Devleti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Devleti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Ağustos 2013 Cumartesi

İlk tıp fakültesi Selçuklu Müzesi olacak

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Anadolu'daki ilk tıp fakültesi olarak bilinen Gevher Nesibe Medresesini, Selçuklu Müzesi'ne dönüştürecek.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, Kayseri'nin binlerce yıllık tarihe sahip bir şehir olmasına rağmen kente gelen yerli ve yabancı misafirleri nereye götüreceklerini, hangi tarihi eserlerin sunumunu yapacaklarını tam olarak bilemediklerini söyledi.

Bu eksiği gidermek için Kültür Yolu Projesi'ni hazırladıklarını ifade eden Özhaseki, şöyle devam etti:
"Gevher Nesibe Medresesi'nden başlayan, Cumhuriyet Meydanı'ndan Yoğunburç'a doğru devam eden sonra Kiçikapı'dan Kayseri Mahallesi'ne uzanan bir hatta yollar yeniden yapılıyor. İnsanların dinlenecekleri yerler, etrafı seyredecekleri yerler ve kent mobilyaları baştan sona elden geçiyor. Bunlar içerisinde 7 noktaya önem veriyoruz. Bunlardan birincisi Kaleiçi Projesi. Kaleiçi Projesi için 5 yıl önce bir yarışma düzenledik. İstanbul'dan bir grup kazandı.
Şimdi burada kültür sanat merkezi oluşturacağız. İçerisinde Arkeoloji Müzesi oluşturulacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile anlaştık, eski müzedeki eserleri buraya taşıyacaklar ama onların yardımıyla burayı biz işleteceğiz. Üst tarafta da çeşitli kültür sanat aktivitelerinin yapılabileceği, el sanatları ürünlerinin sergilenebileceği sanatçı sokakları, kafeteryaların, müzik dinleti alanlarının olduğu bir mekan ortaya çıkacak. Ancak tarihe esere gölge düşürmeyecek, hiçbir çirkinlik oluşturmayacak."

Yapılacak her şeyin kalenin ihtişamına uygun olacağını dile getiren Özhaseki, "Önce Müze Müdürlüğü yetkililerinin nezaretinde hafriyat başlayacak, alttan tarihi eser çıkar mı diye bakacağız. En geç 2 yıl içinde buraya açmayı planlıyoruz" diye konuştu.

"Selçuklu'nun müzesi yok"
Özhaseki, ikinci önemli projenin müzeler olduğuna dikkati çekerek, Selçuklu ile iftihar ettiklerini ancak şanssız bir medeniyet olduğunu kaydetti.
Selçuklu Devleti'nin ömrünün Haçlılarla mücadele ile geçtiğini, taht kavgalarının da bu medeniyeti bitkin bıraktığını belirten Özhaseki şunları anlattı:

"Yaklaşık 300 yıl süren, Hint yarım adasından Anadolu'nun ortasına kadar gelen gerek Büyük Selçuklu Devleti'nin gerekse Anadolu Selçuklu Devleti'nin bir müzesi yok. Biz de bir Selçuklu kenti olarak övünüyoruz, bize iz bırakan geçmişteki en önemli olgunun Selçuklu olduğuna inanıyoruz. O gün yaşayan insanların etkilerinin hala üzerimizde olduğuna da inanıyoruz. Kayseri'nin Selçuklu kenti olduğunu bir kere daha vurgulamak adına Selçuklu Müzesi yapıyoruz. Gevher Nesibe Şifahanesini Vakıflar Genel Müdürlüğünden devraldık, projeyi hazırlattık. Sadece üzerinde akıntılar var, onları kesmek için uğraşıyoruz. En geç Ekim ayında, içinde Selçuklu'nun anlatıldığı, elde kalan eserlerin sergilendiği, olmayanların da sanal olarak anlatılacağı bir müze olacak."

Kayseri'ye gelen konukları Gevher Nesibe Şifahanesi'ne götürdüklerinin anlatan Özhaseki, "Dört tane yonu taştan başka gösterilecek bir şey yok. 'Bu Selçuklu diyoruz, ilk tıp fakültesi' diyoruz ama ortada bir şey yok. İnsan taşlara bakıyor han mı hamam mı bilemiyor, bırakıp gidiyor. Burası zamanının tıp fakültesi, zamanın doktorları burada okumuşlar, dersler verildiği gibi ameliyatlar da yapılmış. Bu medeniyetin en önemli eseri olduğu için müzeyi burada kuracağız" dedi.
Mehmet Özhaseki, Kültür Yolu Projesi kapsamında Kayseri Mahallesi, Cumhuriyet Meydanı, Kiçikapı Meydanı ve Hunat Medresesi ile Camii Kebir Camisi çevresindeki çalışmaların da sürdüğünü sözlerine ekledi.

"Türkiye'nin en zengin Selçuklu koleksiyonu oluşturuldu"

Büyükşehir Belediyesi Etüt ve Projeler Daire Başkanı Hamdi Elcüman da medresenin daha önce Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edildiğini anımsattı.

Binanın belediyeye devredilmesinden sonra Doç. Dr. Emre Madran'a yeniden restorasyon ve onarım projeleri hazırlatıldığını ifade eden Elcüman, "Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül Hanımefendinin kamuoyuna yansıyan açıklamalarında bahsettiği gibi bazı laminat parkeler sökülmüş diğerleri ise restorasyon kapsamında sökülecektir. Bina hem restorasyonunun tamamlanması hem de müze projelerinin tamamlanmasının ardından Selçuklu Medeniyeti Müzesi olarak hizmet vermeye başlayacak" diye konuştu.Elcüman, yaklaşık 700 Selçuklu eseri topladıklarını ve Türkiye'nin en zengin Selçuklu koleksiyonlarından birini oluşturduklarını dile getirerek, şunları söyledi:

"Müzede tarihi eserlerin yanı sıra interaktif çok sayıda uygulama da olacak. Hologramlar, bilgi panoları, su üzerinde yürüyormuş hissi veren teknolojik uygulamalar, renk ve müzikle tedavinin canlandırılacağı odalar... Çocukların müzeyi sevmesi için çocuk oyun alanları da olacak. Kültür Yolu Projesi kapsamında şehir içerisinde ziyaret edilecek 20 eserden biri olacak bina, hem bir anıt yapı olarak ortaya çıkarılacak hem de Türkiye'nin tek ve en büyük Selçuklu müzesi olacak."

Gevher Nesibe Medresesi

Geçmişte önemli bir bilim ve sanat merkezi olan Kayseri'de Selçuklu döneminde 15 kadar medrese olduğu belirtiliyor. Bunlar arasında tıp medresesi ve şifahane olarak yapılan Çifte Medrese, Anadolu'daki ilk tıp merkezi olarak biliniyor.
Çifte Medrese 1206 yılında Selçuklu hükümdarı 2. Kılıçarslan'ın kızı Gevher Nesibe Sultan adına kardeşi 1. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırıldı.

1. Gıyaseddin Keyhüsrev, kız kardeşinin hastalığına kendisinin neden olmasından büyük üzüntü duyar. Onun son isteğini yerine getirir ve 1204'de şifahanenin yapımını başlatır.Şifahane iki yılda tamamlanarak, 1206'da hizmete açılır. Daha sonra şifahanenin doğusuna Gevher Nesibe Sultan'ın ikinci kardeşi İzzeddin Keykavus tarafından 1210-1214 yıllarında tıphane (tıp medresesi) yapılmıştır.
Bu çift yapının 1890 yılına kadar amacına uygun bir biçimde kullanıldığı bazı kaynaklarca belirtiliyor.
Medrese 2 bin 800 metrekare alanı kaplayan iki bölümden oluşuyor. Her iki bina açık avluları ile tipik Selçuklu plan şemasına sahip. Batı bölümde şifahane, doğuda ise tıp medresesi yer alıyor.

21 Temmuz 2013 Pazar

"ANADOLU' DA SELÇUKLU" BELGESELİ

Konya Büyükşehir Belediyesi ile TRT'nin ortaklaşa hazırladığı "Anadolu'da Selçuklu" belgeseliyle, Selçukluların Anadolu'ya yerleşmesi, eserleri ve izlediği politikalar anlatılıyor.

Yaklaşık 8 ay önce çekimlerine başlanan belgesel için Anadolu Selçuklu Devleti'ne başkentlik yapmış Konya'nın yanı sıra yaklaşık 20 ilde çekimler yapıldı. Anadolu Selçuklu Devleti'nin mimari yapılarının ön plana çıkarıldığı belgeselde, özellikle cami, kervansaray ve medrese kavramları anlatılıyor. Anadolu Selçuklu Devleti'nin en önemli eserleri arasında yer alan Konya'daki Alaaddin Camisi, Karatay Medresesi ve İnce Minare Müzesi, Beyşehir ilçesindeki Eşrefoğlu Camisi ile Aksaray'daki Sultan Han'ı çekimi yapılan eserlerin başında yer alıyor.
"Anadolu'da Selçuklu" belgeselinin yönetmeni Hadi Şenol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu Selçuklu Devleti'ne ilgisinin 1988 yılında "Anadolu'nun Başkentleri" belgeselinin çekimleri sırasında başladığını söyledi.
"1988 yılından beri Selçuklu'nun Anadolu'yu yurt tutmasını belgelemek istedim. Konya Büyükşehir Belediyesi'nden yetkililer, Anadolu'da Selçuklu isimli belgeseli yapmamı önerince, hemen hazırlık çalışmalarına başladık" diyen Şenol, Konya'da çekimlerine başladıkları belgeselin tamamlanmak üzere olduğunu ifade etti.
Metin yazımı, seslendirme, montaj işlemleri ve özel müzik yapımından sonra belgeselin tamamlanacağını dile getiren Şenol,"Bu aşamalardan sonra belgeselimizi bu yılın sonunda yayına teslim etmeyi hedefliyoruz. Belgesel ilk olarak TRT'nin HD kanalında, ardından TRT 1 ve TRT Anadolu kanallarında yayınlanacak" diye konuştu.
Kale ve saray kalıntıları animasyonla canlandırılacak
Şenol, görüntü yönetmenliğini Sarper Hokna'nın yaptığı belgeselin 30'ar dakikalık 2 bölümden oluştuğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Anadolu'da Selçuklu, HD çekilen bir belgesel. HD progressive, yani 1920/1080 çözünürlükte ilk çekilen belgesel. Animasyonlarımız olacak. Örneğin Alaaddin Tepesi'nin Selçuklu dönemindeki animasyonu yapılacak. Buradaki kale ve saray kalıntısı animasyonla canlandırılacak. Elbette iki 30 dakikada Anadolu Selçuklu anlatılmaz. İlk 30 dakikada Anadolu'nun ne olduğunu anlatıyoruz. İkinci 30 dakikada ise Anadolu Selçuklu Devleti buraya yerleşirken nasıl bir politika sergiledi de kendisinin 20 katı olan insan varlığını kendisiyle birlikte hareket etmeye yönlendirdi Bunu anlatmaya çalışacağız. O dönemde inançlar, gelenekler, dostluk, hoşgörü ve eğitim açısından neler yapıldı Burada daha önce var olan insanların yaşamında nasıl değişiklikler oldu Bunları anlatmaya çalışacağız."
Kavramlar öne çıkarılacak
Anadolu Selçuklu eserlerinin çekimleri sırasında bazı zorluklar yaşadıklarına işaret eden Şenol, şunları kaydetti:
"Örneğin Sinop Kalesi, görüntü kirliliğine uğramış, özelliğini yitirmiş. Böyle birçok alana rastladık. Biz eserleri teker teker tanıtma yerine, daha çok kavramları öne çıkaracağız. Cami kavramı, medrese ve kervansaray kavramı belirli bir açıdan öne çıkacak.Selçuklu bu topraklara geldiğinde üç şey yapmış. Kendi tebaası için camisini, yetişecek nesillerin eğitimi için medrese, ticaret yapacak insanların güvenliğini sağlayan kervansaraylar yapmış. Bu üç temel şeyin yanında, Anadolu Selçuklu Devleti'nin herkesin görüş ve inançlarına olan saygısını anlatacağız."