çevre insan
yaşamına uygun hale gelmiş ve ilk yerleşme ile ilgili hareketlilikler bu
kuşakta görülmeye başlanmıştır.
*
12 bin yıl önce Anadolu’nun güneydoğusunda ve Mezopotamya’da “Bereketli Hilal” olarak da adlandırılan bu coğraf- yada iklim
giderek insan yaşamına uygun hale gelmiş ve bu bölgede nüfus artmaya
başlamıştır.
İlk İnsanların Hayat
Tarzı ve Geçim
Kaynakları
*
Yazının icadından önceki
dönemde insanın hayat tarzı avcılık
ve besin toplayıcılığı şeklinde tüketici,yabani tahılları
ıslah ederek kendi kontrolünde planlı bir tarımsal faaliyete başlaması
ile üretici hale gelmiştir.
*
Anadolu’daki birçok yerleşim
bölgesinde yapılan kazı çalışmaları sonucunda MÖ 9.000’lerden itibaren
üreticiliğin baş- ladığı
görülmektedir.
*
Çayönü Höyüğü (Diyarbakır) ve Cafer Höyük (Malatya) yerleşkelerinde dünyanın en eski buğday türlerinden birisi olan “Emmer evcil buğdayı”nın bulunması buna örnektir.
*
MÖ 8.500’lerde Urfa ve Diyarbakır çevresinde buğday tarımının başlamış
olması, tahılın ana vatanının
Anadolu olduğu- nu ortaya
koymaktadır.
*
Yazıdan önceki dönemde
insanlar, mağara ve kaya sığınakları içinde küçük gruplar
halinde, tarımla birlikte
kulübe şek- lindeki
barınaklarda yaşamaya başlamıştır.
* “Megaron” tipi evler İzmir’deki Limantepe ve Baklatepe höyüklerinde görülür.
*
İlk insanlar, kullandığı araç-gereçlerini Kabataşlardan, obsidyen ve
kemikler, toprak kulanımı ile pişirilmiş toprak- tan,zamanla araç-gereç teknolojisi gelişmesi ile “mikrolit” adı verilen malzemelerden ve son olarak
ta madenlerden yap- maya başladılar.
Yerleşik İnsan ve Medeniyet
* Yerleşik
yaşama ve medeniyete ait ilk yerleşim
merkezleri yazıdan önceki dönemde görülmektedir. Anadolu’da Gö- beklitepe, Çatalhöyük ve Çayönü gibi yerleşim yerleri bu dönemi aydınlatan önemli yaşam
bölgeleridir.
1 ) Göbeklitepe: Şanlıurfa kent merkezinin 18 km kuzeydoğusunda, Örencik köyü yakınlarındadır.
* Göbeklitepe Günümüze
kadar keşfedilen en erken tarihli
dini mimaridir.
*
“UNESCO Dünya Mirası” listesine alınmıştır
2) Çatalhöyük: Anadolu’da yazıdan
önceki dönemi en iyi yansıtan
yerleşim alanlarından bir diğeri ise Konya’nın Çumra ilçesi yakınlarında bulunan
Çatalhöyük yerleşkesidir.
* Köy yaşamından kentsel
hayata geçişin önemli
bir kanıtıdır
* Çatalhöyük, günümüzde “UNESCO Dünya
Mirası” listesinde olan önemli
bir yerdir.
3) Çayönü :Anadolu’ bulunan
Diyarbakır’ın Ergani ilçesi
sınırlarındaki Çayönü’de önemli
bir merkezdir.
* Çayönü Yakın Doğu’daki
köy yerleşmelerinin ilk örneğidir
Sözlü Kültür
*
Yazının icadından önce insanlar, toplumsal hafızalarını sözlü olarak
kuşaktan kuşağa aktarmış
ve bu yolla korumuştur.
*
Eski Yunan’da mit ve efsane
anlatıcıları, Türklerde ozan ve aşık, Afrika’da topluluğun en yaşlıları; bu aktarım görevini üstlenmiştir.
* Yine toplumların sözlü anlatımlarındaki tufan ve yaratılış hikayeleri benzerlik göstermektedir.
Tarih Öncesi
Çağlar Ve Tarih
Çağları
v Çağ: İki önemli olay arasındaki döneme “çağ” denir.
*
Tarih çağları “yazının icadı
(M.Ö 3200)” ile başlar.
Yazının icadından önceki
döneme “tarih öncesi çağlar” , yazının icadından
sonraki döneme ise “tarih çağları”
denir.
# NOT : Anadolu’da ilk yazılı belgeler “Kayseri – Kültepe”de bulunmuştur.
Tarih Öncesi
Dönemlendirme
*
Yazının icadından önceki
dönem olan tarih öncesi devirler
sınıflandırılırken insanların kullanmış
oldukları araç-gereç ve madenlerden yola çıkılmıştır.
*
Tarih öncesi Çağlar:
Taş Çağı ve Maden Çağı şeklinde dönemlendirilmiştir.
*
Yazının icadıyla
birlikte tarihi çağlar başlamıştır. Taş Çağı; Eski Taş, Orta Taş ve Yeni Taş Çağı olmak üzere kendi içinde çağlara ayrılırken Maden Çağı da; Bakır, Tunç ve Demir Çağı olarak dönemlere ayrılmıştır.
* Dönemlendirmede; üretim
ve yerleşme biçimiyle yaşam koşulları etkili
olmuştur.
* Tarih öncesi devirlerin, başlangıç
ve bitiş zamanları
bölgelere göre farklılıklar gösterir.
Ø Eski Taş = Paleolitik = Kaba Taş Devri
Ø Orta Taş = Mezolitik = Yontma Taş
Devri
Ø Yeni Taş = Neolitik = Cilalı Taş Devri
Ø Bakır Çağı = Kalkolitik Çağ olarak da adlandırılmaktadır.
* İnsanlığın en uzun devri, Paleolitik (Kabataş) devirdir.
* Ateş, Mezolitik devirde bulunmuştur
* Üretim, Tarım ve ilk köy yerleşimleri, Neolitik dönemde ortaya
çıkmıştır
* İlk kullanılan maden Bakır’dır
* Bakır devrine Kalkolitik yani Bakırtaş devri
de denir
* Demir devrinin sonunda Yazının bulunmasıyla, Tarih öncesi dönem sona ermiştir.
* Konya, Akşehir
Dursunlu fosil yatakları, Anadolu’da insan varlığına
ilişkin kalıntıların ele geçirildiği en eski buluntu yeridir
* İstanbul, Yarımburgaz Mağarası’na günümüzden 270 bin-390 bin yıl önce ilk insanların yerleştiği tespit edilmiştir.
* Antalya, Karain
Mağarası, Anadolu’da insana
dair en eski kemik kalıntılarını barındırması açısından çok önemlidir.
YAZININ GELİŞİMİ
* İlk Çağ’da Mezopotamya’daki dini inanışlar etkisiyle Sümerler, mabet (Ziggurat) ekonomisinin zorunluluğu ile sembol
yazısını (piktograf) icat etti.
* Sümerlerin kullandığı ilk yazılı kil tablet örneklerine Uruk kentinde rastlanmıştır.
* İşaretler çiviye benzetildiği için bu yazıya
“çivi
yazısı” denmiştir.
# NOT: Sümerlerde, okullara “Tablet Evi” adı verilmekteydi. Okuma yazma öğrenmek isteyen
öğrenciler bu okulda kil
parçaları üzerine aynı heceleri tekrar tekrar yazarak yazı yazmayı öğrenmeye
çalışırdı. Sümerler, öğretmene tablet evinin babası, öğrenciye ise tablet
evinin oğlu demiş ve okulu bir aile ocağı gibi kabul etmiştir
Yazılı Kültürün Başlaması
* Yazının icadı, “tarihi
devirlerin başlangıcı” kabul edilir.
* Sümerlerden sonra
çivi yazısı Akad, Babil,Asur, Hitit
ve Urartu gibi medeniyetler tarafından geliştirilmiştir.
* “Hiyeroglif yazısı”nı
kullanan Mısırlılar, yazı aracı olarak papirüs
ve fırça gibi araçlar kullanmıştır.
* Mısır yazısı, 24 sessiz harften oluşan Fenike alfabesinin gelişmesine de model olmuştur. Bu alfabeden Sami, sonrasında
da Latin alfabesi geliştirilmiştir.
* İlk kez Bergama’da hayvan derisinden üretilen
parşömenler birleştirilerek kitap haline getirilmiştir.
* Çin medeniyeti ise parşömenden daha ucuza mal olan tekstilden yapılan kağıdı üretmiştir.
İlk Çağ’da Bilim
* Bilim, insanlığın ortak ürünüdür ve kökleri ilk insanlara kadar
uzanır.
* Tarihi süreç içinde Mısır, Yunan, Çin, Hint, İran, Arap ve Türk gibi milletlerden bilim insanlarının çalışmaları, medeni- yetin gelişmesine
katkı sağlamıştır.
* İlk insanlar, doğa ile ilişkisinde basit teknik becerileri kullanmıştır.
* Gökyüzü olaylarının izlenmesi, kaydedilmesi ve yorumlanması; günümüz
modern astronomi bilimine
temel oluşturmuş- tur.
* Modern astronomideki matematiksel dayanaklar ilk defa Mezopotamya’da kullanılmıştır.
* Mezopotamya uygarlıkları, “ziggurat” adı verilen tapınaklarda gözlem yaparak gök biliminde bilimsel
gözlem yöntemi- ni keşfetmiş
ve bilgileri tablolaştırmıştır.
* Ay ve Güneş tutulmalarını hesaplayan, Amasya’da yaşamış
ve coğrafya konusunda çalışmış “Strabon (Sıtreybın)”,
Anadolu ve çevresinde yaptığı geziler sonucunda on yedi bölümden oluşan “Coğrafya” isimli eseri yazmıştır.
İLK ÇAĞ’DA BAŞLICA
MEDENİYET HAVZALARI
İran
Medeniyeti
*Medler ve Perslern
İran’da kurulan en önemli devletlerdir.
*M.Ö 7. yy’ın ortalarında İran’da
bir devlet kuran Medler, Anadolu’da Kızılırmak kıyılarına kadar olan yerlerde
egemen oldular.
*Med Krallığının gelişmesi Persler
tarafından durduruldu.
*Pers Krallığı
II.Kiyros’un yönetiminde Med Krallığına son verdiler.
*Pers imparatorluğuna Büyük İskender son verdi.
*Pers imparatorluğu mutlakiyetle yönetilirdi.
*Persler çok düzenli ve gelişmiş bir orduya sahiptiler.
*Persler, “Zerdüştlük” dinini benimsemiştir.
*Bu dinde temel anlayış iyilikle
kötülüğün mücadelesidir.
*İyiliği “Ahura Mazda” , kötülüğü ise “Ehrimen” temsil ederdi.
*Zerdüşt dininin
tapınakları “Ateşgede” dir.
-Satraplık uygulamasını Anadolu’da uygulamışlardır.
-Gelişmiş bir Posta teşkilatı kurdular
Hint Medeniyeti
*Hindistan, Asya Kıtasının güneyine Hint Okyanusuna doğru uzanan büyük bir yarım
adadır.
*En önemli akarsuları “İndus” ve “Ganj Nehri”dir.
*Bu iki nehir Hintliler
tarafından kutsal kabul edilmiştir.
*Brahmanizm ve Budizm burada doğmuştur.
*Önceleri küçük devletler halinde
yönetilen Hindistan’da, M.Ö 1500 yıllarında Hint-Avrupa topluluğu olarak da bilinen Ariler, “Kast
Sistemi”ne dayalı bir devlet kurmuştur.
*Hindistan’da güçlü bir devlet oluşturulamamıştır.
*Hindistan prensliklere ayrılarak racalar tarafından yönetilirdi.
ancak bir sayı olarak
kabul etmemişlerdir
KAST SİSTEMİ
*Babadan oğula geçen,bir kişinin
toplumsal konumunun yaşamı
boyunca belirlendiği toplumsal
bir düzendir.
*Kastlar arasında
evlilikler ve geçişler
yasaklanmıştır.
*Her kastın kendine
özgü özellikleri vardır.
*Kastın kuralına
uymayanlar kasttan çıkarılmıştır.
*Brahman (din adamları), Kşatriya (askerler), Vaysiya (çalışanlar), Südra (işçiler ve köleler) denilen
sınıflardan oluş- muştur. Bu
sistemin dışında kalanlara “Parya” denilmiştir.
Çin Medeniyeti
*Asya Kıtasının güneydoğusunda yer alır ve geniş topraklara sahiptir.
*Gelir kaynakları Tarım ve ticarettir.
*Çin uygarlığının meydana gelmesinde Türk, Moğol ve Tibet kültürlerinin de etkisi olmuştur.
*Çin
genellikle hanedanlar tarafından yönetilirdi.
* “Tanrının Oğlu” unvanını taşıyan
imparatorlar kutsal kabul edilmiştir.
*Dini bakımdan “Konfüçyüs” ve “Lao-çe” önemlidir. “Budizm” yaygındır.
* Yazıları resim
yazısıdır. Çinliler yazıyı
Sang hanedanı zamanında kullanmaya başlamışlardır.
*Çinliler kağıt üretiminde, ipekçilikte ve çinicilikte ileri
seviyedeydi.
*Barut, kağıt, matbaa, mürekkep ve
pusulayı ilk kez Çinliler
bulmuştur.
*Tıpta Masaj ve Akupunkturu kullanmışlardır. Güneş lekeleri
konusunda bilgi vermişlerdir
Mısır Medeniyeti
*Afrika Kıtasının
kuzey doğusunda yer alan, güneyi
ve batısı çöllerle
kaplı bir coğrafi
yapıya sahiptir.
*Mısır Medeniyeti, “Nil Nehri ve çevresinde” doğup gelişmiştir.
*Mısır medeniyetinin çok fazla istila
ve saldırılara uğramasının en önemli sebebi,
bulunduğu coğrafi konumdur.
*Mısır Krallığı
“Nom” adı verilen
şehir devletlerinin birleşmesiyle oluşmuştur.
*Firavun adı verilen
Mısır Kralları “Tanrının Oğlu” olarak nitelendirmekteydi ve yetkileri sınırsızdı.
*Söyledikleri her söz tanrı buyruğu sayılır,
yasa olarak kabul edilirdi.
*Krallık babadan
oğula geçerdi.
*Firavunlara devlet
yönetiminde yardımcı olan vezirler, katipler, memurlar vardı.
*İlk çağda Mısırda bürokrasi
oldukça gelişmişti
*Memurlar asillerden seçilirdi.
*Mısır’ın sembolü
“piramitler” dir. Kralları
için piramitler yapmışlardır.
*İmar ve sulama işlerine
önem verilmiştir.
* “Papirüs” adı verilen kağıt yapmışlardır.
*Resim yazısı
kullanmışlardır. (Hiyeroglif)
*Ölümden sonraki
hayata inanırlardı. Bu inanç “mumyacılığı” geliştirmiştir.
* “Güneş takvimini” bulmuşlardır
*Geometri ve matematik gelişmiştir.
*Tarihte bilinen ilk yazılı antlaşma
olan “Kadeş
Antlaşması”nı Hititlerle yapmışlardır
MEZOPOTAMYA MEDENİYETLERİ
* İlk çağda Fırat ve Dicle Nehirleri arasındaki bölgeye “Mezopotamya” denmiştir.
* İlk çağda Mezopotamya’da kurulmuş
olan beş önemli
uygarlık (devlet) vardır.
Bunlar;
- Akadlar
- Sümerler
- Asurlar
- Babiller
- Elamlar
1- SÜMERLER:
*Mezopotamya uygarlığının temelini oluşturmuştur.
* “Site” denilen şehir devletleri halinde
yaşamışlardır.
*En önemli şehirleri; “Ur, Uruk, Kiş, Lagaş”tır.
*Sümerlerin başında
“Patesi” veya “Ensi” adı verilen krallar
vardır.
*Sümerlerin “Ziggurat” adlı tapınakları vardır.
*Ahiret inançları yoktu,
çok tanrılı dine inanmışlardır.
*Sümerlerin dünya uygarlığına en büyük katkıları
yazıyı icat etmeleridir. (Çivi yazısı)
* “Ay yılı esaslı
takvimi” ilk kez kullanmışlardır.
* “Yaradılış” , “Tufan” , “Gılgamış” adlı destanları vardır.
– İlk defa tekerleği icat ettiler.
– Aritmetik ve Astronomide ilerlediler. Pi (π) sayısını
hesapladılar.
– Sabanı bulmuşlardır.
– İlk yazılı kanunları
oluşturmuşlardır. Sümer Kralı Urkagina, MÖ 2375’te
“tarihte bilinen
ilk yazılı kanunları” çıkarmıştır.
– Mimaride kerpiç kullanmışlardır.
2- AKADLAR:
*Arap asıllı bir kavimdir.
*Mezopotamya’da “Agade” isimli
başkent olmak üzere kurulmuştur.
*En güçlü dönemleri
“Kral Sargon” dönemidir.
*Tarihte “ilk düzenli
ordu”
ve “ilk imparatorluğu” kurmuştur.
*Askeri güce dayalı bir devlettir.
*Sümer kültürünü
devam ettirmişlerdir.
3- ELAMLILAR:
*Başkentleri “Sus” isimli
şehirdir.
*Madencilik, çanak-çömlek, seramik alanında gelişmiştir.
*Asurlar tarafından yıkılmıştır.
4- BABİLLER (AMURRULAR):
*Sami ırkından “Amurrular” tarafından kurulmuştur.
* “Babil” başkentleri olduğu
için “Babiller” diye anılmaktadır.
*İlk kez devlet kurmuşlardır.
*1. Babil devletine Hititler,
2. Babil devletine
Persler son vermiştir.
* “Hammurabi” döneminde hazırlanan “Hammurabi Kanunları” vardır.
* “Kral Nabukadnezar” dönemi, en güçlü dönemleridir.
* Mimari alanda, “Babil Asma Bahçeleri” ve “Babil Kulesi” önemli eserlerdir.
5- ASURLAR:
*Yukarı Mezopotamya’daki “Asur” kentine yerleşerek devlet kurmuşlardır.
*Başkenti “Ninnova” kentidir.
*Elam, Suriye,
Mısır ve Filistin’i içine alan bir devlet haline
gelmiştir.
*Asurlular Anadolu’ya kadar olan yerlerde
ticaret yapmışlardır.
*Anadolu ile ticaret
sayesinde “yazıyı Anadolu’ya taşımışlardır”.
* “Kayseri-Kültepe” deki yazılı belgelerin Asurlara
ait olduğu sanılmaktadır.
*Kara ticaret kolonileri kurmuşlardır.
* “Karum” denilen
ticaret pazarları kurdular.
* İlk atlı birlik oluşturmuşlardır.
* Tarihte “ilk kütüphane”yi kurmuşlardır.
İLK ÇAĞ ANADOLU MEDENİYETLERİ
* İnsan yaşamının ilk zamanlarından beri Anadolu'ya birçok
millet, uygarlık yerleşmiştir.
* İlk çağlardan beri Anadolu'nun yerleşim
yeri olarak tercih
edilme sebepleri şunlardır;
1- Önemli ticaret
ve göç yolları üzerinde olması.
2- Asya, Avrupa ve Afrika
kıtalarının kesiştiği bir coğrafi konumda
olması.
3- Verimli topraklara sahip olması.
4- İnsan yaşamına uygun bir iklime sahip olması.
5- Zengin yeraltıve yerüstü kaynaklara sahip olması.
# İlk çağda Anadolu'da kurulan uygarlıklar şunlardır;
* Hattiler *
Hititler * İyonyalılar * Urartular *
Frigyalılar * Lidyalılar
HATTİLER:
*Anadolu'nun bilinen
ilk yerli halkıdır.
*Çorum-Alacahöyük'te Hattilere
ait eserlere rastlanmıştır.
*İnançlarına ait “geyik” ve “boğa” heykelleri ünlüdür.
*Yapılan araştırmalarda; Hititlerin inanç ve kültür bakımından Hattilerden etkilendikleri anlaşılmıştır.
HİTİTLER:
*Kızılırmak havzasında “Hattuşaş (Boğazköy)” başkent olarak kurulmuştur.
*Kurucusu “I.Hattuşili (Labarna)” dir.
*Mısırlılar ile yaptıkları “Kadeş Antlaşması” tarihte
bilinen ilk yazılı
antlaşmadır.
*Hititlerde Kral; hem askeri,
hem dini, hem siyasi liderdi.
*Kralın yetkilerini sınırlayan, devlet işlerinin
görüşüldüğü “Pankuş Meclisi” vardı.
*Kral olmadığı zamanlarda yerine eşi olan kraliçe “Tavananna” bakardı.
*Hititler çok tanrılı dine inanmışlardır. Onların
döneminde Anadolu “Bin Tanrı
İli” olarak adlandırılmıştır.
*Hititlerde toplum;
Asiller, Askerler, din adamları, memurlar
vs. gibi sınıflara
ayrılmıştır.
*Hititler bir yıl içinde
olayları “yıllık (anal)” şeklinde
kayıt altına almışlar,
böylece ilk tarih yazıcılığı örneklerini ver- mişlerdir
*Anadolu'da “ilk siyasal birlik” Hititler tarafından kurulmuştur.
İYONYALILAR:
*İzmir ve Büyük Menderes
nehirlerinin Ege Denizine
döküldüğü yere ilkçağda
“İyonya” denilmiştir.
*İyonyalılar şehir devletleri halinde yaşamışlardır. En önemli şehirleri; “Efes, Milet,
Foça ve İzmir” dir.
*Daha çok deniz ticareti
ile uğraşmışlardır. Kolonicilikte bulunmuşlardır.
*İyonya'da düşünce
alanında daha özgür bir ortam olduğu için bilimsel çalışmalar yapılmıştır.
* “Tales, Hipokrat, Heredot,
Anaksimenes, Pisagor vb.”
bilim adamı ve düşünürler İyonya'da yetişmiştir.
v Koloni: Bir ülkenin kendi sınırları
dışında, ticaret yapmak
amacıyla kurmuş olduğu
şehir.
URARTULAR:
*Doğu Anadolu’da ‘Tuşpa (Van)’ merkez olmak üzere kurulmuştur.
*Çok tanrılı inanışa
sahiptir.
*Kral ülkeyi “Tanrı Haldi” adına yönetmekteydi.
*Mezarları genellikle oda şeklindeydi.
*Hayvancılık, tarım ve madencilikle uğraşmışlardır.
*Sulama kanalları
ve barajlar yapmışlardır.
* Anadolu’da ilk defa “Feodal” anlayışta devlet kurmuşlar.
FRİGLER
(FRİGYALILAR):
*Batı Anadolu’dan Kızılırmak’a kadar olan bölgede
“Gordion (Polatlı-Ankara)” merkez olarak
kurulmuştur.
*Dini inanış
olarak Hititlerin etkisinde
kalmıştır.
* “Kibele” adını verdikleri doğa-toprak-bereket tanrıçaları vardır.
*Frigyalılar tarımla uğraşmışlardır. Bunun için tarımı
koruyan ağır yasalar
yapmışlardır. Mesela öküz kesmenin veya saban kırmanın cezası ölümdü.
* “Tapates” adını verdikleri halı ve kilim dokumaları ünlüdür.
* Hayvan konuşturma sanatı olan “fabl” türünün ilk örnekleri Frigya’da
görülür.
LİDYALILAR:
* Gediz ve Küçük Menderes
Nehri arasında kalan bölge ilkçağda, “Lidya” diye adlandırılmıştır.
* “Kral Giges” tarafından kurulmuştur.
* Başkentleri “Sardes (Sard)” şehridir.
*Ticaretle uğraşan
tüccar bir uygarlıktır.
* Ticarette değiş-tokuş usulü kaldırarak “parayı icat etmişlerdir”.
*Ticareti geliştirmek için Efes’ten Mezopotamya’ya kadar uzanan “Kral Yolu” nu yapmışlardır.
DOĞU AKDENİZ MEDENİYETLERİ
a) FENİKELİLER:
*–Lübnan Dağları
ve Akdeniz arasında
kurulmuştur.
– Coğrafi durumları tarıma elverişli olmadığı
için ticarete, daha çokta deniz
ticaretine yönelmişlerdir.
– Tarih’te bilinen
ilk denizci kavimdir.
*Dünya bir çok yeniliği Fenikelilerle tanımıştır.
* “Cam” ve “Alfabeyi” ilk Fenikeliler kullanmıştır.
b) İBRANİLER:
*Sami kavmindendirler. Hz. Davut tarafından kurulmuştur.
*Devletin başkenti “Kudüs”tür.
*Irk esasına dayalı bir medeniyettir.
* “Tek tanrılı
din”e ilk inanan
topluluktur.
*Hz. Musa’yı peygamber
olarak tanıdıkları için Musevi de denilir.
* “Musevilik(Yahudilik)” milli din olarak gelişmiştir.
*Yazı ve dilleri İbranice’dir.
* Kutsal kitapları “Tevrat” ibadet yerleri
“Havra ve Sinagog”tur.
ORTA ASYA KÜLTÜR
BÖLGELERİ
*Bunlar; Anav, Andronava, Afanasyevo, Tagar, İskitler, Karasuk.
*Anav kültürü, Batı Türkistan’da Aşkabad
yakınlarındaki kültürdür.
*Andronava kültürü, Altaylardan Ural Dağlarına
ve Hazar Denizi’nin kuzeydoğusuna kadar etkili olmuştur.
*Karasuk kültürü, Yenisey Irmağı’nın kolu olan Karasuk
Nehri civarındadır.
*Tagar kültürü, Abakan bölgesinde kurulmuş.
İSKİTLER (SAKALAR):
*Gök Tanrı ve Şamanizm
inançlarını benimsemiştir.
*Ahiret inancına
sahiptirler.
*Ölüleri değerli eşyalarıyla birlikte gömmüşlerdir.
*Eşyalarında hayvan üslubu sanatını
kullanmışlardır.
*İlk Türk topluluğu
olarak bilinir.
*İskitlerin en önemli kahramanı Alp Er Tunga’dır.
*”Alp Er Tunga” ve “Şu” en önemli destanlarıdır.
EGE VE ESKİ YUNAN MEDENİYETİ
*Üç dönem halinde
incelenmektedir;
1- Girit Uygarlığı 2- Miken (Aka) Uygarlığı 3- Eski Yunan Uygarlığı
1- Girit Uygarlığı:
* Ege medeniyetinin en eski
uygarlığıdır.
* Deniz ticareti ile uğraşmışlardır.
* Giritliler tarihin ilk denizcileri kabul
edilirler.
2- Miken (Aka) Uygarlığı:
*Mora yarımadasına gelen Mikenler tarafından kurulmuştur.
*Çanakkale Boğazı için Truvalılar ile “Truva Savaşları” nı yapmışlardır.
3- Eski Yunan
Uygarlığı:
* “Polis” denilen şehir devletleri halinde
yönetilmişlerdir. “Atina, Isparta, Korint,
Tebai” en önemli şehirleridir.
* Kolonicilik faaliyetleri gelişmiştir.
* Çok tanrılı inanca sahip
olan Yunanlıların en önemli tanrıları
“Zeus”tur.
* “Tarihteki ilk olimpiyatlar” Yunanlılarda, M.Ö 776’da
düzenlenmiştir. İlki ‘Zeus’ adına düzenlenmiştir.
* Olimpiyatlar, tanrıların sevgisini kazanmak ve onların şiddetinden korunmak amacıyla düzenlenmiştir.
*Tarih, Edebiyat, Tıp, Astronomi, Felsefe
vb. bilimler gelişmiştir. Bu dönemde; “Sokrates, Platon
(Eflatun), Aristo, Homeros
vb.” bilim insanları bu uygarlıkta yetişmiştir.
*Eski Yunan
uygarlığının manevi birliğinin sağlanmasında; Homeros’un “İlyada ve Odeisse” destanının etkisi çok fazladır.
İSKENDER İMPARATORLUĞU
* II. Philip, Makedonya ve Yunan topraklarında “Helen Birliğini” kurdu.
* II. Philip’in ölümünden sonra yerine oğlu “Andronikos” (Büyük İskender) geçti.
* Büyük İskender’in amacı; “Asya (Doğu)
Seferi” ne çıkıp büyük bir dünya devleti
kurmaktı.
*Büyük İskender, Anadolu,
Mısır, Pers topraklarını alarak büyük bir imparatorluk kurdu.
*İskender’in ölümünden
sonra imparatorluğu parçalandı.
v Helenizm: Batı ve Doğu kültürlerinin karışmasıyla ortaya çıkan yeni kültüre denir.
v Helenistik Dönem:Doğu ve Batı kültürlerinin karıştığı, Helenizm kültürünün sahip olduğu M.Ö 330-30 yılları
arasındaki döneme denir.
ROMA UYGARLIĞI
*M.Ö 753 yılında
‘Romulus’ tarafından Roma şehri merkez
olarak kurulmuştur.
* “Krallık, Cumhuriyet ve İmparatorluk” şeklinde
üç dönemde incelenir.
*Krallar; “Halk Meclisi (Kuria)” tarafından seçilirdi.
*Ayrıca ihtiyarlardan oluşan “danışma
meclisleri (senato-senatus)” vardı.
* Roma’da halk; “patriciler” ve “plepler” diye ikiye ayrılırdı. Bunların dışında kalan “köleler”
ise en kalabalık
sınıfı oluşturuyordu.
v Patriciler: Siyasal hakları olan, Romalı
soyluların olduğu sınıftır.
v Plepler: Siyasi
hakları olmayan, Roma’ya
sonradan gelenlerin oluşturduğu sınıftır.
*Patrici ve Pleplerin mücadelesi sonunda “12 Levha
Kanunları” hazırlanmıştır.
*12 Levha Kanunları Roma hukukunun ve daha sonra Avrupa hukukunun
temelini oluşturur.
*Çok düzenli
ve güçlü bir orduya sahip olan Roma ordusunda “lejyon” adı verilen paralı
askerler de yer alırdı.
*Önceleri çok tanrılı inanca
sahip olan Roma’da
“313-Milano Fermanı” ile Hristiyanlık kabul edilmiştir.
*Romalılar döneminden birçok eser (Tapınak, Sunak, Hamam, Tiyatro,
Su Kemeri vb.) günümüze ulaşmıştır.
*Kavimler göçünden sonra 395’te
Roma İmparatorluğu “Batı Roma” ve “Doğu Roma (Bizans)” olmak üzere ikiye ayrılmıştır. 476’da Batı-Roma, 1453’te Doğu-Roma (Bizans) yıkılmıştır.
BİZANS (DOĞU-ROMA) UYGARLIĞI
* Başkenti “İstanbul” olan Bizanslılar, en parlak dönemlerini imparator “Justinianos (Jüstinyen)” zamanında yaşa- mışlardır.
* Hristiyanlığın “ortodoks” mezhebini benimsemişlerdir.
* “1071- Malazgirt Savaşı” ve “1176- Miryakefalon Savaşı” ile Anadolu’daki hakimiyeti Türklere bırakmışlardır
*1453’te Fatih Sultan Mehmet’in; İstanbul’u Fethi ile yıkılmıştır.
* Bizans döneminde İstanbul’da bir çok eser yapılmıştır. Bunlardan bazıları; “Aya İrini
Kilisesi, Yerebatan Sarnıcı, İstanbul Surları ve Su Kemeri” dir.
İNSAN VE GÖÇ
İlk Çağ Göçlerinin Temel Nedenleri:
1- Nüfus artışı
2- İklim koşulları
3- Üretim ve Tüketim anlayışı
4- Dini Baskılar
5- Siyasi Baskılar
* İnsanlar ilk çağlardan itibaren
iklimi elverişli yerleri
yerleşmek için seçmişlerdir
* Mezopotamya diğer bölgelere göre ilk çağda yerleşmeye daha elverişliydi
* Avrupa buzul
çağı nedeniyle yerleşmeye uygun değildi
* İlk yerleşmeler korunma ihtiyacından dolayı dağlık alanlara
olmuştur
* Nüfus artışı ve üretimin
başlaması insanları göç etmeye yöneltmiştir
* İnsanlar, yerleşik
hayata geçtikten sonra
beslenmek için av hayvanlarını izlemeyi
ve yer değiştirmeyi bırakmıştır
* Ege göçleri Yunanistandan başlamış, göçler sonucunda Hititler
yıkılmıştır
*
İç Asya Göçleri,
Orta Asya’dan dünyanın
diğer coğrafyalarına milattan
önce ve milattan sonraki
dönemlerde yapılan Türk göçleridir
* Dini baskılar ilk çağdaki
göçlerin en önemli nedenlerindendir (Yahudilerin ve ilk Hristiyanların)
*
Dini baskılarla Romadan kaçan ilk Hristiyanların izleri Antakya ve Kapadokya’dadır
*
Hristiyanlığın ilk asrında Antakya
Kilisesi’nin rolü olmasaydı, Doğu’da ve Asya’da
Hristiyanlığın yayılma şansı olma-
yacaktı
*
Süryani, Keldani ve Nasturi Hristiyanlarının var olmasında “ katkıları olmuştur
İlk Çağ’ın
Tüccar Toplulukları
1- Asurlar: Başta Kayseri yakınlarındaki Kaniş (Kültepe) olmak üzere Anadolu’nun pek çok yerinde
alışveriş merkezleri (koloni)
kurmuştur. Başkentleri “Ninova”dır
2- Fenikeliler: Doğu Akdeniz sahil şeridinde genel olarak denizcilik ve deniz ticareti
ile uğraşmışlardır Mısır,
Kıbrıs, Girit ve Rodos dışında Sicilya, Sardunya ve İspanya’ya kadar
uzanan birçok yerde ticaret kolonileri kurmuşlardır
3- Lidyalılar: Gediz ve Küçük Menderes
vadileri merkez olmak
üzere “Kral Giges ne
gelen Lidyalılar Kara Ticareti yapmışlar ve
4- Soğdlar: Başkentleri “Semerkant”tır. Orta asyada yaşamışlar İpek yolu üzerinde
ticaret yapmışlardır. Soğdlu
tüccarlar Kök Türk koruması altındaki Çin’den İtalya’ya kadar uzanan
İpek Yolu üzerindeki ticareti kontrol etmiştir
KABİLEDEN DEVLETE
v Kabile: aynı atadan gelen ve birbirine kan bağıyla bağlı
bulunan büyük insan topluluğuna verilen
isimdir.
*
Coğrafya veya iklimin
hayat tarzlarını şekillendirmesiyle köyler ve kabile
konfederasyonları zamanla şehir devletlerini
oluşturmuştur
* Mısır’da “nom”, Sümerlerde “site”, İyon ve Dorlarda
“polis” adı verilen şehir
devletleri kurulmuştur.
* Antik medeniyetlerdeki kabileler veya şehir devletlerinin başlarında kral veya feodal yöneticiler vardır
v İmpatorluk: Topraklarında oturan
çeşitli milletleri egemenliği altında toplayan devlet biçimi veya içerisinde çeşitli unsurları (din, etnik köken, dil
vb) barındıran devlet modelidir
İlk Devletlerde Gücün Meşruiyet Kaynağı
monarşi ile yönetilmiştir. Krallar, yönetimdeki meşruluğunu yani güçlerini dinden
almıştır
.
*
Anadolu’da MÖ 1700’lerde kurulan Hititlerde kralların, gücünü tanrıdan aldığına
inanılır ve emirleri
tanrının emriymiş gibi
görülürdü
* Bu yüzden Hititlerin yönetimi
dine dayalı bir krallık veya teokratik bir monarşi olarak
ifade edilebilir.
.
* İlk Çağ Yunan medeniyetinin temellerinin atıldığı Girit Adası’nda halk,
soylular ve kral tarafından yönetilirdi
*
İlk Çağ Yunan medeniyetinde Din adamları ve kahinlerin, krallar
üzerinde etkisi olsa da soyluların yani aristokrat sını- fın yönetimdeki etkisi daha büyüktü.
*
Mezopotamya uygarlıklarından Sümerlerde yönetici olan “Ensi”ler yani rahip-krallar; en yüksek rahip, yargıç ve ko- mutandı.
*
Sümerler saygı duydukları tanrılara adanmış “ziggurat” adı verilen
tapınaklar inşa etmişlerdi
*
Asur ve Babillerde ise kral, büyük tanrıların yeryüzündeki temsilcisi olup onlar adına ülkeyi
yöneten rahip krallardı
*
Ünlü Babil Kralı Hammurabi, bu anlayıştan farklı
olarak kendisini adaletin
kralı olarak ifade etmiştir.
* Mısır Krallığı’nın ilk dönemlerinde krallar (Firavunlar), tanrının yeryüzündeki temsilcisidir.
*
Başlangıçta tanrı olarak
görülmeyen firavunlar ilerleyen
dönemlerde tanrı olarak
görülmeye başlanmıştır.
*
İnsan şeklinde tanrı sayılan firavunlar; toprakların, malların ve insanların sahibi
olarak görülmüş ve tanrı-kral olarak kabul edilmiştir
*
Makedonya Kralı II. Philippos, bütün Yunanistan’ı egemenliği altına alarak “Helen
Birliği”ni meydana getirdi
*
Makedonya kralı Büyük İskender’in Doğu seferi ile Yunan kültürü
ile Anadolu, Mısır,
Pers ve diğer kültürler birbiriyle kaynaşmıştır “
*
Büyük İskender, Mısır’da
Amon-Ra rahipleri tarafından tanrı-kral ilan edilmiştir. Didim Apollon Tapınağı
kahini tara- fından “Zeus’un
oğlu” olarak adlandırılmıştır.
*
Roma İmparatorluğu’nda sırasıyla krallık, cumhuriyet ve imparatorluk dönemleri
yaşanmıştır.
*
Krallık ve cumhuriyet dönemlerinde yönetim aristokratların elindeydi.
*
Kral, senatoya karşı
sorumluydu
*
Agustus Dönemi’nde yönetim
saltanata dönüşmüş ve imparator; yönetimin başı, başkomutan, baş yargıç ve başrahip
konumuna gelmiştir.
v İmpatorluk: siyasi gücün
bir tek kişinin
elinde bulunduğu ve yönetimin genellikle kan yoluyla aile bireylerine geçtiği yönetim biçimidir.
İlk Siyasi
Organizasyon Türleri
*
Asurlular ise istilacı bir yapıya sahiptir
* Hititlerde kralın
yanında “Pankuş” adında bir meclis vardır,
“
*
Yunan medeniyetinin ortaya çıktığı coğrafya, dar bir sahil
şeridine sahip olması
ve yüksek dağlarla
birbirinden ayrılması
nedeniyle burada merkezi devletler kurulamamıştır
*
Atina ve Sparta gibi polisler
arasında bitmek bilmeyen
mücadelelerde Devletlerinin ordularını güçlendirme çabaları,
geniş kesimlerin siyasal haklar elde etmesinde ve siyasi yapının demokratik bir
nitelik kazanmasında etkili olmuştur
*
Krallar belirli bir sınıf tarafından seçilmeye başlamıştır. Böylece
soylular, iktidarı ele geçirerek aristokratik yönetim anlayışını kabul ettirmiştir
*
Aristokratlar arasından belli
bir zümrenin, krallığı
yönetme hakkının kendilerinde olduğunu iddia etmesi
ve yöneticilerin sadece o
gruptan seçilmesi “oligarşi” denilen
yönetim anlayışını doğurmuştur
*
İlk Çağ Yunan kentlerindeki bu seçim, cumhuriyet ve demokrasi anlayışının ilk izleridir ancak halkın tamamı
değil sade- ce soylular oy
kullanabilmektedir.
*
Yunanistanda zaman
zaman güç kullanarak yönetimi ele geçiren
kişiler olmuştur. Bu kişilere “tiran” bunların yönetimi- ” denmiştir
*
İlk Çağ’da Persler; İran,
Anadolu, Mezopotamya, Mısır
ve hatta Yunanistan’ın bazı bölgelerini içine alan büyük bir im- paratorluk kurmuşlardı
ve merkezi otoriteyi
güçlendirmek ve
.
* Perslerden etkilenen Büyük İskender, satraplık
idaresini benimsemiştir
* Roma, satraplık idaresini geliştirerek eyalet sistemini uygulamıştır.
*
Roma’da kraldan
sonra etkin bir danışma kurulu
olan senatoya soylular
girebiliyordu.
.
İLK DEVLETLERDE ASKERİ,
SOSYAL VE EKONOMİK
YAŞAM
* Sümerler, tapınaklarını depo olarak kullandılar.
Bu ürünleri
kayıt altına almak için kullanılan semboller sayesinde “çivi
yazısı” icat edildi
*
Mezopotamya’da toplum; soylular, din adamları ve köleler gibi sınıflara ayrılmıştır
* Çömlekçi çarkı,
MÖ 4.500’lerde Sümerler
tarafından kullanılmaya başlanmıştır
*
Lidyalılar, Kral Yolu’nu
kullanarak ticarette gelişmiş
ve büyük bir refaha kavuşmuştur.
*
Friglerin temel geçim kaynağı ise tarım ve hayvancılıktır.
*
İlk Çağ’da, Yunan coğrafyasında kurulan
polisler, dağlık arazi nedeniyle yeterli
hububatı üretememiştir. Bazı şehirler
bu sorunu çevre bölgelerin kolonizasyonu yoluyla çözmeye çalışmıştır.
*
Yunan Yarımadası’nın coğrafi
yapısından dolayı İlk Çağ’da bu bölgede geniş topraklara hükmeden
merkezi bir devlet kurmak çok zordur. Bu yüzden bu
coğrafyada Atina, Sparta gibi şehir devletleri kurulmuştur.
*
Büyük İskender, Doğu Seferi’ni Pers İmparatorluğu’na ait ticaret yollarını
ele geçirmek amacıyla
düzenlemiştir
*
Büyük İskender kendi adına şehirler
kurmuş ya da var olan şehirleri yeniden
düzenlemiştir. Bunların başında
Mısır’daki İskenderiye gelmektedir
*
Şehir devleti olarak
ortaya çıkan Roma, Yunan şehir devletlerinden farklı
olarak yayılmacı bir politika izlemiştir
* Roma İmparatorluğu gelirlerinin önemli
bir kısmını kolonizasyon faaliyetlerinden sağlamıştır
*
Mısır’da Nil Nehri etrafında
verimli ovaların oluşması,
Mısır’ın temel geçim kaynağının tarım olmasını sağlamıştır
*
Ticaretin; Firavun’un adamlarının denetiminde olması, Mezopotamya’da olduğu gibi bağımsız,
zengin bir tüccar sınıfı-
nın doğmasını engellemiştir
*
Nil’in sularının taşması
sonucu tarlaların sınırları
birbirine karışmış ve bu tarlaları
ayırmak için Mısır’da
geometri ilmi gelişmiştir.
*
Mısırlılar Ölümden sonraki
yaşama inandıkları için ölülerini mumyalamışlar böylelikle insan vücudunu
tanımışlar, “tıp ve
eczacılık” bilimlerinde gelişmişlerdir
*
Tanrı-kral anlayışına bağlı olarak firavunlar için “piramit” adı verilen anıt mezarlar yapılmıştır.
KADEŞ SAVAŞI
*
Savaşın gerçek nedeni Mısır ve Hitit devletlerinin birbirine eşit kuvvetler haline gelmesi ve bu iki büyük devletin
eko- nomik menfaatlerinin Kuzey Suriye toprakları üzerinde çatışmasıydı.
*
MÖ 1296 yılında
Mısır Firavunu
II.Ramses’in orduları, Hitit ordularını kendi toprağı olan Suriye’de bulup
yok etmek için yola çıktı.
*
İki ordu birbirine
üstünlük sağlayamadı. II. Ramses, Kadeş’i
alamamış ve Hititleri
mutlak bir yenilgiye uğratamamıştı.
*
Net bir sonuç yoktur. “Tarihte en fazla savaş arabasının kullanıldığı muharebe” olarak bilinir
*
MÖ 1280’de yapılan
“Kadeş
Barış Antlaşması” tarihte
bilinen ilk yazılı antlaşmadır
KANUNLAR DOĞUYOR
*
Hukuk, toplum düzenini
sağlamak için çıkarılmış ve devlet eliyle
güçlendirilmiş kurallar bütünüdür
* İlk Çağ’da yapılan hukuk kuralları kaynağını
akıl, gelenek ve kutsal kitaplardan almıştır.
*
Türkler de sözlü hukuk kurallarını uzun süre uygulamıştır. Hunlarda hukukun temelini, kaynağını geleneklerden alan sözlü hukuk kuralları yani “Töre” oluşturmuştur
* Töre; yazılı olmamasına rağmen
sistemli, dinamik, etkili
ve ihtiyacı karşılayacak bir yapıya sahiptir.
*
Yazının icadıyla birlikte
yazılı hale gelen hukuk kurallarının ilk örnekleri Sümerlerde “Kral Urkagina” tarafından hazır- lanmıştır
*
Urkagina, yaptığı düzenlemelerle de daha çok borç affı gibi konuları
işlemiş ve halkı
rahatlatmaya çalışmıştır
*
Mezopotamya’da Babil Kralı Hammurabi kendini
adaletin kralı olarak
ifade etse de kanunlarını Tanrı Şamaş’ın önünde durduğu bir stelin alt kısmına
yazdırmıştır.
*
Hammurabi Kanunları “dişe diş, göze göz” şeklinde
değerlendirilen ve suçu işleyene aynı ağırlıkta cezayı
içeren ka- nunlardır.
*
Hitit Kanunları, içerik bakımından Sami kavimlerinin kanunlarından farklı olup Sümer Kanunları gibi insancıldır. İşle- nen suçların cezası daha çok maddi
nitelik taşımaktadır.
* Ölüm ve işkence cezaları
yerine tazminat cezaları
konmuştur.
* Hititler yalnız insanları değil hayvanları ve bitkileri korumak
için de yasalar
çıkarmıştır
* Hitit Kanunları’nda; evlenme, boşanma,
nikah, nişan gibi aileyle ilgili hususlara yer verilmiştir.
* Ön Asya kavimlerinde boşanma
sadece erkeğe tanınan
bir hak iken Hititlerde kadınlara
da bu hak tanınmıştır
* Hititler, hukuk tarihinde ilk defa kasten
öldürme ile kazara
adam öldürmeyi birbirinden ayırmıştır.
*
Ayrıca Hititlerde kolektif
cezalar da uygulanmış yani bazı suçlarda
ceza sadece o kişiye değil suçlunun ailesine
de ve- rilmiştir.
*
İbraniler (Yahudiler ya da İsrailoğulları) tek tanrılı semavi
din inancını benimsemiş ve bunun sonucunda
“ilahi kökenli hukuk kuralları” bu dönemde
görülmeye aşlanmıştır. (“On Emir”)
* Yahudiler’in kutsal kitabına
Hristiyanlar, günümüzde “Ahd-i Atik” (Eski Ahit) demektedir.
ORTA ÇAĞ’DA DÜNYA
ORTA ÇAĞ’DA SİYASİ
YAPILAR AVRUPA
*
Orta çağ Kavimler
göçü ile başlar
*
MS 395 yılında
Roma İmparatorluğu’nun; Batı ve Doğu Roma olmak üzere ikiye ayrılması, Avrupa’da
büyük siyasi
gelişmelere sebep olmuştur.
*
Batı Roma İmparatorluğu’nun 476’dayıkılmasından sonra Avrupa’nın sosyo-ekonomik ve kurumsal
yapısında büyük değişiklikler
yaşanmıştır
*
Avrupa’da feodal siyasi
yapılar ortaya çıkmıştır.
*
Bugünkü Avrupa
devletlerinin temellerini atmıştır.
*
Avrupa’da Frank,
Vizigot, Ostrogot, Sakson gibi Germen krallıkları kurulmuş
ve bu krallıklar; siyasi üstünlüğü ele al- mıştır.
*
Orta Çağ Avrupası’nda siyasi yapıyı şekillendiren ve bu döneme
damgasını vuran sistem
“
*
Avrupa’nın her yerinde
bu lordlara bağlılık
yemini etmiş savaşçı
vassallar ortaya çıktı.
Bunlar Orta Çağ’ın “şövalye adı verilen profesyonel
savaşçılarını oluşturdu.
v Feodalizm (Derebeylik): Orta çağ Avrupa’sında toprak sahibi senyörün
ya da Lordun; siyasi, ekonomik,
hukuki ve askeri haklara sahip olduğu ve temeli
toprak köleliğine dayanan toplum düzenine “
v Otokrasi: Monarşinin bir çeşidi olup bütün siyasi
yetkiler kralın elindedir. Monarşiden farklı olarak
otokraside, yönetim miras
yoluyla değil, kişiler tarafından ele geçirilmiştir
SASANİLER
*
Sasaniler Kafkasya, Mezopotamya ve İran’a hükmetmiştir Yönetim şekli monarşiydi Krallarına “Şehinşah” denirdi
ve Krallar Tanrı Ahuramazda’nın yeryüzündeki temsilcisidir
* Sasaniler, İstanbul’u kuşatmıştır ancak alamamışlardır
*
Sasaniler, Hz. Ömer Dönemi’nde yapılan
Nihavend Savaşı’nda yenilmiş
ve 651 yılında yıkılmıştır
BİZANS
*
Roma İmparatorluğu bir çeşit cumhuriyet ile yönetilirken Bizans imparatoru gücünü tanrıdan alan otokrat bir lider ko- numuna gelmiştir.
*
Malazgirt Savaşı’ndan sonra
ilk dönem Türk Beylikleri ve Türkiye Selçuklu
Devleti’nin kurulmasıyla Anadolu
Türk yurdu olmuştur.
*
Türkiye Selçuklu
Devleti’nin zayıflaması sonucunda ikinci dönem Türk beyliklerinden olan Osmanlılar, Bizans’ın
Ana- dolu’daki bütün topraklarını ele geçirmiştir.
.
MOĞOLLAR
”dir. Kağan seçilince “Cengiz” adını almıştır
.
*
Moğollar Şamanizm’den etkilenmiştir
*
Cengiz Han’ın ve neslinin ilahi soya dayandırılması Şamanlar tarafından sağlanmıştır. Bu kutsallık Cengiz
Han’dan sonra gelen hükümdarların, onun soyundan gelmesini
meşrulaştırmıştır.
İMPARATORLUKLARDA SOSYAL, EKONOMİK VE ASKERİ DURUM
*
Avrupada Feodal sistemde
Soylu bir kökeni
olmayan Germen kralları, Roma İmparatorluğu’nun eyalet
yönetim sistemi gibi bir
idari yapı kurmuştur. Bu eyaletlerin başında valiler görevlendirilmiştir.
Eyaletlerden daha küçük yönetim birimleri kontlar tarafından yönetilmiştir.
*
Bizans İmparatorluğu’nda hayat ve geçim
tarzı ticarete dayanmaktadır. İpek ticareti Bizanslılar ile Sasanileri karşı kar-
şıya getirmiş ve Bizans İmparatorluğu, Sasanilere karşı Türklerle ittifak
kurmuştur
*
Sasani Devleti’nde ise ekonomi, topraktan
alınan vergilere dayanmaktadır. Sasani Devleti’nde, Perslerdeki satraplık sistemine benzer daha merkezi bir eyalet sistemi
uygulanmıştır.
*
Moğol İmparatorluğu’nun merkezi
konumundaki İç Asya’da
iklim şartları tarım
için elverişli değildi.
Bu nedenle tarım- la neredeyse hiç uğraşılmamış,
halkın ana geçim kaynağı hayvancılık olmuştur. Hayvanlar için otlak arayışları
sonucunda
Moğollar, konar-göçer bir yaşam tarzını benimsemiştir.
* Bizans ordusunun
çoğunluğu paralı askerlerden oluşurken Moğol ordusu
gönüllü birliklerden oluşmaktadır.
*
Moğol ordusu, Mao-dun
(Mete
Han)’un geliştirdiği “onlu teşkilat”a uygun olarak on, yüz, bin ve on bin şeklinde bö- lümlere ayrılmıştır
TARIMDAN TİCARETE
EKONOMİ
*
Kuraklık nedeniyle “artı ürün” üretmek
ve depolamak son derece önemliydi.
* Mezopotamya da sulama kanallarının yapılmasıyla artı ürün ortaya çıktı.
* Artı ürün, değiş tokuşu
geliştirdi ve ticaret
ortaya çıktı
* Mezopotamya’da topraklar kişilerin, Mısır’da ise firavunun malıydı.
* Vergiler, emek yoluyla, ayni (değerli eşya) ve nakdi olarak ödenirdi.
* Sümerlerde Urkagina,
sosyal adaletsizliği önlemek
için birçok vergiyi
kaldırmıştı.
* XIII. yüzyıldan itibaren devletler, düzenli vergilendirme uygulamasını başlattı
* Soyluların toprağa
sahip olması, güçlü statüler kazanmalarına ve “Monarşi”nin ortaya
çıkmasına neden oldu
* Zenginliğin artması
ile toplumun tabakalaşmasında artış olmuştur
ORTA ÇAĞ’DA TİCARET
*
Ticarette genel olarak
ipek, ipekli kumaşlar, porselen, madeni eşyalar,
kağıt, baharat, tuz, cam eşya, şarap, at, hayvan
ürünleri (deri ve postlar), değerli madenler, taşlar ve ziynet
eşyaları(takılar) taşınmıştır.
*
İlk ve Orta Çağlarda Asya ile Avrupa
arasındaki ticari faaliyetler ticaret yolları ile gerçekleşirdi
*
Ulaşım kervanlar vasıtasıyla sağlanırdı
*
En büyük yük taşıyıcısı iki hörgüçlü develer,
katır veya atla çekilen tekerlekli taşıtlardı
*
Orta Çağ’da denizciliğin ticari değeri, üç yelkenli gemilerin, pusula ve haritanın da kullanımıyla artmaya
başladı.
TİCARİ MEKANLAR
1. Karum: Asur ticaret kolonileri
2. Panayır: Günümüzdeki fuarlara benzeyen
ticaret mekanları
3. Han: Kervanların indiği,
yolcuların konakladığı ticaretin yapıldığı yerlerdi.
4. Çarşı: Birden fazla dükkan olan Hanlar
5. Arasta: Aynı esnaf grubuna ait dükkanların sıralandığı sokaklar
6. Bedesten: Kumaş ve kıymetli eşyalar
satılan kapalı çarşı
7. Ribat: Ribatlar İslamiyet’in ilk dönemlerinde daha çok korunma,
savunma ve askeri amaçlı inşa edilerek karakol
veya ordugah olarak kullanılırdı. 11.
yüzyıldan sonra sınırların genişlemesiyle birlikte iç bölgelerde kalan
ribatlar, işlev değişti- rerek ticari konaklama
amacıyla kullanıldı.
8. Kervansaray: Ticaret yolları
üzerinde Kervanların güvenliğini ve konaklamasını sağlayan
yapılar
9. Pazar: Uzun süre çarşı ile aynı anlamda
kullanılan ve yerel bir nitelik
taşıyan pazarlar açık havada yer almış ve genel
olarak haftanın belirli günleri toplanmıştır.
10. Kapan: Türk İslam şehirlerinde sıkça görülen kapanlar, tek çeşit ticaret
malının getirildiği toptan ticaretin
yapıldığı yerlerdi (yağ kapanı, un kapanı gibi).
* İlk Parayı; Anadolu
uygarlığı olan Lidyalılar, MÖ.7. yüzyılda bastırmıştır
* Paranın üstündeki kral resmi ya da şehir
sembolü, parayı bastıranın gücünü gösterirdi.
* ilk paralar, genellikle altın
ve gümüşten basılmıştır
İLK VE ORTA ÇAĞ’DA TİCARET
YOLLARI
*
Kral Yolu, İpek Yolu, Kürk Yolu ve Baharat Yolu dünya ticaretinde önemli
rol oynamıştır
1- Kral Yolu:
*
Pers İmparatoru “Darius” yaptırmıştır ve Sardes’ten başlayıp
Sus’a kadar uzanırdı. Anadolu topraklarının ortasından geçer ve Anadolu
uygarlıklarından özellikle Lidyalılar kullanmışlardır.
2- İpek Yolu :
* Çinden başlayıp Farklı
kollar üzerinden Avrupa’ya
kadar uzanır
*
İpek yolu doğanın
oluşturduğu bir yoldu
ve Avrupa ticaretinin temelini oluşturur, doğuyu
batıya bağlardı
*
Doğu- Batı kültür ve uygarlıkları için bir köprü olmuştur.
*
İpek Yolu’nun hakimiyeti için bölgede sürekli
siyasi ve askeri
mücadeleler olmuştur. İpek Yolu’ndaki güç mücadelesi-
nin belirleyicileri Çinliler, Türkler, Moğollar, Farslar, Araplar ve Ruslardır
3- Kürk yolu:
*
Don Nehri’nin denize
döküldüğü yerden başlayıp Çinin kuzeyine kadar uzanan, deri ve post
ticareti yapılan bir yoldu. Mallar, Güney Sibirya’dan geçerek Avrupa’ya ve İslam ülkelerine gönderilmiştir. Bu yolun doğu ucu ise Türk devletlerinin
merkezi olan Orhun Bölgesi’nden Çin’e kadar uzanmıştır
4-
Hindistan’dan başlayarak Avrupa’ya ulaşan
Baharat Yolu :
Hindistan’dan başlayarak Avrupa’ya ulaşan |
*
ve doğu ülkelerindeki baharatın Avrupa’ya taşınmasını sağlayan
ticaret
yoluna Baharat Yolu denmiştir. Bu yol, coğrafi
keşifler sonucunda önemini
kaybetmiştir.
ORTA ÇAĞ’DA
ORDU
* Sümerlerde askerlik
soylulara ait bir meslektir ama savaş zamanı bütün erkekler
asker sayılırdı
* Asur ordusu ücretli askerlerden ve gönüllülerden oluşurdu
* Mısır ordusu, yerel askeri
birliklerden ve paralı
askerlerden oluşurdu.
* Hititlerde eli silah tutan her erkek savaş zamanında asker sayılırdı.
*
Perslerde askerlik tüm sınıflar için zorunluydu.
* Roma ordusunun temeli legionlardan (lejyon) oluşmaktaydı. Her Roma vatandaşı 46 yaşına kadar
asker sayılırdı.
*
Teçhizat, savaş araç ve gereçleri
demektir.
*
farklı savaş stratejileri üretmiştir
Konar-göçerlerde, ordunun
savaş gücünü süvari
(atlı) birlikler oluştururdu
* Devletler, savaşlarda düşmanlarını alt edebilmek
için
*
Bizans İmparatorluğu, tarihinin her döneminde ordusunda
ücretli askerlere yer vermiştir
* Piyadeleri en etkili kullanan
devletler, İngiltere ve Osmanlı Devleti
olmuştur.
*
Savaş tarihini değiştirecek olan “top” , “tüfek” gibi ateşli silahlar, 1331’den sonra kullanılmaya başlanmıştır.
* Yerleşik topluluklar üretimde, konar-göçer topluluklar ise askerlik alanında
birbirlerine karşı üstünlük
kurmuştur
*
Konar-göçerler ile
yerleşik topluluklar arasındaki savaşlarda genellikle konar-göçerler üstünlük sağlamıştır.
ORTA ÇAĞ’DA HUKUK
*İlk siyasi
oluşumlarda, devlet ve toplum hayatının düzen ve disiplinle yürütülmesi için her türlü hukuki
iş, gelenek haline gelmiş kurallara göre
düzenlenmiştir.
*Moğol İmparatorluğu’nda Cengiz Yasası uygulanmıştır. “Büyük Yasa” da denilen bu kanunlar Türk ve Moğol töreleri-
nin yazılı hale getirilmesiyle meydana gelmiştir.
Patrici-Plep savaşları
*Roma İmparatorluğu’nda Roma hukuku imparatorluğun egemen olduğu tüm topraklarda uygulanmıştır.
*Roma hukuk sisteminin temeli “12 Levha Kanunları”dır. Cumhuriyet döneminde dele) yaşanmış, bu savaşların
sonunda 12 Levha Kanunları ortaya çıkmıştır.
*12 Levha Kanunları, günümüzdeki Avrupa hukukunun temelini
oluşturmuştur.
AVRASYA’DA İLK TÜRK İZLERİ
v Avrasya: Asya ile Avrupa’nın neredeyse
tamamını içine alan coğrafi bir bölgedir.
(sınıfsal müca-
*Türk kelimesi
çeşitli kaynaklarda;
------è “güç”, “kuvvet”,
------è “türemek-çoğalmak” ,
------è “olgunluk çağı”,
------è “miğfer”,
------è “töreli-töre sahibi”
,
Türk Adının Anlamı
Ve Kökeni
------è “devlete
bağlı halk” vb. gibi anlamlara
gelmektedir.
*Türk adı ilk kez; “Çin kaynakları”nda geçmektedir.
*Türk adını siyasi anlamda
(devlet ismi olarak)
kullanan ilk devlet “Kök Türkler
(Göktürkler)” dir.
*Türk adı coğrafi
olarak ilk kez Bizans kaynaklarında “Orta Asya” için kullanılmıştır.
TÜRKLERİN İLK ANAYURDU
*Türklerin ilk anayurdu “Orta Asya” dır.
*Türklerin yaşadığı
ilk anayurdun sınırları
şöyledir:
ORTA ASYA
Sibirya
Hazar Denizi
Kingan Dağları
Hindikuş ve Karanlık Dağları Kurgan : Eski Türklerde, “Mezar” demektir.
Orta Asya’daki Kültür Merkezleri (Bölgeleri)
1- Anav Kültürü:
* Türk kültürünün önemli bir öğesi olan “ at ” ilk defa bu kültürde görülmüştür.
2- Afanesyevo Kültürü:
* Türklere ait en eski kültür
bölgesi olarak
kabul edilmektedir.
3-
Andronova Kültürü:
* Bu kültür, bir önceki Afanesyevo kültürünün daha geniş bir alana yayılmış
halidir.
4-
Karasuk Kültürü:
*
Dünyanın pek çok bölgesine göre demiri daha erken işlemeye
başlamıştır.
5- Tagar Kültürü:
*
Kendinden önceki Türk kültürlerinin bir sentezi (karışımı) ve gelişmiş şeklidir.
ORTAÇAĞ’DA TÜRK DEVLET
VE TOPLULUKLARI
1- AVARLAR:
*
Kök Türklere yenildikten sonra bugünkü Romanya
topraklarına göç ederek
devlet kurmuşlardır.
*
İstanbul’u kuşatan
ilk Türk devletidir.
2- TÜRGİŞLER (TÜRGEŞLER):
*
Soğd alfabesinden yararlanarak kendi alfabelerini yapmışlardır.
* Çin parasına benzer bir para (Türgiş parası) kullanmışlardır.
*
İslam ordularıyla (Emeviler) savaşarak Orta Asya’nın
Araplaşmasını engellemişlerdir.
3- BULGARLAR:
*
Hazarların baskısı sonucu
“İtil (Volga) Bulgarları” ve “Tuna Bulgarları” olmak
üzere ikiye ayrılmıştır.
*
İtil (Volga)
Bulgarları Müslümanlığı kabul
ederken, Tuna Bulgarları ise Hristiyanlığı kabul
ederek zamanla Türklük özelliklerini kaybetmişlerdir.
4- PEÇENEKLER:
*
Boylar halinde yaşamlarını sürdürmüşler ancak devlet kuramamışlardır.
*
Malazgirt Savaşı’nda Bizans
Ordusu’nda paralı asker
olarak görev yapan
Peçenekler, savaş esnasında Selçukluların tarafına geçerek onlara yardım etmişlerdir.
5- KUMANLAR (KIPÇAKLAR):
*
Oğuz Hanlara yaptıkları mücadeleler “Dede Korkut Hikayeleri”ne konu olmuşlardır.
6- OĞUZLAR (UZLAR):
*
Türk milletinin en kalabalık, siyaset ve uygarlık alanında
en etkili olmuş Türk boyudur
* “Osmanlılar ve Selçuklular”, Oğuzlar
tarafından kurulmuştur.
*
Günümüzde İran, Irak,
Suriye, Azerbaycan, Türkiye,
Kıbrıs ve Balkanlarda yaşayan Türklerin ataları
Oğuzlardır.
7- HAZARLAR:
*
“Yahudilik
(Musevilik)” dinini kabul
eden ilk ve tek Türk devletidir.
*
Müslüman Araplarla
savaşan ilk Türk devletidir. (Hz. Osman döneminde)
8- SİBİRLER (SABİRLER, SABARLAR):
*
Bugünkü “Sibirya” adını bu kavimden
almıştır.
9- KARLUKLAR:
* İslamiyeti kabul eden ilk Türk
boyudur.
*
İlk Türk İslam devleti olan “Karahanlı Devleti” nin kurulmasında etkili
olmuşlardır.
10- KIRGIZLAR:
*
Bugün aynı isimle varlıklarını devam
ettiren Kırgızların, 400 bin beyitten
oluşan ünlü “Manas Destanı” vardır.
* Moğolların hakimiyetini kabul
eden ilk Türk devletidir.
BOYLARDAN DEVLETE
*
Oguş ------è ( Aile )
*
Urug ------è ( Aileler
Birliği )
*
Ok ------è ( Boy )
*
Budun ------è ( Millet )
*
İl ------è ( Devlet )
# NOT: Tarihte bilinen ilk Türk devleti
“Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti)
” dir.
Türk Devletlerinde Gücün Meşruiyet Kaynağı
*
Eski Türk devletlerinde hükümdarlar; “Şanyü, Tanyu, Han, Hakan, Yabgu, İlteber,
İdikut, Erkin ve Kağan vb.” ünvanlar
kullanmışlardır.
v Kut : Hükümdara tanrı
tarafından verildiğine inanılan
yönetme yetkisi.
v Göktanrı : Türklerin İslamiyetten önce inandıkları din.
*
Eski Türk devletlerinde Kağan olabilmek için;
“Göktanrı” tarafından, “kut” verilmiş bir aileye sahip olmak gerekirdi.
*
Kut; kan bağı ile geçtiği
için bütün hanedan
üyeleri, kağan olabilme
hakkına ve yetkisine
sahipti.
# NOT: Bu durum, taht kavgalarının çok sık yaşanmasına ve devletlerin zayıflayıp kısa sürede parçalanmalarına sebep olmuştur
*
Kut’a sahip olan hanedan üyeleri
arasında kağan seçmek
için “Kurultay” toplanmaktaydı.
v Kurultay (Toy - Kengeş)
: Eski Türk devlerinde; Devlet
meselelerinin görüşüldüğü meclis.
Eski Türklerde
Hükümdarın Görevleri
*
İç ve dış siyaseti düzenlemek
*
Savaşa ve barışa
karar vermek
*
Orduya komuta etmek
* Elçi göndermek ve elçi kabul etmek
*
Devlet görevlilerini atamak
veya görevden almak
*
Devletin sınırlarını korumak
ve fetihler yapmak
*
Halkının refah ve mutluluğunu sağlamak
*
Halkı adil ve eşit bir şekilde yönetmek.
Eski Türklerde Hükümdarların Kullandıkları Bağımsızlık Sembolleri (Alametleri)
* Taht (hükümdar koltuğu)
*
Davul
*
Otağ (hükümdar çadırı)
*
Kotuz – Sorguç
(şapkaya takılan
at kuyruğu)
* Tuğ
*
Yay
* Sancak
* Mühür
*
Para bastırmak
Gücün Maddi ve Temel
Kaynakları
*
Türkler; Orta Asya’nın
bozkırlarında, hayvancılıkla uğraşmış
ve göçebe (konar-göçer) bir yaşam sürdürmüşlerdir.
v Yaylak: Eski Türklerin, yazları konakladıkları yere verdikleri ad.
v Kışlak: Eski Türklerin kışları
konakladıkları yere verilen
isim.
Güç Paylaşımı
ve Yönetim
v Kurultay (Toy-Kengeş) : Eski Türk devlerinde; Devlet meselelerinin görüşüldüğü meclis.
v Toygun : Kurultay üyelerine
“Toygun” denirdi.
* Eski Türk devletlerinde Kağan’ın
eşi olan hatun da devlet yönetiminde söz sahibiydi.
*
Hükümdar olmadığı zamanlarda kurultaya, “aygucı (başbakan)” başkanlık ederdi.
*
Devlet; yönetimde kolaylık
sağlamak amacıyla doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılırdı. Buna “İkili Teşkilatlanma” denirdi.
*
İkili tekilatlanmaya göre devletin doğusunu
Kağan, batısını ise “yabgu”
yönetirdi.
v Yabgu:
Devletin batısını
yönetmekle görevli hükümdara
verilen ünvan.
İLK TÜRK DEVLETLERİ
ASYA HUN (BÜYÜK HUN) DEVLETİ (MÖ.220 – MS.216)
*Başkent “Ötüken” olmak üzere, Orta Asya’da kurulmuştur.
*Tarihte bilinen ilk Türk devletidir.
*Kurucusu olan “Tuman (Teoman)” ise bilinen ilk Türk hükümdarıdır.
*Tuman’dan sonra
“Metehan” başa geçmiş ve en parlak
dönemlerini yaşamışlardır.
*Mete Han; Orta Asya’daki bütün
Türk boylarını bir araya toplayarak, tarihte bilinen “ilk Türk Siyasi Birliği”ni sağlamış- tır.
*Mete Han; Türklerde
“ilk düzenli ordu” yu kurmuştur. Onun bu sistemi
“onlu sistem” olarak tanınmıştır.
*Mete Han; Çin’e üstünlük
kurmuş, vergiye bağlamış
ve İpek Yolu hakimiyetini sağlamıştır.
*Çinliler bu dönemde Hun Akınları’na karşı “Çin Seddi”ni inşa etmişlerdir.
*Mete Han’dan sonra başa geçen “Ki-ok” döneminde
başarılar devam etmişse
de ondan sonraki
hükümdarlar döneminde devlet
iyi yönetilememiş ve zayıflamaya başlamıştır.
*Daha sonraki dönemlerde çıkan iç karışıklıklar ve Çin entrikaları sonucu devlet yıkılmıştır.
Çin’in Hun Saldırılarına Karşı İzlediği Politikalar (Çin Entrikaları) Şunlardır:
* 1- Çin prenseslerini Hun Hakanlarıyla evlendirerek Hun Sarayına
girip casusluk faaliyetlerinde bulunmuşlardır.
* 2- Türk beyliklerini birbirine karşı kışkırtarak Türk Devleti’nin parçalanmasına sebep oldular.
* 3- Türk beylerine hediyeler göndererek onları kendilerine bağlamaya ve ekonomik olarak Çin’e bağımlı
hale getirdiler.
KÖK TÜRK DEVLETİ
(552-742)
I. Kök Türk Devleti (552-630):
*
552 yılında; “Bumin Kağan”
tarafından “Ötüken” başkent olmak üzere,
Avarlara son vererek
kurulmuştur.
* Bumin Kağan; devletin Batısının
yönetimini kardeşi “İstemi Yabgu” ya bırakmıştır.
* En parlak dönemleri ‘’Mukan Kağan’’
dönemidir.
*
İstemi Yabgu; İpek Yolu denetimini sağlamak için birçok sefer yapmıştır.
*
İpek Yolu için önce Sasaniler
ile anlaşarak “Akhunlar”ı yıktılar, Daha sonra da Sasanilere karşı Bizans ile anlaşarak
“Sasanileri” zayıflattılar.
*
İstemi Yabgu’nun ölümünden sonra çıkan karşılıklar ve taht kavgaları sonucu devlet Doğu ve Batı olmak üzere ikiye
ayrılmıştır.
* Hem Doğu Kök Türkler,
hem de Batı Kök Türkler
Çinlilerin hakimiyetine girerek
yıkılmışlardır.
II. Kök Türk Devleti (682-742):
*
“Kutluk Kağan (İlteriş Kağan)” önderliğinde Çin’e karşı ayaklanan Kök Türkler; başarılı
olarak 682’de II.Kök Türk Devleti’ni kurmuşturlar.
* Kutluk Kağan’dan sonra başa geçen “Kapgan Kağan” döneminde geniş sınırlara
ulaşmışlardır.
*
Kapkan Kağan’dan sonra çıkan karışıklıklar ve taht kavgaları
sonucu devleti yıkılmaktan “Bilge Kağan” ve “Külti- ğin” kardeşler kurtarmıştır.
*
Bu dönemde “Bilge
Kağan, Kültiğin ve Tonyukuk” adına “Göktürk Kitabeleri (Orhun Yazıtları)” dikilmiştir.
*
Bumin Kağan’ın ölümünden
sonra devlet karışıklıklar içerisine girerek zayıflamaya başlamıştır.
*
“Karluk-Basmil-Uygur” saldırıları sonucu
devlet 742’de yıkılmıştır.
Kök Türklerin Türk Tarihindeki Önemi:
1- “Türk” adını taşıyan ilk devlettir.
2- İslamiyetten önce kurulan Türk devletleri içerisinde en geniş sınırlara ulaşmış olan devlettir.
3- Bütün Türk boylarını bir bayrak altına toplamıştır.
4- Kendilerine özgü gelişmiş bir yazı ve takvim kullanmışlardır.
5- Batı Türkistan’ın Türkleşmesini sağlamışlardır.
6- Türk Edebiyatının ilk yazılı
örnekleri olan “Göktürk
Kitabeleri (Orhun Yazıtları)” onların dönemine aittir.
7- “Ergenekon Destanı”
adıyla bilinen destanları vardır.
UYGUR DEVLETİ (744-840):
*
744 yılında; Kök Türklerin yıkılmasında etkili olan Uygurlar
Ötüken merkez olmak üzere kurulmuştur.
*
Kurucuları “Bilge Kül Kağan”dır.
*
Daha sonra “Ordu Balık
(Karabalgasun)” adlı şehri kurarak burayı başkent yaptılar.
*
En parlak dönemleri “Moyen-Çur” dönemidir.
*
“Bögü Kağan” döneminde “Mani dini’ni (Maniheizm)” kabul etmişlerdir.
*
Et yemenin yasak
olduğu Mani dinini
kabul etmeleri savaşçı
özelliklerini azaltmıştır.
*
Yerleşik hayata geçen
ilk Türk devletidir.
*
9. yy’dan sonra
zayıflayan Uygurlar, 840’ta
Kırgızlar tarafından yıkıldılar.
*
Daha sonra “Kansu Uygurları
(Sarı Uygurlar)” ve “Doğu Türkistan Uygurları” adlı devletler kurmuşlarsa da, sonraları Çin ve Moğol egemenliklerine girmişlerdir.
Uygurların Türk Tarihindeki Önemi:
1- Yerleşik hayata geçen ilk Türk devletidir.
2- Yerleşik hayata
özgü eserleri olan evler, saraylar, tapınaklar inşa etmişlerdir.
3- Kağıt ve matbaayı kullanarak kültür ve sanat alanında ileri
düzeyde eserler vermişlerdir.
4- Sık sık din değiştiren Uygurlar, devletin resmi
dini olarak “Mani
Dini’ni” kabul etmişlerdir.
5- Moğolların Türkleşmesinde etkili olmuşlardır.
6- “Göç” ve “Türeyiş” destanları vardır.
AVRUPA HUN DEVLETİ (378 – 469)
*
Balamir’in önderliğinde Avrupa’ya gelen
Hunlar tarafından kurulmuştur.
*
En parlak dönemleri, “Attila Dönemi” dir.
*
Attila; önce “Margos Antlaşması (434)” daha sonra
ise “Anatolyos Antlaşması (447)” ile Doğu Roma (Bizans)
üzerinde üstünlük kurarak onları vergiye bağlamıştır.
* Doğu Roma’ya üstünlük kuran Attila, daha sonra Batı Roma’ya seferler
düzenlemiştir.
*
Batı Roma üzerine
önce “451-Galya Seferi” daha sonra ise “452-İtalya
Seferi” yapan Attila,
Roma yakınlarına kadar gelmiştir.
*
Burada Papa’nın ricası
ile Roma’yı işgal
etmekten vazgeçmiştir.
*
Avrupa hun Devleti,
453 yılında Atrila’nın ölümünden sonra zayıflayarak 469 yılında yıkılmıştır.
KAVİMLER GÖÇÜ (375)
Kavimler Göçü’nün
Sonuçları
*
Avrupa yüzyıl kadar karışıklık içinde
kaldı.
*
Roma imparatorluğu 395’te Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı, daha sonra Batı Roma İmparatorluğu 476’da yıkıl- dı.
*
Avupa’nın etnik yapısı
değişerek yeni milletler ortaya çıktı (bugünkü
İngiltere, Fransa, Almanya
vb.).
*
Türkler, Avrupa’da bir Hun Devleti
kurdu.
* Türk kültürü Avrupa’ya yayıldı.
*
İlkçağ sona erdi, Ortaçağ başladı.
*
Avrupa’da kilise önem kazandı, Skolastik düşünce egemen oldu.
*
Avrupa’da Feodalite (Derebeylik) rejimi ortaya çıktı.
ESKİ TÜRKLERDE DEVLET
YAPISI
Töre: Türk gelenek ve göreneklerinden gelen, herkesin uymak zorunda olduğu yazılı olmayan
kurallar.
Kut: Hükümdara tanrı tarafından verildiğine inanılan yönetme
yetkisi. Yabgu: Devletin batısını
yönetmekle görevli hükümdara verilen ünvan. Yuğ: Cenaze merasimi.
Kurgan: Mezar.
Balbal: Ölen kişinin mezarı başına
dikilen ve hayattayken öldürdükleri düşmanları temsil
eden heykeller.
Toy (Kurultay-Kengeş): Devlet meselelerinin görüşüldüğü meclis. Yaylak: Eski Türklerin, yazları
konakladıkları yere verdikleri ad. Kışlak: Eski
Türklerin kışları konakladıkları yere
verilen isim.
Göktanrı: Türklerin İslamiyetten önce inandıkları din.
Tigin: Hükümdarın erkek çocuklarına verilen
ad.
ORTA ASYA’DAN YAPILAN TÜRK GÖÇLERİ
Orta Asya’dan Yapılan
Türk Göçlerinin Nedenleri
*
Kuraklık
*
Salgın hastalıklar ve hayvan hastalıkları
*
Otlak ve tarım
alanlarının azalması
*
Yaşanılan toprakların artan
nüfusa yetmemesi
*
Türk boyları arasındaki mücadele
*
Dış baskılar (Çin ve Moğol baskısı)
* Türk boylarının birbirlerine bağlılığı (Göç eden bir boyu diğer boyların takip
etmesi)
*
Yeni yurtlar edinme
düşüncesi (Fetih arzusu)
*
Türklerin bağımsızlıklarına düşkün
olması (Diğer devletlerin egemenliğine girmektense göçü tercih etmeleri)
Orta Asya’dan Yapılan
Türk Göçlerinin Sonuçları
*
Orta Asya’dan göç eden Türkler;
Anadolu, Suriye, Orta Avrupa ve Sibirya’ya yerleştiler.
*
Değişik bölgelere göç eden Türkler
farklı kültürleri etkilediler ve kendileri de o kültürlerden etkilendiler.
*
Göç ettikleri yerlerde
Türkler değişik adlarla
devletler kurdular (Avrupa
Hun, Osmanlı, Selçuklu
vb.).
*
Göç ettikleri bölgelerde devlet yönetimi ve askeri teşkilatlanma açısından başka devletlere örnek oldular.
İSLAM TARİHİ VE UYGARLIĞI
İslamiyet öncesi Arabistan’da “Siyasi Durum”
*
Siyasi birlik sağlanamamıştır.
*
Main, Seba, Himyeri,
Nebat, Gassani vb. devletler kurulmuştur.
*
Coğrafi yaşam şartları
ve kabilecilik anlayışından dolayı; uzun süreli,
güçlü bir devlet kurulamamıştır.
İslamiyet öncesi Arabistan’da “Sosyal Hayat”
*
Yaşam biçimine göre “medeni” ve “bedevi” olarak
ayrılırlardı.
*
Kabilecilik yagındı, kabileler
arası savaşlar ve kan davaları
görülürdü.
*
Kabile ve aile içi bağlar
çok güçlüydü.
*
Erkek egemen bir yaşam vardı.
*
Sınıfsal ayırımlar vardı.
(zengin-fakir, Efendi-Köle vs.)
İslamiyet öncesi Arabistan’da “Ekonomik Hayat”
*
Hicaz, Medine gibi su kaynaklarının olduğu yerlerde tarım yapılabilmekteydi.
*
Mekke ekonominin de merkezi idi.
*
Mekke çevresinde ve Ukazda panayırlar düzenlenmekteydi.
*
Şehirlerde; ticaret yaygındı.
*
Göçebeler (Bedevi) ise, hayvancılık yaparlardı.
v Bedevi : Arabistan yarımadasında, “çölde yaşayan konar-göçerlere verilen ad”.
v Medeni : Arabistan yarımadasında, “şehirde
yaşayanlara verilen ad”.
İslamiyet öncesi Arabistan’da “Din Ve İnanış”
*
Dini açıdan; inanış
birliği yoktur.
*
Putperestlik inancı yaygındır.
*
Putlar her yıl “haram aylar”da
ziyaret edilirdi
*
Hristiyanlık, Yahudilik, Haniflik, Zerdüştlük ve diğer bazı inanışlar
da vardır.
İSLAMİYETİN DOĞUŞU VE YAYILIŞI
İslam Tarihi’nde, ilk
Müslümanlar (ilk inananlar) olarak kabul edilen
kişiler
*
Hz. Hatice
*
Hz. Ali
*
Hz. Zeyd
*
Hz. Ebubekir
HİCRET VE MEDİNE
İSLAM DEVLETİ ( 622 )
v Hicret : Müslümanların; baskı, şiddet
ve işkenceden kurtulmak
için 622 yılında
Mekke’den Medine’ye 622 yılında
yaptıkları, zorunlu göç olayıdır.
v Muhacir : Hicret Olayında, Mekke’den
Medine’ye göç edenler.
v Ensar: Hicret olayında
Mekkelileri karşılayan Medineliler.
Hicret’in Sonuçları
* Müslümanlar, Mekke’deki baskı ve işkenceden kurtulmuş ve ibadetlerini serbestçe yapma imkanına
kavuşmuştur.
* İslamiyetin yayılması hızlanmıştır.
* “Medine İslam
devleti”nin temelleri atılmıştır.
* Bu olay, Hicri takvimin
başlangıcı sayılmıştır (Hz.Ömer
döneminde).
HZ. MUHAMMED DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI
624-Bedir Savaşı : Müslümanlar ile Mekkeliler arasında
yapılan ilk savaş ve “Müslümanların ilk zaferidir”.
625-Uhud Savaşı
: Müslümanların da kayıplar verdiği
bir savaştır.
627-Hendek Savaşı : Bu
savaş Mekkelilerin son saldırı savaşıdır, bu savaştan sonra Müslümanlar saldırıya geçmişlerdir.
628-Hudeybiye Barışı : Mekkeli müşrikler, bu antlaşma ile “Müslümanların varlığını hukuken tanımıştır”.
629-Hayber Kalesinin Fethi : Yahudiler Müslümanlar için bir tehlike
olmaktan çıkarıldı.
629-Mute Savaşı : Müslümanların, Bizans ile yaptığı “ ilk savaş” olması
açısından önemlidir.
630-Mekke’nin Fethi : Mekke putlardan temizlenmiş ve Müslümanların en önemli merkezlerinden biri olmuştur.
630-Huneyn Savaşı : Putperestler yenilgiye
uğratılmıştır.
630-Taif Seferi : Bu seferden sonra Taif liler Müslüman
olmuştur.
631-Tebük
Seferi : Bizans’ın, Arabistan’a doğru sefere çıktığı söylentisi üzerine yapılan seferdir.
Bu haber asılsız
çık- mıştır.
632-Veda Haccı (Veda Hutbesi) : Peygamberimizin yaptığı
son haccı, ve Müslümanlara seslendiği son hutbesidir.
DÖRT HALİFE DÖNEMİ
(632-661)
v Halife: Peygamberimizin vefatından sonra İslam devletinin başına geçen ve devleti yöneten
kişiye denir. Bu devlet
başkanlığı makamına da “halifelik” denir.
HZ.EBUBEKİR DÖNEMİ
(632-634)
*
Müslümanların önde gelenleri
tarafından seçimle ilk halife seçilmiştir.
*
Hz.Muhammed’in vefatından sonra çıkan karışıklıkları önleyerek devlet düzenini
tekrar sağlamıştır.
*
Yalancı (sahte) peygamberleri ortadan kaldırmıştır.
*
Arabistan dışına
ilk fetihler yapılmıştır.
*
Bizans ile yapılan
“Yermük Savaşı” ile Suriye’nin bir kısmı fethedilmiştir.
*
Kuran-ı Kerim,
Kitap haline getirilmiştir.
*
Zekat vergisi toplanmıştır.
HZ. ÖMER DÖNEMİ (634-644)
* Bizans ve Sasaniler ile savaşlar yapılarak; Irak, İran, Suriye, Filistin, Kudüs ve Mısır gibi yerler alındı.
*
Yukarı Mezopotamya, Azerbaycan ve Harosan fethedildi.
*
Hz. Ömer döneminde “Devlet Örgütlenmesi” alanında
birçok düzenleme yapılmıştır.
*
Ülke toprakları eyaletlere bölünerek
her birinin başına
“valiler” atanmıştır.
*
“İlk düzenli ordu” ve “ordugah
şehirleri” kurulmuştur.
*
Adalet sistemi oluşturularak, her eyalete bir “Kadı”
atanmıştır.
*
“İkta sistemi” ilk kez oluşturulmuştur.
*
İlk devlet hazinesi
olan “Beytül Mal” kurulmuştur.
* 1639 yılında “Hicri Takvim” hazırlanmıştır.
*
“Askeri posta” teşkilatı kuruldu.
*
Vergiler sistemli hale getirildi.
HZ. OSMAN DÖNEMİ
(644-656)
*
Kıbrıs ve Rodos Adası ile Trablusgarp ve Tunus fethedilmiştir.
*
Kafkasya aşılarak Hazar
Türkleri ile bu dönemde savaşmışlardır.
*
“İlk İslam donanması” kurulmuştur.
* Bizans ile “Zatüs Zavari” adıyla
bilinen ilk deniz savaşlarını yapmışlardır.
*
“Müslümanlar arasındaki ilk karışıklıklar” yaşanmaya başlamıştır.
*
Kuran-ı Kerim çoğaltılarak, önemli merkezlere gönderilmiştir.
*
Hz.Osman’ın kendi akrabalarını önemli görevlere ataması,
diğer Müslümanların tepkisine
sebep olmuştur.
*
Kendisine muhalif bir grup tarafından şehit edilmiştir.
HZ. ALİ DÖNEMİ
(656-661)
*
Hz. Osman’ın şehit
edilmesinden sonra Hz.Ali
halife seçilmiştir.
*
Halifeliği bazı Müslüman
gruplar tarafından kabul
edilmemiştir.
* Bu dönem, karışıklıkların arttığı
bir dönem olmuştur.
*
Hz.Ayşe ve taraftarları ile “Cemel Savaşı (Deve olayı)” yapılmıştır.
*
Halifeliğini kabul etmeyen
Şam valisi Muaviye
ile “Sıffin Savaşı”nı yapmış
ancak karışıklıkları önleyememiştir.
*
Sıffin Savaşı’ndan sonra “Hakem Olayı” yaşanmış
ve bu olay sonucunda Müslümanlar üç gruba ayrılmıştır.
1) Hz. Ali taraftarları (Şiiler)
2) Muaviye taraftarları (Emeviler)
3) İkisine de karşı
olanlar (Hariciler)
* Başkent “Kufe”ye taşınmıştır
*
Hz.Ali, Hariciler tarafından şehit edilmiştir.
*
Hz. Ali’nin ölümü ile Dört halife dönemi sona ermiş,
Emeviler dönemi başlamıştır.
EMEVİLER DÖNEMİ (662-750)
*
Muaviye, Hz. Ali’nin
ölümünden sonra halife olarak devam etmiştir.
*
Muaviye ölmeden önce oğlu “Yezid” halife
ilan etmiştir. Böylece Emeviler Dönemi’nde, halifelik babadan oğula geçmiş (saltanata dönüşmütür).
*
Emeviler, İstanbul’u 668 ve 671’de iki kez kuşatmış
ancak alamamışlardır.
*
Yezid ile Hz. Hüseyin taraftarları arasında
680 yılında “Kerbela Olayı” yaşanmıştır.
*
Kerbela olayından sonra Müslümanlar “Şiiler ve Sünniler” olarak iki ayrı mezhebe
ayrılmışlardır.
*
Yezid döneminde “Fas” ve “Cezayir” fethedilmiştir.
*
Abbasilerin en parlak
dönemleri “Abdulmelik” ve “I.Velid” dönemleridir.
*
Emeviler; Akdeniz’aşarak 711’de “Kadiks Savaşı”nda İspanyolları yenerek, İspanya’yı fethetmiş ve buraya “Endü- lüs” adını vermişlerdir.
*
Avrupa’da ilerlemek isteyen
Emeviler 732’de Franklar
ile “Puvatya Savaşı”nı ancak yenilerek geri çekilmişlerdir.
Böylece Müslümanların Avrupa’daki ilerleyişi
durmuştur.
*
Emeviler; Türkistan bölgesi
için “Türgişler” ile de savaşmışlardır.
*
Türkler ile yapılan
savaşlar ve Arap milliyetçiliği politikası yüzünden Türklerin İslamiyeti kabul etmesi gecikmiştir.
*
Emeviler; Arapları üstün gören “Arap Milliyetçiliği” politikasını izlemişmişlerdir.
*
Arap Milliyetçiliği politikası sonucunda Emevilerde halk dört gruba ayrılmıştır:
1) Müslüman Araplar (Emeviler)
2) Müslüman olmayan
Araplar (Mevali)
3) Müslüman olmayanlar (Zimmi)
4) Köleler
Emevilerin Yıkılış Sebepleri
*
Arap milliyetçiliği politikasından dolayı Arap olmayanlara değer vermemeleri
*
Devletin önemli görevlerine kendi soyundan olanları
getirmeleri
*
Devletin geniş sınırlara
ulaşmasından dolayı yönetimin zorlaşması ve çıkan karışıklıklar
*
Arap olmayanların Emevilere karşı bir tutum takınmaları
*
Abbasilerin ve Şiilerin
Emeviler aleyhinde çalışmaları
*
Fetihlerin durması.
Emevi Devleti Kültür Ve Uygarlığı
*Emeviler döneminde başkent “Şam” oldu.
*
Halifeliğin güvenliğini sağlamak
amacıyla “Muhafız Birliği”
kuruldu.
* “Abdulmelik” döneminde “ilk İslam parası (dinar ve dirhem
adıyla)” bastırıldı.
*
“Abdulmelik” döneminde “Arapça” resmi dil oldu ve resmi
yazışmalarda Arapça zorunlu
hale getirildi.
*
Emeviler sanat alanında,
çok daha gelişmiş
bir “İslam Sanatı”
oluşturdular.
ABBASİLER DÖNEMİ (750-1258)
*
Emevilerin hanedanının devrilmesi ile halifelik Abbasilere geçmiştir.
*
Abbasilerin ilk halifeleri “Ebul Abbas Abdullah” tır.
*
Abbasiler döneminde “Bağdat” başkent yapılmıştır.
*
Bu dönemde Bağdat’ta “Darül Hikme” adıyla bilim
merkezleri açılmış ve bilimsel gelişmeler arttırılmıştır.
*
Abbasiler zamanında “Vezirlik” makamı oluşturuldu.
*
İlk olarak Hz. Ömer zamanında
kurulan divan örgütü geliştirilmiş ve çeşitli konuların
görüşüldüğü farklı divanlar
oluş- turulmuştur.
*
Abbasilerdeki divanlar ve görevleri şunlardır:
1) Divan-ı İnşa: Yazı işlerini yürütmek
2) Divan-ı Ceyş: Askerlik işlerini yürütmek
3) Divan-ı Mezalim: Adalet
işlerini yürütmek
4) Divan-ı Beytül
Mal: Mali (parasal-ekonomik) işleri yürütmek
*
Abbasiler; Arap milliyetçiliği politikası izlememiş ve Arap olmayan
milletlere hoşgörü ile davranmışlardır.
*
Türkler “Talas Savaşı” nda (751) Abbasilere yardım
etmiştir. Bu savaştan
sonra Abbasiler ile Türkler
arasında iyi ilişkiler yaşanmış ve Türkler
İslamiyet’i kabul etmişlerdir.
*
Türkler Abbasilerin ordusunda
ve önemli makamlarında görev almışlardır.
*
Abbasiler Türkleri yerleştirmek için “Samarra” şehrini kurmuşlardır.
*
Abbasiler Bizans sınırında
“avasım” adı verilen
şehirler kurmuştur.
*
Abbasilerin zayıflamasıyla toprakları üzerinde küçük devletler kurulmuştur. Bu devletlere “Tavaif-i Mülük” adı verilir.
*
Abbasiler 1258’de Moğollar
tarafından yıkılmıştır.
İLK İSLAM DEVLETİ’NİN BAŞKENTLERİ
------è İlk Dönemlerde : Medine
------è Hz.Ali Döneminde
: Kufe
------è Emeviler Döneminde
: Şam
------è Abbasiler Döneminde : Bağdat
İSLAMİ BİLİMLER
TEFSİR: Kuran-ı Kerim’i açıklama ve yorumlama bilimidir. Bu bilimle uğraşanlara “Müfessir” denir. HADİS: Hz. Muhammed’in söz ve davranışlarını inceleyen bilimdir. Bu bilimle uğraşanlara “Muhaddis” denir. FIKIH: İslam hukudur. Bu bilimle uğraşanlara “Fakih”
denir.
KELAM: Allah’ın birliğini, sıfatlarını akıl ve mantık yolu ile açıklayan
bilimdir.
TASAVVUF: Allah’a kalp yolu ile yakınlaşmayı amaç edinen bilimdir.
Bu bilimle uğraşanlara “Mutasavvıf” denir.
TÜRKLERİN İSLAMİYETİ KABULÜ
Talas Savaşı (751)
Çinliler Müslüman Araplar
(Abbasiler)
+
Türkler
Savaşın Sebebi: Çinlilerin Orta Asya’da
hakimiyet kurmak istemesi.
Savaşın Sonuçları Ve Önemi:
*
Türkler bu savaştan
sonra İslamiyet’i kabul etmeye başladılar.
*
Orta Asya’nın Çin egemenliğine girmesi
ve Çinlileşmesi engellenmiştir.
*
Türkler bu savaştan
sonra Semerkant’ta bir kağıt fabrikası
kurdular. Böylece Kağıt yapımı ilk kez Çin dışında da yapıl-
maya başlanmıştır.
*
Bölgedeki ticaret yollarının denetimi Müslümanların kontrolüne girmiştir.
TÜRKLERİN İSLAMİYETİ KABUL ETME NEDENLERİ
( Göktanrı İnanışı
ile İslam Dini Arasındaki Benzerlikler )
*
Her iki inanışta
da “öteki dünya” inancının olması. (Cennet ve Cehennem / Uçmağ ve Tamu)
*
Her ikisinin de “tek tanrılı” dinler
olması
* İslamiyet öncesi inanışta temizliğe önem verilmesi, İslamiyetteki “temizlik imandandır” anlayışının olması
* İslamiyet öncesi
inanışta hırsızlık ve yalancılığın suç olması, İslamiyette ise bunların günah
sayılması
*
Her iki inanışta
da “din
adamlarının ayrıcalığının olmaması”, bir ruhban sınıfının oluşmamış olması
* Her iki inanışta da “sınıfsal ayırımlarım olmaması”.
*
Her ikisinde de cihat (fetih)
anlayışının var olması.
v Uçmağ : İslamiyet öncesi
Türk inanışında, ölümden
sonra iyi insanların gideceği yer, “cennet”.
v Tamu : İslamiyet öncesi
Türk inanışında, ölümden
sonra kötü insanların gideceği yer, “cehennem”.
TÜRKLERİN İSLAM DÜNYASINA HİZMETLERİ
*
Türkler, Abbasiler döneminde İslam devletini Bizans’a
karşı korudular.
*
Gazneliler döneminde İslamiyet Hindistan’a kadar ulaştı.
*
Büyük Selçuklu devleti
döneminde İslam dünyasının koruyucusu oldular ve İslamiyetin Anadolu’da yayılmasını sağla- dılar.
*
Türkiye Selçukluları döneminde, Haçlı seferlerine karşı önemli başarılar
elde ettiler.
*
Osmanlılar döneminde, İslam dünyasının lideri oldular ve İslam dininin
Balkanlarda yayılmasını sağladılar.
* İslam medeniyetine katkı yaparak
bu medeniyetin temel taşlarından biri oldular.
*
İslam medeniyetine hizmette
bulunan İslam Alimleri
ve bilim adamlarını desteklediler, korudular.
*
Hakim oldukları yerlerde, İslam kültürüne özgü eserler yaptılar
veya yaptırdılar
MISIR’DA HAKİMİYET KURAN TÜRK DEVLETLERİ
*
Tarihte Mısır’da hüküm sürmüş beş Türk devleti
vardır. Bu devletler şunlardır:
1- Tolunoğulları
2- İhşidiler/Akşitler
3- Eyyubiler
4- Memluklar
5- Osmanlılar
TOLUNOĞULLARI (868-905) :
* Mısır’a vali olarak atanan
Tolunoğlu Ahmet tarafından kurulmuştur.
*
Mısır’da kurulan ilk Türk Devleti’dir.
*
905 yılında ‘’Abbasiler’’ tarafından yıkılmıştır.
İHŞİDİLER/AKŞİTLER (935-969) :
* Mısır’a vali olarak
atanan Muhammed bin Toğaç tarafından kurulmuştur.
* Mısır’da kurulan
ikinci Türk Devleti’dir.
*
969 yılında ‘’Fatımiler’’ tarafından yıkılmıştır.
KARAHANLILAR (840-1212)
*
Orta Asya’da
kurulan ilk Türk-İslam devletidir.
*
840’ta Uygurların yıkılmasıyla burada; Karluk, Yağma,
Çiğil gibi Türk boylarının birleşerek kurdukları bir devlettir.
*
Kurucusu; “Bilge Kül Kadirhan” dır.
*
“Satuk Buğra Han” döneminde İslamiyet’i kabul etmişlerdir. Satuk Buğra Han, bundan sonra “Abdulkerim” adını almış-
tır.
* İslamiyet’i kabul etmelerine rağmen
Türk kültürünü korumayı
başarmışlar ve Türkçeyi
resmi dil olarak
kabul etmişler.
*
“Hakaniye Türkçesini” kullanmışlardır.
*
Karahanlılar ticareti geliştirmişler ve “Ribat”
adını verdikleri kervansaraylar yapmışlardır.
*
İlk Türk-İslam eserleri
bu dönemde yazılmıştır. Bu eserler ve yazarları şunlardır;
Yazar Eser |
Yusuf Has Hacib Kutadgu Bilig |
Kaşgarlı Mahmut Divan-ı Lügatit Türk |
Edip
Ahmet Atabetül Hakayık |
Ahmet Yesevi Divan-ı
Hikmet |
* Zayıflayan Karahanlılar Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmış,
daha sonra da yıkılmıştır.
GAZNELİLER ( 963-1187
)
*
Bugünkü Afganistan topraklarında, Gazze şehri başkent
olmak üzere, “Alp Tigin” tarafından kurulmuştur.
*
En parlak
dönemleri “Gazneli Mahmut
dönemidir”.
*
Gazneli Mahmut; Hindistan’a 17 sefer yaparak
İslamiyet’i buralara kadar yaymıştır.
*
Gazneli Mahmut;
Abbasi Halifesini Şii Büveyhoğulları’nın baskısından kurtarmıştır. Bunun üzerine halife olan “Sul- tan” unvanını
vermiştir.
*
Türk tarihinde
“Sultan” unvanını
kullanan ilk hükümdar
Gazneli Mahmut olmuştur.
*
Gazneli Mahmut’un ölümünden
sonra devlet eskisi
kadar iyi yönetilmedi ve 1040’ta Büyük Selçuklu Devleti
ile yaptık- ları Dandanakan Savaşı’nı
kaybederek yıkılış sürecine girdiler.
*
1187’de Afganistan’daki yerli bir halk olan “Gurlular” tarafından yıkıldılar.
Dandanakan Savaşı – 1040
Büyük Selçuklu Devleti Gazneliler
Savaşın Sonuçları ve Önemi:
*
Gazneliler zayıflayarak yıkılış
sürence girdi.
*
Büyük Selçuklu Devleti
resmen kuruldu.
*
Selçukluların Batıya ( Anadolu’ya ) olan ilerleyişleri hızlandı.
BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ
(1040-1157)
*
Selçukluları kuran Türkler
Oğuzlardan gelmektedir.
*
Selçuk Bey’in önderliğindeki Selçuklular Oğuz Yabgu
devletinden ayrılarak Batı’ya
doğru göç etmişlerdir.
*
Özellikle Gaznelilerin topraklarında yerleşecek yer arayan
Selçuklular, Gaznelilerle yaptıkları bazı mücadeleler sonu- cunda, son olarak 1040’ta
Gaznelilerle yaptıkları Dandanakan Savaşını kazanarak bağımsızlıklarını ilan
ettiler.
*
Yavaş yavaş Anadolu’ya akınlar yapan Selçuklular 1048’de Bizans ile “Pasinler
Savaşını” yapmıştır.
Pasinler Savaşı (1048)
Büyük
Selçuklu Devleti Bizans Devleti Savaşın Önemi: Türklerin
Bizans ile yaptıkları ilk savaştır.
*
Tuğrul Bey, Abbasi
halifesini baskı altına
alan Şii Büveyhoğullarını yıkarak halifeyi bu baskıdan kurtarmıştır (1055). Bu olaydan sonra halife Tuğrul Bey’e “Doğu
ve Batının Sultanı” unvanını
vermiştir.
# NOT: Bu olay ile Büyük Selçuklu Devleti;
İslam dünyasının lideri durumuna gelmiş ve İslam dünyasının koruyuculuğunu üstlenmiştir.
Malazgirt Savaşı (1071)
Büyük Selçuklu Devleti Bizans Devleti (Alp Arslan) (Romen Diyojen)
Savaşın Sebepleri:
*Bizans’ın Anadolu’ya yapılan Türk akımlarından rahatsız olması ve Türklerin Anadolu’ya yerleşmelerini engellemek
istemeleri.
Savaşın Sonuçları (Önemi):
*Anadolu kapıları Türklere
açıldı. Bu savaştan
sonra Türkler, yoğun olarak Anadolu’ya göç etmeye başladılar.
*Anadolu’da “Türkiye
Tarihi” başladı.
*Anadolu’da ilk Türk beylikleri kuruldu.
*Hıristiyan Bizans’ın İslam dünyası üzerindeki baskısı sona erdi.
*Türklerin Batı’ya ilerleyişleri üzerine
Bizans’ın Papa’dan yardım
isteği, Haçlı Seferlerine sebep oldu.
# NOT: Büyük Selçuklu Devletinin en parlak oldukları dönem “Melikşah
Dönemi” dir.
Fetret Devri
ve Büyük Selçuklu
Devleti’nin Yıkılması
*
Nizamülmülk’ün ardından Melikşah’ın ölmesi Selçuklularda bir fetret ( kargaşa, bunalım
) döneminin yaşanmasına yol açtı (1092-1118). Bunun sonucunda kardeşler ( Berkyaruk,
Muhammed Tapar, Mahmut, Sencer ) arasında taht kavgaları başladı.
*
Yaşanan taht kavgaları Selçukluların zayıflamasına yol açtı.
* Sultan Sencer
taht kavgasına karışan
kardeşlerini yenerek fetret
devrine son verdi.
* Karahanlıları yendikten sonra Gaznelilerle önemli savaşlar yaptı.
* Sultan Sencer’in ölümü ile Büyük Selçuklu Devleti
de yıkılmış oldu (1157).
* Katvan Savaşı
ve Oğuz İsyanı
dışında Selçukluların yıkılmasında etkili olan diğer nedenler şunlardır;
Büyük Selçuklu Devleti’nin Yıkılmasının Nedenleri
*Haçlı Seferleri.
*İç ayaklanmalar ve Taht kavgaları.
*Doğudan gelen Moğol saldırıları.
*Batınilerin yıkıcı çalışmaları.
*Abbasi Halifelerinin egemenlik gücünü
geri almak için yaptığı olumsuz
çalışmalar.
*Atabeylerin, devletin zayıflamasıyla bağımsızlıklarını ilan etmeleri.
*Yönetime küstürülen Oğuzların
isyanı.
*Haçlı seferlerinin başlaması.
#
Bütün bu gelişmeler sonucunda ülke toprakları paylaşıldı ve bu topraklar üzerinde
birçok devlet ve atabeylik kuruldu.
Büyük Selçuklu Devleti
Üzerinde Kurulan Devletler Ve Atabeylikler
KURULAN DEVLETLER
*Irak ve Horasan
Selçukluları (1119-1194)
*Kirman Selçukluları (1048-1187)
*Suriye Selçukluları (1069-1118)
*Türkiye Selçukluları (1077-1308)
ATABEYLİKLER
*Salgurlular (Fars Atabeyliği, 1147-1284)
*İldenizoğulları (Azerbaycan Atabeyliği, 1146-1225)
*Beg-Teginoğulları (Erbil Atabeyliği, 1146-1232)
*Börililer (Şam Atabeyliği, 1128-1154)
*Zengiler (Musul-Halep Atabeyliği, 1127-1259)
v Melik: Hükümdarın oğlu.
v Atabey: Hükümdarın oğlunu eğiten kişi.
BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET HÜKÜMDAR VE GÖREVLERİ:
-Karahanlılarda hükümdar
han, hakan unvanlarıyla anılırken, Gaznelilerde hükümdarlara sultan denilirdi. Büyük Selçuklu
Devletinde ise sultan unvanı
ilk kez Tuğrul Bey tarafından kullanıldı.
-Adaleti sağlamak, halkı refah ve huzur içinde yaşatmak,
ülke topraklarını korumak
ve genişletmek hükümdarın temel gö- revleri
idi.
-Türk-İslam devletlerinde; Hükümdarların Bağımsızlık Sembolleri (Alametleri) şunlardı:
*Hutbe okutmak, *Para bastırmak, *Çetr (hükümdar şemsiyesi), *Otağ (hükümdar çadırı) *Tuğ,
*Sancak,
*Nevbet (Davul), *Mühür, *Taht (hükümdar koltuğu)
HÜKÜMET:
-Selçuklularda devlet işleri;
* -Mali, siyasi,
askeri, vb. bütün devlet işlerinin
görüşülüp karara bağlandığı yere “Büyük Divan” denilirdi.
* -Devletin mali işlerine “İstifa Divanı”,
* -İç ve dış yazışmalara “Tuğra Divanı”,
* -Askerlik ile ilgili işlere
“Arz Divanı”,
* -Adli ve idari işlerinin
denetimine “İşraf Divanı” bakardı.
* -“Niyabet-İ Saltanat Divanı”, hükümdar merkezde (başkentte) olmadığı zamanlarda devlet
işlerine bakan divandı.
SARAY TEŞKİLATI:
*Selçuklularda hükümdar,
ailesi ve hükümdarın emrinde olan kişilerin
yaşadığı yere saray denirdi.
*Saray teşkilatında hükümdarın şahsi işlerine bakan
görevliler vardı. Bunlar
arasında en büyük
mertebe haciplikti.
*Hacip, vezirden sonra gelen kişiydi
ve sarayın bütün işlerinden sorumluydu.
*Sarayda bulunan görevlilerden bazıları
ve sorumlu oldukları
işler şunlardır;
Emir-i ahur: Sultanın atlarının ve saraydaki diğer hayvanların bakımını
yaptırırdı.
Emir-i candar:
Hükümdarın elbiseleriyle ilgilenirdi.
Serhenk: Törenlerde ve hükümdarın seyahatlerinde yol düzenini sağlardı.
Emir-i silahtar: Törenlerde sultanın silahlarını taşır,
silah bakım ve onarımına bakardı.
HUKUK:
*Selçuklularda hukuk,
şeri ve örfi hukuk olmak üzere ikiye ayrılırdı.
1- Şeri Hukuk: Bu hukukun temelini
İslam dininin kuralları
oluştururdu. Şeri hukukla
ilgili davalara “kadılar”
bakardı. Baş kadıya “Kadi’l Kudat” denilirdi. Evlenme, boşanma, miras, nafaka ve ticari anlaşmazlıklar şeri mahkemelerde
sonuca bağlanırdı. Kaynağı “Kur’an-ı
Kerim”.
2- Örfi Hukuk: Devlet kurumlarının çalışması düzenleyen ve temelini eski Türk geleneğinden alan hukuk kurallarıdır.
Bu mahkemenin başkanına “Emir-i
Dad” denirdi. Kaynağı
“Türk Töresi” . Selçuklularda ülke toprakları dört
bölüme ayrılırdı.
TOPRAK
SİSTEMİ:
1- Has Arazi: Bu topraklar ve bunlardan
elde edilen vergiler
sultana, ailesine ve yakınlarına verilirdi.
2- İkta Arazi: Bu topraklar devlete yaptıkları belli bir hizmet
ve görev karşılığında meliklere, emirlere, valilere,
komutan- lara ve sipahilere
verilirdi. İkta sahipleri devletten maaş almaz, kendilerine verilen
topraklardan topladıkları vergilerle ge- çinirlerdi. İkta sahipleri elde
ettikleri gelirlerin belli bir kısmıyla asker yetiştirirlerdi.
3- Mülk Arazi: kişilere ait topraklardır. Bu topraklar sahibi tarafından satılabilir, çocuklarına miras olarak
bırakılabilirdi.
4- Vakıf Arazi: Bu arazilerin gelirleri dini ve sosyal kurumların yapılması, masraflarının karşılanması için ayrılırdı.
v Fütüvvet (Ahi Teşkilatı): Selçuklularda esnafın kendi
aralarında birleşerek kurdukları dini-iktisadi teşkilat. Esnaf birliği.
ORDU TEŞKİLATI:
1- Hassa Askerler: hükümdara bağlı
özel birliklerdi.
2- Guleman-ı Saray:
çeşitli milletlerden alınarak sarayda özel olarak yetiştirilen birliklerdi.
3- Eyalet Askerleri: melik ve eyalet
valilerinin denetiminde olan askeri birliklerdi.
4- Türkmenler: göçebe olarak Orta Asya’dan gelen
Türkmenlerden oluşan birliklerdi.
5- İkta Askerleri: devlet adamları
ve ikta sahiplerinin topraktan elde ettikleri gelirler
karşılığında besledikleri askerlerdi.
6- Yardımcı Kuvvetler: Selçuklulara bağlı devlet ve beyliklerin savaş sırasında orduya
gönderdiği birliklerdi.
BİLİM VE EĞİTİM:
Selçuklularda;
*Resmi dil ile edebiyat
dili “Farsça”,
*Eğitim ve bilim dili “Arapça”,