28 Nisan 2015 Salı

SELÇUKLU MEDRESELERİ

Medreseler

Vakıflar tarafından yönetilen ve bütün Selçuklu kentlerinde anıtsal yapılar olarak yükselen Selçuklu medreseleri, eğitime verilen önemi göstermektedir. Burada öğrenciler parasız olarak İslami bilgiler, tıp, astronomi, matematik, felsefe konularında eğitilirdi. İlk medreseler, Büyük Selçuklu Veziri Nizamül mülk tarafından İran'ın çeşitli kentlerinde, Bağdat ve Basra'da kuruldu. Moğol akınlarında yakılıp yıkılan Selçuklu medreselerinin Orta Asya ve İran'daki ev planlarından ilham aldığı kabul edilir. Bu yapılarda açık bir revaklı avlu etrafında, biri giriş olmak üzere dört eyvan bulunmaktaydı. Anadolu'da erken örneklerde üstü kubbeyle örtülü kapalı avlu etrafında tek veya üç eyvanın uygulandığını görürüz. Bu plan tipinin paralellerine Suriye Eyyubi ve Zengi mimarisinde rastlarız. Artan ihtiyaç nedeniyle giderek, İran'da olduğu gibi açık avlulu medreselerin yapımı çoğaldı. Kapalı avlulu medreselere örnek olarak Afyon Boyalıköy (1210, bugün yıkık), Isparta Atabey Ertokuş (1224), Niksar Yağıbasan (XII. yüzyıl), Çay Taş Medrese (1278-79), Konya İnce Minareli (1260-70) ve Karatay (1251) medreselerini verebiliriz. Tek eyvanlı olan Konya İnce Minareli ve KaratayMedreselerinde, avluyu örten büyük tuğla kubbe, ilkinde nefis bir çini mozaikle, ikincisinde sırlı ve sırsız tuğlaların meydana getirdiği dekoratif düzenlemelerle bezenmiştir. Karatay Medresesi'nin cephesinde kullanılan iki renkli mermer işçiliği ve bezeme kompozisyonu bize çağın Suriye mimarisinin etkisini gösterir. Kitabesinden öğrendiğimize göre, yapının mimarı Şam'dan geldiği için, sözünü ettiğimiz İran-Suriye-Anadolu sentezi bizi şaşırtmaz. Kapalı ve açık avlulu medreselerde, ana eyvanın iki yanında veya giriş eyvanının yanında yer alan kubbeli mekanların fonksiyonları çeşitli yapılarda farklıdır: Bunlar mescit, türbe, dershane, müderris odası gibi kullanımlar için yapılmıştır.
Açık avlulu medreseler daha yaygındır. Avlunun iki, üç ya da dört kenarında revaklar yer alır. İki eyvanlı örneklerde, eyvanlardan birisi giriş, diğeri ana eyvandır. Dört eyvanlı medreselerde ise, giriş ve ana eyvanın yanı sıra, iki yan kanat üzerinde birer adet de yan eyvan bulanmaktadır. Örneklerine daha seyrek rastlanan üç eyvanlı medreselerde, ana eyvan dışındaki diğer iki eyvanın medrese bünyesi içindeki konumları, örnekler arasında farklılıklar gösterebilmektedir. İki eyvanlılara örnek olmak üzere Diyarbakır Zinciriye, Kayseri Huand Hatun (1237-38), Antalya Karatay, Konya Sırçalı ve Tokat Gök Medreseleri sayabiliriz. Kayseri Seraceddin Medresesi, Kayseri Avgunlu Medrese ve Ermenek Tol Medrese ise üç eyvanlı örneklerdir.
Dört eyvanlı medreseler daha anıtsal yapılardır. Erzurum Çifte Minareli (13. yüzyıl sonu), Kayseri Sahibiye (1267-68), Sivas Gök (1271) ve Sivas Buruciye (1271-72) medreseleri taçkapılarında ve cephelerinde zengin taş süslemeleri, firuze ve patlıcan moru renkli sırla tuğla ve çini mozaikleri, zenginleştirilmiş süslü tuğla minareleri ile şehrin önemli bir odak merkezi olurlar. Erzurum Çifte Minareli Medrese, Sivas Gök Medrese ve Erzurum Yakutiye (1310) Medresesi'nin cephesinde hayat ağacı üzerinde nar meyvaları, kuş, çift başlı kartal; Erzurum Çifte Minareli Medrese'de ağacın altında ejder çifti, Yakutiye'de arslan çifti, Sivas Keykavus Darüsşifası'nda ise (1217), eyvanın kemer alınlığında insan başı şeklinde ay ve güneş kabartmaları görülür. Bu figürler medreseleri ve şifahaneyi sanki evrenin kapısı, dünyanın, kentin merkezi gibi belirler. Bu inanışlar daha önce konu ettiğimiz şaman-tarikat etkisini akla getirir. Erzurum ve Sivas Çifte Minareli Medreselerinde iki katlı olan talebe hücreleri ve girişte taçkapıyı kuşatan minare çifti bu yapıların önemini vurgular.

SELÇUKLU CAMİLERİ

Camiler

Selçuklu cami mimarisinde farklı etki alanlarının izini taşıyan beş ana plan tipi izlemekteyiz. Bu beş tipe tam olarak girmeyen fakat onlardan esinlenen ara tipler de mevcuttur.
"Transept tipi" (Çapraz sahınlı) olarak adlandırılan camiler Diyarbakır (ilk yapılışı 7. yüzyıl, 12-13. yüzyıllarda son şeklini aldı), Silvan, Dunaysır, Mardin (XII. yüzyıl) Ulu Camileri gibi Güneydoğu Anadolu'da hakimdir. Bu tipin öncüsü Emevi Dönemi'nin ünlü Şam Ulu Camii'dir (Ümeyye Camii 706-714). Bu camilerde enine uzanan harim, mihrap aksında maksura kubbesi ile taçlanan ve "transept" olarak adlandırılan, daha yüksek sivri çatılı dik bir şahınla kesilir. Şam Ulu Camii'nde olduğu gibi, çoğu örnekte avlu sütunlu bir revak sırasıyla çevrilir. Bazı örneklerde avlu yoktur veya bugüne kalmamıştır. "Küfe tipi" olarak adlandırılan camiler daha çok orta Anadolu'da yaygındır. Enine planlı harimde eşit aralıklarla sıralanan sucun veya destekler düz çatıyı taşır. Mihrap aksı özel olarak vurgulanmaz. Arap Yarımadası'nda, 8. yüzyılda Kufa şehrinde ilk örneği görülen bu, cami cipi adını oradan alır. Bu tipin avlulu ve avlusuz örneklerine rastlarız. Sivas Ulu Camii, Konya Alaeddin Camii'nin ilk yapılan doğu bölümü bu tipe örnektir. Sivrihisar ve Afyon Ulu Camileri düz ahşap kirişli tavanları ve ahşap sütunları ile Anadolu'ya özgü ilginç "Küfe tipi" örneklerdir.
13. yüzyıl Anadolusu'nun daha yaygın cami örnekleri "Bazilikal tip" olarak adlandırılan gruba girer. Kıble yönüne göre uzunlamasına yönlenen, sütun veya desteklerle 3-5 şahına ayrılan bu yapılarda orta şahın daha geniş ve yüksektir. Avluları yoktur. Çoğu kez kıble aksında veya orta şahında sayısı değişen kubbeleri vardır. Orta şahının merkezindeki kubbe veya tonoz "aydınlık feneri" olarak isimlendirilen bir açıklıkla aydınlanır. Bu plan tipi Anadolu'da bol olarak görülen Ermeni, Gürcü ve Bizans Dönemi bazilikalarından ilham almış ve İslam dünyasında ilk kez Selçuklularda gelişmiştir. Divriği Ulu Camii, Niğde Alaeddin Camii bazilikal planlı örneklerdir. Ankara Arslanhane, Beyşehir Eşrefoğlu Camileri Orta Asya çadır geleneğine ve 11-12. yüzyıl Türkistan ahşap camileri geleneğine uzanan ahşap tavanlı, konsollu ve kirişli örneklerdir. Arslanhane Camii'nde devşirme Bizans Dönemi sütunları kullanılırken, Afyon'da ahşap sütun ve başlıklar kullanılmıştır. Bu eserler Selçukluların özgün Doğu-Batı sentezi uygulamasını yansıtır.
İran'da Büyük Selçukluların ana cami tipi olan, revaklı büyük avlunun etrafında dört eyvanın yer aldığı camiler Anadolu'da terk edilir. Bu tipin ilginç bir uzantısını tek eyvanla Malatya Ulu Camii'nde (1247-1273) buluruz. Bu ilginç yapı dekoratif şekilde kullanılan tuğla malzemesiyle de İran geleneğini sürdürür. Yapının büyük ustalıkla yapılmış çini mozaik ve sırlı tuğla işçiliği İran etkili planda Anadolu ayrıntısını verir. Kare planlı gövde üzerinde tek kubbeli cami ve mescitler, Anadolu'nun her yöresinde yüzyıllar boyu, bazı detay farklılıkları ile karşımıza çıkar. Son cemaat revakı, önlerinde veya yanlarında hol gibi bölümleri olan örnekler olduğu gibi, sadece duvarların taşıdığı kubbeden ibaret olanları da vardır. Bu yapıların kökeni konusunda çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. İlhamlarını büyük olasılıkla İran bölgesi Büyük Selçuklu türbelerinden almışlardır. Genelinde moloz taş veya tuğladan yapılmış olan bu küçük camii veya mescitler dışta süslü taş taçkapıları, taş veya tuğla minareleri, içte sırlı ve sırsız tuğla dizilerinin bezediği kubbeleri ile özenle yapılmış yapılardır. Konya Hacı Ferruh (1215) ve Hoca Hasan (13. yüzyıl sonu) Mescitleri, Akşehir Ferruh Şah (1224) ve Taş Medrese (1250) Mescitleri bu gruptan örneklerdir.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Orhun Kitabeleri'ni ziyaret etti

Çavuşoğlu: Orhun, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarına baktığımız vakit aslında onlar bize kılavuz oluyor, kılavuz olması lazım geliyor , bize ışık tutuyor

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Moğolistan'da Orhun Kitabeleri'ni ziyaretinde, "Orhun, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarına baktığımız vakit aslında onlar bize kılavuz oluyor, kılavuz olması lazım geliyor , bize ışık tutuyor" diye belirtti . Resmi temaslarda bulunmak için Moğolistan'a gelen Çavuşoğlu, Cengiz Han Havalimanı'ndan helikopterle başkentin güneybatısında mevcut bulunan Karakurum bölgesine gitti. Çavuşoğlu'na Moğolistan Savunma Bakan Yardımcısı Battur Avirmed, Türkiye'nin Ulan Batur Büyükelçisi Murat Karagöz ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı ( Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı TİKA ) Ulan Batur Koordinatörü Ekrem Kalan eşlik etti.
Yolda pilotun daveti üzerine kokpite önceki Çavuşoğlu, bozkırlardaki Moğol çadırlarıyla vahşi beygir ve geyik sürülerini gözlemledi.
Çavuşoğlu, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı TİKA tarafından 2008 senesinde yaptırılan ve Orhun Kitabeleri'nin sergilendiği Höşöö Tsaidam Müzesi'ni ziyaret ederek yetkililerden eserlerle ilgili veri (bilgi) aldı.
Türkiye'nin Orhun Yazıtları'nı ziyaret eden ilk Dışişleri Bakanı olmaktan onur duyduğunu ifade eden Çavuşoğlu, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı TİKA tarafından bölgeye kazandırılan müzenin Türk tarihinde önemli yere sahip eserlerin korunarak sergilenmesine vesile olduğunu belirtti .
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde toprak yoldan bölgeye ulaşarak anıtları ziyaret ettiğini anımsatan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın emriyle Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı TİKA tarafından yaptırıldığını söylediği 46 kilometrelik Bilge Kağan yolunu inceledi ve Orhun Yazıtları'na bu yolu kullanarak gitti. Çavuşoğlu, Bilge Kağan yolunun açılışının Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yapılacağını belirtti .
Türkiye'nin Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı TİKA tarafından yürütülen çalışmalarla atalarının mirasına sahip çıktığını söyleyen Çavuşoğlu, "Burada Orhun, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarına baktığımız vakit aslında onlar bize kılavuz oluyor, kılavuz olması lazım geliyor , bize ışık tutuyor" diye belirtti .

Tonyukuk abidelerini de müze haline getireceklerini açıklayan Çavuşoğlu, "Bugün burada bulunmaktan çok fazla çok büyük gurur duydum, duygulandım" diye belirtti .
Daha akabinde geleneksel Moğol kıyafeti giyerek Moğol çadırında öğle yemeğine dahil olan Çavuşoğlu'na Moğol atı hediye edildi. Bakan kendisine hediye edilen ata "Toroslar" ismini verdi ve bir zaman Moğol çadırları arasında beygir bindi.
Yüzde 90'ı Budist olan Moğolistan'da UNESCO Dünya Kültür Mirasları arasında bulunan Endenezuu adlı Budist manastırını gezen Çavuşoğlu'na, mabet yetkilileri tarafından Budizm'in esas öğretilerine dair veri (bilgi) verildi. Manastırdaki Budizm figürleriyle rahip adayı olan çocukların ezber çalışmalarını izleyen Çavuşoğlu, Moğol yetkililerle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Orhun vadisindeki bir başka önemli müze olan Karakurum Müzesi'nde incelemelerde bulanan Çavuşoğlu, müzede sergilenen ilk Türk devletlerine ait eserler hakkında veri (bilgi) aldı. Müzedeki müzik dinletisini titizlikle dinleyen Çavuşoğlu, çocukların danslarını izledi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun yarın Moğolistan Cumhurbaşkanı Tsakhiagiin Elbegdorj, Basbakan Noroviin Altanhuyag ve Dışişleri ve Ticaret Bakanı Luvsanvandan Bold ile görüşmesi beklenmekte .
Kaynak: Anadolu Ajansı AA Etiketler: çavuşoğlu, orhun, moğolistan,Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Orhun Kitabeleri'ni ziyaret etti
(Kaynak: turkiye)