Saliha SAYIN 1 MADDE 6(1) Lisansüstü tezle ilgili patent başvurusu yapılması veya patent alma sürecinin devam etmesi durumunda, tez danışmanının önerisi ve enstitü anabilim dalının uygun görüşü üzerine enstitü veya fakülte yönetim kurulu iki yıl süre ile tezin erişime açılmasının ertelenmesine karar verebilir.
2MADDE 6(2) Yeni teknik, materyal ve metotların kullanıldığı, henüz makaleye dönüşmemiş veya patent gibi yöntemlerle korunmamış ve internetten paylaşılması durumunda 3. şahıslara veya kurumlara haksız kazanç imkanı oluşturabilecek bilgi ve bulguları içeren tezler hakkında tez danışmanının önerisi ve enstitü anabilim dalının uygun görüşü üzerine enstitü veya fakülte yönetim kurulunun gerekçeli kararı ile altı ayı aşmamak üzere tezin erişime açılması engellenebilir.
3MADDE 7(1) Ulusal çıkarları veya güvenliği ilgilendiren, emniyet, istihbarat, savunma ve güvenlik, sağlık vb. konulara ilişkin lisansüstü tezlerle ilgili gizlilik kararı, tezin yapıldığı kurum tarafından verilir. Kurum ve kuruluşlarla yapılan işbirliği protokolü çerçevesinde hazırlanan lisansüstü tezlere ilişkin gizlilik kararı ise, ilgili kurum ve kuruluşun önerisi ile enstitü veya fakültenin uygun görüşü üzerine üniversite yönetim kurulu tarafından verilir. Gizlilik kararı verilen tezler Yükseköğretim Kuruluna bildirilir.
4 MADDE 7(2) Gizlilik kararı verilen tezler gizlilik süresince enstitü veya fakülte tarafından gizlilik kuralları çerçevesinde muhafaza edilir, gizlilik kararının kaldırılması halinde Tez Otomasyon Sistemine yüklenir.
iii
ETİK BEYAN
KTO Karatay Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Tez Hazırlama ve Yazım Kurallarına uygun olarak Prof. Dr. Hüsamettin ERDEM danışmanlığında tarafımdan üretilen bu tez çalışmasında; sunduğum tüm veri, enformasyon, bilgi ve belgeleri bilimsel etik kuralları çerçevesinde elde ettiğimi, tüm değerlendirme, analiz, bulgu ve sonuçları bilimsel usullere uygun olarak sunduğumu, tez çalışmasında yararlandığım kaynakların tümüne bilimsel normlara uygun biçimde atıfta bulunarak kaynak gösterdiğimi, tezimin kaynak gösterilen durumlar dışında özgün olduğunu bildirir, aksi bir durumda aleyhime doğabilecek tüm hak kayıplarını kabullendiğimi beyan ederim.
25 Nisan 2024
___ _ _ _ _
Bu araştırmanın amacı; 4-6 yaş dönemi çocuklarda bazı değişkenler bakımından ebeveyn çocuk iletişiminin çocukların sosyal davranışları arasındaki ilişkinin ortaya konmasıdır. Çalışma, ilişkisel tarama modelinde hazırlanmıştır. Araştırmanın örneklemi Konya’nın Akşehir ilçesindeki Akşehir Müftülüğüne bağlı kuran kurslarında öğrenim gören 4-6 yaş arası 183 çocuk, ebeveyn ve öğretmenlerinden oluşan toplam 386 katılımcıdır. Araştırmada araştırmacının oluşturduğu kişisel bilgi formu, 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı(ABÇİDA) uygulanmıştır. Verilerin çözümü ve yorumu için SPSS 22 paket programı kullanılmıştır. Verilerin normal dağılıma uygunluğu ve homojenliğine bakılmış ardından T Testi ve Anova Testi uygulanmıştır. Ayrıca Pearson Korelasyon Testi, ilişkinin yönü ve gücü için uygulanmıştır Araştırma sonucunda ABÇİDA için çocuğun cinsiyetine göre konuşma, yaşına göre konuşma, sözsüz iletişim alt boyutlarının ve iletişim ölçeği toplam puanları arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. 4- 6 yaş sosyal davranış ölçeği için çocuğun yaşı ile saldırganlık ve liderlik, babanın yaşı, destek, anne eğitim durumu ile işbirliği ve uyum alt boyutlarında anlamlı ilişki tespit edilmiştir. ABÇİDA sözsüz iletişim alt boyutuyla, 4-6 yaş sosyal davranış ölçeği alt boyutu liderlik arasında pozitif yönde ilişki tespit edilmiştir. ABÇİDA toplam puanıyla 4-6 yaş sosyal davranış ölçeği alt boyutu çekingenlik arasında negatif yönde bir anlamlı ilişki saptanmıştır. Son olarak ABÇİDA toplam puanı ile 4- 6 yaş sosyal davranış ölçeği toplam puanı arasında ilişki bulunamamıştır.
Anahtar Kelimeler: 4-6 yaş dönemi, anne baba çocuk iletişimi, sosyal davranışlar
vii
ABSTRACT
Saliha SAYIN
The Impact of Parent-Child Communication on the
Social Behaviors of Childrenaged 4-6
Master’sThesis
Konya, 2024
The purpose of this research; The aim of the study is to reveal the relationship between parent-child communication and children's social behavior in terms of some variables in children aged 4-6 years. The study was prepared in the relational screening model. The sample of the research consists of 183 children aged 4-6 years old and their parents, studying in Quran courses affiliated with Akşehir Mufti's Office in Akşehir district of Konya. In the study, a personal information form created by the researcher, 4-6 Year Old Social Behavior Scale and Mother-Father-Child Communication Tool (ABÇİDA) were applied. SPSS 22 package program was used to analyze and interpret the data. The suitability and homogeneity of the data for normal distribution were checked, then the T test and Anova test were applied. Additionally, the Pearson correlation test was applied to determine the direction and strength of the relationship. As a result of the research, a significant relationship was found between the speech according to the child's gender, speech according to age, non-verbal communication sub-dimensions and the total scores of the communication scale for ABCIDA. For the 4-6 year old social behavior scale, a significant relationship was found between the age of the child and the subscales of aggression and leadership, the age of the father in support, and the education level of the mother in the subscales of cooperation and harmony. A positive relationship was found between the ABCIDA Nonverbal communication sub-dimension and the leadership sub-dimension of the 4-6 year old social behavior scale. A negative significant relationship was found between the ABCIDA total score and the shyness subscale of the 4-6 year old social behavior scale. Finally, no relationship was found between the ABCIDA total score and the 4-6 year old social behavior scale total score.
Key Words: 4-6 years old period, parent-child communication, social behaviors
viii
İÇİNDEKİLER
KABUL VE ONAY ............................................................................................................. i
BİLDİRİM ........................................................................................................................ ii
ETİK BEYAN ................................................................................................................. iii
TEŞEKKÜR ...................................................................................................................... v
ÖZET ............................................................................................................................... vi
ABSTRACT ................................................................................................................... vii
İÇİNDEKİLER .............................................................................................................. viii
TABLOLAR DİZİNİ ...................................................................................................... xi
ŞEKİLLER DİZİNİ ...................................................................................................... xiii
KISALTMALAR DİZİNİ ............................................................................................ xiv
1. GİRİŞ .............................................................................................................................. 1
1.1. Problem ....................................................................................................................... 2
1.2. Alt Problemler… ........................................................................................................ 2
1.3. Amaç ........................................................................................................................... 2
1.4. Araştırmanın Önemi .................................................................................................. 3
1.5. Araştırmanın Sayıltıları ............................................................................................. 3
1.6. Araştırmanın Sınırlılıkları ........................................................................................ 3
1.7. Tanımlar… ................................................................................................................. 4
2. KURAMSAL ÇERÇEVE ............................................................................................ 5
2.1. Okul Öncesi Dönemde Sosyal Gelişime Kuramsal Bakış ................................. 5
2.1.1. Psikoseksüel Gelişim Kuramı ...................................................................... 5
2.1.2. Psiko-sosyal Gelişim Kuramı....................................................................... 7
2.1.3. Sosyal Bilişsel (Öğrenme) Kuramı .............................................................. 8
2.1.4. Sosyo-Kültürel Gelişim Kuramı .................................................................. 9
2.1.5. Ekolojik Kuram ............................................................................................. 9
2.2. 4-6 Yaş Dönemi Gelişim Özellikleri ................................................................. 11
2.2.1. Bedensel Gelişim ........................................................................................ 11
2.2.2. Motor Gelişim (Hareketle İlgili Gelişim) .................................................. 12
2.2.3. Bilişsel Gelişim ........................................................................................... 13
2.2.4. Sosyal Gelişim ............................................................................................. 13
2.3. Okul Öncesi Dönemde Sosyal Davranışlar ....................................................... 15
ix
2.3.1. Saldırganlık .................................................................................................. 16
2.3.2. Çekingenlik .................................................................................................. 17
2.3.3. Liderlik ......................................................................................................... 18
2.3.4. İş Birliği ........................................................................................................ 19
2.3.5. Uyum ........................................................................................................... 19
2.3.6. Destek ........................................................................................................... 20
2.4. Okul Öncesi Dönem Sosyal Davranışlarla İlgili Araştırmalar ......................... 20
2.5. Aile Kavramı ve Sosyal Gelişim Yönüyle Aile ................................................. 22
2.6. Kuramsal Bakış Açısı ile Aile ............................................................................ 23
2.6.1. Yapısal İşlevselci Aile Kuramı ................................................................... 23
2.6.2. Sembolik Etkileşimci Aile Kuramı ........................................................... 24
2.6.3. Çatışmacı Aile Kuramı ............................................................................... 25
2.6.4. Feminist Aile Kuramı .................................................................................. 26
2.6.5. Gelişimsel Aile Kuramı ............................................................................... 26
2.6.6. Aile Ekolojisi Kuramı .................................................................................. 27
2.6.7. Aile Sistemleri Kuramı ................................................................................ 27
2.7. Aile İçi İlişkiler ve İletişim.................................................................................. 28
2.7.1. İletişim unsurları ......................................................................................... 28
2.8. İletişim Çeşitleri .................................................................................................. 31
2.8.1. Sözlü İletişim .............................................................................................. 31
2.8.2. Sözsüz İletişim ............................................................................................ 32
2.8.3. Yazılı İletişim .............................................................................................. 32
2.8.4. Görsel İletişim ............................................................................................. 33
2.9. İletişim Engelleri ................................................................................................. 33
2.9.1. Etkin İletişimde İletişim Engellerini Aşma ................................................ 34
2.10. Aile içi iletişim .................................................................................................. 36
2.10.1. Eşler Arası İletişim ................................................................................... 37
2.10.2. Anne-Çocuk İletişimi ............................................................................... 37
2.10.3. Baba-Çocuk İletişimi ................................................................................. 38
2.10.4. Anne-Baba-Çocuk İletişimi ..................................................................... 38
2.11. Aile iletişiminde Farklı Ebeveyn Tutumları..................................................... 39
2.11.1. Aşırı Koruyucu Ebeveyn Tutumu............................................................ 40
2.11.2. Aşırı Hoşgörülü Gevşek Ebeveyn Tutumu ............................................. 41
2.11.3. Otoriter Ebeveyn Tutumu ......................................................................... 42
x
2.11.4. Demokratik Ebeveyn Tutumu ................................................................... 42
3. YÖNTEM ..................................................................................................................... 44
3.1. Araştırmanın Modeli ...........................................................................................44
3.2. Evren ve Örneklem .............................................................................................44
3.3. Veri Toplama Araçları ........................................................................................44
3.3.1. Kişisel Bilgi Formu .....................................................................................44
3.3.2. 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği.................................................................45
3.3.3. Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı (ABÇİDA) .............45
3.4. Uygulama.............................................................................................................47
3.5. Veri Çözümleme Teknikleri ...............................................................................47
4. BULGULAR ................................................................................................................ 49
4.1. Çocukların Demografik Özelliklere İlişkin Bulgular ........................................49
4.2. Anne-Babaların Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular .............................50
4.3. Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı’na İlişkin Bulgular ........51
4.3.1. Anne Babaya İlişkin Bulgular ....................................................................51
4.3.2. Çocuklara İlişkin Bulgular..........................................................................56
4.4. 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeğine İlişkin Bulgular ..........................................60
4.4.1. Anne Babaya İlişkin Bulgular ....................................................................60
4.4.2. Çocuklara İlişkin Bulgular..........................................................................66
4.5. 4-6 Yaş Çocukların Anne-Baba-Çocuk İletişimi ile Sosyal Davranışları Arasında İlişki Olup Olmamasına Yönelik Bulgular ...............................................70
5. TARTIŞMA ................................................................................................................. 73
6. SONUÇ VE ÖNERİLER ............................................................................................ 79
KAYNAKLAR................................................................................................................ 83
EK 1. Bilgilendirilmiş Gönüllü Onam Formu ..........................................................93
EK 2.Ölçekler .............................................................................................................94
EK 3. Etik Kurul/Komisyon İzni/Muafiyeti .............................................................97
EK 4. Anket Çalışması İzin Belgesi ..........................................................................98
EK 5. Ölçek İzinleri ....................................................................................................99
ÖZGEÇMİŞ ...................................................................................................................102
xi
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 1. ABÇİDA ile SDÖ Araçlarının Basıklık ve Çarpıklık Değerleri....................48
Tablo 2. Çocukların Cinsiyet Değişkenine Göre Dağılımı ............................................49
Tablo 3 Çocukların Yaş Değişkenine Göre Dağılımı ...................................................49
Tablo 4 Çocukların Kardeş Sayısına Göre Dağılımı .....................................................49
Tablo 5Çocukların Doğum Sırasına Göre Dağılımı .......................................................50
Tablo 6 Annelerin Yaş Değişkenine Göre Dağılımı .....................................................50
Tablo 7 Annelerin Eğitim Durumu Değişkenine Göre Dağılımı .................................50
Tablo 8Babaların Yaş Değişkenine Göre Dağılımı .......................................................51
Tablo 9 Babaların Eğitim Durumu Değişkenine Göre Dağılımı ...................................51
Tablo 10. Annenin Yaşı Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin Bağımsız İki Örneklem T testi Sonuçları ......................................52
Tablo 11 Babanın Yaşı Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin Bağımsız İki Örneklem T testi Sonuçları ......................................53
Tablo 12 Anne Eğitim Durumu Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları .....................................................54
Tablo 13 Baba Eğitim Durumu Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları .....................................................55
Tablo 14 Çocuğun Cinsiyet Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin Bağımsız İki Örneklem T testi Sonuçları ................................56
Tablo 15 Çocuğun Yaş Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları ................................................................57
Tablo 16 Çocuğun Doğum Sırası Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları .....................................................58
Tablo 17 Çocuğun Kardeş Sayısı Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları .....................................................59
Tablo 18. Annenin Yaşı Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin Bağımsız İki Örneklem T testi Sonuçları ......................................61
Tablo 19 Babanın Yaşı Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin Bağımsız İki Örneklem T testi Sonuçları ......................................62
Tablo 20 Annenin Eğitim Durumu Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkinANOVA Testi Sonuçları .........................................63
Tablo 21 Babanın Eğitim Durumu Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları .........................................64
Tablo 22 Çocuğun Cinsiyeti Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin Bağımsız İki Örneklem T testi Sonuçları ................................66
xii
Tablo 23 Çocuğun Yaşı Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları ................................................................ 67
Tablo 24 Çocuğun Doğum Sırası Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları .................................................... 68
Tablo 25 Çocuğun Kardeş Sayısı Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları .................................................... 69
Tablo 26 Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutları ile 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin Pearson Korelasyon Testi Sonuçları ...... 70
xiii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 1: Kız Çocuklarında Boy ve Kilo Cetveli (URL-1)..................................................... 12
Şekil 2: Erkek Çocuklarında Boy ve Kilo Cetveli (URL-2) ................................................. 12
xiv
KISALTMALAR DİZİNİ
Kısaltma
Açıklama
ABÇİDA
Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı
Akt
Aktaran
ASHB
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
DSÖ
Dünya Sağlık Örgütü
MEB
Milli Eğitim Bakanlığı
SPSS
Statistical PackagefortheSocialSciences
TÜİK
Türkiye İstatistik Kurumu
1
1. GİRİŞ
İnsan toplumsal bir varlık olması hasebiyle içinde yaşamış olduğu çevrenin inanç, norm ve yaşam koşullarına uyumlu bir şekilde yaşadıkça sosyalleşir. Bu durum insan hayatının başlangıcından hayatı boyunca devam eden bir süreçtir. Bu süreç zarfında çocuğun sosyalleşmesi üzerinde etkili olan birçok etken vardır. Sosyalleşme sırasında çocuk ebeveynlerinden almış olduğu modeli uygular (Akın, 2019).
Okuldan önceki devre olarak bilinen 0-6 yaş insan hayatındaki en önemli dönem olduğuna dair yapılmış birçok inceleme mevcuttur. Bu dönemler gerek bedensel olarak, gerek motor ve biliş olarak sosyal ilerlemenin en hızlı ilerlediği zamandır. Bu dönemde, çocuğun her türlü gelişim aşamaları gibi çevresiyle de olumlu ilişkiler kurabilmesi ve bunu devam ettirebilmesi beklenir.Bir çocuk ilk olarak etkileşimde bulunduğu çevresi ailesi olduğu için tüm ahlaki, bedeni ve düşünsel özelliklerinin oluşmasında anne-baba son derece etkili bir konumdadır. Çocuğun ilk dönemlerindeki bu gerçekler onun sonraki hayatında kendisini yönlendiren ana etkenlerin başında gelmektedir. (Çimen, 2009).
Yeteri derecede toplumsal becerilerini geliştirmekten geri kalan çocukların hayatlarının sonraki evrelerinde sorunlu davranışlar sergileme olasılığı, toplumsal becerileri yüksek çocuklara nispetle daha fazladır. Bireylerin yeteri derecede sosyal bir beceriye sahip olmaları, hayatları süresince kurmuş oldukları ilişkilerin daha iyi olması, daha çocukluk devresinde kazanılan toplumsal becerilerin neticesidir.
Çocuğun doğal gelişim aşamalarını bilen ve bu doğrultuda duyarlı ve anlayışlı bir şekilde davranış sergileyen ebeveynler ile doğal süreçlerini yeterince kavrayamayan ebeveyn arasında çocuktaki davranışsal sorunlar bakımından farklılıklar ortaya çıkabilmektedir. Elde edilmesi beklenen güzel davranışları daha başlangıçta ailede sağlayan çocuğun, kardeşe sahip olmasıyla beraber ise toplumsal becerilerde ilerlemesine hız katacaktır. Çocuk, paylaşımı birlikte büyüdüğü kardeşiyle birlikte öğrenir. Çocuğun daha başından beri kardeşiyle tesis etmiş olduğu etki ve iletişim, kendi hayatı için toplumsal beceri kazanımında en önemli imkânlardan biri olarak kabul edilebilir (Duran ve Zembat, 2020).
2
Beslenme, bakım gereksinimi ve sevgi gibi lüzumlu şeyler ebeveynler tarafından temin edilirse çocukta güven duygusu meydana gelir. Bu yönüyle çocuğun yaşamının ilk senelerinde onun esas ihtiyaçlarının temin edilmesi ehemmiyetlidir. Aile üyeleri çocuk için bir rol modeli meydana getirir ve çocuk bunların tavırlarını rehber edinir. Tam da bu çizgide aile üyeleri arasındaki sağlıklı ve güzel bir iletişim, çocuklarıyla etkili ve sağlıklı bir iletişimin sağlanma imkânını doğurur.
1.1. Problem
Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 yaş Kuran Kurslarına devam eden 4-6 yaş grubu çocuğa sahip olan ebeveynlerin ‘Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı’ndan aldıkları puanlar ile ‘‘4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği”nden aldıkları puanlar arasında ilişki var mıdır?
1.2. Alt Problemler
Araştırmanın ana problemi çerçevesinde aşağıdaki araştırma soruları analiz edilmiştir:
-Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 yaş Kuran kurslarına devam eden 4-6 yaş grubu çocukları olan eşlerin Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı’ndan elde etmiş oldukları puanlar anne ve baba yaşına, ebeveynlerin eğitim derecelerine göre değişkenlik arz etmekte midir?
-Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 yaş Kuran Kurslarına devam eden 4-6 yaş grubu çocuğa sahip olan ebeveynlerin çocukları için ‘‘Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı”ndan aldıkları puanlar çocuğun yaşı, kardeş sayısı, doğum sırası ve çocuğun cinsiyetine göre farklılık göstermekte midir?
-Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 yaş Kuran Kurslarına devam eden 4-6 yaş grubu çocuğa sahip olan ebeveynlerin çocukları için ‘‘4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği”nden aldıkları puanlar annenin ve babanın yaşına, eğitim durumlarına göre farklılık göstermekte midir?
-Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 yaş Kuran Kurslarına devam eden 4-6 yaş grubu çocuğa sahip olan ebeveynlerin çocukları için ‘‘4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği”nden aldıkları puanlar; çocuğun yaşı, cinsiyeti, kardeş sayısı, doğum sırası gibi değişkenlere göre farklılık göstermekte midir?
1.3. Amaç
3
Araştırmanın amacı; Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 Yaş Kuran Kurslarında eğitim alan4-6 yaş grubu çocuğu olan anne-babaların, çeşitli değişkenlere göre çocuklarıyla iletişim kurma becerileri ve çocukların sosyal davranışları arasındaki ilişkinin ortaya konmasıdır.
1.4. Araştırmanın Önemi
İnsanı diğer canlılardan farklı kılan şey, doğumundan itibaren sosyal bir ortamla karşı karşıya kalmasıdır. Doğumundan itibaren sosyalleşme çabasındaki insan sosyal bir grup, meslek ya da bir aileye ait olma eğilimi içerisindedir. Birey için yaşam boyu devam eden gelişim sürecinde sosyalleşme önemli bir yere sahiptir (Ateş,2022). 4-6 yaş dönemi, çocuğun kişilik oluşumu ve diğer gelişimsel özellikleri açısından kritik öneme sahiptir. Bu dönemde kazanacağı her türlü beceri tüm hayatı için etkilidir. Bireyin ilk sosyal çevresi ailesi olduğu söylenebilir. İlk sosyal deneyimlerini ailesiyle yaşar. Çocuk gelişimsel evrelerinin ilklerini ve bu evrelerde yaşadığı bütün deneyimlerini ailesinin olumlu ya da olumsuz olarak nitelendirilen iletişim yöntemleriyle atlatır. Ailesi tarafından desteklenmeyen çocuk tüm hayatında karşı karşıya kalacağı sorunlarla baş etmek zorunda kalabilir.4-6 yaş döneminde çocuğun ailesiyle kurduğu iletişim, çocuğun bilişsel, duygusal, sosyal tüm aşamalarında sağlıklı bir gelişim göstermesine yardımcı olur. Bu araştırmayla okul öncesi eğitim kurumunda eğitime başlayan çocukların ebeveynleriyle iletişimlerinin sosyal davranışları arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Araştırmanın, ailelere çocuklarıyla iletişimin çocuk davranışları üzerindeki belirleyici boyutlarını, eğitimcilere ise çocuğun sosyal davranışlarının bazı boyutlarını idrak edebilmeleri açısından katkısı olacağı düşünülmektedir.
1.5. Araştırmanın Sayıltıları
1. Örneklemin evreni temsil ettiği,
2. Ebeveyn ve eğitmenlerin bilgi sağlama gereçlerinin, gerçek ifadeleri yazdığı,
3. Kişisel bilgi formunda, yeterli miktarda bilgi istendiği, varsayılmıştır.
1.6. Araştırmanın Sınırlılıkları
4
Araştırma;
1. Evreni, Konya’da bulunan 4-6 Yaş Kuran Kurslarında eğitim alan 4-6 yaş dönemi çocuklarla,
2. Bu araştırmanın örneklemi, Akşehir ilçesinde bulunan 4-6 Yaş Kuran Kurslarında eğitim alan ve araştırmaya katılmayı kabul eden 183 çocuğun ebeveyni ve öğretmeni olan 386 katılımcıyla
3. Bu araştırma; araştırmada kullanılan ölçeklerden sağlanan verilerle,
4. 2023 yılı ile sınırlıdır.
1.7. Tanımlar
Okul öncesi dönem: Çocuğun dünyaya geldiği andan ana eğitime başlamış olduğu ana kadar geçen 0-6 yaş arası dönemini içeren ve çocukların sonraki hayatlarında çok ehemmiyetli bir konuma sahip olan; fiziki, zihni, toplumsal-duygusal ve dil gelişimine dair eksikliklerinin önemli oranda tamamladıkları evredir.
İletişim: Bireyler arasında, duygu, düşünce, bilgi alışverişinin sözlü, yazılı, beden dili ya da jest-mimiklerle kişiden kişiye karşılıklı olarak aktarılmasına verilen genel addır.
Sosyal davranış: Bireyin, toplumun beklentilerine uygun davranış göstermek suretiyle toplumdan etkilenmesidir. Sosyal davranış aynı zamanda bir bireyin diğerini etkilediği herhangi bir davranışı kapsar.
5
2. KURAMSAL ÇERÇEVE
Bu bölümde, araştırmada kullanılan temel kavramlar üzerinde durulmuştur. Araştırmanın ana unsurlarını oluşturan 4-6 yaş çocuğu, sosyal gelişim ve aile içi iletişim kavramları temel alınarak araştırmanın doğru bir şekilde yorumlanabilmesi adına bu kavramlar üzerinde ayrıntılı bir araştırma yapılmıştır.
2.1. Okul Öncesi Dönemde Sosyal Gelişime Kuramsal Bakış
İnsan, sosyal bir varlık olması hasebiyle, bu sosyalliğin kazandırmış olduğu bir takıma, aileye, uğraşa tabi olma yani bir toplumsallaşma gayreti içerisindedir. Kişinin yetişkinlik devresinde ön görülen sosyal becerileri dünyaya gelişiyle başlar çocukluk süresince elde edilir. Bundan dolayı çocuğun okuldan önceki devrede elde ettiği sosyal becerileri,onu yetişkinlik devresinde sağlıklı ve mutlu bir bireyhaline getirecektir
Okuldan önceki devrede çocuk, yaşamı süresince iletişim içerisinde olduğu kişilerle sağlıklı iletişim tesis etme, yardım talep etme, iletişim durumunda olma, kendi meramını beyan edebilme, öz kontrol sağlayabilme gibi sosyal tavırları sağlama eğilimindedir (Demir ve Özdil, 2019).
Toplumsal ilerlemeyle ilgili, kişinin toplumsal gelişimini beyan etmek için yararlanılan gelişim teorileri vardır. Bu kısımda Psikoseksüel Gelişim Teorisi,Psikososyal Gelişim Teorisi, Sosyal Bilişsel Teori, Sosyal Kültürel İlerleme Teorisi,Ekolojik Sistem Teorisiüstünde durulmaya çalışılacaktır.
2.1.1. Psikoseksüel Gelişim Kuramı
Sigmund Freud’un düşüncesine göre insanoğlunun dünyaya gelişiyle getirdiği iki temel nitelik saldırganlık ve cinselliktir. İd, insanoğlunun doğumla elde ettiği bütün uyarımların başlangıcı, bireysel ve biyolojik bir faktördür. Ego ise istikrar, düzenleyici ve ahenk şeklindekişilikte yer alır. Freud’a göre ego alt-benliğin bir unsuru ve dış evreniyle bir orta yol bulucu olur. Süper-ego, ferdin toplum tarafından kabul görülen davranışların sergilenmesine yol açan ahlaksal bir öğedir ( Özdemir, Kadak, vd. 2012)
6
Alt-benlik, ferdin koşullarının münasip olması göz önünde bulundurulmaksızın içten gelen isteklerin gerçekleşmesini arzu eder. Alt-benlikte tatmin ve lezzet ana gayedir. Üst benlikse kişiyi uyarıcı, frenleyici bir vazifeyi ifa eder. Ego, alt-benliğin arzularıyla üst benliğin kıstasları arasında denge ve uyum sağlayıcı unsurdur. İnsanın bilinç durumunu “bilinç” ve “bilinçaltı” olarak sınıflandırır. Farkında olarak gerçekleştirilen eylemler bilinci, farkında olmadan yapılanlar ise bilinçaltını temsil eder. Sigmund Freud insanın zihnini bir buzdağına benzetir. Suyun üstünde kalan kısmını bilinç, suyun altını ise bilinçaltına benzetir. İnsanın korkuları, utançları, ahlak dışı dürtüleri bilinçaltını içine alır (Tekkeli ve Akto,2022).
Freud’a göre fert dünyaya gelmesiyle birlikte bireysel yönüyle çeşitli evrelerden geçerek gelişme sağlar. Bu evre içinpsiko-seksüel merhaleler tabiri kullanılır.
Freud’a göre ferdin kişiliğiçeşitli evreler kat ederek geliştiği beş devre şunlardır;
1. Oral Dönem (0-1 yaş)
2. Anal Dönem (1-3 yaş)
3. Fallik Dönem (3-6 yaş)
4. Latens Dönemi (6-11 yaş)
5. GenitalDönem (11yaştan sonra) (Celiloğlu,2022).
Freud’un bilinç ve bilinçaltı olarak temellendirdiği teorisinde bireyin yaşanmışlıkları tüm hayatını etkileyecektir. Buna göre 0-6 yaş gelişim aşamaları açısından büyük önem taşımaktadır.Çocuğun bu dönemi hayatını etkileyecek tüm kişilik özelliklerinin mayasıdır.
Bu teoriye göre devrelerin sıhhatli bir tarzda üstesinden gelinmesinde ebeveyne önemli bir vazife düşer. Çocuğun bedenselgereksinimlerinin zamanında ve yeteri kadar karşılayan anne-baba tavırları, gelişimin sürecini etkiler. Bu teoriye göre güvenli bağlanma toplumsal davranışların gelişiminde ehemmiyetlidir. Anne babaların davranışları ve bu davranışların olumlu ya da olumsuz yönleriyle gelişim devrelerinin normal bir şekilde atlatılma, aşırı tatmin veya bu devrede saplanıp kalma, takıntı oluşturma tarzında etkileyicidir(Dal,2009).
7
2.1.2. Psiko-sosyal Gelişim Kuramı
Ericsson Freud tarzı gelişimi belli dönemler içerisinde tetkik eder ancak ondan farkı cinsel ilerleme yerine toplumsal ilerlemeyi incelemeye tabi tutmasıdır. Bu niteliğinden dolayı onun teorisi psiko-sosyal kuram ismini almıştır (Boeree,2006).
Freud’un teorisine göre ferdin kişiliğinin ana nitelikleri altı yaş çerçevesinde son bulur. Ericson’un düşüncesine göre ise kişilik ilerlemesi yaşam süresince devam eder (Boeree,2006). Ericsson, benlik gelişimini sadece toplumsal çevre ile değil, kişinin doğuştan kendisiyle getirdiği bazı biyolojik niteliklerin de benliğin gelişiminde bir etken olduğunu ileri sürer. Ericsson, epigenetik bir temelle benliği izah eder (Fleming, 2004; Özdemir,Kadakvd.2012). Epigenetik kavramda; her şey bir plan çerçevesinde ilerler. Benlik gelişimi de ana karnındaki bebeğin evrimine benzer. Bebek ana karnında nasıl ki zamanla gelişip büyüyorsa, benlik de zamanla tedrici olarak gelişip şekillenir.
Ericsson’un teorisinde ilk beş devre bu şekilde söylenebilir;
1. (0-1 yaş), Temel güvene karşı güvensizlik
2. (2-3 yaş), Özerkliğe karşı kuşku ve utanç
3. (3-6 yaş), Girişimciliğe karşı suçluluk
4. (7-11 yaş), Çalışma ve başarılı olmaya karşı aşağılık duygusu
5. (12-17 yaş), Kimliğe karşı kimlik bocalaması (Başal,1995).
Teorideki ilk üç evre okul öncesi süreç içinde bulunmaktadır. Bu devrelerin gerçekleşme sıralamasına göre temel güven-güvensizlik (0-1 yaş), özerklik-kuşku- utanç (2-3 yaş), girişimcilik-suçluluk (3-6 yaş) tarzında isimlendirilebilir.
Girişimcilik-suçluluk devresi;bu devrede bir fert olarak neleri yapabileceğine dair keşifler oraya koyar ve kendisine olan inancının oluşmaya başladığını beyan eder. Toplumsal çevresiyle olan toplumsal ilişkilerini devam ettirmeyi arzu eder ve bu cihette tutumlar ortaya koyar. Sosyal çevresiyle olan sosyal ilişkilerini sürdürmek ister ve bu yönde davranışlar sergiler. Bu dönemde çocuğun sosyal çevresi olan arkadaşları ile iyi ilişkiler kurması, olumlu duygular edinmesi ve ortaya çıkan problemlerle baş etmeyi öğrenmede yardımcı olunmalıdır (Özmen,2013).
Ericsson’a göre bu devrede; çocuklar kendileri için hedeflerine sınır koymadan ve bağımsız bir tarzda gerçekleştirebilecekleri bir saha meydana getirirler. Çocuklar
8
kavrayamadıkları mevzuları anlayabilmek gayesiyle devamlı olarak sorular sorarlar. Bu devrede yetişkinlere dönük büyük bir merakla yetişkinlerin görevlerini anlamaya başlarlar. Hayal etme ve düşünce dünyalarında artışlar meydana gelir. Bu görevleri oyunlarına dâhil eden çocuk bu görevlerle kendi iç dünyasına da ‘girişimcilik’ düşüncesini de dâhil eder. Çocuk bu devrede girişmek, hedeflerine varmak, hayallerini yerine getirmek yönünde teşebbüste bulunmaktadır (Dereboy,1993).
Anne-babalar çocukta meydana gelen bu girişimcilik fikrine destek olmalı, oynamaları, sıçramaları, çabalamaları için elverişli ortamlar sağlamalıdır. Anne babalar çocukta var olan bu girişimcilik düşüncesinin arkasında durmaz ve sert bir şekilde cezalandırma yolunu seçerlerse çocukta bu defa suçlu olma hissiyatı oluşur (Arslan, 2008).
2.1.3. Sosyal Bilişsel (Öğrenme) Kuramı
Bu teoride öğrenme, toplumsal açıdan etkileşim, müşahede ve taklidi bir temele dayanan ve bu vesileyle gerçekleşen bir aşamadır. Bandura tarafından temellendirilerek kuramlaştırılmıştır. İnsan sosyal bir varlık olması dolayısıyla sosyal öğrenme kuramında gözlem ve taklide dayalı bir öğrenme söz konusudur (Bayrakçı, 2007). Bu kuramda insanlar, olayları yalnız gözlemleyen değil hayatın aktif katılımcılarıdır.
Toplumsal öğrenme; görevler, şiddet, sorun çözme, pozitif toplumsal hareket, anlayış benzeri niteliklerin gelişmesi için ehemmiyetlidir (Eke,2018). Okul öncesi çocuklarının sergiledikleri davranışlarının kabul görmesi veya görmemesi, üzerine alma veya bundan kaçınma yönünde bir eğilim sergiler.
Bandura’nın Sosyal Bilişsel Teorisinin kabul görmesinde, ehemmiyetli bir çalışma olan BoboDoll gözlemi önemlidir. Gözlemde amaç, edinilen saldırganlığın ve toplumsal davranışların müşahede ve kopya ile elde edinilebileceğidir. Gözlemde 3-6 yaş arası okul öncesi devre olan her biri 24 çocuktan oluşan üç ayrı gruba ayrılmıştır. Gözlemde bulunulan birinci gruba izletilen videoda “BoboDoll” olarak isimlendirilen plastik bir oyuncak ile saldırgan bir tarzda oynayan yetişkinler yer almaktadır. İkinci gözlem grubunda ise bebeğe yumuşak davranan yetişkin örnekleri gösterilmiştir. Hiçbir modele tabi tutulmayan deneklerse kontrol grubundadır.Bu seanstan sonra çocukların herhangi bir örneğin olmadığı ortamda oyuncağa karşı
9
nasıl bir tepki gösterdiği gözlemlenmiştir. Bunun neticesinde çocukların taklit etme tutumunda bir değişimin olup olmadığı gözlemlenmiştir. Sosyal Bilişsel teori; bu denemeyle beraber sosyal cinsiyet, saldırganlık ve iletişim gibi sahalarda temel kabul edilen bir kurama dönüşmüştür (Artino, 2007).
2.1.4. Sosyo-Kültürel Gelişim Kuramı
Bu teori Vygotsky tarafından geliştirilmiştir. Çocuğun bilişsel dünyasında 2 yaşına kadar “doğal çizgi”, bundan sonraki dönemlerde ise “kültürel çizgi” hâkimdir. Çevreden edinilen bilgi birikimleri, sosyal ve kültürel doku bireyin gelişiminde önemlidir (Ergün ve Özsüer,2006).
Vygotsky’e göre bilişsel yeterlilikler, toplum içinde daha erişkin fertlerle çocuklar aralarındaki etkileşimlerle olgunlaşır. Bu etkileşimlerin çocuğun bilgi-beceri ve kültürleşmesini sağlar. Çocuk, etkinliklerle ve yönlendirmeyle pratik, sosyal, zihni yeteneklerle hususi bir eğitim alır (Kapanadze,2019). Mesela balık tutmak, düğme dikmek ve benzeri pratik yeteneklerde, yaşlı insanlara hürmet gibi sosyal yeteneklerde, yazı yazmak, kendisini ifade etmek gibi zihni yeteneklerde örnek oluştururlar.
Bu teoride çocuğun ilerlemesine rehberlik yapması tarafından bakılınca sosyal çevre ehemmiyetlidir. Anne-baba ve eğitmenlerinözel rollere sahip oldukları teoridir. Tabi tutulan rollerle dil ve diğer simgesel görüşler, bilişsel süreçler, gözle görülür bilgiler, kültür kaynakları düzenli bir tarzda çocuklara kazandırılır (Kol,2011).
Vygotsky, bütün toplumların kendi öz lisanının genel bir edinim gereci olduğunu düşünmüştür. Çünkü tesirli ve kuvvetli sosyal bir etkileşim aracıyla öğrenme vasıtası lisandır. Çocukların fikirleri, lisanla maharet kazanmakla beraber emsalsiz bir güce ulaşım sağlar, bu vesileyle fikir ve düşüncelerin başka birilerine açıklama imkânını bulurlar. Öteki insanların ve kültürün düşünce ve fikirlerini de lisanla kavrama imkânı elde eder (Öncü,2018).
2.1.5. Ekolojik Kuram
Gelişim psikolojisi sahasında UrieBronfenbrenner,çevresel yöntemler teorisini ilerletmiş ve çeşitli ekolojik niteliklerin psikolojik ilerlemede baskın olduğuna dair düşüncesini ileri sürerek sahasında söz sahibi olan akademisyenlerden biri olmuştur.
10
Bronfenbrenner, çevresel yöntemler teorisinde ferdin psikolojik ilerlemesinde ekolojik etkenlerin etkili olduğuna dair görüşler ileri sürmüştür. Bu yöntemlerle insanın etkileşim içerisindeolduğu en yakın proksimal çevreden daha kapsamlı ve genişkültürel ekolojiye kadar zamanla ilerleme kaydedebilmektedir(Bronfenbrennerve Morris, 2007). Ferdin etkileşimde olduğu beş ekolojik sistem şunlardır;
Mikrosistem (Microsystem):Bireyin gelişimine en çabuk ve en doğrudan bir tarzdatesir edengrup ve kurumlar bu sistem içindedir.Okul, aile ve arkadaş grupları bu sisteme örnek olarak verilebilir (Demir ve Dönmez,2017).Mikrosistemler çocuğu olumlu bir şekilde etkileyebileceği gibi olumsuz olarak da etkileyebilir.Örnek verilecek olursa bir çocuğun problemli arkadaş gruplarına katılmasıonu sorunlu davranışlara sürükleyebilir. Başka bir yönden iseçocuğun arkadaş grupları onu toplumsal açıdan takdir edilen davranışlara da yönlendirebilir (Eslek ve Irmak,2018).
Mezosistem (Mesosystem): Bu tarz mikrosistemler kendi aralarındaki ilişkiler olarak kabul edilir. Aktif olarak katılınan birden fazla bağlam arasındaki ilişkilerdir. Misal olarak aile yaşantıları dini yaşama tarzını, okul yaşam tarzının arkadaş yaşam tarzını, arkadaş yaşam tarzının ebeveyn yaşam tarzını etkilemesi örnek verilebilir(Doğan, 2010).
Ekzosistem (Exosystem): Bu yöntemde ferdin aktif bir şekilde dâhil olmadığı sosyal bir ekolojiyle, aktif bir şekilde dahil olduğu bir ekolojik sistem arasında var olan bir ilişki mevzu bahistir. Bir annenin işindeki yaşamı evde eşine veya çocuğuna tesir etmesi misal olarak gösterilebilir.Ya da bir babanın iş ağırlığının artışı ile evde olan eşi ve çocuğuyla olan ilişkisini değiştirebilir. (Demirve Dönmez,2017).
Makrosistem (Macrosystem): Bu yöntem sosyal yapının aksetmesi olarak da kabul edilebilir. Sosyal yapıda birbirine girmiş şekilde kısımların en kapsayıcı yöntemidir. Ferdin içinde bulunmuş olduğu kültürün bir nevi hülasasıdır. Kültürel etkileşimlerin olduğu sanayileşmiş ve gelişmiş olan ülkeleri, sosyo-ekonomik yapısı ve etnik kökenini içinde barındırmaktadır. Bir çocuk için ebeveyninin sahip olduğu kültürü, mektebi, çalışma yeri kapsamlı bir etkileşimin meydana geldiği bileşenleri olarak kabul edebiliriz. Bir kültür kümesinde değer yargıları, miras vb. o kültür kümesinin
11
müşterek hüviyetidir. Örnek verilecek olursa bir kültüre ait bir okulun sınıfları aynı plandan çıkmış gibi birbirine benzer (Eranıl,2021).
Kronosystem (Kronosystem): Sosyo-tarihsel durumları barındıran hayattaki sosyal olaylar ve evreler mevcuttur. Kişinin hayatını sürdürdüğü sosyal çevresinde zamanla meydana gelen değişimlerin nasıl ne şekilde ve ne kadarına tesir ettiği önemlidir (Eslek ve Irmak,2018). Örnek olarak eşlerinden ayrılmış ebeveynlerde çocukların nasıl olumsuz bir tesire maruz kaldıkları bu olumsuz etkinin ne zaman daha fazla görüldüğü, boşanmanın hangi dönemlerinde daha çok durağan ve karmaşık bir şekle geldiği gibi davranışlar araştırılır.
Özetleyecek olursak bu teoride çocuğun birçok yöntemle karşı karşıya kalması ve bu karşı karşıya kalmalar sonucunda dolaylı olarak veya doğrudan etkileşimlerle ilerlemenin doğrultusunun değişkenlik gösterebileceği üstünde durulur (Eke,2018).
2.2. 4-6 Yaş Dönemi Gelişim Özellikleri
Fiziksel, bilişsel, sosyal ve duyuşsal birtakım özelliklerle doğan insan, bu özellikleriyle gelişim gösterir. Bu dönemde çocuklar, çevrelerindeki olay ve durumlara karşı doğal bir merak içindedir. Çocukların bu dönemdeki merakları yönünde sergilediği davranışlarla bilişsel, duyuşsal, dil, fiziksel ve psikomotor alanlarda edindiği deneyimlerle gelişir. Gelişim bir bütün olarak ele alınmalıdır. Herhangi bir alandaki gelişim diğer gelişim alanını etkileyebilir. 4 -6 yaş çocuğunun sosyal gelişimini etkileyebilecek her türlü etmeni daha iyi anlayabilmek için bütün gelişim alanlarında bir araştırma yapılmıştır.
2.2.1. Bedensel Gelişim
Çocukların bedenen büyümesi, kilo, boy, diş çıkarma ve diş değiştirme, kas, kemik, sinir sistemi gelişimi ve hissi organları gelişimi diye devam eder. Fizik baştan ayağa içten çevreye doğru bir şekilde, aynı miktarda gelişim sağlamayacağı tarzda büyüme gösterir. Bu süreçte çocuğun, kas kütlesi, boy ve hacminde stabil bir artış gözlemlenir (Çimen,2023).
Çocuğun beden gelişiminde kalıtım ve çevre etkilidir (Gül,2019). Kalıtım, ebeveynde ve ondan önceki kuşaklarda bulunan özelliklerin çocuklara ve daha sonraki kuşaklara aktarılmasıdır. Bedensel gelişim çoğunlukla kalıtımla ilgili olduğu kadar, beslenme ve çevre koşulları da bedensel gelişimi etkilemektedir.
12
Şekil 1: Kız Çocuklarında Boy ve Kilo Cetveli (URL-1)
Şekil 2: Erkek Çocuklarında Boy ve Kilo Cetveli (URL-2)
2.2.2. Motor Gelişim (Hareketle İlgili Gelişim)
Zaman veya yaşın ilerlemesi neticesinde meydana gelen olgunlaşmayla deneyim ve çevreden elde edilen kazanımlarla olan öğrenme evreleriyle gelişim meydana gelir.
13
Çocukların bedensel donanımlarına katkıda bulunması bakımından motor beceri özelliklerinin bilinmesi önemli bir durumdur (Yılmaz, 1994; Uzut,2020).
Atlama, takla atma, bisiklet pedallarını çevirmesıçrama, tırmanma gibi etkinlikler 4 yaşındaki çocuğunmotor becerileribakımından yapabilme yeteneğine sahip olduğu hareketlerdir.4-6 yaş arasındaki çocuğun hareket koordinasyonunun düzgün olması amacıylaayaklarını birleştirerek sekme, zıplama,çömelme,ayakta durma,ip atlama,oturmagibi duruş değiştirme hareketleri, top atıp tutma, dolu bir kabı taşıma, düz yürüme gibi otomatik yetenek etkinlikleri yaptırılabilir (Akınbay,2014).
2.2.3. Bilişsel Gelişim
Bilişsel gelişim bireyin gelişim alanları içerisinde önemlidir. Biliş, dikkat, algı, akıl yürütme, problem çözme gibi zihin sürecini tanımlayan birçok kavramı içinde barındırır. Piaget ve arkadaşları, çocuğun bilişsel gelişiminde ergenliğe kadar biliş, dünyayı öğrenme ve algılama, bellek,muhakeme,düşünme,kavrama gibi bazı kavramların doğuştan itibaren kazanıldığını ortaya koymuşlardır (Türkoğlu ve Uslu,2016).
Çocuklar bu evredegenel olarak ayrıntılara girmeden birbiriyle bağlantısızcisimleri bir araya getirirler.Çocukaynı şekilde bu evrede parçayla bütünü bir araya getiremediği gibi,cisimlerialakasız şeylerin simgesi tarzında kullanır.Çocukların değneği at şeklinde kullanması buna misal olarak verilebilir.Çocuk bu evrede neden, niçin, nasıl gibi çokça sorular sorar. Kısmen akıl yürütme faaliyetleri başlamıştır. Benmerkezcidirler. Abartarak ve eğlendirerek anlatılan hikâyelerden hoşlanırlar. Zaman zaman gerçekle hayal ürünü olanı karıştırabilirler. Bu dönemde cinsiyetlerini fark ederler (Yıldırım,2022).
2.2.4. Sosyal Gelişim
İnsanoğlunun bir ilişkiler ağı çevresinde meydana gelmesi ve bu tarzda hayatını devam ettirmesi bakımında toplumsal bir varlık olduğu kabul edilebilir. İnsanoğlunun etkileşimde olduğu en yakınından başlayarak ebeveyn, çocuk, yaşıt, iş arkadaşı, komşu ve var olan bütün bir toplumsal çevresiyle birbirine benzemeyen yanlara sahip olmaktadırlar. Ancak neticede bütün çevresinin müşterek hususiyeti birbiriyle etkileşim halinde olmalarıdır (Evran, 2018).
14
Doğumla başlayan yaşam sürecinde çocuk, ilk yıllarda benmerkezci olarak başladığı hayatına sosyalleşerek devam eder. Sosyalleşmeye aile fertleriyle başlar ve hayatına giren yeni insanlarla sosyal ortamları genişleyerek sürer. Bu ortamlar çocuğun hayatında duygusal gelişimine, yeni sosyal becerilerine katkı sağlayacaktır. Çocuğun kazandığı sosyal becerilerle kurallara uymayı, sırasını beklemeyi, izin istemeyi, selamlaşmayı, özür dilemeyi öğrenecek ve hayatı boyunca gerekli olan çevreye uyum gösterme ve doğru iletişim kurma gibi becerileri kazanacaktır (Toplu,2022).
Çocuk ebeveyni ve içinde yaşadığı toplumun bir ferdi olarak toplum içinde kendisine verilen kurallara itaat etmekle mükelleftir. Bu sosyalleşme çocuğun ebeveynine olan bağla başlayıp ilişkileri yetişkinlerle birlikte sürer. Çocuğun karşı karşıya kaldığı problemlerle ne şekilde baş edebildiği ve çevresiyle nasıl bir iletişim tesis ettiği, hislerini ve diğer fertlerin hislerini ne kadar anlayabildiği toplumsallaşmasını gösteren verilerden sayılır (Yıldız ve Çetin,2018).
Toplumsal gelişimini yeterince kazanamamış olan bir ferdin iletişim yeteneği de yeteri kadar gelişmiş olamaz. Toplumsal olarak konuşma ve münazara etme cihetiyle yeteri derecede ilerleme kaydedemezse iletişim kavga ve çatışma boyutunu alabilir. Paylaşım, birlikte yaşamak ve yardımlaşma benzeri doğru ilişkiler tesis edemezler (Bıyık,2021).
Vygotsky,insanların ileri seviyedeki zihni işlerini içinde bulunmuş oldukları toplumsal ve kültürel çevreye bağlamaktadır (Çelik,2019). Sosyal olarak olgunlaşmış bir kişinin, diğer bireylerle iletişimi problemsiz devam edebilir. Toplumdaki ana hareketlerini bilerek kendi arzu ve sosyal kuralları içerisinde bir denge tesis eder. Toplumsalgelişim ferdin gelişimini anlayabilmek için vazgeçilmez bir etkendir.
Zihni eylemlerin bütünü ferdin kodlanmış toplumsal ilişkileriyle ilgilidir. Bir bebek etrafını algılaması ile fertler arası etkileşim ve eğitimle toplumun bir unsuru şekline gelir. Toplumsallaşmayla fert; milletinin, yaşadığı şehrin, hısımlarının, komşularının ebeveyninin bir öğesi haline gelir. Bu itibarla okul öncesi dönem çocukların, aile içi ilişkilerde ve güven duygusunun gelişmesinde sağlıklı iletişim geliştirebilmelerinde olumlu sosyal gelişim göstermeleri önemlidir (Altunok,2019).
4 Yaş Dönemi Sosyal Gelişim Özellikleri; çocuğun ferdi olarak arkadaşlık tesis etmeye başlaması ve diğer çocuklarla takım oyunları icra etmeye başlaması 4 yaşına
15
geldiğinde olur (Temel ve Türkoğlu,2019). Çocuk takım oyunları oynarken oyun arkadaşlarını kendisi seçer ve oyun anında oyun arkadaşlarıyla diyaloga girer. Oyun ve arkadaş kümelerinde yer edinme ihtiyacı, onun toplumsallaşması için son derece ehemmiyetli bir durumdur (Megep, 2007). Toplumsal gelişim bakımından bir taraftan büyükler taklit edilirken, diğer taraftan kendi akranlarıyla uzun süreli iletişim tesis etmeye başlarlar. Ancak bu beraberlikler hızlı dağılabilir özellikte olabilir. Onun için oyun toplumsal bir deneyimdir. Çocuğun bireysel talepleri yanı sıra akranlarına da değer vermesi, toplumsal ilerlemebakımından önem arz eder (Binbaşıoğlu, 1990).
5 Yaş Dönemi Sosyal Gelişim Özellikleri; bu yaş aralığında bulunanlar artık büyüdüklerini fark etmekte ve bağımsızlıklarını kazanma peşindedirler. Büyükleri tarafından fikrininnazarı dikkate alınmasını ister, birşey yaptığındaysa onaylanmayı arzu eder. Kurallara riayet eder. 5 yaşındaki çocuk takım oyunlarına yönelim gösterir, oyun kurar. Bu yaş aralığında cinsiyetinin farkında olmaya başlar, buna göre davranış sergiler (Çimen,2009).
6 Yaş Dönemi Sosyal Gelişim Özellikleri; bu yaş sürecinde benlik duygusundan sıyrılarak benmerkezcilik duygusundan kurtulmaya başlar. Arkadaşlarında hemcinsten çocukları tercih etmeye başlar. Bu yaştaki çocuklar kendilerine ait zayıf ve güçlü taraflarını keşfetmeye başlarlar. Onaylanma isteği veya reddedilme tutumlarının farkında olur, merak eder, sorgulayıcı olur. Merak etme hissinin çok önem arz ettiği bu süreçte normlar sorgulanır. Empati hissi gelişmeye başlar, sosyal çevresine karşı duyarlı olmaya başlar (Balaban,2018). Bu dönem çocuğu anne baba bağlılığıyla birlikte öğretmen ve arkadaşlarına verdiği önemle sosyal çevresini genişletir (Işık,2007).
2.3. Okul Öncesi Dönemde Sosyal Davranışlar
Okul öncesi dönemde gelişen birçok sosyal davranış bulunmaktadır. Araştırmamızda inceleyeceğimiz bazı sosyal davranışlar; saldırganlık, çekingenlik, liderlik, iş birliği, uyum, destek kavramlarıdır. Bu kavramlar alan yazında incelenerek, araştırmanın daha iyi anlaşılması ve yorumlanmasına katkı sağlayacağı düşünülmüştür.
16
2.3.1. Saldırganlık
Alan yazında “şiddet, öfke ve saldırganlık” ifadeleri benzerlik gösteren durumlardır ve olaylarda birbirinin yerine de kullanılmaktadır. Saldırganlık kavramını açıklamada Freud; ölüm içgüdüsünün dışa vurumu, Lorenz; yıkıcılık ve saldırganlık, From; saldırganlık olarak ifadelerinde yer vermektedirler (Çelik,2019).
Çocuğun başından geçen kötü olaylarla baş edemeyip, bu kendisine ve etrafına zarar verecek bir şekle dönüşmesi durumu saldırganlıktır (Eke,2018).Çocuğun saldırganlık davranışı okul öncesi dönemde başlar ve butüm hayatında sürekli hale gelebilir. Çocuk, bu dönemde saldırganlık davranışını kalıcı hale getirebilmektedir (Kaya,2020).
Saldırganlığa meyilli olan çocuklarda etrafına karşı kuvvetli görünme ve kendine güven eksikliği vb. belirtiler psikologlar tarafından zikredilmektedir. Bu sebepten ötürü saldırma eğilimi olan çocuklar üstünlük gösterileri sergileyerek kendilerinde eksik görmüş oldukları özellikleri ya da zayıf noktalarını kapatma çabası içinde olurlar. Çocukların sahip oldukları bu duygu genel olarak huzursuzluk diye kabul edilir (Kadan,2010).
Anne baba tarafından mükâfatlandırılan saldırgan tutumlar, yetişkin insanlar tarafından anlayıştan uzak tutumlar, sert cezalar, eksik ilgi ve sevgi gören çocuk, annenin çocuğun yanında yeteri kadar olamaması ve babanın olmaması veya yetersiz görme, TV ve sosyal medya araçlarından olumsuz yönde etkilenen çocuk, ebeveynlerin olumsuz tutumları, çocukla ebeveyn arasındaki iletişim kopukluğu, şiddete maruz kalan çocuk, fiziksel problemler (beyin zarı iltihabı, beyin zedelenmesi gibi) nedenler 4-6 yaş çocuklarda saldırganlığın nedenleri olarak sıralanabilir(Kadan,2010).Çocuğun saldırgan davranışlarının sebepleri arasında; ebeveyn tutumları, aile içi olumsuz davranışlar ve genetik etmenler de yer alabilir(Alisinanoğlu ve Kesicioğlu, 2010).
Saldırgan olan çocukların özellikleri
Bu tür çocukların kendilerini kontrol etme potansiyelleri yoktur ve suçameyilleri vardır,
İstek ve dileklerini zorbalıkla kabul ettirme çabaları içerisindedirler
17
Çok kolay bir şekilde hayal kırıklığına uğrarlar,
Dışlanmışlık duygusu ağır basar,
Öfke, faaliyet ve etkinlikleri kesildiği anda başlar,
Söz dinlemez ve öfkelendikleri vakit büyüklere de saldırırlar,
Kendi tutum ve davranışlarına sınır çizemezler,
Sürekli olarak birilerinin kendilerine uyum sağlamasını isterler (Kadan,2010).
Çocuklarda saldırganlık dört şekilde görülebilmektedir (Tuzcuoğlu vd. 2020).
-Öfke, tehdit, şiddet, ses yükseltme gibi sözlü olarak ortaya konan saldırganlık,
-Nesneleri atma, nesnelere vurma, fırlatma kapı çarpma gibi nesnelere zarar verme eğilimli olan nesnelere yönelik saldırganlık,
-Kendine vurma, saçını yolma, üstünü ve kıyafetlerini parçalama, başını yerlere vurma gibi kendine yönelik saldırganlık,
-Başkalarını veya arkadaşlarını itme, tekme atma veya yumruklama, tükürme gibi başkalarına yönelik saldırganlık.
Okul öncesi dönemde medya, yakın çevresi, arkadaş ortamı gibi nedenlerle çocukta arkadaşlarına yönelik saldırganlık, zorbalık, alay gibi davranışlar görülebilmektedir. Saldırganlık davranışı gösteren çocuklar sosyal ve duygusal yönden desteklenmelidir (Özbey ve Alisinanoğlu, 2009).
2.3.2. Çekingenlik
Çekingenlik, bireyin kendini uzak hissettiği kişilerin yanında uzun vadede farklı olumsuz sonuçlara sebebiyet veren sessizlik ve uzak durma davranışıdır (Özmen,2013). Okul öncesi dönem çocuğunda güven ve korunma duygusuna bağlı olarak oldukça fazla görülen ve bu dönem için normal karşılanan bir davranıştır. Çocuğun korku ve kaygı duygularına karşı geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır. (Güleç,2022).
Çekingen çocuklarda, sosyal ortamlarda bulunmak istememe, kendisine uzak gördüğü kişilerden uzak durma, akranlarıyla ilişki kurmada yetersizlik, sorulan sorulara cevap vermek istememe, sosyalleşememe, oyun becerilerinde yetersizlik
18
gibi özelliklere rastlanır. İletişimleri genellikle ailede kendini en yakın hissettiği kişilerledir. Çekingen çocuklarda güven duygusu noksanlığına bağlı öfke ve saldırganlık da görülebilir.
Erken çocukluktaki çekingenlik sonraki hayatında da devam edebileceği ve bunun ilerleyen süreçte bazı sorunlara yol açabileceği bilinmektedir. Bu dönemde çekingen çocukların akran zorbalığına maruz kalmadığı ancak diğer öğrenim kademelerinde bu sıkıntılarla yüzleşebileceği ihtimali vardır (Gülay,2008).
2.3.3. Liderlik
Genel anlamda liderlik, “bulunduğu sosyal ortamda ortak bir amaca yönelik hareket edebilmek maksadıyla içinde bulunduğu grubun desteğini alabilme kabiliyeti” olarak tanımlanabilir (Murphy ve Johnson, 2011; Duran ve Zembat,2020).
Lider karakterli çocuk oyun vesairetüm etkinliklerde işi başlatan özgüvenli çocuktur. Onun liderliğindeöteki çocuklar devam eder.Liderlik özelliği hayatın ilk evreleri olan 3-6 yaş arası dönemde görülmeye başlar(Gökçek, 2007; Duran,2014).
Çocuklarda liderlikle ilgili ilk rol modelleri ebeveynleridir. Anne babaların gösterdikleri davranış ve düşünceler çocukların liderlik becerilerini etkilemektedir. Liderlik becerisinin okul öncesi dönemde desteklenmesi ve geliştirilmesi gerekir(Polat ve Ayaz,2021).
Okul öncesi çocuklarının liderlik özellikleriyle alakalı yapılan literatür araştırmasında bazı ortak özellikler saptanmıştır. Bu özellikler aşağıda olduğu gibi sıralanmıştır (Hensel, 1991’den akt. Solmaz,2017);
-Sözel yetenekte becerikli,
-Arkadaşlarının ilgi ve ihtiyaçlarına duyarlı,
-Hem yaşıtları hem de yetişkinlerle kolay iletişim kurma,
-Akranları arasında popüler,
-Yeni durumlara kolay uyum sağlama,
-Yüksek problem çözme becerisi,
Literatürde de görüldüğü üzere liderlik gelişimindeokul öncesi dönem son derece önemlidir. Bu dönemde çocuk bu özelliğiyle desteklenmeli ve geliştirilmelidir.
19
2.3.4. İş Birliği
Bir işi yapanların kuvvetlerini birleştirmesine işbirliği ismi verilir (Okur,2008). Birden fazla çocuğun gönüllü bir şekilde birliğiyle bir konu üstünde çalışması işbirliği şeklinde isimlendirilebilir.Toplum bireyler arasında işbirliği ve işbölümü esasına dayanır. Bir çocuğun başka insanlarla ilgili öngörülen hisleri ve davranışları sosyal ve pozitif olmasıdır.İşbirliğinden doğan çalışma, gönüllülük esasına dayalı olması daha ziyade etkileşim sağlayacağından dolayı daha olumlu algılanır(Eke,2018).
İşbirliği şeklinde yapılan tutum çocuklarda ergenlere göre daha kolaydır. Davranışlarından dolayı onaylanmayı arzu eden çocuk, bunun neticesinde çevresindeki fertlerin yardımlaşma karşısında birbirlerini teyit ettiklerine şahit olur. Bunun neticesinde de yardımlaşmayı tercih eder(Okur,2008).
Beraber çalışırken bazen çeşitli türde birden ziyade öğrenmenin olabilmesi için müşterek hareket etmeye ihtiyaç duyulur. Değişik yeteneğe sahip olan birçok çocuk işbirliğiyle birbirlerine yardımcı olur ve gelişirler.
Çocuğun kendi yaş grubundaki çocuklarla ilişkileri, iletişimi ve işbirliği çocuk için öneme sahiptir. Çocuğun yetişkinlikte sağlıklı sosyal iletişimi için akranlarıyla olumlu iletişim ve işbirliği son derece etkilidir. Çocuğun zamanında geliştirdiği işbirliği davranışı olumsuz duygularını azaltmasında ve mutlu olmasında da etkendir. İşbirliği davranışı ile yardımlaşma, saygı duyma ve empati davranışları da sağlıklı bir şekilde gelişir.
2.3.5. Uyum
Uyum, ferdin içinde bulunduğu toplum ile iletişiminde bir denge ihdas etmesi ve tesis ettiği bu dengenin sürekliliğinin olmasının sağlanması olarak görülebilir (Eke,2018). Uyum yeteneği; ferdin yaşadığı büyük ya da küçük ortamında rollere uygun tutum içinde olması ve takip etmesi, yükümlülüklerinin üstesinden gelinebilmesi, eşyalarını paylaşabilmesi ve benzeri sosyal yeteneklerdir (Dülger,2016). Diğer bir tanımlamayla uyum; ferdin içerisinde bulunmuş olduğu takımı kendine has bir şekilde tamamlayabilmesi ve takımındaki diğer fertlerle arasındaki dengedir (İpek,2014).
20
Fert, yaşamının başlamasıyla beraber toplumsal bir çevrenin içine girer. Bu çevreyle aile, kültür ve birçok alt çevreyi düzenleyen bir usul gelişir. İşte bu usulün içinde değer yargıları, inanç ve tutumların oluşma kademeleri uyum olarak görülebilir. Ferdin yetişkinlik çağındaki uyum yetenekleri, hayatın ilk dönemlerinde oluşan uyum yetenekleriyle alakalı olabilir (Işık, 2007).
Çocuğun bilişsel ve akademik gelişimi ve çocukluk dönemi süresince elde edeceği toplumsal yetenek fırsatları toplumsal uyumuna tesir eden önemli etkenlerden biridir. Çocukluğunda bu okul öncesi önemli devreyi değerlendirmekte yetersiz kalan çocuklar için, ilkokul ve yaşamının geri kalan devrelerinde toplumsal uyum bakımından önemli bir probleme neden olabilir (Kahraman,2016).
Uyum davranışında çevredeki faktörler göz önünde bulundurulduğunda en önemli etken olarak aileyle karşılaşılmaktadır. Aile içinde var olan her türlü çatışmalar ve şiddet, çocuğun karşı karşıya kaldığı negatif aile davranışları (ileri derecede hoşgörülü, aşırı baskıcı,aşırı koruyucu), uyum davranışı üstünde olumsuz tesire neden olurken, pozitif aile davranışlarıysa uyum davranışında olumlu bir tesir oluşturmaktadır (Öztürk,2019).
2.3.6. Destek
İnsanın toplumsal bir varlık olmasından dolayı akran, aile, okul ve sair bütün sosyal ilişkilerinde duygu olgusunu değiştirip tesir edecek birçok tutumla karşı karşıya kalmaktadır. Bu tür yaşantılarla etkileri daima kendisinin baş edebileceği seviyede olmayabilir. İnsanın duygu olgusuna olumsuz yansıyan ve baş etmekte yetersiz kaldığı durumlar, psikolojik durumunu akamete uğratabilir (Eke,2018).
Çocuklarda oluşan psikolojik sorunlar ve problem davranışların önlenmesinde öncelikle ebeveynlere büyük görevler düşmektedir. Anne babalar çocukların gelişim özelliklerini bilmeleri, problem ortaya çıktığında anne babanın farkında olması açısından önemlidir. Farkında olmak problem karşısında destek alma noktasında harekete geçmeyi kolaylaştıran bir unsurdur (Solmaz, 2017).
2.4. Okul Öncesi Dönem Sosyal Davranışlarla İlgili Araştırmalar
Sarı (2007), çalışmanın örneklemini Ankara ilinin merkez ilçelerdeki anaokullarında hâlihazırda okuyan 5-6 yaş arası çocukların anneleri oluşturmuştur. Yazar,
21
çalışmasında, annelerin çocuk yetiştirirken davranışlarının çocuğun toplumsal uyum yeteneğine etkisini ortaya koymayıamaçlamıştır. Çalışmada şiddetli koruyucu bir şekilde annelerin çocuklarında toplumsal ayak uydurma ve uyduramamakta önemli bir bağlantının olduğu tespit edilmiştir.
İpek (2014), araştırmasında Ankara İli sınırları içerisinde bulunan Gölbaşı Toki Anaokulu 5 yaş grubu total 40 çocuktan müteşekkil bir araştırma grubu ele alınmıştır. Değerler Eğitimi Programının çalışmanın denek grubunun toplumsal ve duygusal olarak uyumları üzerindeki etkisi ele alınmıştır. Çalışmada çocuklara çeşitli erdemler kazandırılarak toplumsal uyum seviyelerinin yükseltilmesi hedeflenmiştir. Bu gayeye yönelik yürütülen çalışma neticesinde çocukların toplumsal uyum seviyelerinde olumlu yönde bir yükselişin meydana geldiği gözlemlenmiştir.
Dülger (2016), araştırmasında 60-72 aylık okul öncesi kuruma devam etmekte olan çocukların toplumsal yeteneklerini çeşitli parametrelerle araştırmıştır. İncelemesinde cinsiyet, yaş, kardeş sayısı, doğum sırası, ebeveynlerin hususiyetleri, teknolojiye olan bağımlılıkları, eğitim süresi, ebeveyn davranışları gibi parametreler tercih edilmiştir. İnceleme neticesinde kız evlatlarının uyum yeteneklerinin daha aşağı olduğu, tablet kullanma süresi ve eğitim alma sürelerinin toplumsal yeteneklerinin değişkenlik gösterdiğini tespit etmiştir.
Kadan(2010), ilişkisel tarama yöntemiyle ortaya koyduğu incelemesinde, 4-6 yaş devresi çocukların şiddet gösterme tutumları çeşitli parametrelere göre araştırmıştır.İncelemesinde,gözlemlenençocukların kıyaslandıkları diğer gruplara nazaran şiddete daha meyilli olan gruplar şu şekilde sıralanabilir: okulu bırakanlar, 2004-2005 doğumlu çocuklar, erkek çocuklar, ebeveynleri ayrı yaşayanlar, kardeşe sahip olmayan çocuklar, anneleri bir işte çalışmayan çocuklar, daha az ebeveynin evlatları, televizyon ve sair kitle iletişim araçlarını uzun müddet kullanan çocuklar.
Dinç (2002), incelemesinde 4-5 yaş grubundaki çocukların toplumsal gelişimlerinive okul öncesi eğitimlerinin tesirlerinde eğitmen fikirlerinin meydana çıkarılmasını konu edinmiştir. İncelemesi neticesinde okul öncesi eğitim kurumuna devam çocukların toplumsal gelişmişlikleri ortalama bir seviyenin üstünde olduğunu gözlemlemiştir. Çocukların toplumsal ilerlemeleri, bazı parametrelere göre araştırıldığında kız çocuklarının, 5 yaşındakilerin, 2 sene okula devam edenlerin,
22
kıyaslandıkları öteki gruplara nazaran daha ziyade olduğunu tespit etmiştir. Yazarın araştırmasına katılan öğretmenlerse okul öncesi eğitim kurumunda okumaya devam eden çocukların toplumsal davranış edinmede, daha ziyade başarı sağladıkları yönünde fikir ileri sürmüşlerdir.
Kahraman (2016), 4-6 yaş çocuklarının yaşıtlarıyla olan ilişkilerinde ve toplumsal uyumlarında ebeveyn davranışlarının tesirini incelemiştir. İnceleme sonucuna göre izin veren anne ve baba tutumundaki ebeveynlerin evlatları yaşıt ilişkileri ve toplumsal yeteneklerinde bu tutumları sebebiyle olumlu yönde bir etkiye sahip olabileceği, tutucu ve otoriter tutumdaki ebeveynlerin evlatlarının bu tutum hasebiyle yaşıt ilişkisi ve toplumsal uyumu olumsuz yönde etkileyebileceğini gözlemlemiştir.
2.5. Aile Kavramı ve Sosyal Gelişim Yönüyle Aile
Türk Aile Yapısı Özel Komisyonunun tanımında aile, hukuki sebeplerle(evlilik vs.)aralarında akrabalık ilişkisi meydana gelmiş ya da kan bağı olan ve birçoğu aynı evde yaşayan bireylerin, ekonomik, psikolojik,sosyal ve cinsel ihtiyaçlarının karşılandığı ve bireylerin topluma uyum noktasında sosyal ortama hazırlandığı müessesedir (Bulut,1990’dan akt.Nazlı,2021).
Aile, bir sosyallik ve sosyal gerçekliğin devamını sağlama noktasında, üyeleri arasında iletişim ve özel ilişkiler barındırır. Sosyal kimlik ve sosyal gelişim üzerindeki etkisi yönüyle aile, yalnızca bebeklik ve çocukluk yıllarıyla sınırlı tutulamaz. Sosyal inşa edici olarak ailenin rolü bütün bir hayata yayılır ve bu da aileyi sosyalleşmenin hem sonucu hem de nedeni yapar.
Birey ailede sosyalleşmenin ilk adımı olan dini, siyasi, ahlaki ilişkilerle ilk kez tanışır. Bu özellikler aileyi diğer kurumlardan daha etkili kılar. İlk olması yönüyle yalnız sosyalliklerini yeni kazanan bebekler ya da çocuklarla sınırlı değil, bütün bireyleri kapsayan bir sosyalleşmeye etkisi söz konusudur. Bu nedenle aile, bireylerini de aşan bütün sosyal etkileşimleri kuşatan bir unsurdur (Akın,2019).
Topluma ve toplumun yeni üyelerine sosyalleşmenin kazandırılması görevi ailenindir. Bu sebeple birçok düşünür ve sosyal bilimci aileyi toplumun yapı taşı olarak görmüşlerdir. Ailenin bu ilk ve öncü sıfatı ile toplumda çocukları da içine alan ilk sosyal çevre olma özelliği ile bilinir. Bu kuşatıcı çevre çocuk için toplumdaki
23
değerler, normlar, inançlar ve bunların gündelik kullanımlarından oluşur(Ekici,2015).
Duygusal,kültürel,dini,siyasi,ahlaki durumlar bireyin sosyalleşmesinde birer süreç olan unsurlarailede inşa edilmeye başlanır.Bireyin hayatı boyunca kullanacağı sosyalleşme sürecinde aile en önemli izi bırakır.Bireyin sosyalleşmesinde ve diğer hayatında ilkleri teşkil eden ailenin etkili olduğu sınırları belirlemek çocuğun gelişim sürecini anlamada etkilidir.
Araştırmamızın iki temel ayağı olan sosyalleşme ve aile içi iletişimi incelerken ortaya çıkan sonuçları doğru anlayabilmek için aile ve iletişim kavramları kapsamlı bir literatür taraması yapılmıştır.
2.6. Kuramsal Bakış Açısı ile Aile
Toplumsal yapıda onu oluşturan bir parça olan aile, pek çok tartışmaya konu olmuştur. Her bir aile kendi içerisinde özellik ve ihtiyaçlarıyla ayrı bir birimdir. Toplumun en küçük yapısı olması dolayısıyla toplum üzerinde etkilidir. Bu bakış açısıyla aile kuramları ele alınacaktır.
2.6.1. Yapısal İşlevselci Aile Kuramı
Yapısal işlevselci yaklaşımda toplum, birbiriyle alakadar olgulardan meydana gelen koruyucu, yönlendirici, bağlayıcı, tatbik edici alt düzenleyicilerden müteşekkil bir topluluktur(Kasapoğlu ve Karkıner,2011).
Yapısal işlevselci teoride çalışma ve sistem üstünde durulur. Yapı, kurallar, gelenekler, görenekler, adetler ve kurumlardan meydana gelir. Bu teoride bunlar tahlil edilir. Bu teori E. Durkheim tarafından geliştirilmiş olan görüşlere dayanır. Durkheim’in düşüncesine göre topluluğu meydana getiren kısımlar yürürlüklerini sürdürmeye devam ettikleri müddetçe toplum normal olarak kabul görür. Toplum canlı bir organizmaya benzer ve onu meydana getiren uzuvların düzenli bir şekilde çalışıyor olması da toplumun uyum içinde çalışması ve yürürlüğü için mecburidir.
Yapısal işlevselci teori genel çerçevede toplumda vukua gelen değişimlere sıcak bakma taraftarı değildir. Ancak kısmi olarak toplum içinde gelişen değişimlerin aileyi de etkileyip değiştirmesi de kaçınılmaz bir gerçektir. Sanayi Devriminden önceki toplumda ailenin iş gücü ehemmiyet kesp ettiğinden geniş aile yapısına
24
ihtiyaç daha fazlaydı (Gökçe,2017). Sanayiyle birlikte gelişen yeni aile düzeninde ise çocukların sosyalleşmesi ergenlerin de bu uyuma yetişmesinin suhulet kazanması bakımından çekirdek aile yapısı desteklenir.
Alt sistemlerden teşekkül eden teoride, eş ve aile, anne baba, kardeşler ve çocuklar alt sistemleri oluşturur. Alt sistemler kendi içlerinde alakalı ve işlevseldir. Örneğin bir alt sistem olan anne babanın kendi içerisinde görev ve sorumlulukları vardır. Aile ve bütün toplum düzeninin devamlılığını sağlamak bakımından, alt katmanlar, aile içindeki görevler ve konumlarla uyum içinde olmalıdır ( Eke,2018).
Bu teoriye göre ailenin işlevselliğinin devam edebilmesi için çocuk büyütme, iktisadi yardım, duygusalgüven tesis etmek gibi vazifeleri mevcuttur. Aile çocuğun ihtiyaç duyduğu temel gereksinimlerini temin etmek ve toplumsallaşmasını sağlamakla mükelleftir (Akün,2013).
2.6.2. Sembolik Etkileşimci Aile Kuramı
Sembolik etkileşimcilik, bir manaya sokma ve değerlendirme sürecidir. İnsanların çevrelerini ve kendilerini ne şekilde konumlandırmaya çalıştıkları ve anlamlandırmaya özen gösterdiklerini simge ve çeşitli işaretlerle gösterirler. Bu teori bütünsel bir kapsayıcılık barındırır (Kasapoğlu ve Karkıner,2011).
Bu yaklaşımda aile bağlarının kurulmasından sonra ömür boyu devam ettirilmesi elzemdir. Toplumda meydana gelen birçok değişime paralel bir şekilde aile simgeleri de değişmiştir. Eş tercihi, duygusal memnuniyet öngörüsü, aşk simgesi, çocuğun ve anne-babanın manası gibi simgelerde değişimler meydana gelmiştir.
Bu teoride asıl olan insanların simgede neyi yaşadığıdır. Ebeveynler bazında değerlendirmeye tabi tutulduğunda bu yaklaşım, aile içinde olan dinamikleri, görevleri, iletişim örüntülerini ve toplumsallaşmayı barındırır. Ailede fertlerin her birisi birden ziyade göreve sahiptir ve öteki üyelerle etkileşim içindedir. Görevlerin anlamlandırılması, aile bireylerinin karşı karşıya kaldıkları dış ve iç durumlarıyla olur.Bu kuramda aile dinamikleri, ailenin toplum ile olan ilişkileri üzerinde etkiye sahiptir (Hallaç ve Öz,2014).
Aile yapısı çocuğun en fazla etkileşim içerisinde olduğu sosyal kurumların başında gelir. Çocuğun toplumsallaşmasında çocuğa çevresini, içinde var olduğu toplum ve
25
bu toplum içindeki toplumsal simgeleri öğreten ilk kurum ailedir. Ailenin çocuğa öğrettiği toplumsal simgelerle çocuk sağlıklı bir tarzda toplumsallaşma evresine girebilir (İzci ve Mazman,2021).
2.6.3. Çatışmacı Aile Kuramı
Çatışmacı yaklaşım ve teoriler toplum içinde var olan toplumsal, siyasi ve iktisadi adaletsizliklere dikkat çekerler. Bu teoriye göre toplum içindeki gruplar birbirleriyle yararları ve paylaşamadıkları varlıkları için mücadele eden insanlar tarafından teşkil edilir (Kasapoğlu ve Karkıner,2011).
Çatışmacı teoriye göre kendi aralarında yakın ilişki içerisinde olan herkese yükümlülük, kuvvet ve mükâfatpaylaşım noktasında kavga meydana gelebilir. Bu durum aile için dahi geçerliliğini korumaktadır. Eş veya çocuklar ile aynı ev işlerinin yapılması cihetiyle veya bir konu hakkında kararlar almakta anlaşmazlık vuku bulabilir (Aluş,2015). Bu teoride aile kuvvet, üstün gelme ve mücadele kavramları üzerinde tesis edilmiştir;
Çatışma teorisine göre aileye yönelik temel teoriler;
Kuvvet: Aile içindeki bireyleri etki altına alma yönüdür. Çoğunlukla üstün olan kişi öteki fertleri etki altına alır.
Rekabet: Aile içindeki fertlerin ellerinde olan kaynakları pay etmede ulaşılması lüzumlu amaçlarda takip edilmesi gerekli yöntemler üzerinde çatışmaya girerler.
Pazarlık ve uzlaşma: Aile içerisinde olan alışverişle alakalı algılardır. Aile içinde herkesin maksimum fayda elde etmesi pazarlık, fertler arasında münasip çözümler bulup uzlaşmaya varmaktır.
Atılgan ve saldırgan davranışlar: Haklarına sahip çıkan aile fertlerinde atiklik, aile fertlerinin ihtiyaçlarının yerine getirilmesinde cebir kullanılması da saldırganlık olarak kabul edilir.
Tehdit ve vaatler: Aile fertlerinde nüfuza sahip olan bireyin diğerleri üzerinde etki tesis etmesidir.
26
Sosyal Çatışma Kuramına dair netice olarak, kuvvetli olan bireyin etkisinin ve aile fertlerinin toplumsal adaletsizliklerden ne derece etkilendiklerinin ortaya konulduğu bir teoridir (Karababa, 2019).
2.6.4. Feminist Aile Kuramı
Feminist aile kuramında cinsiyetler arası ilişkiler üzerinde durulur. Bu kurama göre erkek egemen toplumlarda adaletsizlik üzerine kurulu kadın erkek ilişkileri mevcuttur. Bu eşitsizlikleri ayakta tutmaya çalışan kurumlar toplumsal yapıda yer alır.
Feministler ailenin eşitlikçi bir kurum olmadığını savunur. Toplumların çoğunda erkekler daha fazla güce sahip olması yönüyle aile sistemleri erkek egemen bir yapıdadır. Aile bireyin bu sosyal adaletsizliği deneyimlediği birincil alandır (Evran,2018).
Feministlere göre aile içindeki işbölümü de cinsiyete göre dağılım gösterir ve kadın aleyhinde eşitsiz bir durum söz konusudur. Bu yaklaşıma göre kadın, hep veren ancak az alan taraftır (Özgen,2019). Sanayi toplumuyla değişen şartlarla birlikte kadının aile içindeki rollerinde de değişimler oluşmaya başlamıştır. Bu yönüyle aile içindeki erkek egemen anlayış kısmen azalmıştır. Ancak genel itibarıyle aile eşitlikçi bir kurum değildir.
2.6.5. Gelişimsel Aile Kuramı
Bu teoriye göre ailenin sağlıklı olabilmesi için ne tür gelişimsel dönemde olduğu ve bu dönemin hususiyetleri ve işlevlerinin bilinmesi önem arz eder.
İki ayrı türden ferdin evliliği ile meydana gelen aile, çocukların dünyaya gelmesiyle büyür ve çocukların haneden ayrılması ile de küçülmeye başlar.
Bu teoriye göre aile için; çocuğun dünyaya gelmesi, evlenme, en son çocuğun dünyaya gelmesi, bu son çocuğun da haneden ayrılması ve eşlerden herhangi birinin ölümü dönüm noktalarıdır (Aslantürk,2017).
Devirler arasında meydana gelen geçişler başarılı bir şekilde tamamlandığında bireyin baskıya karşı dayanıklılığı körelir ve düşer. Er ya da geç meydana gelen bu geçişler ferdi veya ailevi olarak gerilemeye başlaması veya sabit olmaya sebep olabilir (Kılıçaslan,2001).
27
2.6.6. Aile Ekolojisi Kuramı
Aile ekolojisi kuramına göre çocuğun gelişiminde; kişisel özellikleri, çevresi ve toplumla arasındaki ilişki, çocuğun en yakın çevresi ile etkileşimi önemlidir. Bu yaklaşımda aile birbirine geçmiş girift parçaların merkezindedir. Gelişime doğrudan veya dolaylı olarak tesir edenmezo-sistem, mikro-sistem, makro-sistem ve ekzo- sistem gibi ferdi ve aileyi kuşatan dört tür sistem mevcuttur (Ersen,2020).
Aile ekolojisi kuramında ailenin yanı sıra pek çok sistem de çocuğun gelişiminde etkilidir.Bu sebeple okulun da çocuğun gelişiminde aile kadar etkili olduğu söylenebilir. Etkili bir okul aile işbirliği ile çocuğun gereksinimlerinin aile ve öğretmen tarafından bilinmesi, güçlü yönlerinin desteklenmesi sayesinde potansiyelinin üst seviyeye taşınmasına yardımcı olur (Arıkan,Dinç vd.2019).
Bu görüş nokta-i nazarından bakıldığında çocuk çevresinden ve ailesinden bağımsız bir birey olarak düşünülemez. Çocukların yeni davranışlar kazanmaları, bu davranışların kalıcı hale getirilmesi, hayata hazırlanmaları, sosyalleşmeleri, sorunları çözme, araştırma yapma gibi becerileri elde etmeleri ailenin eğitim sürecine aktif katılımı ile mümkündür.
Teorinin esasında ailenin etraftan ne şekilde etkilendiği ve etrafa ne şekilde tesir ettiği durumu vardır. Bu teoride çeşitli çevreler tanımlanmak suretiyle; aile, iş arkadaşları, ev ile okul arkadaşları için yakın muhit, kurallar, anane ve görenek düşünce açıları ise sosyo-kültürel muhit olarak kabul edilmiştir (Eke,2018).
2.6.7. Aile Sistemleri Kuramı
Bu yaklaşıma göre aile bütünü oluşturan tümel biryapıdır.Sistemin bir parçası olan aile bireyleri aynı zamanda kendi içinde de bir sistemdir. Aile içinde yer alan bütünlük, sınır, hiyerarşi gibi öğelerin birbirleri arasındaki ilişki, vurgulanan sistemin yapısını içermektedir. Bu kuramdaki ilkelere göre; sistem bir bütündür ve tüm alt sistemlerin birbiri ile ilişkili olması gerekir. Sistemin temel yapısını birbirleri ile karşılıklı etkileşim halinde olan aile üyeleri meydana getirmektedir.Değişimlerde dengeyi sağlamak için aileler, kendilerine özgü iletişim biçimlerini ve kurallarını ortaya koymalıdır. Bir alt sistem olan aile bireylerinin davranışları tüm sistemi etkisi altına aldığı için aileyi çok yönlü etkileyen sistem yenilemesine gidilir(Akün,2013).
28
Tüm bu kuramlar bir bütün olarak ele alındığında, aileyi ve ailede iletişimi etkileyen birçok neden olduğunu görebiliriz. Ailede sistemlerve bu sistemlerin işlevselliği, semboller ve aile iletişimindeki yerleri, çatışmalar, iş bölümü, cinsiyet gibi özellikler, araştırmamızın bir bölümünü teşkil eden aile içi iletişimi anlama ve yorumlamada yol gösterici olmuştur.
2.7. Aile İçi İlişkiler ve İletişim
Geniş kapsamlı bir kavram olan iletişim üzerine birçok tanım karşımıza çıkmaktadır.“Communis” ortak ve “communicare” ortak kılma anlamlarına gelen Latinceden İngilizceye “communication” olarak geçmiştir. İletişim, insanlığın varoluşundan günümüze, günümüzden de sonsuza kadar insanların gruplar halinde yaşamalarını sağlayan, birlikte yaşarken de birbirleriyle uyumlu ve dengeli ilişkiler kurmaları için birbirine bağlayan kapsamlı bir etkileşimdir (Üçok,2014).
İnsanlar yaratılışları gereği toplu yaşama ihtiyacındadır. Dolayısıyla diğer insanlarla ve diğer varlıklarla, diğer varlıkların da birbirleriyle iletişime ihtiyaçları vardır. İletişimde, iki sistemin var olma şartı vardır. İnsanın insanla, hayvanın hayvanla ya da insanın hayvan veya bir makineyle iletişimi gibi seçenekleri sıralamak mümkündür. İletişim, bu sistemlerdeki bilgi alışverişidir. İnsanların konuşma yoluyla iletişime geçmesi olabileceği gibi karıncaların da yiyeceğin bulunduğu yeri diğer karıncalara haber vermesi örnek gösterilebilir.
İletişim kavramı, yalnız insan ilişkileriyle sınırlandırdığımızda insanların kendilerine dünyayı anlamlı kıldığı ve yakaladıkları bu anlamı diğer insanlarla paylaştığı sürecin adıdır (Baysal,2020).
Tanımlardan da anlaşılacağı üzere sosyal yaşamın ve bu yaşamın bir parçası olan ailede iletişim olmazsa olmaz bir unsurdur. Doğru bir iletişimle ailede daha sağlıklı ilişkiler kurulabilir.
2.7.1. İletişim Unsurları
İletişimin gerçekleşebilmesi için bazı temel öğelerin oluşması gerekir. Bunlar; kaynak, hedef, ileti, kodlama-kod açımlama, kanal, geri bildirimdir.
29
2.7.1.1. Kaynak
Kaynak, mesajı ulaştırılmanın hedeflendiği ve hedefte davranış değişikliği oluşturmanın amaçlandığı iletişimde iletişimi başlatan kişi, küme, grup ya da makinedir (Mutlu,1994). Kaynak, bir konferansta konuşan, bir kitapta yazar, kitle iletişiminde ise iletinin oluşumuna katkı sağlayan kişi ya da kişilerdir.
İletişimin gerçekleşebilmesi için iki sistemden birinin gönderen olması gereklidir. İletişimin başarıyla sürmesi için de göndericinin önemi büyüktür. Gönderici kendisinde olan bilgi ve verilerle ileteceği bir mesaj fikri meydana getirerek bu fikri formüle eder. Bu mesaj formülü belirli bir iletişim kanalı kullanılarak alıcıya iletilir.
2.7.1.2. Alıcı (Hedef)
Alıcı bir iletişimde kaynağın gönderdiği mesaja muhatap olan kişi ya da kişilerdir. Ya da kaynakta oluşan bilgi ve verilerin formüle edilmiş bir fikir olarak oluşan mesajın ulaştırılmak istendiği kitledir (Karaca,2016). Örneğin bir konferansta konuşmacı kaynak, dinleyiciler alıcıdır. Alıcı olmadan iletişim gerçekleşemez.
Alıcının özellikleri ve beklentileri iletişimin sağlıklı sürebilmesi açısından önemlidir. Bir konferansta konuşmacının hazırlayacağı sunum dinleyicilerin özelliklerine göre şekillenmelidir. Konuşmacı dinleyicilerin bilişsel, duyuşsal, sosyal, kültürel, ekonomik özelliklerine göre bir mesaj hazırlamalıdır.
2.7.1.3. Mesaj (İleti)
Kaynak ile hedef ya da gönderen ile alan arasındaki bir sinyaller bütünüdür. Başka bir deyişle kaynak tarafından bir araya getirilmiş bilgi ve verilerin sözlü ya da başka şekilde aktarılmaya hazır hale getirilenbildiridir (Vural, Tuna vd.2012). İletişimde sözcükler birer mesaj olabileceği gibi, jestler, mimikler, oturuş, duruş, el-ayak hareketleri de bir iletidir.
İletişimde alıcının mesajı anlamlandırabilmesi için mesajın açık ve anlaşılır olması iletişimin kalitesi açısından son derece önemlidir. Kaynak iletişimde bulunduğu hedefin özelliklerine göre bir mesaj seçmelidir. Örneğin görsel zekâya sahip bir alıcının ihtiyacına göre bir mesaj oluşturulması mesajın anlamlandırılması açısından ve iletişimin sağlığı bakımından önemlidir.
30
2.7.1.4. Kodlama ve Kod Açma
Kodlama, bir iletişimde kaynağın gönderdiği iletiyi alıcının anlaşılır hale getirebilmesi için ortak işaretler kullanılmasına denir(Baysal,2020). Kodlamada kaynak mesajını bir işaretler sistemi halinde sunar. Alıcı ise kaynaktan gelen işaretleri çözer yani “kod açma” yapar.
Kod, bir kültüre ait bireylerin ortak kullandığı anlamlar bütünüdür. Toplumun kullandığı dil bir koddur (Kıran,2008). Bir dilde oluşan kavramlar o dilin ortaklarını aynı kavramlar üzerinde birleştirir. Ortak bir kültüre ait jest ve mimikler de kodlamadır (Bayrakçı,2007). Bazı kültürlerde elin kaldırılması “hayır” demek iken diğer kültürlerde “evet” anlamı taşıyabilir. Alıcının işaretleri anlamlandırması ve çözmesi kod açmayla mümkün olur.
2.7.1.5. Kanal
Kanal,bir iletişimde kaynağın amaçlarına ulaşmada alıcıya gönderdiği mesajın iletilmesinde kullandığı yöntem ve teknik olarak ifade edilebilir (Üçok,2014). İletişimde iletinin ulaştırılmasında kaynağın seçtiği yöntem çok önemlidir. Kaynak ile alıcı arasındaki oluşan bağa kanal denilebilir. Örnek verilecek olursa insanlar arasındaki iletişimde kanal telefon, televizyon, gazete ya da mektup olabilir. Bazen kişiler arası iletişimde üçüncü kişiler de kanal vazifesi görebilir.
İletişimde kanal seçimi son derece önemlidir. Kaynağın ulaşmak istediği amaçları, alıcının özellikleri gibi etkenlere göre bir iletişim kanalı seçilmelidir. İletişim kanallarını çeşitlendirmek de iletişimin verimliliğini arttırmada önemlidir. Çünkü daha fazla duyu organına hitap etmek iletişimin kalitesini arttıracaktır.
2.7.1.6. Geri Bildirim
Karşılıklı iletişimin vazgeçilmez unsuru olan geri bildirim, hedefin mesajı yorumlayışı ve kaynağın iletisine verdiği tepkidir (Arabacı,2011). İletişimlerde alıcıdan gelecek geri bildirim kaynak açısından önemlidir. Çünkü geri bildirim iletişimin sürmesini ve nasıllığını belirler. Geri bildirimde en hızlı ve doğru sonuç yüz yüze iletişimde gerçekleşir. Kaynağın yüz yüze iletişimde alıcının jest ve mimiklerinden beden dilinden ileti için çok hızlı geri bildirim alır.
31
Geri bildirim iletinin taşıdığı içeriğe göre olumlu ve olumsuz şeklinde ikiye ayrılır. Bir iletiyi olduğu ve devam ettiği şekliyle olumlayan geri bildirime olumlu geri bildirim, iletinin amaçlandığı şekliyle devam etmediğini bildirmek ve mesaja bir düzeltme vermek amacıyla yapılan geri bildirime de olumsuz geri bildirim denir (Arabacı,2011).
Aile içi iletişimde kaynak ve alıcı aile bireyleridir. Mesaj kaynak ve alıcı arasındadır. Örneğin çocuğuna ders çalışma mesajını vermek isteyen bir anne kaynak, çocuk ise alıcıdır. Annesinin kitapları getirip masasına koymasıyla ileti kodlanır. Çocuğun dersine oturup çalışmaya başlamasıyla geri bildirim sağlanmış olur.
2.8. İletişim Çeşitleri
Bu kısımda iletişimin sözlü iletim, sözsüz iletişim, yazılı iletişim, görsel iletişim gibi çeşitleri incelenecektir. Araştırmamızda kullandığımız aile içi iletişim ölçeğinin de maddeleri arasında bulunan konuşma (sözlü iletişim) ve sözsüz iletişim maddeleri incelenmiş, bunları daha iyi kavrayabilmek adına diğer iletişim çeşitleri üzerinde de durulmuştur.
2.8.1. Sözlü İletişim
Sözlü iletişim için seslerin kelimelere dönüşmesiyle oluşan iletişimdir denilebilir. Bugün kullanılan sözlü iletişim sisteminde heceler seslerden, kelimeler hecelerden, cümleler de kelimelerden oluşur. İnsanlar arasında geçen konuşmalar, seminerler, paneller, konferanslar, kitle iletişim araçları gibi iletişimler sözlü iletişim kapsamında sayılabilir (Berk,2017).
Sözlü iletişim, “dil” ve “dil ötesi” şeklinde iki bölüme ayrılabilir (Meriç,2017). İnsanların birbirlerine duygu, düşünce ve gözlemlerini konuşma yoluyla aktarması dille iletişimi ifade eder. Dil ötesi iletişim de ise, ses tonu, konuşma hızı, ses yüksekliği, ses vurgusu önem arz eder. Bireylerin ne söyledikleri dille iletişim, nasıl söyledikleri ise dil ötesi iletişimi ifade eder.
Başarılı bir sözlü iletişimde ilk koşul iyi bir konuşmacı olmaktır (Bayrakçı,2007). Bunun yanında sözlü iletişim tekniklerini bilmek ve uygulamak da önemlidir. Doğruluk, bilgi ve yetenek iyi bir konuşmacının üç temel özelliğidir. Konuşma
32
içtenlikle ve inançla yapılmış, içtenlik ve inanç dinleyiciye hissettirilmişse konuşmacının alacağı tepki de olumlu olacaktır.
2.8.2. Sözsüz İletişim
Sözsüz iletişim, konuşma haricindeki her türlü argümanla gerçekleşen iletişim biçimidir. Jest, mimik, yüz ifadelerindeki anormal farklılıklar beden dilini ifade eder. Duygular, düşünceler ve tepkiler kelimelerle ifade etmekten daha çok beden diliyle anlaşılır (Özpehlivan,2015). Sözsüz iletişim hedef üzerinde çoğunlukla daha etkilidir ancak bu sebeple daha fazla probleme neden olabilir. Bu nedenle sözlü iletişim ve sözsüz iletişim mesajlarının anlamlarını güçlendirmek adına birbirlerini desteklemeleri gerekir.
Sözsüz iletişimde en etkili ve en çok kullanılan kanal göz temasıdır. İletişim genellikle göz temasıyla başlar ve iletişimin akıcılığını sağlamada etkin rol alır (Ergül,2009). Sözsüz iletişimde bakışın yönü, süresi ve bakış esnasındaki tavrı önemlidir. Sözsüz iletişimde yüz ifadesi, konuşmacının iletisine yönelik yüz kaslarının şekil almasını ifade eder. Konuşmacıyı olumlu veya olumsuz etkileyen bir unsurdur. İletişimde en sık kullanılan kanallardan biri de baş hareketleridir. Baş hareketleriyle kişi, başını kimi zaman öne, arkaya ya da yana sallayarak onay ya da ret tercihini ifade eder. Bireyin el, kol ve bacak hareketlerini de iletinin amacına uygun olarak kullanması iletişimin sağlığı açısından önemlidir. Alıcı ve kaynak arasındaki mesafe de iletişimin etkisini olumlu ya da olumsuz etkiler. Mesafenin fazla olması göz teması ya da diğer jest ve mimiklerin hedefe ulaşımını da zorlaştırır. Bu sebeple mesafenin gerektiği kadar olması önemlidir (Erkuş ve Günlü,2009).
2.8.3. Yazılı İletişim
Yazı, seslerin semboller kullanılarak aktarılmasıdır. Yazılı iletişim bu sembollerle mesajın alıcıya ulaştırılmasıdır. Yazıyla birlikte söz daha kalıcı hale gelmiştir. “Söz uçar yazı kalır” gibi deyişler yazılı iletişimin önemini anlatmaktadır (Üçok,2014). Yazılı iletişimle, kayıtlar tutulmuş ve toplumsal yapı daha sistemli hale gelmiştir (Uçar,2017). Yazılı iletişim, mektup, mesaj, e-mail gibi kişiler arası olabileceği gibi örgütsel iletişimde de önemli bir yeri vardır.
33
Yazılı iletişim, zor olması, geri bildirim olarak da daha fazla zamana ihtiyaç duyulması açısından sözlü iletişime göre dezavantajlı görülebilir. Fakat kontrol edebilme ve bilgileri değiştirebilme imkânı sayesinde de avantaj sağlayabilir.
2.8.4. Görsel İletişim
Görsel iletişim, tarihte mağara duvarlarına yapılan resimlerle başlamış ve yazının kaynağını oluşturmuştur. Göze hitap eden bir iletişim şeklidir (Ay,2016). Günümüzde resim, heykel sanatları görsel iletişimdir. Kişi kıyafetleri giyimi, aksesuarlarıyla göze hitap eder. Nasrettin Hoca’nın “ye kürküm ye” fıkrasında da bir görsel iletişim örneği görülmektedir.
2.9. İletişim Engelleri
Gönderen ve alan arasında, yaşadığı çevre, yaşam şartları, bulunduğu coğrafya, eğitim düzeyi, kişisel alışkanlıkları, kişinin iç dünyası gibi farklılıkların olması her zaman sağlıklı bir iletişim ortaya çıkarmaz. İşte iletişim sürecini olumsuz etkileyen faktörler aşağıdaki şekilde gruplandırılabilir.
Kişisel Engeller: Kaynak ve alıcı arasındaki farklı kişisel özellikler; bireysel ihtiyaçlar, değerler, alışmış olduğu davranışlar iletişime engel olabilmektedir (Duran, 2019; Çakıcı,2021). Göndericinin, alıcının özelliklerini ve ihtiyaçlarını bilmeden iletiyi hazırlaması ya da alıcının, iyi dinlememesi veya yanlış anlamasından iletişim engeli doğar.
Sosyo-Psikolojik Engeller: Kaynağın gönderdiği mesaj alıcıya ulaştığında gönderildiği anlamda farklılaşmalar olabilmektedir. Alıcının ve kaynağın psikolojik yapısı bu farklılaşmada etkendir. Bu engeller sosyo-psikolojik engeller olarak isimlendirilir (Çakıcı,2021).
Teknik Engeller: Teknik engeller, araç, kanal, yöntem ya da mesajda yaşanan teknik kargaşalar sebebiyle ortaya çıkmaktadır.
Dil Engeli: İletişim araçları içerisinde dil, en önemlilerindendir. Karışık bir dil yanlış anlamalara sebebiyet verebilir (Kıran,2008).
34
2.9.1. Etkin İletişimde İletişim Engellerini Aşma
İletişim engelleri, iletişim sürecini olumsuz etkilemektedir. Bazı yöntemlerle iletişimde karşımıza çıkacak engeller aşılarak, doğru iletişim sağlanmış olur. Konuşma, dinleme ve empati eylemleri doğru kullanıldığında sağlıklı bir iletişime götürür. Araştırmamızda da kullanacağımız bu eylemlerden kısaca bahsedilecektir.
2.9.1.1. Konuşma
Konuşma; duyma, düşünme ve hissetme gibi eylemlerin dil vasıtasıyla karşıya aktarılmasıdır (Doğan, 2009). Üzerinde anlaşılan bazı işaret ve seslerin karşıya anlamlı bir mesaj olarak iletilmesini sağlayan bir sistemdir (Erdem,2013). Bu tanımlarda da görüldüğü gibi konuşma, geniş bir kavramdır. Konuşmanın insanın iş, eğitim ve özel hayatında önemli bir yeri vardır. Etkili ve açık bir iletişimle başarı sağlanabilir ve bunun yolu ise güzel ve anlaşılır bir konuşmadır.
Konuşma insan kavramı kadar eski bir eylemdir. Bir bebeğin dil yetisinin anne karnında oluşmaya başladığını gösteren araştırmalar bulunmaktadır. İnsan canlısının en belirgin özelliği konuşabilir olmasıdır.Descheneaux’un yaptığı araştırmada, bebeklerin anne karnındaki beşinci aylarında sesleri fark ettikleri, Mehlervd.nin yaptığı araştırmada ise bebeklerin doğar doğmaz kendi ana dillerini ayırt edebildikleri görülmüştür ( Demir ve Özdil,2019).
Konuşma, insan hayatının başlangıcından itibaren yer edinen bir eylemdir. Okul öncesi dönem ise her alanda olduğu gibi konuşma eyleminin gelişmesi ve doğru şekillenmesi için kritik bir dönemdir. Çocuklar bu evrede etkili ve verimli bir eğitim ile zihinsel, fiziksel, sosyal ve konuşma yetisini geliştirmesi bakımından desteklenmelidir.
2.9.1.2. Dinleme
Dinleme; iletişimde kaynağın söylediği mesajları, söylenen şekliyle anlaşılması ve hedefte oluşan anlamın bilinmesidir. Dinleme, sözlü ve sözsüz mesajlarla ilgilenmek, zihinde anlamlandırılmasını sağlamak, anımsamak ve bu mesajlara mukabelede bulunmaktan oluşan bir süreci ifade eder (Temiz, 2014).
İletişimin temel öğelerinden biri olan dinleme, sesli mesaja dikkat kesilebilme, zihinde tam olarak anlamlandırabilme olarak da tanımlanabilir. İyi bir dinlemede
35
dinleyicinin sabırla dinlemeyi bilmesi, konuşmacıya saygı göstermesi, söz kesmeden dinlemesi anlamayı kolaylaştıran etkenlerdir. Bireyler bazı durumlarda aynı mesajı farklı seviyelerde algılayabilir, hedef mesajı kaynaktan bağımsız bir şekilde anlamlandırıp bu şekilde tepkide bulunabilir (Tarkoçin,2014)
Bireyin doğum öncesinden itibaren bütün hayatında etkin olarak kullandığı dinleme, ilk öğrenme alanı olarak kabul edilebilir. Dinleme, becerinin süreç içerisinde artması dolayısıyla gelişimsel, konuşmacı ve aktardığı bilgiler ile ilgili olması sebebiyle de etkileşimseldir.
Kazanılan ve öğrenilen bir davranış olan dinleme, aile çocuk iletişiminde önemli bir yere sahiptir. Ailenin bu beceriyi okul çağına kadar çocuğuna kazandırmış olması gerekir. Aksi takdirde dinleme becerisi yeterince gelişmemiş çocuğun okulda ve toplumda başarı göstermesi düşünülemez. Ebeveynlerin çocuğu dinlemesi mutlaka onun isteklerini eksiksiz yerine getirmesi demek değil, çocuğa onu anladığını hissettirerek onu rahatlatmasıdır.
2.9.1.3. Empati
İnsan, yaşamının bütün aşamalarında sosyal bir varlık olmasından dolayı iletişim halinde olmak zorundadır. Bu yönüyle iletişimde bulunduğu insanlar tarafından duygu ve düşüncelerinin anlaşılmasını ve karşı tarafta anlam bulmasını ister.
Empati ile ilgili tanımlara bakıldığında bazılarının duygu boyutu, bazılarının ise bilişsel boyutu vurguladığı görülmektedir. Bilişsel boyuttan bakıldığında empatinin karşıdaki kişinin duygularının doğru anlaşılması ve değerlendirilmesi gerektiğinden bahsedilir. Duygu boyutundan bakan tanımlamalarda ise kendini karşıdaki kişinin yerine koyabilmeyi ve yaşadığı duyguyu hissedebilmeyi vurgular (Koca,2020).
Empatik iletişim, kişilerin birbirlerini tanıması ve anlaması yönüyle iletişimin devamını sağlar. Empati kişiyi rahatlatması ve iyi hissetmesini sağlaması yönüyle, empati yapılan kişi kadar empati yapan kişiye de fayda sağlar. İnsanlar arasında bilişsel ve duygusal yakınlığı arttırır (Yılmaz,2011).
Bebeklerin bir başka bebeğin ağlamasına uygun bir ağlama davranışı geliştirmeleri, araştırma sonuçlarından da anlaşıldığı üzere empatinin doğuştan geldiğini
36
düşündürmektedir (Arabacı,2011). Ebeveynlerin de çocukların duygu ve düşüncelerini doğru değerlendirmesi ve bunu çocuğa hissettirmesi çok önemlidir.
2.10. Aile İçi İletişim
Çocuğun içinde bulunduğu ilk toplumsal yapı ailedir. İletişimin sağlıklı olduğu ailelerde bireyler birbirlerine karşı saygılı ve bağlıdır. Sağlıklı iletişimin oluştuğu ailelerde, bireylerde problem davranışların görülme olasılığı düşüktür. Çocuklar model alarak öğrendiği için, ailedeki yardımlaşma, saygı ve sevgi ortamından olumlu anlamda etkilenecektir (Yönel,2021).
Aile içi ilişkilerle; çocuğun hayatındaki ve gelecekteki yaşamına gireceklerle olan ilişkilerine yön verir. Aile fertlerinin birbirlerini duygularını hissetmeleri aile fertlerinin tesirli iletişimiyle alakalıdır. Çocuğun gelişimi için alan hazırlanmasıveyardımlaşma, işbirliği ve paylaşma davranışlarını desteklemesiaçısından ailedeki iletişim son derece önemlidir. Aile üyeleri arasındaki iletişimin yeteri derecede olmaması veya etkili bir iletişimin olmaması çocukta ebeveyn ile bir mücadele ve çatışma ortamı doğurur (Eke,2018).
Aile, çocukların aile üyelerini gözlemleyerek iletişim kalıpları oluşturmayı, kendi fikir ve görüşlerini geliştirerek kimliklerini ortaya koymayı öğrendikleri kurumdur. Ailede kurulan sağlıklı iletişim ve çocuğun kişiliğini oluşturmasındaki olumlu desteklemeler aile içi iletişimde ebeveynler ve çocuk açısından önemlidir (Arabacı,2014’den akt. Çınar,2022)
Aile içindeki ilişkilerde uyum olduğu kadar çatışmanın vuku bulması da normaldir. Aile ilişkilerinde çatışma ile uyumun birlikte var olması elbette ki kaçınılmaz bir durumdur. Bu çatışma ve uyum da iletişim içinde olmayı mecburi kılar. Başka bir deyişle aile içinde var olan sağlıklı bir iletişim hem çatışmanın önüne geçerek çatışmanın engellenmesi hem de uyumun sağlanmasında önemli bir faktördür. Kavgaların çözümlenmesi için duyguların, fikirlerin, tutum ve davranışların muhatabına ulaştırılmasında ortak simgeler kullanılmasıdır. Yani aile bireyleri birbirleriyle açık bir şekilde konuşmak ve açık bir iletişim kurmak durumundadırlar (Baran,2004).
37
2.10.1. Eşler Arası İletişim
Eşler, muhatabın kişisel çevrelerine saygı göstermeli, hak ve yükümlülüklerini aile içindeki görevlerini işlevselkılacak tarzda kullanabilmeleridir. Eşlerin kendi aralarındaki haberleşmenin sağlıklı olabilmesi, haberleşmenin kodlarına yüklenenmanayla alakalıdır. Duygu, durum ve olaylara bindirilen simgelerin değişik olması “benzer lisanı kullanıyoruz ama anlaşamıyoruz” problemini meydana çıkarmaktadır (Atan ve Buluş,2020).
Eşlerin kendi aralarındaki iletişimin karşılıklı olarak önemsenmeyi gerektirir. Bu durum her iki tarafa da doyumluluk kazandırır ve evlilikleri süresince uyumlu bir şekilde hayat sürmelerine yardımcı olur.
Eşlerin kendi aralarındaki tartışmaları onların birbirleriyle daha yoğun iletişime girmelerini sağlar. Eşlerin kendi aralarındaki sağlıklı iletişimi ferdi sahalara saygıyla mümkün olabilir. Eşler evlilik yaşamlarında birbirlerinin tüm hayatına dâhilolamazlar, bu mümkün değildir. Eşlerden herhangi birinin zevk aldığı bir şeyden diğeri zevk almayabilir. Eşler birbirlerinin sahip oldukları ferdi hususi alanlarına karışmamalı, yargıçlık görevini üstlenmemelidir. Her şeyi bölüşüyor olmak adına çiftler birbirlerinin sahip oldukları özgürlük sahalarını daraltmamalıdırlar.
Eşlerin birbirlerinden farklı düşünce ve fikre sahip olmaları normal bir durumdur ancak çocuğa bakma mevzusunda ortak bir alanda buluşabilmek için özenli davranmalıdırlar. Çocuk yetiştirme konusunda anlaşamamaları durumunda çekişmeler, duygusal değişimler, çocuk üzerinde telafisi çok zor olan olumsuz tesirler bırakabilir (Eke,2018).
2.10.2. Anne-Çocuk İletişimi
Hamilelikle başlayan bir süreç olan anne-çocuk ilişkisinin, anne karnındaki bebeğin annenin duygularını hissedebildiği bilinen bir durumdur. Anne ve çocuk arasındaki iletişim bebeğin doğumuyla birlikte sürer. Tensel temas anne çocuk iletişiminde önemli olduğu için, bebeklerin anne sütüyle beslenmesi iletişim açısından da önemlidir. Annenin beden kokusu, ısısı, çocuğu tutuş biçimi gibi fiziksel temas durumları bebekle anne arasında bağ kurulmasına yardımcı olur(Güven,2013).
38
Çocuğun anne karnından itibaren başlayıp devam eden anne ile iletişimi okul öncesi dönemde de farklı boyutlarda devam eder. Anne, çocuğun ihtiyaçlarını, çocuk kendisini ifade edemese bile hisseder. Anne ile çocuk arasında doğumla birlikte dokunma, göz göze gelme, sesini duyma gibi etkenlerle başlayan iletişim, okul öncesi dönemde çocuğun anneyi taklit etmesi ile farklı bir özellik alarak devam eder.
Anne, çocuğun hayatında, yaşamının her döneminde farklı özellikler göstererek, çocuğuyla iletişim halindedir. Anne ve çocuğun kuracağı sağlıklı iletişim çocuğun ileriki hayatında sağlıklı bir gelişim göstermesini de etkileyecektir (Sarısoy,2021).
2.10.3. Baba Çocuk İletişimi
Okul öncesi devrenin, kişiliğin duyuşsal ve toplumsal ilerlemesinde ehemmiyetli bir görevi olması hasebiyle ebeveyn modellerinde var olan olumsuz örnekler çocuklar üzerinde de olumsuz özelliklerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Baba, çocuk için anne ile iletişiminin akabinde onun toplum ile iletişimi arasında bir köprü vazifesini yüklenir. Bu cihetle babayla iletişim, toplumsal gelişim ve kendisine güven davranışında çocuğun yaşamında oldukça tesirlidir (Kadan,2010).
Başarıya sahip bir baba örneği sadece çocuğun toplumsallaşması, özgüvene sahip olması benzeri katkılarının yanı sıra, anne çocuk ilişkisinde bile babanın yardımı azami derecede ehemmiyetlidir.
Destekleyici baba örneğinin, annenin gebeliğini sağlıklı bir tarzda tamamlaması ve annenin çocuk ile iletişimi üzerinde pozitif bir tesiri olduğu yapılan incelemelerde ortaya konulmuştur (Akgül,2018).
Babaların, çocuklarının doğum esnasında yanlarında bulunmuş olmaları veya doğumunun hemen akabinde çocuğunu yanına alıp kucağında ona sarılan ve seven babaların çocukla olan bağlarının daha kuvvetli olduğu tespit edilmiştir (Aydoğdu vd. 2016). Çocuğun bilişsel ilerlemesi, kişilik gelişimiyle cinsel gelişimi üzerine yapılan çalışmalar teyit etmiştir ki baba önemli bir faktördür (Bilgili,2020).
2.10.4. Anne-Baba-Çocuk İletişimi
Ebeveyn çocuğun dünyaya gelişinden itibaren bakımını yerine getirmek, bakıp büyütmek, kısaca ana gereksinimlerini temin etmekle mükelleftir. Fakat bu kâfi değildir. Çocukta var olan bilişsel, duygusal, zihinsel ve toplumsal kapasitesini
39
olabilecek en üst düzeye çıkarmak da ebeveynlerin sorumluluğundadır (Dülger,2016).
Ebeveynler ile pozitif etkileşime sahip olan çocuklar etrafıyla sağlıklı iletişim tesis edebilmeyi ve ilk toplumsal tecrübelerini elde ederler. Ebeveyn toplumsal kültürel kazanım ve davranışları çocuklar için kullanan ve onlara rol model olan ilk kapıdır. Çocuklar ebeveynleri rol model alarak içinde yaşamış oldukları çevreyle çatışmaz ve içinde yaşamış olduğu topluma ayak uydurur.
Çocuğun örnek almış olduğu ebeveynin benlikleri, çocuğun benliğine de tesir eder. Ebeveyn kendi aralarında ve toplumsal muhit ile olan sağlıklı bağlarına dikkat eden çocuğun, hoşgörü, saygı ve sevgi ortamında toplumsal yeteneklerinin ilerlemesinde yardımcı olur.
Çocuğun gelişimi açısından ebeveyni ile etkili iletişimi son derece önem arz eder. Aile üyelerinin birbirlerini anlamada, birbirlerine karşı paylaşma ve yardımlaşmada, çocuğun gelişimi için uygun ortamın oluşmasında aile içi etkili iletişim rol oynar. Aile içi etkili iletişimin gerçekleştiği ortamlarda çocuklar duygularını ve düşüncelerini ifade edebilen, özgüvenli ve bağımsız bir kişilik geliştirebilirler. Bunun tersi durumlarda ise, çocukların sağlıklı bir şekilde gelişemediği, duygu ve düşüncelerini ifade edemediği, bağımlı bireyler olduğu görülür (Küpeli,2011).
Olması gereken bir anne-baba-çocuk iletişiminde, bireyler arasındaki iletişimin net olması gerekir. İletişim bu yönüyle anne-baba ve çocuklar için önem arz eder.Çocuklar anne-babalarını taklit ederek davranışlarını şekillendirir. Taklit edilen bireyler olarak anne babalar, çocukların davranışlarına, doğru yön verebilmek için iletişim kurallarını bilmeli ve ona göre davranışlar sergilemelidir. Bu kuralların en önemlilerinden, çocuğunu kabullenmek, çocuğa karşı dürüst olmak ve empati kurmaktır (Arabacı,2011; Tarkoçin,2014).
2.11. Aile İletişiminde Farklı Ebeveyn Tutumları
Anne babalar çocuklarıyla olan iletişiminde farklı tutumlar sergiler. Çocuğun bazı olaylar karşısında gösterdiği tepki ya da sergilediğitutum ebeveyn uygulaması olarak isimlendirilirken, çocuğun değişik tutum ve fiillerine karşı ortaya konulan tavır ise ebeveyn tutumu olarak isimlendirilebilir (Sak vd,2015). Toplumun psikolojik, sosyal, bilişsel açıdan sağlıklı bireyleri ailede düzenli ilişkiler içinde yetişmişlerdir.
40
Ebeveynin kendi kişilik özellikleri, demografik özellikleri ya da çocuğun özellikleri anne baba tutumlarını etkileyebilmektedir. Çocukların psikolojik, sosyal, zihinsel yönden sağlıklı bireyler olması isteniyorsa demokratik, esnek ve hoşgörülü anne babalara ihtiyaçları vardır (Özyürek ve Şahin,2005).
Aile tutumları çocuk için çok önemlidir. Çocuklar davranışlarını gözlem yoluyla kazanırlar. Çocuk için anne babanın ne söylediği değil ne yaptığı önemlidir. Çocuk, anne babanın davranışlarını gözlemler, modeller. Bu nedenle ebeveynler çocuğa karşı davranışlarına son derece dikkat emelidir. Ebeveynin bütün davranışları çocuğun bilinçaltına kaydedilir, ilerleyen yaşamında karşısına çıkar. Uygun olmayan ebeveyn davranışları ve negatif bir aile hayatı çocuk üzerinde özgüven sorunu, içine dönüklük, şiddet ve kavgacı bir tavra yönelim, tasa, tırnağını yeme, derslerinde başarısız olma, bağımlı olma sorunu gibi arzu edilmeyen birçok tutum sorununu da kendisiyle beraber getirir (Kadan,2010).
Ebeveyn tutumları dört temel tutum üzerinde toplanabilir. Bunlar aşırı koruyucu tutum, aşırı hoşgörülü gevşek tutum, otoriter tutum, demokratik tutumdur.
2.11.1. Aşırı Koruyucu Ebeveyn Tutumu
Aşırı koruyucu ebeveyn, çocuğun özgürlük hudutlarına kadar ulaşan bir koruma meyliyle, hal ve hareketlerini kontrol altına alma, tutum ve davranışlarına müdahil olma, aşırı yersiz ve gereksiz sınırlandırma yapan bir tutumdur (Aydoğdu ve Dilekmen, 2016; Akgül,2018). Koruyucu ebeveynler dış âlemi düşmanmış gibi algılamaları hasebiyle bu tutumu kabullenirler. Bu tutumun neticesinde çocuğun kişiliğinde olumsuz davranışların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Çocuğa karşı beslenen aşırı sevgiyle ilgili bir durum olduğunu düşünen koruyucu ebeveyn; çocuğun hayatında yaşaması gereken tasa, üzüntü, korku gibi hislerinin önüne geçer. Çocuk gerçek olan âlemden kopmak suretiyle, kendisine tesis edilmiş olan âleminde son derece korunaksız kalır (Yaman,2018). Çocuk sonsuza değin ebeveynin gözetimi altında kalarak deneyimlediği çevrenin içinde yer edinemeyip hata işleme, yükümlülük gibi davranışlarında yetersiz kalır.
Aşırı derecede koruyucu anne ve babalar, yoğun sevgi ve alakayla beraber ihtiyacından ziyade kontrol sağlamaya çalışırlar. Yoğun baskı ve denetleme çocuğun
41
kendine olan özgüven, öz kontrol, özsaygı, özdenetim ve benzeri hususiyetlerinin ilerlemesine engel teşkil eder.
Aynı tarzda ortaya konulan aşırı itina ve alaka da çocuğu bencilleştir. Çocuğun sevgi ve ilgi gördüğü fertlere bağımlı bir nitelik şekline bürünebilmektedir (Eke,2018).
Aşırı bir şekilde koruyucu olan ebeveynler çocuğa yaşının ihtiyacı nispetinde müdahalede bulunmazlar. Aşırı koruyucu anne babalar, yemeğini yiyebilecek, bedeni ve zihni gereksinimlerini kendileri karşılayabilecek gelişim seviyesinde olan çocuklarına bu ihtiyaçlarını yerine getirme noktasındaeksik kalırlar (Sarı,2007).
2.11.2. Aşırı Hoşgörülü Gevşek Ebeveyn Tutumu
Aşırı toleranslı aile ortamında yetişen çocuk, ailenin karar vericisi pozisyonundadır. Bu davranışta çocuk hanede kuralları tesis eden konumundadır. Kendi tercihlerini kendisi yapabilme ergenliğindedir ve aile çocuğun tercihleri yönünde kararlar verir (Eni,2017).Aşırı müsamahakâr ailelerde çocuk aşırı müsamahakârlık görür ve aşırı serbest yaşar.Bu tutumda yetişmiş çocukta kural ve sınır kavramları gelişmemiştir. Ebeveynin amacı çocuğa her türlü özgürlüğü tanıyarak onu mutlu etmektir. Fakat bu durumda anne baba çocuğun her türlü isteğine hayır diyemez hale gelir. Bu durum çocukta benmerkezci bir kişiliğe yol açar ve bencilleşir.
Bu tutumda yetişmiş çocuk doyumsuz, her istediğine istediği zamanda ulaşabileceği algısına sahip bireyler olarak yetişir. Bu gibilerin hayatının ilerleyen dönemlerinde de bu algı devam edebilir. Çocuğun toplumsal düzen algısı zayıflamaya başlar, devamlı olarak dikkatleri üzerine çekmek ister. Böyle bir ortamda büyümüş çocuklar aile ve toplumsal ortamda ahenkli bir yaşam sergileyemezler (Aydoğdu ve Dilekmen,2016).
Bu tutumu sergileyen anne babalar, çocuklarının yoğun ısrarcı taleplerine teslim olup, aşırı özgürlükçü, tutarlı olmayan ve lakaytlığa varan tutumlar orta koyan bireylerdir. İlk bakışta çocuğuna ileri derecede alakadar olduğunu gösteren ve çocuğuna sınır koymayan anne babalardır. Böyle bir ortamda büyümüş çocuklar tutum kontrolü mevzusunda sorun yaşar (Bilgili,2020). Bu çocuklarda paylaşma, yardımlaşma ve fedakârlık duyguları gelişmez, asosyal ve bencil bir kişiliğin ortaya çıkmasına sebep olur.
42
2.11.3. Otoriter Ebeveyn Tutumu
Otoriter bir tutum sergileyen ebeveyn, çocuğa korku ve baskı uygulamak suretiyle ondan talep edilen davranışı sergilemesini isterler. Bu anne babalar kendilerini otorite mercii olarak görür ve çocuğun davranışlarını baskıyla şekillendirmek ve denetlemek isterler. Çocuktan tam bir itaat bekler ve bunu çocuğun görevi olarak kabul ederler. Sözel iletişime kapalı olan otoriter anne babalar çocuğa yeteri kadar sevgi ve ilgiyle yaklaşmadıkları için aile ortamları gergindir. Çok fazla eleştiri, aşağılama ve kavga olan bu ortamda çocuğu anlamaya çalışmak, sevgi göstermek ve empati gibi paylaşımlar yoktur. Çocuğun davranışları baskı ve denetimle oluşturulmaya çalışılır.
Ancak bu keyfiyet, davranış kazandırma değil muvakkat bir davranış değiştirme yöntemidir. Bu tür tutumda ebeveyn baskı ve müeyyideyi disipline etme vasıtası olarak kabul ederler. Tahakküm ve müeyyide ortamında çocuğun kendisine olan güveni ve şahsi saygınlığının azalıp düşmesine neden olur (Erözkan,2012).
Otoriter ailelerin çocukları aşırı bir baskı altındadır. Bu çocuklar kendilerini, düşünce ve fikirlerini ifade edemez, tutarlı davranışlar sergileyemezler. Ailede ağır ceza ortamına maruz kalan çocuklar, karşılaştıkları diğer ortamlarda da aynı cezalara maruz kalma endişesiyle davranışlarına yön verirken isteklerini ifade edemez, kendi tercihlerine göre davranamaz. Otoriter ailelerde yetişen çocukların sosyal gelişimlerindeki özellikleri şu şekilde sıralanabilir: Kaygılı bir yapıları vardır, özgüvenleri eksiktir, başkalarından kolay etkilenebilen, silik bir yapıları vardır, ağır cezalara maruz kalma ve sürekli eleştiri sebebiyle aşağılık duygusu oluşur, kendi düşünce ve fikirleri gelişmediği için kendi kararlarını veremezler, hayatlarını başkalarının yönlendirmesiyle devam ettirirler. Bu tutumda yetişen çocuklar bazen de isyankâr olup, otorite boşluğunda ise yanlış davranışlar geliştirir (Onat,2010).
2.11.4. Demokratik Ebeveyn Tutumu
Bu tutum içerisinde olan anne babalar destekleyici, güven verici ve müsamahakâr davranırlar. Bu tür tutumda iletişim, çocukların düşünce ve fikirleri ehemmiyetlidir. Çocuğa izin verme belli şartlar çerçevesinde gerçekleşir. Ebeveyn, iletişim engelleri olan suçlama, dalga geçme, yargılama benzeri hareketlerden geri durmaya çalışırlar. Muhabbetleri belli bir koşula bağlı olmayıp koşulsuzdur. Muhabbeti, saygı ve
43
hoşgörü bu iletişimin esasını teşkil eder. Çocukların aile içinde yarı bağımsız bir şekilde davranış sergilemeleri destek görür. Bu tutumda olan anne babalar çocuklarını kendilerini kontrol edebilmeleri ve bu yönde yetişmeleri için örnek olurlar (Bilgili,2020).
Çocuklar için ailelerinden sevgiyi hissedebilmek ve aileleri tarafından birey olarak kabul edilmek son derece önemlidir. Demokratik ailede sevgi ve saygı hâkimdir ve çocuğa koşulsuz sevgi gösterilir. Çocuğun yaşına uygun olarak kendiyle ilgili kararlar almasında yardımcı olunur. Sevgi ve saygı ortamında büyümüş çocukların benlik saygısı da gelişir. Anne babalar her doğru iletişimde olduğu gibi çocuklarıyla olan iletişimde de sade ve çocuğa yakınlığını ifade eden bir dil kullanırlar. Ailede kurallar üzerinde konuşulabilir. Aynı zamanda çocuklarının sorunları karşısında etkin bir dinleyici olurlar (Uygun ve Kozikoğlu,2020).
Demokratik ailede yetişmiş çocukların özellikleri şu şekilde sıralanabilir; olumsuz durumlar karşısında duygularını yönetebilirler, kendilerini doğru bir şekilde ifade ederler, özgüvenlidirler, diğer bireylere karşı güven duyguları gelişmiştir, empati yapabilirler, kolay iletişim kurabilirler, sosyal uyumları gelişmiştir, kurallara ve değerlere özen gösterirler, sorumluluklarını bilirler (Gökmenoğlu,2011).
44
3. YÖNTEM
Araştırmanın bu bölümü, çalışmanın biçimi, evren ve örneklemi, çalışmada kullanılanbilgi incelemesi ile ilgili veriler içermektedir.
3.1. Araştırmanın Modeli
Bu çalışma okul öncesi eğitim kurumlarından olan 4-6 yaş Kuran kurslarındaeğitim alan 4-6 yaş dönemi çocukları olan ebeveynlerin çocuklarıyla iletişimleri ve çocukların sosyal davranışları arasındaki ilişkiyi inceleyen, ilişkisel tarama modelindedir. İlişkisel tarama, iki ya da ikiden fazla değişken arasında beraber değişim varlığını ya da miktarını belirleyen bir ilişkimodelidir (Karasar,2007). Bu araştırmada, değişkenler arasında bulunan ilişkiler ve bulunan ilişkilerin mahiyeti ile çeşitli değişkenlerin ölçek puanları arasındaki farklılıklar araştırılmıştır.
3.2. Evren ve Örneklem
Bu araştırmanın evrenini,2022-2023 eğitim öğretim senesinde Konya ili içerisinde yer alan, Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 Yaş Kuran Kurslarında eğitim alan 4-6 yaş dönemi çocuklar oluşturmaktadır. Araştırmada örneklem, tesadüfî örneklem yoluyla seçilmiştir. Araştırmanın örneklemi Konya ili Akşehir ilçesinde Diyanet İşleri Başkanlığı Akşehir Müftülüğüne bağlı 4-6 Yaş Kuran Kursuna devam eden 183 çocuk, anne babaları ve öğretmenleri ile toplam 386 katılımcıdan oluşmaktadır.
3.3. Veri Toplama Araçları
Araştırmadaveriler şu araçlarla elde edilmiştir; Araştırmacı tarafından geliştirilen Kişisel Bilgi Formu, 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği,
Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı (ABÇİDA).
3.3.1. Kişisel Bilgi Formu
Araştırmacının oluşturduğubireyselveri formunda çocuklar ile ailelere ait demografik bilgiler bulunmaktadır. Çocuklara ait demografik bilgiler olarak; cinsiyet, yaş, kardeş sayısı, doğum sırası; ailelerin demografik bilgileri olarak, anne-babanın yaşı, anne- babanın eğitim durumu gibi bilgiler yer almaktadır.
45
3.3.2. 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği
Eke (2018) tarafından,4-6 yaş çocuklarının sosyal davranışlarını tespit etmek amacıyla geliştirilen ölçektir. 50 madde ve 6 alt boyuttan meydana gelmektedir. Alt boyutlar ve maddeleri aşağıdaki gibidir;
İşbirliği:16 maddeden oluşur (8, 23, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41
ve 42)
Saldırganlık: 8 maddeden oluşur (43, 44, 45, 46, 47, 48, 49 ve 50)
Liderlik: 10 maddeden oluşur (1, 2, 3, 4, 5, 7, 9, 11, 12 ve 22)
Çekingenlik: 8 maddeden oluşur (10, 13, 15, 17, 18, 19, 20 ve 21)
Uyum: 5 maddeden oluşur (6, 14, 16, 24 ve 25)
Destek: 3 maddeden oluşur (26, 27 ve 28)
Ölçek likert tarzında hazırlanmış olup, alt boyutların puanları kendi içerisinde hesaplanır ve ayrı puan eldesi oluşturulur. Bir alt boyutun puanı düşük ise davranışın benimsenmediği, alt boyutun puanı yüksek ise davranışın benimsendiği anlamını taşır.
Ölçeğin alt boyutları için Cronbach alpha güvenirlik katsayıları, şu şekilde sıralanabilir; işbirliği alt boyutu için, 96; saldırganlık alt boyutu için, 93; liderlik alt boyutu için, 88; çekingenlik alt boyutu için, 88; uyum alt boyutu için,81 ve destek alt boyutu için, 75 olarak bilinmektedir.
3.3.3. Anne- Baba- Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı (ABÇİDA)
Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı (ABÇİDA), Arabacı (2011) tarafından 48-72 aylık çocuğu olan anne-babaların çocukları ile iletişimlerini ve bu iletişim sonucu ortaya çıkan davranışları analiz etmek maksadıyla oluşturulan bir ölçektir. Aracın, konuşma, dinleme, mesaj, sözsüz iletişim ve empati olmak üzere beş alt boyutu bulunmaktadır. 86 maddeden oluşan Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı ABÇİDA,geçerlik güvenirlik çalışması aşamalarındansonra 37 maddeye inmiştir. Anne babalara bireysel olarak uygulanabilen ya da küçük gruplar oluşturularak uygulanabilen araç, konuşma alt boyutunda sekiz madde, dinleme alt boyutunda altı madde, mesaj alt boyutunda sekiz madde, sözsüz iletişim alt
46
boyutunda altı madde ve empati alt boyutunda dokuz maddeden meydana gelmektedir(Arabacı, 2011). Araç 5’li likert tipi bir derecelendirmeyle her bir madde için her zaman, sık sık, ara sıra, nadiren ve hiçbir zaman, seçeneklerinden birini tercih edilmesi beklenir. Bazı davranışların olumsuz davranış içermesinden dolayı ters kodlanmaktadır. Bunlar; mesaj alt boyutunda 1., 3., 4., 6., 7. ve 8. maddeler,sözsüz iletişim alt boyutunda 1 ve dinleme alt boyutunda 6. maddedir. Zaman sınırlaması olmadan doldurulabilecek olan araç için cevapların form üzerinde doldurulması beklenir
Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı’nın (ABÇİDA) Alt Boyutları
Konuşma Alt Boyutu: Bireyin sesli sembolleri kullanarakher yönden dengeli, sağlıklı ilişkiler kurmasına ve bu ilişkileri sürdürebilmesine yarayan davranışlar, konuşma alt boyutundadır. Sekiz madde yer almaktadır. Konuşma etkinliğinde duygu ve düşünceleri sağlıklı bir şekilde ifade etme, ifadelerinde duyguları kontrol altında tutma, konuşmada zamanı, mekânı ve konuşmanın süresini ayarlama, konuşmaya beden dili ve sesin tonu gibi konuşmayı destekleyici beceriler yorumlanır.
Dinleme Alt Boyutu: Kişiler arası iletişimde önemli bir unsur olan dinleme boyutu, altı maddeden oluşmaktadır. Dinleme etkinliğiyle birey, karşıdaki kişiye odaklanır, iletilen sözlü sembolleri tanır, iletilen işaretleri hatırlar ve objektif şekilde anlamlandırır.
Mesaj Alt Boyutu: Mesaj alt boyutu sekiz maddeden oluşmaktadır. Duygu ve düşünceler kodlanır, kullanılan sembollerle anlamına uygun şekilde kullanma becerisi desteklenir. Mesaj etkinliği alıcı konumundaki kişinin davranışlarını algılayıp geri dönütte bulunma becerileridir.
Sözsüz İletişim Alt Boyutu: Altı maddeden oluşan, konuşma dışında diğer iletişim yöntemleri kullanma becerisi ile ilgili davranışlardır. Göz teması, mesafe, duruş, jest ve mimikler gibi unsurları kullanma becerileri sözsüz iletişim etkinliğidir.
Empati Alt Boyutu: Dokuz maddeden oluşan empati alt boyutu, tarafların birbirlerini duygu ve düşünce açısından tanımak ve anlamak üzerine kurulu empatik iletişim becerisi ile ilgili davranışlarıdır. Empatik iletişimde, önyargılardan kurtulma, karşılıklı anlama ve geri bildirimi bilgi aktarımı sağlama gibi beceriler empati etkinliğidir.
47
3.4. Uygulama
Araştırmada, Kişisel Bilgi Formu, Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı (ABÇİDA) ve 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ile veriler elde edilmiştir. Ölçekler kullanılmadan önce ölçek geliştiricilerinden kullanım izinleri alınmıştır. Araştırma için öncelikle, Konya Valiliği İl Müftülüğünden örnekleme dâhil 4-6 yaş Kuran Kurslarında uygulama yapabilmek adına gerekli izinler alınmıştır. Örneklemdeki 4-6 yaş Kuran Kursları idareci ve öğretmenleri ile görüşülerek, anne- babalar için uygulanacak ölçekler hakkında öğretmenlerebilgi verilmiş ve uygulama hususunda açıklama yapılmıştır. 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği amacı ve uygulama aşaması içinölçek,araştırmacı tarafından öğretmenlere izah edilmiştir. Daha sonra öğretmenler her çocuk için ayrı olmak üzere ölçeği uygulamıştır. Araştırmacı formlarda eksiklik olup olmadığının kontrolünü gerçekleştirmiştir. Kişisel Bilgi Formu ve Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı (ABÇİDA) hakkında öğretmenleri aracılığıyla ebeveynlere izahta bulunulmuştur. Formlar, çocukların anne babalarına gönderilmiş, ebeveynleri tarafından doldurulması istenmiştir. Tüm 4-6 yaş Kuran Kurslarından formları araştırmacı teslim almıştır. Araştırmacı tarafından toplanılan formlarda eksiklik olup olmadığı kontrol edilmiştir. SPSS 22 paket programları kullanılarak veri girişleri yapılmış veölçeklere ait değerlendirme teknikleriyle değerlendirilmiştir. Veriler 2022-2023 eğitim öğretim yılı mart ayı içerisinde toplanmıştır.
3.5. Veri Çözümleme Teknikleri
Araştırma kapsamındaebeveynlerin çocuklarıyla iletişimlerini analiz etmek amacıyla kullanılanAnne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı ve onun öncesinde anne babalara ve çocuklara ait bazı bilgilerin bulunduğu kişisel bilgi formu anne babalara, çocukların sosyal davranışlarını ölçmek amacı ile kullanılan4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği çocukların öğretmenlerine uygulanmıştır. Frekans analizi kullanılarak yanlış girilmiş ya da hatalı kodlanmış veriler belirlenmek suretiyle anketlerde ulaşılan veriler değerlendirilmiş ve veri kontrolü sağlanmıştır. Son hali verilen değerlerde kesikli veriler için frekans analizi hesaplanır. Kesikli veri, sadece tam sayıların yer aldığı verilerdir. Sürekli veriler için tanımlayıcı istatistikler kullanılır. Sürekli veri, kesirli değerler içeren verileridir. Ulaşılan verilerin puanlarını
48
analiz etmek için değerlerin normal dağılıma uygunluğu ve varyans eşitliği incelenmiştir. Bunun sonunda parametrik veya parametrik olmayan testlerin uygulanabilirliği kanısına varılmıştır. Verilerin normal dağılıma uygunluk testi Kolmogorov-Smirnov, yine varyans homojenliği için Levene Testi kullanılmıştır. Verilerin hem normal dağılıma uygunluğu hem de varyans homojenliği parametrik testlerinuygulanabilmesi için olması gerekendir. Parametrik olmayan testler ise verilerin normal dağılmaması ya da homojen varyanslı olmaması durumlarında uygulanır.
Tablo 1. ABÇİDA ile SDÖ Araçlarının Basıklık ve Çarpıklık Değerleri
p- Değeri
Çarpıklık
Basıklık
İletişim Ölçeği (ABÇİDA)
0,154
-0,063
1,073
Sosyal Davranış Ölçeği
0,200
-0,175
1,144
Normal dağılıma uyum testi için yapılan Kolmogorov-Smirnov Testi sonucunda İletişim Ölçeği (ABÇİDA) p- değeri>0,050 olduğundan normal dağılıma uygunluğu tespit edilmiştir. Çarpıklık ve basıklık değerleri simetrik dağılım olduğunun yani normal dağılımın uygunluğunu desteklemiştir.
Normal dağılıma uyum testi için yapılan Kolmogorov-Smirnov Testi sonucunda Sosyal Davranış Ölçeği p- değeri>0,050 olduğundan normal dağılıma uygunluğu tespit edilmiştir. Çarpıklık ve basıklık değerleri simetrik dağılım olduğunun yani normal dağılımın uygunluğunu desteklemiştir.
Parametrik testlerden bağımsız iki grup için T Testi ve ikiden fazla grup için Anova Testi ile veriler analiz edilmiştir. İki değişken arasında ilişkiyi ve bu ilişkinin gücünü ölçen Pearson-Korelasyon Testi uygulanmıştır. Çalışmanın istatistikî testlerinde SPSS 22 paket programları kullanılmıştır.
49
4. BULGULAR
4.1. Çocukların Demografik Özelliklere İlişkin Bulgular
Araştırmaya katılan ailelerde anne, baba ve çocuğun yaşı, anne ve babanın eğitim seviyeleri, çocuğun cinsiyeti, doğum sırası ve kardeş sayısı gibi demografik özellikler verilmiştir.
Tablo 2. Çocukların Cinsiyet Değişkenine Göre Dağılımı
Değişken
Grup
n
%
Cinsiyeti
Kız
96
52,5
Erkek
87
47,5
Toplam
183
100
Tablo 2 incelendiğinde; çocukların %52,5’inin(n=96) kız, 47,5’inin(n=87) ise erkek olduğu görülmektedir.
Tablo 3. Çocukların Yaş Değişkenine Göre Dağılımı
Değişken Grup
n %
Yaş
4
35
19,1
5
80
43,7
6
68
37,2
Toplam
183
100
Tablo 3 incelendiğinde; çocukların %19,1’inin (n=35) 4 yaş grubunda, %43,7’sinin (n=80) 5 yaş grubunda, %37,2sinin(n=68) 6 yaş grubunda olduğu görülmektedir
Tablo 4. Çocukların Kardeş Sayısına Göre Dağılımı
Değişken
Grup
n
%
Kardeş Sayısı
0
31
16,9
1
66
36,1
2
47
25,7
3
26
14,2
4
13
7,1
Toplam
183
100
Tablo 4 incelendiğinde; çocukların %16,9’ unun (n=31) kardeşi olmadığı, % 36,1’inin (n=66) 1 kardeşi, % 25,7’inin (n=47) 2 kardeşi ve % 14,2’sinin (n=26) 3,
%7,1’inin(n=13)4 ve üzeri kardeşi olduğu tespit edilmiştir.
50
Tablo 5.Çocukların Doğum Sırasına Göre Dağılımı
Değişken
Grup
n
%
Doğum Sırası
İlk
79
43,2
Ortanca
26
14,2
Son
78
42,6
Toplam
183
100
Tablo 5 incelendiğinde; çocukların %43,2’sinin(n=79) ilk çocuk, %14,2’sinin (n=26) ortanca çocuk, %42,6’sının (n=78) son çocuk olduğu görülmektedir.
4.2. Anne-Babaların Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular
Tablo 6. Annelerin Yaş Değişkenine Göre Dağılımı
Değişken
Grup
n
%
Anne Yaş
24-34
117
63,9
35 ve üzeri
66
36,1
Toplam
183
100
Tablo 6 incelendiğinde; annelerin %63,9’unun (n=117) 24-35 yaş, %36,1’inin(n=66) 36 ve üzeri yaş grubu olduğu tespit edilmiştir.
Tablo 7. Annelerin Eğitim Durumu Değişkenine Göre Dağılımı
Değişken Grup n %
Anne Eğitim Durumu
İlköğretim
24
13,1
Ortaöğretim
40
21,9
Lise
51
27,8
Ön Lisans
25
13,7
Lisans
39
21,3
Lisansüstü
4
2,2
Toplam
183
100
Tablo 7 incelendiğinde; annelerin %13,1’inin (n=24) ilkokul, %21,9’unun (n=40) ortaokul, %27,8’inin (n=51) lise, %13,7’sinin (n=25) ön lisans, %21,3(n=39) lisans ve %2,2’sinin(n=4) lisansüstü mezunu oldukları görülmektedir.
51
Tablo 8.Babaların Yaş Değişkenine Göre Dağılımı
Değişken
Grup
n
%
Baba Yaş
24-34
74
40,4
35 ve üzeri
109
59,6
Toplam
183
100
Tablo 8 incelendiğinde; babaların %40,4’ünün(n=74) 24-35 yaş, %59,6’sının (n=109) 36 ve üzeri yaş grubu olduğu tespit edilmiştir.
Tablo 9. Babaların Eğitim Durumu Değişkenine Göre Dağılımı
Değişken Grup n %
Baba Eğitim Durumu
İlkokul
10
5,5
Ortaokul
28
15,5
Lise
60
32,8
Ön Lisans
30
16,4
Lisans
46
25,1
Lisansüstü
9
4,9
Toplam
183
100
Tablo 9 incelendiğinde; babaların, %5,5’inin(n=10) ilkokul, %15,5’inin(n=28) ortaokul, %32,8’inin (n=63) lise, %16,4’ünün(n=30) ön lisans,
%25,1’inin(n=46)lisans, %4,9’unun(n=9)lisansüstü mezunu oldukları görülmektedir.
4.3. Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı’na İlişkin Bulgular
4.3.1. Anne Babaya İlişkin Bulgular
1. Alt problem: Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 yaş Kuran kurslarına devam eden 4-6 yaş grubu çocukları olan eşlerinAnne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı’ndan elde etmiş oldukları puanlar anne ve baba yaşına, ebeveynlerin eğitim derecelerine göre değişkenlik arz etmekte midir?
52
Tablo 10. Annenin Yaşı Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin Bağımsız İki Örneklem T Testi Sonuçları
Anne Yaşı N Ortalama Std. Hata
Min Maks Test Değeri
p Değeri
Konuşma Ölçeği
Dinleme Ölçeği
Mesaj Ölçeği
24-34
Yaş
35 ve Üzeri
24-34
Yaş
35 ve Üzeri
24-34
Yaş
35 ve
117 34,589 0,349 13,00 40,00
66 34,333 0,411 26,00 76,00
117 26,341 0,229 17,00 30,00
66 26,015 0,368 19,00 30,00
117 35,128 0,312 22,00 40,00
-0,266 0,790
-0,715 0,475
-1,270 0,204
Üzeri 66 34,560 0,428 26,00 40,00
Sözsüz İletişim
Ölçeği
Empati Ölçeği
İletişim (ABÇİDA)
Ölçeği
24-34
Yaş
35 ve Üzeri
24-34
Yaş
35 ve Üzeri
24-34
Yaş
35 ve Üzeri
117 25,504 0,247 17,00 58,00
66 24,924 0,390 18,00 30,00
117 36,735 0,345 27,00 45,00
66 35,787 0,469 28,00 45,00
117 158,299 1,133 115,00 191,00
66 155,621 1,691 119,00 209,00
-1,374 0,169
-1,913 0,056
1,152 0,251
Tablo 10 incelendiğinde; Anne-Baba-Çocuk İletişim Değerlendirme Aracı içinanne yaşı gruplarından farklılığı görmek için yapılan bağımsız iki grup T testi sonucuna göre konuşma alt boyutundap=0,790>0,050,dinleme alt boyutundap=0,475>0,050, mesaj alt boyutundap=0,204>0,050, sözsüz iletişim alt boyutunda p=0,169>0,050, empati alt boyutunda p=0,056>0,050 ve İletişim (ABÇİDA) Ölçeği toplam beceri puanında p=0,251>0,050’dir. Buna göre, anne yaşı grubu İletişim Ölçeği (ABÇİDA) toplam puanları ve alt boyut puanları benzerdir.
53
Tablo 11. Babanın Yaşı Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin Bağımsız İki Örneklem T Testi Sonuçları
Baba Yaşı N Ortalama Std. Hata
Min Maks Test Değeri
p Değeri
Konuşma Ölçeği
Dinleme Ölçeği
Mesaj Ölçeği
Sözsüz İletişim Ölçeği
Empati Ölçeği
İletişim (ABÇİDA)
Ölçeği
24-34
Yaş
35 ve Üzeri
24-34
Yaş
35 ve Üzeri
24-34
Yaş
35 ve Üzeri
24-34
Yaş
35 ve Üzeri
24-34
Yaş
35 ve Üzeri
24-34
Yaş
35 ve Üzeri
74 34,891 0,473 13,00 40,00
109 34,229 0,313 25,00 76,00
74 26,608 0,296 17,00 30,00
109 25,963 0,261 19,00 30,00
74 35,364 0,398 22,00 40,00
109 34,623 0,324 26,00 40,00
74 25,689 0,299 17,00 58,00
109 25,027 0,290 18,00 30,00
74 36,797 0,459 27,00 45,00
109 36,119 0,350 27,00 45,00
74 159,351 1,451 115,00 191,00
109 155,963 1,241 119,00 209,00
-1,468 0,142
-1,478 0,140
-1,712 0,087
-1,695 0,090
1,389 0,166
1,946 0,054
Tablo 11 incelendiğinde; araştırmaya katılan babaların yaşları ile Anne-Baba-Çocuk İletişim Değerlendirme Aracı toplam puanları ve alt boyutlarında anlamlı farklılık görülmemiştir(p>0,050). Buna göre konuşma alt boyutunda p=0,142>0,050, dinleme alt boyutunda p=0,140>0,050, mesaj alt boyutunda p=0,087>0,050, sözsüz iletişim alt boyutunda p=0,090>0,050, empati alt boyutunda p=0,166>0,050 ve İletişim ölçeği toplam puanında p=0,054>0,050’dir.
54
Tablo 12.Anne Eğitim Durumu Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Anne Eğitim
N
Ortalama
Std.
Hata
Min
Maks
Test
Değeri
p
Değeri
İlkokul
24
33,375
1,071
13,00
76,00
Ortaokul
40
34,900
0,592
25,00
40,00
Konuşma
Ölçeği
Lise
51
34,862
0,441
26,00
40,00
3,788
0,580
Ön lisans
25
34,520
0,627
27,00
39,00
Lisans
39
34,153
0,516
27,00
40,00
Lisansüstü
4
35,750
1,376
34,00
39,00
İlkokul
24
26,083
0,762
17,00
30,00
Ortaokul
40
26,150
0,415
19,00
30,00
Dinleme
Ölçeği
Lise
51
26,098
0,330
19,00
30,00
4,080
0,538
Ön lisans
25
26,320
0,512
20,00
30,00
Lisans
39
26,256
0,426
20,00
30,00
Lisansüstü
4
28,500
0,645
27,00
30,00
İlkokul
24
35,750
0,640
32,00
40,00
Ortaokul
40
34,725
0,569
26,00
40,00
Mesaj
Ölçeği
Lise
51
34,647
0,484
26,00
40,00
3,471
0,628
Ön lisans
25
34,880
0,669
28,00
40,00
Lisans
39
34,794
0,569
22,00
40,00
Lisansüstü
4
37,000
0,577
36,00
38,00
İlkokul
24
25,583
0,577
20,00
30,00
Ortaokul
40
25,325
0,527
18,00
58,00
Sözsüz İletişim
Ölçeği
Lise
51
25,411
0,354
20,00
30,00
2,504
0,776
Ön lisans
25
25,680
0,528
20,00
30,00
Lisans
39
24,615
0,482
17,00
30,00
Lisansüstü
4
26,000
1,224
23,00
28,00
İlkokul
24
35,833
0,900
29,00
45,00
Ortaokul
40
36,325
0,653
27,00
44,00
Empati
Ölçeği
Lise
51
36,254
0,509
28,00
44,00
0,352
0,881
Ön lisans
25
36,440
0,685
29,00
44,00
Lisans
39
36,820
0,580
28,00
45,00
Lisansüstü
4
37,750
1,436
34,00
40,00
İlkokul
16
159,750
4,447
134,00
209,00
İletişim (ABÇİDA)
Ölçeği
Ortaokul
40
157,425
2,195
129,00
191,00
Lise
51
157,274
1,718
119,00
177,00
3,151
0,677
Ön lisans
25
157,840
2,492
129,00
180,00
Lisans
39
156,641
2,205
115,00
181,00
Lisansüstü
4
165,000
4,898
161,00
173,00
55
Tablo 12gözlemlendiğinde;Anne-Baba-Çocuk İletişim Değerlendirme Aracı ve alt boyutlarında Anne Eğitim gruplarından farklılığı görmek için yapılan ANOVA testinde konuşma alt boyutunda p=0,580>0,050, dinleme ölçeğinde p=0,538>0,050, mesaj ölçeğinde p=0,628>0,050, sözsüz iletişim ölçeğinde p=0,776>0,050, empati ölçeğinde p=0,881>0,050 ve iletişim ölçeği toplam beceri puanlarında p=0,677>0,050’dir. Buna göre iletişim ölçeği ve alt boyutlarında Anne Eğitim gruplarında anlamlı bir farklılık görülmemiştir.
Tablo 13.Baba Eğitim Durumu Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Baba Eğitim
N
Ortalama
Std.
Hata
Min
Maks
Test
Değeri
p
Değeri
İlkokul
10
32,700
2,328
13,00
39,00
Ortaokul
28
35,500
0,653
25,00
76,00
Konuşma
Ölçeği
Lise
60
34,916
0,392
28,00
40,00
7,601
0,180
Ön lisans
30
34,300
0,664
26,00
39,00
Lisans
46
34,152
0,476
25,00
39,00
Lisansüstü
9
33,000
1,054
29,00
37,00
İlkokul
10
26,600
0,921
22,00
30,00
Ortaokul
28
26,964
0,520
20,00
30,00
Dinleme
Ölçeği
Lise
60
26,366
0,323
17,00
30,00
8,887
0,114
Ön lisans
30
25,800
0,510
19,00
29,00
Lisans
46
25,978
0,386
19,00
30,00
Lisansüstü
9
25,222
1,024
20,00
30,00
İlkokul
10
35,000
1,238
26,00
40,00
Ortaokul
28
36,250
0,538
29,00
40,00
Mesaj
Ölçeği
Lise
60
35,116
0,456
26,00
40,00
9,697
0,084
Ön lisans
30
33,866
0,699
22,00
39,00
Lisans
46
34,760
0,462
29,00
40,00
Lisansüstü
9
33,777
0,924
31,00
38,00
İlkokul
10
25,700
0,700
22,00
29,00
Ortaokul
28
27,285
0,482
20,00
30,00
Sözsüz İletişim
Ölçeği
Lise
60
25,150
0,354
18,00
58,00
17,212
0,004
Ön lisans
30
25,033
0,541
17,00
30,00
Lisans
46
24,500
0,439
18,00
30,00
Lisansüstü
9
24,555
0,603
22,00
28,00
İlkokul
10
35,900
1,530
29,00
44,00
Ortaokul
28
36,928
0,729
27,00
45,00
Empati
Ölçeği
Lise
60
36,283
0,520
27,00
45,00
1,797
0,876
Ön lisans
30
36,266
0,676
28,00
41,00
Lisans
46
36,391
0,533
29,00
44,00
Lisansüstü
9
36,444
0,689
34,00
40,00
56
İlkokul
10
155,900
4,450
134,00
176,00
İletişim (ABÇİDA)
Ölçeği
Ortaokul
28
162,928
2,234
129,00
209,00
Lise
60
157,833
1,530
129,00
191,00
8,555
0,128
Ön lisans
30
155,266
2,672
115,00
171,00
Lisans
46
155,782
1,934
129,00
180,00
Lisansüstü
9
153,000
3,531
140,00
173,00
Tablo 13gözlemlendiğinde; Anne-Baba-Çocuk İletişim Değerlendirme Aracı ve alt boyutlarının Baba Eğitim gruplarından farklılığı görmek için yapılan ANOVA Testi sonucunda ölçek ve sözsüz iletişim hariç tüm alt boyutlarda p>0,050 olduğundan anlamlı farklılık görülmemiştir.
Sözsüz iletişim ölçeği beceri puanlarının baba eğitim gruplarından farklılığı görmek için yapılan ANOVA testi sonucunda P Değeri=0,004<0,050 olduğu için anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Buna göre baba eğitim grubu sözsüz iletişim ölçeği beceri puanları çoktan aza sırasıyla; Lisansüstü, Ortaokul, İlkokul, Ön lisans, Lise, Lisans şeklindedir. Buna göre sözsüz iletişimin lisansüstü mezunu olan babaların lehine olduğu söylenebilir.
4.3.2. Çocuklara İlişkin Bulgular
2. Alt problem: Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 yaş Kuran Kurslarına devam eden 4-6 yaş grubu çocuğa sahip olan ebeveynlerin çocukları için ‘‘Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı”ndan aldıkları puanlar çocuğun yaşı, kardeş sayısı, doğum sırası ve çocuğun cinsiyetine göre farklılık göstermekte midir?
Tablo 14. Çocuğun Cinsiyet Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin Bağımsız İki Örneklem T Testi Sonuçları
Cinsiyet
N
Ortalama
Std. Hata
Min
Maks
Test Değeri
p Değeri
Konuşma Ölçeği
Kız
96
33,958
0,396
13,00
76,00
-2,506
0,012
Erkek
87
35,092
0,346
25,00
40,00
Dinleme Ölçeği
Kız
96
26,083
0,287
17,00
30,00
-0,539
0,590
Erkek
87
26,379
0,268
19,00
30,00
Mesaj
Ölçeği
Kız
96
34,781
0,345
26,00
40,00
-0,669
0,503
Erkek
87
35,080
0,370
22,00
40,00
Sözsüz İletişim
Ölçeği
Kız
Erkek
96
87
25,229
25,367
0,299
0,300
18,00
17,00
30,00
58,00
-0,139
0,889
Empati
Ölçeği
Kız
Erkek
96
87
36,385
36,402
0,380
0,414
27,00
27,00
30,00
44,00
0,100
0,920
İletişim (ABÇİDA)
Ölçeği
Kız
Erkek
96
87
156,437
158,321
1,327
1,357
119,00
115,00
209,00
191,00
-0,471
0,638
57
Tablo 14gözlemlendiğinde; Anne-Baba-Çocuk İletişim Değerlendirme Aracı ve alt ölçeklerinin cinsiyet gruplarından farklılığı görmek için yapılan bağımsız iki grup T Testi sonucunda iletişim ölçeği ve konuşma ölçeği hariç diğer tüm alt ölçeklerde p>0,050 olduğundan anlamlı bir farklılaşma görülmemiştir.
Konuşma ölçeği beceri puanlarının cinsiyet gruplarından farklılığı görmek için yapılan bağımsız iki grup T testi sonucunda p=0,012<0,050 olduğu için anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Buna göre kız çocuklarının konuşma ölçeği beceri puanları erkek çocuklara göre yüksek bulunmuştur.
Tablo 15.Çocuğun Yaş Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Yaş
N
Ortalama
Std. Hata
Min
Maks
Test Değeri
p Değeri
4
35
34,371
0,528
25,00
40,00
Konuşma
Ölçeği
5
80
35,512
0,335
27,00
76,00
15,611
0,000
6
68
33,367
0,508
13,00
39,00
4
35
26,457
0,410
20,00
30,00
Dinleme
Ölçeği
5
80
26,650
0,256
20,00
30,00
5,030
0,081
6
68
25,602
0,374
17,00
30,00
4
35
35,285
0,508
29,00
40,00
Mesaj
Ölçeği
5
80
35,462
0,341
26,00
40,00
3,916
0,141
6
68
34,102
0,469
22,00
40,00
4
35
25,428
0,519
19,00
30,00
Sözsüz İletişim
Ölçeği
5
80
25,937
0,527
20,00
58,00
8,871
0,012
6
68
24,470
0,358
17,00
29,00
4
35
36,428
0,578
19,00
30,00
Empati
Ölçeği
5
80
36,775
0,444
29,00
45,00
0,978
0,378
6
68
35,926
0,479
27,00
45,00
İletişim (ABÇİDA)
Ölçeği
4
35
157,971
1,907
129,00
174,00
5
80
160,337
1,278
136,00
209,00
7,271
0,001
6
68
153,470
1,728
115,00
175,00
Tablo 15 incelendiğinde; Anne-Baba-Çocuk İletişim Değerlendirme Aracı beceri puanları ve tüm alt boyutlarında çocukların yaşlarına göre farklılığı görmek için yapılan ANOVA testi sonucunda İletişim Ölçeği toplam beceri puanları, konuşma alt
58
boyutu ve sözsüz iletişim alt boyutlarında p>0,050 olduğundan anlamlı farklılığa rastlanmıştır.
Konuşma ölçeği beceri puanlarının yaş gruplarından farklılığı görmek için yapılan ANOVA testi sonucunda p=0,000<0,050 olduğundan anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Buna göre yapılan ikili testler sonucunda yaşı 5 olan bireylerin konuşma ölçeği beceri puanları en yüksek iken, diğer 2 grubun konuşma ölçeği beceri puanları birbirine benzer ve 5 yaş grubundan azdır. Buna göre konuşma ölçeğinin 5 yaşındaki çocukların lehine olduğu söylenebilir.
Sözsüz iletişim ölçeği beceri puanlarının yaş gruplarından farklılığı görmek için yapılan ANOVA testi sonucunda p=0,012<0,050 olduğu için anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Buna göre yapılan ikili testler sonucunda yaşı 4 veya 5 olan bireylerin sözsüz iletişim ölçeği beceri puanları benzer ve yaşı 6 olan bireylerin sözsüz iletişim ölçeği beceri puanlarından daha fazladır. Buna göre sözsüz iletişim beceri ölçeği yaşı 4 ve 5 olanların lehinedir.
İletişim (ABÇİDA) ölçeği beceri puanlarının yaş gruplarından farklılığı görmek için yapılan ANOVA testi sonucunda p=0,001<0,050 olduğu için anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Buna göre yapılan ikili testler sonucunda yaşı 4 veya 5 olan bireylerin İletişim (ABÇİDA) ölçeği beceri puanları benzer ve yaşı 6 olan bireylerin İletişim (ABÇİDA) ölçeği beceri puanlarından daha fazladır. Bu sonuca göre yaşları 4 ve 5 olan çocuğa sahip anne babaların; yaşı 6 olan çocuğa sahip anne babalara göre çocuklarıyla iletişimde daha iyi oldukları söylenebilir.
Tablo 16. Çocuğun Doğum Sırası Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Doğum Sırası
N
Ortalama
Std. Hata
Min
Maks
Test Değeri
p Değeri
1
79
34,873
0,353
27,00
40,00
Konuşma
Ölçeği
2
26
33,807
0,605
25,00
38,00
2,069
0,355
3
78
34,346
0,475
13,00
76,00
1
79
26,405
0,294
17,00
30,00
Dinleme
Ölçeği
2
26
26,192
0,443
22,00
30,00
0,388
0,824
3
78
26,051
0,323
19,00
30,00
59
1
79
35,227
0,392
22,00
40,00
Mesaj
Ölçeği
2
26
34,500
0,717
26,00
40,00
1,660
0,436
3
78
34,756
0,370
26,00
40,00
1
79
25,367
0,299
17,00
58,00
Sözsüz İletişim
Ölçeği
2
26
25,576
0,610
20,00
30,00
0,774
0,679
3
78
25,128
0,340
18,00
30,00
1
79
36,632
0,426
28,00
45,00
Empati
Ölçeği
2
26
37,192
0,714
32,00
44,00
3,135
0,209
3
78
35,884
0,430
27,00
45,00
İletişim (ABÇİDA)
Ölçeği
1
79
158,506
1,448
115,00
191,00
2
26
157,269
2,345
137,00
180,00
3,826
0,148
3
78
156,166
1,488
119,00
209,00
Tablo 16 incelendiğinde;Anne-Baba-Çocuk İletişim Değerlendirme Aracı beceri puanları ve tüm alt boyutlarında çocukların doğum sıralarına göre farklılığı görmek için yapılan ANOVA testi sonucunda tüm değerlerde p>0,050 olduğundan anlamlı bir farklılaşma tespit edilememiştir. Yapılan ANOVA Testinde konuşma alt boyutunda p=0,355>0,050, dinleme alt boyutunda p=0,824>0,050, mesaj alt boyutunda p=0,436>0,050, sözsüz iletişim alt boyutunda p=0,679>0,050, empati alt boyutunda p=0,209>0,050, İletişim ölçeği toplam beceri puanlarında ise p=0,148>0,050’dir.
Tablo17. Çocuğun Kardeş Sayısı Değişkenine Göre Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Kardeş Sayısı
N
Ortalama
Std. Hata
Min
Maks
Test Değeri
p Değeri
0
31
35,354
0,533
30,00
40,00
Konuşma Ölçeği
1
66
34,424
0,425
26,00
40,00
2
47
33,978
0,675
13,00
39,00
1,186
0,880
3
26
34,846
0,586
30,00
76,00
4
13
34,00
0,776
32,00
39,00
0
31
26,806
0,480
17,00
30,00
Dinleme Ölçeği
1
66
26,000
0,352
19,00
30,00
2
47
26,319
0,358
19,00
30,00
2,590
0,629
3
26
26,346
0,502
23,00
30,00
4
13
25,384
0,729
19,00
29,00
60
0
31
35,516
0,586
30,00
40,00
Mesaj Ölçeği
1
66
34,666
0,458
22,00
40,00
2
47
35,042
0,422
28,00
40,00
1,983
0,739
3
26
34,576
0,774
26,00
40,00
4
13
35,076
0,820
32,00
39,00
0
31
25,967
0,586
20,00
58,00
Sözsüz İletişim Ölçeği
1
66
25,015
0,341
28,00
45,00
2
47
25,446
0,380
18,00
30,00
4,892
0,299
3
26
25,115
0,654
18,00
30,00
4
13
24,923
0,996
20,00
29,00
0
31
37,354
0,591
30,00
43,00
Empati Ölçeği
1
66
36,148
0,557
28,00
45,00
2
47
36,000
0,588
27,00
44,00
0,871
0,483
3
26
36,384
0,864
27,00
45,00
4
13
36,692
0,915
32,00
41,00
0
31
161,000
2,154
136,00
191,00
İletişim (ABÇİDA)
Ölçeği
1
66
156,166
1,686
115,00
181,00
2
47
156,936
1,756
129,00
180,00
1,406
0,235
3
26
157,269
2,647
129,00
209,00
4
13
156,076
3,352
143,00
169,00
Tablo 17 incelendiğinde; Anne-Baba-Çocuk İletişim Değerlendirme Aracı ve alt boyutları puanlarının çocukların kardeş sayılarına göre farklılığını görmek için yapılan ANOVA testi sonucunda, konuşma ölçeğip=0,880>0,050, dinleme ölçeğip=0,629>0,050, mesaj ölçeğip=0,739>0,050, sözsüz iletişim ölçeğip=0,299>0,050, empati ölçeğip=0,483>0,050 ve iletişim ölçeği toplam beceri puanlarıp=0,235>0,050 değerlerine ulaşılmıştır. Buna göre İletişim Ölçeği ve tüm alt boyutlarında p>0,050 olduğu için anlamlı bir farklılaşma tespit edilememiştir.
4.4. 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeğine İlişkin Bulgular
4.4.1. Anne Babaya İlişkin Bulgular
3. Alt problem: Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 yaş Kuran Kurslarına devam eden 4-6 yaş grubu çocuğa sahip olan ebeveynlerin çocukları için ‘‘4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği”nden aldıkları puanlar annenin ve babanın yaşına, eğitim durumlarına göre farklılık göstermekte midir?
61
Tablo 18. Annenin Yaşı Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin Bağımsız İki Örneklem T Testi Sonuçları
Anne Yaşı N Ortalama Std. Hata
Min Maks Test Değeri
p Değeri
İş Birliği
24-34
Yaş
117 58,179 1,241 16,00 80,00
-1,003 0,316
Ölçeği
Saldırganlık
35 ve
Üzeri
24-34
Yaş
66 60,333 1,461 28,00 78,00
117 18,179 0,707 13,00 52,00
-1,643 0,100
Ölçeği
Liderlik
35 ve
Üzeri 24-34
Yaş
66 16,590 0,921 8,00 35,00
117 33,042 0,703 13,00 52,00
Ölçeği
-0,814 0,417
35 ve
Çekingenlik
Yaş
-0,473 0,636
Ölçeği
Uyum
35 ve
Üzeri
24-34
Yaş
66 18,303 0,839 8,00 37,00
117 17,145 0,358 5,00 24,00
-0,146 0,884
Ölçeği
Destek
35 ve
Üzeri
24-35
Yaş
66 17,166 0,438 9,00 23,00
117 10,786 0,255 3,00 15,00
-1,174 0,240
Ölçeği
Sosyal
35 ve
Üzeri
24-34
Yaş
66 10,257 0,330 4,00 15,00
117 156,666 1,976 97,00 226,00
Davranış 0,052 0,958
Ölçeği
35 ve
Üzeri
66 156,727 2,165 104,00 215,00
Üzeri 66 34,075
1,003
20,00
52,00
24-34 117 19,333
0,726
8,00
40,00
62
Tablo 18 incelendiğinde; 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Anne Yaşı grubunda, İşbirliği Ölçeği p=0,316, Saldırganlık Ölçeği p=0,100, Liderlik Ölçeği p=0,417, Çekingenlik Ölçeği p=0,636, Uyum Ölçeği p=0,884, Destek Ölçeği p=0,240, Sosyal Davranış Ölçeği toplam beceri puanlarında p=0,958 olarak ortaya çıkmıştır.
4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Anne Yaşı grubunda p>0,050 olduğundan bir farklılaşma gözlenmemiştir.
Tablo 19. Babanın Yaşı Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin Bağımsız İki Örneklem T Testi Sonuçları
Baba Yaşı
N
Ortalama
Std. Hata
Min
Maks
Test Değeri
p Değeri
İş Birliği Ölçeği
24-34 Yaş
74
57,945
1,530
16,00
80,00
35 ve
Üzeri
109
59,642
1,219
19,00
80,00
-0,863
0,388
Saldırganlık Ölçeği
24-34 Yaş
74
18,513
0,949
8,00
40,00
35 ve
Üzeri
109
16,990
0,688
8,00
35,00
-1,188
0,235
Liderlik Ölçeği
24-34 Yaş
74
33,027
0,944
13,00
52,00
35 ve
Üzeri
109
33,678
0,728
20,00
52,00
-0,244
0,807
Çekingenlik Ölçeği
24-34 Yaş
74
19,527
0,987
8,00
40,00
35 ve
Üzeri
109
18,578
0,646
8,00
37,00
-0,118
0,906
Uyum Ölçeği
24-34 Yaş
74
17,270
0,481
5,00
24,00
35 ve
Üzeri
109
17,073
0,333
9,00
24,00
-0,773
0,439
Destek Ölçeği
24-34
Yaş
74
11,081
0,318
3,00
15,00
-1,991
0,047
35 ve
Üzeri
109
10,266
0,258
3,00
15,00
Sosyal Davranış
Ölçeği
24-34 Yaş
74
157,364
2,663
102,00
226,00
35 ve
Üzeri
109
156,229
1,718
97,00
215,00
-0,289
0,772
Tablo 19 incelendiğinde; 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Anne Yaşı grubunda, İşbirliği Ölçeği p=0,388, Saldırganlık Ölçeği p=0,235, Liderlik Ölçeği p=0,807, Çekingenlik Ölçeği p=0,906, Uyum Ölçeği p=0,439, Destek Ölçeği
63
p=0,047, Sosyal Davranış Ölçeği toplam beceri puanlarında p=0,772 olarak ortaya çıkmıştır.
4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Destek Ölçeği hariç tüm alt boyutları için Anne Yaşı grubunda p>0,050 olduğundan bir farklılaşma gözlenmemiştir.
Destek ölçeği beceri puanlarının baba yaşı gruplarından farklılığı için yapılan bağımsız iki grup T testi sonucunda p=0,047<0,050 olduğundan anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Buna göre Baba Yaşı 24-35 arası olan bireylerin destek ölçeği beceri puanları baba yaşı 35 ve üzeri olan bireylerin destek ölçeği beceri puanlarından fazladır. Bu durumda yaşı daha genç olan babaların destek alma noktasında daha iyi oldukları söylenebilir.
Tablo 20. Annenin Eğitim Durumu Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Anne Eğitim
N
Ortalama
Std.
Hata
Min
Maks
Test
Değeri
p
Değeri
İlkokul
24
55,375
2,770
28,00
77,00
Ortaokul
40
55,750
1,632
43,00
80,00
İş Birliği
Ölçeği
Lise
51
63,705
1,798
16,00
80,00
12,976
0,024
Önlisans
25
60,560
2,282
43,00
80,00
Lisans
39
57,743
2,364
19,00
78,00
Lisansüstü
4
53,750
3,300
49,00
63,00
İlkokul
24
18,000
1,778
8,00
36,00
Ortaokul
40
19,725
1,137
9,00
31,00
Saldırganlık
Ölçeği
Lise
51
16,647
1,214
8,00
40,00
6,436
0,266
Önlisans
25
17,360
1,403
8,00
30,00
Lisans
39
16,692
0,974
8,00
29,00
Lisansüstü
4
16,750
3,637
10,00
19,00
İlkokul
24
31,625
1,729
13,00
48,00
Ortaokul
40
37,150
1,180
19,00
52,00
Liderlik
Ölçeği
Lise
51
34,137
1,165
15,00
52,00
0,407
0,844
Önlisans
25
36,640
1,540
20,00
48,00
Lisans
39
33,102
1,151
21,00
49,00
Lisansüstü
4
36,500
2,629
29,00
41,00
İlkokul
24
20,041
1,569
9,00
37,00
Ortaokul
40
19,300
1,299
8,00
39,00
Çekingenlik
Ölçeği
Lise
51
19,176
1,112
8,00
40,00
4,290
0,508
Önlisans
25
19,520
1,198
9,00
32,00
Lisans
39
17,589
1,116
8,00
32,00
Lisansüstü
4
16,250
4,327
8,00
26,00
Uyum Ölçeği
İlkokul
24
16,666
0,835
7,00
23,00
Ortaokul
40
16,550
0,533
8,00
24,00
13,453
0,019
Lise
51
18,411
0,560
5,00
24,00
64
Önlisans
25
17,360
0,650
11,00
23,00
Lisans
39
16,538
0,597
9,00
22,00
Lisansüstü
4
14,750
1,030
13,00
17,00
İlkokul
24
10,708
0,597
4,00
15,00
Ortaokul
40
10,500
0,397
3,00
15,00
Destek
Ölçeği
Lise
51
10,568
0,370
4,00
15,00
0,585
0,989
Önlisans
25
10,880
0,429
7,00
15,00
Lisans
39
10,589
0,520
3,00
15,00
Lisansüstü
4
9,500
2,101
5,00
14,00
İlkokul
24
152,416
4,321
104,00
215,00
Ortaokul
40
155,825
3,557
102,00
226,00
Sosyal Davranış
Ölçeği
Lise
51
162,647
2,899
124,00
214,00
5,128
0,400
Önlisans
25
158,960
3,235
125,00
193,00
Lisans
39
152,256
2,771
97,00
183,00
Lisansüstü
4
144,000
3,628
140,00
148,00
Tablo 20 incelendiğinde; 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Anne Eğitim grubunda, İşbirliği Ölçeği p=0,024, Saldırganlık Ölçeği p=0,266, Liderlik Ölçeği p=0,844, Çekingenlik Ölçeği p=0,508, Uyum Ölçeği p=0,019, Destek Ölçeği p=0,989, Sosyal Davranış Ölçeği toplam beceri puanlarında p=0,400 olarak ortaya çıkmıştır.
4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve İşbirliği ve Uyum Ölçeği hariç tüm alt boyutları için Anne Eğitim grubunda p>0,050 olduğundan bir farklılaşma gözlenmemiştir.
İş birliği ölçeği beceri puanlarının anne eğitim gruplarından farklılığı görmek için yapılan ANOVA testi sonucunda p=0,024<0,050 olduğu için anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Buna göre anne eğitim grubu iş birliği ölçeği beceri puanları azdan çoğa göre sıralanışı; İlkokul, Lisansüstü, Ortaokul, Lisans, Ön lisans, Lise şeklindedir.
Uyum ölçeği beceri puanlarının anne eğitim gruplarından farklılığı görmek için yapılan ANOVA testi sonucunda p=0,019<0,050 olduğu için anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Buna göre anne eğitimi lisansüstü olan bireylerin uyum ölçeği beceri puanları en azdır ve diğer 5 grubun uyum ölçeği beceri puanları benzerdir.
Tablo 21. Babanın Eğitim Durumu Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Baba Eğitim
N
Ortalama
Std.
Hata
Min
Maks
Test
Değeri
p
Değeri
İş Birliği
Ölçeği
İlkokul
10
53,600
3,120
34,00
74,00
6,533
0,258
Ortaokul
28
61,785
2,333
43,00
80,00
65
Lise
60
58,500
1,547
28,00
80,00
Ön lisans
30
58,996
2,741
16,00
79,00
Lisans
46
57,869
2,040
19,00
80,00
Lisansüstü
9
64,666
3,291
49,00
78,00
İlkokul
10
19,400
1,892
8,00
30,00
Ortaokul
28
16,214
1,445
8,00
31,00
Saldırganlık
Ölçeği
Lise
60
18,516
1,060
8,00
36,00
3,369
0,643
Ön lisans
30
18,300
1,598
8,00
40,00
Lisans
46
17,000
1,007
8,00
33,00
Lisansüstü
9
14,666
1,080
11,00
20,00
İlkokul
10
32,200
2,402
27,00
52,00
Ortaokul
28
36,785
1,247
24,00
49,00
Liderlik
Ölçeği
Lise
60
36,585
1,123
13,00
51,00
1,232
0,942
Ön lisans
30
33,700
1,617
15,00
52,00
Lisans
46
33,521
1,012
23,00
49,00
Lisansüstü
9
33,444
2,455
26,00
49,00
İlkokul
10
20,800
2,611
9,00
31,00
Ortaokul
28
17,750
1,270
8,00
34,00
Çekingenlik
Ölçeği
Lise
60
19,850
1,009
8,00
39,00
9,285
0,098
Ön lisans
30
21,000
1,459
9,00
40,00
Lisans
46
17,891
0,993
8,00
31,00
Lisansüstü
9
13,444
2,102
8,00
31,00
İlkokul
10
16,300
0,919
12,00
21,00
Ortaokul
28
17,821
0,646
11,00
23,00
Uyum
Ölçeği
Lise
60
16,733
0,497
7,00
24,00
9,853
0,080
Ön lisans
30
18,000
0,759
5,00
24,00
Lisans
46
16,608
0,567
9,00
23,00
Lisansüstü
9
18,777
0,722
17,00
21,00
İlkokul
10
10,000
0,843
4,00
13,00
Ortaokul
28
10,750
0,441
6,00
15,00
Destek
Ölçeği
Lise
60
10,333
0,377
3,00
15,00
4,247
0,514
Ön lisans
30
11,363
0,363
8,00
15,00
Lisans
46
10,326
0,447
3,00
15,00
Lisansüstü
9
11,333
1,092
5,00
15,00
İlkokul
10
152,300
5,333
133,00
187,00
Ortaokul
28
157,785
2,750
139,00
183,00
Sosyal Davranış
Ölçeği
Lise
60
157,300
3,176
102,00
226,00
1,457
0,918
Ön lisans
30
161,333
4,150
127,00
212,00
Lisans
46
153,217
2,345
97,00
183,00
Lisansüstü
9
156,333
4,249
144,00
174,00
Tablo 21 incelendiğinde; 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Baba Eğitim grubunda, İşbirliği Ölçeği p=0,258, Saldırganlık Ölçeği p=0,643, Liderlik Ölçeği p=0,942, Çekingenlik Ölçeği p=0,098, Uyum Ölçeği p=0,080,
66
Destek Ölçeği p=0,514, Sosyal Davranış Ölçeği toplam beceri puanlarında p=0,918 olarak ortaya çıkmıştır.
4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Baba Eğitim grubunda p>0,050 olduğundan bir farklılaşma gözlenmemiştir.
4.4.2. Çocuklara İlişkin Bulgular
4. Alt problem: Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 yaş Kuran Kurslarına devam eden 4-6 yaş grubu çocuğa sahip olan ebeveynlerin çocukları için ‘‘4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği”ndenaldıkları puanlar; çocuğun yaşı, cinsiyeti, kardeş sayısı, doğum sırası gibi değişkenlere göre farklılık göstermekte midir?
Tablo 22. Çocuğun Cinsiyeti Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin Bağımsız İki Örneklem T Testi Sonuçları
Cinsiyet
N
Ortalama
Std. Hata
Min
Maks
Test Değeri
pDeğeri
İş Birliği
Ölçeği
Kız Erkek
96
87
59,562
58,287
1,430
1,242
16,00
28,00
80,00
80,00
-1,117
0,264
Saldırganlık
Ölçeği
Kız Erkek
96
87
17,406
17,827
0,784
0,810
8,00
8,00
40,00
35,00
-0,555
0,579
Liderlik
Ölçeği
Kız Erkek
96
87
32,750
34,149
0,860
0,753
13,00
20,00
52,00
52,00
-1,107
0,268
Çekingenlik
Ölçeği
Kız Erkek
96
87
18,531
19,469
0,714
0,860
8,00
8,00
40,00
39,00
-0,249
0,803
Uyum
Ölçeği
Kız Erkek
96
87
17,239
17,057
0,400
0,384
5,00
9,00
24,00
24,00
-0,672
0,501
Destek
Ölçeği
Kız Erkek
96
87
10,645
10,540
0,292
0,279
3,00
4,00
15,00
15,00
-0,262
0,794
Sosyal Davranış
Ölçeği
Kız Erkek
96
87
156,135
157,298
1,973
2,240
97,00
104,00
215,00
226,00
-0,510
0,610
67
Tablo 22 incelendiğinde; 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Cinsiyet grubunda, İşbirliği Ölçeği p=0,264, Saldırganlık Ölçeği p=0,579, Liderlik Ölçeği p=0,268, Çekingenlik Ölçeği p=0,803, Uyum Ölçeği p=0501, Destek Ölçeği p=0,794, Sosyal Davranış Ölçeği toplam beceri puanlarında p=0,610 olarak ortaya çıkmıştır.
4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Cinsiyet grubunda p>0,050 olduğundan bir farklılaşma gözlenmemiştir.
Tablo 23. Çocuğun Yaşı Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Yaş
N
Ortalama
Std.
Hata
Min
Maks
Test
Değeri
p
Değeri
İş Birliği Ölçeği
4
35
56,228
2,701
16,00
78,00
5
80
60,087
1,419
28,00
80,00
0,731
0,694
6
68
59,029
1,365
28,00
80,00
Saldırganlık Ölçeği
4
35
20,085
1,415
8,00
40,00
5
80
18,137
0,815
8,00
33,00
9,688
0,008
6
68
15,705
0,872
8,00
36,00
Liderlik Ölçeği
4
35
37,285
1,211
23,00
52,00
5
80
34,112
0,841
15,00
52,00
8,426
0,000
6
68
30,602
0,908
13,00
49,00
Çekingenlik Ölçeği
4
35
18,000
1,508
8,00
39,00
5
80
18,800
0,811
8,00
40,00
1,990
0,370
6
68
19,647
0,849
8,00
36,00
Uyum Ölçeği
4
35
15,885
0,745
5,00
23,00
5
80
17,412
0,375
8,00
24,00
5,168
0,075
6
68
17,500
0,454
7,00
24,00
Destek Ölçeği
4
35
11,028
0,550
3,00
15,00
5
80
10,637
0,270
4,00
15,00
2,286
0,319
6
68
10,323
0,341
3,00
15,00
Sosyal Davranış
Ölçeği
4
35
158,514
4,085
97,00
226,00
5
80
159,187
2,095
125,00
211,00
4,308
0,116
6
68
152,808
2,289
102,00
214,00
Tablo 23 incelendiğinde; 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Çocuğun Yaşı grubunda, İşbirliği Ölçeği p=0,694, Saldırganlık Ölçeği p=0,008, Liderlik Ölçeği p=0,000, Çekingenlik Ölçeği p=0,370, Uyum Ölçeği p=0,075 Destek
68
Ölçeği p=0319, Sosyal Davranış Ölçeği toplam beceri puanlarında p=0,166 olarak ortaya çıkmıştır.
4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Saldırganlık ve Liderlik hariç tüm alt boyutları için Çocuğun Yaşı grubunda p>0,050 olduğundan bir farklılaşma gözlenmemiştir.
Saldırganlık ölçeği beceri puanlarının yaş gruplarından farklılığı görmek için yapılan ANOVA testi sonucunda P Değeri=0,008<0,050 olduğu için anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Buna göre yapılan ikili testler sonucunda yaşı 4 veya 5 olan bireylerin saldırganlık ölçeği beceri puanları benzer ve yaşı 6 olan bireylerin saldırganlık ölçeği beceri puanlarından daha fazladır. Buna göre 4 ve 5 yaşındaki çocukların saldırganlık puanlarının daha fazla olduğu söylenebilir.
Liderlik ölçeği beceri puanlarının yaş gruplarından farklılığı görmek için yapılan ANOVA testi sonucunda P Değeri=0,000<0,050 olduğu için anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Buna göre yapılan ikili testler sonucunda yaşı 4 veya 5 olan bireylerin liderlik ölçeği beceri puanları benzer ve yaşı 6 olan bireylerin liderlik ölçeği beceri puanlarından daha fazladır.
Tablo 24.Çocuğun Doğum Sırası Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Doğum Sırası
N
Ortalama
Std.
Hata
Min
Maks
Test
Değeri
p
Değeri
İş Birliği Ölçeği
1
79
60,012
1,498
16,00
80,00
2
26
57,269
2,795
19,00
80,00
0,815
0,665
3
78
58,448
1,363
28,00
80,00
Saldırganlık Ölçeği
1
79
17,329
0,843
8,00
40,00
2
26
18,346
1,490
8,00
31,00
0,439
0,803
3
78
17,641
0,883
8,00
35,00
Liderlik Ölçeği
1
79
33,025
0,947
13,00
52,00
2
26
33,423
1,370
23,00
50,00
0,576
0,750
3
78
33,807
0,846
20,00
52,00
Çekingenlik Ölçeği
1
79
19,240
0,240
8,00
40,00
2
26
19,846
1,470
9,00
39,00
0,310
0,856
3
78
18,384
0,770
8,00
37,00
Uyum Ölçeği
1
79
17,050
0,461
5,00
23,00
2
26
16,653
0,796
9,00
24,00
0,557
0,757
3
78
17,423
0,371
11,00
24,00
Destek Ölçeği
1
79
11,025
0,310
3,00
15,00
2
26
10,384
0,670
3,00
15,00
4,090
0,129
3
78
10,230
0,274
4,00
15,00
69
Sosyal Davranış Ölçeği
1
79
157,683
2,307
102,00
214,00
2
26
155,923
4,667
97,00
226,00
0,336
0,715
3
78
155,935
2,081
104,00
215,00
Tablo 24 incelendiğinde; 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Çocuğun Doğum Sırası grubunda, İşbirliği Ölçeği p=0,665, Saldırganlık Ölçeği p=0,803, Liderlik Ölçeği p=0,750, Çekingenlik Ölçeği p=0856, Uyum Ölçeği p=0,757, Destek Ölçeği p=0,129 Sosyal Davranış Ölçeği toplam beceri puanlarında p=0,715 olarak ortaya çıkmıştır.
4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Çocuğun Doğum Sırası grubunda p>0,050 olduğundan bir farklılaşma gözlenmemiştir
Tablo 25. Çocuğun Kardeş Sayısı Değişkenine Göre 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Kardeş Sayısı
N
Ortalama
Std. Hata
Min
Maks
Test Değeri
p Değeri
0
31
58,806
2,512
28,00
78,00
İş Birliği Ölçeği
1
66
60,015
1,813
16,00
80,00
2
47
59,212
1,608
30,00
80,00
3,072
0,546
3
26
57,615
1,698
43,00
80,00
4
13
55,692
4,059
28,00
77,00
0
31
17,129
1,346
9,00
36,00
Saldırganlık Ölçeği
1
66
16,575
0,923
8,00
40,00
2
47
19,085
1,172
8,00
34,00
4,034
0,401
3
26
18,576
1,357
8,00
28,00
4
13
16,692
2,282
8,00
30,00
0
31
32,225
1,695
13,00
49,00
Liderlik Ölçeği
1
66
33,121
0,865
26,00
52,00
2
47
38,148
1,128
19,00
50,00
5,277
0,260
3
26
35,076
1,356
25,00
48,00
4
13
29,615
2,450
20,00
51,00
0
31
19,548
1,480
8,00
40,00
Çekingenlik Ölçeği
1
66
17,681
0,831
8,00
33,00
2
47
20,723
1,233
8,00
39,00
3,189
0,527
3
26
18,076
1,294
9,00
31,00
4
13
19,461
1,893
9,00
29,00
0
31
16,387
0,782
7,00
23,00
Uyum Ölçeği
1
66
17,545
0,439
5,00
23,00
2
47
17,170
0,570
8,00
24,00
2,159
0,707
3
26
16,923
0,670
9,00
24,00
4
13
17,384
0,950
12,00
23,00
0
31
11,129
0,565
4,00
15,00
Destek
Ölçeği
1
66
10,803
0,316
3,00
15,00
4,516
0,341
2
47
10,617
0,369
3,00
15,00
3
26
9,846
0,553
4,00
15,00
70
4
13
9,692
0,835
4,00
14,00
0
31
155,225
3,900
125,00
188,00
1
66
155,742
2,385
97,00
198,00
Sosyal Davranış Ölçeği
2
47
161,553
3,463
102,00
226,00
3,035
0,552
3
26
156,115
3,015
133,00
189,00
4
13
148,538
6,244
104,00
201,00
Tablo 25incelendiğinde, 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Çocuğun Kardeş Sayısı grubunda, İşbirliği Ölçeği p=0,546, Saldırganlık Ölçeği p=0,401, Liderlik Ölçeği p=0,260, Çekingenlik Ölçeği p=0,527, Uyum Ölçeği p=0,707, Destek Ölçeği p=0,341 Sosyal Davranış Ölçeği toplam beceri puanlarında p=0,552 olarak ortaya çıkmıştır.
4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve tüm alt boyutları için Çocuğun Kardeş Sayısı grubunda p>0,050 olduğundan bir farklılaşma gözlenmemiştir.
4.5. 4-6 Yaş Çocukların Anne-Baba-Çocuk İletişimi ile Sosyal Davranışları Arasında İlişki Olup Olmamasına Yönelik Bulgular
Problem: Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 yaş Kuran Kurslarına devam eden 4-6 yaş grubu çocuğa sahip olan ebeveynlerin‘Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı’ndan aldıkları puanlarile‘‘4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği”nden aldıkları puanlar arasında ilişki var mıdır?
Tablo 26. Anne-Baba-Çocuk İletişim Aracı ve Alt Boyutları ile 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği ve Alt Boyutlarına İlişkin Pearson Korelâsyon Testi Sonuçları
İşbirliği
Saldırganlık
Liderlik
Çekingenlik
Uyum
Destek
Sosyal
Davranış
Konuşma
r
0,006
-0,025
0,151
-0,055
-
0,017
-0,020
0,032
p
0,945
0,758
0,056
0,494
0,830
0,801
0,712
Dinleme
r
0,046
-0,144
0,056
-0,117
-
0,073
0,044
-0,008
p
0,563
0,066
0,474
0,140
0,347
0,563
0,926
Mesaj
r
-0,081
0,000
0,100
-0,049
-
0,127
0,097
0,15
p
0,302
0,995
0,197
0,535
0,100
0,200
0,864
Sözsüz İletişim
r
0,080
0,013
0,208
-0,138
-
0,053
0,105
0,092
p
0,320
0,866
0,008
0,085
0,504
0,174
0,293
Empati
r
-0,117
-0,059
-0,067
-0,091
-
0,124
0,003
-0,127
p
0,139
0,452
0,394
0,250
0,109
0,966
0,140
71
İletişim
Ölçeği ABÇİDA
r
0,058
-0,108
0,140
-0,179
-
0,065
0,075
-0,009
p
0,512
0,214
0,108
0,042
0,450
0,382
0,928
Tablo 26 incelendiğinde; ebeveynlerin Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı, alt gruplarından olan konuşma ölçeğiyle, çocukların 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği toplam puanları ve tüm alt grup puanları arasında p>0,050 olduğundan ilişki saptanmamıştır.
Ebeveynlerin Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı alt gruplarından olan dinleme ölçeğiyle, çocukların 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği toplam puanları ve tüm alt grupları arasında p>0,050 olduğundan ilişki saptanmamıştır.
Ebeveynlerin Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı alt gruplarından olan mesaj ölçeğiyle, çocukların 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği toplam puanları ve alt grupları arasında p>0,050 olduğundan ilişki saptanmamıştır.
Ebeveynlerin Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı alt gruplarından olan sözsüz iletişim ölçeğiyle, çocukların 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği toplam puanları ve Liderlik Ölçeği hariç diğer tüm alt grup puanları arasında p>0,050 olduğundan ilişki saptanmamıştır.
Ebeveynlerin Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı alt gruplarından olan sözsüz iletişim ölçeğiyle, çocukların 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği alt gruplarından olan liderlik ölçeği puanları arasında p<0,050 olduğundan pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki saptanmıştır.
Ebeveynlerin Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı alt gruplarından olan empati ölçeğiyle, çocukların 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği toplam puanları ve alt grupları arasında p>0,050 olduğundan ilişki saptanmamıştır.
Ebeveynlerin Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı toplamından aldıkları puan ile Çocukların 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği toplam puanları ve Çekingenlik Ölçeği hariç diğer tüm alt grupları arasında p>0,050 olduğundan ilişki saptanmamıştır.
Ebeveynlerin Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı toplamından aldıkları puan ile çocukların 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği alt gruplarından olan
72
çekingenlik ölçeği puanları arasında p<0,050 olduğundan negatif yönde ve anlamlı bir ilişki saptanmıştır.
73
5. TARTIŞMA
Anne babaların 4-6 yaş çocuklarıyla iletişimlerinin cinsiyete göre farklılaşıp farklılaşmadığına bakıldığında dinleme, empati, mesaj, sözsüz iletişim alt boyutlarında anlamlı bir farklılaşma görülmemişken, konuşma alt boyutunda kız çocukları için anlamlı bir farklılık saptanmıştır. Bayraktar ve Doğan (2014), yaptıkları araştırmalarında “Konuşma Becerilerini Değerlendirme Ölçeği’ne göre kızlar konuşma becerilerinde erkeklerden daha yüksek puan almışlardır. Kızların “Konuşma Becerilerini Değerlendirme Ölçeği”nden ve aynı zamanda “Kendini Sözlü Olarak İfade Etme Ölçeği”nden aldıkları puanlarla erkeklerden daha yüksek olduğunu bulgulamışlardır.
Araştırmamızda da kız çocuklarının anne babalarıyla konuşma iletişiminde daha becerikli olduğu sonucu tespit edilmiştir. Kız çocuklarının Türk toplum yapısında yetiştirilme tarzına bağlı olarak aile içerisinde kurallara uyması gereken konumunda olması, kız çocuklarının konuşma iletişiminde erkeklere göre daha mahir kılmış olabileceği şeklinde değerlendirilmektedir.
Anne babaların çocukları ile iletişimlerinin çocuğun yaşına göre farklılığı görmek amacıyla yapılan testlerden elde edilen puanların ortalamaları incelendiğinde, ebeveynlerin dinleme,empati, mesaj alt boyutu puanlarında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. Fakat konuşma, sözsüz iletişim ve Anne-Baba-Çocuk İletişimi Değerlendirme Aracı toplam puanlarında çocuğun yaşına göre anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Buna göre yaşı 4 ve 5 olan çocuklar 6 yaşında olanlara göre anne babalarıyla iletişimde daha iyi oldukları sonucu ortaya çıkmıştır. Arabacı (2011)’nın araştırmasında 48-60 aylık çocuğu olan anne babaların sözsüz iletişim alt boyutunda puanları yüksek çıkmıştır. Çocukların yaşları küçüldükçe sözsüz iletişim puanları yükselmiştir.
Araştırmamızda çocukların yaşları küçüldükçe anne babalarıyla iletişimleri artmıştır. Çocuğun ilk sosyal çevresi ailesidir ve yaşı büyüdükçe sosyal çevresi (arkadaşları, okulu) artmaktadır. Bunun sonucu olarak da anne babası ile yaşı büyüdükçe iletişiminin azalmış olduğu düşünülmektedir.
74
Anne babaların çocuklarıyla iletişimlerinin çocuğun sahip olduğu kardeş miktarı değişkeni uyarınca farklılığı görmek gayesiyle yapılan testlerden elde edilen puanların ortalamalarıincelendiğinde,mesaj, konuşma,empati, dinleme, sözsüz iletişim alt boyutları ve toplam puanda anlamlı bir farklılaşma saptanmamıştır. Anne babaların çocuk sayılarının çocukların iletişiminde etkili olmaması, örneklemimizin aile yapısı, bilinç düzeyi ve çocuklarına eşit imkân sunulması gibi nedenleri düşündürmektedir.
Anne baba iletişiminin, kardeş sayısıyla ilişkisi birçok araştırmada bizim araştırmamızla örtüşmemektedir. Tarkoçin (2014)’in araştırmasında kardeş sayısı ile anne-baba-çocuk iletişimi arasında anlamlı farklılık görülmüş, incelemede ortaya çıkan budeğişikliğin kardeşe sahip olmayanların lehine olduğunu saptamıştır.
Anne babanın çocuklarıyla iletişimleri, çocuğun doğum sırasına göre farklılığı görmekgayesiyle yapılan testlerdeelde edilen puanların ortalamaları incelendiğinde, ebeveynlerin empati, konuşma, mesaj, dinleme, sözsüz iletişim, alt boyutu puanlarında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. Aynı şekilde Meriç (2017)’in araştırmasında; anne baba çocuk iletişim aracının,empati, konuşma, mesaj, dinleme, sözsüz iletişim alt boyutlarında doğum sırası değişkeniyle anlamlı bir farklılaşma görülmemiştir. Doğum sırasının çocuğun anne baba iletişimiyle ilişkili çıkmamasının nedeni örneklemimizdeki anne babaların çocukları arasında ayırım gözetmeksizin bütün çocuklarına aynı mesafede olması olarak değerlendirilmiştir.
Anne babaların çocuklarıyla iletişimlerinin annenin sahip olduğu eğitim seviyesi değişkenine görefarklılığı görmek amacıyla yapılan testlerdeelde edilen puanların ortalamaları incelendiğinde, empati, konuşma, mesaj, dinleme, sözsüz iletişim alt boyutlarında bir farklılaşmagörülmemiştir. Karcı (2011) araştırmasında ebeveyn iletişimlerinin anne eğitim durumuna göre farklılaşmadığını tespit etmiştir. Bu yönüyle bizim çalışmamızla örtüşmektedir. Literatürde bunun tam tersi araştırmalara rastlamak da mümkündür, (Çınar,2022) araştırması buna örnek verilebilir. Ancak bizim çalışmamızın sonucu annelerin eğitim durumu ne olursa olsun çocuklarına aynı iletişim içinde olduğunu göstermektedir.
Anne babaların çocuklarıyla iletişimlerinin babanın sahip olduğu eğitim seviyesi değişkenine görefarklılığı görmek amacıyla yapılan testlerdeelde edilen puanların
75
ortalamaları incelendiğinde, sözsüz iletişim alt boyutunda bir farklılık görülmüş, bu farklılığın da lisansüstü mezunu olan babaların lehine olduğu görülmüştür. Köyceğiz (2017) yaptığı araştırmasında, bu araştırmada olduğu gibi lisansüstü mezunu babaların lehine bir sonuç elde etmiştir. Literatürde tam tersi sonuçlara rastlamak da mümkündür. Fakat bu çalışma, babalarda eğitim durumunun çocuklarıyla iletişimde etkili olduğunu göstermiştir.
Anne babanın çocuklarıyla iletişimlerinin baba ve anne yaşı değişkenine görefarklılığı görmek amacıyla yapılan testlerdeelde edilen puanların ortalamaları incelendiğinde, baba veanne yaşlarında herhangi bir farlılık olmadığı tespit edilmiştir. Tarkoçin(2014)’in araştırması bizim araştırmamızla örtüşürken Arabacı(2011) ve Üçok(2014) araştırmalarında anne veya babanın yaşıyla iletişim becerilerinde anlamlı ilişki tespit etmişlerdir.
Günümüzde bilgi ve tecrübeye ulaşmanın son derece kolay olduğu bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla anne ve babaların her yaşta her türlü bilgi ve tecrübeye rahatlıkla ulaşabildiği düşünülürse araştırmanın sonucu da bu şekilde düşünülebilir.
Yapılan araştırma sonucunda 4-6 yaş sosyal davranış ölçeği alt puanlarının (uyum,işbirliği,çekingenlik, saldırganlık, liderlik, destek) cinsiyet değişkenine göre farklılaşmadığı görülmektedir. Araştırma literatürü incelendiğinde Postoğlu (2020)’nun araştırmasında beş yaş çocuğunun sosyal duygusal uyum becerileri ile çocuğun cinsiyeti arasında bir ilişki olup olmadığının belirlenmesi için yapılan t-testi sonucunda çocuğun cinsiyeti ile bir ilişki tespit edilememiştir. Bu yönüyle bizim araştırmamızla benzerdir. Ancak literatürde daha çok cinsiyet ilişkisine rastlanmaktadır. Toplu (2022), prososyal davranışlar, sonuçları kabul etme becerileri, sözel açıklama becerileri, dinleme becerilerihiperaktivite, saldırganlık, kişiler arası beceriler, akran baskısı ile başa çıkma becerileri, kızgınlık davranışlarını kontrol etme becerileri ve dışlanmış görüntülerinin cinsiyete göre anlamlı bir farklılık gösterdiği sonucuna ulaşmıştır.
Cinsiyet, toplum tarafından kişiye, topluma özgü roller ve kimlik algısı yüklenen bir olgudur. Ancak günümüzde sosyalleşme yönüyle cinsiyetler arasında bir eşitlenmeye doğru gidildiği için bizim araştırmamızda bir farklılaşma görülmemesinin nedeni olarak değerlendirilmektedir.
76
4-6 yaş sosyal davranış ölçeği alt puanlarının (işbirliği,uyum,liderlik, saldırganlık, çekingenlik, destek) yaş değişkenine göre işbirliği, çekingenlik, uyum, destek alt boyutlarında farklılaşmadığı görülmektedir. Ancak saldırganlık ve liderlik alt boyutlarında anlamlı farklılaştığı 4 ve 5 yaşındakilerin 6 yaşındakilere göre daha lider ve daha saldırgan oldukları tespit edilmiştir. Eke (2018) araştırmasında çocukların sosyal becerilerinde yaş değişkenine göre bizim araştırmamızla kısmen örtüşen bir sonuca ulaşmıştır. Eke’nin araştırmasında 6 yaş grubu çocukların daha lider, daha işbirlikçi oldukları, 4 yaş grubunda bulunan çocuklarınsa 6 yaş grubunda bulunan çocuklara oranla daha şiddete meyilli ve utangaç oldukları tespit edilmiştir.
Çocuklarda yaşla birlikte sosyal becerilerin gelişimine bağlı olarak olumlu sosyal davranışların artması beklenir. Dolayısıyla 4 ve 5 yaş çocukların 6 yaş çocuklardan daha saldırgan olması, 6 yaş çocukların, sosyal gelişim yönüyle olgunlaşması olarak değerlendirilmiştir.
4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği alt puanlarının (işbirliği,uyum, liderlik, saldırganlık, destek,çekingenlik) kardeş sayısı ve doğum sırası değişkenine göre farklılaşmadığı görülmektedir. Ateş (2022) ve Temel (2018)’in araştırmalarına bakıldığında da kardeş sayısının belirleyici bir değişken olmadığı görülür. Öztürk (2019) da araştırmasında doğum sırasının sosyal beceri düzeyleri ve oyun düzeyleri açısından anlamlı bir farklılık olmadığı sonucunu tespit etmiştir.
4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği alt puanlarının (işbirliği, uyum, saldırganlık, liderlik, çekingenlik, destek) anne yaşı değişkenine göre farklılaşmadığı, baba yaşı değişkenine göre yalnız destek alt boyutunda farklılaştığı görülmektedir. Yaşları 24- 34 arası olan babaların destek ölçeği beceri puanları baba Yaşı 35 ve üzeri olan bireylerin destek ölçeği beceri puanlarından fazladır. Buna göre 35 ve üzerindeki babaların yaşları itibarı ile daha tecrübeli oldukları, yaşları 24-34 arasındaki babaların daha fazla desteğe ihtiyaç duydukları değerlendirmesi yapılabilir.
4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği alt puanlarının (işbirliği, saldırganlık, liderlik, çekingenlik, uyum, destek) anne eğitim durumu değişkenine göre farklılaşmadığı, yalnız işbirliği ve uyum alt boyutunda farklılaştığı görülmektedir. İşbirliği alt boyutunda ilkokul mezunu olan anneler en yüksek puanı almış, uyum alt boyutunda ise lisansüstü annelerin en düşük puanı aldıkları tespit edilmiştir. Bu durum
77
araştırmaya katılan annelerin eğitim seviyesi yükseldikçe çocukların sosyal becerilerinde azalma olduğu sonucunu düşündürmektedir.
Özübek(2019) araştırmasında lise, önlisans ve lisans diplomalarına sahip annelerin çocuklarının toplumsal uyumluluk puanlarının yüksek olduğu, Lisans mezunu annelerin çocuklarının sosyal uyumsuzluk puanlarının anlamlı biçimde düşük olduğu saptanmıştır.
4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeği alt puanlarının (işbirliği, , uyum, saldırganlık, liderlik, çekingenlik, destek) Baba eğitim durumu değişkenine göre hiçbir alt boyutta farklılaşmadığı görülmektedir. Bu sonuçta babalarda eğitim düzeyi ne olursa olsun çocuklarının sosyal davranışlarını etkilememiştir.
Uygun (2018) araştırmasında sosyal yetkinlik ölçeğinde, babanın eğitim düzeyi yükseldikçe ortalamaların arttığı, en yüksek puanların ise babası üniversite mezunu olan çocukların sahip olduğu sonucuna ulaşmıştır.
4-6 yaş çocukların Anne-baba-çocuk iletişiminin çocukların sosyal davranışları ile ilişkisi olup olmamasını belirlemek amacıyla yapılan Korelasyon Testinde Anne- Baba-Çocuk İletişim Aracının 4-6 Yaş Sosyal Davranış Ölçeğinde yalnız sosyal davranış ölçeği alt boyutlarından olan çekingenlik arasında önemli ve olumsuz yönde birilişki olduğu gözlemlenmiştir. Bu durumda ebeveyn iletişimi arttıkça çocuğun çekingenliği azalacaktır. Eke (2018) Annelerin Ebeveyn Tutumları ile Çocukların Sosyal Davranışları Arasındaki bağlantıyı tespit etmek amacıyla yaptığı çalışmasında bizim araştırmamızı destekler nitelikte olan annelerin otoriter davranışlarının artışına bağlı olarak çocukların çekingen tutumlarında da bir artış olduğu gözlemlendiğisonucuna ulaşmıştır.
Aile içi iletişimin çocuğun sosyalleşmesi ile ilişkisinde araştırmanın sonucuna göre bütünüyle ilişkisiz demek yanlış olacaktır. Sonuçlarda verildiği üzere aile iletişimi arttıkça çocuğun bazı sosyal özellikleri de olumlu yönde seyretmektedir. Fakat sonucun büyük bölümünde aile iletişiminin çocuğun sosyalleşmesinde etkili olmadığı da görülmektedir. Bu durum 4-6 yaş çocuklarının sosyalleşmesinde başka faktörleri akla getirmektedir.
Aile çocuğun ilk sosyalleşme alanı olma özelliğiyle bilinmektedir. Çocuk dünyaya gözlerini açar açmaz ilk sosyal çevresi annesi ve aile fertleri olacaktır. Fakat 4 -6 yaş
78
dönemi ikinci bir sosyalleşme alanı oluşturmaktadır ki okul öncesi eğitim kurumları, 4-6 Yaş Kuran Kursları bu yönüyle önem arz etmektedir.
79
6. SONUÇ VE ÖNERİLER
4-6 yaş dönemindeki çocukların anne-baba-çocuk iletişiminin, çocukların sosyal davranışlarına etkisine yönelik araştırmanın bulguları bir önceki bölümde yer almaktadır. Bu bölümde araştırmanın sonuçları, tartışma ve sonuçlara yönelik öneriler yer almaktadır.
Sonuç;
Anne babaların 4-6 yaş dönemindeki çocukları ile iletişimlerinin çocuğun cinsiyetine göre farklılığını görmek için yapılan testlerden elde edilen puanların ortalamalarına bakıldığında, empati,dinleme, sözsüz iletişim,mesajalt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı bir farklılaşma görülmemiştir. Konuşma alt boyutunda ise p<5 olduğu için anlamlı bir farklılaşma saptanmıştır. Bu farklılık konuşma ölçeğinde kız çocuklarının lehinedir.
Anne babaların 4-6 yaş dönemindeki çocukları ile iletişimlerinin çocuğun yaşına göre farklılığını görmek için yapılan testlerden elde edilen puanların ortalamalarına bakıldığında, dinleme,empati, mesaj alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı bir farklılaşma saptanmamıştır. Konuşma ve sözsüz iletişim alt boyutunda ise p<5 olduğu için anlamlı bir farklılıksaptanmıştır. Bu farklılık konuşma ölçeğinde 5 yaşındakilerin, sözsüz iletişim ölçeğinde yaşı 4 ve 5 olanların lehinedir. Anne Baba Çocuk İletişim Ölçeğinin çocukların yaşına göre farklılaştığı ve bu farkın 4 ve 5 yaşındakilerin lehine olduğu görülmüştür.
Anne babaların 4-6 yaş dönemindeki çocukları ile iletişimlerinin çocuğun doğum sırasına görefarklılığını görmek için yapılan testlerden elde edilen puanların ortalamalarına bakıldığında, empati, konuşma, mesaj, dinleme, sözsüz iletişim, alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.
Anne babaların 4-6 yaş dönemindeki çocukları ile iletişimlerinin çocuğun kardeş sayısına göre farklılığını görmek içinyapılan testlerdenelde edilen puanların ortalamalarına bakıldığında, empati, konuşma,mesaj, dinleme, sözsüz iletişim alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.
80
Anne babaların 4-6 yaş dönemindeki çocukları ile iletişimlerinin annenin yaşına göre farklılığını görmek içinyapılan testlerdenelde edilen puanların ortalamalarına bakıldığında,empati, konuşma, mesaj, dinleme, sözsüz iletişimalt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı birfarklılığa rastlanmamıştır
Anne babaların 4-6 yaş dönemindeki çocukları ile iletişimlerinin anne eğitim durumuna göre farklılığını görmek içinyapılan testlerdenelde edilen puanların ortalamalarına bakıldığında, empati, konuşma, mesaj, dinleme, sözsüz iletişim alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.
Anne babaların 4-6 yaş dönemindeki çocukları ile iletişimlerinin babanın yaşına göre farklılığını görmek içinyapılan testlerdenelde edilen puanların ortalamalarına bakıldığında, empati,konuşma, mesaj,dinleme, sözsüz iletişim, alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.
Anne babaların 4-6 yaş dönemindeki çocukları ile iletişimlerinin babanın eğitim durumuna görefarklılığını görmekiçin yapılan testlerden elde edilenpuanların ortalamalarına bakıldığında, konuşma, empati, dinleme, mesaj alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. Sözsüz iletişimde ise p<5 olduğu için anlamlı bir farklılık saptanmıştır. Buna göre baba eğitim grubu sözsüz iletişim ölçeği beceri puanları çoktan aza sırasıyla; Lisansüstü, Ortaokul, İlkokul, Ön lisans, Lise, Lisans şeklindedir. Bu sıralamaya göre durum lisansüstü öğrenime sahip babaların lehinedir.
4-6 yaş dönemindeki çocukların sosyal davranışlarının çocuğun yaşına göre farklılığını görmekiçin yapılan testlerdenelde edilen puanların ortalamalarına bakıldığında; işbirliği, çekingenlik, uyum, destek alt boyutlarında p>5 olduğundan anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. Saldırganlık ve liderlik boyutlarında p<5 olduğundan anlamlı farklılık bulunmuştur. Buna göre yaşı 4 ve5 olan çocukların, yaşı 6 olan çocuklara göre saldırganlık ölçeğinde; yine yaşı 4 ve 5 olan çocukların yaşı 6 olan çocuklara göre liderlik ölçeğinde lehine sonuçlanmıştır.
4-6 yaş dönemindeki çocukların sosyal davranışlarının çocuğun cinsiyetine göre farklılığını görmekiçin yapılan testlerden alınan puanların ortalamalarına bakıldığında, işbirliği, saldırganlık, liderlik, çekingenlik, uyum, destek alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı bir farklılaşma saptanmamıştır.
81
4-6 yaş dönemindeki çocukların sosyal davranışlarının çocuğun doğum sırasına göre farklılığını görmekiçin yapılan testlerden alınan puanların ortalamalarına bakıldığında, işbirliği, saldırganlık, liderlik, çekingenlik, uyum, destek alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı birfarklılaşma saptanmamıştır.
4-6 yaş dönemindeki çocukların sosyal davranışlarının çocuğun kardeş sayısına göre farklılığını görmekiçin yapılan testlerden alınan puanların ortalamalarına bakıldığında, işbirliği, saldırganlık, liderlik, çekingenlik, uyum, destek alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı birfarklılaşma saptanmamıştır.
4-6 yaş dönemindeki çocukların sosyal davranışlarının annenin yaşına göre farklılığını görmekiçin yapılan testlerden alınan puanların ortalamalarına bakıldığında, işbirliği, saldırganlık, liderlik, çekingenlik, uyum, destek alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlıbirfarklılaşma saptanmamıştır.
4-6 yaş dönemindeki çocukların sosyal davranışlarının annenin eğitim durumuna görefarklılığını görmekiçin yapılan testlerden alınan puanların ortalamalarına bakıldığında, işbirliği, saldırganlık, liderlik, çekingenlik, uyum, destek alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı birfarklılaşma saptanmamıştır.
4-6 yaş dönemindeki çocukların sosyal davranışlarının babanın yaşına göre farklılığını görmekiçinyapılan testlerden alınan puanların ortalamalarına bakıldığında, işbirliği, saldırganlık, liderlik, çekingenlik, uyum, alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlı birfarklılaşma saptanmamıştır. Destek alt boyutunda ise p<5 olduğu için anlamlı birfarklılaşma saptanmamıştır. Buna göre baba yaşı 24-35 arası olan bireylerin destek ölçeği beceri puanları baba yaşı 35 ve üzeri olan bireylerin destek ölçeği beceri puanlarından fazladır.
4-6 yaş dönemindeki çocukların sosyal davranışlarının babanın eğitim durumuna görefarklılığını görmekiçin yapılan testlerden alınan puanların ortalamalarına bakıldığında, işbirliği, saldırganlık, liderlik, çekingenlik, uyum, destek alt boyutlarında p>5 olduğu için anlamlıbirfarklılaşma saptanmamıştır.
4-6 yaş çocukların Anne-baba-çocuk iletişiminin çocukların sosyal davranışları ile ilişkisi olup olmamasını belirlemek amacıyla yapılan Korelâsyon puanlarına bakıldığında, 4-6 yaş çocukların anne baba çocuk iletişimi ve çocukların sosyal
82
davranışları arasında ilişkinin yalnız sosyal davranış ölçeği alt boyutlarından olan çekingenlik ile negatif yönde ilişki tespit edilmiştir.
Elde edilen bulgular ışığında aşağıdaki öneriler verilebilir:
Öneriler;
-Eğitimciler tarafından sağlıklı bir şekilde çocuk yetiştirme ve iletişim konusunda velilere eğitime dair programlar düzenlenebilir.
-Ebeveynlerin çocuklarıyla iletişimlerini geliştirmelerine yönelik, aile katılımlı çalışmalar oluşturulabilir.
-Ebeveynler aile danışma merkezleri, psikolojik danışma merkezleri gibi kurumlardan destek alabilmeleri için yönlendirilebilir.
-Eğitimciler, çocukların olumlu sosyal davranışlarını geliştirebilmek ve olumsuz sosyal davranışlarını azaltabilmek için çalışmalar yapabilir.
-Okul kütüphanelerinde çocuk eğitimi, aile iletişimi, çocuğun sosyalleşmesi için gibi konular kitaplar bulundurularak, velilerin ve eğitimcilerin faydalanması sağlanabilir.
-Eğitimcilerin çocuğun gelişimiyle ilgili çalışmaları desteklenmeli ve katılım sağlanmalıdır.
-Ebeveynler çocuklarını dikkatli takip etmeleri ve davranış problemleri gibi durumlarda bir uzmandan yardım alınmalıdır.
-Çocuğun davranışlarına karşı doğru yaklaşımı uygulayabilmek için çocuğun yaşına göre gelişim dönemleri bilinmelidir.
-Çocuğa davranış kazandırmada zorlama değil uygun bir iletişim yöntemiyle yaklaşılmalıdır.
83
KAYNAKLAR
Akgül, E. S. (2018). 5-6 yaş arası çocukların sosyal yetkinlik davranışlarının incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Akın, M. H. (2019). Sosyal etkileşim ve sosyal benlik kaynağı olarak aile. Medeniyet ve Toplum Dergisi, 3(1), 1-14.
Akınbay, H. (2014). Okul öncesi dönemde oyunun önemi ve çocukların motor gelişimi üzerine etkileri. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Aksoy, A. B. (2005). Farklı kültürlerde ebeveynlik. Kastamonu Eğitim Dergisi, 13 (2), 333-338.
Aksoy, P. (2017). Aile içi ilişkiler ve iletişim. G. Baran (Ed.). Aile yaşam dinamiği
içinde s.67-100. Ankara: Pelikan.
Akün, E. (2013). Yapısal aile sistemleri kuramı bağlamında ergenlik döneminde aile yapısı ve ergenlik dönemi sorunları. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Dergisi, 53(1), 85-116.
Alisinanoğlu, F. veKesicioğlu, O. S. (2010). Okul öncesi dönem çocuklarının davranış sorunlarının çeşitli değişkenler açısından incelenmesi (Giresun ili örneği). Kuramsal Eğitimbilim Dergisi,3(1).93-110
Aluş, Y. (2015). Kültürel ve toplumsal gerçekliğimiz açısından aile anlayışlarının ve Türk ailesinin değerlendirmesi. PESA Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 1(1), 15-24.
Altunok, E. B. (2019). Anne baba tutumları ile okul öncesi dönem çocuklarının iletişim becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi Doktora Tezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya.
Arabacı, N. (2011). Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı’nın (ABÇİDA) geliştirilmesi ve anne-baba-çocuk iletişiminin bazı değişkenler açısından incelenmesi. Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara
Arabacı, N. (2014). Okul öncesi eğitimde aile katılımı (Bölüm 2). Her yönüyle okul öncesi eğitim, Ankara: Hedef
Arıkan, A. Dinç, B., Kılıç, Ş., Gümüş, S. S. Avcı, N., Koran, N., ... ve Kahraman, Ö. G. (2019). Aile Eğitimi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi yay.
Arslan, E. (2008). Ericsson’un Psikososyal Gelişim Dönemleri Ölçeğinin Türkçe ’ye Uyarlama, Güvenirlik ve Geçerlik Çalışması. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (19), 53-60.
ArtinoJr, A. R. (2007). Bandura, Ross, and Ross: Observational Learning andtheBoboDoll. Online Submission( 22.05.2023’de ulaşıldı).
84
Aslantürk, H. (2017). Tam aileye ve tek ebeveynli aileye sahip üniversite öğrencilerinin aile aidiyetlerinin karşılaştırılması. Doktora Tezi. Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Atan, A. ve Buluş, M. (2020). Aile iletişiminin psiko eğitim programları eşlerinin iletişim çalışmalarının ve çift uykunun etkisi. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 40 (1), 255-288.
Ateş, S. D. (2022). Okul öncesi çocukların akran ilişkileri ve sosyal beceri düzeylerinin anne çocuk ilişkileri açısından incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara
Ay, R. (2016). Görsel iletişim tasarımında dijital yayıncılık. Yüksek Lisans Tezi., Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya.
Aydoğdu, F. ve Dilekmen, M. (2016). Ebeveyn tutumlarının çeşitli değişkenler açısından değerlendirilmesi. Bayburt Eğitim Fakültesi Dergisi, 11(2). 569- 580
Balaban, G. G. (2018). Okul öncesi dönem çocuklarının problem çözme becerileri ile sosyal becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi.Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Bolu.
Bandura, A. (1999). Socialcognitivetheory: An agenticperspective. Asianjournal of SocialPsychology, 2(1), 21-41.(27.04.2023’de ulaşıldı)
Baran, A. G. (2004). Türkiye'de aile içi iletişim ve ilişkiler üzerine bir model denemesi. Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları (HÜTAD), (1), 31- 42.
Başal, H. A. (1995). Gelişim kuramlarının uygulanabilirliğine ilişkin bir yordama. Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 10(1), 29-32.
Bayrakcı, M. (2007). Sosyal öğrenme kuramıveeğitimdeuygulanması. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (14), 198-210.
Bayrakçı, M. (2007). Okulöncesinde yaratıcı drama etkinliklerinin iletişim becerilerinin gelişmesi üzerindeki etkisi.YüksekLisans Tezi. Kafkas Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kars.
Bayraktar, V. H. ve Doğan, C. (2014). Beşinci sınıf öğrencilerinin Türkçe dersi konuşma becerilerinin değerlendirilmesi. İZÜ Sosyal Bilimler Dergisi/IZU Journal of SocialScience.2(4),37-49
Baysal, Z. (2020). Hz. Peygamberin örnekliğinde sözsüz iletişim. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.
Berk, T. (2017). İşletmelerde sözsüz iletişimin çalışan ilişkileri üzerindeki etkisi: Perakende sektöründe bir uygulama.Yüksek Lisans Tezi. Beykent Üniversitesi,İstanbul.
Bıyık, S. (2021).4-6 yaş arası okul öncesi eğitime devam eden çocukların sosyal beceri düzeyleri ile akran ilişkileri arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Üsküdar Üniversitesi
85
Bilgili, S. (2020). Aile iletişim kalıplarının ebeveyn tutumları ile ilişkisinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Binbaşıoğlu, C. (1990). Gelişim Psikolojisi- Gelişim süreçleri ve eğitim ilkeleri gelişim psikolojisi -Gelişim süreçleri ve eğitim ilkeleri. Binbaşıoğlu Yayınları, Ankara.
Boeree, C. G. (2006). Personality theories: An introduction. Psychology Department, 1-7. (26 Mayıs 2022’de ulaşıldı)
Bronfenbrenner, U. ve Morris, P. A. (2007). Thebioecological model of humandevelopment. Handbook of childpsychology, 1.(26Mayıs 2022’de ulaşıldı)
Bulut, I. (1990). Aile değerlendirme ölçeği el kitabı. Ankara Özgüzeliş Matbaası, 6-8
Celiloğlu, B. (2022). Cinsel Gelişimde Freud’un Psiko-seksüel Gelişim Aşamaları ve Cinsel Eğitim. ContemporaryTrends in EducationSciences, 285-295
Ceylan, Ö. (2017). Anne baba tutumları ile çocuğun sosyalleşme süreci arasındaki ilişki: Okul Öncesi Örneği. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Çakıcı. B. (2021).İletişim engellerinin boşanma üzerine etkisi: Üsküdar örneği, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Aydın Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, İstanbul
Çelik, Z. (2019). 4-6 yaş grubu çocukların sosyal davranışlarının bazı değişkenler açısından incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İnönü Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Malatya.
Çınar, E. (2022). Okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 48-72 aylık çocukların anne-baba-çocuk iletişim becerileri ile sosyal problem çözme becerileri arasındaki ilişkinin bazı değişkenlere göre incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Çimen, N. (2009). Okul öncesi eğitimi programında altı yaş grubu çocukların sosyal becerilerinin gerçekleşme düzeyi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum.
Çimen, M. (2023). Fiziksel Gelişim. Eğitimin Kavramsal Temelleri-8: Eğitim Psikolojisi, 55.
Dal, V. (2009). Farklı kişilik özelliklerine sahip bireylerin risk algılarının tüketici davranışları açısından incelenmesi: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Süleyman Demirel Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta.
Demir Y, C. ve Dönmez, B. (2017). Ekolojik sistemler kuramı çerçevesinde yöneticilerin karar verme davranışını etkileyen faktörlerin incelenmesi. Electronic TurkishStudies, 12(28).
Demir, S. ve Özdil, B. G. (2019). Öğretmen görüşlerine göre ortaokul öğrencilerinin konuşma becerileri. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 19(3), 865-881
86
Dereboy, İ. F. (1993). Kimlik bocalaması, anlamak, tanımak, ele almak. Malatya: Özmert Ofset.
Dinç, B. (2002). Okulöncesi eğitimin 4-5 yaş çocuğunun sosyal gelişimine etkileri konusunda öğretmen görüşleri. Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir.
Doğan, A. (2010). Ekolojiksistemlerkuramıçerçevesinde akran zorbalığının incelenmesı̇ , Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, 17(3), 149–162.
Doğan, Y. (2009). Konuşma becerisinin geliştirilmesine yönelik etkinlik önerileri. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 7(1), 185-204.
Duran, A. (2014).Okul öncesi çağı çocuklarında liderlik eğitimi. Yüksek Lisans Tezi.
Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul.
Duran, A. ve Zembat, R. (2020). Okul öncesi dönem çocuklarının liderlik özellikleri ile dil becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi. Erken Çocukluk Çalışmaları Dergisi, 4(3), 424-443.
Duran, S. (2019). Sağlık çalışanlarının iletişim becerilerinin ve göçmenlerle yaşadıkları iletişim zorluklarının belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Hemşirelik Anabilim Dalı, Yozgat Bozok Üniversitesi.
Dülger, E. (2016) Okul öncesi eğitime devam eden 60 -72 aylık çocukların sosyal beceri düzeylerinin değişkenlere göre incelenmesi (Tekirdağ ili örneği). Yüksek Lisans Tezi, Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul
Eke,K.(2018).4-6 yaş sosyal davranış ölçeğinin geliştirilmesi ve çocukların sosyal davranışları ile ebeveyn tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi,GaziÜniversitesi,Eğitim Bilimleri Enstitüsü,Ankara
Ekici, F.Y. (2015). Okul öncesi eğitime devam eden çocukların sosyal becerileri ile aile özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesi. Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi.7(02)
Eni, B. (2017). Lise Öğrencilerinin dijital oyun bağımlılığı ve algıladıkları ebeveyn tutumlarının değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Eranıl, A. K. (2021). Eğitim yönetimi modelinin ekolojik sistemler kuramı bağlamında geliştirilmesi. Doktora tezi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Erdem, İ. (2013). Konuşma eğitimi esnasında karşılaşılan konuşma bozuklukları ve bunları düzeltme yolları. Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (11), 415-452.
Ergül, H. (2009). Havacılık ortamlarında iletişim biçimleri. Selçuk İletişim, 6(1), 99- 106.
Ergün, M. ve Özsüer, S. (2006). Vygotsky’nin yeniden değerlendirilmesi. Afyon Karahisar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2(1), 269-292
Erkuş, A. ve Günlü, E. (2009). İletişim tarzının ve sözsüz iletişim düzeyinin çalışanların iş performansına etkisi: Beş yıldızlı otel işletmelerinde bir araştırma. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 20(1), 7-24.
87
Erözkan, A. (2012). Ergenlerde kaygı duyarlığı ve ebeveyn tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, Educ.ationatScienceTheory&Practice ,12(1), 43 -57
Ersen, N. (2020). Okul öncesi eğitimde aile katılım çalışmalarını engelleyen etmenlerin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Okan ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Eslek, D. ve Irmak, T. Y. (2018). Ekolojik sistemler kuramı çerçevesinde göçmen çocuklar ve oyunları üzerine bir derleme. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 20(3), 347-362.
Evran, S. (2018). Geleneksel akraba ilişkilerinin yeni evlilikler üzerindeki etkileri: Afyonkarahisar ili örneği. Yüksek Lisans Tezi. Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon.
Fleming, J. S. (2004). Erikson’spsychosocialdevelopmentalstages. Childhood Development, 1(1), 9-24
Gökçe, H. (2017). Dünü, Bugünü, Yarını İle Aile. Sosyoloji Notları, 1(1), 50-63.
Gökçek, B. S. (2007). 5–6 yaş çocukları için hazırlanan karakter eğitimi programının etkisinin incelenmesi.Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Gökmenoğlu, E. (2011). Üniversite öğrencilerinin utangaçlık düzeyleri ile algıladıkları anne-baba tutumları arasındaki ilişki. Yüksek Lisans Tezi, Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Gül, T. (2019). 4-6 yaş dönemi çocuklarda merhamet eğitimi. Doktora Tezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya.
Gülay, H. (2008). 5-6 yaş çocuklarına yönelik akran ilişkileri ölçeklerinin geçerlik güvenirlik çalışmaları ve akran ilişkilerinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi. Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul.
Güleç, M. (2022). 4-6 yaş arasındaki çocuklarda sosyal yetkinlik düzeyleri ve davranış problemleri arasındaki ilişkinin demografik verilere göre incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Gelişim Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, İstanbul.
Gürses, İ. ve Kılavuz, M. A. (2016). Kuşakların ahlâkî değerleri birlikte öğrenmesi: Kohlberg’in ahlâkî gelişim kuramı açısından bir değerlendirme. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 25(1), 97-117.
Güven, A. (2013). Çocukta benlik gelişiminde aile içi iletişimin rolü: İslam dini açısından bir inceleme. Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul.
Hallaç, S. ve Öz, F. (2014). Aile kavramına kuramsal bir bakış. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 6(2), 142-153.
Hensel, N.H. 1991. Social leadership skills on young children. Roeper. Review,14.
Işık, M. (2007). Anasınıfına devam eden beş-altı yaş çocuklarına sosyal uyum ve beceri ölçeğinin uyarlanması ve uygulanması. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara
88
İpek, E. (2014). Beş yaş çocuğuna verilen değerler eğitimi programının sosyal duygusal uyum düzeylerine etkisi. Doktora Tezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya.
İzci L. veMazman, İ. (2021). Sembolik etkileşimcilik çerçevesinden korunmaya muhtaç çocuklarda benlik. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 11(1), 151-170.
Kadan, G. (2010). Okul öncesi dönem çocuklarında (4-6 yaş) saldırganlık davranışını etkileyen faktörlerin çeşitli değişkenlere göre incelenmesi Yüksek lisans tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul
Kahraman, P. B. (2016). Okul öncesi dönem çocuklarının okula uyum sürecine ilişkin anaokulu öğretmenlerinin ve annelerinin görüşleri. Erken Çocukluk Çalışmaları Dergisi, 2(1), 3-20.
Kamaraj, I. (2004). Sosyal becerileri derecelendirme ölçeğinin Türkçeye uyarlanması ve beş yaş çocuklarının atılganlık sosyal becerisini kazanmalarında eğitici drama programının etkisi. Yayınlanmamış Doktora Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Kapanadze, D. Ü. (2019). Vygostky’ninsosyo-kültürel ve bilişsel gelişim teorisi bağlamında Türkçe öğretiminin değerlendirilmesi. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1(47), 181- 195.
Karaca, M. (2016). Sosyolojik perspektiften iletişim. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 15(57).
Karababa K. P. (2019). Sosyolojiye Giriş-6: Aile.
Karasar, N. (2007). Bilimsel Araştırma Yöntemi. 17. Baskı. Nobel Yayınları. Ankara Karcı, Y. (2011). İletişim meslek lisesi öğrencilerinin empatik iletişim beceri
düzeylerinin incelenmesi (Ankara İl Örneği). Selçuk İletişim, 6(4), 155-167.
Kasapoğlu, A. ve Karkıner, N. (2011). Aile sosyolojisi. TC Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını.
Kaya,İ. (2020).Okul öncesi dönemdeki çocukların fiziksel ve ilişkisel saldırganlıklarının mizaç özellikleriyle ilişkisinin incelenmesi. İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 9(5), 3361-3378.
Kılıçaslan, A. (2001). Aile fonksiyonlarının ve algılanan farklılaşmış anne-baba yaklaşımının kardeş ilişkileri üzerindeki etkisi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Kıran, S. (2008). Okulöncesi dönemi çocuklarına yönelik hazırlanan masal ve öykü kitaplarında geçen iletişim engelleri. Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydın.
Kol, S. (2011). Erken çocuklukta bilişsel gelişim ve dil gelişimi. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 21(21), 1-21.
Koca, A.(2020).60-72 aylık okul öncesi çocukların duygu düzenleme becerileri ile empati becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, GaziÜniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
89
Köyceğiz, M. (2017). Okul öncesi dönem çocuğu olan ebeveynlerin iletişim becerileri ve çatışma eğilimleri ile çocuklarının sosyal becerileri ve problem davranışları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Küpeli, U. (2011). Ebeveyn iletişiminin ergenlerin sosyal-duygusal beceri algıları üzerindeki etkisinin çeşitli demografik değişkenler açısından incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Aydın Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, İstanbul
Megep (Mesleki eğitim ve öğretim sisteminin güçlendirilmesi projesi). (2007).
Çocuk Gelişimi ve Eğitimi. Ankara.
Meriç, A. (2017). Anne-baba-çocuk iletişimi ile okul öncesi çocukların ahlaki ve sosyal kural bilgileri arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Karabük Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Karabük.
Murphy,S. E. ve Johnson,S.K.(2011). The benefits of a long-lens approach to leader development: Understanding the seeds of leadership. The Leadership Quarterly, 22(3), 459-470.
Mutlu, E. (1994). İletişim Sözlüğü, Ankara. Ark Yayınları.
Nazlı, S. (2021). Aile Danışmanlığı. 16. Baskı, Anı Yayıncılık, Ankara
Okur, M. (2008). Çocuklar için felsefe eğitim programının altı yaş grubu çocuklarının, atılganlık, işbirliği ve kendini kontrol sosyal becerileri üzerindeki etkisi. Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul.
Onat, G. (2010). Demokratik ve otoriter olarak algılanan ana-baba tutumlarının lise birinci sınıf öğrencilerinin yılmazlık düzeyine etkilerinin araştırılması. Yüksek Lisans Tezi, Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Öncü, T. (2018). Lev S. Vygotsky'nin Gelişim Kuramı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 39(1-2), 227-236.
Özbey, S. ve Alisinanoğlu, F. (2009). Okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 60–
72 aylık çocukların problem davranışlarının bazı değişkenlere göre incelenmesi. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2(6).
Özdemir, O. Özdemir, P. G., Kadak, M. T. ve Nasıroğlu, S. (2012). Kişilik gelişimi. Psikiyatride güncel yaklaşımlar, 4(4), 566-589.
Özgen, H. (2019).Evli kadınlarda duygusal zekâ ve evlilik uyumu ilişkisi aile danışmanlığı merkezi örneği. Yüksek Lisans Tezi, Çağ Üniversitesi, İstanbul.
Özkan, K.(2019).Okul öncesi eğitime devam eden 5-6 yaş grubu çocuklarda bağlanma ve anne-baba-çocuk ilişkisi, Yüksek Lisans Tezi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Kütahya.
Özmen, D. (2013). 5-6 yaş grubu çocukların akran ilişkilerinin sosyal problem çözme becerisi açısından incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
90
Özpehlivan, M. (2015). Kültürel farklılıkların işletmelerde örgüt içi iletişim, iş tatmini, bireysel performans ve örgütsel bağlılık kavramları arasındaki ilişkiye etkileri: Türkiye-Rusya örneği. Doktora Tezi. Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Öztürk, F.D.(2019). Okul öncesi 4-6 yaş grubu çocukların bağlanma stilleri ile sosyal beceri düzeyi ve oyun davranışı arasındaki ilişkinin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Özübek, A. (2019). Okul öncesi dönemdeki çocukların sosyal uyum ve becerisi ile annelik tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Aksaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aksaray.
Özyürek, A. ve Şahin, F. T. (2005). 5 ve 6 yaş grubunda çocuğu olan ebeveynlerin tutumlarının incelenmesi. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 25(2), 19-34.
Polat, Ö. ve Ayaz, C. Ö. (2021). Okul öncesi dönem çocuklarının liderlik becerilerinin yordayıcısı olarak ebeveynlerinin bilinçli farkındalık düzeyleri. Uluslararası Karamanoğlu Mehmetbey Eğitim Araştırmaları Dergisi, 3(2), 113-128.
Postoğlu, B.A. (2020). Okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden beş yaş çocuklarının sosyal uyum becerileri ile anne baba tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Aydın Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, İstanbul.
Sak R. Sak,İ. Ş., Atlı,S. ve Şahin, B. (2015). Okul öncesi dönem: Anne baba tutumları. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 11(3)
Sarı, E. (2007). Anasınıfına devam eden 5-6 yaş grubu çocukların, annelerinin çocuk yetiştirme tutumlarının, çocuğun sosyal uyum ve becerilerine etkisinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Sarısoy, S.(2021). Erken çocukluk döneminde anne baba çocuk iletişiminin karşılaştırmalı olarak incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Aydın Üniversitesi, İstanbul
Solmaz, H. (2017).Okul öncesi çocuklarının liderlik becerilerinin geliştirilmesi konusunda deneysel bir çalışma: Şimdinin Küçükleri, Geleceğin Büyük Liderleri. Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale
Tarkoçin, S.(2014).Okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 48-66 aylık çocukları olan ebeveynlerin çocukları ile iletişim kurma düzeyleri ve davranış sorunları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. MarmaraÜniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul
Tekkeli, H. S. ve Akto, A. (2022).Sigmund Freud’un görüşlerinin eğitime yansımaları. Şarkiyat, 14(3),964-982
Temel, D.(2018).Yerleşim yerlerine göre anne baba tutumlarının okul öncesi çocukların sosyal becerilerine etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Konya.
91
Temel, D. ve Türkoğlu, B. (2019). Yerleşim yerlerine göre anne baba tutumlarının okul öncesi çocukların sosyal becerilerine etkisi. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 39(2), 843-871.
Temiz, G. (2014). Anne çocuk iletişim becerileri eğitiminin çocukların duyguları tanıma ve ifade etme becerilerine etkisi. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, Konya.
Terzi, E. E. (2009). Anasınıfına devam eden çocuklarda görülen davranış sorunlarının öğretmen görüşlerine göre incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Toplu, M. (2022). Okul öncesi eğitimi alan çocukların etkileşimli akran ilişkilerinin sosyal beceriler üzerine etkisinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü).
Tuzcuoğlu, N., Cengiz, Ö., ve Küsmüş, G. İ. (2020). Okul öncesi dönem çocuklarının saldırganlık yönelimleri ile annelerinin ilgi düzeylerinin belirlenmesi. Erken Çocukluk Çalışmaları Dergisi, 4(1), 3-28.
Türkoğlu, B. ve Uslu, M.(2016). Oyun temelli bilişsel gelişim programının 60-72 aylık çocukların bilişsel gelişimine etkisi. Uluslararası Eğitim Bilimleri Dergisi, (6), 50-68.
Uçar Ç. F. (2017). Ebeveyn çocuk iletişimi eğitim programının anne baba çocuk ilişkisine ve iletişimine etkisi.Doktora Tezi,Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü,Ankara.
URL -1 <https://iasbh.tmgrup.com.tr/cocuklarda-boy-kilo-endeksi-tablosu> ,erişim tarihi 30.05.2022
URL-2<https://icdn.turkiyegazetesi.com.tr/images/ckfiles/images/erkekcocuk1.png>, erişim tarihi 30.05.2022
Uygun, N.(2018).Okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların oyun davranışları, sosyal yetkinlik davranışları ve ebeveyn tutumları arasındaki ilişki. Yüksek Lisans Tezi.Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Van
Uygun, N. ve Kozikoğlu, İ. (2020). Çocukları okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden ebeveynlerin tutumlarının incelenmesi. Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi, 9(3), 1494-1507.
Uzut, N. (2020). Okul öncesi eğitim kurumlarının iç mimarlık temelinde mekân ölçütleri: Diyanet İşleri Başkanlığı 4-6 yaş eğitim merkezleri örnekleri üzerinden bir model önerisi. Yüksek Lisans Tezi. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, İstanbul.
Üçok, A. (2014). Ailede anne-baba-çocuk iletişimi üzerine sosyolojik bir değerlendirme. Yüksek Lisans Tezi. Kırıkkale Üniversitesi, Kırıkkale
Vural, İ. Tuna, Y., Birsen, Ö., Erzurum, F., Küçük, M., ve Çolak, F. Ü. (2012).
İletişim. Ankara: Pegem Akademi.
92
Yaman, B. (2018). Ebeveyn tutumlarının çocukların mizaç özellikleri ve duygu düzenleme becerileri üzerindeki rolü. Yüksek Lisans Tezi, Işık Üniversitesi, İstanbul.
Yıldırım, S. (2022). 4-6 yaş Kur’an kursu öğretici kitaplarının gelişim psikolojisi açısından değerlendirilmesi. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (36), 95-107.
Yıldız, E. ve Çetin, Z. (2018). Sporun psiko-motor gelişim ve sosyal gelişime etkisi. Hacettepe UniversityFaculty of HealthSciencesJournal, 5(2), 54-66.
Yılmaz, G. (1994). Okul öncesi eğitim yapıları, çocuğun fizyolojik ve psikolojik özelliklerinin tasarıma etkileri. Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul.
Yılmaz, N. (2011). Okul öncesi öğretmenlerinin iletişim becerileri, problem çözme becerileri ve empatik eğilim düzeyleri. Yüksek Lisans Tezi, Muğla Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Muğla.
Yönel, A.(2021).3-6 yaş arası çocuğa sahip ebeveynlerin, öz-yeterlikleri, tükenmişlikleri ve çocuklarıyla olan iletişimleri arasındaki ilişkinin incelenmesi. Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, Konya.
93
EK 1. Bilgilendirilmiş Gönüllü Onam Formu
Sizi KTO Karatay Üniversitesi Disiplinler Arası Aile Danışmanlığı Ana Bilim Dalı’nda yürütülen “4-6 Yaş Dönemindeki Çocukların Anne-Baba-Çocuk İletişiminin, Çocukların Sosyal Davranışlarına Etkisi”başlıklı araştırmaya davet ediyoruz. Bu araştırmanın amacı 4-6 Yaş Dönemindeki Çocukların Anne-Baba- Çocuk İletişiminin, Çocukların Sosyal Davranışlarına Etkisini araştırmaktır. Araştırmada sizden tahminen 30 dakika ayırmanız istenmektedir.Bu çalışmaya katılmak tamamen gönüllülük esasına dayanmaktadır. Çalışmanın amacına ulaşması için sizden beklenen, bütün soruları eksiksiz, kimsenin baskısı veya telkini altında olmadan, size en uygun gelen cevapları içtenlikle verecek şekilde cevaplamanızdır. Bu formu okuyup onaylamanız, araştırmaya katılmayı kabul ettiğiniz anlamına gelecektir. Ancak, çalışmaya katılmama veya katıldıktan sonra herhangi bir anda çalışmayı bırakmahakkına da sahipsiniz. Bu çalışmadan elde edilecek bilgiler tamamen araştırma amacı ile kullanılacak olup kişisel bilgileriniz gizli tutulacaktır. Eğer araştırmanın amacı ile ilgili verilen bu bilgiler dışında şimdi veya sonra daha fazla bilgiye ihtiyaç duyarsanız araştırmacıya şimdi sorabilir veya….. e-posta adresi ve….. numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
Yukarıda yer alan ve araştırmadan önce katılımcıya verilmesi gereken bilgileri okudum ve katılmam istenen çalışmanın kapsamını ve amacını, gönüllü olarak üzerime düşen sorumlulukları anladım. Çalışma hakkında yazılı ve sözlü açıklama aşağıda adı belirtilen araştırmacının bilgilendirdiği öğretmen tarafından yapıldı. Kişisel bilgilerimin özenle korunacağı konusunda yeterli güven verildi.
Bu koşullarda söz konusu araştırmaya kendi isteğimle, hiçbir baskı ve telkinolmaksızın katılmayı kabul ediyorum.
Katılımcı Araştırmacı
Adı-Soyadı: Saliha SAYIN
İmza: İmza
İletişim Bilgileri: e-posta:
Telefon:
94
EK 2.Ölçekler
4-6 Yaş Dönemindeki Çocukların Anne-Baba-Çocuk İletişiminin, Çocukların Sosyal Davranışlarına Etkisi
Değerli katılımcı, bu ölçek 4-6 yaş aralığında bulunan çocukların anne baba çocuk iletişiminin çocukların sosyal davranışlarına etkisini belirlemek amacıyla geliştirilmiştir. Çalışmanın sağlıklı sonuçlar verebilmesi için aşağıda yer alan tüm maddelerin eksiksiz olarak objektif bir şekilde doldurulması büyük önem taşımaktadır. Sabrınız ve özveriniz için teşekkür ederim.
Araştırmacı;
Saliha SAYIN
Demografik Bilgiler
Yaş
Cinsiyet
4 ( ) 5 ( )
Kız( ) Erkek ( )
6( )
Doğum Sırası
İlk( ) Orta ( )
Son( )
Kardeş Sayısı
Yok ( ) 1( ) 2 ( )
3 ( ) 4( )
Anne Yaş
Baba Yaş
(24-35) ( ) (35-……) (
(24-35) ( ) (35-…….) ( )
)
Anne Eğitim Durumu İlk ( ) Orta ( ) Lise ( ) Önlisans ( )Lisans( ) Lisansüstü( )
Baba Eğitim Durumu İlk ( ) Orta ( ) Lise ( ) Önlisans ( )Lisans( ) Lisansüstü( )
95
Anne-Baba-Çocuk İletişimini Değerlendirme Aracı
(ABÇİDA)(Örnek Cümleler)
Her zaman
Sık sık
Ara sıra
Nadiren
Hiçbir zaman
1.Çocuğumla öfke, heyecan gibi duygusal
tepkilerimi kontrol ederek konuşurum.
2.Çocuğumun sözünü kesmeden dinlerim.
3.Çocuğumla yaptığım konuşmalarda, emir
cümleleri içeren ifadeler kullanırım.
4.Çocuğumun anlattıklarını dinlemek için ona zaman ayırırım.
5.Çocuğuma karşı olan öfke, kızgınlık, hayal
kırıklığı gibi olumsuz duygularımı her yerde ve herkesin yanında belli etmekten kaçınırım.
6.Konuşmalarımda, çocuğumun kişiliğini
zedeleyici hakaret içeren ifadeler kullanmamaya çalışırım.
7.Çocuğumun duygu ve düşüncelerini
anlamak için; yüz ifadesi, bakış, duruş gibi sözlü olmayan tepkilerini izlerim.
8.Çocuğumu, yargılamadan dinlerim.
9.Çocuğumla konuşurken zorlandığım durumlarda yalana başvururum.
10.Çocuğumla konuşurken, zor durumda
kaldığım zamanlarda, onu çeşitli biçimlerde tehdit ederim.
11.Çocuğumun anlattıklarını sonuna kadar dinlerim.
12.Çocuğumla konuşurken, zamanı, onun
dikkat süresine uygun şekilde kullanırım.
13.Çocuğumun en çok zaman geçirdiği mekanı, onun isteklerine cevap verecek
şekilde düzenlerim.
14.Olumsuz söz ve davranışlarımızın başkalarının duygularını ne şekilde etkileyebileceği konusunda çocuğumla
konuşurum.
15.Çocuğumla içinde bulunduğumuz durumun/konunun özelliğine göre, sesimin tonunu ve vurgularımı ayarlayarak
konuşurum.
16.Çocuğumun olumlu bir davranışında, ona sarılarak ya da onu öperek kendisini takdir
ettiğimi belli ederim.
17.Çocuğumu; baş sallama, gülümseme gibi onaylama davranışlarıyla dinlerim.
18.Duygu ve düşüncelerimi çocuğuma açık
ve anlaşılır bir şekilde ifade edebilmek için basit ve düzgün cümleler kullanırım.
96
4-6 YAŞ SOSYAL DAVRANIŞ ÖLÇEĞİ(Örnek Cümleler)
CÜMLELER
Çoğu Zaman Böyledir
Bazen Böyledir
Nadiren Böyledir
Hiçbir Zaman Böyle
Değildir
1.Oyunun kurulmasında egemendir.
2.Oyunda arkadaşlarının rol dağılımlarını düzenler.
3.Oyun esnasında oyun ortamını ve oyuncakları istediği şekilde kullanır.
4.Oyun esnasında kendi fikirlerini rahatlıkla söyler.
5. Arkadaşlık ilişkilerinde hükmedicidir.
6. Grup oyunlarında bir başka çocuğun liderliğini kabul eder.
7. Etkili iletişim yoluyla fikirlerini arkadaşlarına kabul ettirir.
8. Arkadaşlarına gönüllü olarak yardım eder.
9.Oyun sürecinde arkadaşlarının kendine uyması için direnir.
10. Kendini ifade ederken alçak bir ses tonu kullanır.
11. Oyun esnasında başkasının kontrolüne direnç gösterir.
12. Oyun sürecinde mantıklı bir açıklama yapıldığında bile kendi tutumunda ısrarcıdır.
13. Haklı olduğu durumlarda gerekli savunmayı yapamaz.
14. Problem çözümü sürecinde, çözüm odaklı arkadaşlarına uyar.
15. Davet edilmediği grup oyunlarına girmede zorlanır.
16. Katıldığı grup oyunlarında arkadaşlarının isteği doğrultusunda kendine verilen rolü kabul eder.
17.Oyun sürecinin düzenlenmesiyle ilgili görüşlerini ifade edemez.
18. Arkadaşları bir istekte bulunduğunda karşı koyamaz.
19.Çoğunlukla tek başına oyun oynar.
20.Arkadaşları tarafından bir oyuna davet edildiğinde utangaç davranışlar sergiler.
21. Bir oyun kurduğunda arkadaşlarını davet etmede sıkıntı yaşar.
22.Oyun sürecinde yaşanan sorunlarda kendini ve yakın arkadaşını, diğer arkadaşlarına karşı savunur.
97
EK 3. Etik Kurul/Komisyon İzni/Muafiyeti
98
EK 4. Anket Çalışması İzin Belgesi
99
EK 5. Ölçek İzinleri
100
101
102
Sayfalar
- ANA SAYFA
- HAKKIMIZDA
- İLETİŞİM
- GALERİ
- YAZARLAR
- BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ
- ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
- SELÇUKLU TARİHİ
- SELÇUKLU TEŞKİLATI
- SELÇUKLU MİMARİ
- SELÇUKLU KÜLTÜRÜ
- SELÇUKLULARDA EDEBİYAT
- TOPLUM VE EĞİTİM
- SELÇUKLU BİLİM
- SELÇUKLU EKONOMİSİ
- TEZLER VE KİTAPLAR
- SELÇUKLU KRONOLOJİSİ
- KAYNAKLAR
- SELÇUKLU HARİTALARI
- HUN İMPARATORLUĞU
- OSMANLI İMPARATORLUĞU
- GÖKTÜRKLER
- ÖZ TÜRÇE KIZ İSİMLERİ
- ÖZ TÜRKÇE ERKEK İSİMLERİ
- MÜZELERİMİZ
- GÖKTÜRKÇE
- SELÇUKLU FİLMLERİ
- SELÇUKLU DİZİLERİ
- KÜTÜPHANELERİMİZ
5 Eylül 2024 Perşembe
15
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)