30 Ağustos 2024 Cuma

Roma imparatorlarının kucaklaşma sahnesi, Kocaeli Arkeoloji Müzesi'nde ziyarete açıldı


Kocaeli'de 2001 yılında başlatılan çalışmalarla gün yüzüne çıkartılan Roma imparatorlarından Diokletianus ve Maximianus'un bir arada tasvir edildiği "iki imparatorun kucaklaşma sahnesi" rölyefi, 23 yıl sonra ilk kez ziyaretçilerini karşılıyor.
Roma imparatorlarının kucaklaşma sahnesi, Kocaeli Arkeoloji Müzesi'nde ziyarete açıldı

1999 Marmara Depremi sonrası İzmit ilçesindeki Çukurbağ Mahallesi'nde hasar gören bir binanın altında ve çevresinde arkeolojik materyallerle karşılaşılması üzerine Kocaeli Müze Müdürlüğü Başkanlığı'nca 2001'de başlatılan kurtarma kazılarında bulunan 8 rölyef paneli, 2 heykel ve heykellere ait 12 parça, 2022'de ilk kez sergilendi.

Aynı dönemde bulunan ve 10 ayrı kırık parçadan bir araya getirilerek restore edilen, Roma İmparatorları Diokletianus ve Maximianus'un şehre girişte yapılan geçit töreninde tören arabasından inerek birbiriyle kucaklaştığı sahnenin tasvir edildiği rölyef ise 23 yıl sonra tarih ve sanatseverlerin ilgisine sunuldu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Serkan Gedük, 2022'de müzede ilk kez sergilenen eserlerin ardından şimdi de "iki imparatorun kucaklaşma sahnesi" gibi önemli bir sahneyi ziyaretçilerle buluşturduklarını belirtti.

Roma imparatorlarının kucaklaşma sahnesi, Kocaeli Arkeoloji Müzesi'nde ziyarete açıldı

Restore edilen eserin her iki taraftan yaklaşan imparatorluk alayını tasvir ettiğini anlatan Gedük, "Solda imparator Diokletianus, sağda İmparator Maximianus'un birbiriyle kucaklaştığı adventus yani şehre girişte yapılan geçit törenini tasvir eden sahnelerden biri. Her iki imparatorun da kemerli, kollu, altın bantlarla süslenmiş tunik, pantolon ve püsküllü imparatorluk pelerini giymiş gösterişli giyimle tasvir edildiğini görüyoruz. Kısa kesilmiş saçları ve sakalları, Roma döneminde 3. yüzyıl asker imparatorlarının tipik birer örneğini temsil etmesi açısından son derece önemli sahnelerden biri" diye konuştu.
Çoklu yönetim sistemini ve eş-imparatorlar arasındaki siyasi uyumu simgeliyor

Gedük, kucaklaşma motifinin, Diokletianus'un Nikomedia'da uygulamaya koyduğu, tetrarşi (ikili gruplar halinde dört imparatorun yönetimi) olarak bilinen Roma İmparatorluğu'nun yeni çoklu yönetim sistemini ve eş-imparatorlar arasındaki siyasi uyumu simgelediğini aktardı.

Roma imparatorlarının kucaklaşma sahnesi, Kocaeli Arkeoloji Müzesi'nde ziyarete açıldı

Roma sanatında daha önce hiçbir imparatorun aile üyeleriyle bile olsa fiziksel anlamda bu kadar yakın tasvir edilmediğine değinen Gedük, "Roma sanatı ve edebiyatında evliliğin yaygın ikonografik sembolü olan sağ ellerin tokalaşması motifinden türetilmesi olup, siyasi uyumun işareti olarak nitelendirebiliyoruz. Bu panel Tetrarşi Dönemi'ne ait. Roma İmparatorluğu'nun dört bir köşesinde kullanılmış çeşitli heykel gruplarından 'Tetrarşik kucaklama motifinin' en eski ve en eşsiz örneğidir" ifadesini kullandı.

O döneme ait birçok bilgiyi rölyeflerden elde etiklerine işaret eden Gedük, Maximianus'un bindiği at arabasının o dönemde nasıl kullanıldığı, hangi özelliklerde bir tören arabası olduğunu da bu rölyeflerden anlayabildiklerini kaydetti.

Gedük, kucaklaşma motifinin ziyaretçiyle buluşmasının arkeoloji ve müzecilik açısından önemini vurgulayarak, "Tüm ziyaretçileri bu sahneyi görmeleri için müzemize davet ediyorum" dedi.

Kütahya'da arkeoloji meraklıları kazılara gönüllü olarak katılabiliyor


Kütahya'nın Tavşanlı ilçesindeki höyük kazısında, arkeolojiyi sahada gönüllü çalışarak yakından tanımak isteyenler belirli periyotlarla misafir ediliyor.
Kütahya'da arkeoloji meraklıları kazılara gönüllü olarak katılabiliyor

Havadan yapılan çekimlerde kalp şeklinde göründüğü için "Kütahya'nın kalbi" adı verilen ve bölgede "Luviler"den kalma olduğu değerlendirilen, geçmişi 8 bin 100 yıl öncesine uzanan Tavşanlı Höyük'teki kazı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi işbirliğinde yaklaşık 50 hektar alanda, "Cumhurbaşkanı kararlı kazı" statüsünde, 2021 yılından bu yana sürüyor.

Tavşanlı Höyük kazısı, 3 bin 300 yıllık mühür ve Miken kılıçlarını anımsatan hançer, 4 bin 200 yıl öncesine tarihlenen tabakada fındık kalıntıları ve mermer idoller, Tunç Çağı'nda 3 bin 700 yıl önce bölgeye yapılan saldırıda yakılıp yıkılan evlerinden kaçamayıp ölen iki insana ait olduğu belirtilen iskeletlerden birinde karbonize olarak korunmuş "beyin ve deri kalıntıları", yaklaşık 4 bin yıllık silindir şeklindeki mühür gibi Batı Anadolu arkeolojisine önemli eserler verdi.

Kazı alanı, 2022 yılından bu yana başlatılan uygulamayla halka açıldı. Arkeoloji meraklılarının kazı deneyimi yaşamasını sağlamak amacıyla her yıl ortalama 50 kişi, on beşer günlük periyotlarda Tavşanlı Höyük'te uzman arkeologlar gözetiminde gönüllü olarak çalışmalara katılıyor.

Kütahya'da arkeoloji meraklıları kazılara gönüllü olarak katılabiliyor

"Lise öğrencilerine ayrı kontenjan açıyoruz"

Tavşanlı Höyük Kazı Başkanlığını yürüten Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Fidan, AA muhabirine, bölgede yaptıkları çalışmalarla Tunç Çağı dönemine ilişkin önemli katkılarda bulunduklarını söyledi.

Bunun yanı sıra Gençlik ve Spor Bakanlığının gönüllük projesi kapsamında sosyal sorumluluk çalışmasına devam ettiklerini belirten Fidan, "Arkeolojiyi ve mesleğimizi tanıtmayı amaçladığımız bu projeyle arkeoloji dışında hekimler, mimarlar, mühendisler, psikologlar, tarihçiler, sanat tarihçileri, biyologlar ve benzeri bilim dallarında okuyan, mezun ve öğrencilerden oluşan grupları 15 günlük sürelerle kazımızda ağırlıyoruz ve uzman arkeologlar eşliğinde onlara arkeolojik kazı deneyimi yaşatıyoruz. Tabii ki projenin hedeflerinden biri de lise öğrencileri. İlgisi olan, arkeolog olmayan isteyen lise öğrencilerine ayrı kontenjan açıyoruz, onlarla ilgileniyoruz." diye konuştu.

Fidan, bazı illerden lise öğrencilerini kazı alanında ağırladıklarını, onlara mesleklerini tanıtıcı bilgiler verdiklerini, kazı deneyimi yaşattıklarını dile getirdi.

Bu öğrencilerden birinin, Tavşanlı'da lise öğrenimini sürdüren Ceren Ersoy olduğunu anlatan Fidan, "Biz onu 15 gün için kabul ettik ama yaklaşık 3 aydır bizimle. Artık onu kazı ekibinin önemli bir parçası olarak görüyoruz. Üniversitede arkeoloji eğitimi almadan arazide kazı pratiğinin nasıl olduğunu çoktan kavradı." dedi.

"Burada olduğum için çok mutluyum"

Tavşanlı Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu 11. sınıf öğrencisi Ceren Ersoy da höyüğe ilk kez geçen eğitim öğretim yılında okul gezisi kapsamında geldiğini ifade etti.

Gezi sırasında sosyal sorumluluk projesiyle ilgili bilgilendirildiklerini, daha sonra gönüllü olmak için başvuru yaptığını bildiren Ersoy, şunları kaydetti:

"Başvurum kabul edilince 15 günlüğüne buraya geldim fakat burası o kadar güzel, o kadar keyif aldım ki burada bulunmaktan, buradaki ekipten, gerçekten çok güzel bir ekibe sahipler, kazılarda ekiplerin önemini anladım. 15 günü 3 aya tamamlıyorum. Burada herkes kendi deneyiminden bilgiler verdi. Bana kazı hakkında bir sürü şey anlattılar. Aynı zamanda bana ağabeylik, ablalık da yaptılar. Gerçekten onların yaşamlarından çok şey öğrendim.

Her mesleğin olduğu gibi arkeolojiyle ilgilenenlerin de zorlandıkları kısımlar oluyor. Ben de bunların farkına vardım. Şunu da fark ettim; her ne kadar yorulsak da zorlansak da bir şeyi sevince gönül verince bu zorlukları göz ardı etmek basit bir hale gelebiliyor. Ben de burada bulunduğum süre boyunca bazen zorlansam da yorulsam da eve gittiğimde zaten direkt yastığa başımı koyup uyuyorum. Günün sonunda şunu söylüyorum: İyi ki buradayım. Burada olduğum için çok mutluyum. Liseden sonraki en büyük hedefim arkeolog olmak için arkeoloji okumak olacak. Okulum açılana kadar höyükte kazılara devam edeceğim."

Kelenderis Antik Kenti'nde 2 bin 500 yıllık kalenin ortaya çıkarılması hedefleniyor


 Mersin'deki Kelenderis Antik Kenti'nde devam eden arkeolojik çalışmalarda, daha önce surlarının bir kısmına ulaşılan 2 bin 500 yıllık kalenin tüm hatlarıyla gün yüzüne çıkarılması amaçlanıyor.
Kelenderis Antik Kenti'nde 2 bin 500 yıllık kalenin ortaya çıkarılması hedefleniyor
[Fotograf: AA]

Doğu Akdeniz'deki önemli konumu nedeniyle çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan Aydıncık ilçesindeki antik kentte, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde arkeolojik kazılar yapılıyor.

Bölgedeki çalışmalar, Batman Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mahmut Aydın başkanlığındaki 30 kişilik ekip tarafından gerçekleştiriliyor.

Bünyesinde Roma Dönemi'ne ait hamam, bazilika planlı kilise, odeon (müzikal faaliyetlerin yapıldığı yer) ve nekropol alanı bulunan Kelenderis Antik Kenti'nde kazılar 12 ay devam ediyor.

Önceki çalışmalarda 2 bin 500 yıl önce yapıldığı değerlendirilen kalenin surlarının bir kısmını gün yüzüne çıkaran ekip, yapının toprak altında kalan tüm hatlarına ulaşmayı hedefliyor.

Kelenderis Antik Kenti'nde 2 bin 500 yıllık kalenin ortaya çıkarılması hedefleniyor

"Bütünlüğünü kaybetmemiş"

Kazı başkanı Mahmut Aydın, arkeolojik çalışmaların kalede yoğunlaştığını söyledi.

Kalenin tarihinin 2 bin 500 yıl öncesine uzandığını dile getiren Aydın, "Kalenin, Roma Dönemi'nde Kilikya bölgesinin en güçlü kalelerinden biri olduğunu biliyoruz. Çok fazla tahrip olmamış, bütünlüğünü kaybetmemiş bir yapıyla karşı karşıyayız" dedi.

Aydın, kaleye yönelik çalışmaların önemli bulgulara erişilmesini sağlayacağını belirterek, şöyle konuştu:

"Burası, yaklaşık 2 bin yıl önce Roma'nın iç savaşının yaşandığı güçlü bir kale ama ne kadarının sağlam olduğunu bilmiyorduk. Çalışmalarımızla bunu ortaya çıkardık. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde kaleyi ortaya çıkarıp restorasyonunu tamamlamayı planlıyoruz. Yapacağımız kazılarda önemli eserler bulmayı hedefliyoruz."

Kelenderis Antik Kenti'nde 2 bin 500 yıllık kalenin ortaya çıkarılması hedefleniyor

Kale surlarının bütünlüklü yapısının kazı ve restorasyon çalışmasında avantaj sağlayacağını vurgulayan Aydın, şunları kaydetti:

"Kelenderis Antik Kenti, Mersin-Antalya kara yolunun hemen kenarında olduğu için turizm kapasitesi çok yüksek. Buranın ziyarete açılması için hazırladığımız proje onay aşamasında. Onayın ardından burayı turistlerle buluşturmayı planlıyoruz. Uzun bir süreç olmayacak. Antik kentte turizme kazandırılacak yapılar hazırladık. İlk etapta restorasyon ve kazı çalışmalarının bittiği alanı daha sonra da kalemizi turizme kazandıracağız."

Aydın, arkeolojik çalışmaların, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca yürütülen "Geleceğe Miras" projesi ile ivme kazanacağını sözlerine ekledi.