1595-1700 YILLARI
ARASINDAKİ SİYASİ GELİŞMELER
1596- Haçova Savaşı
1606- Zitvatoruk Antlaşması---- à Osmanlılar Avusturya üzerindeki üstünlüğünü kaybetmiştir.
1612- Nasuh Paşa Antlaşması
1618- Serav Antlaşması
1621- Hotin Antlaşması
1639- Kasr-ı
Şirin Antlaşması---- àBugünkü Türkiye-İran sınırını
büyük ölçüde belirlemiştir.
1664- Vasvar Antlaşması
1669- Girit’in Fethi
1676- Bucaş
Antlaşması---- àLehistan ile yapılan bu antlaşma ile Osmanlılar “Batı’da son kez toprak kazanmış”
ve “Batı’da en geniş sınırlara
ulaşmıştır”.
1681- Bahçesaray (Çehrin) Antlaşması--- àOsmanlı-Rusya arasında imzalanan
ilk antlaşmadır.
1683- II. Viyana Kuşatması---- àOsmanlılar büyük bir yenilgi
almıştır. Bu durum Avrupalı devletlerin
Osmanlı’ya karşı “Kutsal İttifak”ı kurmalarına sebep olmuştur.
1699- Karlofça Antlaşması---- àOsmanlıların “Avrupa’da büyük ölçüde
toprak kaybettiği ilk antlaşmadır”.
Osmanlılar bu antlaşma
ile “Gerileme dönemine” girmiştir.
1700- İstanbul
Antlaşması----- àRusya ile yapılan bu antlaşma, “Karlofça Antlaşması’nın yerine” imzalanmıştır.
OSMANLI - HABSBURG (AVUSTURYA) MÜCADELESİ
1533- İstanbul (İbrahim
Paşa ) Antlaşması
# Kimler arasında
: Osmanlı Devleti ile Avusturya
# Önemi : Bu antlaşma
ile Avusturya Kralı Osmanlı sadrazamına denk sayılmıştır. Böylece
Osmanlılar, Avusturya üzerinde “kesin üstünlük kurmuştur” .
Zitvatoruk Antlaşması (1606) :
# Kimler arasında
: Osmanlı Devleti ile Avusturya
# Önemi : Bu antlaşma
ile Osmanlı Devleti,
Avusturya üzerindeki üstünlüğünü kaybetmiştir. Çünkü; Avusturya Kralı, protokolde tekrar Osmanlı
Padişahına eşit kabul edilmiştir.
v
Mütekabiliyet (Karşılıklılık): Mütekabiliyet
karşılıklı denk olma durumu anlamına gelen bir kelime diplomatik bir terimdir.
Devletler arası ilişkilerde maruz kalınan davranışa aynı şekilde karşılık verme
prensibidir.
# NOT: Osmanlılar; Avrupa’da “Zitvatoruk Antlaşması”ndan sonra “mütekabiliyet” esasını
uygulamaya başlamışlardır.
Osmanlı-İran İlişkileri Osmanlı – İran Arasında
İmzalanan Antlaşmalar
1555 – Amasya Antlaşması--- à İran ile yapılan
ilk antlaşmadır.
1590 – Ferhat Paşa (İstanbul) Antlaşması------à Osmanlıların Doğu’da en geniş sınırlarına ulaştıkları antlaşmadır.
1612 – Nasuh Paşa Antlaşması 1618 – Serav Antlaşması
1639 – Kasr-ı
Şirin Antlaşması--- à Bugünkü Türkiye – İran sınırını çizen
antlaşmadır.
1732 – Ahmet Paşa Antlaşması
1746 – Kerden (II.Kasr-ı Şirin) Antlaşması
# NOT: İran üzerine
yaptığı başarılı seferler
sonucunda IV. Murad Bağdat’ı fethetmiştir. Bu başarısından dolayı “Bağdat Fatihi” olarak adlandırılmıştır.
OSMANLI DEVLETİNİN 17. YY’DA KARŞILAŞTIĞI STRATEJİK TEHDİTLER
Osmanlı-Lehistan İlişkileri
* II. Osman
1621 yılında Lehistan
seferine çıkmış ancak
yeniçeri ocağının disiplinsiz davranışları yüzünden
istediği gibi net bir sonuç alamamıştır.
* IV. Mehmet
döneminde Lehistan’ın Osmanlı
bölgesindeki Ukrayna kazaklarına saldırması üzerine Osmanlıların Lehistan üzerine düzenlediği
sefer 1672’de imzalanan Bucaş Antlaşması ile sonuçlanmıştır.
1672- Bucaş Antlaşması
# Kimler arasında
: Osmanlı Devleti ile Lehistan
# Önemi : Osmanlı’nın Avrupa’da
son kez kazandığı antlaşmadır. Böylece Batı’da en geniş sınırlara
ulaşılmıştır.
Osmanlı-Venedik İlişkileri
* Osmanlı devletinin Akdeniz’de tam anlamıyla egemenlik kurabilmesi için Venedik’in elinde
bulunan stratejik öneme sahip
Girit’i alması şarttı. Ayrıca Venedikliler Osmanlı gemilerine de saldırıyordu.
Bunu önlemek isteyen Osmanlı Devleti 1645’te kuşattığı Girit’i 1669’da
almıştır.
* Kuşatmanın 24 yıl sürmesi
donanmaya gereken önemin verilmediğini göstermektedir. Ayrıca Osmanlı maliyesi de olumsuz yönde etkilenmiştir.
# NOT: Girit Adası; “IV. Murad döneminde”, 1669’da, “Köprülü Fazıl Ahmet Paşa” tarafından alınmıştır.
Osmanlı-Rusya İlişkileri
* Rusya’nın saldırısı üzerine başlayan
savaşlar 1678’de imzalanan Bahçesaray Antlaşması ile sona ermiştir.
Bahçesaray (Çehrin) Antlaşması (1678) :
# Kimler arasında
imzalanmıştır : Osmanlı Devleti ile Rusya arasında
imzalanmıştır.
# Önemi : Osmanlı-Rusya arasında
imzalanan ilk antlaşmadır.
# NOT: 1683’te Osmanlılar Rusya’nın da içinde yer aldığı Kutsal ittifak devletleri ile savaşları kaybedince Karlofça
Antlaşmasını
imzalamak zorunda kalmıştır.
İSTANBUL ANTLAŞMASI (1700)
* Rus temsilcisinin imza yetkisi olmadığından Rusya, Karlofça antlaşmasını imzalayamamıştır. Bu sebeple taraflar arasında 1700 yılında
İstanbul Antlaşması imzalanmıştır.
İstanbul Antlaşması (1700)
:
# Kimler arasında
imzalanmıştır : Osmanlı Devleti ile Rusya arasında
imzalanmıştır.
# Önemi :
* Azak kalesi,
Rusya’ya bırakılmıştır.
* Rusya, İstanbul’da elçi bulundurma hakkını
elde etmiştir.
Osmanlı-Avusturya İlişkileri
# Bu dönemde iki devlet
arasındaki ilişkiler, Avusturya’nın Erdel Beyliği’nin iç işlerine karışması nedeniyle
bozulmuştur. Uyvar kalesinin
alınmasından sonra 1664’te
imzalanan Vasvar Antlaşması ile savaşlar
sona ermiştir.
II. VİYANA
KUŞATMASI (1683)
* Avusturya’nın
Orta Avrupa’da egemenlik kurabilmesi için Macaristan’a hakim olması
gerekiyordu. Bu doğrultuda hareket eden Avusturya, Protestan olan Macaristan halkına
baskı yapıyordu. Katolik
Avusturya’nın bu baskısı
üzerine ayaklanan Macar halkı Osmanlı Devleti’nden yardım istedi.
* Merzifonlu Kara Mustafa Paşa komutasında sefere çıkan ordu güçlü bir kale olan Viyana’yı kuşattı.
Avusturya’nın yardım
istemesi üzerine oluşturulan Haçlı ordusunun da yardıma gelmesiyle Osmanlı ordusu ağır bir
yenilgi aldı.
II. Viyana Kuşatmasının Sonuçları
ve Önemi
* Osmanlılar büyük
bir yenilgi almışlardır.
* Osmanlıların aldığı
bu yenilgiden cesaret
alan Avrupalılar, “Kutsal İttifakı” oluşturdular.
* Osmanlıların Avrupa’daki ilerleyişleri son buldu ve geri çekilme başladı.
KUTSAL İTTİFAK
Kutsal ittifak
nedir?
* II. Viyana
kuşatmasından sonra Papa’nın
çalışmalarıyla; Osmanlı Devletine karşı oluşturulan birliktir.
Kutsal ittifakın amacı nedir?
* Avrupalı devletlerin, Osmanlı Devleti’ni Avrupa’daki topraklarından atmak amacıyla
kurulmuştur.
Kutsal ittifaka
hangi devletler katılmıştır?
* Malta *
Avusturya * Lehistan *
Venedik * Rusya
Mücadelenin sonuçları
nelerdir?
* Yaklaşık 16 yıl süren mücadeleler Osmanlı
Devletinin barış istemesiyle sona ermiştir.
* Taraflar arasında;
“1699 - Karlofça
Antlaşması” ve “1700
- İstanbul Antlaşması” imzalanmıştır.
KARLOFÇA ANTLAŞMASI (1699)
Karlofça Antlaşması (1699):
# Kimler
arasında imzalanmıştır : Osmanlı
Devleti ß à Avusturya-Venedik-Lehistan
# Maddeleri :
* Mora Yarımadası, Dalmaçya kıyıları ve Ayamavra adası Venedik’e verildi.
* Podolya ve Ukrayna Lehistan’a verildi.
* Temeşvar ili ve Banat
Yaylası hariç bütün Macaristan ve Erdel, Avusturya’ya verildi.
* Bu antlaşma
yirmi beş yıl sürecekti.
* Antlaşma Avusturya’nın kefilliği altında olacaktı.
# Önemi :
* Osmanlı Devletinin Batı’da bu kadar büyük ölçüde
toprak kaybettiği ilk antlaşmadır.
* Avrupa, Osmanlı
karşısında savunma durumundan saldırıya geçti.
* Türklerin Avrupa’daki ilerleyişi durdu ve geri çekiliş
başladı. (1921 Sakarya
Zaferi’ne kadar.)
* Osmanlı duraklama dönemi bitmiş, gerileme
dönemi başlamış.
v
Konjektürel İttifak: Bir devletin içinde bulunduğu dönemin durum ve şartlarını menfaatleri doğrultusunda kurduğu
dostluk ilişkilerine konjektürel ittifak denir.
v Levant Ticareti:
Doğu Akdeniz ticareti anlamına gelir.
WESTPHALİA (VESTFALYA) BARIŞINDAN MODERN DEVLETLER
HUKUKUNA
Otuz Yıl Savaşları (1618 - 1648)
: Bu savaşı,
Kutsal Roma-Germen
İmparatorluğu kaybetmiştir.
# Kimler arasında :
(Kutsal
Roma-Germen İmparatorluğu – İspanya) ile (
Fransa - Hollanda - Danimarka - İsveç - Protestan Alman Prenslikleri)
# Sonucu ve Önemi :
*Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu savaşı kaybetmiş
ve bu savaştan sonra “Vestfalya Antlaşması” imzalanmıştır. Bu anlaşma ile Avrupa’da, “Kişilere mezhep
seçme özgürlüğü” tanınmıştır.
v
Garp Ocakları: Osmanlı
Devleti’nin Kuzey Afrika’daki; Tunus, Cezayir ve Trablusgarp eyaletlerine verilen ortak isimdir.
1700-1774 YILLARI ARASINDAKİ SİYASİ GELİŞMELER
1703- |
Edirne Olayı:
II. Mustafa tahttan indirilmiş III.
Ahmet padişah olmuştur. |
1711- |
Prut Antlaşması |
1718- |
Pasarofça Antlaşması: Lale devri başlamıştır. |
1730- |
Patrona Halil
İsyanı: Lale devrini bitiren olaydır. |
1732- |
Ahmet Paşa
Antlaşması |
1739- |
Belgrad Antlaşması: Karadeniz’in Osmanlı’ya ait
olduğu son kez belirtilmiştir. |
1740- |
Fransa’ya daha önce
verilmiş kapitülasyonlar sürekli hale getirilmiştir. |
1746- |
Kerden (II.
Kasr-ı Şirin) Antlaşması |
1770- |
Çeşme Baskını: Osmanlı donanması Çeşme’de Ruslar tarafından yakılmıştır. |
1774- |
Küçük Kaynarca Antlaşması |
18. Yüzyılda OSMANLI
DEVLETİ’NİN GENEL DURUMU
v
Diplomasi: Uluslar arası ilişki ve görüşmeleri kendi çıkarlarına uygun biçimde yürütme
sanatıdır.
v
Makyavelizm: Amaca ulaşmak
için her türlü araca başvurmanın uygun olduğu anlayıştır.
EDİRNE OLAYI (1703)
* 18.
Yüzyılın başında da devam eden iç
karışıklıklar , bu yüzyılın başında “Edirne Olayı” diye
anılan bir isyanla devam etmiştir. Bu dönemde devlet
yönetiminden uzaklaşarak zamanın
çoğunu Edirne’de geçiren
padişah II. Mustafa,
yeniçerilerin tepkisiyle karşılaşmıştır. Başkentin Edirne yapılacağı
söylentileri üzerine isyan eden yeniçeriler,
İstanbul’daki yönetimi ele geçirerek ve II. Mustafa’yı tahttan indirerek III. Ahmet’i padişah
ilan etmişlerdir.
III. AHMET DÖNEMİ SİYASİ
OLAYLARI (1703-1730)
* Bu dönemde
mücadele edilen devletler Rusya, Venedik, Avusturya
ve İran’dır.
* Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları ile kaybedilen yerlerin
geri alınması amaçlanmıştır. Ancak bunda başarılı olunmadığı gibi yeni topraklar
da kaybedilmiştir.
Osmanlı - Rus İlişkileri
* Rusların, Poltova
Savaşı’nda yendiği İsveç Kralı Demirbaş
Şarl’ı takip bahanesiyle Osmanlı topraklarında
tahribat yapması savaşa neden olmuştur.
* Türk ve Kırım kuvvetlerinden oluşan Osmanlı ordusu Rusya’yı yenilgiye uğratmıştır. Ruslar ile Prut Antlaşması imzalanmıştır.
Prut Antlaşması (1711) :
# Kimler arasında
imzalanmıştır : Osmanlı Devleti ile Rusya arasında
imzalanmıştır.
# Önemi : Osmanlı Devleti Karlofça ve İstanbul Antlaşması ile “kaybettiği yerleri geri alma” düşüncesine
kapılmıştır.
Osmanlı - Venedik İlişkileri
* Osmanlı Devleti’nin Karlofça Antlaşması ile Venedik’e bıraktığı Mora halkının Osmanlı
Devleti’nden yardım istemesi,
Venedik’in Akdeniz’de Osmanlı gemilerine zarar
vermesi üzerine Venedik’e savaş açılmıştır. Mora,
Osmanlı egemenliğine alınmıştır (1715).
Osmanlı - Avusturya İlişkileri
* Osmanlı Devleti’nin Rusya ve Venedik’e karşı kazandığı başarılardan rahatsız olan Avusturya, Karlofça
Antlaşması’nın garantör
devleti olarak antlaşma
şartlarının çiğnendiğini açıklamış ve Osmanlı
Devleti’ne savaş ilan etmiştir.
* Petervaradin Savaşı’nda yenilen Osmanlı Devleti’nin barış istemesi ile Pasarofça Antlaşması imzalanmıştır.
Pasarofça Antlaşması (1718) :
# Kimler arasında
imzalanmıştır : Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında
imzalanmıştır.
# Önemi : Osmanlı Devleti,
“kaybettiği toprakları geri alma” umudunu yitirmiş ve belli bir süre Avrupa ile
savaşmayarak Lale devrine girmiştir.
Osmanlı-Rus İlişkileri
v
Panislavizm: Rusya’nın slav asıllı bütün
halkları kendi yönetimi
altında toplayarak, Orta Avrupa ve Balkanlarda
egemen olma politikası veya fikri.
Rus-Avusturya İttifakı
İle Osmanlı Devleti
Arasındaki Savaşlar
* Savaşın nedeni;
Rusların Lehistan’ın iç işlerine karışması
ve sınır olayları
bahanesiyle Kırım’ı işgal etmesidir.
* I. Mahmut’un savaş ilan etmesiyle
1736’da başlayan savaşlarda Rusya ile Avusturya birlikte hareket etmiştir.
Bu durumun nedeni
savaş öncesinde tarafların Osmanlı Devletine ait bazı toprakları paylaşarak antlaşma yapmalarıdır.
* İki devlet
ile aynı anda mücadele eden Osmanlı Devleti
önemli başarılar elde etmiştir.
* Taraflar arasındaki savaşlar, Belgrad Antlaşması imzalanarak sona ermiştir.
(1739).
Belgrad Antlaşması (1739):
# Kimler arasında
imzalanmıştır : Osmanlı Devleti ile Rusya
+ Avusturya arasında imzalanmıştır.
# Önemi :
*
Belgrad Antlaşması, Osmanlı
Devleti’nin Batı’da imzaladığı son kazançlı antlaşmadır.
*
Belgrad Antlaşması, Karadeniz’in Osmanlı’ya ait olduğunu
belirten en son antlaşmadır.
*
Osmanlı’nın Avrupa’ya açılan
kapısı Belgrad, tekrar
ele geçmiş oldu.
Küçük Kaynarca Antlaşması (1774):
# Kimler
arasında imzalanmıştır : Osmanlı
Devleti --- Rusya # Maddeleri :
* Kırım’a bağımsızlık verilecek ve Kırım hanları sadece
dinî bakımdan Osmanlı
halifesine bağlı olacaktı.
* Kabartay arazisi,
Azak Kalesi ve çevresi Ruslara
verilecek, iki devlet
arasındaki sınır, Buğ Nehri olacaktı.
* Rusya, bu savaşta işgal ettiği Eflâk,
Boğdan, Besarabya ve Akdeniz’deki adaları
Osmanlı Devleti’ne
verecekti.
* Rus Hristiyanları ve rahipleri, kutsal
yerleri serbestçe ziyaret
edebilecekti.
* Rusya, Karadeniz
ve Akdeniz’deki Türk sularında serbest
ticaret yapabilecek ve Fransa ile İngiltere’ye
tanınan kapitülasyonlardan yararlanacaktı.
* Rusya, Balkanlarda istediği yerde konsolosluk açabilecek ve İstanbul’da daimî elçi bulundurabilecekti.
* Osmanlı Devleti
ise Rusya’ya savaş
tazminatı ödeyecekti.
# Önemi :
* Bu antlaşma, Osmanlı Devleti’nin imzaladığı, şartları en ağır antlaşmalardan biridir.
* Bu antlaşma
ile Rusya, Avrupa’nın en güçlü devletlerinden biri olmuştur.
* Rusya, kapitülasyonlardan yararlanma hakkını elde etmiştir.
* Bu antlaşma
ile, Kırım elden
çıkmıştır.
YENİÇAĞ AVRUPASI’NDA MEYDANA
GELEN GELİŞMELER
v
Skolastik Düşünce: Kilisenin egemen
olduğu genel düşünce
sistemidir.
v
Feodalite: Toprak egemenliğine dayalı bir yönetim
şeklidir.
RÖNESANS
# Rönesans ilk olarak; İtalya’da başlamış
ve daha sonra diğer Avrupa ülkelerine yayılmıştır.
v
Rönesans (Yeniden Doğuş) : 15. ve 16. yüzyıllarda; Avrupa ülkelerinde görülen
bilim, düşünce, güzel sanatlar ve edebiyat alanındaki gelişmelere
“Rönesans” denilmiştir.
Rönesans’ın İtalya’da Başlamasının Nedenleri:
* İtalya’nın İslâm uygarlıklarıyla yakın ilişki içinde
olması.
* İstanbul’un fethinden sonra İtalya’ya giden bilginlerin Latince
eserleri çevirmeleri.
* İtalyan zenginlerin bilimsel ve kültürel
çalışmaları desteklemeleri
* İtalya’nın ticaret
merkezi olmasından ötürü değişik medeniyetlerle etkileşim içinde olması.
Rönesans’ın Sebepleri:
* Haçlı Seferleri
ile Müslüman dünyasından öğrendikleri matbaayı geliştirmeleri
* Coğrafi keşiflerle zenginleşen Avrupa’da sanatı
ve sanatçıyı koruyan
“Mesen sınıfı”nın oluşması
* Kiliseye olan güvenin azalması
ve skolastik düşüncenin önemini kaybetmesi
* Yetenekli sanatçı
ve bilim adamlarının yetişmesi
* Eski Yunan,
Roma (antikite) ve İslam medeniyetine ait eserlerin incelenmesiyle akılcı düşüncenin ortaya çıkması.
Rönesans’ın Sonuçları:
* Avrupa’da resim,
heykel, edebiyat ve mimari en üst düzeyde
gelişme gösterdi.
* Eski eserler
ve daha önce papaların çevirisine izin vermedikleri İncil, Latinceden Avrupa
dillerine çevrilerek okunduğu için kiliseye ve din adamlarına duyulan
güven sarsıldı.
* Reform hareketlerine zemin hazırlandı.
* Skolastik düşünce
yıkılarak yerini deney
ve gözleme dayalı
pozitif düşünceye bıraktı.
* Pozitif ve özgür düşünce,
bilim alanında yeni buluşların ortaya
çıkmasına yol açmıştır.
REFORM
v
Reform: Aslına bağlı
kalınarak “yeniden düzenleme” anlamına gelir.
v
Afaroz: Hristiyanlıkta, dinden çıkarma.
v
Endülüjans: Kilisenin günahları affetme karşılığında para ile sattığı
kağıt, belge.
v
Enterdi : Papa’nın; bir Kralı halkı
ile birlikte cezalandırmasıdır.
v
Engizisyon: Kiliseye karşı olan suçluların yargılandığı “Ortaçağ mahkemeleri”dir.
v
Martin Luther: Reform hareketlerini başlatan kişi.
v
Skolastik Düşünce: Kilisenin egemen olduğu genel düşünce sistemidir.
# Reform hareketleri ilk olarak; Almanya’da, “Katolik kilisesine karşı”, “Martin Luther” öncülüğünde başlamıştır.
Reform Hareketlerinin Sebepleri:
*Matbaanın Avrupa’da kullanılmasıyla İncilin farklı dillere
çevrilmesi ve okuma yazma bilenlerin sayısının artması.
*Rönesansın da etkisiyle, insanların daha özgür ve gerçekçi düşünmeye
başlayarak kilise ve din adamlarını eleştirmeye
*Skolastik düşüncenin egemen
olması; Endülüjans ve Aforoz gibi yetkilerin halkın
tepkisine neden olması.
*Kilise ve din adamlarının; aforoz ve endülüjans gibi yetkilerle halkı kendi çıkarları
doğrultusunda kullanmaya başlaması.
*Papa’nın çok geniş siyasi
yetkilere sahip olması.
Reform Hareketlerinin Sonuçları:
*Avrupa’da mezhep birliği
parçalandı. Katolikliğin yanında
Protestanlık, Kalvenizm, Anglikanizm, Presbiteryenizm vb. yeni
mezhepler ortaya çıktı.
*Papaların ve din adamlarının saygınlığı azaldı.
*Katolik kilisesinin otoritesi
sarsıldı. Bozulan imajını
düzeltmek için kendi içinde düzenlemeler yaptı.
*Papa krallar üzerindeki etkisini kaybetti.
*Kilise, topraklarını büyük ölçüde kaybetti.
*Eğitim ve öğretim
kilisenin elinden alınarak
laik eğitim sistemi
kuruldu.
*Kültürel bilimsel gelişmelerde kilise etkisinin azalmasıyla daha serbest bir ortam oluştu.
Reform Hareketlerinin Osmanlı Devleti’ne Etkileri:
*Osmanlı Devleti, ülkesinde
yaşayan Hristiyan azınlıklara geniş bir inanç
özgürlüğü sağladığından dolayı Osmanlı Devletinde “Reform hareketleri etkili olmamıştır”.
*Avrupa'daki Hristiyan birliğinin parçalanması, Osmanlı
Devleti'nin işine geliyordu. Bu sebeple, Kanuni, Luther'in faaliyetlerini
destekledi.
HÜMANİST VE RASYONALİST FELSEFELER
v
Hümanizm: İnsanı değer kabul eden, onu her şeyin ölçütü
olarak tanımlayan, insanın
doğasını, yeteneklerini,
sınırlarını veya ilgilerini konu
edinen bir felsefi akımdır.
v
Rasyonalizm (Akılcılık): Gerçeklerle ilgisi
kopmuş birtakım dogmatik
düşünce kalıplarının içine hapsolmadan
sorunlara; akla, mantığa ve gerçeğe uygun çözümler aramak.
NEWTONCU FİZİK VE BİLİM DEVRİMİ
İsaac Newton
(Ayzek Nivtın):
*Optik, matematik ve fizik alanlarındaki çalışmaları Bilim Devrimi’nin en üst noktasıydı.
*Newton, ışığın özellikleri üstüne yaptığı araştırmalarla gelişmiş bir teleskop
icat etti.
* “Yer çekimi
kanunu” üzerine çalışma yaparken
yüksek matematiğin temeli
olan “Kalkülüs formülü”nü buldu.
v
Sekülerleşme: Dini olanın karşıtı anlamına
gelmektedir.
*Sekülerizm, bir düşünce
akımı veya bir hayat tarzı olarak Protestan ülkelerde ortaya çıkan bir düşüncedir.
*Katolikliğe bir tepki olarak doğan Protestan söylem,
beraberinde sekülerleşmeyi getirmişti.
*Sekülerizmde insan
aklının dini bağlardan
ayrılması ve dinin bir vicdan meselesi haline getirilmesi istenmiştir.
MERKANTİLİZM VE BURJUVA SINIFI
*Bir ülkenin
zenginliğini, sahip olduğu
altın ve gümüş
gibi değerlere bağlayan, bu madenlerin dış pazarda
satımını arttıran iç pazarda satımını engelleyen ekonomik doktrindir.
*Merkantilist anlayış, Coğrafi Keşifler sonrasında Avrupa’da ortaya
çıkmıştır.
v
Merkantilizm: Avrupa’da Coğrafi keşiflerden sonra, zenginlik ölçütü
olarak “toprak sahibi
olmak” fikrinin yerini altın ve gümüş gibi “değerli madenlere sahip olmak” fikri
almıştır. Bu fikrin oluşturduğu ekonomik modele
“merkantilizm” denir.
v
Burjuva: Coğrafi keşiflerden sonra
Avrupa’da ortaya çıkan;
Ticaret ile uğraşan,
şehirlerde yaşayan sosyal sınıftır.
*Coğrafi Keşifler ile ticarette gittikçe zenginleşen burjuva sınıfı doğdu. Bu sınıf sonraki yüzyıllarda Avrupa siyasetinde önemli
rol oynadı. Feodal
sistemin çöküşüyle özerkliği elinde bulunduran, şehirlerde yaşayan burjuva
sınıfı, yönetimde ve ticarette söz sahibi oldu.
ASKERİ VE TEKNOLOJİK GELİŞMELER
*Özellikle XV. Yüzyılın ikinci
yarısından itibaren ateşli
silahların etkin bir şekilde kullanılmaya başlanması Avrupa’da Askeri Devrim’in başlangıcı oldu.
*Ateşli silahların icadıyla küçük prenslikler ve şehir devletlerinin en büyük dayanağı
olan Orta Çağ kale surları aşılabilir hale geldi.
*Bu olay feodaliteyi zayıflattı ve sonuçta Fransa,
İngiltere, İspanya gibi merkezi devletler
küçük prensliklere karşı avantaj sağladı.
17. ve 18. YÜZYILLARDA AVRUPA’DA DÜŞÜNCE ALANINDA GELİŞMELER
Copernicus (Kopernik)
*Kopernik, İtalya’ya hukuk ve tıp çalışmak üzere gitmiş ancak astronomi üzerinde
çalışmalar yapmıştır.
*Polonyalı din adamı, matematikçi ve astronom Kopernik, “Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğü
tezi”nin öncülüğünü yapmıştır.
Tomas More (Tamıs Mor)
*
“Utopia (Ütopya)”
adlı eserinde özel mülkiyetin bulunmadığı toplumsal bir düzen
tasarlayan More, koyu bir
Katolik Hristiyan olarak bu görüşünü dine dayandırmaktaydı.
Machiavelli (Makyavel)
* “Makyavelizm” akımının doğmasına
neden oldu. Machiavelli görüşlerini dilimize “Hükümdar (prens)” olarak çevrilen eserinde ortaya koydu.
*Machiavelli’ye göre devletler arası ilişkilerde devlet,
amacına ulaşmak için her yolu deneyerek sınırları
içinde ve dışında güç kullanmalı
ve hukuk dışı kurallara başvurmalıdır. Hukuka başvurmada devletin çıkarı
gözetilmelidir.
Devletler arası sorunların çözümünde yalan dolan yetmez ise tek çözüm yolu savaştır.
v
Makyavelizm: Amaca ulaşmak
için her türlü araca başvurmanın uygun olduğu anlayıştır.
Jean Jacques
Rousseau (Jan Jak Russo)
* “İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı” ve “Toplum Sözleşmesi” adlı eserleri vardır.
Immanuel Kant (İmanuel Kant)
*Immanuel Kant; Rousseu’un yazdığı
Toplum Sözleşmesi eserinden
etkilenerek yazdığı ve doğrudan
siyaset konusunu işlediği “Sürekli Barış Projesi”
adlı eserinde toplum sözleşmesini dönüştürerek ele alır.
*Kamusal otoritenin temelini oluşturmada aklı öne çıkarır.
İnsanların temel eşitliği
düşüncesi ve genel iradenin
çoğunluğun görüşüyle olamayacağını, bunun ancak evrensel akıl önermeleriyle
yapılacağını savunmuştur.
OSMANLI SOSYO-EKONOMİK YAPISINDA DEĞİŞİKLİKLER
*XVI. yüzyıldan itibaren Avrupa’da merkantilizmin etkisiyle önemli
miktarda değerli madenlerin birikimi
yapıldı. Bol miktarda gümüş paranın kullanımı, gümüşün bolluğu fiyatların
yükselmesine ve gelirin düşmesine neden oldu.
Bu gelişmeler Osmanlı
ekonomisinde paraya değer kaybettirdi. Bu durum enflasyonun yaşanmasına neden oldu.
v
Enflasyon: Mal ve hizmet fiyatlarının genel seviyesinde yaşanan
sürekli artışın adıdır.
*Asya’dan Avrupa’ya kervanlarla kara yolu üzerinden yapılan
ticaret Coğrafi Keşifler
ile okyanuslar üzerinden yapılmaya başlandı. Ticaret
yollarının değişmesi nedeniyle Osmanlı şehirleri ve ekonomisi büyük zarar
gördü.
Böylece söz konusu güzergâhta para kullanımı geriledi.
Bu gerilemeyi artıran
bir diğer neden Anadolu’da ortaya
çıkan Celali İsyanlarıdır. Bu iç karışıklık geleneksel idari ve mali
yapıda büyük zararlara yol açtı.
*17. Yüzyılın
ilk yarısında Osmanlı para politikası yeniden düzenlendi. Devlet savaşın yol
açtığı kıtlık ve enflasyonu engellemek için geleneksel fiyat düzenlemesi olarak
bilinen narh
sistemine uygun olarak fiyatların kontrolünü sağladı.
v
Narh Sistemi: Osmanlı’da geleneksel fiyat düzenlemesi.
*17. Yüzyılın
sonunda maliye iflas etti ve zorlu bir döneme girildi.
Osmanlı Devleti, Fransızlara Kanuni Sultan Süleyman
Dönemi’nde verilen kapitülasyonları Sultan I. Mahmut Dönemi’nde sürekli hale
getirdi.
*Kanuni Dönemi’nde Fransa’ya verilen kapitülasyonların amacı Avrupa’da Hristiyan
birliğini bozmak, Akdeniz ticaretini canlandırmak ve
Almanya’ya karşı Fransa’nın desteğini kazanmaktı.
*1740 tarihinde
kapitülasyonların sürekli hale getirilmesiyle Fransa,
Doğu ticaretinde ve Osmanlı limanları arasındaki taşımacılıkta
rakipsiz bir konuma geldi.
OSAMANLI ORDUSUNUN
FİNANSI İÇİN ALINAN
TEDBİRLER
v
Levent: Osmanlılarda deniz askerlerine verilen
isim.
v
Sekban: Tımar sisteminin bozulmasından sonra; savaş zamanlarında alınan
paralı(ücretli) askerlerdir.
v
Sarıca: Tımar sisteminin bozulmasından sonra; Beylerbeyi ve Sancak beylerinin emrinde toplanan paralı
askerlerdir.
17. ve 18. YÜZYILLARDA OSMANLI
SAVAŞ EKONOMİSİ
TIMAR SİSTEMİ
v
Tımar Sistemi: Osmanlı’da bazı devlet yöneticilerine ve askerlere hizmet karşılığı (maaş karılığı) bazı toprakların
yönetimi bırakılırdı. Bu tımar sahipleri kendi paylarını buradaki vergi
gelirlerinden almaktaydı. Geri kalan vergilerlerle de bölgenin ihtiyaçları karşılanıyor ve Orduya “cebelü” adı verilen atlı asker besleniyordu. Bu sisteme “tımar sistemi” denilmiştir.
Tımar Sisteminin Osmanlı Devleti’ne Sağladığı Yararlar
* Hazineden para çıkmadan Tımar
bölgesinin tüm giderleri karşılanıyordu
* Ordunun asker ihtiyacı karşılanıyordu
* Topraklar boş kalmıyor ve üretimde süreklilik sağlanıyordu
* Uygulandığı bölgenin
güvenliği sağlanıyordu
* Vergiler daha düzenli toplanıyordu
* Devlet otoritesi
en uç bölgelere kadar ulaşmış
oluyordu
# NOT: Osmanlı Devleti’nin 16.yy’dan itibaren devlet
yönetiminin bozulmasına paralel
olarak Tımar sistemi
de bozulmaya başlamıştır
Tımar Sisteminin Bozulmasının Sonuçları
* Toprak gelirleri
azalmış ve devlet
ekonomik zarara uğramıştır.
* Ordunun asker ihtiyacı oluşmuştur.
* İnsanlar topraklarını terk etmiş ve güvenlik sorunu
ortaya çıkmıştır.
* Tımar toprakları, hak etmeyen bazı tımarlı sipahilere verilmiştir.
* Taşradaki devlet
otoritesi sarsılmıştır.
* Vergilerin toplanması güçleşmiştir.
# NOT: Tımar sisteminin bozulmaya başlaması ile ortaya çıkan
ekonomik bunalımların aşılması
için sıcak para ihtiyacını karşılamak amacıyla “iltizam sistemi
yaygınlaştırılmıştır”.
v
İltizam Sistemi: Tımar dışında kalan toprakların vergilerinin, mültezimlere ihale
yolu verilerek vergilerinin peşin alınması usulu.
v
Mültezim: İltizam sisteminde vergileri toplayan kişi.
İltizam sahibi.
v
Mukataa: İltizam sisteminde vergisi toplanan topraklardır
v
Müsadere: Devletin, kişinin
malına mülküne el koyması.
v
Para Tağşişi: Altın veya gümüş paranın
içerisine başka ucuz madenler katarak,
paranın ayarını düşürme.
# NOT: Osmanlı Devleti;
iltizam sisteminin haricinde 17. yüzyıl sonunda
“malikane sistemi”ni uygulamaya başladı.
v
Malikane Sistemi: Gelir getiren bir yerin vergi toplama
işinin, kişilere ömür boyu kiralanması sistemidir.
v
Muaccele : Malikane sisteminde, bir kereye mahsus
alınan satış bedeli.
*1695 yılında
“malikane usulü” olarak adlandırılan bu sistem defterdarlık tarafından ilan edilen bir fermanla yürürlüğe girmiştir.
*Mukataa toprakları hızla malikane
mukataasına çevrildi.
İÇ İSYANLAR
1- Yeniçeri İsyanları
(İstanbul İsyanları)
Nedenleri:
* Yeniçerilere ödenen maaşların geç ödenmesi veya ayarı düşük para ile ödenmesi.
* Yeniçerilerin “cülus bahşişi” almak için hükümdar
değişikliklerini desteklemesi.
* Bazı devlet
adamları ve saray kadınlarının yeniçerileri kışkırtmaları.
* Yeniçeri ocağına
usulsüz ve gereğinden fazla asker alınması.
# Yeniçeri (İstanbul) isyanlarının en önemlileri; III.Murat, II.Osman, IV.Murat ve IV.Mehmet dönemlerinde
çıkmıştır.
Sonuçları:
* Merkezi otorite
sarsılmış, halkın devlete
olan güveni azalmıştır.
* İstanbul’da asayiş
ve güven ortamı
bozulmuştur.
* Osmanlı Devleti’nin yaptığı bazı savaşları
olumsuz etkilemiştir.
* Yeniçerilerin yönetim
üzerindeki etkinliği artmıştır.
* Askeri isyanlar
sonucunda ilk defa bir padişah
(II.Osman) öldürülmüştür.
v
Vaka-i Vakvakiye (Çınar
Vakası): Yeniçerilerin isyanını
bastırmak için; IV. Mehmet’in, bir çok devlet adamını
idam ettirmesi olayıdır. (1656)
2- Celali İsyanları
(Anadolu İsyanları)
* 17. yüzyılda Anadolu’da çıkan isyanlara “Celali İsyanları” adı
verilmiştir. Bu isim,
Yavuz döneminde Yozgat’ta
çıkan “Bozoklu Celal Ayaklanması”ndan gelmektedir.
Nedenleri
* Ekonominin bozulması
* Savaş giderlerini karşılamak amacıyla halktan
alınan vergilerin artırılması.
* Tımar siteminin bozulması, iltizam sisteminin yaygınlaştırılması.
* Savaştan kaçan askerlerin Anadolu’da eşkiyalık yapmaya başlaması
* İran ve Avusturya ile yapılan savaşların uzun sürmesinden dolayı
Anadolu’daki halkın bundan yıpranması
* Eyaletlerdeki yöneticilerin kanunlara aykırı vergi
toplaması.
# 16. yüzyılın sonlarından itibaren ortaya çıkan
Celâli İsyanları arasında
en önemli olanları
Karayazıcı, Tavil
Ahmet, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Katırcıoğlu, Gürcü
Nebi ve Deli Hasan isyanlarıdır.
Sonuçları:
* Devlet otoritesi
zayıflamış, halkın devlete
olan güveni azalmıştır.
* Anadolu’da huzur ve güvenlik
bozulmuş can ve mal güvenliği kalmamıştır.
* Devlet ekonomik
alanda gelir kaybına
uğramıştır.
* Eyalet yönetimi
bozulmuştur.
3- Eyalet İsyanları
* Erdel, Eflak,
Boğdan, Kırım, Trablusgarp, Halep, Bağdat ve Yemen gibi merkezden uzak eyaletlerin başındaki beyler tarafından
çıkarılmıştır.
* Bunlar zayıflayan Osmanlı Devleti’nin iç karışıklıklar nedeniyle
zor durumda kalmış
olmasından faydalanarak
devletten ayrılıp bağımsızlıklarını kazanmak için ayaklanmışlardır.
* Osmanlı Devleti
eyaletlerde çıkan bu ayaklanmaları kimi zaman güç kullanarak, kimi zaman da tavizler vererek bastırmıştır.
4- Suhte İsyanları
* “Medreseli İsyanları” olarak
da bilinir.
* 16. Yüzyılda
Anadolu ve Rumeli’de
halk arasında sosyal gerginliğin bulunduğu
bir dönemde cereyan
etmiştir.
* Medreseli Suhteler;
iş bulamamaktan ve geçim sıkıntısından birçok olaya karışmış
ve isyan etmişlerdir.
* 1550’li yıllarda
başlayan Suhte İsyanları
1559’da daha da artmıştır.
* Suhte İsyanları, Kanuni Sultan Süleyman’ın son döneminde eşkıyalık hareketlerine dönüşmüştür.
* Suhteler; II.Selim
ve III.Murat dönemlerinde Celaliler ile birlikte
hareket etmişlerdir.
* 16. Yüzyılda
Sadrazam Kuyucu Murat
Paşa’nın müdahalesi sayesinde, Suhte İsyanları etkisini
yitirmiştir.
EKBER VE ERŞED SİSTEMİ
* I.Ahmet döneminde; Şehzadelerin sancaklarda siyasi güç kazanmalarını engellemek ve merkezi otoriteyi güçlendirmek için “Sancağa Çıkma” usulü kaldırılarak, yerine “Ekber ve Erşed Sistemi”
getirilmiştir.
* Bu sistemin; olumlu yanı “şehzadeler arasında
taht kavgalarını önlemesi”, olumsuz yanı ise “şehzadelerin devlet yönetimi
tecrübesinden uzak kalması”dır.
v
Ekber ve Erşed Kanunu : I.Ahmet döneminde çıkarılan; tahta “en yaşlı ve en tecrübeli şehzadenin geçmesi”ni
öngören kanun.
v
Şehzade : Padişahın oğullarına “şehzade” denirdi.
v
Lala: Şehzade eğitiminden sorumlu devlet adamı.
v
Sancağa Çıkma :
Şehzadelerin; yönetim tecrübesi
kazanmaları için “lala” eşliğinde sancaklara yönetici olarak görevlendirilmeleri.
v
Kafes Usulü :
Sancağa çıkma usulünün
kaldırılarak, şehzadelerin saraya
hapsedilmesi.
v
Layiha (Risale): Padişahların; ıslahat
yapmak için yerli ve yabancı
uzmanlara hazırlattığı raporlara denir. Katip Çelebi
ve Koçi Bey’in layihaları (risaleleri) ünlüdür.
LALE DEVRİ (1718-1730)
* 1718 - Pasarofça Antlaşması ile başlayan, 1730 - Patrona
Halil İsyanı’na kadar
süren ve Avrupa’daki gelişmelerin takip edilmeye
başlandığı döneme “Lale Devri” denir.
·
Lale
Devri’nin;
----à Padişahı: “III. Ahmet”
----à Sadrazamı: “Nevşehirli Damat İbrahim Paşa”
----à Ünlü Şairi: “Nedim” dir.
# NOT – 1 : “Lale Devri”
tabirini ilk defa “Yahya Kemal Beyatlı” kullanmıştır.
# NOT – 2 : İlk Türk matbaasını, 1727’de
“İbrahim Müteferrika” kurmuştur. Bu matbaada basılan
ilk eser de 1729 tarihli “Vankulu Lugatı” dır.
Lale Devri Islahatları (III. Ahmet Dönemi
Islahatları)
* Ülkeye ilk kez matbaa getirilmiştir. (1927 yılında İbrahim
Müteferrika ve Sait Efendi tarafından.)
* Avrupa’nın önemli
başkentlerine ilk kez “geçici elçiler”
gönderilmiştir.
* İstanbul’daki yangınları söndürmek için yeniçerilerden oluşan “bir itfaiye
bölüğü” kurulmuştur.
* İlk kez çiçek aşısı uygulanmıştır.
* Yalova’da bir kağıt fabrikası açılmıştır.
* İstanbul’da bir çini fabrikası
açılmıştır.
* Tercüme odaları
açılarak, “Doğu ve Batı klasikleri Türkçeye çevrilmiştir”.
OSMANLI İLİM İRFAN GELENEĞİNDE YENİLİK ARAYIŞLARI
Ø Katip Çelebi (1609-1657) :
* Asıl ismi “Mustafa” olan Katip Çelebi, hacca gittiği için “Hacı Halife Kalfa” olarak
da bilinir.
* Osmanlı ordusunda seferlere katılan Katip Çelebi, yazısı
güzel olduğu için “ordu katipliği” de yapmıştır.
* “Keşfizzünun” adlı eseri, bir bibliyografya kitabı
olarak oldukça değerlidir.
* “Cihannüma” adlı eseri ise gezip gördüğü
yerlerin coğrafya ve tarihine ilişkin
bilgiler verdiği önemli
bir eseridir.
Ø Evliya Çelebi
(1611-1685) :
* Türk tarihinin
en önemli seyyahı,
yani gezginidir.
* İran, Azerbaycan, Rusya, Mısır, Habeşistan, Lehistan, Avusturya, Almanya,
Felemenk ve İsveç gibi gezip gördüğü ülkeleri on ciltlik eseri olan “Seyahatname”de anlatmıştır.
* Eserinde; esnaf teşkilatından kıyafetlere, düğünlerden eğlencelere, tanıştığı şair ve yazarlardan, mimariden coğrafi koşullara kadar birçok konuda aydınlatıcı
bilgiler vardır.
Ø Naima Efendi
(1655-1716) :
* “Halepli Mustafa
Naima” olarak da anılan ünlü tarihçi, “İlk Osmanlı Vakanüvisi (Tarihçisi)” dir.
* “Naima Tarihi” adlı eseri, 17.yy. Osmanlı
sosyal tarihine ilişkin
önemli bilgiler vermektedir.
* Naima Efendi;
Osmanlı Devleti’nin çöküş dönemine girdiğini
ve doğru ilaçlar
verilmezse (yani ıslahat yapılmazsa) devletin çökeceğini
dile getirmiştir.
* Osmanlı Devleti’ndeki bozulmaların büyük oranda,
devlet adamları arasındaki rekabet ve çekememezlikten kaynaklandığını
savunmuştur.
Ø Yanyalı Esad Efendi ( ? - 1731) :
* Lale Devri’nin ünlü düşünür ve ilim adamlarında olan “Mehmet Esad”,
Yunanistan’ın “Yanya” şehrinde doğduğu için eserlerinde “Yanyavi” mahlasını kullanmıştır.
* Devrinin alimleri
kendisine “Muallim-i Salis (Üçüncü Öğretmen)” ünvanını
vermiştir.
* Aristo’nun “Fizika” adlı eserini
Arapçaya çevirmiştir. Bu çeviriye bazı görüşler ekleyerek, bu esere “Talimu’s Salis” adını
vermiştir.
17.
YÜZYILDAN 20.YÜZYILA AVRUPA
ve OSMANLI DEVLETİ
1779- Aynalıkavak Tenkihnamesi 1783- Kırım’ın Rusya tarafından ilhakı 1789- Fransız İhtilali
1791- Ziştovi Antlaşması
1792- Yaş Antlaşması
1798- Fransa’nın, Mısır’ı işgal etmesi
1801- El-Ariş Antlaşması
1804- Sırp İsyanı
1808- Sened-i İttifak
1812- Bükreş Antlaşması
1815- Viyana Kongresi
1821- Rum (Yunan) İsyanı
1821-1881 ---à Sudan’da
Mısır-Osmanlı hakimiyetinin kurulması.
1827- Navarin Olayı
1829- Edirne Antlaşması
1830- Fransızların Cezayir’i İşgali
1833- Kütahya Antlaşması
1833- Hünkar İskelesi
Antlaşması 1838- Balta Limanı
Antlaşması 1839- Nizip Muharebesi
1839- Tanzimat Fermanı
1840- Londra Antlaşması
1841- Londra Boğazlar
Sözleşmesi 1853-1856 ---à Kırım Savaşı 1856- Islahat
Fermanı
1856- Paris Antlaşması
1869- Süveyş Kanalı’nın açılması
1876- Kanun-u Esasi ile I.Meşrutiyetin İlanı
1877-1878 ---à Osmanlı-Rus Savaşı (93
Harbi)
1878- Ayastefanos Antlaşması 1878- İngilizlerin Kıbrıs’ı İşgali 1878- Berlin Antlaşması
1881- Fransızların Tunus’u İşgali
1881- Duyun-u Umumiye İdaresi’nin Kurulması
1882- Üçlü İttifak’ın kurulması 1882- İngilizlerin Mısır’ı İşgali 1907- Üçlü İtilaf’ın kurulması 1908- II.Meşrutiyetin İlanı
1908- Bulgaristan’ın Bağımsız olması
1908- Yunanistan’ın Girit’i
İşgali
1908- Bosna Hersek’in, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Tarafından İlhakı
1909- 31 Mart Olayı
1911- Trablusgarp Savaşı
1912- Uşi Antlaşması
1912- I.Balkan Savaşı
1913- Londra Antlaşması
1913- Babıali Baskını
1913- II.Balkan Savaşı
1913- Atina Antlaşması
1913- İstanbul Antlaşması
1913- Bükreş Antlaşması
1914-1918 ---à I.Dünya Savaşı
OSMANLI DEVLETİ’NİN SİYASİ
VARLIĞINA YÖNELİK TEHDİTLERİ
v
Politika: Devletlerin amaç, yöntem ve içerik olarak
düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünüdür.
v
Diplomasi: Uluslar arası ilişki
ve görüşmeleri kendi
çıkarlarına uygun biçimde
yürütme sanatıdır.
v
Denge Politikası: Osmanlı Devleti’nin 18. yüzyıl
sonlarından itibaren uyguladığı, Avrupa Devletleri arasındaki çıkar çatışmalarından yararlanarak varlığını sürdürme
politikasıdır.
MİLLİYETÇİLİK HAREKETLERİ VE İSYANLAR SIRP
İSYANI (1804)
# Osmanlı Devleti’nde milliyetçilik akımının etkisiyle isyan eden ilk ulus “Sırplar”
olmuştur
Sırp İsyanı’nın Sebepleri
*
Fransız İhtilali’nin ortaya
çıkardığı milliyetçilik ve özgürlük düşüncesinin etkisi
*
Avusturya ve Rusya’nın Sırpları kışkırtmaları
*
Bölgedeki yöneticilerin ve yeniçerilerin halka kötü davranmaları
*
Osmanlı-Avusturya savaşlarında Sırbistan’ın savaş alanı haline
gelmesi.
Sırplar;
# 1812 - Bükreş Antlaşması ile ---à “Bazı ayrıcalıklar” elde ettiler.
# 1829 - Edirne Antlaşması ile ---à “Özerklik” elde ederek iç işlerinde
serbest oldular.
# 1878 - Berlin Antlaşması ile ---à “Tam bağımsızlık” elde ederek
Osmanlı’dan ayrıldılar.
YUNAN (RUM) İSYANI
(1820)
v
Megali İdea : Yunanlıların, Eski Bizans ruhunu
tekrar canlandırma hayali,
“Büyük Yunanistan”ı kurma fikri.
Yunan (Rum) İsyanı’nın Sebepleri
* Milliyetçilik fikrinin
etkisi
*
Rusların ve Yunanlıların eski Bizans’ı yeniden
kurmak istemeleri (megali
idea).
*
Rusya’nın kışkırtması.
*
Avrupalı devletlerin, Rumları
Eski Yunan uygarlığının torunları olarak görmeleri (Helen Çocukları sempatisi).
*
Rus çarı tarafından kurdurulan Etnik-i Eterya’nın çalışmaları
*
Osmanlı yönetimindeki bozulmalar
*
Rum aydınlarının çalışmaları
*
Fener Rum Patrikhanesi’nin, Rumları isyana teşvik
etmesi
*
Yanya valisi Tepedelenli Ali Paşa’nın isyanı
# NOT : Osmanlı Devleti’nden ayrılarak bağımsızlık elde eden ilk ulus “Yunanlılar” olmuştur. (1829-Edirne
Antlaşmasıyla)
VİYANA KONGRESİ (1815)
Toplanma amacı: Fransa Kralı Napolyon’un, Avrupa
devletleri ile yaptığı
savaşlardan sonra değişen
Avrupa haritasını yeniden çizmek ve Avrupa’nın geleceğini belirlemek.
Alınan kararlar:
* Avrupa’nın herhangi
bir yerinde ihtilal
yanlısı bir ayaklanma çıkarsa, birlikte hareket
edilecek ve ayaklanma bastırılacaktı
* Kongrede Rusya,
İngiltere, Avusturya ve Prusya aralarında anlaşarak Dörtlü İttifak grubunu kurdular.
* Viyana Kongresi’nde Avrupa devletlerinin sınırları yeniden çizildi.
* Ancak sınırlar
belirlenirken dil, din ve ırk unsurları gözetilmediğinden istenen barış ortamı
uzun sürmedi. Bu dönem; 1815-1827 yılları arası,
“yeniden düzenlemek” anlamında Restorasyon
Dönemi olarak adlandırıldı.
v
Meternik sistemi : Büyük devletlerin; II.Viyana Kongresi’nde aldığı,
Fransız İhtilali’nin etkisiyle çıkacak milliyetçi
ayaklanmaları birlikte bastırma kararıdır.
v
Restorasyon Dönemi : Viyana kongesinden sonra 1815-1827 yılları
arasında, yeniden düzenlemek anlamına gelen dönem.
ŞARK MESELESİ
Şark Meselesi (Doğu Sorunu)
: İlk kez Viyana kongresinde(1815) ifade edilen bu deyim ile, Avrupa
devletlerinin Osmanlı Devleti ile olan ilişkileri anlatılmak istenmiştir.
·
“Şark Meselesi” deyimi ilk kez;
----à “1815-Viyana Kongresi” nde,
----à Rus Çarı “I. Alexander” tarafından kullanılmıştır.
* * * * * * *
OSMANLILARDAKİ
DONANMA BASKINLARI
* Osmanlı donanması; çeşitli
tarihlerde yapılan baskınlar
ile tarihte dört kez yakılmıştır:
1- İnebahtı Baskını -------à Haçlılar (1571)
2-
Çeşme Baskını -------à Rusya- (1770)
3-
Navarin Baskını -------à Rusya-İngiltere-Fransa (1827)
4-
Sinop Baskını -------à Rusya (1853) tarafından
yakılmıştır.
* * * * * * * *
MISIR SORUNU VE MEHMET ALİ PAŞA İSYANI
*
19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin gücünü kaybetmesi ve
merkezi otoritesinin zayıflaması bazı eyaletlerdeki valilerinin isyan etmesine
ortam hazırlamıştır.
* Bu isyanlardan en önemlisi Mısır Valisi “Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı”dır.
*
Mehmet Ali Paşa, Mısır’da güçlü bir yönetim,
ekonomi, ordu ve donanma oluşturmuştu.
*
Mora’daki Yunan İsyanı’nın bastırılmasında Mehmet Ali
Paşa’dan yardım istenince; Mora ve
Girit valiliğini istemiş, II.Mahmut da bunu kabul etmişti. Ancak 1829-Edirne
Antlaşması’yla Mora Yunanistan’a verilince, Mora’ya
karşılık Suriye valiliğini istemişti.
* II. Mahmut,
Suriye valiliğini vermedi.
Bunun üzerine Mehmet Ali Paşa isyan etti.
* Mehmet Ali Paşa, oğlu İbrahim Paşa komutasındaki orduyu
Suriye’ye gönderdi.
* İbrahim Paşa, Suriye’yi ele geçirdi. Daha sonra Osmanlı ordusunu Adana ve Konya’da mağlup ederek Kütahya’ya kadar ilerledi.
* Mehmet Ali Paşa, hedef
büyülterek Anadolu’yu hatta
Osmanlı Devleti’ni ele geçirme planları
yapmaya başladı.
*
Mehmet Ali Paşa ile tek başına mücadele
edemeyeceğini anlayan II. Mahmut, İngiltere
ve Fransa’dan yardım istedi.
* Beklenen
yardım bu devletlerden gelmeyince Osmanlı Devleti, “denize düşen yılana sarılır” diyerek, Rusya’dan yardım istemek
zorunda kaldı.
* Rusya yardım
isteğini kabul etti ve Rus donanması Boğazları
geçerek İstanbul’a girdi.
* Rusya’nın sıcak denizlere açılma konusunda eline geçen bu fırsat, İngiltere ve Fransa’yı endişelendirdi.
*
İngiltere, Fransa ve Avusturya’nın müdahalesi ve Mehmet Ali Paşa’ya yapılan
baskılar sonucunda “Kütahya Antlaşması” imzalandı.
Kütahya Antlaşması (1833)
# Kimler
arasında imzalanmıştır : Osmanlı
Devleti ile Mısır valisi Mehmet
Ali Paşa arasında imzalanmıştır
# Önemi :
* Mehmet Ali Paşa’ya Mısır ve Girit
valiliğine ek olarak Şam valiliği,
* Oğlu İbrahim
Paşa’ya Cidde valiliğine ek olarak Adana valiliği verildi.
* Osmanlı Devleti’nin bir valisi karşısında mağlup olması, güçsüzlüğünü ortaya koymuştur.
Hünkar İskelesi Antlaşması (1833) :
# Kimler arasında
imzalanmıştır : Osmanlı Devleti ile Rusya arasında
imzalanmıştır
# Sebepleri :
*
II. Mahmut; Mehmet Ali Paşa’dan
çekindiği, İngiltere ve Fransa’ya da güvenmediği için Rusya’yla
ittifak yaparak bu antlaşmayı imzalamıştır.
# Önemi :
* Osmanlı Devleti
bir saldırıya uğrarsa,
Rusya ordu ve donanma yardımı yapacak fakat masraflarını
Osmanlı karşılayacak. Rusya saldırıya uğrarsa, Osmanlı Devleti boğazları
kapatacak.
* Rusların Boğazlardan serbestçe geçişi mümkün
oldu. Bu durum; “Boğazlar Sorunu” nu ortaya çıkardı.
Bu durum İngiltere
ve Fransa’nın tepkisine
sebep oldu.
* Bu antlaşma, Osmanlı Devleti’nin “Boğazlar
konusunda son kez tek başına karar verdiği
antlaşma” dır.
* Rusya’nın Karadeniz’de güvenliği artmıştır.
Balta Limanı Antlaşması (1838)
# Kimler arasında
imzalanmıştır : Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında
imzalanmıştır
# Sebepleri :
* Rusya ile yapılan ve 8 yıl sürecek Hünkar İskelesi antlaşmasının sonuna yaklaşılması.
* Mehmet Ali Paşa’yla gerginliğin devam etmesi,
* Osmanlı Devleti’nin “Mısır ve Boğazlar
sorununda İngiltere’nin desteğini
almak istemesi”.
# Önemi :
* İngiltere’ye çok geniş ayrıcalıklar verilmiş, ticaret gelirlerinin büyük kısmı İngilizlerin eline geçmiştir.
* Osmanlı pazarlarına giren yabancı mallar
artmış, Osmanlı pazarları yabancı malların istilasına uğramıştır.
* Osmanlı ticareti
büyük ölçüde yabancıların eline geçerek, Osmanlı’nın ekonomik yönden dışa bağımlılığı
artmıştır.
* Yerli tüccarların yabancı tüccarlarla rekabet
etmesi zorlaşmıştır.
MISIR SORUNU’NUN ÇÖZÜMÜ
*
Mehmet Ali Paşa, 1838’de Osmanlı
Devleti’ne ödemesi gereken
vergiyi vermedi ve tekrar isyan
ederek bağımsızlığını ilan etti
* Bunun üzerine
II. Mahmut, Mehmet
Ali Paşa’ya karşı savaş açtı.
* Nizip’te yapılan
savaşı Mehmet Ali Paşa kazandı.
* Yenilgi haberi
henüz İstanbul’a ulaşmadan II. Mahmut öldü ve yerine
oğlu I.Abdülmecit padişah
oldu.
Londra Antlaşması (1840)
* Hünkâr
İskelesi Antlaşması’na göre padişahın Rusya’nın yardım istemesinden çekinen
İngiltere ve Fransa, olaya müdahale ettiler.
* İngiltere, Fransa,
Avusturya ve Prusya’nın katıldığı Londra Konferansı’nda Londra Antlaşması imzalandı.
Buna antlaşmaya göre;
*
Mısır hukuken Osmanlı’ya ait olacak, yönetimi
Mehmet Ali Paşa ve ailesine
verilecek (Mısır özerk bir eyalet haline gelmiştir)
* Suriye, Girit, Adana ve Cidde Osmanlı’ya geri verilecek,
* Mısır, Osmanlı’ya yıllık vergi ödeyecek,
*
Fransa’ya güvenerek antlaşmayı kabul etmeyen Mehmet
Ali Paşa, Beyrut’a
asker çıkaran Osmanlı-İngiliz ve Avusturya kuvvetlerine yenilince, kararları kabul etmek
zorunda kaldı.
* * * * * * * *
BOĞAZLAR SORUNU
*
Osmanlı Devleti’nin Rusya ile imzaladığı Hünkâr İskelesi Antlaşması’nın süresinin dolması üzerine,
bu antlaşmanın yenilenmesini engellemek isteyen İngiltere, sorunu
uluslararası bir konferansa taşıdı.
* İngiltere,
Rusya, Fransa, Prusya, Avusturya ve Osmanlı Devleti’nin katılımıyla Londra’da
“Boğazlar Konferansı” toplandı.
* Konferans sonunda
Londra Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. (1841)
Londra Boğazlar Sözleşmesi (1841)
·
Boğazlar, Osmanlı egemenliğinde kalacak,
·
Boğazlar barış zamanında
tüm savaş gemilerine kapalı, ticaret gemilerine açık olacaktı.
# Önemi :
* Bu sözleşme
ile; “Boğazlar ilk
defa uluslararası bir statü kazanmıştır”.
* Rusya, Hünkar
İskelesi antlaşmasıyla elde ettiği hakları
kaybetti.
* İngiltere ve Fransa Akdeniz’deki güvenliklerini sağlayarak kazançlı
çıktılar.
* Osmanlı’nın “Boğazlar üzerindeki mutlak egemenliği sona erdi”.
# NOT : 1841-Londra Boğazlar
Sözleşme ile; “Boğazlar
ilk defa uluslararası bir statü kazanmıştır”.
* * * * * * * *
AVRUPA’DA DÜŞÜNCE ALANINDAKİ GELİŞMELER
* Avrupa’da XVIII. yüzyılda
bilim ve düşünce
alanında önemli değişimler meydana gelmiştir. Bu değişimlerin
yaşanmasında
Rönesans ve reform önemli rol oynamıştır.
·
Rönesans ve Reformdan
sonra Avrupa’da;
----à 17. yüzyıl, “Akıl Çağı”
----à
18. yüzyıl ise, “Aydınlanma Çağı” olarak
adlandırılmıştır.
* * * * * * * *
SANAYİ İNKILABI (Sanayi
Devrimi)
v
Sanayi İnkılabı: Üretimde, İnsan ve hayvan gücünün (kol gücünün) yerini
makinaların alması. # Sanayi İnkılabı ilk olarak ; 18.yüzyılda, İngiltere’de başlamıştır.
Sanayi İnkılabı’nın Sonuçları:
* Bol, ucuz ve kaliteli
üretim başladı.
* Büyük
devletler arasında sömürgecilik yarışı başladı ve bu durum bazı savaşlara sebep
oldu (I.Dünya Savaşı gibi).
* Sanayileşen ülkelerin mallarını satmak için “Pazar” ihtiyaçları ortaya çıktı.
* Demiryolu ağı döşenerek ulaşım
sistemleri gelişti.
* Bankacılık sistemi
gelişti.
* Köyden kentlere
göçler başladı.
* İşçi sınıfı
ortaya çıktı ve Avrupa’da 1830 ile 1848 ihtilalleri yaşandı.
* İşçi hakları
kavramı ortaya çıktı (sendika, mesai
vb.)
Sanayi Inkılabı’nın Osmanlı
Devleti’ne Etkileri :
*
Osmanlı Devleti’ne hammadde
girişi azaldı ve üretilen malların
fiyatları arttı.
*
Osmanlı tüccarı, kapitülasyonlar sayesinde düşük gümrük vergisi ödeyen Avrupalı tüccarlarla rekabet edemedi.
* Yerli üreticiler, el tezgâhlarında ürettikleri mallarını satamaz duruma
geldiler.
* Osmanlı’da işsizlik
artmıştır.
*
Osmanlı devleti; “hammadde
satan ve dışarıdan
hazır mal satın alan” dışa bağımlı bir devlet durumuna gelmiştir.
*
Sonuçta, Osmanlı Devleti,
Avrupalıların açık pazarı haline geldi.
Sanayileşen Avrupa devletleri sömürge amacıyla, Osmanlı Devleti’ni işgal etmeye
başlamışlardır.
v
Sömürgecilik: Güçlü bir devletin, kendisinden zayıf bir ülkeye
girip onun yer altı ve yerüstü bütün
kaynaklarını kendi amacına uygun olacak şekilde dilediği gibi
kullanması.
* * * * * * * *
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NİN KURULMASI
* I. Filedelfiya Kongresi (1774): İngiliz Hükümetinden koloni meclislerinin onayı alınmadan vergi konulmaması
istenmiştir.
* II. Filedelfiya Kongresi (1776): Kolonilerin bağımsızlığı ilan edilerek
İngiltere ile savaşa
karar verilmiştir.
İnsan hakları bildirgesi ilan edilmiştir.
* Versay Antlaşması (1783): İngiltere, kolonilerin bağımsızlığını kabul etmiştir.
* ABD’nin Kurulması
(1787): Anayasa hazırlayan koloniler federal bir cumhuriyet yönetimine geçmiştir.
v
Federal Devlet: Birden fazla devletin iç işlerinde bağımsız
olmak koşuluyla dışa karşı tek bir devlet
olarak örgütlenmeleri sonucunda ortaya çıkan siyasal güçtür.
FRANSIZ İHTİLALİ (1789)
v
İhtilal : Mevcut yönetimi kabul etmeyerek
yapılan başkaldırı, ayaklanma.
Fransız İhtilali’nin sebepleri:
* Fransa’nın baskıcı
bir mutlakiyet ile yönetilmesi ve Kralın baskıcı
bir yönetim kurması.
* Fransa’da halk arasında sınıflamaların ve büyük eşitsizliklerin olması.
* Ağır vergiler
konması ve ekonomik
sıkıntılar.
* Fransız aydın ve düşünürlerin, Mutlakiyet yönetimini eleştiren eserler yazarak halkı aydınlatmaları.
* İngiltere’de meşrutiyetin ilan edilmesi ve ABD’deki İnsan Hakları Bildirge’sinin Fransız halkını etkilemesi.
Fransız İhtilali’nin sonuçları:
*
Millet egemenliği fikri
yaygınlaşarak, mutlak krallıkların yıkılabileceği anlaşıldı.
*
Soyluların ve rahiplerin ayrıcalıkları kaldırılarak eşitlik
ilkesi getirildi.
*
Mutlak monarşi yıkılarak, egemenliğin halktan geldiği
kabul edildi.
*
İnsan hakları, eşitlik,
adalet, milliyetçilik, hürriyet, kardeşlik gibi kavramlar tüm dünyaya yayıldı.
*
Milliyetçilik
fikrinin yayılması ile imparatorluklar dağılma
sürecine girdi.
*
Fransız İhtilali sonuçları
bakımından evrensel olduğundan “Yakın Çağ”ın başlangıcı kabul edildi.
Fransız İhtilali’nin Osmanlı
Devleti’ne Etkileri:
* Olumlu etkisi: Osmanlı Devleti’nde demokrasi hareketlerinin başlamasına neden oldu. Tanzimat
Fermanı’nı hazırlanmasına ve Meşrutiyet’in ilanına zemin hazırladı.
* Olumsuz etkisi: Çok uluslu
bir yapıya sahip
olan Osmanlı Devleti’ndeki azınlıklar milliyetçilik akımının etkisiyle ayaklandı ve bunun
sonucunda toprak kayıpları yaşandı.
III. SELİM
DÖNEMİ (1789 - 1807)
v
Grek Projesi: Avusturya ile Rusya arasında
Osmanlı Devleti’nin Avrupa
topraklarının ele geçirmesi durumunda bu mirasın
paylaşımına ilişkin antlaşmadır.
v
Denge Politikası: Osmanlı Devleti’nin 18. yüzyıl
sonlarından itibaren uyguladığı, Avrupa Devletleri arasındaki çıkar çatışmalarından
yararlanarak varlığını sürdürme politikasıdır.
Yaş Antlaşması (1792)
:
# Kimler arasında
imzalanmıştır : Osmanlı Devleti ile Rusya arasında
imzalanmıştır
# Önemi :
*
Osmanlı Devleti, Kırım’ın
Rusya’ya ait olduğunu
kabul etmek zorunda
kaldı.
*
Yaş Antlaşması ile; Osmanlı Devleti’nin gerileme dönemi sona ermiş ve “Dağılma Dönemi”
başlamıştır.
Osmanlı - Fransız
Savaşı (1798 - 1801)
# Sebebi : Fransa Kralı Napolyon Bonapart’ın; İngiltere’nin sömürgelerine giden
yolu kontrol altına almak için,
Osmanlı’nın elindeki Mısır’ı işgal etmesi.
# Sonuçları :
*
İngiltere ve Rusya’nın
desteği ile “Cezzar
Ahmet Paşa” komutasındaki Osmanlı ordusu, Fransızları
yenmiştir.
*
1801 yılında yapılan
“El-Ariş antlaşması” ile Fransa, Mısır’dan çekilmiştir. Daha sonra 1802’de
yapılan Paris antlaşması ile de Osmanlı-Fransız Savaşı sona ermiştir.
v
Layiha : III. Selim’in;
ıslahat yapmak için yerli ve yabancı uzmanlara hazırlattığı raporlara denir.
v
Nizam-ı Cedit: III. Selim’in yaptığı ıslahatlara ve kurduğu orduya verilen isimdir.
v
İradıcedit : Nizam-ı cedit ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulmuş hazine.
III. Selim Dönemi
Islahatları
*
Avrupa’nın önemli şehirlerine (Londra, Paris, Viyana
ve Berlin) daimî elçilikler açıldı.
*
Yabancı dil eğitimine önem verildi.
*
Avrupa’da yazılan eserler
Türkçe’ye tercüme edildi.
*
Nizam-ı Cedit ordusu kuruldu. Bu ordunun masraflarını karşılamak için İrad-ı
Cedit hazinesi oluşturuldu.
*
Askerî alanda Selimiye
ve Levent kışlaları
oluşturuldu.
*
Kara ve Deniz Mühendishaneleri, tersanecilik ve hafif topçu ocağı geliştirildi.
*
Yeni ordunun eğitimi
için Avrupa’dan subaylar
getirildi.
*
Yeni ordu, Napolyon’un Fransız ordusunu, Mısır’ı
işgali sırasında Akka Kalesi önlerinde mağlup etti.
*
Vergiler düzenlendi.
*
Yerli malı kullanımı
teşvik edilmiştir.
18.YÜZYIL OSMANLI
DEVLETİ’NDEKİ DEĞİŞİM VE ISLAHATLAR
v
Bab-ı Ali : 18. yy.dan
itibaren; divan toplantılarının yapıldığı sadrazam (veziriazam) konaklarına verilen isim.
v Esham : Osmanlı’da 1775 yılında başlayan, bugünkü hazine bonosuna
benzer “devletin iç borçlanması” dır.
v
Reisülküttap : 18. yy.dan itibaren; Nişancı’nın yerini alan, bugünkü
dışişleri bakanı.
v Malikane Sistemi:
Gelir getiren bir yerin vergi
toplama işinin, kişilere
ömür boyu kiralanması sistemidir.
v
Muaccele : Malikane sisteminde, bir kereye mahsus
alınan satış bedeli.
18.
Yüzyıl Islahatlarının Genel Özellikleri
*
Islahatlar yapılırken Avrupa’daki gelişmelerden yararlanılmıştır.
*
Hendesehane, Mühendishane-i Bahr-i Hümayun (Deniz
Mühendishanesi) ve Mühendishane-i Berr-i Hümayun (Kara Mühendishanesi) gibi askeri subay
yetiştiren okullar açılmıştır.
*
Askerlik alanındaki ıslahatlara öncelik verilmiştir.
*
Askeri ıslahatların yanı sıra; idari, kültürel ve ekonomik alanda da ıslahatlar yapılmıştır.
*
17. yüzyıldaki ıslahatlara göre daha sistemli
ve kapsamlı olmalarına rağmen genel olarak
başarısız olmuşlardır.
II. MAHMUT
DÖNEMİ (1808 - 1839)
v
Ayan : Bir bölgenin, şehrin, kasabanın
ileri gelen saygın
kişileri.
v
Sened-i İttifak: II.Mahmut’un, Ayanlar
ile imzaladığı sözleşme.
v
Müsadere : Devletin, kişinin
malına mülküne el
koyması.
v
Vakayi Hayriye (Hayırlı Olay): II.Mahmut tarafından 1826 yılında “yeniçeri ocağının
kaldırılması olayı”na verilen isim.
SENEDİ İTTİFAK
(1808)
# Kimler arasında imzalanmıştır : II.Mahmut ile Ayanlar arasında
imzalanmıştır
#
Önemi :
* Padişahın mutlak
otoritesinin sınırlandırıldığı ilk
belgedir.
*
Bu belge ile Ayanların hakları
ve varlığı tanınmıştır.
II. MAHMUT
DÖNEMİ ISLAHATLARI
A - Yönetim Alanında Yapılan
Islahatlar
* Devlet memurları iç ve dış işleri olmak üzere ikiye ayrıldı ve maaşa bağlandılar.
* Devlet memurlarına pantolon, ceket ve fes giyme
zorunluluğu getirildi.
* Köy ve mahallelerde muhtarlıklar kuruldu.
* Polis ve posta teşkilatı kuruldu.
* Askeri amaçlı ilk nüfus sayımı yapıldı.
* Yurt dışına
çıkışlarda, Pasaport uygulaması başlatıldı.
* Takvim-i Vakayi
Adıyla ilk gazete
çıkartıldı.
* Müsadere usulüne
son verildi.
* Divan-ı Hümayun
kaldırılarak yerine Nazırlıklar (Bakanlıklar) kuruldu.
Eski Düzen |
Yeni Düzenleme |
Günümüzdeki Karşılıkları |
Divanıhümayun |
Nazırlıklar |
Bakanlıklar |
Sadrazamlık |
Başvekalet |
Başbakanlık |
Reisülküttab |
Hariciye Nezareti |
Dışişleri Bakanlığı |
Sadaret Kethüdası |
Dahiliye Nezareti |
İçişleri Bakanlığı |
Darphane Hazinesi |
Maliye Nezareti |
Maliye Bakanlığı |
Vakıflar |
Evkafıhümayun Nezareti |
Vakıflar Genel Müdürlüğü |
Şeyhülislamlık |
Babımeşihat Dairesi |
Diyanet İşleri
Bakanlığı |
B - Askeri Alanında
Yapılan Islahatlar
* Yeniçeri ocağı
kaldırıldı
* Yeniçeri ocağının
yerine; “Asakir-i Mansure-i
Muhammediye” ordusu kuruldu
* Eşkinci ocağı kuruldu
* Sekban-ı Cedit ocağı kuruldu
* Vilayetlerde, “Redif”
adıyla yeni askeri
bir teşkilat geliştirildi.
C - Eğitim ve Kültür Alanında
Yapılan Islahatlar
* İstanbul’da kız ve erkek çocuklarına ilköğretim zorunlu hale getirildi
* Enderun’un yerine,
“Mekteb-i Maarif-i Adliye”
açıldı
* Tercüme odaları
kuruldu
* İlk defa yurt dışına
öğrenci gönderildi.
* Mekteb-i Tıbbiye
(Tıp Fakültesi) açıldı.
* Mekteb-i Harbiye
(Harp Okulu) açıldı
* Mızıkayi Hümayun
(Bando ve Mızıka
Okulu) açıldı
* “Mekteb-i Ulum-u
Edebiye” ve “Rüşdiye” adlı orta dereceli
okullar açıldı.
D - Ekonomi Alanında
Yapılan Islahatlar
* Yerli malı kullanımı teşvik
edildi
* Ordunun fes ihtiyacını karşılamak için feshane kuruldu
* Bakırköy’de bez fabrikası açıldı
* Ticaret Nezareti
(Ticaret Bakanlığı) kuruldu.
* Osmanlı tüccarlarının Avrupalı tüccarlarla rekabet
edebilmesi için, Gümrük
vergilerinde kolaylık sağlandı
* * * * * * * *
KIRIM SAVAŞI (1853 – 1856)
Nedenleri:
1- Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra yapılan
yeniliklerle Osmanlı Devleti’nin giderek güçlenmesi,
2- Osmanlı Devleti’ni destekleyen Batılı devletlerin 1848 İhtilalleri’yle meşgul
olmaları,
3- Rusya’nın Osmanlı
topraklarını paylaşma teklifini
İngiltere’nin kabul etmemesi
(Hasta Adam Projesi),
4- - Rusya’nın
“Kutsal Yerler Sorunu”nu gündeme getirerek kutsal
yerleri koruma ve buraların bakımı konusunda
Osmanlı’dan yeni haklar talep etmesi, Ortodoksları himaye etme haklarını
genişletmek istemesi,
5- Rusya’nın Boğazlar
ve İstanbul’a yerleşmek, Balkanlarda kendisine bağlı devletler kurmak
istemesi,
6- Rusya’nın Eflak ve Boğdan’ı
işgal etmesi,
7- Rusya’nın Sinop önlerinde Osmanlı
donanmasını yakması (1853 Sinop Baskını),
* Bu savaşta
İngiltere, Fransa, Avusturya ve Piyemonte (İtalya)
Ruslara karşı Osmanlı’nın yanında yer almıştır.
* Piyemonte (İtalya)’nin bu ittifaka katılma
nedeni, İtalyan birliğini
sağlamak için İngiltere ve Fransa’nın desteğini almak istemesidir.
* İttifak ordusu
Kırım’a girip Sivastapol’daki Rus tersanelerini yok edince Rusya barış istemek
zorunda kaldı.
# NOT : Osmanlı Devleti, barış görüşmelerinde İngiltere ve Fransa’nın desteğini alabilmek için azınlıklara geniş haklar tanıyan
Islahat Fermanı’nı (1856) Paris’e gitmeden önce ilan etti.
Paris Antlaşması (1856)
Katılan devletler: İngiltere, Fransa, Avusturya, Piyemonte, Osmanlı, Rusya ve Prusya (Almanya)’dır.
NOT: Prusya savaşta
olmadığı halde barış görüşmelerine katılmıştır.
Antlaşmanın Maddeleri:
1- Osmanlı Devleti,
Avrupalı devlet kabul
edilecek, devletlerarası hukuktan
yararlanacak ve toprak
bütünlüğü Avrupalı devletlerin garantisi altında olacak
NOT: Bu madde ile Osmanlı Devleti,
ilk kez Avrupalı sayılmıştır, ayrıca Osmanlı Devleti’nin topraklarını dahi
koruyamayacak kadar zayıf olduğunu gösterir.
2- Karadeniz tarafsız
olacak, bütün devletlerin ticaret gemilerine açık olacak; Osmanlı
Devleti ve Rusya, Karadeniz’de donanma
bulunduramayacak, tersane inşa edemeyecek
NOT: Bu maddeyle Osmanlı Devleti savaştan
galip çıkmasına rağmen,
mağlup devlet olarak
kabul edilmiştir.
Rusya’nın da Osmanlı üzerindeki emelleri bir süreliğine engellenmiş ve İngiltere ile Fransa Akdeniz’deki
güvenliklerini korumuşlardır. Ancak yine de bu antlaşma Osmanlı
Devleti’nin egemen devlet
olarak imzaladığı son antlaşmadır.
3- Islahat Fermanı’na uyulduğu takdirde Osmanlı
içişlerine hiçbir Avrupalı
devlet karışmayacak
NOT: Bu madde ile Osmanlı
Devleti’nin işlerine müdahaleye zemin hazırlamıştır.
4- Boğazların yönetimi,
1841 Londra Boğazlar
Sözleşmesi’ne göre yapılacak,
5- Eflak ve Boğdan, Avrupalı
devletlerin kefilliği altında
özerk olacak,
6- Her iki taraf da savaşta ele geçirdikleri yerleri
geri verecek,
# NOT-1 : Bu antlaşma
Osmanlı Devleti’nin XIX. yüzyılda imzaladığı ilk ve tek kazançlı antlaşmadır.
# NOT-2 : Kırım Savaşı sırasında Osmanlı Devleti
ilk kez dışarıdan borç para almıştır (1854’te İngiltere’den 5 milyon paund).
* * * * * * * *
1877-1878 OSMANLI - RUS SAVAŞI ( 93 Harbi )
Savaşın Nedenleri:
1- Rusya’nın, 1856 Paris Antlaşması ile Osmanlı Devleti
üzerindeki kaybetmiş olduğu
haklarını geri alma düşüncesi,
2- Rusya’nın Balkanlarda “Panislavist” bir politika izlemesi,
3- Rusya’nın Balkan
uluslarını Osmanlı’ya karşı kışkırtması,
4- Osmanlı’nın Balkan
isyanlarını sert bir şekilde bastırması ve Avrupa kamuoyunun Osmanlı aleyhine dönmüş olması,
5- Osmanlı’nın İstanbul
ve Londra Konferansı kararlarını reddetmesi,
6- Avrupa’daki gelişmelerin Osmanlı Devleti’ni Rusya karşısında yalnız bırakması (Osmanlı – Almanya yakınlaşması)
* Ruslar doğudan
ve batıdan saldırıya
geçti. Doğu’dan gelenler
Kars, Ardahan,
Batum ve Artvin’i işgal etti.
* Batıdan gelen kol ise Eflak ve Boğdan’ı işgal etti. Tuna’yı geçerken
Plevne’de durduruldu (Gazi Osman Paşa).
* Ancak İstanbul’dan yardım gelmemesi üzerine
Plevne düştü. Ruslar
İstanbul Yeşilköy’e (Ayestefanos) kadar ilerleyince Osmanlı barış istemek zorunda kaldı.
# NOT-1 : Savaş devam ederken, savaş
harcamalarını bahane eden II. Abdülhamit, Meclis-i
Mebusan’ı kapattı ve
Kanun-u Esasi’yi (Anayasayı) yürürlükten kaldırdı.
# NOT-2 : İlk kez bu savaşlar
sırasında, Balkanlarda yerleşmiş
olan Müslüman Türkler,
Anadolu’ya göçe başlamıştır.
Ayestefanos
(Yeşilköy) Antlaşması (1878)
Maddeleri:
1- Karadeniz, Ege Denizi, Balkanlar, Makedonya ve Batı Trakya’yı içine alan büyük
bir Bulgar Krallığı
kurulacak,
2- Romanya, Sırbistan ve Karadağ’a tam bağımsızlık verilecek,
3- Kars, Ardahan,
Batum ve Doğu Beyazıt Ruslara
bırakılacak,
4- Bosna ve Hersek’e özerklik
verilecek,
5- Osmanlı Devleti,
Rusya’ya savaş tazminatı
ödeyecek,
6- Girit’te ve Ermenilerin yaşadığı
yerlerde ıslahatlar yapılacak
# NOT-1 : Bu antlaşma, Batılı devletlerin itirazı
üzerine yürürlüğe girmemiştir. Bu antlaşma yürürlüğe
girseydi Rusya, Osmanlı üzerindeki emellerine büyük ölçüde
gerçekleştirmiş olacaktı.
# NOT-2 : Antlaşmanın yürürlüğe girmemesinde Mebusan
Meclisi’nin antlaşmayı onaylamaması da etkili olmuştur.
Bunun nedeni Meclisin kapatılmış olmasıdır (Bu yönüyle Sevr
antlaşması ile benzerlik gösterir.).
Kıbrıs’ın İngiltere’ye Askeri Üs Olarak
Verilmesi (1878)
* Ayestefanos Antlaşması’nda Rusların Doğu Beyazıt’a
sahip olması ve buradan Akdeniz’e açılabileceğini
düşünen İngiltere, Doğu Akdeniz’in güvenliğini sağlamak için Osmanlı Devleti’ne, Kıbrıs’a asker çıkarma
teklifinde bulundu.
* Ancak İngiltere Kıbrıs’a girdikten
sonra bir daha çekilmedi ve Kıbrıs elden çıktı (I. Dünya Savaşı).
BERLİN KONFERANSI ve BERLİN ANTLAŞMASI (1878)
* İngiltere, Almanya
ve Avusturya, Balkanlarda Rusya’nın güdümünde güçlü
bir Bulgar Devleti’nin
kurulmasından rahatsız
oldular. Bu durumu
görüşmek üzere Berlin’de konferans düzenlenmesini ve konferansa
Rusya’nın da katılmasını sağladılar.
* Konferansa İngiltere, Avusturya, Fransa,
Rusya, Osmanlı, Almanya
ve İtalya katıldı.
* Konferans sonrasında imzalanan Berlin Antlaşması’na (1878)
göre;
Maddeleri:
1- Büyük Bulgar Krallığı toprakları; Asıl Bulgar Prensliği, Doğu Rumeli (özerk)
ve Makedonya olmak
üzere üçe ayrılacak ve Osmanlı egemenliğine bırakılacak,
2- Bosna ve Hersek’in yönetimi
geçici olarak Avusturya’ya bırakılacak,
3- Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız olacak,
4- Kars, Ardahan
ve Batum Ruslara
bırakılacak, Doğu Beyazıt
Osmanlı Devleti’ne geri
verilecek,
5- Rum ve Ermenilerin çoğunlukta olduğu yerlerde ıslahat
yapılacak ve Avrupalı Devletler bu konuda bilgilendirilecek,
6- Girit’te yapılacak ıslahatların gözetimi İngiltere’ye bırakılacak
Antlaşmanın Önemi:
* İlk kez çok sayıda azınlık (Sırbistan-Romanya-Karabağ) Osmanlı’dan ayrılarak bağımsız olmuştur. (Böylece
Osmanlıcılık fikri geçerliliğini yitirmiştir.)
* Tarihte ilk kez “Ermeni Sorunu” başladı. Bu sorun Batılı
Devlerin müdahalesiyle uluslar
arası bir sorun haline
gelmiştir.
* İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı’nın toprak bütünlüğünü koruma
politikası sona erdi,
parçalamaya yönelik siyaseti başladı.
* Osmanlı, Almanya’ya yakınlaşmaya başladı.
* Rusya’nın Akdeniz’e inmesi kısmen de olsa engellendi (Bulgaristan’ın yönetiminin Osmanlı’ya bırakılması ile).
Osmanlı Devleti’nde Berlin
Antlaşması’ndan Sonraki Durum
* II. Abdülhamit bu gelişmelerden sonra ülke içerisinde “ İstibdat (Baskı)
Devri ” ni başlatmıştır.
* Fransa 1881’de
Tunus’u işgal etti, Osmanlı buna müdahale edemedi.
* 1854’ten bu yana alınan
borçlar ödenemeyince alacaklı
Avrupalı devletler, Duyun-u Umumiye (Genel
Borçlar İdaresi)’yi kurarak Osmanlı’nın gelir kaynaklarına
el koymuşlardır (Bu idare, Lozan’la
kaldırılmıştır.).
v
Duyun-u Umumiye (Genel
Borçlar İdaresi) : Osmalı Devleti’ne borç veren devletlerin; bu borçlarını tahsil edebilmek için kurdukları “genel
borçlar idaresi”dir.
* * * * * * * *
Mısır’ın İngiltere
Tarafından İşgali (1882)
* 1869’da Süveyş Kanalı’nın açılması, Mısır’ın önemini
arttırmıştı. Kanalın açılması sırasında
İngiltere finansör devlet
görevi görmüş ve Osmanlı’ya kredi açmıştı.
* Senetlerin ödenememesini bahane ederek İngiltere Mısır’ı işgal etti. Bu gelişme Osmanlı
– İngiliz ilişkilerinin bozulmasına neden oldu.
* Osmanlı Almanya’ya yakınlaşmaya, İngiltere de Rusya’ya yakın bir siyaset
izlemeye başladı.
* Bu yakınlaşma doğrultusunda Almanya, Bağdat
– Berlin Demiryolu’nun inşasına başladı (hammadde elde etmek için).
Girit Sorunu
* Yunanlılar 1897’de
Girit’te çıkan bir isyanı bahane
ederek adaya asker çıkardılar.
* Osmanlı Devleti
Avrupalı devletlerin olaya karışmaması için “1878 – Halepa Fermanı” nı yayınlayarak Giritli Rumlara bazı haklar tanıdıysa da bunlar bir işe
yaramamış ve isyanlar devam etmiştir.
* Bunun
üzerine Osmanlı, Yunanistan’a savaş açtı. Osmanlı Ordusu, Dömeke Meydan
Muharebesi’nde Yunan ordusunu yendi, Atina
yolu Osmanlılara açıldı.
Batılı devletlerin aracılığıyla Yunanistan ile İstanbul
Antlaşması (1898)
yapıldı. Buna göre;
a) Girit, Osmanlı
Devleti’nde kalacak, yönetimine Rum asıllı bir vali atanacak
(özerklik),
b) Yunanlılar, Osmanlı
Devleti’ne savaş tazminatı
ödeyecek
# NOT-1 : Bu antlaşma, Girit’in elden
çıkması için atılmış
ilk adımdır.
# NOT-2 : Yunanistan, II. Meşrutiyet’in ilanından
hemen sonra 1908’de
Girit’i topraklarına katmıştır.
* 20. yüzyıla
gelindiğinde II. Abdülhamit’e karşı İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin çalışmaları hızlanmıştır.
* Balkan ayaklanmaları artmış, ülke Batılı
devletlerin açık pazarı
haline gelmiş, Duyun-u
Umumiye İdaresi’nden dolayı gelir kaynaklarının azalması ekonomik durumu
da bozmuştu.
* İttihat ve Terakki Partisi’nin çalışmaları ve diğer gelişmelerin de etkisiyle II. Abdülhamit Meclis-i
Mebussan’ı açarak II. Meşrutiyet Dönemi’ni başlattı (1908).
19.YÜZYIL ISLAHATLARININ ÖZELLİKLERİ
* Bu dönem ıslahatları her alanda yapılmıştır. Askeri
ve mali alanda düzeltmeler yapılırken siyasi ve hukuki
yapıyı çağdaşlaştırma yolunda da önemli adımlar atılmıştır.
* Bu yüzyılda
geçmiş dönemlerden farklı olarak yenilik isteyen aydınlar
sınıfı ortaya çıkmıştır
(Jön Türkler).
* Bazı ıslahatlar Avrupalı devletlerin baskısı
ve isteğiyle yapılmıştır.
* Bu dönem ıslahatları devlet
politikası haline getirilmiş ve ilk kez padişahın yetkileri
kısıtlanmıştır. Ayrıca ilk kez hukukun üstünlüğü ilkesi kabul
edilmiştir.
* İlk kez Osmanlı’da parlamenter dönem başlamış ve halk ilk kez yönetime
katılmıştır.
* Bu ıslahatlarla daha köklü yenilikler getirilmiştir. Amaç; yapıyı
sağlamlaştırırken, devletin çöküşünü
ve parçalanmasını önleyebilmektir.
OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ (1300-1453) OSMANLI’DA DEVLET
ANLAYIŞI VE DEVLET
TEŞKİLATI
v
Kut: Eski
Türk devletlerinde, hükümdara Göktanrı tarafından verildiğine inanılan yönetme yetkisi.
Ø
* Osmanlı Devleti’nde hükümdarlığa kimin
geçeceğine dair kesin bir kural yoktu. I. Murat’tan itibaren “ ülke hanedanın ortak malıdır ” anlayışının yerini,
“ ülke padişah ve oğullarınındır ” anlayışı aldı. Bu uygulamanın amacı, taht kavgalarının
sınırlandırılması ve merkezî otoritenin korunmasıdır.
v
Sancağa Çıkma:
Şehzadelerin “lala” eşliğinde
sancaklara yönetici olarak görevlendirilmeleri.
* Şehzadeler, böylece
tahta çıkmadan yönetim
tecrübesi kazanıyorlardı.
* Önemli şehzade
sancakları; İzmit, Bursa,
Kütahya, Manisa ve Amasya’dır.
v
Şehzade: Padişahın oğullarına “şehzade” denirdi.
v
Lala: Şehzade eğitiminden sorumlu devlet
adamı.
Ø Hükümdar
* Osmanlı Devleti’nde hükümdar ülkenin mutlak hakimidir. Osmanlı
hükümdarları, yasama, yürütme
ve yargı yetkilerini
kendilerinde toplamışlardı.
* Bu durum
onun her istediğini yapabileceği anlamına gelmezdi.
* Devleti yönetirken şeriata ve töreye
uymak zorundaydı.
Padişahın Görevleri
* Halkı korumak,
* Adaletli olmak,
* Sınırları güvenlik
altına almak,
* Seferlere çıkarak
ülke topraklarını genişletmek,
* Halkın ekonomik
ve sosyal refahını
sağlamaktı.
Ø Hükümdarın Kullandığı Unvanlar
* Bey, gazi, hüdavendigar, sultan,
padişah, han, hünkar
vb.
* Osmanlılarda “Sultan” ünvanı
ilk olarak “I.Murat” tarafından kullanılmıştır.
v
Divan-ı Hümayun:
Bütün devlet işlerinin
görüşüldüğü en üst kuruldu.
*
Orhan Bey zamanında “Divan-ı Hümayun” kurulmuştur.
Ø
Osmanlılarda;
“ ilk medrese” “Orhan Bey döneminde” “İznik” te kuruldu.
Ø
Murat zamanında sınırların genişlemesiyle, “Beylerbeyilik Sistemi
(Eyalet Sistemi)” kuruldu.
* Buna göre Ülke; yönetim
birimlerine ayrıldı: Eyaletler
sancaklara, sancaklar kazalara,
kazalar köylere ayrıldı.
Eyalet -----à Sanacak -----à Kaza--- à Köy
Ø
İlk düzenli
ordu, Orhan Bey zamanında “Yaya ve Müsellemler” şeklinde
oluşturuldu.
* I.Murat zamanında
“Kapıkulu Ocağı” kuruldu. Bu sisteme
asker yetiştirmek amacıyla
da “Pençik sistemi” kuruldu.
v
Pençik sistemi:
Osmanlılarda, I.Murat döneminde 1363 yılında çıkarılan
“pençik kanunu” ile uygulanan sistemdir.
Buna göre; savaşta
esir alınan erkek
çocuklar önce bir Türk ailesinin
yanında Türk-İslam kültürüne
göre
yetiştirildikten sonra
belli eğitimlerden geçerek
yeniçeri askeri olarak
yetiştirilirlerdi. Bu sisteme “pençik sistemi
” denmiştir.
v Devşirme
Sistemi: Osmanlılarda, her gayrimüslim aileden bir erkek çocuk alınarak
(ailenin tek çocuğu ise alınmazdı) bir Türk ailesinin
yanında Türk-İslam kültürüne göre yetiştirildikten sonra saraya alınarak yeniçeri askeri ve ya devlet adamı olmak için yetiştirilirlerdi. Bu sisteme “devşirme sistemi ” denmiştir.
TIMAR SİSTEMİ
Ø
Tımar sistemi: Osmanlı’da bazı devlet yöneticilerine ve askerlere hizmet karşılığı (maaş karılığı) bazı toprakların yönetimi bırakılırdı. Bu
tımar sahipleri kendi paylarını buradaki vergi gelirlerinden almaktaydı. Geri
kalan vergilerlerle de bölgenin
ihtiyaçları karşılanıyor ve Orduya “cebelü”
adı verilen atlı asker besleniyordu. Bu sisteme “tımar sistemi” denilmiştir.
v
Cebelü: Tımar sahiplerinin yetiştirdiği atlı asker.
Tımar Sisteminin Osmanlı Devleti’ne Sağladığı Yararlar
* Hazineden para çıkmadan Tımar
bölgesinin tüm giderleri karşılanıyordu
* Ordunun asker
ihtiyacı karşılanıyordu
* Topraklar boş kalmıyor ve üretimde süreklilik sağlanıyordu
* Uygulandığı bölgenin
güvenliği sağlanıyordu
* Vergiler daha düzenli toplanıyordu
* Devlet otoritesi
en uç bölgelere kadar ulaşmış
oluyordu
Ø
“Tımar Sistemi” I.Murat
zamanında kurulmuştur. Bu sisteme
göre; dirlik denilen
ülke toprakları şu bölümlere
ayrılmıştır:
OSMANLI ORDUSU KARA ORDUSU
Ø Yaya ve Müsellemler
* Atlı ve yaya askerlerden oluşan bu “ ilk düzenli ordu, Orhan Bey zamanında oluşturuldu”.
KAPIKULU OCAKLARI
* I.Murat zamanında
Kapıkulu Ocakları kuruldu.
* Kapıkulu Ocakları;
piyadeler ve süvariler olmak üzere iki bölümden oluşmaktaydı.
A-Kapıkulu Piyadeleri
Ø
Acemi Ocağı:
Acemi Ocağı, Yeniçeri Ocağı'na
asker yetiştirmek için kurulmuştur.
Ø
Yeniçeri Ocağı:
Pençik ve Devşirme
sisteminden gelen hristiyan kökenli askerlerden oluşan
ocaktır.
* Yeniçeriler, Kapıkulu
Ocakları'nın en temel
ve en kalabalık grubuydu.
*
“I.Murat” zamanında Edirne'de kuruldu.
* Yeniçeriler, devletin
merkezi otoritesinin temelini
oluştururlardı.
* Yeniçerilerin komutanına Yeniçeri Ağası denirdi.
*
Yeniçeriler, yılda bir elbise, üç ayda bir “ Ulufe ” denen maaş alırlardı.
v
Ulufe: Yeniçeri askerlerine üç ayda bir verilen
maaş.
Yeniçeri askerlerinin özellikleri (görevleri)
* Üç ayda bir maaş (ulufe) alırlar.
* İstanbul’da veya yakın kışlalarda yaşarlar.
* Devşirme kökenli
askerlerdir.
* Emekli olana kadar evlenemezler.
* Sadece askerlik
işleriyle uğraşırlar.
* Yaya birliklerdir
Ø
Cebeci Ocağı: Silah bakım
ve onarımını yapan askeri sınıftır.
Ø
Topçu Ocağı:
Top dökmek,
top mermisi yapmak
ve top atmak için kuruldu.
* Osmanlı ordusunda
ilk top, “I. Murat”
zamanında 1389'da “I.Kosova Savaşı'nda” kullanılmıştır.
B-Kapıkulu Süvarileri (Atlıları)
* Kapıkulu süvarileri, seçkin bir askeri
sınıftır.
* Derece ve maaş yönünden
yeniçerilerden üstündür.
EYALET ASKERLERİ
Ø Tımarlı Sipahiler
* Osmanlı Devleti,
Türkiye Selçuklularında ikta olarak bilinen
bu sistemi alarak
geliştirmiş ve “Tımar
Sistemi” adıyla uygulamıştır.
* Tımar Sistemi'nde devlet, bazı topraklarının gelirlerini, görev karşılığı olarak askerlerine ve memurlarına vermekteydi.
*
Tımar sahipleri, her üç bin akçe için “ Cebelü ” denilen atlı asker beslerdi.
Tımarlı Sipahilerin özellikleri (görevleri)
* Maaş almazlar, tımar sisteminden yararlanırlar.
* Tamamı Türk çocuklarından oluşur.
* Eyaletlerde yaşarlar, bulundukları toprakları terk etmezler.
* Savaş zamanında, emrinde bulundukları beylerbeyi veya sancakbeyinin emrinde
savaşa katılırlar.
* Atlı birliklerdir
* Bulundukları bölgenin
güvenliğini sağlarlar.
Ø
Azaplar: Halk arasından seçilen
gönüllü ve “bekar” erkeklerden oluşurdu.
.
Ø
Akıncılar: Sınırların güvenliğini sağlamak
için kurulmuş askeri birliklerdi.
Akıncıların görevleri
şunlardır:
* Sınırların güvenliğini sağlamak.
* Düşman ordusu
ve ülkesi hakkında
istihbarat bilgileri toplamak.
* Sefer çıkan orduya rehberlik
etmek, düşmanın pusu kurmasını engellemek.
* Düşman ülkelerin
askeri ve ekonomik
kaynaklarına zararlar vermek.
DENİZ KUVVETLERİ (Donanma)
* Osmanlı denizciliğinin temelleri Karesi Beyliği'nin alınması ile atıldı.
* Osmanlı donanması, Mehmet Çelebi zamanında
yaptığı ilk deniz
savaşında 1415'te Venediklilere yenildi.
v
Levent: Osmanlılarda deniz askerlerine verilen
isim.
OSMANLI EKONOMİSİ
v
Reaya: Osmanlı topraklarında yaşayan tüm halka “Reaya” denilmekteydi.
v
Miri Arazi:
Devlet malı olan topraklara “ Miri arazi ” denirdi.
v
Çift: Devletin işlemesi için köylüye
dağıttığı topraklara “ Çift ” denirdi.
v
Çiftbozan: Çift
sahibinin toprağını izinsiz
olarak terk etmesi
veya üç yıl üst üste ekmemesi durumunda alınan vergidir.
v
Adet-i Ağnam
(Ağnam vergisi): Devletin hayvancılıkla uğraşanlardan, hayvan başına aldığı
vergidir.
TİCARET
* Ticaret yoları
üzerinde yük taşıma
işlerini, “ Mekkari Taifesi
” adı verilen
gruplar yapmaktaydı.
* Ticaret yoları üzerinde kervanların dinlenmesi için “ Menziller
” kurulmuştu.
* Ana yollar ve geçitler
“ Derbentçi ” denilen görevlilerin gözetimi altındaydı.
* Şehirlere gelen mallar, “ bedesten
” , çarşı
ve “kapan hanlarında” toplanır ve satışa sunulurdu.
* Çarşı ve pazarları fiyat
ve kalite bakımından denetleyen görevliler; “Muhtesip” ve Eminler idi.
v
Mekkari Taifesi:
Ticaret yolları üzerinde
yük taşıma işini yapan gruplardır.
v
Kapan Hanı: Tek cins ticaret maddesinin toptan satışının veya dağıtımının yapıldığı
yerlerdir.(Un kapanı, yağ kapanı
vb)
v
Menzil: Ticaret kervanlarının ihtiyaçlarını karşıladığı, dinlendikleri yerlere verilen
ad.
v
Bedesten: Kapalı Çarşı.
v
Derbentçi: Ticaret yolları
üzerindeki geçitleri ve anayolları koruyan
görevli.
v
Muhtesip: Çarşı ve pazarları denetleyen görevli.
LONCA TEŞKİLATI
*
Esnaf, Ahiliğin birer kolu olan “ Lonca Teşkilatlarına ” bağlıydılar. Her meslek grubunun ayrı bir loncası olurdu.
* Loncaya kayıt olan üyeler,
o loncanın denetimi
ve koruması altında
olurlardı.
*
Dükkan açma hakkına
“ Gedik ” denirdi. Gediğe sahip olmak için, çıraklık, kalfalık
ve ustalık belgelerini almak gerekirdi.
v
Lonca Teşkilatı: Esnafların bir araya
gelerek oluşturdukları teşkilat. Osmanlılarda esnaf birliği.
Lonca Teşkilatının Görevleri:
* Üretilen malların
fiyat ve kalite
kontrolünü yapmak
* Esnaf arasındaki haksız rekabeti önlemek
* Esnaf ile hükümet arasındaki ilişkileri kontrol etmek
* Esnaflara borç (kredi) vermek
* Çalışmayan esnafı
korumak
* Esnaf sayısını
kontrol etmek
* Yoksullara yardım
etmek
* Çırak-kalfa-usta ilişkisi
içerisinde eleman yetiştirmek
v
Gedik: Dükkan açma hakkı, izni.
OSMANLI DEVLET YÖNETİMİ
v
Cülus : Hükümdarın tahta geçmesi
v
Cülus töreni : Hükümdarın tahta geçişinde düzenlenen tören.
v
Cülus bahşişi : Hükümdarın tahta geçişi esnasında
yeniçerilere verdiği bahşiştir
MERKEZ YÖNETİMİ
v
Saray : Padişahın ailesiyle birlikte yaşadığı ve aynı zamanda
devlet yönetiminin gerçekleştiği yerdir.
*Osmanlı Devleti’nde Saray (Topkapı
sarayı) şu bölümlerden oluşuyordu:
1- Birun (dış saray)
2-
Enderun (iç
saray)
3- Harem
v
Enderun Mektebi : Sarayda, devlet
adamı yetiştirilen okul.
v
Harem : Padişahın ailesiyle birlikte yaşadığı, özel hayatının geçtiği
yer.
Enderun’daki odalar ve bu odalarda
verilen hizmetler:
Odanın Adı |
Odadaki Başlıca Hizmet
Türü, Eğitim ve Öğretim |
Küçük Oda |
* Bu odalardaki öğrencilerin görevi okuma yazma
öğrenmek ve öteki
odalara geçmek için
hazırlanmaktı. |
Büyük Oda |
|
Doğancılar Odası |
* Bu odada eğitim
görenler padişahın av sırasında kullandığı doğanlar ile ilgilenirlerdi. |
Seferli Odası |
* Bu odada
eğitim görenler padişahın giyim işleriyle ilgilenirlerdi. |
Kiler Odası |
* Bu odada eğitim
görenler padişahın yiyecek hizmetlerine bakarlardı. |
Hazine Odası |
* Bu odada
eğitim görenler padişahın değerli eşyalarını ve hazinesini korurlardı. |
Has Oda |
* Bu odada eğitim
görenler padişahın en yakınında bulunur ve ona hizmet ederlerdi. |
DİVAN-I HÜMAYUN
* Bugünkü karşılığı
“Bakanlar Kurulu”dur.
* İlk olarak
“Orhan Bey” döneminde kurulmuştur.
v
Divan-ı Hümayun: Osmanlı Devleti’nde bütün devlet işlerinin görüşüldüğü en üst kuruldur.
* Divan-ı Hümayun
toplantılarına Fatih dönemine
kadar Padişahlar başkanlık
yapmıştır. Fatih’ten sonra
ise toplantılara “Sadrazamlar” başkanlık yapmıştır.
* Bu dönemden
sonra Padişahlar, Divan toplantılarını “Kasr-ı Adl” denilen
bir penceren takip etmiştir.
v
Kubbealtı: Topkapı Sarayın’nda, Divan toplantılarının yapıldığı yer.
v
Kasr-ı Adl: Padişahların, Divan toplantılarını izledikleri tak (pencere).
Divan-ı Hümayun’un Üyeleri
ve Görevleri
Padişahın ’ın Görevleri:
* Üst kademe
devlet memurlarını atamak.
* Savaşa ve barışa onay vermek.
* Orduyu komuta
etmek.
* Ülkesini adaletle
yönetmek.
* Halkın refah ve güvenliğini sağlamak.
Veziriazam (Sadrazam)’ın Görevleri:
* Padişahın verdiği
bütün görevleri yaparak
ona yardımcı olmak
* Divana başkanlık yapmak (Fatih döneminden sonra)
* Padişah’ın mührünü
taşımak
* Padişah savaşa
katılmadığı zamanlarda, ordunun
başında “Serdar-ı Ekrem” sıfatıyla sefere katılmak.
Vezirlerin Görevleri:
* Sadrazamın verdiği
görevleri yaparak ona yardımcı olmak.
Kazasker’in Görevleri:
* Divana gelen büyük davalara
bakmak
* İlmiye sınıfındaki bazı görevlilerin tayin ve azillerini yapmak.
Defterdarın’ın Görevleri:
* Devletin bütün gelir ve giderlerinden sorumlu
olmak.
* Hazineden sorumlu
olup devlet bütçesini
hazırlamak
Nişancı’ın Görevleri:
* Fethedilen toprakların kayıtlarını tutarak tapu-kadastro görevini yapmak.
* Resmi evraklara Padişahın tuğrasını çekmek.
* Bütün iç ve dış yazışmalardan sorumlu
olmak.
Kaptan-ı Derya’nın Görevleri:
* Bütün donanma
işlerinden sorumlu olmak ve divana
bu konularda divana
bilgi vermek.
Yeniçeri Ağası’nın
Görevleri:
* İstanbul’un güvenliğinden sorumlu olmak ve gerektiğinde divana
bilgi vermek.
Reisülküttap’ın Görevleri:
* Devletin bütün dışişlerini yürütmek
ve bundan sorumlu
olmak.
v
Şeyhülislam: Çıkan kanunların İslam dinine uygun olup olmadığı
hakkında fetva verme yetkisine sahip olan, ilmiye sınıfının en üst görevlisi olan
kişi.
v
Fetva : Şeyhülislam tarafından verilen şer’i hüküm veya karar.
# NOT -1: Veziriazam olağan Divan toplantılarından başka haftanın her günü ikindi
vakti kendi konağında ayrı bir divan
kurardı. “İkindi
Divanı” denilen bu Divanda, Veziriazam hükümet işleriyle ilgilenir
ve halkın istek ve şikâyetlerini dinlerdi.
# NOT -2: Savaş ilanı veya ülke güvenliğini tehdit
eden hâllerde ise padişahın başkanlığında Divan üyelerinin yanı sıra önde gelen olağanüstü bir kurul
toplanırdı. Padişah dışında Divana katılanların ayakta durarak karar alması
nedeniyle bu tür toplantılara “Ayak Divanı” denirdi.
OSMANLI’DAKİ
BAZI GÖREVLİLERİN, “GÜNÜMÜZDEKİ KARŞILIKLARI ”
Osmanlıdaki Adı |
Günümüzdeki Karşılığı |
Veziriazam (Sadrazam) |
* Başbakan |
Vezirler |
* Başbakan Yardımcıları |
Nişancı |
* Dışişleri Bakanı |
Defterdar |
* Maliye Bakanı |
Kazasker |
* Adalet Bakanı
– Milli Eğitim
Bakanı |
Kaptanı
Derya |
* Deniz Kuvvetleri Komutanı – Donanma Bakanı |
Reisülküttap |
* Dışişleri Bakanı |
Subaşı |
* Jandarma Amiri – Polis Amiri |
Müderris |
* Öğretim Görevlisi – Öğretmen |
YÖNETENLER
# Osmanlı Devleti’nde “Yönetenler” Üç sınıfa
ayrılırdı:
1-
Seyfiye (Ehl-i Kılıç – Ehl-i Ümera)
2-
İlmiye (Ehl-i Şer)
3-
Kalemiye (Ehl-i Kalem)
“Seyfiye” Sınıfı Yöneticileri Kimlerdi?
* Tımarlı
Sipahiler - Kapıkulu Askerleri - Sadrazam - Vezirler - Beylerbeyi - Sancak Beyleri
- Kapıkulu Zabitleri - Deniz Askerleri vs.
“İlmiye” sınıfı yöneticileri kimlerdi?
* Şeyhülislam - Kazasker - Kadılar - Müftüler - Müderrisler - İmamlar - Müezzinler - Medrese Öğrencileri vs.
“Kalemiye” sınıfı yöneticileri kimlerdi?
* Defterdar - Nişancı - Reisülküttap - Katipler ve bazı kalemler
vs.
İSTANBUL’UN YÖNETİMİ
* Osmanlı Devleti’nin başkenti olması nedeniyle
İstanbul’un özel bir yönetimi vardı.
* Şehrin yönetimindeki en yetkili kişi, “İstanbul kadısı (Taht kadısı)” idi. Taht kadısı bir yıllığına seçilirdi.
* Taht kadısı şehirdeki davalara
bakmanın yanı sıra hükümet emirlerinin uygulanmasını sağlardı.
* Ayrıca kendisine
bağlı şehremini ve mimarbaşı gibi görevliler aracılığıyla İstanbul’da belediye
hizmetlerinin yerine getirilmesini gözetirdi.
* İstanbul’daki
zanaat ve ticaret hayatını düzenleme ve denetleme yetkisi “muhtesip”e verilmişti. Taht
kadısına bağlı bir memur olan muhtesip,
pazarları denetler ve vergileri toplardı.
Malların fiyatı, kalitesi
ve kâr oranları ile ilgili kuralları uygulamak da onun
görevleri arasındaydı.
* İstanbul’un güvenliğinden genel olarak “yeniçeri ağası” sorumluydu.
* Şehrin düzenini
bozan ve suç işleyen yeniçeriler “muhzır ağa” tarafından denetlenirdi.
* Sivil halk arasında güvenliği gündüzleri “subaşı” , geceleri ise “asesbaşı” komutasındaki kolluk
güçleri sağlardı.
TAŞRA ve EYALET YÖNETİMİ
YÖNETİM BİRİMİ |
YÖNETİCİ |
GÜVENLİK İŞLERİ |
ADALET İŞLERİ |
EYALET |
Beylerbeyi |
Subaşı |
Kadı |
SANCAK |
Sancakbeyi |
Subaşı |
Kadı |
KAZA |
Kadı |
Subaşı |
Kadı |
KÖY |
Köy Kethüdası |
Yiğitbaşı |
Kadı Naibi |
* Osmanlı Devleti’nde başkent İstanbul dışında
kalan tüm ülke topraklarına “taşra” adı veriliyordu. Taşra yönetimi genel
olarak “tımar sistemi” etrafında şekillenmişti.
* Osmanlı Devleti’nde “Taşra yönetimi”, idari birimlere ayrılmıştı. Bu idari birimleri büyükten küçüğe doğru şöyledir:
Eyalet - Sancak - Kaza - Köy
EYALET
* Eyalet sistemi;
İlk olarak “I.Murat” döneminde oluşturulmuştur.
* Eyalet, sancakların birleşmesiyle meydana gelen en büyük yönetim birimiydi.
* Eyaletler, “Beylerbeyi” tarafından idare
edilirdi.
* Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında Anadolu
ve Rumeli olmak üzere iki beylerbeyliği vardı.
Ülke topraklarının
genişlemesi ile birlikte beylerbeyliklerinin sayısı da arttı.
* Beylerbeyi, bulunduğu eyaletin merkezi konumundaki “Paşa Sancağı”nda otururdu.
* Beylerbeyi kendi
bölgesinde padişahı temsil
etmek, divanında halkın sorunlarını çözmek,
güvenliği sağlamak ve tımar dağıtımı ile ilgili işleri
yürütmekle görevliydi.
* Ayrıca savaş
zamanında kendisine bağlı sancak beyleri
ve tımarlı sipahilerin başında orduya katılmakla yükümlüydü.
v
Eyalet: Sancakların birleşmesiyle meydana gelen en büyük yönetim
birimi.
# ------à Osmanlı Devleti’nde Eyaletler, vergi düzeni esas alınarak
üç bölüme ayrılmıştır :
*Salyaneli (Yıllıklı) Eyaletler
*Salyanesiz (Yıllıklı) Eyaletler
*Özel Yönetimli (Ayrıcalıklı-İmtiyazlı) Eyaletler
1- Salyaneli
(Yıllıklı) Eyaletler: Tımar sisteminin uygulanmadığı eyaletlerdir.
* Yemen - Habeş - Mısır - Trablusgarp - Tunus - Cezayir - Fas - Bağdat - Basra
2- Salyanesiz
(Yıllıksız) Eyaletler:
Tımar sisteminin uygulandığı eyaletlerdir.
* Anadolu - Karaman - Sivas - Erzurum - Diyarbakır - Halep - Şam - Trablusşam - Musul - Rumeli - Bosna - Budin - Maraş
(Zilkadriye)
3- Özel Yönetimli (Ayrıcalıklı-İmtiyazlı) Eyaletler: İçişlerinde serbest, dışişlerinde Osmanlıya bağlı olan eyaletlerdir.
* Hicaz - Kırım - Erdel - Eflak - Boğdan
SANCAK
* Osmanlı Devleti’nde kazaların bağlı olduğu yönetim birimlerine sancak adı verilirdi.
* Sancaklar, “Sancakbeyi” tarafından kanun ve nizamlara
uygun olarak yönetilirdi.
* Sancak beyi sancağındaki tımarlı
sipahileri yanına alarak
bağlı bulunduğu beylerbeyinin komutasında orduya katılırdı.
* Ayrıca sancakta
asayişi sağlar, suçlularla mücadele eder ve devlet adına bazı vergileri toplardı.
v
Sancak : Osmanlılarda; Eyalet ile Kaza arasında kalan
idari birim.
KAZA
* Kazaların başında
kadılar bulunurdu. İlmiye
sınıfının bir üyesi olan kadıların geniş yetkileri vardı.
v
Kadı : Mahkemelerde hakimlik
ve yargıçlık görevini
yapan ve aynı zamanda kazaları
da yöneten kişidir.
Kazalarda Görev Yapan Kadı ’
ların Görevleri:
*Davalarda yargıçlık görevi
yapmak
*Merkezden gelen emirleri
halka iletmek, halkın
isteklerini merkeze iletmek
*Nikah kıymak
*Kazadaki belediye işlerinden sorumlu olmak
*Olağanüstü durumlarda toplanan
vergilerden sorumlu olmak
OSMANLILARDA EĞİTİM
v
Medrese : Osmanlılar’da dini eğitim başta
olmak üzere, eğitimin
verildiği okul.
* ilk Osmanlı
medresesi; Orhan Bey tarafından 1331’de
İznik’te açıldı. Bunu Bursa ve Edirne’de kurulan
medreseler izledi.
* Osmanlılarda devletin
güçlenmesine bağlı olarak
gelişen medrese eğitimi
İstanbul’da kurulan “Fatih (Sahn-ı Seman)” ve “Süleymaniye Medreseleri” ile zirveye ulaştı.
# NOT: Sahn-ı Seman Medresesi ------à Fatih Sultan Mehmet
Süleymaniye Medresesi ------à Kanuni Sultan
Süleyman döneminde açılmıştır.
v
Müderris : Medreselerde ders veren öğretim
görevlisi, öğretmen.
v
Şehzadegan Mektebi :
Hükümdarların erkek çocuklarının ilkokul eğitimini karşılayan okuldur.
Osmanlı Devleti’nde “Askeri Eğitimin”
Verildiği Yerler veya Kurumlar
* Yeniçeri ocağı
* Acemi oğlanlar
ocağı
* Tophane
* Tüfekhane
* Humbarahane
* Kılıçhane
* Mehterhane
* Tersane
Osmanlı Devleti’nde “Dini Eğitimin” Verildiği Yerler
Veya Kurumlar
* Medereseler
* Cami
* Tekke
* Zaviye
* Lonca
* * * * * * * *
OSMANLI’DA EKONOMİK
GELİŞMELER
Osmanlı Devleti’nin Gelir Kaynakları:
* Şeri ve örfi vergiler
* Ticari gelirler
* Gümrük, maden,
tuzla ve ormanlardan gelirleri
* Bağlı devletlerin ödedikleri vergiler
* Savaş ganimetleri
v
Öşür Vergisi: Müslüman çiftçilerden alınan ürün vergisidir.
v
Haraç Vergisi: Gayrimüslim çiftçilerden alınan ürün vergisidir.
v
Cizye Vergisi: Gayrimüslim erkeklerden alınan vergidir.
v
Avarız Vergisi: Doğal afet ve savaş gibi olağanüstü durumlarda toplanan vergidir.
v
Ağnam Vergisi (Adet-i
Ağnam): Hayvancılıkla uğraşanlardan alınan vergidir.
*Osmanlı Devleti;
Ticareti geliştirmek ve daha güvenli
yapılmasını sağlamak amacıyla
bazı teşkilatlar kurmuştur.
v
Menzil Teşkilatı: Ticaret yolları üzerinde konaklama, dinlenme ve ihtiyaçların giderildiği yerlerden oluşan
teşkilattır.
v
Mekkari Taifesi : Ticaret yolları
üzerinde “yük taşımacılığını” meslek edinen kişilerin oluşturduğu teşkilattır.
v
Derbentçi: Anayollar ve önemli kavşakların güvenliğini sağlayan görevlilerdir.
Vakıf Sistemi
v
Vakıf: Devletin veya zengin insanların, ihtiyacı olan insanların yararlanması için açtıkları sosyal hayır kurumlarıdır.
Vakıfların Yararları:
*Osmanlı Devleti sınırları içinde uygulanan iskan faaliyetlerinde
*Yerleşim yerlerinin sosyo-kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasında
*Yolların, han, kervansaray gibi binaların yapım
ve işletiminde
*Halkın sağlık, eğitim ve öğretim
alanındaki ihtiyaçlarının karşılanmasında
*İhtiyacı olan tüccarlara vakıflarda biriken paradan kredi kullandırılarak ticaretin desteklenmesinde etkili
olmuşlardır.
* * * * * * * *
OSMANLI’DA HUKUK - BİLİM - TEKNOLOJİ - SANAT ALANINDAKİ GELİŞMELER
Osmanlı’da Hukuk
* Fatih Sultan
Mehmet, çıkardığı yasaları
ve kendisinden önceki bütün kanunları “Kanunname-i Ali Osman” adı
ile bir araya toplamıştır.
* Böylece; Osmanlı
Devleti’nde kanunlar ilk kez, “Fatih
Sultan Mehmet” döneminde yazılı hale getirilmiştir. # Osmanlı’da uygulanan iki
tür hukuk vardı.
*Şer’i hukuk: Kaynağını Kuran-ı
Kerim’in (İslam dini) oluşturduğu dini kurallardır.
*Örfi hukuk: Kaynağını gelenek
ve göreneklerin (Türk töresi) oluşturduğu kurallardır.
* Osmanlı’da, Örfi Hukuka herkes
uymak zorunda idi. Ancak Şer’i Hukuka sadece
Müslümanlar uymak zorundaydı,
Gayrimüslimlerin Şer’i Hukuka uyma zorunluluğu yoktu.
# Padişahların çıkardığı kanunlar Örfi Hukuk kapsamında idi ancak bu kanunlar , Şer’i Hukuka
aykırı olamazdı.
* Padişah kanunların İslam dinine uygun olup olmadığını Şeyhülislam’a sorardı, bu konuda Şeyhülislam’ın verdiği karara da fetva denirdi.
v
Fetva : Şeyhülislam tarafından verilen şer’i hüküm veya karar.
# Osmanlılarda fetva verme yetkisi
Şeyhülislam’a aittir. Padişahların fetva verme yetkileri
yoktur.
v
Kadı : Mahkemelerde gelen davalara bakıp,
hüküm veren kişidir.
(Bugünkü hakim ve yargıçlar)
Kazalarda (İlçelerde) Görev Yapan Kadıların Görevleri:
*Davalarda yargıçlık görevi
yapmak
*Merkezden gelen emirleri
halka iletmek, halkın
isteklerini merkeze iletmek
*Nikah kıymak
*Kazadaki belediye işlerinden sorumlu olmak
*Olağanüstü durumlarda toplanan
vergilerden sorumlu olmak
Osmanlı’da Bilim ve Teknoloji
v
Medrese: Osmanlılarda eğitimin
yapıldığı temel kurumdur.
* Fatih Sultan
Mehmet döneminde, “Sahn-ı Seman Medreseleri” kurulmuştur.
* Kanuni Sultan
Süleyman döneminde, “Süleymaniye Medreseleri” kurulmuştur.
·
Bu dönemin ünlü Bilim Adamları;
----à Matematik
ve Astronomi’de: “Ali Kuşçu”
ve “Takiyüddin Mehmet”
(Osmanlı’daki ilk rasathaneyi
kurmuştur)
----à Coğrafya’da: “Matrakçı Nasuh” ve “Piri Reis” (Kitab-ı Bahriye
adlı eseri ünlüdür.)
----à Tıp’ta: “Sabuncuoğlu Şerafettin” (Cerrahname adlı
eserinde ameliyat tekniklerini çizmiştir.)
Osmanlı’da Görülen
Edebiyat Türleri
*Divan Edebiyatı
*Halk Edebiyatı
*Tasavvuf Edebiyatı
Osmanlı’daki Güzel Sanatlar
Minyatür : Perspektif (derinlik) olmadan yapılan resimlere denir. Minyatür sanatı
ile uğraşanlara ise “Nakkaş”
denir.
Hat : Güzel yazı yazma sanatıdır. Hat sanatı ile uğraşanlara ise “Hattat” denir.
Tezhip : El yazması
kitapları süsleme sanatıdır. Tezhip sanatı ile uğraşanlara ise “Müzehhip” denir.
Ciltçilik : Kitap sayfalarını bir arada tutabilmek için yapılan kaplama
sanatıdır. Ciltçilik ile uğraşanlara ise
“Mücellit” denir.
Ebru : Özel olarak
hazırlanmış suyun yüzeyine
boyaları serpiştirerek, oluşan
deseni bir yüzeye aktarma sanatıdır.
Çinicilik : Kil topraktan yapılan levhaların genellikle çiçek resimleriyle bezenip
fırında pişirilmesi sanatıdır. Kakmacılık : Ağaç, taş veya madenlerin oyularak
bu oyuklara değerli
taşlar ve metaller
ile sedef, fildişi
gibi malzemelerin yerleştirilmesi sanatıdır.
Osmanlı’da Mimari
* Bu çağın mimarisindeki en ünlü şahsiyet, “Mimar Sinan” dır. #
Mimar Sinan’ın;
Çıraklık eseri : * Şehzade Camisi
Kalfalık eseri : * Süleymaniye Camisi
Ustalık eseri
: * Selimiye Camisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder