iv
ÖZ
Bu tez slam Tarihinde ortaya çkan ilk ihtilaflar ve bu ihtilaflarn mezhep-
lemedeki rolünü, Kemaleddin ükrünün slam Tarihinde Nifak: Ali adl eseri
çerçevesinde ele alan bir çalmadr.
Tezimiz bir giri üç bölüm ve bir sonuçtan olumaktadr. Girite çalmann
konusu, amac, metodu ve Kemaleddin ükrünün hayat ele alnmtr. Birinci bö-
lümde Hz. Peygamber zamannda Müslümanlar arasnda ortaya çkan ilk ihtilaflar ele
alnmtr. kinci Bölümde Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman dönemlerinde
Müslümanlar arasnda zuhur eden nifak hareketleri ele alnmtr.
Üçüncü bölümde ise Kemaleddin ükrünün söz konusu eseri çerçevesinde
Hz. Alinin hilafeti esnasnda ortaya çkan dinî-siyasî iç çekimeler ve bu çekimele-
rin sebep olduu ihtilaflarn mezheplemedeki rolünden bahsedilmitir. Bu bölümde
ayrca Haricilik, îa ve Ehl-i Sünnetin douuna ksaca deinilmitir. Tez, çalma-
lar neticesinde elde edilen bilgiler dorultusunda yaplan deerlendirmelerin yer al-
d bir sonuç ile tamamlanmtr.
v
ABSTRACT
This study has taken up comprehensively first disunions that emerged in Is-
lamic History and these disunions effects on Muslims fractionalization, within the
limits of Kemaleddin Shukrus book that its name In Islamic History Faction: Ali.
Our study has consisted of one introduction and there section. In the introduc-
tion we inform about the subject, the purpose, the method and biyografi and books of
Kemaleddin Shukru.
In the first chapter we have discussed first factions that emerged among Mus-
lims in prophet hood life of the Prophet Muhammad. In the second chapter we have
revealed that factions came about among Muslims in the caliphate life of Abu Bakr
and Omar and Osman.
As for the last chapter, we have mentioned in terms of In Islamic History
Faction: Ali book, religious and political civil strifes and factions that occurred in the
caliphate period of Caliph Ali b. Ebî Tâlib and impact of this disorders on the fac-
tions of Muslims. Also in this chapter we refer briefly to emerging and origin of the
Khawaric and the Shia and the Ahl al-Sunne. In the final, we have mentioned briefly
that our opinion that we have reach in the end of this study.
vi
ÖNSÖZ
nsanolunun ayn durum veya olay karsnda farkl düünce ve tutumlar
sergilemesinde dinî, siyasî, toplumsal ve ekonomik bir takm nedenlerin önemli rol
oynad bilinmektedir. Bu nedenler, bir taraftan insanlar farkl görüler etrafnda
kümelenmeye sevk ettii gibi dier taraftan da oluan bu kümeleri birbirine zt kla-
bilmektedir.
slam Tarihinde bata Hz. Peygamber dönemi olmak üzere Hulefâ-i Raidîn
döneminde meydana gelen bir takm dinî, siyasî, içtimaî ve iktisadî ihtilaflar, Müs-
lümanlarn arasna fitne tohumlarn ekmi ve bu ihtilaflar, baz münafklarn da gay-
retleriyle zamanla ümmeti tefrikaya düürmütür. Bu balamda slam'n ilk yllarnda
en önemli süreci Osman b. Affan dönemi oluturmaktadr. Zira Hulefâ-i Raidîn dö-
neminde Hz. Osmann ehit edilmesiyle nifak hareketleri yeni bir boyut kazanmtr.
Hz. Ali döneminde meydana gelen Cemel ve Sffîn vakalaryla, ihtilaflar daha da de-
rinlemi ve slam tarihinde Müslümanlar arasnda ortaya çkan anlamazlklar ilk
defa bu derecede derin ayrlklar meydana getirmitir. Nitekim söz konusu durum k-
sa sürede Müslümanlar iç savalara sürüklemi ve nihayet ilk bölünmeler gerçek-
lemi; Müslümanlar çeitli görüler etrafnda toplanmaya balamtr. Bu durum
bata Havariç ve îa gibi bir takm mezheplerin ortaya çkn hazrlayan nedenler
olarak tarihteki yerini almtr.
Bu ihtilaflardan yaklak 13 asr sonra, Cumhuriyet Dönemi müelliflerinden
Kemaleddin ükrü ORBAY, slam Tarihinde Nifak: Ali adl eserinde dinî-siyasî iç
çekimeleriyle birlikte Hz. Ali dönemi ve olaylar yeniden ele alp, yorumlamtr.
Biz de çalmamzda, Hz. Peygamberin salndan Hz. Osmann ehit
edilmesine kadar geçen süreçte Müslümanlar arasnda ortaya çkan ilk problemleri
inceledikten sonra özellikle Kemaleddin ükrü ORBAYn bakyla Hz. Ali Dönemi
mezheplemeye etki eden iç siyasî ihtilaflar ve bu ihtilaflarn mezheplerin douun-
daki rolünü slam Mezhepler Tarihi metodolojisi çerçevesinde inceledik.
vii
Hem Asr- Saadet ve dört halife döneminde meydana gelen siyasi çekimele-
rin Müslümanlarn bölünüp frkalamasndaki rolünü incelemek, hem de çeitli alan-
larda 30dan fazla eser ve makale kaleme alm olan Kemaleddin ükrü ORBAYn
bu eserinde ortaya koyduu görüleri deerlendirmek için böyle bir tez hazrlamay
uygun gördük.
Çalmamz bir giri, üç bölüm ve sonuçtan olumaktadr. Birinci bölümde
Hz. Peygamberin hayat esnasnda, ölürken ve öldükten hemen sonra ümmet arasn-
da ortaya çkan ilk ihtilaflar ve bu ihtilaflarn frkalamadaki önemini ele aldk. Hz.
Peygamberin salnda, münafklarn ve müriklerin slam Dini karsndaki tutum-
larn ve mezheplemeye etki eden hareketlerini anlattk. Ölüm hastal esnasnda
ise Krtas Hadisesini ve Üsâme ordusu meselesini ve bu meselelerdeki iî düüncele-
ri aktardk. Ölümünden hemen sonra ise, Rasûlullahn öldüüne inanlmamas, ne-
reye gömülecei ve mâmetin kime verilmesi gerektii hususlarnda sahabiler arasn-
da çkan ihtilaflar ve mezheplemedeki rolünü ele aldk. lk Üç Halife Döneminde
Ortaya Çkan htilaflar balkl ikinci bölümde ise Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz.
Osman döneminde Müslümanlar arasnda ortaya çkan, frkalamaya etki edebilecek
problemleri ve kargaalar ele aldk. Hz. Ebû Bekir döneminde Hz. Peygamberin
miras ve Fedek Arazisi meselesindeki tartmalar, Zekât vermeyenlere kar nasl
davranlmas gerektii hususundaki ihtilaf ve îann bu husustaki görülerini ele al-
dk. Hz. Ömer döneminde, birtakm fkhî meselelerde ortaya çkan ihtilaflar, Hz.
Ömerin suikasta urayp öldürülmesini, ûrâ Olayn ve Hz. Osmann halife seçil-
mesini ve bunlarn frkalamadaki önemini aktardk. Hz. Osman döneminde ise, hali-
fenin valilerle ilgili güttüü tayin politikasnn, Sahabilere ve Umeyyeoullarna kar-
tutumunun, birtakm iktisadî politikalarn, dinî hususlardaki baz uygulamalarnn
ve Abdullah bn Sebenin nifak faaliyetlerinin isyanlara etkisini, Hz. Osman isyan-
lar neticesinde feci bir ekilde ehit edilmesini, bütün bu ihtilaflarn Mürcienin do-
uuna ve Harici zihniyetinin olumasna olan etkisini ayrntl bir biçimde ele aldk.
Üçüncü bölümde ise Kemaleddin ükrü Orbayn slam Tarihinde Nifak: Ali adl
eserinde ele ald Hz. Ali dönemini, kaleme ald çerçeve içerisinde, fikirlerini kla-
sik dönem müelliflerin fikirleriyle kyaslayp eserindeki bilgileri dipnotlandrarak
naklettik. Bu balamda Hz. Alinin halife seçilmesindeki ihtilaflar, Cemel Vakas ve
viii
Sffîn Savan, Haricilerin douunu, Haricilerle yaplan mücadeleleri ve Hz.
Alinin öldürülmesini ve bütün bu ihtilaflarn etkisiyle îa ve Ehl-i Sünnetin dou-
unu ele aldk. Sonuç ksmnda ise aratrmalar neticesinde varlan yarg ve deer-
lendirmelere yer verdik.
ix
ÇNDEKLER
ÖZ ------------------------------------------------------------------------------------------------- iv
ABSTRACT ------------------------------------------------------------------------------------- v
ÖNSÖZ ------------------------------------------------------------------------------------------- vi
ÇNDEKLER ---------------------------------------------------------------------------------- ix
KISALTMALAR ------------------------------------------------------------------------------- xi
GR
ARATIRMANIN KONUSU, ÖNEM, AMACI, METODU VE SINIRLARI
1. ARATIRMANIN KONUSU VE ÖNEM ---------------------------------------------- 2
1.1. Aratrmann Konusu ------------------------------------------------------------------ 2
1.2. Konunun Önemi ------------------------------------------------------------------------ 2
2. ARATIRMANIN AMACI, METODU VE SINIRLARI ----------------------------- 4
2.1. Aratrmann Amac -------------------------------------------------------------------- 4
2.2. Aratrmann Metodu ve Snrlar ---------------------------------------------------- 6
3. KEMALEDDN ÜKRÜ ORBAYIN HAYATI VE ESERLER ------------------ 7
3.1. Kemaleddin ükrünün Hayat ------------------------------------------------------- 7
3.2. slam Tarihinde Nifak: Ali Adl Eseri ----------------------------------------------- 8
3.3. Dier Eserleri --------------------------------------------------------------------------- 9
BRNC BÖLÜM
ASR-I SAADETTE ORTAYA ÇIKAN HTLAFLAR
1. ASR-I SAADETTE ORTAYA ÇIKAN HTLAFLAR FIRKALAMALARA
ETKS ------------------------------------------------------------------------------------------ 13
1.1. Hz. Peygamberin Salnda Zuhur Eden htilaflar ---------------------------- 13
1.1.1. Zül-Huveysra et-Temîmî Olay------------------------------------------- 14
1.1.2. Kaza-Kader Balamnda Tartmalar ve Frkalamaya Etkisi --------- 15
1.2. Hz. Peygamberin Vefat Esnasndaki htilaflar Ve iîlerin Ana kitleden
Ayrlmasndaki Etkisi ---------------------------------------------------------------------- 19
1.2.1. Krtas Hadisesi ve îann Ayrlna Etkisi ------------------------------ 19
1.2.2. Üsâme b. Zeydin Sefere Çkmas Hadisesi ve Frkalamaya Etkisi - 22
1.3. Hz. Peygamberin Vefatndan Hemen Sonra Ortaya Çkan htilaflar ---------- 24
1.3.1. Hz. Peygamberin Vefat ---------------------------------------------------- 25
1.3.2. Hz. Peygamberin Defnedilecei Yer ------------------------------------- 26
1.3.3. mâmet Meselesi ve Frkalamadaki Rolü -------------------------------- 27
KNC BÖLÜM
LK ÜÇ HALFE DÖNEMNDE ORTAYA ÇIKAN HTLAFLAR
(FTNE HAREKETLER VE ZÜMRELEMELER)
1. HZ. EBÛ BEKR DÖNEMNDE ORTAYA ÇIKAN HTLAFLAR VE
GRUPLAMALARA ETKS --------------------------------------------------------------- 36
1.1. Fedek Arazisi Meselesi --------------------------------------------------------------- 36
1.2. Ridde Olaylar ve Zekât Vermeyenlerin Durumu --------------------------------- 38
x
1.3. Hz. Ömerin Halifelie Tayini ve iî Zihniyetin Olumasndaki Yeri -------- 41
2. HZ. ÖMER DÖNEMNDEK HTLAFLAR ------------------------------------------ 43
2.1. Hz. Ömerin slam Hukukunda Baz Meselelerle lgili çtihatlar ------------- 43
2.2. ûrâ Olay ve iânn Douundaki Rolü ------------------------------------------ 45
3. HZ. OSMAN DÖNEMNDEK HTLAFLAR VE MEZHEPLEMELERE
ETKS ------------------------------------------------------------------------------------------ 50
3.1. Valilerle lgili Tutumu Nedeniyle Ortaya Çkan htilaflar ---------------------- 51
3.2. Ümeyyeoullarna Kar Tutumu ve Ekonomik Politikalar -------------------- 54
3.3. Sahabe ile ilgili Tutum ve Davranlar -------------------------------------------- 60
3.4. Halifenin Dini Hususlarla ilgili Baz Uygulamalar ------------------------------ 63
3.5. Abdullah b. Sebenin Faaliyetleri ve Müslümanlarn Ayrmasna Etkisi ---- 64
3.6. Hz. Osman Dönemi htilaflarn Frkalamalardaki Rolü ------------------------ 66
3.7. Hz. Osmann ehit Edilmesi ve Mürcienin Douu ---------------------------- 67
3.7.1. Hz. Osmann ehit Edilmesi ----------------------------------------------- 67
3.7.1. Osman b. Affan Dönemi Olaylar ve Mürcienin Douu ------------- 69
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
KEMALEDDN ÜKRÜYE GÖRE HZ. AL DÖNEMNDE ORTAYA ÇIKAN
NFAK HAREKETLER VE BU HAREKETLERN MEZHEPLEMEYE
ETKLER
1. AL B. EBÎ TALB DÖNEMNDEK HTLAFLAR VE BU HTLAFLARIN
HARC-Î-SÜNNÎ AYRIMASINDAK ROLÜ -------------------------------------- 77
1.1. Hz. Alinin Hilafete Seçilmesi ve Mezheplemedeki Rolü ---------------------- 77
1.2. Cemel Vakas ve Frkalamadaki Yeri --------------------------------------------- 83
1.3. Sffîn Vakas ve Hariciliin Douu ------------------------------------------------ 90
1.3.1. Sffîn Vakas: ----------------------------------------------------------------- 90
1.3.2. Hariciliin Douu ve Siyasî Faaliyetleri --------------------------------- 95
1.4. Hz. Alinin ehit Edilmesi ve Frkalamadaki Rolü ---------------------------- 101
1.5. lk Dönem htilaflar Çerçevesinde îann Douu ---------------------------- 102
1.5.1. îa ve Douu ---------------------------------------------------------------- 102
1.5.2. lk Dönem htilaflarn îann Douuna Etkisi ------------------------ 105
1.6. Ana Kitle: Ehl-i Sünnet vel-Cemaat --------------------------------------------- 108
SONUÇ ---------------------------------------------------------------------------------------- 112
KAYNAKÇA --------------------------------------------------------------------------------- 116
xi
KISALTMALAR
a.g.e. : Ad Geçen Eser
a.g.m. : Ad Geçen Makale
a.g.md. : Ad Geçen Madde
a.y. : Ayn Yer
AÜF : Ankara Üniversitesi lahiyat Fakültesi
Bkz. : Baknz
Bs. : Basm
Bsk. : Bask
C./c. : Cilt
çev. : Çeviren
der. : Derleyen
DA : Diyanet slam Ansiklopedisi
ed. : Editör
h. : Hicrî
haz. : Hazrlayan
ilv. : lave
SAM : slam Aratrmalar Merkezi
Kr. : Kartrnz
Nr. : Nereden
OMÜF : Ondokuz Mays Üniversitesi lahiyat Fakültesi
red. : Redaktör
s. : Sayfa/Sayfalar
t.y. : Basm Tarihi Yok
TDK : Türk Dil Kurumu
TDV : Türkiye Diyanet Vakf
Thk. : Tahkik Eden
trc. : Tercüme Eden
tsh. : Tashih Eden
v.d. : Ve Devam
v.di. : Ve Dierleri
y.y. : Basm Yeri Yok/Yaymc Yok
Yay. : Yaynlar
1
GR
ARATIRMANIN KONUSU, ÖNEM, AMACI, METODU
VE SINIRLARI
2
1. ARATIRMANIN KONUSU VE ÖNEM
1.1. Aratrmann Konusu
Aratrmamzn konusunu, Asr- Saadetle birlikte ilk halifeler döneminde
Müslümanlar arasnda ortaya çkan ilk ihtilaflar ve Kemaleddin ükrü Orbayn s-
lam Tarihinde Nifak: Ali eserine göre Hz. Alinin halifelii döneminde Müslümanlar
arasnda zuhur eden ihtilaflarn slam mezheplerinin oluumundaki rolünü tekil et-
mektedir. Konu üç önemli süreci içermektedir. Öncelikle asr- saadette ortaya çkan
ihtilaflar, ikinci olarak ilk üç halife dönemi ihtilaflar üçüncü ve son olarak da Ali b.
Ebî Tâlib döneminde ortaya çkan anlamazlklar bu süreçlerin temel sorunlardr.
Ayrca bu sorunlarn mezheplemeye etkisi ve tarihsel süreç içerisinde ortaya çkan
mezheplerin söz konusu ihtilaflar kullanma ekilleri, baka bir ifade ile Müslüman-
lar arasnda ortaya çkan ilk görü ayrlklarnn mezheplemeye etkisi de aratrma-
mzn temel konusunu oluturmaktadr.
Aratrmamz ilk dönem slam corafyasnda ortaya çkan gruplarn veya si-
yasî-dinî oluumlarn ortaya çk sebeplerine k tutabilecek bir çalma olup, ayn
zamanda Kemaleddin ükrü Orbayn Hz. Ali Döneminde Müslümanlar arasnda
meydana gelen siyasî ve dinî ihtilaflara bak açsn ve düüncelerini yanstmaktadr.
1.2. Konunun Önemi
slam Tarihinde ashabn ve tabiinin birbirleriyle mücadele ettii, kaoslarn
birbiri ardnca devam ettii, ortaya çkan problemlerin çözümünün neredeyse imkân-
szlat ve bu sorunlarn birçok yeni problemin ve frkann ortaya çkmasna sebep
olduu bilinmektedir. Bu kaos döneminin en önemli devresini, üphesiz, Hz. Os-
mann ehit edilmesinden balayp Hz. Alinin ehit edilmesine kadar olan süreç
oluturmaktadr. Nitekim klasik slam Tarihi ve slam Mezhepler Tarihi eserleri dik-
kate alndnda bu düünceye ulamak mümkündür.
Hz. Peygamberin salnda ve özellikle ilk üç halife döneminde, Ali b. Ebî
Tâlib zamannda ortaya çkan nifak hareketlerinin tohumlar saçlm ve kaosa zemin
hazrlanmtr. Daha dorusu, her bir olay kendisinden sonra ve kendisinden daha
büyük bir baka olayn çkmasn tetiklemitir. Hz. Peygamber devrinde Müslüman-
3
lar arasna fitne sokmak için büyük bir çaba harcayan münafklar ve mürikler; Mü-
minleri dinden soutmak ve Hz. Peygamberin davasna engel olmak amacyla Müs-
lümanlarn birleip çoalmalarnn önüne geçmek için ellerine geçen her frsat de-
erlendirmekten asla geri durmamlardr. Onlarn bu çalmalar birçok ihtilaf bera-
berinde getirse de Hz. Peygamberin hayatta oluu bu problemlerin bazlarnn geçici
olarak çözümünü, bazlarnn ise tamamen ortadan kaldrlmasn salamtr. Çünkü
Ashab karlat sosyal, siyasî, dinî vb. her türlü meselede Hz. Peygambere müra-
caat ediyor, ondan ne yaplmas ve nasl hareket edilmesi gerektiine dair öütler al-
yordu. Ancak özellikle geçici olarak bastrlan ihtilaflar, daha sonraki dönemlerde
ayn ya da benzer artlarn vuku bulmas durumunda tekrar zuhur etmitir.
Hz. Peygamberin vefat esnasnda ve hemen sonrasnda ortaya çkan ihtilaf-
lar da Müslümanlar arasnda ayrmaya neden olmutur. Bu ihtilaflarn bir ksm yine
mevcut sahabe otoritesi tarafndan geçici olarak çözülmü, bir ksm ise çözülmeden
braklmtr. Hz. Ebu Bekir devrinde ise Hz. Peygamberin miras meselesi ve Ridde
savalar Müslümanlarn huzurunu bozduu gibi, daha sonralar ortaya çkacak baz
ihtilaflarn da nedeni olmutur.
Hz. Ömerin halifeliinde ise onun sert mizacnn ve adaletinin ar basmas,
büyük siyasi kargaalarn, ekonomik ve askeri ihtilaflarn vuku bulmasn engelle-
mitir. Kazanlan savalar, hzla genilemekte olan topraklar, halkn dikkatini içerden
çok darya yöneltmitir. Fakat buna ramen, bu dönemde birtakm fkhî uygulama-
larda anlamazlklar çkmtr ancak bu gayet tabiidir. Çünkü yeni yerlerin fethedil-
mesi; farkl rklarn ve kültürlerin slam corafyasna katlmas; slamî düünce sis-
teminin farkl düünce sistemleriyle kar karya kalmas ve devletin zenginleme-
siyle sosyal ve ekonomik artlarn giderek deimesi slam Hukukunda da birtakm
ihtilaflarn domasna sebep olmutur. Bu anlamazlklarn bazlar kalc olarak ba-
zlar ise geçici olarak Hz. Ömerin içtihatlaryla çözüme kavuturulmutur.
Hz. Osmann halifelii bütün bu ihtilaflarn yava yava zirveye ulat bir
dönemdir. Bir yanda Hz. Osman ve asabiyet duygularyla hareket eden
Umeyyeoullar, dier yanda ise Hz. Osmana muhalif olan kesim birbirlerine kar
amansz bir mücadele içindeydiler. Evvela sözlü olarak balayan aykrlklar, giderek
artm ve fiilî bir hal almtr. Bütün bu olumsuz koullar, Osman b. Affann sonunu
getirmi ve evinde canice katledilmitir.
4
Osman b. Affann ehit edilmesi, problemlerin sonu olmaktan öte, Cemel
Vakas, Sffîn Sava gibi daha büyük sorunlarn balangc olmu ve ihtilaflarn çö-
zümünü imkânsz hale getirmitir. Bu açdan bakldnda Hz. Alinin halifelii
problemlerin zirveye ulat ve aralksz devam ettii en kark dönemdir. Bu dö-
nemde artan nifak hareketleri bir takm dinî siyasi oluumlar meydana getirmi ve
bu oluumlarn neticesinde Hz. Ali de ehit edilmitir.
Yüzlerce-binlerce sahabenin ve tabiinin kan, yine sahabe ve tabiin tarafndan
dökülmütür. Bu ölümler birtakm yeni ihtilaflara da kap aralamtr: Ölenlerin du-
rumu ne olacakt? ehit mi deil mi? Öldürenlerin durumu ne idi? Ebedi cehennem-
lik mi deil mi? Hakl kimdi? Haksz kimdi? Bu savalarn ve dökülen kann müseb-
bibi kimdi?
Bütün bu meselelerin bata Haricîlik olmak üzere, birbirinden farkl düünen
ve farkl hareket eden bir takm frkalarn domasna ne derecede sebep olduu
önemli bir sorundur. Böylesine siyasi, dini, askerî, ekonomik, sosyolojik ve psikolo-
jik yönden kark olan bir dönemi incelenmesi elbette oldukça önemlidir. Ortaya ç-
kan meselelerin ve sebeplerinin neler olduunu, bu meselelerin hangi problemleri te-
tiklediini ve hangi frkalarn olumasna sebep olduunu, zaman-mekân, sebep-
sonuç ilikileri çerçevesinde; tarafszlk ilkesi dorultusunda frkalamalardaki etki-
sini tespit etmek slam Mezhepleri tarihi açsndan önemli olduu kadar günümüz
Müslümanlarnn mezhep savalarndan uzak durmas açsndan da hayati bir önem
arz etmektedir.
2. ARATIRMANIN AMACI, METODU VE SINIRLARI
2.1. Aratrmann Amac
Tarih dinî, siyasî, kültürel ve ekonomik birçok etkinin oluturduu sebepler
zincirinden ibarettir. Öyle ki bu sebepler zinciri geçmite yaanm olsa bile gelecek-
te de tekerrür edebilmektedir. Tarihi anlamak, farkl bak açlaryla bu sebepler zin-
cirinin çeitli yaplardan oluan her bir halkasn tek tek incelemekle mümkündür. s-
lam Mezhepleri Tarihinde de Mezheplerin ve alt frkalarnn douunda dorudan
veya dolayl olarak etkili olan bütün vakalar tarihsel gerçeklere uygun bir biçimde
5
ortaya koymak, sebepler zincirinin her bir halkasn farkl bak açlaryla inceleyip
anlamakla mümkündür.
Hz. Peygamber, 73 Frka Hadisi adyla mehur olan bir rivayette Yahudiler
71 frkaya bölündü, Hristiyanlar 72 frkaya
Ümmetim ise 73 frkaya bölünecek.
Biri hariç hepsi atetedir. Kurtulan frka ise benim ve ashabmn yolundan gidenler-
dir.1 buyurmutur. Söz konusu rivayette ifade edilen bir realite vardr ki o da Tari-
hin her dinde olduu gibi slam dininde de vuku bulan bir takm bölünmelere ve fr-
kalamalara ahitlik ettiidir. Dier dinlerin ümmetlerinde olduu gibi slam Toplu-
munu da ayrmaya ve mezheplemeye götüren sebepler zincirinin halkalarn olutu-
ran ihtilaflarn neler olduunu aratrmak tarihsel düünme açsndan büyük önem
arz etmektedir. Bu balamda Mezhepler Tarihinin temel amac slam Tarihinde be-
lirli dönemlerde çeitli nedenlerden dolay ortaya çkan bu oluumlarn dou sebep-
lerini; mevcut din, siyaset, tezahür ettii toplum ve corafyayla olan ilikilerini, top-
lumun dinî ve siyasî hayatndaki olumlu ve olumsuz etkilerini aratrarak, tarihi va-
kalara ve gerçeklere uygun bir biçimde, tarafsz olarak yanstmaktr.2 Tezimizi, slam
Mezhepler Tarihinin çizdii bu snrlar ve belirledii bu amaçlar çerçevesinde,
Mezhepler Tarihi biliminin misyonuna hizmet edecek ekilde oluturduk.
Bu balamda aratrmamzn amac; slam Mezhepler Tarihinde Müslüman-
lar arasnda mezheplemeye etki eden ilk ihtilaflar; bu ihtilaflarn ortaya çk süre-
cini ve Hz. Alinin halifelii dönemindeki dinî-siyasi kargaalara olan etkilerini;
Kemaleddin ükrü Orbaya göre Ali b. Ebî Tâlibin halifelii srasnda ortaya çkan
ihtilaflar ve bu ihtilaflarn frkalamadaki rolünü; kronolojik olarak, mezkûr sebepler
zincirine riayet etmek suretiyle, tarafsz bir biçimde aratrp ortaya koymaktr.
Ayrca Orbayn slam Tarihinde Nifak: Ali adl eseri bu balamda deer-
lendirdik ve nitekim çalmamzn üçüncü bölümünü Kemaleddin ükrünün mezkûr
eserindeki görülerine ve onun bak açsyla Ali b. Ebî Tâlib döneminde mezhep-
1 Ebû Abdullah Muhammed b. Yezid er-Rebei el-Kazvini bn Mâce (273/887), Sünen-i bn
Mâce, thk. B. A. Marûf, Beyrut, Dârul-Cîyl, 1998, Fiten 17; Süleyman b. Eas b. shak el-
Ezdi Ebû Davud es-Sicitânî (275/889), Kitabus-Sünen: Sünen-i Ebû Davud, 1. Bsk., Riyad,
Darüs-Selâm, 1999, Sünnet 1; Ebû sa Muhamed b. sa b. Sevre es-Sülemî Tirmîzi, (279/892),
Sünenüt-Tirmîzî, thk. Ahmed Muhammed akir, y.y., t.y., man 18.
2 Ayrntl bilgi için bkz: Sönmez Kutlu, Mezhepler Tarihine Giri, 1. Bs., st., Deerler Eiti-
mi Merkezi Yay., 2008, s. 11-13.
6
lemeye dorudan ve dolayl olarak etki eden siyasî, dinî ve toplumsal kargaalara
ayrdk.
2.2. Aratrmann Metodu ve Snrlar
Bir çalmann bilimsel olmas, ulalan bilgilerin nasl bir yöntemle ortaya
konulduuyla yakndan ilgilidir. Aratrmalarn iyi bir yöntemle kaleme alnmas ise
bilgilerin sistemli ve düzenli bir biçimde anlatlmasyla mümkündür. Elde edilen bil-
giler ve yaplan deerlendirmelerin metodu ne kadar iyi olursa, çalmann deeri ve
önemi de o derece iyi olur. Özellikle tarihle ilgili çalmalarda yöntem, içerii ve an-
latm oldukça etkilemektedir. Tarihî olaylarn iyi bir metotla, sistematik ve kronolo-
jik bir ekilde anlatlmas, sebep-sonuç ve fikir-hadise irtibatlarn daha güzel ortaya
koymakta ve metne anlam kazandrmaktadr. Bu kurgulama ise slam Mezhepleri Ta-
rihi aratrmalar açsndan hayati bir önem tamaktadr.
Çalmamzda Tarihi olaylar ele alrken, olaylar vuku bulduu dönem içeri-
sindeki sosyal, siyasî ve kültürel artlar dorultusunda, aralarndaki sebep-sonuç ili-
kilerini deerlendirerek, kronolojik sraya göre aktarmaya gayret ettik. Ayrca ara-
trmamzda oldukça önemli bir yeri olan slam Tarihinde ortaya çkan ilk ihtilaflar
Fikir-Hadise rtibat esasna uygun olarak deerlendirmeye çaltk. slam Mez-
heplerini ve Frkalarn ele alrken ise bata Earî ve ehristânî olmak üzere birçok
mezhepler tarihçisinin kullandklar bir yöntem olan Tarihsel-Betimleyici Metotu
kullanmaya çaltk.
Uyulmas gerçekten zor olan nesnellik ilkesi, slam Mezhepler Tarihi çal-
malarnda da önemli bir meseledir. Aratrmaclarn bu kural ihlal etmesi halinde
mezhepler hakknda birçok ayia ortaya çkabilmektedir. Çünkü tarihî çalmalarda
gerçee uygunluk ve nesnellik bir ölçü olarak alnmadnda, hisler ve inançlar dev-
reye girmekte ve bu durum tarihçileri tek yönlü yaklamlara sevk edebilmektedir.
Dolaysyla çalmamza bilimsel bir boyut kazandrabilmek için, olaylar aktarrken
bütün fikirlere ve düünce sistemlerine kar mümkün olduunca mesafeli bir duru
sergileyip; dini hassasiyetlerimizi, inançlarmz ve hislerimizi bir kenara koyarak, ta-
rafszlk ilkesine dorultusunda hareket etmeye çaltk. Yararlandmz kaynaklar-
da da buna oldukça dikkat ettik.
7
Çalmamzda her konuyu ele alrken vakalar naklederken slam Mezhepleri
Tarihi bilminin belirledii snrlar içerisinde hareket etmek için olaylarn tarihsel sü-
reçte nasl gelitiini ayrntlaryla ele almaktan öte sadece bilim dalmzla ilgili olan
konular ve ayrntlar aktarmakla yetindik. Özellikle üçüncü bölümde bu hassasiyete
daha çok dikkat etmeye çaltk. Çünkü Yazar eserinde genellikle yapt nakillerde
tarihi olaylar ayrntl bir biçimde ele alm, tarihi ayrntlara çokça yer vermitir.
Fakat biz olaylara, Mezhepler Tarihi Metodolojisi açsndan yaklap, her ayrnt ve
her olay nakletmeden sadece ilgi alanmza giren konular ele aldk.
3. KEMALEDDN ÜKRÜ ORBAYIN
HAYATI VE ESERLER
3.1. Kemaleddin ükrünün Hayat
Hangi tarihte nerede doduu bilinmemekle beraber 1890l yllarda stan-
bulda doduu tahmin edilmektedir. Kalelizade künyesi ile de mehur olan
Kemaleddin ükrü, Soyad Kanunu zamannda ise Orbay soyadn almtr. yi de-
recede Arapça ve Franszca bilen Kemaleddin ükrünün; Edebiyat, Tarih, slam Ta-
rihi ve Biyografi gibi alanlarda makalelerinin haricinde, 30dan fazla eseri mevcut-
tur. Eserlerinden bir tanesini ise Franszca kaleme almtr. Ne yazk ki bu çalmala-
rn bir ksm günümüze ulaamadan kaybolmutur. Türkiyedeki önemli kütüphane-
lerin arivlerinde dijital ortamda aratrma yaparak ulaabildiimiz eserleri derledik,
ulaamadklarmzn ise sadece isimlerini alarak aada zikrettik.
Eserlerini daha çok 1918 ile 1935 yllar arasnda kaleme alan Kemaleddin
ükrü; Ahmed Cevatn 1930lu yllarda stanbulda çkard ve Reat Nuri, Mah-
mut Yesari gibi mehur yazarlarn makalelerinin yaynland Yeni Muhit Aylk Aile
Mecmuasnda 1930 ylnda Tahrir Müdürlüü yapmtr. Orbay, ayn dönemde,
Ahmet Cevatn bamuharrirlik yapt bu mecmuada birçok makale de kaleme al-
mtr. Vecihi Timurolu, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyat Sempozyumunda
8
yaynlanan bir makalesinde Kemaleddin ükrü Orbayn 1968de öldüünü kaydet-
mektedir.3
3.2. slam Tarihinde Nifak: Ali4 Adl Eseri
176 sayfadan oluan bu eser, Hz. Alinin halifelii devrinde vuku bulan dini-
siyasi ihtilaflar konu edinmektedir. stanbulda 1918de Necm-i stikbal matbaasnda
bastrlm Eserde konusal balklandrma açsndan sistematik bir dizili bulunma-
maktadr. Kendi balklar çerçevesinde izah edilecek olursa mukaddime hariç,
Cemel Vakas, Sffîn Vakas, Msrn Muaviye Tarafndan Zabt ve ehadet Facias
olmak üzere dört ayr bölüm ihtiva etmektedir.
Yazar mukaddimesinde Hz. Osmann ehit ediliini, onun ehit edilmesinden
sonra vuku bulan olaylar ve Hz. Aliye olan biatin nasl gerçekletiini, ardndan ise
hzlanan nifak hareketlerinin geliim süreçlerini ayrntl bir biçimde ele almaktadr.
Cemel Vakas adl ilk bölümde Cemel Vakasn hazrlayan sebepleri, bu se-
beplerden kaynaklanan olaylar, Cemel Vakasnda cereyan eden olaylar, sava ta-
raflar arasndaki diyaloglar, Hz. Aienin, Talhann ve Zübeyrin durumunu, Hz.
Ali ile Muaviye arasnda geçen çekimeli siyasetin ayrntlarn, Amr b. el-Asn
Muaviyenin safnda bulunmasnn sebeplerini tarihî rivayetler çerçevesinde, baz s-
lam Tarihi Klasiklerinden faydalanarak aktarmaktadr. Sffin Vakas adl ikinci bö-
lümde ise yazar, Sffîn savan hazrlayan sebepleri, bu sebeplerin sava hazrlama-
sndaki rolünü, Sffin Sava esnasnda vuku bulan diyaloglar ve sava sahnelerini,
Tahkimnamenin hazrlanmasn, Sffinden dönüü ve Hariciliin douunu hazrla-
yan sebepleri ve Haricilerin ortaya çkn, Hakemlerin nihai karar açklamalarn
ayrntl bir biçimde ele almtr. Msrn Muaviye Tarafndan Zabt adl üçüncü bö-
lümde ise Msr halknn Hz. Aliye biat etmemelerini frsat bilen Muaviye b. Ebî
Süfyann Amr b. el-As komutasndaki alt bin askerle Msrn nasl ele geçirildiini
anlatmaktadr. ehadet Facias adl dördüncü bölümde ise Hz. Ali, Muaviye ve Amr
3 Vecihi Timurolu, 19231940 Yllar Arasnda Ekinimizin ve Yaznmzn Kaynaklar,
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyat Sempozyumu, Yayna Haz. Hüseyin Ataba-Aydn
imek-Devrim Dirlikyapan, Ankara, Edebiyatçlar Dernei Yay., 1998, s. 63.
4 Kalelizâde Kemaleddin ükrü Orbay, slam Tarihinde Nifak: Ali, Necm-i stikbal Matbaas,
stanbul 1928.
9
b. el-Âsa düzenlenen suikast ve bu saldr sonucunda Hz. Alinin yaralanp, ehit
edilmesini ayrntl bir biçimde anlatmaktadr.
Yazar eserde tarihsel-betimleyici-öyküleyici bir üslup kullanmtr. Mukad-
dimesinde, eserini kaleme alrken güvenilir slam Tarihi kitaplarndan ve Tarihi kay-
naklardan yararlandn ileri sürmekte, ancak bu kaynaklar belirtmemektedir. Biz
bu eserden naklettiimiz ksmlar slam Tarihi, slam Mezhepleri Tarihi ve Tabakât
kitaplarn kartrarak kaynak olarak kulland eserleri ve yerleri tespit edip ve
dipnotlandrmaya çaltk.
3.3. Dier Eserleri
Kemaleddin ükrü bata tarih ve biyografi olmak üzere farkl alanlarda bir-
çok eser kaleme almtr. Bu eserlerin bazlar risale denilebilecek kadar küçük ha-
cimlidir. Eserlerin bazlar günümüze kadar ulam bazlar ise kaybolmutur. Ula-
abildiimiz eserleri öyle sralayabiliriz:
slam Tarihinde Nifak: Kerbelâ Hasan-Hüseyin: 68 sayfalk bir eserdir.
Basm 1928de stanbulda Matbaa-i Amidi tarafndan yaplmtr. Hz. Alinin ölü-
münden Hz. Hüseyinin ehit edilmesine kadar geçen sürenin ayrntl bir biçimde ele
alnd bir kaynaktr.
Tevfik Fikretin Hayat ve iîrleri: 157 sayfadan ibarettir. stanbulda
Kanaat Kütüphanesi tarafndan 1931 ylnda basm yaplmtr.
Namk Kemal Hayat Eserleri: 160 sayfalk bir eserdir. stanbulda Ka-
naat Kütüphanesi tarafndan 1931 ylnda bastrlmtr.
Vie de Nasreddine Hodja: Nasreddin Hocann biyografisinin anlatld,
Franszca kaleme alnm, 185 sayfalk bir eserdir. Yine Kanaat Kütüphanesi tarafn-
dan stanbulda bastrlmtr.
Nasreddin Hoca: 1934 ylnda Kanaat Kütüphanesi tarafndan bastrlm-
tr.
Nasreddin Hoca ve Temirlenk: 1930 ylnda Kanaat Kütüphanesi tara-
fndan basm yaplan, 47 sayfalk bir eserdir.
Nasreddin Hoca: htiyarlk ve Kadlk Hayat: 80 Sayfalk bir eserdir.
1930 ylnda Kanaat Kütüphanesi tarafndan baslmtr.
10
Nasreddin Hoca: Gençlii ve Medrese Hayat: 1931 ylnda Kanaat Kü-
tüphanesi tarafndan batrlm, 80 sayfalk bir çalmadr.
Ebû Ali Sîna: 1930 ylnda Kanaat Kütüphanesi tarafndan bastrlm bir
biyografi eseridir.
Napoleon Bonapart: 1932de Kanaat Kütüphanesi tarafndan bastrlm
olan 80 sayfalk bir biyografi eseridir.
Kristof Kolomp: Kanaat Kütüphanesi tarafndan 1931 ylnda bastrlm,
80 sayfalk bir biyografi eseridir.
Büyük Fransz htilali: Kanaat Kütüphanesi tarafndan 1931 ylnda bas-
trlm 80 sayfalk bir eserdir.
Mütareke Aclar: Selâmet Matbaas tarafndan stanbulda 1930da bas-
trlm 200 sayfalk bir eserdir.
Bozkurt: Kanaat Kütüphanesi tarafndan 1932de bastrlm 30 sayfalk
bir çalmadr.
Ouz Han: Kanaat Kütüphanesi tarafndan 1932de bastrlm 37 sayfalk
küçük bir çalmadr.
Hatemtay: 1930 ylnda bastrlm olan 79 sayfalk bir eserdir.
Venedikli Köle: Tarihî Roman: 1931 ylnda yaynlanm 66 sayfalk bir
romandr.
Türk nklâb: Albüm tarznda bir çalmadr.
Tevfik Fikret: Albüm tarznda bir çalmadr.
Abdurrahman Emevî: 37 sayfadan olumaktadr. stanbulda Kanaat Kü-
tüphanesi tarafndan 1932de baslmtr.
Mûsa bin Nasr ve Tark b. Ziyad: 37 sayfadan olumaktadr. stan-
bulda Kanaat Kütüphanesi tarafndan 1932de baslmtr.
Puvatya Muharebesi: stanbulda Kanaat Kütüphanesi tarafndan
1932de baslmtr. 36 sayfadan ibarettir.
Sivastopol: stanbulda Kanaat Kütüphanesi tarafndan 1932de baslm-
tr. 32 sayfalk bir çalmadr.
Turgut Reis: stanbulda Kanaat Kütüphanesi tarafndan 1932de basl-
mtr. 44 sayfadan ibarettir.
11
Barbaros Kardeler: stanbulda Kanaat Kütüphanesi tarafndan 1932de
baslmtr. 44 sayfadan ibarettir.
Harunreid: stanbulda Kanaat Kütüphanesi tarafndan 1932de basl-
mtr. 52 sayfadan ibarettir.
Kemal ve Burak Reisler: stanbulda Kanaat Kütüphanesi tarafndan
1932de baslmtr. 30 sayfadan içermektedir.
Sultan Cem: 44 sayfadan ibarettir. stanbulda Kanaat Kütüphanesi tara-
fndan 1932de baslmtr.
Plevne: stanbulda Kanaat Kütüphanesi tarafndan 1932de baslmtr. 46
sayfadan ibarettir.
Klç Ali Paa: stanbulda Kanaat Kütüphanesi tarafndan 1932de basl-
mtr. 32 sayfadan ibarettir.
Öz Türkçe Adlar ve Sözler: stanbulda Hilmi Kütüphanesi tarafndan
1935te baslm, 80 sayfadan ibarettir.
12
BRNC BÖLÜM
ASR-I SAADETTE ORTAYA ÇIKAN HTLAFLAR
13
1. ASR-I SAADETTE ORTAYA ÇIKAN HTLAFLAR
FIRKALAMALARA ETKS
Kaynaklarda zikredildii üzere Hz. Peygamber hayattayken, vefat esnasnda
ve vefatndan sonra ümmet arasnda birçok ihtilaflar vuku bulmu, bu ihtilaflardan
bazlar günümüze kadar süregelmi ve problem olma özelliini korumutur. Bütün
bu meseleler Hz. Peygamberin vefatndan sonra Müslümanlar belirli görüler etra-
fnda toparlayarak, ana çizgiden saptrm ve mezheplemeye götürmütür.
1.1. Hz. Peygamberin Salnda Zuhur Eden htilaflar
Klasik slam Tarihi Kaynaklarnda, Hz. Muhammedin (s.a.v.) peygamberlik
hayat, Hicretten Önce (Mekke Dönemi) ve Hicretten Sonra (Medine Dönemi) olarak
iki fasl halinde ele alnmaktadr. Mekke Dönemi, Hz. Peygamberin Allah tarafndan
risaletle vazifelendirilmesiyle balayan iman-küfür mücadelelerinin yaand; ehl-i
imann mürikler tarafndan sürekli dinî, siyasî ve iktisadî basklara maruz brakld-
; nazil olan ayetlerin pratie dökülmesinden öte okunmasna bile müsaade edilme-
dii bir dönem olduundan, kaynaklarda bu dönemde müminler arasnda herhangi bir
nifak vuku bulmadn nakletmektedir.1
slam tarihinde ilk nifak hareketleri Medine Döneminde ortaya çkmtr. Ni-
tekim Kuran- Kerimde, münafklarla ilgili nazil olan ayetlerin tamamnn Hicretten
sonra nazil olmas, nifak hareketlerinin Mekke döneminde deil de Medine döne-
minde baladn ifade etmektedir. Çünkü devletleme yönündeki ilk hareketler Me-
dine döneminde ortaya çkm, Müslümanlar orada bileerek gerçek güçlerini ortaya
koymutur. Müminlerin bu siyasî, dinî hatta iktisadî birliini bozmak için, daha Hz.
Peygamberin salnda birçok münafk ortaya çkmt. te bu münafklarn bir
ksm, Müslümanlar arasnda nifak sokmak ve onlarn iç ilerini örenmek için mü-
min olduunu iddia edip, Müslümanlarla beraber hareket etmi, dier bir ksm ise
sadece kendi kiisel çkarlar dorultusunda hareket etmitir.
1 Ayrntl bilgi için bkz: Seyyid b. Kutub b. brâhim Seyyid Kutub (1386/1966), Fî Zilâlil-
Kurân, Trc. B. Karlga-. H. engüler-Emin Saraç, 16 c., stanbul, Hikmet Yaynlar, 1970, I,
s. 57 v.d.; Ahmed Sezikli, Hz. Peygamber Devrinde Nifak Hareketleri, Ankara, TDV Yay.,
2001, s. 29-30.
14
Özetle farkl fikirler etrafnda toplanp frkalamann tohumlar Hz. Peygam-
ber daha hayattayken balamt. Nitekim aada aktaracamz olaylar, Hz. Pey-
gamber salnda vuku bulmu ve Müslümanlarn bölünüp frkalama sürecinde
bizzat rol oynam olaylardr.
1.1.1. Zül-Huveysra et-Temîmî Olay
Hadis kaynaklarnda deiik ekillerde yer alan bu rivayete göre2 Hz. Pey-
gamber hicretin 8. ylnda, Huneyn Sava sonrasnda elde edilen ganimetlerin taksi-
mini yaparken, Zul-Huveysra et-Temîmî adnda bir kii yanna gelmi ve ona: Ey
Muhammed! Adaletli davran. Adil davranmadn. Bu Allahn rzas gözetilerek yap-
lan bir taksim deildir. demiti. Hz. Peygamber ise onun bu kaba hareketi karsn-
da hem üzülüp hem de kzarak: Yazklar olsun sana! Ben adalet göstermemisem
kim gösterir? Ben isyan edersem Allaha kim itaat eder? Allah bana yeryüzünde ya-
ayan insanlar hakknda güvenirken siz nasl olur da bana güvenmezsiniz? Ben ada-
let göstermemisem o halde sen adil olmayan bir imama tâbi olmakla hüsrandasn.
buyurmutu. Bu srada orada bulunan bir sahabe, Hz. Peygamberden bu adam öl-
dürmesi için izin istemi ancak Rasûlullah o sahabiye müsaade etmemi ve öyle bu-
yurmutu: Bu adamn soyundan öyle bir kavim türeyecek ki Kuran okuyacaklar
fakat grtlaklarn geçmeyecek, Müslümanlar öldürecekler fakat putlara tapanlar
brakacaklar. Onlar okun yaydan çkt gibi dinden çkacaklardr.3
Zul-Huveysrann bu davran hem imam hem de nebi konumunda olan Hz.
Peygambere kar bir isyan niteliindeydi. Bu olay mezheplemeye etki eden olay-
lar arasnda zikreden ehristânînin ifadesine göre; eer bir kimse hak üzere olan bir
imama kar isyan ettiinde Harici olarak kabul edilecek olursa, Hz. Peygambere is-
2 Ebû Abdullah Ahmed b. Muhammed e-eybanî Ahmed bn Hanbel (241/855), el-Müsned,
thk. Muhammed Abdülkadir Ata, Beyrut, Darul-Kütübil-lmiyye, 2008, III, s. 73; Ebu Abdul-
lah Muhammed b. smail Buhârî (256/870), Sahihul-Buharî, Riyad, Mektebetü Dârus-
Selam, 1999, Menâkb 25, Megâzî 62; Ebu'l-Hüseyin el-Kueyri en-Nisaburi Müslim b. el-
Haccâc (261/875), Sahîh-i Müslim, Riyad, Mektebetü Dârüs-Selam, 2000, Zekât 142-144,
147, 148, 154, 156, 159; Ebû Davud, Sünne 28; Tirmizi, Fiten 24; Ebû Abdurrahman Ahmed
b. Ali b. uayb en-Nesâî (303/915), es-Sünenül-Kübrâ, 1. Bsk., Beyrut, Müessesetür-Risâle,
2001, Zekât 81.
3 Ebu'l-Feth Taceddin Muhammed b. Abdülkerim ehristânî (548/1153), el-Milel ven-Nihal:
Dinler Mezhepler ve Felsefi Sistemler Tarihi, çev. Mustafa Öz, ed. Mehmet Dalklç, st.,
Litera Yay., 2008, s. 33; Ebü'l-Fida maduddin smail b. Ömer bn Kesîr (774/1373), el-Bidâye
ven-Nihâye, çev. Mehmet Keskin, 14 c. st., Çar Yay., 1994, VI, s. 475; Adnan Demircan,
Haricilerin Siyasi Faaliyetleri, stanbul, Beyan Yay., 1996, s. 35.
15
yan eden evleviyetle Harici olarak saylabileceinden, bu zat Harici zihniyetin ilk
temsilcisi saylmalyd.4 Hz. Peygambere nispet edilen yukardaki rivayetin son
ksmndaki söz ile Hariciler kastedildii açktr. Sonuç olarak, konuyu ehristânînin
bak açsyla deerlendirdiimizde, Harici zihniyetinin izlerinin Hz. Peygamber za-
mannda bile zaman zaman tezahür ettiini görmemiz mümkündür.
1.1.2. Kaza-Kader Balamnda Tartmalar ve Frkalamaya Etkisi
ehristânînin naklettii gibi Hz. Peygamber zamannda baz müriklerin ve
münafklarn kaza ve kader ile ilgili söyledii baz sözler de frkalamay etkileyen
unsurlardand.5 Nitekim Hz. Peygamberden sonra, kaza ve kader mevzuu üzerinde
yaplan tartmalar neticesinde Cebriye, Kaderiyye ve Mutezile gibi mezheplerin or-
taya çkt bir gerçektir. Bu tartmalar temelde iki eksen üzerinde incelememiz
mümkündür:
Uhud Savanda Münafklarn ve Müriklerin Tutumu: Hicretten sonra
Müslümanlarn Hz. Peygamber eliinde girdii en büyük savalardan biri muhakkak
ki 625 ylnda yaplan Uhud Sava idi. Savan balangcnda Müslümanlar yirmiden
fazla müriki öldürmü, galip durumdayd. Ancak bu galibiyeti yakndan hisseden
baz sahabiler, müriklerin bozguna uradn görünce, bulunduklar stratejik mev-
kileri terk etmi; bunu frsat bilen Mekke mürikleri de Müslümanlara tekrar saldra-
rak, Müslümanlar için lehte olan sava onlarn aleyhine çevirmiti. Netice itibari ile
Uhud Sava Müslümanlar için aclarla, skntlarla ve zorluklarla dolu yenilgiyle ne-
ticelenmi bir savat.6
Kaynaklarda belirtildiine göre Uhud Sava Müslümanlarn aleyhinde neti-
celenince baz münafklar ve Yahudiler kendi aralarnda savan Müslümanlar için
büyük bir yenilgi olduunu konuup, bununla elenmekteydi. Bazlar Müslümanlar
küçümsemek ve dinden soutmak için Muhammed eer peygamber olsayd hezime-
te uramazd. Muhammed sadece krallk peinde kouyor. Hiçbir peygamber böyle
4 ehristânî, a.g.e., s. 33.
5 ehristânî, a.g.e., s. 33.
6 Bu hususta ayrntl bilgi için bkz: Ebû Muhammed b. Ali b. Ahmed b. Saîd ez-Zâhirî bn
Hazm (456/1064), Cevâmius-Sîre: Siyerin Özü, çev. M. Salih Ar, st., Çra Yay., 2004, 156-
164; bn Kesîr, a.g.e., IV, s. 21-94; Ebu'l-Hasan zzeddin Ali b. Muhammed b. Abdülke-
rim bnül-Esîr (630/1233), el-Kâmil fit-Tarih, 13 c. Beyrut, Dârus-Sadr, 1979, II, s. 156-
157.
16
bir sonla yüzlememitir. Hem kendisine hem de arkadalarna büyük darbe vurul-
du. demekteydi. Bazlar ise Hz. Peygamberle birlikte ayn safta olan arkadalarn,
akrabalarn ve kardelerini ayplayp knayarak; Eer onlar bizimle beraber olsa-
lard, ölmeyecek, öldürülmeyecek ve yaralanmayacaklard. diyorlard.7 Müslüman-
larn arasnda bulunan baz münafklar ise kendi aralarnda O zaman bir karar yet-
kisine sahip miydik? Eer bir karar yetkimiz olsayd burada öldürülmü olmazdk.8
diye söylenmekteydi.9
Uhud Sava sonrasnda Abdullah bn Ubey10 hal ve hareketleriyle dikkat çe-
ken önemli münafk simalardan biri idi. Kaynaklarda zikredildiine göre, Hz. Pey-
gamber savatan önce, baz hususlar görümek için ashabla baz toplantlar düzen-
lemiti. Bu toplantlarda müminlerin bir ksm Medinenin dna çkarak müriklerle
savamay isterlerken, bn Ubey ve Hz. Peygamberin de içinde bulunduu dier bir
ksm Medinede kalmak istiyordu. Fakat Rasûlullah çounluun görüüne uyarak
sava için Medine dna çklmasna karar verip klcn kuanm ve askerlerle bir-
likte yola çkmt. Rivayetlere göre ordu Medine ile Uhud arasnda bir mevkîye gel-
diinde, bn Ubey savamaktan vazgeçmi orduda bulunan 300 askerle birlikte geri
dönmütü. Hz. Peygamberin kendi sözünü dinlemeyip de dierlerinin sözünü dinle-
dii için geri döndüünü müminlere iddia etse de, onun ölümden korktuu için geri
döndüü açktr. Zira onun için müriklere meydan okurcasna üzerlerine gidilerek
balayacak olan bu savatan sa kurtulmak imkânszd ve dolaysyla burada göz gö-
re göre ölüme gitmek gereksizdi. Eer kendi dedii gerçekleseydi direkt savaa git-
mekten öte Medinede kalnp dümanlarn üzerlerine gelmesini bekleyeceklerdi. Sa-
va ise meydan savandan öte bir savunma sava olacakt.11 Onun bu tutumlarndan
7 ehristânî, a.g.e., s. 33; Ayrca ayrntl bilgi için bkz: Martin Lings, Hz. Muhammedin Ha-
yat, çev. Nazife iman, st., nsan Yay., 2006, s. 220-222.
8 Âl-i mrân Suresi 3/154.
9 ehristânî, a.g.e., s. 33. Münafklarn savalardaki tutumlaryla ilgili ayrntl bilgi için bkz:
Adnan Demircan, Rasûlullahn Münafklarla likileri, slamda nsan Modeli ve Hz. Pey-
gamber Örnei (Kutlu Doum Haftas Sempozyumu 1993), Ank., TDV Yay., 1995, s. 145-
151.
10 bn Ubeyin ve dier münafklarn Uhud Savandaki nifak hareketleriyle ilgili ayrntl bilgi
için bkz: Sezikli, a.g.e., s. 64-97; Demircan, a.g.m., s. 144-148.
11 Muhammed b. Ömer b. Vakd el-Eslemî Vâkdî (207/823), Kitâbul-Megâzi, thk. Marsden
Jones, 3 c., Beyrut, Âlemul-Kütüb, 1966, I, s. 299; Ebû Muhammed Cemaleddin Abdülmelik
Ebu Muhammed Cemaleddin Abdülmelik bn Hiâm (213/828), es-Sîretun-Nebeviyye, thk.
Mustafa es-Sakkâ, trc. Hasan Ege, 4 c., st., Kahraman Yay., 1985, III, s. 68-69; bnül-Esîr,
a.g.e., II, s. 150-151.
17
olmaldr ki, Hz. Peygamber çarpmadan sonra kaçan Mekke müriklerinin ardndan
gitmek için yola çkaca zaman Abdullah b. Ubey kendisiyle beraber gitmek istedi-
ini söylemi fakat Hz. Peygamber buna müsaade etmemiti. Savatan sonra ise her
yerde Tanrya and olsun ki sonuç tam tahmin ettiim gibi oldu. Eer öldürülenler
bizimle beraber geri dönmü olsalard öldürülmezlerdi. diye söylenmekteydi.12
Uhud Savandan sonra, Münafklarn ve Müriklerin bu tutumu üzerine; Hz.
Peygambere ve müminlere bir teselli; müriklere ve münafklara ise bir cevap niteli-
inde u ayetler nazil olmutu:
Ey man edenler" Dini inkâr edip de Allah için seferde ölen veya gazalarda öl-
dürülen arkadalar hakknda Bizim yanmzda olsalar ne ölürler ne de öldürü-
lürlerdi. diyenler gibi olmayn. Allah bunu, onlarn gönüllerinde bir hasret, bir
yürek yaras olarak braksn diye yapt. 13
Bir ksmnz ise can derdine dümü bir halde Allah hakknda Cahiliye devrin-
dekine benzer gerçek d eyler düünüyorlar, Bu iin kararlatrlmasnda bi-
zim yetkimiz mi var? Ne gezer" diye söyleniyorlard. De ki: Bütün karar ve
yetki Allahndr. Onlar aslnda içlerinde, sana kar aça vuramadklar bir
eyler saklyor ve kendi aralarnda: Bu emir ve komuta iinde bir paymz ol-
sayd, imdi burada olmaz, öldürülmezdik. diyorlard.14
Baz Müriklerin Kaderle lgili Sözleri: Hz. Peygamberin Allaha kulluk
edin. Tauttan uzak durun.15 çarsn iiten baz mürikler kiisel irade özgürlüü-
nü inkâr ederek bunun sorumluluunun Allaha ait olduunu savunurcasna öyle di-
yorlard: Eer Allah dileseydi, hem biz hem de atalarmz, ondan baka hiçbir eye
kulluk etmezdik. Onun emri olmadan hiçbir eyi haram klmazdk.16 Onlar bu söz-
leri ile ahireti ciddiye almadklar gibi, iledikleri çirkinliklerden kendilerinin sorum-
lu olmadn, suçun Allaha ait olduunu kastetmekteydiler. Yine onlar, Hz. Pey-
gamber, Allahn size lütfettiinden siz de muhtaçlar için harcayn. emr-i ilâhiyi
onlara ilettiinde, müminlere, Allahn diledii takdirde doyuraca kimseleri biz mi
12 Ayrntl bilgi için bkz: Lings, a.g.e., s. 221-222; Celaleddin Vatanda, Hz. Muhammedin
Hayat ve slâm Daveti Medine Dönemi, 4. Bsk., st., Pnar Yay., 2007, s. 176-177; Ayrca
Abdullah b. Ubeyy hakknda baknz: Ebû Abdullah Muhammed b. shak b. Yesar bn shak
(150/767), Sîret-i bn shak, thk. Muhammed Hamidullah, 2. Bsk., Konya, Hayra Hizmet
Vakf Neriyat, 1981, s. 295-296.
13 Âl-i mrân Suresi 3/156.
14 Âl-i mrân Suresi 3/154.
15 Nahl Suresi, 16/36.
16 Nahl Suresi, 16/35.
18
doyuraca z?17 diyorlard. Fakat Allah Teâlâ Kuran- Kerimde onlara cevaben:
Bunlardan! öncekiler! de! böyle! söylemi,! böyle! yapm lard .! Buna! kar l k! olarak!
peygamberlere!aç k!bir!tebliden!baka!bir!ey!düer!mi?!buyurmutur.18
Bu iddialarn tamam, Hz. Peygamberin üzerinde tartlmasn bile yasakla-
d, son derece hassas bir konu olan, kader inancyla çelitii açktr. Hz. Peygamber
henüz sa iken yaplm olan bu gibi itirazlar, özde onun faaliyetlerine, düüncelerine
ve Allahn emirlerine kar bir direni ve saldr niteliindeydi. ehristânî bu husus-
ta, onlarn bu sözlerle apaçk bir cebir düüncesi ortaya koyduklarn ve neticede bi-
rer tohum mesabesinde olan bu itirazlardan yetiip gelien bitkiler gibi, daha sonra
birçok büyük üphe ve kukular filizlenip ortaya çktn nakletmektedir.19 Netice
itibariyle baz Yahudilerin, Münafklarn ve Müriklerin kaderle alakal bu söylemle-
ri, slam Tarihinin ilerleyen safhalarnda özellikle Emevîlerin ilk yllarnda frka-
lamada Kaderiye ve Mutezile gibi frkalarn ortaya çkmasnda büyük rol oynam-
tr. Baz Münafklarn ve Müriklerin Kaza-Kader balamnda Hz. Peygambere yap-
tklar itirazlarda kullandklar akli metotlar sonraki yllarda, Cebriye, Kaderiye ve
Mutezilenin kendi kelâmî görülerini oluturmak için kulland açktr. Kaynak-
larda zikredildiine göre kader hususunda cebri görüün öncüsü Cehm b. Safvandr.
Ona göre Allahtan baka hiçbir fail bulunmamaktadr. Fail sadece Allahtr. nsanla-
ra ise fiiller mecazen nispet edilir. nsan fiiller hususunda mecburdur. Kudreti de,
iradesi de ihtiyari de yoktur. te bu fikir Hicretin ikinci asrnda ortaya çkan Cebri-
yenin temelini oluturmaktadr.20
Mabed el-Cühenî ve onun takipçisi Gaylan ed-Dmekî ile özdeleen,
Emevîler!zaman nda!ortaya!ç kan21 Kaderiye frkasna göre ise Allah insanda tam ve
eksiksiz bir fiil yapma gücü/kudreti var etmitir. nsann fiilleri ise tamamen kendisi-
ne braklmtr. nsana güç verilen hususta Allahn kudreti bulunmamaktadr. Dola-
17 Yâsîn Suresi, 36/47.
18 Nahl Suresi, 16/35.
19 ehristânî, a.g.e., s. 33-34
20 ehristânî, a.g.e. s. 85-86.
21 Ayrntl bilgi için bkz: Mahmut Ay, Mutezile ve Siyaset, 1. Bs., stanbul, Pnar Yay., 2002,
s. 101-106.
19
ysyla insann fiilleri Allah tarafndan takdir edilmi ve yaratlm deildir, bizzat in-
sanlar tarafndan takdir edilmi ve yaratlmtr.22
Kaderiyye ayn zamanda siyasi olarak Emevî idaresine kar bir bakaldr
niteliinde olduu için Emevîlerin güttüü siyaset neticesinde ortadan kaldrlmtr.
Ancak Abbasiler zamannda Kaderiyyenin kaderle ilgili görüleri Mutezile ile ye-
niden vücud bulmu ve devam etmitir. Mutezililerin kelamî görüleri usul-i hamse
adnda be esasla ifade edilmektedir ki bu esaslarn ikincisi olan Adlin içerisinde ka-
der konusuna yer verilmektedir. ehristânînin naklettiine göre onlar, kulun ister
hayr olsun ister er bütün fiillerinin yaratcsnn bizzat kendisi olduuna inanmakta-
dr.23
Görüldüü gibi Kaderiyye ve Mutezilenin kader ideolojisi, Hz. Peygamber
zamanndaki kaza-kader tartmalarnda müriklerin ve münafklarn öne sürdüü id-
dialarla paralellik arz etmektedir. Dolaysyla durum bu açdan deerlendirildiinde,
daha Hz. Peygamber hayattayken yaplan kaza-kader tartmalar Kaderiyye ve
Mutezilenin nüvelerini oluturduunu söylememiz mümkündür.
1.2. Hz. Peygamberin Vefat Esnasndaki htilaflar Ve iîlerin Ana kit-
leden Ayrlmasndaki Etkisi
Hz. Peygamber daha ölüm döeindeyken iki ayr ihtilaf vuku bulmu, üm-
met bu ihtilaflarn neticesinde de fikren ikiye bölünmütü. Bunlardan biri Krtas ola-
y, dieri ise Üsâme ordusunun sefere çkp çkmamas meselesidir.
1.2.1. Krtas Hadisesi ve îann Ayrlna Etkisi
Buhârî, Müslim ve bn Hanbelin bn Abbâstan rivayet ettii bu olay
ehristânîye göre Mezhepler Tarihindeki frkalamalar açsndan büyük önem arz
etmektedir.24 Rivayetlere göre Hz. Peygamber, hastal iddetlendii bir anda, ölüm
döeindeyken, etrafnda bulunan ashaba: Bana kât ve kalem getirin de size bir
yaz yazdraym ki benden sonra yolunuzu hiç armaynz buyurmutu. Bunun
üzerine orada bulunanlar istenenleri getirip getirmeme hususunda ihtilafa düüp tar-
22 Kasm Turhan, Kelâm ve Felsefe Açsndan nsan Fiilleri: Âmirînin Kader Risalesi ve
Tercümesi, ed. Hüseyin Kader, 2. Bs., st., Marmara Üniversitesi lahiyat Fakültesi Vakf
Yay., 2003, s. 51.
23 ehristânî, a.g.e., 57-58.
24 ehristânî, a.g.e., s. 34.
20
tmaya balamlard. Hz. Ömerin de içinde bulunduu bir grup Rasûlullahn has-
talnn artk iyice arttn ve Kurann müminlere zaten yeteceini söylüyordu.
Bazlar ise hemen bir kât-kalem (krtas) getirilmesi gerektiini, Hz. Peygamberin
belki de müminleri kurtaracak ve onlar doru yoldan ayrmayacak bir vasiyetname
yazacan iddia ediyordu. Bazlar ise Peygamberin hali nedir? Acaba hastaln-
dan dolay m sayklad? Kendisine bu yaz yazma isteini iyice sorun da anlayn.
diyor ve ardndan ne istediini iyice tespit etmek amacyla, söyledii sözü ona tekrar
ettirmeye çalyordu. Bu ihtilaflar bir karklk haline gelmi ve gürültü gittikçe
artmt. Bunun üzerine Hz. Peygamber müminlerin bu tavrna üzülerek öyle bu-
yurmutur:25
Benim yanmdan kalkn gidin. Beni kendi halime brakn. Benim yanmda çe-
kimeniz doru deildir. Benim u içinde bulunduum hal, sizin bana istediimi
tekrar ettirmeye çalmanzdan daha hayrldr.
Kaynaklar bn Abbasn bu hadisi naklettikten sonra öyle diyerek aladn
nakletmektedir:
O ne büyük musibettir ki, o musibet Rasûlullah ile onlara yazmak istedii o ya-
z arasna engel oldu. Bunun sebebi orada bulunanlarn aralarnda ihtilaf etmeleri
ve seslerini yükseltmeleriydi.26
bn Abbâstan rivayet edilen ve Hz. Peygamberi rahatsz edecek dereceye ka-
dar varan tartmalar neticesinde sonuçsuz kalan bu olay, Hz. Peygamberin vefatn-
dan sonra îa ve dier frkalar arasnda büyük tartmalara ve ayrlklara sebebiyet
vermitir. Daha sonra îa bu hususta Eer oradakiler Rasûlullahn bu yazy yaz-
masna izin verseydiler, Rasûlullah kâda, vefatndan sonra Ali b. Ebî Tâlibi halife-
lik makamna getireceini yazacakt. iddiasnda bulunmutur. Dier frkalar ise
Kuran- Kerimin tamamlanmasyla yazlacak bir ey kalmadn ifade edip, te
bugün sizin dininizi kemale erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladm. Sizin için
din olarak slam beendim27 anlamndaki ayeti buna delil olarak göstermitir.28
25 Ebû Bekr Abdürrezzâk b. Hemmam es-San'ani Abdurrezzak (211/827), el-Musannef, thk.
Habîburrahman el-Azamî, 12 c., 1. Bsk., Beyrut, Mektebul-slâmî, 1972, V, 438-439; Buhârî,
lim 39, Cihâd 176, Megâzî 84; Müslim, Vasiyye 21, 22; bn Hanbel, I, 325.
26 Abdurrezzâk, a.g.e., V, 439; Buhârî, lim 39, Cihâd 176, Megâzî 84; Müslim, Vasiyyet 20; bn
Hanbel, I, 325.
27 Maide Suresi, 5/3.
28 Ethem Ruhi Flal, Mezheplerin Douuna Tesir Eden Sebepler, slam limleri Enstitüsü
Dergisi, A.Ü..F. No: 4, Ank., 1980, s. 127.
21
Yani iîler çeitli varyantlarla rivayet edilen Krtas Olayn slam tarihin-
deki mezhepleme sürecinde olayn gerçeklemesinden yllarca sonra siyasi bir mal-
zeme yapmtr. Bu nedenle söz konusu olay mâmetin vasiyet nazariyesine, Sün-
netten delil olarak sunmu ve bu olayn Hz. Alinin hilafetiyle ilgili olduunu ispat-
lamak amacyla birçok batnî yorumlara gitmitir. iî anlaya göre, Hz. Muham-
medin Ali b.Ebî Tâlibi halife tayin etmek için kât ve kalem istemesi bata Hz.
Ömer olmak üzere Kureylileri endielendirmitir. Zira onlara göre Hz. Peygam-
berin ne vasiyet edeceini iyi bilen Hz. Ömer ve dier ashab isteklerin yerine geti-
rilmesini engellemilerdir.29 Bu yüzden îa hilafetin, Hz. Alinin elinden haksz ola-
rak gasb edildiini ileri sürmütür. Hatta daha da ileri giderek Krtas hadisesinden
dolay ashabn kahir ekseriyetini Allah Rasûlünün emirlerine uymadklar gerekçe-
siyle zalim, gaspç, kâfir ve mürted olduklarn iddia etmilerdir. Zira onlara göre
mâmet Allahn tayin etmesiyle gerçekleir.30 Bu tayini ise ancak Allah ve Rasûlu
yapabilir. Tayinin gerçekleme ekli ise sadece nass ve Rasûlullahn bilindirmesiyle
mümkündür. Böylelikle îa devlet bakanl gibi siyasi bir olay dini naslara dayan-
drmak suretiyle kendi siyasi emellerine ulama yolunu Krtas olayn kullanmak su-
retiyle bulmutur.
iîlere göre Krtas olayndanki tutumlarndan dolay ashaptan Hz. Ömer, Hz.
Ebû Bekir, Hz. Osmann suçlar affedilecek türden deildir. Zira onlar Allahn ta-
yin ettii ve Hz. Peygamberin bildirecei imam kabul etmemilerdir. Bu yüzden
bata onlar olmak üzere bu duruma itirak eden bütün ashab küfre ve irtidada dü-
mekle suçlamlardr. Böylece bata Hulefâ-i Raidinden üçü olmak üzere ilk Müs-
lüman neslin neredeyse tamamna yaknndan teberrî edip onlara dümanlk besle-
mi, sadece Ali b. Ebî Tâlib, arkadalar ve Ehl-i Beyte tevellî etmilerdir. Hâlbuki
Sünnîler, ashabn tamamna sayg göstermekte kusur etmezler.31
29 Bu hususta Hz. Ömere yöneltilen îa zihniyeti eletiriler hakknda ayrntl bilgi için bkz: Al-
lâme Seyyid Muhammed Hüseyin b. Muhammed et-Tabtabâî (1402/1981), slamda îa, çev.
Kadir Akaras-Abbas Kazimli, y.y., Kevser Yay., ty. s. 50.
30 Üstad Ali Asker Rzvânî, Kuran ve Sünnet Inda Ehl-i Beyt Mektebi, çev. Ebulfez
Kocada, y.y., Kevser Yay., t.y. 158.
31 Muhammed Rza el-Muzaffer, îa nançlar: Akâidul-mamiyye, terc. Abdülbaki
Gölpnarl, stanbul, Zaman Yay., 1978, s. 50, 57-58.
22
îann iddia ettii mâmet nazariyesini deerlendiren Sönmez Kutlu öyle
demektedir:
mametin genelde Haimîlerde veya Alioullarndan Hasan veya Hüseyin'in so-
yundan her hangi bir Ehl-i Beyt mensubunda devam ettiini savunan kiiler veya
gruplarn her birisi iî bir frka olarak Makâlât eserlerinde yerini ald. Öyle ki bu
soydan her birinin imametini iddia için birden çok frka ortaya çkt. Bunlar, ait
olduklar daha önceki din, felsefe ve kültür havzalarna ait motifleri devreye so-
karak tabi olduklar imamlarn merulatrma yoluna gittiler. Böylece vâsilik,
Mehdilik, ilahi nur, hulûl, karizmatik liderlik (masumiyet), Recat, beda, takiyye
gibi baz ar fikirler gelitirildi. Sonunda mamlar, yar ilahi bir varla bürün-
dürülerek bunun ispatna çalld. Bu miras devralan Onikiimamiyye îa'snn
önde gelen müfessirleri de harekete geçerek, Ehl-i Kisa rivayetini* ayetin**
ini sebebi olarak gösterdiler ve ayetteki Ehl-i Beyt'in, Hz. Peygamber, Hz.
Fatma, Ali, Hasan ve Hüseyin'i kapsadn iddia ettiler. Bu sürecin bir devam
olarak iî yazarlar, siyasi bakmdan imamlara, sefirlere ve naiplere itaati meru-
latrmak için, dier baz ayetlerle Peygamber'e nisbet edilen baz rivayetleri esas
alarak onun soyundan gelen Oniki mam Ehl-Beyt kapsamna almlardr. Onlar,
yeni ve yapay bir tarihin inas için üretilen krtas olay, sakaleyn hadisi, Gadir
Hum ve daha pek çok rivayetlerle Hz. Ali'nin vasi olduu, ondan sonra da baba-
dan oula geçerek Oniki mamda devam ettii eklinde bir mâmet nazariyesi
gelitirdiler.32
1.2.2. Üsâme b. Zeydin Sefere Çkmas Hadisesi ve Frkalamaya Etkisi
Hz. Peygamber, hastal henüz iddetlenmeden evvel, Zeyd b. Harise, Câfer-
i Tayyâr ve Abdullah b. Revâhânn ehit dütüü amn Belka nahiyesi yaknlarna
bir yere sefere göndermek üzere bir ordu hazrlatmt.33 Ordunun bana da Üsâme
b. Zeydi komutan olarak tayin etmi ve Üsâme ordusunu hazrlayn. Ondan döne-
32 iî mâmet düüncesinin geliimi konusunda daha geni bilgi için bk. Sönmez Kutlu, Ehl-i
Beyt Sembolik Kapitalinin Tarihi Süreç çinde Semerelendirilmesi, slamiyat Dergisi, C. III,
No: 3, 2000, s. 99-120.
* Kaynaklarda rivayet edildiine göre bu hadis öyledir: Ümmü Selemenin evinde Hz. Pey-
gambere Ey Ehl-i Beyt" Allah sizden günahlar gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister.
(Ahzab Suresi 33/33) ayeti nazil olunca; Rasûlullah; Fatma, Hasan ve Hüseyini yanna ça-
rarak üzerine bir örtü örttü. Hz. Ali de onun ardndayd. Onun üzerine de bir örtü örttü ve son-
ra: Allahm bunlar benim ehl-i beytimdir. Onlardan günahlar gider ve onlar tertemiz kl. di-
ye dua etti. Ayrntl rivayetler için bkz: Müslim, Fedâilüs-Sahabe 61; Tirmîzi, Tefsir 34,
Menâkb 31, 60; Ahmed b. Hanbel, VI, 292, 304, 298; IV, 107.
** Ey Ehl-i Beyt" Allah sizden günahlar gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister. (Ahzab Suresi
33/33)
33 Seferin ne tarafa doru olaca hususunda kaynaklarda çelikili bilgiler yer almaktadr.
Zehebînin naklettiine göre Hz. Peygamber Üsâme ordusunu Zeydin babasnn vurulduu yer
olan Mute halk üzerine, Filistin taraflarna göndermek için hazrlklara balamt. Ayrntl
bilgi için bkz: Ebû Abdullah emseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman Zehebî (748/1348),
Tarihul-slâm ve Vefeyâtül Meahir vel-Alâm, thk. Ömer Abdüsselam Tedmürî, 25 c.,
Beyrut, Darul-Kitabil-Arabî, t.y. II, s. 566.
23
ne Allah lanet etsin. diye buyurmutu.34 Ordu tam da Medineden ayrlaca sralar-
da, Hz. Peygamberin hastal iyice artmt. Hatta Zehebînin naklettiine göre Hz.
Peygamber birazck iyileir gibi olunca, Hz. Üsâmeyi yanna çarm, ona Haydi!
Allahn bereketi, yardm ve afiyeti üzerinize olsun. Yolunuz açk olsun. demiti.
Üsâme ise ona birazck daha iyiletiini, Allahn ona ifa vereceini umduunu, do-
laysyla durum böyleyken sefere çkmaya gönlünün raz olmayacan ve insanlarn
kendisine onun hakknda bir eylerin sormasndan çekindiini söyleyerek ondan iyi-
leene kadar kalmasn istemiti. Ancak Hz. Peygamber ona herhangi bir cevap ver-
memiti.35 Üsâme b. Zeyd tam da bu kararszlk içindeyken Hz. Peygamber birden
arlam ve sahabiler onun için endie etmeye balamt. te bu srada ordunun se-
fere gitmesi hususunda Müslümanlar ikiye ayrlmt. Bir ksm, ne olursa olsun
Rasûlullahn emrine itaat etmek gerektiini, zaten ordunun da Medineden ayrlmak
üzere olduunu, savunmaktayd. Dier bir ksm ise Hz. Peygamberin gittikçe fena-
latn, ondan ayrlmaya gönüllerinin raz olmayacan, vefat ederse cenazesine bi-
le katlamayacaklarn ve dolaysyla biraz bekleyip, sabredip neticeye göre hareket
etmelerini iddia etmekteydi.36 Netice olarak Üsâme b. Zeyd, ordusuyla Cürufa kadar
gitmi ve orada Hz. Peygamberin daha da arlat haberini alnca netice için bek-
lemeye balam, seferi geciktirmiti.37
Bu durumda muhtemelen ordudaki askerler de ne yapacaklarn bilemiyorlar-
d. Gitseler bir emri yerine getirmi olacaklar ve gönülleri emri ifa etmekten dolay
mutmain olsa da Hz. Peygamberin son halini göremediklerinden, vefat etmesi du-
rumunda cenazeye katlamamaktan dolay hüzün içinde olacaklard. Gitmemeleri du-
rumunda ise Hz. Peygambere itaatsizlik etmi olacaklard. Öte yandan Müslümanla-
r ikiye bölen olaylar artk ümmetin birlik ve beraberliine zarar vermekteydi. Her iki
görüün de hakllk paylarnn bulunmas Müslümanlarn ayn düünce etrafnda ke-
netlenmesini zorlatrmaktayd.
34 Buhârî, lim 39, Merdâ 17, tisâm 26; Müslim, Vasyye 21,22; bn Hanbel, I, 325; bn Vazh
Ahmed b. shak b. Ca'fer el-Ya'kubi (292/905), Tarih-i Yakûbî, 2 c., Beyrut, Dârus-Sadr,
t.y. II, s. 113.
35 Zehebî, a.g.e., II, s. 566.
36 ehristânî, a.g.e., s. 34; Ayrca ayrntl bilgi için bkz: bn Kesîr, a.g.e., VI, s. 425-432.
37 bn Hiâm, a.g.e., IV, s. 403-404.
24
ehristânî el-Milel ven-Nihâlinin Mukaddime ksmnda Krtas olay ve
Üsâme Ordusu meselelerinden ksaca bahsetmi, ardndan bu iki olay mezheple-
meye etki eden olaylar arasnda zikretmesinin sebebini öyle izah etmitir:
Bu iki anlamazl naklettim. Zira muhalifler bazen bunlar din konusunda et-
kili olan ihtilaflar arasnda saymlardr. Oysa durum öyle deildir. Bütün bunla-
rn asl maksad kalplerin sarsld bir durumda eriatn gereklerini yerine ge-
tirmek ve ilerin deiiklik göstermesi annda fitne ateini söndürmektir.38
Üsâme Ordusu meselesi de îa tarafndan tenkid edilmi ve siyasi-dinî fikirle-
rinin olumasnda, özellikle mâmet inançlarnn temellendirilmesinde, bir malzeme
olarak kullanlmtr. iî kaynaklara göre, Hz. Peygamber, Hz. Alinin mâmetini ra-
hat ve ferah bir ortamda ilan etmesi sebebiyle Üsâme ordusunu sefere yollamak is-
temekteydi. Hatta onlara göre Rasûlullah bu orduya Hz. Ömer ve Hz. Ebû Bekiri de
katarak, Hz. Alinin halifeliinin önündeki engelleri ehirden uzaklatrmak istemek-
teydi. Fakat ordu Rasûlullahn emrini yerine getirmedi ve buna da bata Hz. Ömer
ve Hz. Ebû Bekir sebebiyet vermiti.39 te bu sebeple Üsâme b. Zeydin sefere gön-
derilmemesinin doru olduuna inanan bütün sahabilerden, Hz. Alinin mâmetine
engel olduklar için ve Hz. Peygamberin emrini yerine getirmedikleri için teberri
etmitir.
îaya göre Hz. Peygamber halifelii Ali b. Ebî Tâlibe vermek için sürekli
frsat kollamaktayd. Hz. Perygamber, Ali b. Ebî Tâlibin halifeliini ilan etmesi için
Krtas hadisesi ile Üsâme Ordusunu sefere göndermekle gerekli ortam oluturmakta
ve hazrlamaktayd.40 Ancak bata Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer olmak üzere birçok
sahabe buna kar olmulardr.
1.3. Hz. Peygamberin Vefatndan Hemen Sonra Ortaya Çkan htilaflar
Rasûlullahn vefatndan sonra ilk ihtilaf Hz. Peygamberin vefat konusunda,
ikincisi defnedilecei yer hususunda, üçüncü ve en büyük ihtilaf ise mâmet husu-
sunda olmutur.
38 ehristânî, a.g.e., s. 34.
39 bnü'l-Mutahhar Cemaleddin Hasan b. Yusuf b. Ali Hilli (726/1325), Keful-Murad fî erhi
Tecridil-itikad, Kum, y.y. 1988, s. 401;Muhammed Rza el-Muzaffer, es-Sakîfe, Necef,
y.y., 1980, s. 76-84.
40 Rzvânî, a.g.e., s. 156-158.
25
1.3.1. Hz. Peygamberin Vefat
Müslümanlar arasnda önemli bir ihtilaf da Hz. Peygamberin vefat hususun-
da olmutur.41 Kaynaklarda nakledildiine göre Hz. Peygamber vefat ettii haberini
alan Hz. Ömer ayaa kalkp u sözleri yüksek sesle söylemeye balamt:
Münafklardan baz kimseler Rasûlullahn vefat ettiini iddia ediyorlar. Oysa
Allaha yemin ederim, muhakkak ki o ölmemitir. Kim Muhammed öldü derse
u klcmla onu öldürürüm. O sa gibi göe yükseldi.42
Hatta Zehebînin Urveden naklettii bir rivayete göre sadece Hz. Ömer de-
il, Müslümanlarn bir ksm da Hayr, o ölmedi. Biz insanlara, o da bize ahitlik
yapacakken nasl olur da ölmü olabilir ve insanlara görünmez. Lakin o tpk Mer-
yem olu Îsâda olduu gibi canl olarak göe yükseltildi diye söyleniyorlard Ce-
nazenin bulunduu yere gelip oradakilere Sakn Rasûlullah defnetmeyin, zira o di-
ridir diyorlard. nsanlar alayarak Mescîd-i Nebevîye doru akn akn gidiyorlar-
d.43 Hz. Ebû Bekir olayn mahiyetini anlam ve orada bulunan Müslümanlara hitap
etmek üzere yüksekçe bir yere çkm, hamd ve sena ile sözlerine balayarak: Ey
nsanlar! Kim Muhammede ibadet ediyorsa bilsin ki o ölmütür. Kim de Allaha
ibadet ediyorsa bilsin ki Allah diridir. Ölmez ve ölmeyecektir. demi ve ardndan u
ayet-i kerimeyi okumutur:44
Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan evvel de peygamberler gelip geç-
mitir. O ölür veya öldürülürse gerisin geri mi döneceksiniz? Eer kim geri dö-
nerse Allaha hiçbir ey ile zarar veremez. Allah ükredenleri mükâfatlandra-
caktr.45
41 ehristânî, a.g.e., s. 34-35.
42 ehristânî, a.g.e., s. 34-35; bn Hiam, a.g.e., IV, s. 411; bnül-Esîr, a.g.e., II, s. 323; Zehebî,
a.g.e., II, 563-564; Ruhi Ethem Flal, Sakife Olay veya Hz. Ebu Bekirin Halife Seçimi,
slam Medeniyeti Mecmuas, C. V, No: 3, stanbul, 1982, s. 15.
43 Ebû Abdullah el-Esedi el-Kurei Urve b. Zübeyr b. Avvâm (93/712), Meazî Rasûlillah, thk.
Muhammed Mustafa Azâmî, Riyad, Mektebetüt-Terbiyetil-Arabî, 1981, s. 222-223;
Abdurrezzâk, a.g.e., V, s. 434; Zehebî, a.g.e., II, s. 567.
44 Urve, a.g.e. s. 223-224; Abdurrezzâk, a.g.e., V, s. 436-437; bn Hiam, a.g.e., IV, s. 411-412;
Yakûbî, a.g.e., II, s. 113-114; ehristânî, a.g.e., s. 35; bnül-Esîr, a.g.e., II, s. 324; Zehebî,
a.g.e., II, s. 564. Ayrca Hz. Ebu Bkirin, Hz. Peygamberin ölümünden dolay Müminlerin
irtidat etmelerini engellemesindeki rolü ile ilgili ayrntl bilgi için bkz: Kenan Ayar, Hz. Ebû
Bekir Dönemi Olaylarnda Kurann Referans Olarak Kullanlmas, OMÜFD, No: 24-25,
Samsun, 2007, s. 153-155.
45 Âl-i mrân, 3/144.
26
Bunun üzerine orada bulunan bütün Müminler Hz. Peygamberin hakikatten
vefat ettiini ve bunu kabullenmek gerektiini anlam ve soukkanllklarn koru-
maya çalmlard.46 Hz. Ömerin bu ayeti duyunca öyle dedii nakledilir:
Onun vefat beni öyle hayret ve dehete düürmütü ki, Ebû Bekir bu ayeti
okumadan önce sanki ben bu ayeti hiç iitmemi gibi oldum.Allah'a yemin ede-
rim bunu iitir iitmez bacaklarmn derman kesildi. Ayaklarm beni tamaz ol-
du ve yere dütüm. Rasûlullahn vefat etmi olduunu da böylece örenmi ol-
dum.47
Hz. Peygamberin ölümü hususunda ümmet arasnda vuku bulan bu ihtilaf,
ksa süreli bir ihtilaf olup çözüme kavuturulduundan Mezhepler tarihi açsndan
ayrlk veya frkalama nedenleri arasnda çok önemli bir yer tutmamtr. Ancak
kaynaklarda nakledildiine göre sonraki dönemlerde îa bu hususu Hz. Ömerin
mâmetini geçersiz klmada ve ona tan etmede kullanmtr. Özellikle Hz. Ömerin
Ben bu ayeti sanki hiç duymamtm. sözünü delil tutarak, onun hiç Kuran oku-
mad ve ayetler üzerinde hiç düünmediini dolaysyla onun mâmete layk ola-
mayacan öne sürmütür.48
1.3.2. Hz. Peygamberin Defnedilecei Yer
Hz. Peygamberin dâr- bekaya irtihalinin ardndan defnedilecei yer husu-
sunda Ashab arasnda yeni bir anlamazlk vuku bulmutu. Mekkeliler onun doup
büyüdüü, yetitii ve bir zamanlar özlemini de çektii yer olmas hasebiyle Mek-
keye defnedilmesini istiyorlard. Medineliler ise hicret yurdu ve kendisinin en büyük
yardm gördüü ve vefat ettii yer olmasndan dolay Medineye defnedilmesini isti-
yordu. Bu arada bir baka grup ise onun, birçok peygamberin defnedildii ve Miraca
çkn balangc olmasndan dolay Beytül-Makdise defnedilmesini istiyordu. Öte
yandan Hz. Peygamberin Bâki Mezarlna gömülmesini arzu edenler de vard.49
46 Abdullah Ünalan, Ehl-i Sünnet ve îann mâmette Dayand Hadisler (Baslmam
Doktora Tezi), Harran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, anlurfa, 1998, s. 62.
47 Ayrntl bilgi için bkz: Ebû Cafer bn Cerîr Muhammed b. Cerîr b. Yezid et-Taberî (310/923),
Tarihut-Taberî: Tarihul-Umem vel-Mülûk, thk. Muhammed Ebul-Fazl brahim, Am-
man, Beytul-Efkârud-Devliyye, t.y., s. 485-486; Earî, a.g.e., s. 28-29; ehristânî, a.g.e., s.
34-35; bnül-Esîr, a.g.e., II, s. 321; Zehebî, a.g.e., II, s. 563-565.
48 Hillî, a.g.e. , s. 401.
49 ehristânî, a.g.e., s. 35; Zehebî, a.g.e., II, s. 579-580; Ayrca ayrntl bilgi için bkz: Lings,
a.g.e., s. 394-395,
27
Hz. Ebû Bekir sahabilere Peygamberler nerede ölmülerse oraya defnedilir-
ler50 hadis-i erifini hatrlatarak bu tartmalara son noktay koymutur. Bunun üze-
rine Hz. Peygamberin na, Medinede, vefat ettii yere, yatt iltesinin hemen al-
tna, defnedilmi ve bu duruma dier sahabiler de raz olmutur. Bu olay da balan-
gçta Müslümanlar arasnda tartma ve anlamazlklara neden olsa bile Mezhepler
tarihi açsndan frkalama nedenleri arasnda çok önemli bir yer tutmamaktadr. 51
1.3.3. mâmet Meselesi ve Frkalamadaki Rolü
Hz. Peygamberin vefatndan sonra vuku bulan ve urunda birçok kan dökü-
len slam Tarihinde ayrlklara, frkalama veya mezheplemelere en çok neden olan
olaylardan biri, beklide birincisi olan mâmet meselesi, Müslümanlar arasndaki en
büyük ihtilaf olup, etkileri günümüze kadar süregelmektedir. Bu mesele, frkalama
sürecinin adeta bel kemii niteliindedir. Bu ihtilaf tarihsel süreçte birçok frkann
ortaya çkmasna sebep olduu gibi ayn frkaya mensup kiilerce bile farkl yorum-
lanm52 ve ayrlklara sebebiyet vermesi nedeniyle frkalamalar hzlandrmtr.
Eârî, Makâlâtnda mâmet meselesinin Hz. Peygamberden sonra Müslümanlar
arasnda meydana gelen ilk ihtilaf olduunu zikretmektedir.53 ehristânî ise mâmet
meselesi hakknda imâmet konusunda olduu kadar slamda dinî hususlarn hiçbi-
rinde taraflarn birbirlerine kar silaha sarlmadklarn ve kan dökmediklerini
zikrederek mâmetin Müslümanlarn frkalamasnda büyük önem arz ettiini belirt-
mektedir.54
Kaynaklarda ifade edildiine göre Hz. Peygamberin na henüz defnedilme-
den Medineliler, önemli hususlarn tartlp karara baland yer olan Benî Saîde
Sakifesinde toplanp, Rasûlullahn vefatndan sonra yerine kimin geçeceini tart-
50 Zehebî, a.g.e., II, s. 579-580; bn Hiam, a.g.e., IV, s. 422; bnül-Esîr, a.g.e., II, s. 333;
Tirmizî, Cenâiz 33.
51 Mezheplemeye etki etmemesine ramen Hz. Peygamberin ölümü husus ve defnedilecei yer-
le alakal sahebiler arasnda çkan tartmalar burada zikretmemizin sebebi, slam Mezhepler
Tarihçisi ehristânînin bu iki ihtilaf, lk Dönem mezheplemeye etki eden ihtilaflar arasnda
zikretmesidir. Ayrntl bilgi için bkz: ehristânî, a.g.e. s. 35.
52 Adem Özkurt, Nevbahtînin Firaku-îasnda iî Mezheplere Yaklam (Baslmam
Yüksek Lisans Tezi), Ondokuz Mays Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun, 2009,
s.10
53 Ebul-Hasen bn Ebu Bir Ali b. smail b. shak el-Earî (324/936), lk Dönem slam Mez-
hepleri: Makâlâtül-slâmiyyîn ve htilâful-Musallîn, çev. Mehmet Dalklç-Ömer Aydn,
1. Bs., stanbul, Kabalc Yaynevi, 2005, 27-28.
54 ehristânî, a.g.e., s. 35.
28
maya balamlard. slam devletinin askerî gücünün kendilerinden olumas, onlarn
Emirlie de scak bakmasn salyordu.55 Uzun tartmalar neticesinde Ensar, Sad
b. Ubâdenin imâmeti üzerinde ittifak etmeye balamt. Bu srada, toplant haberi
Hz. Ebû Bekire ulanca, Müslümanlarn bu konuda da ihtilafa düüp bölünecein-
den endie ederek, Hz. Ömer, Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh ve baz Muhacirleri de yan-
na alarak Ensârn topland yere gitmiti. Hz. Ebû Bekir onlara ne yaptklarn so-
runca, onlar da, Hz. Peygamberden sonra birinin imâmete seçilmesi gerektiini,
Rasûlullaha ve Muhacirlere yardmlarndan dolay da bunu kendilerinin hak ettiini
ve Sad b. Ubâdenin imâmeti üzerinde ittifak ettiklerini söylediler. Fakat Ebû Bekir
buna raz olmayarak mâmetin Kureyin hakk olduunu söylemise de Ensar ba-
langçta bunu kabul etmemiti. Bunun üzerine aralarndan Ensardan Ebû Ömer el-
Habbâb b. el-Münzir adnda bir sahabi ayaa kalkarak Ensardan bir imam, Muhacir-
lerden de bir imam olmasnn bu ie kesin çözüm getireceini dile getirmitir.56
Ebû Bekir ise bir ümmetin banda iki imamn olamayacan onlara izah et-
mi, sonra Hz. Peygamberin mâmet Kureytendir rivayetini onlara hatrlatarak57
Müslümanlara hitaben öyle demitir:
Hilâfet için insanlarn itaat edecekleri bir ahs lazmdr. Siz Evs ve
Hazreçlilersiniz. Cahiliyeden beri sizin üstünlüünüzü hiçbir Arap tanmamtr.
Hâlbuki Araplar eskiden beri Kureyin üstünlüünü kabul etmiler ve onlarn
riyasetine ses çkarmamlardr. Araplar Kureyin dnda birinin halifeliini
kabul etmez. Emirler bizden vezirler de sizden olsun.58
Hz. Ebû Bekirin bu sözleri karsnda orada bulunanlar biraz yumuamt.
Fakat Ebû Ömer el-Habbâb b. el-Münzir bu duruma raz olmamt. Earî bu
sahabinin, Ben Ensarn yükünü çeken bir direi ve asil bir ferdiyim. Kim bana kar
55 Hüseyin Algül, Hz. Ebû Bekirin Hicretten Vefatna Kadar Olan Dönemdeki Faaliyetlerine
Genel Bir Bak, stem, C. III, No: 6, 2005, s. 108.
56 Yakûbî, a.g.e., II, s. 123; Taberî, a.g.e., s. 487.
57 bn Hanbel, Müsned, III, 129; Ebû Ömer Ahmed b. Muhammed el-Endelusî bn Abd Rabbihî
(327/939), Kitabul-kdül-Ferîd, rh ve tsh. Ahmed Emin, 4 c., Kahire, y.y.,1948, IV, s. 258;
Eârî, a.g.e., s. 28; Ayrca bu hadis hakkndaki tartmalar için bkz. Mehmet S. Hatibolu, s-
lamda lk Siyasi Kavmiyetçilik: Hilâfetin Kureylilii, AÜFD, No: 23, Ank., 1978, s. 121-
213; Ali Bakkal, Ebû Bekirin Halife Seçilmesinde mamlar Kureytendir Hadisinin Rolü
Üzerine, stem, C. III, No: 6, 2005, s. 87-104; Flal, Sakife Olay veya Hz. Ebû Bekirin
Halife Seçimi, s. 9-14.
58 Taberî, a.g.e., s. 488-489; Mehmet Saffet Sarkaya, slam Düünce Tarihinde Mezhepler, Is-
parta, Tura Matbaas, 2001, s. 39; Murat Ergin, Siyasî ve tikadî Mezheplerin Douunda
Kabile Asabiyetinin Rolü (Baslmam Doktora Tezi), Harran Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, anlurfa, 2000, s. 35.
29
çkabilir ki? diyerek ayaa frlayp Hz. Ömere klç çektiini, Sad b. Ubadenin
olu Kays b. Sadn da babasna destek olmak için ayaa kalktn nakletmektedir.
Bunun üzerine Hz. Ömer onlar yattrmak üzere söz alm ve ikna edici bir konu-
ma yapmtr. Hz. Ömerin ne dediini Earî zikretmemektedir.59 Ancak bn
Hiâmn naklettii bir rivayette Habbâb b. el-Münzirin Hz. Ömere Vallahi biz bu
ite size rahat vermeyiz dediini; Hz. Ömerin ise ona: Vallahi bize muhalefet ede-
ni öldürürüz diye cevap verdiini nakletmektedir.60
Hz. Ebû Bekirin meseleyi geniçe ortaya koyarak, sakin ve olgun bir ekilde
ifade etmesi yükselen tansiyonu düürmü ve ortam iyice yumuamt.61 Bu uzun
tartmalar neticesinde Müslümanlar hilâfetin Kureyliliine raz olmutu. Ardndan
Ebû Bekir; Ben sizlere Ömer ile bu ümmetin emini olan Ebû Ubeydeden birini tav-
siye ediyorum. diyerek onlara iki ayr seçenek sunmutur. Hz. Ömer ise bu duruma
raz olmayp Ebû Bekiri kastederek; Rasûlullahn öne geçirdii iki aya hanginiz
gönül holuuyla geride brakabilir ki? demi ve Ebû Bekire yönelip ona biat et-
mitir. Hz. Ömerin ardndan, Muhacirler ve Ensar, Ebû Bekirin mâmeti üzerinde
ittifak edip ona biat etmilerdir.62
Baz kaynaklar Benî Saîde Sakifesindeki tartmalarda, Ensarn, Muhacirle-
rin ileri sürdüü deliller ile deil de, aralarnda ihtilafa dümeleri sebebiyle Hz. Ebû
Bekire biat ettiini ileri sürmektedir. Bu görüe göre Ensarda bulunan Evs ve
Hazreç kabileleri arasnda slâmdan önce ciddi bir üstünlük mücadelesi vard. s-
lam kabul etmelerinden sonra da bu rekabet zaman zaman tezahür etmekteydi.63
Ensarn uygun gördüü Halife Sad b. Ubâde de Hazreç kabilesine mensuptu.64
59 Earî, a.g.e., s. 28-29; Ayrca bkz: Taberî, a.g.e., s. 493.
60 Ayrntl bilgi için bkz: Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim bn Kuteybe (276/889), el-
mâme ves-Siyâse, thk. Üstaz Ali eyrî, 2 c., Beyrut, Dârul-Edva, 1990, I, 24-25; Ergin,
a.g.e., s. 35.
61 Ünalan, a.g.e., s. 63; Mehmet Çelik, slam Tarihinde Dinin Politikaya Alet Edilmesinin lk
Örnekleri, Frat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. X, No: 1, Elaz, 2000, s. 31
62 Ayrntl bilgi için bkz: Yakûbî, a.g.e., II, s. 123-126; Earî, a.g.e., s. 27-29, bn Abd Rabbihî,
a.g.e. s. 258; bnül-Esîr, a.g.e.,, II, s. 325; ehristânî, a.g.e., s. 35-36; Mustafa Öz, Avni lhan,
mâmet, DA, C. XXII, s. 201-203; Ramazan Boyacolu, Hz. Muhammedin Hastal S-
rasnda Hz. Ömerin Tavr ve Halife Seçimi, Cumhuriyet Üniversitesi lahiyat Fakültesi
Dergisi, C. VI, No: 1, Sivas, 2002, s. 90-92. Ayrca Ben-i Sâide Sakifesinde yaplan tartmalar
hakknda ayrntl bilgi için bkz: bn Hiâm, a.g.e., IV, s. 412-419; Taberî, a.g.e., s. 486-489,
491-493.
63 Ahmet Akbulut, Sahabe Dönemi ktidar Kavgas, Ank., Pozitif Matbaaclk, 2001, s. 44.
64 Hatipolu, a.g.m., s. 159; Akbulut, a.g.e., s. 46.
30
Evsliler Hazreçlilerin bir halife aday çkarp da Benî Saîde Sakifesinde toplandkla-
r duyunca; buna engel olmak için durumu Hz. Ebû Bekire bildirmilerdi.65 Akabin-
de Hz. Ebû Bekir beraberindekilerle oraya varm ve gerekli görümeleri yapmt.
Bata Beîr b. Sad olmak üzere bütün Evsliler, Kureyli Hz. Ebû Bekiri Hazreçli
Sad b. Ubâdeye tercih ederek Hz. Ebû Bekire biat etmilerdi.66 Bu rivayeti nakle-
denlere göre, Benî Saîde Sakifesinde yaplan mâmet seçimi, aslnda Ensar ve Mu-
hacirler arasndaki bir rekabet deil, tam aksine ikisi de Ensardan olan Evs ve
Hazreç kabileleri arasnda bir mücadeleydi. slamdan önce toplumsal, ekonomik ve
dini sorunlarn belirleyicisi konumunda olan kavmiyetçilik anlay, daha Hz. Pey-
gamber defnedilmeden yeniden dirilmi ve mâmet meselesi gibi önemli bir soru-
nun hallini de siyasallatrmt. Bu ayn zamanda kabile asabiyetinin baz sahabiler
üzerinde canlln korumas veya yeniden dirilmesi demekti.67
Kaynaklarda zikredildiine göre Hz. Ömer bu süreci öyle anlatmaktadr:
Oraya giderken, yolda, orada söyleyeceklerimi zihnimde tasarlamtm. Vard-
mzda da konumak için yeltendim fakat Ebû Bekir bana Sus. dedikten sonra
Allaha hamd ve senâ ederek, sanki kendisine gayptan haber verilmiçesine be-
nim söylemeyi planladm her eyi söylemeye balamt. Sonra Ensar söze ba-
lamadan ben elimi Ebû Bekire uzattm ve biat ettim. Bunun üzerine insanlar da
ona biat ettiler ve böylece fitne atei söndü.68
Böylece Hz. Ebû Bekirin ileri düüncelilii sayesinde çkmas muhtemel
olan büyük bir fitne atei geçici olarak söndürülmütü. Fakat öte taraftan Hz. Ali ve
Haimoullarnn ileri gelenleri Hz. Peygamberin nan defnetmekle ilgilendikleri
için Benî Saîde Sakifesinde yaplan bu toplantda bulunamamlard. Kaynaklarda
ifade edildiine göre; Hz. Ali, Abbâs b. AbdulmutTâlib, Zübeyr b. Avvâm, Selman-
Fârisî, Ebû Zeril-Gffârî, Ammar b. Yâsir, Mikdat b. Esved, Ubey b. Kab ve Talha
b. Ubeydullah gibi birçok sahabe; halife seçiminin kendi görülerine bavurulmadan
oldubittiye getirilmesine gücenmi ve bundan dolay Hz. Ebû Bekire biat geciktir-
65 Abdullah b. Muhammed Ebul-Abbas Nai el-Ekber (293/906), Mesâilul-mâme, thk. Josef
van Ess, Beyrut, y.y., 1971, s. 12.
66 Julius Wellhausen (1336/1918), Arap Devleti ve Sükûtu, trc. Fikret Iltan, Ankara, A.Ü..F.
Yay., 1963, s. 8; Akbulut, a.g.e., s. 45.
67 Ergin, a.g.e., s. 36.
68 ehristânî, a.g.e., s. 35.
31
miti. Hatta baz kaynaklarda Hz. Alinin biat geciktirme süresi alt ay olduu zikre-
dilmektedir.69
Ali b. Ebî Tâlib ile Hz. Ebû Bekir arasndaki bu soukluu frsat bilen Müna-
fklar ve baz mürikler bu süre içerisinde Müslümanlarn arasna nifak sokmak için
ellerinden geleni yapmlard. Bazlar ortaya çkp Ömer ve Ebû Bekir aleyhinde
Aliyi kkrtmaya çalm; bazlarysa Alinin mâmetini iddia edip Ebû Bekirin
hilâfetini reddediyordu. Hatta rivayetlere göre mâmet ihtilafnn giderilmesinden
sonra Ebû Süfyan Hz. Aliye öyle demiti:
Ben öyle bir karklk görüyorum ki bunu ancak kan dindirebilir. Ey Abdul-
Menâf soyundan gelenler! Ebû Bekir nasl olur da sizin ilerinizi çekip çevirebi-
lir? O iki sknty çekmi olan Ali ile Abbas nerede? Niye bu i Kureyin en az
kalabalk ailesine verildi? (Hz. Aliye dönerek) Uzat elini sana biat edeyim. Al-
laha yemin ederim sen dilersen buray ona kar süvari ve piyadelerle dolduru-
rum.
Fakat Hz. Ali vakar bir tavrla ona u cevap vererek onu azarlamtr:
Allaha yemin ederim ki sen bununla ancak fitneyi körüklemeyi arzu ediyorsun.
Allaha yemin ederim ki sen uzun bir müddet slâma kötülük etmi birisin. Bi-
zim senin nasihatine ihtiyacmz yok.70
Ebû Süfyann bu sözlerine bakacak olursak, yukarda da zikrettiimiz gibi,
asabiyetçiliin baz sahabiler üzerinde ne derece etkili olduunu görmemiz müm-
kündür. Çünkü Ebû Süfyann Ümeyyeoullarna mensuptu ve böyle önemli bir gö-
revin Kureyli birine verilmesine verilmesini veya az kalabalk/güçsüz bir kabileye
verilmesini kabullenememiti.71 Ebû Süfyann bu sözleri, ayn zamanda Cahiliye
devrinde onun zihnine yerleen klasik zengin ve maddi açdan güçlü bir ahsn dev-
let bakan olabilecei tasavvurunun slam dinine ramen deimediinin gösterge-
sidir. Öte yandan Ebû Süfyann bu mâmet meselesi hususundaki bu pozisyonu ade-
ta ümmetin bölünmesinde ve frkalamasnda etkili olabilecek, bilinçlere/zihinlere
ekilen nifak bir nifak tohumuydu. Fakat u husus da bir gerçektir ki;
Umeyyeoullarnn çou slamiyeti yeni kabul ettikleri için, onlarn ilk Müslüman-
69 bnül-Esîr, a.g.e., II, s. 325; Hasan brahim Hasan, Siyasî-Dinî-Kültürel-Sosyal slam Tari-
hi, çev. smail Yiit-Sadrettin Gümü, stanbul, Kayhan Yaynevi, 1987, I, s. 268.
70 Taberî, a.g.e., s. 488; bnül-Esîr, a.g.e.,, II, s. 325-326; Mehmet Atalan, Hz. Muhammedin
Vefatndan Sonraki Hilafet Tartmalar, Frat Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, C.
IX, No: 2, Elaz, 2004, s. 62-63.
71 Ergin, a.g.e., s. 38.
32
lar gibi veya Mekke döneminde slamiyeti kabul eden sahabiler gibi davranmalar
beklenemezdi. Bunun için Ebû Süfyann Hz. Aliyi tahrik etmeye çalmas dier bir
açdan normal gözükmektedir.72
Dier bir rivayete göre ise Zübeyr b. Avvâm, Hz. Alinin halifeliini uygun
görerek Ben Aliye biat edilmedikçe klcm knna sokmayacam demitir. Bunu
duyan Hz. Ömer sinirlenerek Zübeyrin yanna gitmi, Hz. Ali bata olmak üzere di-
er ad geçen sahabilerle görüerek onlar Ebû Bekire biate tevik etmitir. Ardndan
da Hz. Ali, Ebû Bekire biat etmi ve kendi lehine gelien tutumlarn tamamn red-
detmitir. Netice itibari ile sahabe, Hz. Ebû Bekire biat etmi ve bu durum mescitte
halka ilân edilerek biat genelletirilmitir.73
mâmet tartmalar Hz. Ebû Bekire biat etmekle son bulsa da burada Müs-
lümanlar görü itibariyle dört ayr gruba ayrlmt:74
Birinci Grup: Hz. Ebû Bekirin hilâfetini kabullenmeyip içten içe Sad b.
Ubâdenin halifeliini destekleyen Medinelilerin bazlardr.
kinci Grup: Hz. Ebû Bekirin halifeliine raz olan Ensar ve Muhacirlerdir.
Üçüncü Grup: Hz. Peygamberin defni ile ilgilenen ve dolaysyla Benî Saîde
Sakifesindeki toplantda bulunamayan ve Hz. Alinin hilafete getirilmesini isteyen
Ammâr b. Yâsir, Ebû Zerril-Gfârî gibi sahabiler oluturmaktadr.
Dördüncü Grup: Abdullah b. Ömer liderliindeki grup olup adaylardan han-
gisinin bu makama layk olduuna karar veremeyip, olaya müdahale etmeyerek ce-
maatin kararna sayg duyanlardr. Müslümanlar evvela fikren dört gruba ayrlm fa-
kat daha sonra çounluun görüüne sayg duyarak Ebû Bekirin halifeliinde ittifak
etmiler75 ve aralarna nifak tohumlarnn ekilmesine izin vermemitirler.
Ancak bu süreç içerisinde yeni bir grup daha zuhur etmitir. Bu grup ise Hz.
Peygamberin ölümünden sonra Ebû Bekiri halife olarak kabul etmeyip, onu kendi-
lerinin imam olarak saymamaktaydlar. mâmetin kime ait olduu ve Hz. Peygam-
72 Hasan Onat, Emevîler Devri iî Hareketleri ve Günümüz iîlii, Ank., TDV Yay. 1993, s.
27; mâmet meselesinden çkarlabilecek sonuçlar hakknda ayrntl bilgi için bkz: Ergin,
a.g.e., s. 38-40; Atalan, a.g.m., s. 65-68.
73 bnül-Esîr, a.g.e., II, s. 325.
74 Bu hususta benzer görüler için bkz: Ergin, a.g.e., s. 33-34.
75 Earî, a.g.e., s. 29.
33
berin halifelik görevini kime devrettii aça kavuana dek ona zekât vermeyecekle-
rini söylemekteydiler.76
mâmet Meselesi ve Hz. Ebû Bekirin mâmet makamna geçmesi sonraki
dönemlerde mezhebi açdan bir krlma noktasdr. îada bunun örneini barizce
görmek mümkündür. îa, Krtas olay ve Üsâme ordusu meselesinde olduu gibi, bu
meseleyi de bir siyasi malzemeye çevirmi ve mâmet prensiplerini bu ihtilaf üzerine
bina etmitir. iî düüncede, Benî Sâide Sakifesindeki mâmet seçimini, Krtas olay
ve Üsâme b. Zeydin ordusunun sefere gönderilmesi meselesinden ayr tutmamak ge-
rekmektedir. Çünkü îaya göre bu meseleler özü itibariyle ayn konuyu ihtiva et-
mekteydi. Onlara göre Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer, hem Üsâme ordusunun sefere
çkmasn engellemi, hem Hz. Peygamberin Hz. Aliyi tayin etmesi için vasiyetini
yazmasna engel olmu, hem de Hz. Ali defin ilemleri ile itigal ederken hilafet me-
selesini bir oldu-bittiye getirerek kendi kendilerine halife seçmilerdir.77 Murtaza
Askerî, Ömer b. Hattab ile Ebû Bekir b. Ebî Kuhafenin mâmet meselesindeki tutu-
munu u sözlerle eletirmektedir:
Sakifede Ebû Bekire biat edildikten sonra biat edenler gelin götürüyormuças-
na onu esenlikle mescide götürdüler. Onlar, Rasûlullahn cenazesini defnetmeyi
unutmu kendi ileriyle megul olmulard!, Ebû Bekire biat töreni bitince sal
günü Rasûlullahn cenazesini hatrlayarak Hz. Peygambere yöneldiler ve birkaç
kiilik gruplar halinde gelerek hiç kimse kendilerine imamlk yapmakszn gyabî
olarak Hz. Rasûlullahn cenazesine namaz kldlar.78
Öte yandan, îa, Beni Saide Sakifesindeki ashabn tutumundan ötürü kendi-
lerinin zulme uratldn öne sürmekte ve Ebû Bekir b. Ebî Kuhafeyi zalim olarak
nitelendirmektedir. Ayrca iî kaynaklar, Hz. Alinin, insanlarn slamdan dönmele-
rini ve tekrar putlara tapmalarn engellemek amacyla, kendi niyetini gizleye-
rek/takiyye yaparak Hz. Ebû Bekire biat ettiini nakletmektedir. Onlara göre Hz.
Ebû Bekiri halife seçenler ise iledikleri bu günah sebebiyle kâfir olmutu. Ancak
76 Ebu Halef el-Kummî (301/913)/ Ebû Muhammed Hasan b. Mûsa b. Hasan Nevbahtî (310/922),
iî Frkalar: Kitabul-Makâlât vel-Firak ve Firaku-îa, çev. Hasan Onat v.di., Ank.,
Ankara Okulu Yay., 2004, s. 54; Ergin, a.g.e., s. 25.
77 Benzer görüler için bkz: Abdülcabbar Adgüzel, Erken Dönem Politik htilaflarn iî-mâmî
Ekoldeki Teolojik zdüümleri, e-Makalât Mezhep Aratrmalar, C. IV, No: 2, Güz2011,
s. 70.
78 Allâme Murtaza Askerî, Ehl-i Beyt ve Ehl-i Sünnet Ekolleri mâmet ve Sahabe, çev. Cafer
Bendiderya smail Bendiderya, stanbul, Kevser Yay., ty., I, s. 171-173.
34
bilgisizce biat edenler ve biat ederek Hz. Ali taraftarln sürdürenler slamdan
çkmamtr.79
îann Hz. Alinin halifelii meselesindeki bu tutumu, iî fikirlerin sistema-
tiklemesinde tevellî-teberrî ve takiyye kavramlarnn olumasna zemin hazrlam-
tr. leride ortaya çkan bir takm ihtilaflarla beraber Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer
hakkndaki bu honutsuzluk, sahabilerin çounu içine alacak ekilde geniletilmi ve
tevellî-teberrî kavramlar ortaya çkmtr.80 Öte yandan Hz. Alinin Ebû Bekir b. Ebî
Kuhafeye biati hususundaki tutumlar ise takiyye prensibinin olumasnda etkin rol
oynamtr.81
te görüldüü gibi Hz. Ebû Bekirin mam olarak seçilmesinin beraberinde
götürdüü ashab arasndaki tartmalar ve ihtilaflar, yaklak bir asr sonra ortaya ç-
kan îa tarafndan siyasete alet edilmi ve bu ihtilafn varl Earînin deyimiyle
bugüne kadar süregelmitir.82
79 Ebu Cafer Muhammed b. Yakûb b. shak el-Kuleynî (329/941), el-Kâfî, thk. Ali Ekber el-
Gfârî, V. Bs. Tahran, Dârul-Kütübül-slâmî, 1971, VIII, s. 295-296; Muhammed Bakr b.
Muhammed Taki b. Maksud Ali Meclisi (1110/1698), Biharü'l-Envaril-Câmia li-Düreri
Ahbaril-Eimmeti'l-Ethar : el-Akl vel-Cehl, thk. Muhammed el-Bâkr el-Behbûdî, 111 c.,
II. Bs. Beyrut, Dâru hyâ, 1983, XXVIII, s. 254-256; Adgüzel, a.g.m. 75-76.
80 Metin Bozan, mâmiyyenin mâmet Nazariyesinin Teekkül Süreci, stanbul, SAM Yay.,
2009, s. 47-48
81 Meclisî, a.g.e., XXVIII, s. 75-76.
82 Earî, a.g.e., s.27-28.
35
KNC BÖLÜM
LK ÜÇ HALFE DÖNEMNDE ORTAYA ÇIKAN
HTLAFLAR
(FTNE HAREKETLER VE ZÜMRELEMELER)
36
1. HZ. EBÛ BEKR DÖNEMNDE ORTAYA ÇIKAN
HTLAFLAR VE GRUPLAMALARA ETKS
Hz. Ebû Bekir döneminde Müslümanlar gerçekten zor durumda brakacak
birtakm problemler vuku bulmutur. Nitekim bunlarn en önemlisi irtidat olaylarnn
artmas ve yalanc peygamberlerin çoalmas idi. Bunun yan sra Hz. Fatmann Hz.
Ebû Bekirle arasnda geçen Fedek arazisi ile ilgili olay ve yerine Hz. Ömeri halife
tayin etmesi onun döneminde vuku bulan önemli ihtilaflardr. ehristânî bu olaylar
mezheplemeye etki eden olaylar arasnda saymasna ramen1, Earî Hz. Ebû Bekir
döneminde Müslümanlar frkalamaya götürecek herhangi bir ciddi ihtilafn vuku
bulmadn belirtmektedir.2 Dolaysyla burada Earînin Hz. Ebû Bekir döneminde
yaanan irtidat olaylar, yalanc peygamberlerin zuhuru, Fedek arazisi tartmas gibi
bir takm olaylarn frkalamaya neden olabilecek önemli ihtilaflardan saymadn
söylemek mümkündür.
1.1. Fedek Arazisi Meselesi
Fedek, bugün Hâit adyla bilinen Medineye yaklak 150 km. uzaklkta olan
Yahudilerin yaad bir yerdi. Hicretin 7. ylnda Hayberin fethinden sonra Fedekli
Yahudiler, topraklarnn yarsn Hz. Peygambere vermek artyla bar anlamas
yaplmt. Yani Fedek arazisi, Fedek halk ile Hz. Peygamber arasnda yaplan bir
anlama ile savaa gidilmeden elde edilmiti. Sava yaplmadan kazanld için
Fedek arazisi ganimet olarak askerlere datlmam, Hz. Peygambere tahsis edil-
miti.3 Fedek arazisinin yan sra Medine ve Hayberde bulunan baz küçük araziler
de Hz. Peygambere aitti.4
Hz. Peygamberin vefatndan sonra önemli bir ihtilaf da bu arazi ve mallarla
ilgili yaanmt.5 Hz. Peygamberin kz Fatma, harp ganimetlerinden babasna ka-
lan mallardan, bata Fedek arazisi olmak üzere Medine ile Hayberdeki dier bütün
1 ehristânî, a.g.e., s. 36.
2 Earî, a.g.e., s. 29.
3 bn Hiam, a.g.e. III, s. 465; smail Hakk Atçeken, Hz. Osman Dönemi ç Olaylarnda
Mervan b. Hakemin Rolü, Selçuk Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, No: 9, Konya,
2000, s. 327-328; Ayrca bu hususta nazil olan ayet-i kerime için bkz: Har Suresi 50/6.
4 Ayrntl bilgi için bkz: bn Hiâm, a.g.e., III, 465; Hüseyin Algül, Fedek, DA, C. XII, s.
294-295; Algül, a.g.m., s. 116-117.
5 ehristânî, a.g.e., s. 36.
37
arazilerden kendisine intikal eden miras Hz. Osman ile haber göndererek halifeden
istemiti. Hatta kaynaklarda zikredildiine göre Hz. Fatma, evvela bu mallarn vera-
set yoluyla kendisine verilmesini istemi ardndan ise kendisine temlik edilmesi ge-
rektiini de iddia etmitir. Hz. Ebû Bekir de bunun üzerine Biz Rasûller, miras b-
rakmayz. Bizim braktmz her ey sadakadr.6 hadisini Hz. Osmana hatrlatarak,
Rasûlullahn braktklarndan ona pay veremeyeceini ve o mallarn sadaka hük-
münde olduunu Hz. Osman araclyla Fatmaya bildirmi öyle demitir:
imdi ben, Vallahi Rasûlullahn sadakalarn kendi hayatnda sadaka olarak b-
rakm olduu ekilden baka bir ekle çeviremem. Bu konuda kesinlikle Allah
Rasûlü nasl amel etmise o ekilde uygulamada bulunacam. Nefsim elinde
olan Allaha yemin olsun ki Rasûlullahn akrabalarna kar sla-i rahim yap-
mam, onlarla olan ba ve hakk devam ettirmem bence kendi akrabalarmdan
daha öncelikli ve daha efdaldir. Ama bu mal hususunda benimle sizin aranzda
sürtüme konusu olan mevzuda asla haktan dönmem. Rasûl-ü Ekremi uygular-
ken gördüüm bir eyi asla uygulamaya koymadan asla brakmam.7
Bunun üzerine kaynaklar Hz. Fatmann, Hz. Ebû Bekire gücendiini riva-
yet etmektedir. Hatta onunla ölene dek konumad da rivayetler arasndadr ki Hz.
Fatma, Rasûlullahtan yaklak alt ay sonra vefat etmitir.8
îann Douuna Etkisi: îa, Hz. Ebû Bekirin halifeliine kar olduu
için, onunla alakal olan hemen hemen her ihtilaf kendine malzeme olarak kullan-
mtr. Önceki bölümde naklettiimiz ihtilaflarn yan sra Fedek Arazisi hususunu da
îa halifeyi acmaszca eletirmektedir. Hz. Ebû Bekirin bu görüünün Süleyman
Davuda mirasç oldu.9 ve Dorusu benden sonra yerime geçecek yaknlarmdan
endielenmekteyim.10 ayetleri ile çelitiini ve onun kendi fikrine dayanak olarak
hadis uydurduunu iddia etmektedir.11
Ayrca îa, bu olay, sonraki yllarda oluturduklar mâmet nazariyesindeki
masumiyet prensibiyle ilikilendirmi, Hz. Fatmann masum olduunu ona itiraz
6 Buhârî, Humus 1, Fezâilül-Ashab 12, Megâzî 14, Ferâiz 3; Müslim, Cihâd 49-52, 54-56; Ebû
Davud, mâre 19; Tirmizî, Siyer 44; Ebû Abdullah el-Asbahi el-Himyeri Malik b. Enes mam-
Malik (179/795), el-Muvatta, Kahire, Darur-Riyâni lil-Terât, 1988, Kelâm 27 (208); bn
Hanbel I, 6, 9, 10, 25, 47-49, 60; II, 463; VI, 145, 262; ehristânî, a.g.e.,, s. 36.
7 Buharî, Humus 1, Ferâiz 3, Fezâilül-Ashab 12, Megâzî 14; Müslim, Cihâd 49-52, 54-56; Ebû
Davud, mâre 19; Zehebî, a.g.e., II, s. 591.
8 Buharî, Ferâiz 3; Zehebî, a.g.e., II, s. 591.
9 Neml Suresi 27/16.
10 Meryem Suresi 19/5.
11 Hillî, a.g.e., 398.
38
etmenin asla doru olmayacan bu nedenle Hz. Ebû Bekirin günah ilediini öne
sürmütür.12 Bu hususta modern dönem aratrmaclarndan Abdulcabbar Adgüzel
bir makalesinde öyle demektedir: 13
Fedek arazisi meselesi îa nezdinde son derece önemli bir konu haline gelmi-
tir. Öyle ki, bu mesele dolaysyla Ebû Bekir b. Ebî Kuhâfenin gazap olunan,
sapk, ate ehli olduu iddia edilirken bir yandan da Hz. Fatmay kzdrd için
hilafeti deil, laneti hak ettii eklinde deerlendirmeler yaplmtr. Kummî,
Tefsirinde: Allah ve elçisini incitenler var ya, Allah onlar dünyada da ahirette
de lanetleyip rahmetinden uzaklatrm; ayrca onlar zelil ve perian edici bir
azap hazrlamtr.14 ayetinin Ali b. Ebî Tâlibin karsnda olan, Hz.
Fatmann hakkn yiyen ve ona eziyet eden herkes hakknda indiini söylemi-
tir. Bu arada Kummî, Hz. Peygamberden: Ben hayatta iken Fatmaya eziyet
veren ben öldükten sonra da ona eziyet etmi gibidir. Ben öldükten sonra ona
eziyet eden de ben hayatta iken ona eziyet etmi gibidir. Ona eziyet eden bana
eziyet etmi, bana eziyet eden Allaha eziyet etmitir. eklinde bir nakilde bu-
lunduktan sonra böyle kimselerin de bu ayet kapsamnda olduunu ifade ederek
ayrca bir sonraki ayette Bir de mümin erkek ve mümin bayanlar ncitenler
ibaresinde geçen incitilen kimselerin de Ali b. Ebî Tâlib ile kz Fatma olduunu
belirtir. Böyle bir vebale girenler için de ayetin sonunda yer alan ite böyleleri
çok büyük bir iftira ve düpedüz bir günah ilemitir. tehdidini de özellikle ifade
eder. Bu yorumlama biçiminde Kummî, üstü kapal bir ekilde, bilhassa Ebû Be-
kir b. Ebî Kuhâfeye ve sonra da dier iki halife ile taraftarlarna gönderme yap-
t ortadadr.15
1.2. Ridde Olaylar ve Zekât Vermeyenlerin Durumu
Hz. Peygamberin hastaln ve ardndan ölümünü frsat bilen Esved el-
Ansî,16 Tuleyha b. Huveylid el-Esedî,17 Müsylimetül-Kezzab18 ve Talib19 peygam-
berlik iddiasyla ortaya çkm halkn bir ksmn da kendilerine inandrarak pelerin-
12 Ali b. Hüseyin el-Musevî e-erif el-Murtazâ, e-âfî fil-mâme, Müessesetu smâiliyyât, II.
Bsk, Kum, 1989, s. 94-97; Adgüzel, a.g.m., s. 80.
13 Adgüzel, a.g.m. s. 80.
14 Ahzab Suresi 33/57.
15 Ebul-Hasan Ali b. brahim el-Kummî (301/913), Tefsîrul-Kummî, tsh. es-Seyyid Tayyib el-
Musevî el-Cezâirî, Kum, Dârul-Kitâb,1984, II, s. 196.
16 Zehebî, a.g.e., III, s. 14-19; Mustafa Fayda, Ridde Olaylar, DA, C. XXXV, s. 91-92. Ayr-
ca ayrntl bilgi için bkz: Bahriye Üçok, slâmdan Dönenler ve Yalanc Peygamberler Hic-
rî 7. - 11. Yllar, Ank., AÜF Yaynlar, 1967, s. 35-49; Muhammed Ali Sallabî, I. Halife Hz.
Ebu Bekir Hayat ahsiyeti ve Dönemi, trc. erafettin enaslan-Faruk Akta, st., Ravza
Yay. 2009, s. 265 v.d.
17 Üçok, a.g.e., s. 50-67; Fayda, a.g.md., s. 91 v.d.; M. Salih Ar, Hz. Ebu Bekir ve Ridde Sa-
valar, st., Beyan Yay., 1996, s. 109-114; Murat Sarck, Bütün Yönleriyle Dört Halife Dö-
nemi, st., Nesil Yay., 2010 s. 53-55.
18 Ayrntl bilgi için bkz: Kummî/Nevhabtî, a.g.e., s. 54-55; Zehebî, a.g.e., III, s. 38-41; Üçok,
a.g.e., s. 80-104; Ar, a.g.e., s. 119-128; Sarck, a.g.e., s. 58-68.
19 Ayrntl bilgi için bkz: Zehebî, a.g.e., III, s. 36-37; Üçok, a.g.e., s. 68-79; Ar, a.g.e., s. 114-
118.
39
den sürüklemeye balamt. Bu kiilerin tamam, slam toplumunda adeta zehir saçar
gibi nifak ve ihtilaf tohumlarn halkn arasna saçyorlard. Aslnda yalanc peygam-
berlerin zuhuru Müslümanlarn frkalamasna dorudan bir tesiri olmam ancak do-
layl olarak etkiledii bir gerçektir. Çünkü bu akmlar dolayl olarak kalplerine henüz
iman yerlememi olan baz Müslümanlar peinden sürüklemi ve Hz. Ebû Bekire
olan isyan sürecini hzlandrmtr.
Kaynaklarda zikredildiine göre, Üsâme ordusunu sefere gönderilmesinin ar-
dndan, yalanc peygamberlerin de ve onlara inananlarn da etkisiyle Kurey ve
Sâkiflîler hariç, hemen hemen bütün kabilelerden irtidat haberleri gelmeye balam-
t.20 Öte yandan Hz. Peygamberin vefatn ve Müslümanlarn Benî Saide
Sakifesinde yaadklar olay frsat bilen baz kabileler; Hz. Ebû Bekirin halifeliini
tanmayarak, Müslüman olduklarn, namaz klp slamn rükünlerini yerine getire-
ceklerini, ancak zekât vermeyeceklerini, verirlerse de Hz. Ebû Bekire vermeyecek-
lerini iddia etmeye balamt.21 Onlarn bu tutumu yaylma eilimi göstermi ve is-
yan hareketine dönümütü. Hatta onlardan bazlar Rasûlullaha aramzda bulun-
duu sürece itaat ettik. Ama bu Ebû Bekirin hâkimiyeti de ne demek oluyor? Buna
ayoruz. diyorlard. Onlarn bu tutumu Hz. Ebû Bekiri onlara müdahale konu-
sunda skntya sokmaktayd.22
Hz. Ebû Bekir bata olmak üzere dier bütün Müslümanlar yalanc peygam-
berlerle savamann gerekli olduu hususunda hemfikirdi. Fakat zekât vermeyenlere
gelince bu hususta hemfikir deildiler. Kaynaklarda zikredildii üzere Ashab bu hu-
susta ikiye bölünmütü. Bir ksm lâ ilâhe illallah diyen bir kimseyle savamann
doru olmayaca kanaatindeydi ancak bunlar da kendi aralarnda ihtilafa dümütü.
Bazlar zekât toplanmasndan vazgeçilmesini tavsiye etmekte, baz sahabiler ise on-
lar, zekât hususunda kendi hallerine brakmas, kalplerine iman tamamen yerlein-
ceye kadar onlara kar slama sndrc bir tavr içine olmas hususunda Hz. Ebû
Bekire baz nasihatler vermekteydi. Fakat Hz. Ebû Bekir bata olmak üzere baz
sahabiler de zekât vermeyenlerle savamann doru olduuna inanmaktayd. Dolay-
20 bn kesîr, a.g.e., VI, s. 430; Ramazan Hurç, Hz. Ebu Bekir Döneminde Bamszlk Hareket-
leri, F rat!Ümiversitesi!lahiyat!Fakültesi!Dergisi, No: 8, Elaz, 1998, s. 35-37
21 Ayrntl bilgi için bkz: el-Kummî/Nevbahtî, a.g.e., s. 54; Ergin, a.g.e., s. 25.
22 bn Kesîr, a.g.e., VI, s. 442.
40
syla Hz. Ebû Bekir, kendisine yaplan teklifleri kabule yanamam ve onlarla sa-
vamaya karar vermiti.23
Kaynaklarda nakledildiine göre Hz. Ömer ile Hz. Ebû Bekir arasnda geçen
u diyalog Hz. Ebû Bekirin Zekât vermeyenlerle ilgili düüncesini açkça ifade et-
mekteydi:
-nsanlarla niçin savayorsun? Oysa Rasûlullah Allahtan baka ilah bulunma-
dna, Muhammedin de Allahn Rasûlü olduuna ahadet etmelerine kadar in-
sanlarla savamakla emrolundum. Eer onlar bu sözü söylerlerse canlarn ve
mallarn bana kar korumu olurlar. demiti.
-Allaha yemin ederim ki, onlar bana, Rasûlullaha zekât olarak getirdikleri bir
olan yularn bile getirmezlerse onlarla savarm. Çünkü zekât maln hakk-
dr. Allaha yemin ederim ki namaz ile zekât arasnda ayrm yapan kimse ile so-
nuna kadar savaacam.24
Hz. Ebû Bekir Zekât vermeyenlerin hareketini isyan olarak deerlendirmiti.
Ona göre merkezi otoriteye kar ayaklanan bu asilere askerî müdahale artt.25 Neti-
ce itibariyle o, toplumu küfre sürükleyen bu nifak hareketlerine engel olmak için,
Eer tövbe eder, namaz klar, zekât verirlerse yollarn serbest brakn.26 ayeti ge-
reince kendi halifeliini kabul etmeyip zekat vermek istemeyen kabilelerle, kafirler-
le savat gibi, savamt. Bu savalarda onlarn bir ksm öldürülmü, bir ksm
esir olarak alnm, dier bir ksm ise slama döndürülmütü.27
Hz. Ömer ise yukarda zikrettiimiz vecihle, Ebû Bekirden farkl düünmesi
nedeniyle ve içtihad gereince halifelii döneminde Hz. Ebû Bekirin zekât verme-
yenlerden ald mallar sahiplerine iade etmi ve esir olarak aldklarn serbest b-
rakmt.28
Hz. Ebû Bekirin ehl-i mürtede ve Zekât vermeyenlere kar savamas sonra-
ki dönemlerde yine îann tartma konusu olmutu. Zira îaya göre bu kimseler
23 bnül-Esîr, a.g.e., II, s. 342 v.d.; bn Kesîr, a.g.e., VI, s. 442-443; Ayar, a.g.m., s. 159.
24 Buharî, tisâm 2, Zekât 1; Müslim, man 20; Ebû Davud, Zekât 1; Nesâî, Zekât, 3; Ayrca s-
lamdan dönen Araplar ve bunlara kar Hz. Ebu Bekirin tutumuyla ilgili ayrntl bilgi için
bkz: Hasan, a.g.e.,, I, s. 13-21; bn Kesîr, a.g.e., VI, s. 443; ehristânî, a.g.e., s. 36; Zehebî,
a.g.e., III, s. 27-28.
25 Akbulut, a.g.e., s. 116. Ayrca Zekât vermeyenlerle yaplan savalarla ilgili ayrntl bilgi için
bkz: Hurç, a.g.m., s. 39-44; Bahriye Üçok, Ridde, AÜFD, C. VI, 1958-1959, s. 104-112
26 Tevbe Suresi, 9/5.
27 Ayrntl bilgi için bkz: Zehebî, III, s. 27-32; Ahmed Arakça, Hz. Ebu Bekir Devri slam
Tarihi, st., Buruc Yay., 1998, s. 83-201;
28 ehristânî, a.g.e., s. 36.
41
Hz. Ebû Bekirin mâmetini tanmad için ayaklanmt. Zaten Hz. Ebû Bekirin hi-
lafeti bir zulümdü. Ayrca kaynaklarda zikredildiine göre iîler, sonraki dönemler-
de, Muaviye, Talha ve Zübeyrin de Ali b. Ebî Tâlibe zekât vermediini, ancak Hz.
Alinin bu sebeple onlarla savamadn öne sürerek Hz. Ebû Bekirin zekât vermek
istemeyenlerle savamasnn yanl olduu kanaatindeydi.29
Ayrca iî müellifler zekât vermek istemeyerek isyan edenlere ehl-i Ridde
denilmesinin doru olmadn iddia etmitir. Modern dönem aratrmaclarndan M.
Salih Ar eserinde bu konudan öyle bahsetmektedir:
iî müellifler Hz. Ebû Bekire kar gelip, irtidat hareketlerine karan birçok
insan Ridde ehli olarak görmemektedirler. Onlara göre Medine dndaki
Müslüman gruplardan birçou seçime kar olduklarndan bu adla mehur olmu-
lardr. Onlar sadece Ebû Bekirin hilafete getirili yöntemine itiraz etmilerdi. O
zamann maslahat ve sonralar tarihin maslahat, bunlarn mürtetlikle suçlanma-
sn gerektiriyordu. Bundan dolay onlara Ehl-i Ridde denilmitir.30
1.3. Hz. Ömerin Halifelie Tayini ve iî Zihniyetin Olumasndaki Yeri
iî düüncede tpk Hz. Ebû Bekirin hilafetinde olduu gibi Hz. Ömerin ha-
life seçilmesi de Ali b. Ebî Tâlibin hakkn gasp etme olarak deerlendirilmitir. Bu
nedenle Hz. Aliden önce ashabn kendilerini idare etmek üzere seçtii halifeler yasal
olarak kabul edilmemi ve bu durum onlara kar kin ve nefret beslemelerine neden
olmutur. Olay ksaca öyle gerçeklemitir:
Hz. Ebû Bekir, h. 13. ylda hastalanp, ölüm annn yaklatn anlaynca
Abdurrahman b. Avf ve Osman b. Affan ile istiare ettikten sonra, Hz. Ömeri yanna
çarm, ona Ey Ömer! Ben seni, Rasûlullahn ashab üzerine halife seçiyorum.
demi ve Hz. Osman yanna çararak ahitnameyi ona yazdrp, bunu halka duyur-
masn emretmiti. Akabinde bütün ordu komutanlarna Banza Ömeri seçtim.
Kendim için de Müslümanlar için de hayr seçtim diye mektup yazarak göndertmi-
ti.31
29 Fadl b. âzân el-Ezdî bn âzân, el-Îzâh, thk. Es-Seyyid Cemaluddin el-Huseynî el-Urmevî el-
Muhaddis, Tahran, Müessesetu ntiarât, 1363/1944, s. 182-183; Ayrca ayrntl bilgi için bkz:
Mehmet Salih Ar, mamiye îas Kaynaklarna Göre lk Üç Halife Dönemi, stanbul, Dü-
ün Yaynclk, 2011, s. 238-241.
30 Ar, mamiye îas Kaynaklarna Göre lk Üç Halife Dönemi, s. 238.
31 bn Kuteybe, el-mâme, I, 36-37; Yakûbî, a.g.e., II, s. 136-137; Taberî, a.g.e., s. 563; bnül-
Esîr, a.g.e., II, s. 425. Ebû Muhammed Vecihüddin Abdurrahman b. Ali bn Deyba (944/1537),
42
Hz. Ebû Bekirin halifelik seçiminde olduu gibi Hz. Ömerin halifelie tayi-
ninde de ümmet arasnda farkl görüler zuhur etmiti. Müslümanlar bu hususta ihti-
lafa dümü ve ikiye ayrlmt. Bazlar onun adaletine ve cesaretine güvenerek hali-
feliine razyd. Bazlar ise onun sert ve kaba mizaçl olduunu ön plana çkarp on-
dan korkup çekindiklerinden dolay, onun halifelik için uygun olamayacan dü-
ünmekteydi. Baz sahabiler halifelik makamna Ömer b. Hattabn tayin edildii ha-
berini alnca, Hz. Ebû Bekire müracaat ederek ona: Sen sert ve kaba bir adam bi-
zim bamza geçirdin.32 diye yaknmaya balamlard. Hatta baz kaynaklar Talha
b. Ubeydullahn bizzat halifeye gelerek öyle demiti: Sen insanlara Ömer'i halife
mi tayin ettin? Hâlbuki sen onunla birlikte olduun halde insanlarn ondan neler
çektiini görüyorsun. Peki, onlar Ömer'le ba baa brakp Rabbinle kavumaya gi-
derken, Rabbin sana bunu sorarsa ne diyeceksin? Fakat Hz. Ebû Bekir Talhaya
Sen beni Allah ile mi korkutmak istiyorsun? Eer Rabbim bana kyamet gününde
bunu sorarsa, ben Balarna en iyilerini geçirdim, derim. eklinde cevap vermi
ve bu sözler de muhalif görüte olanlar susturarak bu ihtilaflara son noktay koy-
mutu.33
Hz. Ebû Bekirin Ömer b. Hattab halife tayin etmesinin altnda onun adalet-
li, sert ve bilgili olmas, akrabas olmamas gibi bir takm nedenlerin varolduu bir
gerçektir. Hz. Ömerin tayin usûlü ile halifelik makamn elde etmesi ve Hz. Ömerin
halifeliine raz olmayanlarn tutumu sonraki dönemlerde îa tarafndan eletiri ko-
nusu olmu ve Hz. Ebû Bekirin bu hareketini fasid saymt. îaya göre Ömer b.
Hattab, Hz. Peygamberin bile Hayberin fethinden baka hiçbir ey için görevlen-
dirmedii bir kiiydi, böyle bir kie devletin idaresini ve ümmetin imamln teslim
etmek ayn zamanda Hz. Peygambere kar gelmek demekti.34 îa bu eletirileriyle
hem Hz. Ebû Bekirin fasit bir i yapmakla günaha girdiini hem de Hz. Ömerin
mâmetinin geçersiz olduunu öne sürmektedir. Modern dönem aratrmaclarndan
M. Salih Ar, îann Hz. Ömerin halifelie getirilmesi hakkndaki düüncesini öy-
le izah etmektedir:
Teysirul-Vüsûl ilâ Câmiil-Usûl: Kütüb-i Sitte Hadis Ansiklopedisi, çev. ve haz. brahim
Canan, st., Zaman Gazetesi Akça Yaynevi, t.y., V, s. 452-453 (1741); Algül, a.g.m., s. 118.
32 ehristânî, a.g.e., s. 36.
33 bnül-Esîr, a.g.e., II, s. 425.
34 Hillî, a.g.e., s. 401; Ar, mamiye îas Kaynaklarna Göre lk Üç Halife Dönemi, s. 146.
43
îa kaynaklarna göre35 Hz. Ömer, Ebû Bekir ile daha önce yapm olduklar
anlamadan dolay halife olarak tayin edilmitir. Sakife toplantsnda, Ömerin
Ebû Bekire biate raz olmasnn sebebi ise ancak, Hz. Alinin biatine engel ol-
masndan dolaydr. ayet serbest braklsayd, kendi nefsini tercih eder ve orada
kendini halife seçtirirdi.36
2. HZ. ÖMER DÖNEMNDEK HTLAFLAR
Hz. Ömerin halifelii, dier halifelerinkine kyasla frkalama açsndan s-
lam Tarihinin en problemsiz devri olarak tanmlayabileceimiz bir zaman dilimidir.
Nitekim Earî, Makalâtul-slamiyyininde bu devrin ihtilafsz bir ekilde geçtiini
zikretmektedir.37 ehristânî ise, bu devirde slam Hukuku alannda Miras ve diyetle
ilgili, hakknda nass bulunmayan baz meselelerde baz ihtilaflarn çktn naklet-
mektedir.38
Nitekim Hz. Ömer döneminde siyasi manada hiçbir ekilde frkalamaya veya
nifak hareketlerine neden olabilecek bir hareketin veya bir protestonun vuku buldu-
una dair herhangi bir malumata rastlanmamtr. Bize göre bunun en önemli neden-
lerinden biri onun dini, idari ve mali hususlardaki ar titizlilii ve tatl-sertliidir.39
Dieri ise giriilen birçok fetih hareketleri baaryla neticelenmesiyle dikkatlerin dâ-
hilden çok hariçte yönelmesidir. Zira Hz. Ebû Bekir zamannda Ridde ehli ile yaplan
savalardan dolay fetihler hususunda ciddi bir duraklama devri yaanm, fakat Hz.
Ömer kendi devrinde bu duraanl aarak birçok yeni yerler fethetmi,40 Müslü-
manlar ve slam medeniyetini yeni kültür ve corafyalarla tantrmt.41
2.1. Hz. Ömerin slam Hukukunda Baz Meselelerle lgili çtihatlar
Hz. Ebû Bekirden sonra Hz. Ömer devrinde snrlarn genilemesi ve hazine-
nin zenginlemesi, hakknda açkça nass bulunmayan baz toplumsal ve hukuki prob-
35 erif el-Murtazâ, a.g.e., IV, S. 126.
36 Ar, mamiye îas Kaynaklarna Göre lk Üç Halife Dönemi, s. 313.
37 Earî, a.g.e., s. 29.
38 ehristânî, a.g.e., s. 36.
39 Hz. Ömerin devlet yönetimindeki baars hakknda ayrntl bilgi için bkz: srafil Balc, Dip-
lomat ve Devlet Adam Yönüyle Hz. Ömer, OMÜFD, No: 16, Samsun, 2003, s. 192-199.
40 Hz. Ömer zamanndaki fetihler için bkz: Doutan Günümüze Büyük slam Tarihi, ed. Ke-
nan Seyithanolu, Red. Hakk Dursun Yldz, stanbul, Ça Yay., 1992, II, s. 66-106.
41 Fetihlerin ve kazanlan topraklarn Müslümanlara ve devlet yönetime etkisi ile ilgili ayrntl
bilgi için bkz: Hayri Erten, Hz. Ömer Döneminde Toplumsal Deime, Selçuk Üniversitesi
lahiyat Fakültesi Dergisi, No: 6, 1996, s. 300-301.
44
lemleri de beraberinde getirmiti. Bu problemlerin almas fkhî anlay kuvvetli ve
eriatn maksatlarna iyice vakf olan Hz. Ömerin görü ve içtihatlar sayesinde ger-
çeklemitir.
Bu problemlerden biri miras hukukunda yaanmtr. Hz. Ömer miras dal-
mnda kadn ölür de geride ei ve ebeveyni kalrsa ee mirasn yarsn, anneye kala-
nnn üçte birini, babaya da kalannn tamamnn verilmesine hükmetmitir. Ayrca
adam ölür de geride eini brakrsa, ee mirasn dörtte birini, annesine kalannn üçte
birini, babasna da kalannn tamamnn verilmesi gerektiine hükmetmitir. Bu iki
içtihat slam Hukukunda Ömerin ki Meselesi adyla mehurdur. Nineye düen
miras ile ilgili olarak çok da olsa altda bir pay verilmesi gerektiine hükmetmitir.
Anne, dede ve kz kardein mirastaki pay ile ilgili ise yarm payn kz kardee, kala-
nnn üçte biri anneye, geriye kalannn tamamnn da dedeye verilmesine hükmet-
mitir. Ayrca yine o, mirasta hakk olanlarn haricindeki akrabalara da mirasn geri
kalanndan pay verilmesi gerektiine hükmetmitir. Hz. Ömer, Kelâlenin, geride ba-
bas ve çocuu olmayp da ölen kimse olduuna ve ölen kiinin kz kardelerinin,
ölenin kzlaryla asabe olduuna hükmetmitir.42 Hz. Ömer görüldüü gibi Miras
Hukukuyla ilgili ihtilafl meseleleri kendi içtihadyla çözüme ulatrmtr.
Yine Hz. Ömer kendi devrinde yaanan ktlk senesinde zekât almayp zekât
ertelemesi ve hrszlk gibi had cezalarn geçici olarak uygulamamas, vuku bulan
anlamazlklar engellemitir.43 Onun önemli bir karar da Haraç konusundadr. öyle
ki; O, Hz. Ali ve Muazn görülerini de alarak fethedilen yerlerin mücahitlere da-
tlmamasna karar vermiti. Bu durum yine sahabiler arasnda ihtilafa neden olmutu.
Hz. Ömer bu hükmünün sebeplerini ve delillerini sahabilere anlatnca bu duruma raz
olmulard.44 Dier bir ihtilaf da dilerin ve parmaklarn diyetleri hususunda vuku
42 Hz. Ömerin Miras Hukukundaki hükümleriyle ilgili ayrntl bilgi için bkz: Muhammed Ali
Sallâbî, II. Halife Hz. Ömer Hayat ahsiyeti ve Dönemi, trc Mehmet Akba, st., Ravza
Yay. 2008, s. 385-386.
43 Ayrntl bilgi için bkz: Ebû Muhammed Muvaffakuddîn Abdullah b. Ahmed bn Kudame
(620/1223), el-Mugnî, Riyâd, Mektebetür-Riyadil-Hadise, t.y., VIII, s. 278. Ayrca bu ko-
nuyla ilgili tartmalar için bkz: Saffet Köse, Hz. Ömerin Baz Uygulamalar Balamnda
Ahkâmn Deimesi Tartmalarna Bir Bak, slam Hukuku Aratrmalar Dergisi, No: 7,
Nisan 2006, s. 29-35
44 Ayrntl bilgi için bkz: Sallabî, a.g.e., s. 319-322.
45
bulmutur.45 Hz. Ömer dilerin diyetiyle ilgili olarak her az di için bir deveye hük-
metmiti.46 Baparmak ile iaret parmana yarm diyet, orta parman diyeti olarak
on deve, küçük parman diyeti olarak alt deve, orta parman yanndaki parman
diyeti olarak ise dokuz deve ödenmesi gerektiine hükmetmitir. Ancak bu hususta
Hz. Ali, Abdullah b. Mesud ve Abdullah bn Abbas, parmaklarn diyeti hususunda,
Hz. Ömere muhalif olarak, her bir parmak için on deve ödenmesi gerektiine hük-
metmilerdir.47
te Hz. Ömer zamannda iyice sistematiklemeye balayan slam Hukuku bu
fkhi süreçte bir takm ihtilaflarla karlalm ve Hz. Ömer de bu hukuki meseleler-
de, ashabn ileri gelenleriyle istiare edip içtihadyla hükmederek, bu ihtilaflar orta-
dan kaldrmtr. Ancak zaman zaman Hz. Ömerin içtihadlar da ashab arasnda tar-
tma konusu olmutur. Bu ihtilaflar, fkhî mezheplerin olumas açsndan önem arz
etse de, itikadî-siyasî mezheplerin olumas açsndan pek dikkate deer bir ihtilaf
deildir. Bu sebeple olsa gerektir ki, yukarda da zikrettiimiz gibi Earî48 bu dö-
nemde Müslümanlarn frkalamasnda rol oynayan sebepleri sralarken Hz. Ömer
döneminin sorunsuz geçtiini zikretmektedir.
2.2. ûrâ Olay ve iânn Douundaki Rolü
Kaynaklarda nakledildiine göre Muîre b. ubenin Ebû Lülü adnda, H-
ristiyan bir kölesi vard. Hz. Ömer arasnda geçen bir diyalog sebebiyle,49 Ebû Lülü
Hz. Ömeri öldürme karar alm ve bir gün sabah namaz esnasnda Hz. Ömeri ze-
45 ehristânî, a.g.e., s. 36.
46 Muvatta, Ukûl 7.
47 Bu husustaki hükümler için bkz: Ebul-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed Kurtubî
bn Rüd (595/1198), Bidayetül-Müctehid ve Nihayetul-Muktesd: Mezhepleraras Mu-
kayeseli slam Hukuku, red. Vecdi Akyüz, trc. Ahmed Meylani, st., Beyan Yay., 1991, s.
270-271; Vehbe Zuhayli, slam Fkh Ansiklopedisi, red. Hamdi Arslan, trc. Ahmet Efe
v.di., 10 c., st., Zaman Gazetesi Feza Yaynclk, 1994, VIII, s. 121-122.
48 Earî, a.g.e., s. 29.
49 Ebû Zeyd Ömer b. ebbe b. Abide en-Nemeri bn ebbe (262/876), Târihul-Medînetil-
Münevvera, thk. Fehim Muhammed eltut, 4 c., y.y., t.y., III, s. 893; Taberî, a.g.e., s. 702-
703; bnül-Esîr, a.g.e.,, III, s. 49-50; M. Necati Bursal, Hz. Ömer, st., Çelik Yay., 2010, s.
367-370; Sarck, a.g.e., s. 271-273.
46
hirli bir hançerle ar bir ekilde yaralamt. Hz. Ömer ise yaral halde evine getiril-
miti.50
Hz. Ömerin Halife Brakmak stememesi: Rivayetlere göre baz Müslü-
manlar sk sk Hz. Ömere gelip yarasnn ölümcül olduunu öne sürerek ona yerine
bir halife brakmasn önermekteydi. Fakat Hz. Ömerin onlara öyle buyurduu nak-
ledilmektedir:
Yani iinizi saken de öldükten sonra da ben mi üstümde tayaym? Mamafih,
birisini seçecek olsam bu caizdir. Zira benden daha hayrl olan Ebû Bekir seç-
mitir. Birisini seçmeyecek olsam bu da caizdir. Zira benden daha hayrl olan
Rasûlullah da seçimi terk etmitir. Ben isterim ki bundan nasibim baa ba olsun.
Ne lehime ne de aleyhime
51
ûrân n!Belirlenmesi: ûrânn belirlenmesi ve istiare meclisinin kurularak
Hz. Osmann halifelie seçilmesi slam Tarihinin sancl dönemlerinden biridir. Ni-
tekim ehristânî el-Milel ven-Nihâlinde bu döneme deinerek, Müslümanlarn bu
olayda ihtilafa dütüklerini, ancak istiare meclisi üç gün içinde gerekli görümeleri
yapp ittifakla Hz. Osman halifelik makamna seçmekle bu ihtilafn giderildiini
kaydetmektedir.52
Temel slam Tarihi eserlerinde nakledildiine göre Hz. Ömere halifelik ile
ilgili sorulan sorular sklam, artk bu durumdan rahatsz olmaya balamt. Bunun
üzerine, uzun bir müddet düünerek, gördüü bir rüyann da tesiri altnda kalp, hic-
retin 23. ylnda Aere-i Mubeereden olan sahabilerden alt kiilik bir ûra meclisi
belirlemiti. Bu sahabiler; Hz. Osman, Hz. Ali, Talha b. Ubeydullah, Zübeyr b.
Avâm, Sad b. Ebî Vakkas ve Abdurrahman b. Avf idi. Nakillere göre Hz. Ömer ni-
faka sebebiyet vermemesi için ûrâ üyelerinin seçiminde çok hassas davranm ve
akrabalarn ise bu iten uzak tutmutu.53
Bunun üzerine Hz. Ömer bu alt sahabeye haber göndererek onlar huzuruna
çartm fakat Talha b. Ubeydullah Medine dnda bulunduundan o Hz. Ömerin
50 Yakûbî, a.g.e., II, s. 159; Ebü'l-Hasan Ali b. Hüseyin b. Ali Mesûdî (345/956), Murûcuz-
Zeheb!ve!Maâdinül-Cevher, thk. Muhammed Muhyiddin Abdülhamid, 2 c., Beyrut, Darul-
Fikr, t.y., II, s. 329-330; bnül-Esîr, a.g.e.,, III, s. 50; Sarck, a.g.e., s. 273-274.
51 bn Deyba, a.g.e., V, s. 453-457 (1742). Ayrca bu konuda Abdullah bn Ömerin rivayeti için
bkz: Buharî, Ahkâm 51; Müslim, mâret 12; Tirmizî, Fiten 48; Ebû Davûd, Harac 8; bn
Deyba, a.g.e., V, s. 457-458 (1743).
52 ehristânî, a.g.e., s. 36.
53 bn ebbe, a.g.e., III, s. 896; Taberî, a.g.e., s. 703; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 238.
47
huzuruna gelememiti.54 Hz. Ömer onlara ölümünden sonra Müslümanlarn ihtilafa
dümesinden korktuunu anlatarak bu sebeple aralarndan birini seçmek üzere bir
odaya kapanp istiare etmelerini onlardan istemiti.55 ûrâ üyeleri bir odaya kapana-
rak istiareye balamt. Fakat rivayetlere göre içerde bir ara ciddi hararetli tartma-
lar olmu ve sesler yükselmiti. Bunun üzerine Hz. Ömer istiareyi geçici olarak iptal
etmi ve onlara kendisi öldükten sonra ayn ekilde toplanmalarn, üç gün içinde ni-
hai karar vermelerini, bu iin dördüncü güne kesinlikle sarkmamasn, olu Abdul-
lah da istiare müaviri yapmalar gerektiini ancak onu emirlie bulatrmamalar
gerektiini onlara anlatmt. Öte yandan eer Talha bu üç günde Medineye gelmez-
se onu da seçilen halifeye itaat hususunda ikna etmelerini emretmiti. Akabinde, Ebû
Talha el-Ensârî'ye elli kiilik bir birlik oluturup seçimin güvenli ve özgür bir ortam-
da yaplabilmesi için istiare meclisini korumasn; Mikdâd b. Esved'e ûrâ üyelerini
istiare yaplacak yerde toplamasn; Süheyb b. Sinana ise bu üç günlük süreçte na-
maz kldrmasn emretmiti. Ardndan Ebû Talhaya öyle buyurmutu:56
Eer onlardan be kii bir görüte birleip de birisi muhalefet ederse, onun ba-
n klçla vur. Eer dört kii bir arada görü beyan eder de iki kii ters düerse
onlarn da balarn vur. Eer onlarn üçü bir arada bir görüe sahip olur, dier
bir üçü de baka bir görü ileri sürerse Abdullah b. Ömer'i hakem tayin ediniz.
Ve eer Abdullah'n hakemliini kabul etmezlerse Abdurrahmân b. Avf in içinde
bulunduu üç kiiye uyunuz ve ümmetin içtima ettii görüe muhalefet ederlerse
dier üç kiiyi de öldürünüz57
Sonra Ali b. Ebî Tâlib, Osman b. Affan ve Sad b. Ebî Vakkas halife seçil-
meleri durumunda kendi soylarn ve akrabalarn insanlara yük etmemeleri hususun-
da tek tek ikaz etmitir.58
Görüldüü gibi, Ömer b. Hattab, önce ûra üyelerini, daha sonra da dier gö-
revlendirdii kiileri birer birer ikaz etmi ve salkl bir seçim yaplmas için bütün
tedbirleri almt. Çünkü ûra üyelerinden herhangi birinin raz olmad bir imamn
54 bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 66.
55 bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 66.
56 Taberî, a.g.e., s. 715-716; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 65-67; Zehebî, a.g.e., III, s. 303-304
57 Yakûbî, a.g.e., II, s. 160.
58 bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 65-76; Bursal, a.g.e., s. 373; Adem Apak, Hz. Osmann Hilafeti
Döneminde Umeyyeoullarnn Devlet daresindeki Yeri, Uluda Üniversitesi lahiyat Fa-
kültesi Dergisi, C. VII, No: 7, Bursa, 1998, 488-490.
48
seçilmesi, etkileri belki de asrlar boyu devam edebilecek bir nifaka ve ihtilafa sebe-
biyet verecekti.
Hz. Osmann Halifelie Seçilmesi: Hz. Ömer ald yaralarn etkisiyle gi-
derek arlamaya balam ve hicretin 23. ylnda vefat etmiti. Süheyb b. Sinan er-
Rumî tarafndan klnan cenaze namaznn ardndan Hz. Peygamberin kabrinin ya-
nna defnedilmiti.59 Ardndan, Kaynaklarda zikredildiine göre, Mikdad b. Esved
ûra üyelerini toplamt. Üyeler bir araya geldiklerinde Talha b. Ubeydullah henüz
Medineye varamamt. Ebû Talha el-Ensarî ise Hz. Ömerin salnda kendisine
buyurduu gibi elli kiilik bir askerî bölük oluturarak istiare mekânnn kapsnda
beklemeye koyulmutu.60
Uzun tartmalar neticesinde Zübeyr b. Avvâm mâmet hakkn Ali b. Ebî
Tâlibe, Sad b. Ebî Vakkas da emirlik hakkn Abdurrahman b. Avfa brakmtr.61
Bundan sonra Abdurrahman b. Avf, Hz. Ali ve Hz. Osmana hilafetten vazgeçtiini,
ikisinden halifelie en layk olann imam seçeceini, seçtii imama kaytsz artsz
itaat etmeleri gerektiini söylemiti.62 Kaynaklarda anlatldna göre Abdurrahman
b. Avf o gece Rasûlullahn ashabnn ileri gelenleriyle bir bir görüüp hepsinin görü-
ünü almt. Daha sonra Medinede karlat zatlarla, ordu komutanlaryla, asker-
lerle, mümin kadnlarla, çocuklarla, Medineye gelen kervanlarla, göçebelerle ve
Müslümanlarn ileri gelenleriyle birçok istiarelerde bulunup ve onlarn da görüleri-
ni deerlendirmiti. Son gün bütün ashab mescide toplamt. Ardndan hutbeye ç-
karak, Hz. Osman halifelie tayin etmiti. Bunun üzerine Müslümanlar Hz. Os-
mann yanna gelerek ona biat etmeye balamt.63 Talha b. Ubeydullah, Hz. Os-
mana biat edildii gün ehre varmt. Olanlar örenince uyumsuzluk çkartmayp,
Hz. Osmana biat etmiti.64
59 Yakûbi, a.g.e., II, s. 160-161; bn Abd Rabbihi, a.g.e., IV, s. 276; bn Kesîr, a.g.e., VII, s.
239.
60 Taberî, a.g.e., s. 716; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 68; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 239.
61 bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 239.
62 Taberî, a.g.e., s. 717; bnül-Esîr, a.g.e. III, s. 68-69.
63 Ayrntl bilgi için bkz: Taberî, a.g.e., s. 717-718, 719; Zehebî, a.g.e., III, s. 304-305. Ayrca
ayrntl bilgi için bkz: bn Kuteybe, el-mâme, I, 44-46; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 69-71; bn
Kesîr, a.g.e., VII, s. 239-242.
64 bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 72.
49
Görüldüü gibi, Abdurrahman b. Avf bütün sorumluluu kendi üzerine alm
ve en faziletli olan seçmek için elinden gelen bütün gayreti sarf etmeye koyulmu-
tur. Sonra ûrâ üyelerinin saysn ihtilafa dümeden, ikiye indirmi, bu iki kii hak-
knda da kamuoyu aratrmas yaparak Medinenin nabzn yoklam ve Hz. Osman
halife seçmiti.
ûrâ olay ve Hz. Osmann halifelie seçilmesi meselesi frkalamada önemli
rol oynamtr. îann en çok eletirdii mevzulardan biri bu meseledir. îa, Hz.
Ömer yerine halife brakmak istememesi hususunda kendini Hz. Ebû Bekirle kyas-
lamasn Rasûlullahn sünnetini terk etmek ve sradan birinin yapt bir ii kendine
ölçü edinmek olarak yorumlamtr. Ayrca onun ûrâ oluturmakla Rasûlullahn
sünnetine riayet etmediini iddia etmektedir.65 Bununla beraber baz iî müellifler,
Hz. Ömerin ihtilafa dümeleri durumunda kimin öldürülüp kimin öldürülmeyeceiy-
le ilgili rivayetini eletirerek; ûrây evvela alt kii ile snrladn; sonra ise her bi-
rini imamlk için eksik bularak ii evvela dört kiiye, sonra ise eksiklikle ve güçsüz-
lükle niteledii bir kiiye havale ettiini; dolaysyla seçim sistemine muhalif dav-
randn ve seçimin fasid olduunu öne sürmütür.66
Ayrca iî müellifler Hz. Alinin dndaki dier bütün üyeler için Hz.
Ömerin sözlerini naklederek, onun Ali b. Ebî Tâlibin dndaki dier üyelerin hep-
sini kusurlu bulduunu ancak yine de halifelik için aday gösterdiini, bunun bir çe-
liki olduunu iddia etmitir.67 iî müellifler Hz. Ömerin Hz. Aliyi seçmek istedi-
ine dair baz rivayetlere eserlerinde yer vererek aslnda gönlünün Hz. Aliden yana
olduunu, ancak bu iin sorumluluunu üslenmek istemediini nakletmekte ve böyle
düündüü için eletirilmektedir.68 Netice itibariyle Hz. Ömerin ûrâ tayin etmesi
ve ûrânn da Hz. Osman halife seçmesi sonraki dönemlerde îann douunda
önemli rol oynamtr.
65 Ayrntl bilgi için bkz: erif el-Murtazâ, a.g.e., IV, s. 199; Hillî, a.g.e., s. 404.
66 Hillî, a.g.e., s. 404-405; bn Mutahhar Cemaleddin Hasan b. Yusuf el-Hillî (726/1335),
Nehcul-Hakk ve Kefus-Sdk, nr. Aynullah el-Hasenî el-Urmevî, Kum, y.y., 1986, 287-
288; Ar, mamiye îas Kaynaklarna Göre lk Üç Halife Dönemi, s. 416-417, 421.
67 Ayrntl bilgi için bkz: bn âzân, a.g.e., s. 162-165; erif el-Murtazâ, a.g.e., IV, s. 202; Ar,
mamiye îas Kaynaklarna Göre lk Üç Halife Dönemi, s. 419-420.
68 Ayrntl bilgi için bkz: Ar, mamiye îas Kaynaklarna Göre lk Üç Halife Dönemi, 423.
50
3. HZ. OSMAN DÖNEMNDEK HTLAFLAR VE
MEZHEPLEMELERE ETKS
Hz. Osman dönemini tarihçiler sükûnet açsndan iki döneme ayrmaktadr.69
Birinci dönem h. 24 ile 30 yllar arasndaki zaman dilimidir ki bu zaman zarf ihti-
lafsz, sükûnet içinde geçmitir. Çünkü olaylarn d politikada younlamt.70 Ka-
rada ve denizde devam eden fetihler; Afrika, Endülüs, Ermenistan ve Kbrs gibi bir-
çok yerlerde yaplan savalar ve elde edilen fetihler halkn yüzünü güldürmü.71 Do-
laysyla dikkatler dâhilden daha çok harice yönelmi durumdayd. kinci dönem ise
h. 30 ile 36 yllar arasdr. Bu dönem ise karklklarn, ihtilaflarn ve fitnelerin vu-
ku bulduu dönemdir.72
Hz. Ömerden sonra ûra ile halifelik makamna intihap olunan Hz. Osman,
kendi döneminde baz sebeplerden dolay pek çok siyasi ve dini kararlar alarak uygu-
lamaya koymutur. Hz. Osmann dinî, ekonomik, idarî, askerî ve siyasî alanlardaki
icraatlarnn çou, baz Müslümanlar tarafndan iddetle tenkit edilmi ve Müslüman-
larn frkalamasna neden olmutur. Öte yandan zuhur eden bu ihtilaflar, hem halkn
bir ksmn halifeye kar isyana sevk etmi hem de Ali b. Ebî Tâlib zamannda cere-
yan eden olaylarn sebebi olmutur. Netice itibariyle asiler, Osmann hataya dütü-
ünü ve doru yoldan ayrldn iddia ederek, isyan etmi ve onu ehit etmitir ki73
onlarn kar çktklar hususlar ne yazk ki asrlarca bir ihtilaf konusu olmutur.74
Bunun yan sra Hz. Osmann öldürülmesi slam devletinin en önemli siyasî ve dinî
meselesi olmutur. Çünkü ilk kez Müslüman olduunu iddia eden bir grup tarafndan
Müslüman bir kimse/halife canice katledilmiti.
69 Yaar Kutluay, slam ve Yahudi Mezhepleri, Ank., AÜF Yay. 1965, s. 31; Apak, a.g.m., s.
506.
70 rfan Aycan, Saltanata Giden Yolda Muaviye b. Ebî Süfyan, Ank., Ankara Okulu Yay.,
2010, s. 76.
71 Hz. Osman döneminde yaplan fetihler üzerine ayrntl bilgi için bkz: Adem Apak, Hz. Os-
man Dönemi Fetihleri, Uluda Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, C. IX, No: 9, Bursa,
2000, s. 437-446.
72 Kutluay, a.g.e., 31; Mehmet Kubat, Hariciliin Douunda Münafklarn Rolü, Din Bilimle-
ri Akademik Aratrma Dergisi, C. VI, No: 4, 2006, s. 121.
73 ehristânî, a.g.e., s. 36.
74 Earî, a.g.e., s. 29.
51
3.1. Valilerle lgili Tutumu Nedeniyle Ortaya Çkan htilaflar
Velid b. Ukbenin Kûfe Valiliine Tayini: Hz. Osman Halife olduktan son-
ra Kûfe valisi olan Muîre b. ubeyi hicretin 24. senesinde görevden alarak yerine
Sad b. Ebî Vakkas görevlendirmiti. Sad b. Ebî Vakkâs, Hz. Osman döneminde
görevlendirilen ilk valiydi. Fakat tayin halkn tepkisine yol açmamt. Kaynaklarda
belirtildiine göre Hz. Osman bu atamann sebebinin Muîre b. ube olmadn ve
bu tayini Hz. Ömerin vasiyeti üzerine gerçekletirdiini olduunu zikretmiti.75
Bu atamadan yaklak bir yl sonra Sad b. Ebî Vakkas ile Kûfe Beytül-Mal
idarecisi olan Abdullah b. Mesûdun arasnda cereyan eden76 bir tartma neticesin-
de, Hz. Osman, Sad görevinden azledip yerine Hz. Ömer devrinden beri el-
Cezirede valilik yapmakta olan, halifenin üvey kardei olan Velîd b. Ukbeyi77 tayin
etmiti.78 Bu atama sükûnet döneminde çok fazla dikkat çekmemi, ancak Hilafetinin
son yllarnda, halk Velîd b. Ukbenin uygulamalarndan rahatsz olunca, bu tayinden
ötürü halifeyi suçlamaya balamt. Kûfeliler bu tayin için: Halife, Rasûlullahn
sadk, tecrübeli ve mülayim bir dostunu valilikten azlederek; fâcir, serseri ve ahmak
kardeini valilik makamna getirmitir. diye söylenerek halifenin bu icraatna kar
olan tavrlarn ortaya koymutu.79
Said b. el-Âs b. Umeyyenin Kûfe Valiliine Tayini: Kaynaklarda nakledil-
diine göre h. 30 ylnda, vali ile halk arasnda cereyan eden bir takm olaylar80 Velid
b. Ukbenin valilikten alnmasna neden olmutu. Bu olaylarn keyfiyeti hususunda
kaynaklarda farkl rivayetler yer almaktadr. Tarihçilerin mehur olarak nitelendir-
dikleri bir rivayete göre, Velid b. Ukbe, kendisiyle ile aralarnda husumet bulunan
Züheyr b. Cundeb, Mürevvi b. Ebî Mürevvî, ebyl b. el-Ubey adl gençler tarafndan
75 Taberî, a.g.e., s. 721; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 79-80;
76 Taberî, a.g.e., s. 725; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 82; Ahmed Cevdet Paa (1312/1895), Ksâs-
Enbiyâ, haz. Mahir z, II. Bsk., Ank., Kültür ve Turizm Bakanl Yay., 1985, II, s. 271.
77 Velid b. Ukbe hakknda ayrntl bilgi için bkz: Adem Dölek, el-Velid b. Ukbenin Hayat ve
Sahabe Adaleti Açsndan Deerlendirilmesi, Cumhuriyet Üniversitesi lahiyat Fakültesi
Dergisi, C. VI, No: 1, Sivas, 2002, s. 93-110.
78 Taberî, a.g.e., s. 725; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 82-83.
79 Ebul-Abbas Ahmed b. Yahyâ b. Câbir Belâzürî (279/892), Ensâbul-Erâf, thk. Suheyl
Zekkâr-Riyad Zirikli, 13 c., Beyrut, Dârul-Fikr, 1996, VI, s. 139; Mustafa Demirci, Hz. Os-
man Devri Fitne Olaylarnn Sosyoekonomik Boyutlar, slâmiyât Dergisi, C. VII, No: 1, s.
157.
80 Bu olaylar hakknda ayrntl bilgi için bkz: Ebû Ömer Cemaleddin Yusuf b. Abdullah b. Mu-
hammed Kurtubî bn Abdülber en-Nemerî (463/1071), el-stîâb fî Marifetil-Ashab, thk. Ali
Muhammed Bicavî, 12 c., Kahire, Dâr-u Nehdati Msr, t.y., IV, 1555.
52
içki içmekle suçlanmt, bu iftiralarna delil getirmek için de valinin mührünü çalp
halifeye getirmilerdi. Bunun üzerine halife Velid b. Ukbeyi görevden almt.81
Osman b. Affan, akabinde, h. 30 ylnda Velidin yerine
Umeyyeoullarndan olan, Said b. el-Âs b. Umeyyeyi tayin etmitir. Said b. el-Âs
görevinde yeni olduu ilk yllarda Kûfe halk ile çok iyi ilikiler gelitirmitir. Fakat
kaynaklarda ifade edildiine göre o, bir toplantsnda Kûfenin ileri gelenlerine
Kûfe arazisi Kureyin bahçesidir. söyleyince, bu söz halk ile arasnn açlmasna
sebep olmu ve daha sonra da durum düzeltme yoluna gitmemitir. Özellikle muha-
lifler tarafndan bu söz daha sonra büyük tepkilere yol açm; Hz. Osmann ve Said
b. el-Âsn aleyhinde propagandalara ve kkrtmalara sebep olmutur.82
Abdullah b. Sadn Msr Valiliine Tayini: Hz. Osman, h. 18 ylnda Hz.
Ömer döneminde onun iznini alarak Msr fetheden83 ve ardndan da buraya vali
olarak göreve balayp uzun süredir burada valilik yapan Amr b. el-As h. 27. ylda
görevden alarak yerine halifenin sütkardei Abdullah b. Sad tayin etmiti.84
Bu olay Hz. Osmann aleyhinde fitne ateini bir derece daha körüklemitir.
Çünkü Amr b. el-As Msr topraklarn fethederek uzun bir süre de yönettii için M-
sr ve civarnda onun ciddi bir saygnl ve çevresi vard.85 Hal böyle iken Hz. Os-
mann kendisini azledip yerine baka bir vali tayin etmesi, üstelik tayin ettii bu va-
linin, halifenin sütkardei olmas ve halk arasnda büyük bir tepkiye sebep olmutu.
Ayrca tepkilere neden olan dier bir mesele de Abdullah b. Sadn geçmii idi.
Kaynaklarda anlatldna göre Abdullah b. Sad Medineye hicretten sonra bir dö-
nem irtidat ederek Mekke müriklerinin yanna dönmütü. Sadece dinden çkmakla
81 Ayrntl bilgi için bkz: Taberî, a.g.e., s. 733; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 105-109; Ebû Zeyd
Veliyyuddin Abdurrahman b. Muhammed bn Haldun (808/1406), Tarihu bn Haldun
Kitabul-ber ve Divânul-Mübtede vel-Haber fî Eyyâmil-Arab vel-Acem vel-Berber
ve men Asârahum min Zevis-Sultânil-Ekber, 8 c., Beyrut, Darul-Fikr, 2000, II, s. 589-
590; Adem Apak, Hz. Osmann Döneminde Meydana Gelen Siyasi Problemler ve Sebepleri
Üzerine Baz Deerlendirmeler, Usûl slam Aratrmalar, No: 4, Temmuz-Aralk 2005, s.
161-162.
82 bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 108109; bn Haldun, a.g.e., II, s. 589.
83 Amr b. el-Asn Msr fethiyle ilgili ayrntl bilgi için bkz: Adem Apak, slam Siyaset Gele-
neinde Amr b. el-As, Ank., Ankara Okulu Yay., 2001, s. 84-114.
84 Belâzürî, a.g.e., VI, s. 134; Taberî, a.g.e., s. 726-727; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 88; Philip Hitti,
Siyasi ve Kültürel slam Tarihi, çev. Salih Tu, st., y.y., 1980, I, s. 243-244.
85 Apak, Hz. Osmann Döneminde Meydana Gelen Siyasi Problemler ve Sebepleri Üzerine Ba-
z Deerlendirmeler, s. 162-163.
53
kalmayp, Mekke müriklerini Müslümanlar aleyhine kkrtmaya balamt. Hz.
Peygamber bütün bu yaptklarn göz önünde bulundurarak Mekkenin fethinde onu
kan helal saylanlar arasna dâhil etmiti. Bu emre göre görüldüü yerde ilk öldü-
rülmesi gerekenlerdendi. Daha sonra ise sütkardei olan Osman b. Affan araclyla
Hz. Peygamberden af dilemiti. Hz. Peygamber ise ksa bir tereddüdün ardndan Hz.
Osmann ricas üzerine onu affetmiti.86 te, daha sonra Hz. Osmana kar ayakla-
nan asiler, hassaten Msrllar, bu olay göz önünde bulundurarak geçmiinin böyle-
sine karanlklarla dolu olan, Hz. Peygamberin bir zamanlar kann helal sayd bu
ahsn valilie getirilmesinin uygun olmadn iddia etmekteydi. Bu mesele de fit-
neyi derinden körüklüyordu.
Abdullah b. Amirin Basra Valiliine Tayini: ehrsitânînin naklettiine
göre Hz. Osmann Müslümanlar arasnda tepkilere yol açan dier bir faaliyeti de
Basrada valilik görevinde bulunan Ebû Musa el-Earînin h. 29. ylda azledilip ye-
rine Hz. Osmann daysnn olu olan Abdullah b. Amirin tayin edilmesiydi.87
Bu tayinin arkasnda da bir takm sebepler bulunmaktayd. Zira Basra halk
vali Ebû Musann idari ve siyasi icraatlarn beenmiyordu. Bu durum halkn zaman
zaman tepkilerine de sebep olmaktayd. Nitekim bir gün Basrada zec halk ile Kürt-
lerden bazlar valiye kar isyan etmi, halkn büyük çounluu da bu isyan destek-
lemiti. Bu durumu haber alan Hz. Osman olaya müdahale etmi ve Ebû Musay az-
letmiti. Hatta isyanclarla Hz. Osman arasnda öyle bir diyalog geçmitir: Hz. Os-
man onlara vali olarak kimi istediklerini sorunca, onlar Ebû Musay kastederek:
Bizim topraklarmz yiyen bu adamdan baka kim olursa olsun kabul ediyoruz. ce-
vabn vermiti. Bunun üzerine Hz. Osman Ebû Mûsay azledip yeeni Abdullah b.
Amiri valilik makamna getirmiti.88
am Valisi Muaviye b. Ebî Süfyann Yetkilerinin Geniletilmesi: Hz.
Ebû Bekir döneminde kardei Yezidle beraber öncü kuvvet olarak h. 13 ylnda Su-
riye fetihleri için sefere gönderilmi olan Muaviye bu savalarda kardeiyle beraber
ciddi baarlara ve fetihlere imza atmt. Gazze, Dasin, Ürdün, Hms, Dmek ve
86 ehristânî, a.g.e., s. 37; Mustafa Fayda, Abdullah b. Sad b. Ebû Serh, DA, C. I, s. 130-131.
87 ehristânî, a.g.e., s. 37.
88 Taberî, a.g.e., s. 730-731; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 99; Mustafa Fayda, Abdullah b. Amir,
DA, C. I, 84-85.
54
am gibi birçok yerlerde yaplan savalarda da ciddi baarlar elde edince h. 19 y-
lnda Hz. Ömer tarafndan ama vali olarak tayin edilmiti.89 Hz. Osman döneminde
de Muaviyenin görevine devam etmesi ve azledilmemesi daha sonra asiler tarafn-
dan onun da dier atanan valiler gibi Umeyyeoullarndan olmasyla ilikilendirile-
rek Muaviye b. Ebî Süfyan zaten Umeyyeoullarndandr, dolaysyla halife tara-
fndan deitirilmesine gerek duyulmamtr. eklinde yorumlanmtr.90 Bu durum
daha sonra çkabilecek fitne hareketlerini de körüklemeye yetmitir.
Hz. Osman Muaviyenin yetkilerini daha da artrmt. el-Cezire, Knnesrin,
Hama, Hms ve Havran bölgeleri am bölgesine yakn olmasna ramen Umeyr b.
Sadn valilii altndayd. Muaviye b. Ebî Süfyann sorumlu olduu bölgeler ise sa-
dece am ve civar idi. Umeyr b. Sad yann ilerlemesi ve hastalanmas sebebiyle
valilik görevinden çekilmek isteyince, Hz. Osman onu azlederek, valilii altnda bu-
lunan tüm bölgeleri Muaviyenin bölgesine dâhil etmitir.91 Bu durum onun zaten
potansiyel olarak var olan nüfuzunu ve prestijini daha da artrmt. Hz. Osman dö-
nemindeki valilerin en baarl olan, halk üzerinde ciddi etki brakan, siyasi, askeri
hem de ekonomik anlamda büyük baarlara imza atan Muaviye b. Ebî Süfyand. Bu
yüzden amda oluturduu tekilat baz tarihçiler tarafndan Emevî saltanatnn alt
yapsn oluturmak eklinde yorumlanmtr.92
3.2. Ümeyyeoullarna Kar Tutumu ve Ekonomik Politikalar
Hakem b. Ebil-Asn Sürgünün Kaldrlmas: Hakem b. Ebil As Hz. Os-
mann amcas olup, Hz. Peygamber bata olmak üzere birçok Müslümana eziyet
eden azl Mekke müriklerindendi. Bu durum Mekkenin fethine kadar devam et-
miti. Mekkenin fethinde hicretin 8. ylnda olu Mervan ile birlikte Müslüman ol-
mutu.93 Rivayetlere göre mürikken Hz. Peygambere olan saygszln Müslüman
89 Taberî, a.g.e., s. 656; Aycan, a.g.e., s. 60-65; Apak, Hz. Osmann Hilafeti Döneminde
Umeyyeoullarnn Devlet daresindeki Yeri, s. 502-503.
90 Örnek olarak bkz: Apak, Hz. Osmann Hilafeti Döneminde Umeyyeoullarnn Devlet da-
resindeki Yeri s. 501.
91 Taberî, a.g.e., s. 675-676; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 20-21.
92 Örnek olarak bkz; Apak, Hz. Osmann Hilafeti Döneminde Umeyyeoullarnn Devlet da-
resindeki Yeri, s. 504.
93 Ayrntl bilgi için bkz: Ebû Abdullah Muhammed b. Sa'd b. Meni' ez-Zühri bn Sa'd
(230/844), et-Tabakâtül-Kübrâ, 9 c., Beyrut, Dârus-Sadr, 1968, V, 447; Ebul-Fazl
ehabeddin Ahmed bn Hacer el-Askalânî (852/1449), Fethul-Bârî, thk. Muhammed Fuad
55
olduktan sonra da devam ettirmekteydi. Kaynaklarda Hakem b. Ebil-Asn,
Rasûlullah biriyle konuuyorken onun arkasnda durup baz hareketlerini ve mimik-
lerini ka göz yapp burnunu oynatarak alay edercesine onu taklit ettii nakledilmek-
tedir.94 Yine bir gün Hz. Peygamber Hakemin de aralarnda bulunduu bir toplulua
bir konudan bahsetmi, ardndan anlatt bu meseleyi bakalarna kesinlikle söyle-
memeleri için onlar uyarmt. Fakat o, Hz. Peygamberin sözlerini deitirip ilave-
ler ve eksiltmeler yaparak birçok kiiye aktarmt.95
Hz. Peygamber bütün bu olumsuz durumlarn göz önünde bulundurarak, onu
Taife sürmütü.96 Rasûlullahn vefatndan sonra Hz. Ebû Bekir döneminde Hz.
Osman srarla halifeye giderek amcasnn sürgün cezasnn kaldrlmasn istemi fa-
kat Hz. Ebû Bekir buna müsaade etmemiti. Hz. Ömerin halifelik zamannda da ayn
talepte bulunmu ancak bir netice elde edememi, hatta bir rivayete göre Hz. Ömer
bu duruma kzarak Hakemi bulunduu yerden 40 fersah daha öteye sürmütü.97 Bu
rivayetlerden de anlalaca üzere Hz. Ebû Bekirle Hz. Ömerin fikri
Rasûlullahn kovduu bir adamn tekrar sürgün cezasnn kaldrlmasnn doru
olmayaca yönündeydi. Fakat Hz. Osmann fikri ise hiçbir kii ömrünün sonuna
kadar sürgünde kalamayaca yönündeydi.
Nitekim Hz. Osman kendi halifeliinde Hakem b. Ebil-Âsn sürgün cezasn
kaldrarak onu oluyla birlikte Medineye çarm, kendisine de yüz bin dirhem tah-
sis etmiti.98 Ashab Hz. Osmana bu icraatnn sebebini sorunca, Ashaba: Rasûl-ü
Ekrem onun tlakn bana vad buyurdu fakat icrasna vakit müsait olmad. eklinde
cevap vermiti. Bu sözüyle o Rasûlullah hayattayken ondan amcasnn geri getirilme-
Abdulbakî-Muhîbuddîn el-Hatîb, 13 c., Beyrut, Dârul-Maârif, 1988, XIII, s. 9-12; Selman Ba-
aran, Hakem b. Ebül-Âs, DA, C. XV, s. 175.
94 Ebü'l-Abbas Takyyüddin Ahmed b. Ali b. Abdülkadir Makrizî (845/1442), en-Niza vet-
Tehâsum fî mâ beyne Benî Umeyye ve Benî Hâim, thk. Huseyn Munis, Kahire, Darul-
Maârif, 1988, s. 45.
95 bn Abdülber en-Nemerî, a.g.e., III, s. 1387; Ayrca Hakem b. Ebul-As hakknda ayrntl bilgi
için bkz: Markizi, a.g.e. 44-46.
96 Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 163; Ebû Abdullah emseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman
Zehebî (748/1348), Siyeru Alâmin-Nübelâ, thk. uayn el-Arnaût, 25 c., Beyrut,
Müessesetür-Risâle, 1996, II, s. 107-108; Baaran, a.g.md., C. XV, s. 175; Atçeken, a.g.m.,
s. 317.
97 ehristânî, a.g.e., s. 37.
98 Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim bn Kuteybe (276/889), el-Maârif, thk. Servet Ukkâe,
4. Bsk., Kahire, Dârul-Maârif, t.y. s. 194.
56
si hususunda söz aldn kastetmekteydi.99 Fakat her ne kadar durum böyle olsa da
Hz. Osmana kar ayaklananlar bunu bir sebebi olarak saymt. Hz. Osmann bu
faaliyeti de halk arasnda honutsuzlua ve ihtilaflara sebebiyet vermiti. Sonraki dö-
nemlerde îa tarafn da eletirilmi100 ve Osman b. Affan Allahn emirlerine uyma-
makla suçlanmt.
Mervan b. Hakemin Devlet Kâtipliine Tayini ve Evlendirmesi: Hz. Os-
man amcas Hakemin sürgün cezasn kaldrp onu Medineye çarmasnn ardn-
dan 20 yalarnda olan olu Mervan b. Hakemi devlet kâtipliine tayin etmiti. Dev-
let kâtiplii, o dönemde devletin sekreterlii ve halifenin mührünün taycl gibi
önemli görevleri ihtiva etmekteydi. Bu tayin halkn çounu pek kzdrmt. Çünkü
Ensar ve Muhacirînden, ashabn büyüklerinden birçok güvenilir ve mühim ehas du-
ruyorken genç ve tecrübesiz birinin babakanla denk saylabilecek böylesine mü-
him bir göreve getirilmesi ashab tarafndan ho karlanmamt. Öte yandan Mervan
b. Hakem genç ve görevinde tecrübesiz olmasna ramen sahabeden bazlaryla tar-
tmaya girmekte ve onlar eletirmekteydi. Hatta kaynaklarda Hz. Ali ile bile sk sk
tartmaya girdii de nakledilmektedir.101
Bunun yan sra halife adna baz kararlar alp yanl uygulamalara varmak-
tayd. Buna en önemli örnek Msra halifenin mührünü kullanarak Hz. Osmandan
habersiz mektup yollamas meselesiydi. Kaynaklarda anlatldna göre Msr valisi-
nin yanl uygulamalarndan rahatsz olan halkn ileri gelenleri Hz. Osmana gelip bu
durumu ikâyet etmilerdi. Hz. Osman, Hz. Alinin de fikrini alarak bu kiilerin ara-
snda bulunan Muhammed b. Ebû Bekiri vali tayin ederek Msra yollamt. Onlar
Msra doru yola çktklarnda hzlca yanlarndan gelip geçen bir köle görmü ve
onun bu acelesinden üphelenmiler. Onu durdurup konuturduklarnda o Mervan b.
Hakemin kölesi olduunu ve Msr valisine doru gitmekte olduunu itiraf etmiti.
Bunun üzerine kölenin üstünü arayan Msrllar üzerinde Mervan b. Hakemin yazp
mühürledii öyle bir mektup ele geçirmitiler: Muhammed b. Ebû Bekir ve falan
falan kiiler sana geldiklerinde onlar öldür ve bu mektubu imha et. Yeni bir emir ve-
99 Baaran, a.g.md., C. XV, s. 176.
100 erif el-Murtazâ, a.g.e., IV, s. 269-270; Ar, mamiye îas Kaynaklarna Göre lk Üç Hali-
fe Dönemi, s. 452-453.
101 Ayrntl bilgi için bkz: Zehebî, Siyeru Alâm, III, s. 477; Atçeken, a.g.m., s. 321-323; rfan
Aycan, Mervân I, DA, C. XXIX, s. 225-226.
57
rinceye kadar ilerine devam et. Seni ikâyet için bana gelenleri hapset. Bu olay
bütün Medinede yaylnca artk Mervann halifeden habersiz halife adna yapmaya
çalt bu uygulama ortaya çkm oldu. Bu ve bu gibi dier baz olaylar muhalifle-
rin Hz. Osmana kar eletiriye sevk etmeye yetmiti.102
ehristânînin naklettiine göre Hz. Osman bu tayinin ardndan kzn Mervan
b. Hakemle evlendirmiti.103 Mervan b. Hakem, yukarda bahsettiimiz gibi babas-
nn Rasûlullaha kar olan tutumuyla, kendisinin tecrübesizliiyle, baz yanl uygu-
lamalaryla ve baz sahabilerle giritii tartmalarla zaten halkn gözünden iyice
dümütü. Halifenin böyle birine kzn vermesi elbette baz tartmalar da berabe-
rinde getirmi ve nifak hareketlerine neden olmutu.
Halifenin Baz Akrabalarna hsanlar: Hz. Osmann tenkit edilen ve ihti-
laflara sebebiyet veren icraatlarndan biri de devlet hazinesinden kendi akrabalarna
baz tahsisatlarda bulunmasdr. Bu tahsisat hakknda en çok eletirilere maruz kalan
hareket ise frikiyye ganimetleri ile ilgiliydi. Fakat bu hususla alakal nakledilen ri-
vayetler tetkik edildiinde tarihçiler arasnda görü birlii olmad görülecektir.
Kaynaklarda ifade edildiine göre Hz. Osman Abdullah b. Sad b. Ebî Serhi Afrika
seferlerine gönderirken, savatan galip ayrlmas halinde kendisine ganimetlerin be-
te birinin bete birini, yani yüzde dördünü vereceini vaat etmitir. Bunun üzerine
Abdullah b. Sad Afrika gazvesinde galip gelince ele geçirdii ganimetlerin bete
dördünü askerlere datm, geri kalan bete birlik payn bete birini kendi alp, dör-
dünü Hz. Osmana vermitir. Baz rivayetlere göre Hz. Osman kendine ait olan ksm
be yüz dinar karlnda Mervan b. Hakeme satmtr. Fakat bnül-Esîrin rivaye-
tine göre Abdullah b. Sad önderliinde yaplan ilk gazvelerden Abdullah b. Sada;
Mervan b. Hakem komutalnda yaplan ikinci gazvelerden de Mervan b. Hakeme
pay verilmitir.104 ehtristânî ise Hz. Osmann iki yüz bin dirhem deerinde olan
frikiyye ganimetlerini Mervan b. Hakeme teslim ettiini nakletmekte ve bu durumu
102 Belâzürî, a.g.e., V, s. 66-67; Atçeken, a.g.m., s. 330-331; Aycan, a.g.md.,, C. XXIX, s. 226.
103 ehristânî, a.g.e., s. 37.
104 bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 92-93; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 249.
58
Hz. Osman döneminde mezheplemeye etki eden ihtilaflarn arasnda zikretmekte-
dir.105
Öte yandan dier bir tahsisat da Fedek arazisi ile ilgili olmutur. Fedek arazi-
sinin Hz. Peygamber zamanndan Hz. Ömer zamanna kadar durumunu yukarda Hz.
Ömer zamannda Hz. Ali ile Hz. Abbas arasndaki anlamazlktan dolay Hz. Ömer
bu araziyi Fatmann mirasçs olan bu iki sahabeye temlik edememiti. Hz. Osman
döneminde ise bn Kuteybe, el-Maârif adl eserinde, Hz. Osmann Fedek arazisini
Mervan b. Hakeme ikta olarak verdiini rivayet etmektedir.106
Yine bn Kuteybenin naklettii bir rivayete göre Hz. Osman, Mervann ba-
bas Hakem b. Ebil-Asn sürgün cezasn kaldrp onu Medineye çardnda ken-
disine yüz bin dirhem para vermitir.107 Medine Çarsnn gelirlerini de Hakemin
dier olu Harise vermitir. Bunlarn yan sra Hz. Osman, damad olan Abdullah b.
Halide de dört yüz bin dirhem tahsis etmitir.108 Hz. Osmana bu tahsisatlar sorul-
duunda o öyle cevap verdii nakledilir:
Benim aile ve akrabam sevdiimi onlara mallar verdiimi söylüyorlar. Ben bü-
tün Müslümanlarla birlikte onlarn hukukunu gözetiyorum. Ben onlara ne veri-
yorsam kendi malmdan veriyorum. Ben Müslümanlarn maln ne kendim için
helal sayyorum ne de bir bakalar için. Ben bundan önce, Rasûlullah zamann-
da, Hz. Ebû Bekirin, Hz. Ömerin zamanlarnda da kendi malmdan büyük mik-
tarda hediyeler veriyordum. Mülhidler ne derse desinler. Beytülmale gelen mal
sadece bete birdir. Bunlar hiçbir zaman kendim için helal görmedim. Allahn
malndan bir kuru veya daha fazlasna iltifat etmedim.109
Hz. Osman her ne kadar durumu izah etse de, bu tahsisatlar dedikodu olarak
abartlarak halk arasnda yaylmtr. Onun bu sla-i rahim düüncesi akrabalar tara-
fndan suiistimal edilmitir. Hassaten akrabalarna yapt bu tahsisatlar muhalif ke-
sim tarafndan iddetle eletirilmi ve halkn halifeye olan güveni sarslmt.
Maa Dalmdaki Dengesizlikler ve Araziler: Hz. Ebû Bekir kendi halife-
liinde bütün maalar ve arazilerin dalmn eitçe paylatrmt. Maa ve mal da-
105 ehristânî, a.g.e., s. 37; Bu hususla alakal nakledilen rivayetleri incelemek için bkz: Belâzürî,
a.g.e., VI, s. 133; Atçeken, a.g.m., s. 324-327.
106 bn Kuteybe, el-Maârif, s. 195.
107 bn Kuteybe, el-Maârif, s. 194.
108 bn Kuteybe, el-Maârif, s. 195; Yakûbî, a.g.e., II, s. 168; bn ebbe, a.g.e., III, s. 1091.
109 Taberî, a.g.e., s. 762; Atçeken, a.g.m., s. 326327. Ayrca bu hususta ayrntl bilgi için bkz:
Taberî, a.g.e., s. 759-768.
59
tmnda eitlik ilkesine göre hareket etmiti. Fakat Hz. Ömer, kendi devrinde, maa
ve mülk dalmn bir meclis oluturarak Hz. Peygambere yaknlk ve slama
girmede öncelik gibi esaslar dikkate alarak oluturmutu. Hz. Ömerin bu uygula-
mas toplumun belli bir kesiminin, yani sadece Kureyin ileri gelenlerinin zengin-
lemesine neden olmutu.110 Örnein; kaynaklarda ifade edildiine göre, ilk Müslü-
manlardan olan Zübeyr b. Avvâmn vefat ettii zaman, Medinede 11, Basrada 2,
Kûfe ve Msrda birer evi bulunmaktayd.111 Halk, bu durumda, onun ahsi gayretle-
rinin yan sra devletten ald maan da etkisi olduunu düünmekteydi.112
Hz. Osman maa dalmndaki bu politikay devam ettirmi, ayn zamanda
da fey arazileri, ganimet ve ikta sisteminde baz deiiklikler yapmt. Onu yapt
bu deiiklikler, Hz. Ömerden kalma politikayla birleince, bu durum zenginler ile
fakirler arasnda maddi anlamda büyük dengesizlikler oluturmutu. Bu durum top-
lumda gelirlerin ve arazilerin adil datlmad kanaatini yerletirmi ve halifeyi tar-
tmalarn oda haline getirmiti.113
Öte yandan, Hz. Osman baz meralarda halkn hayvanlarn otlatmasna izin
vermemi ve bu alanlarn kullanmn halka kapatmt. Kaynaklarda rivayet edildi-
ine göre bu icraatnn nedeni zekât develerinin otlatlmas idi. Fakat halk, Hz. Os-
mann kendi develerini otlatmak için böyle bir uygulamaya gittiini iddia ediyordu.
Hz. Osman bu durumdan ötürü de ciddi eletirilere maruz kalmt.114 Oysa Hz.
Ömer de Hz. Osman da kendi devirlerinde baz meralarn kullanmn yasaklamalar-
na ramen halk sesini çkarmamt. Dorusu Hz. Osmann yumuak yüzlülüü gi-
rimi olduu bir takm icraatlarn dorudan eletirilmesine neden olmaktayd.115
110 Muhammed Abid Cabiri, slamda Siyasal Akl, trc. Vecdi Akyüz, st., Kitabevi Yay., 1997, s.
317, 357-359. Ayrca bu konuda ayrntl bilgi için bkz: Demirci, a.g.m., s. 164-165; smail
Yiit, Osman, DA, C. XXXIII, s. 440 v.d.; Halis Demir, Meruiyet Açsndan Hz. Os-
mann Öldürülmesinin ncelenmesi, KSÜFD, C. VI, No: 11, 2008, s. 90-92; Sarck, a.g.e.,
s. 216-217.
111 Ayrntl bilgi içib bkz: bn Sad, a.g.e., III, s. 108.
112 Ayrntl bilgi için bkz: Cabiri, a.g.e., s. 357 v.d.
113 Câbirî, a.g.e., s. 357-359; Demirci, a.g.m., s. 165-166.
114 Selim Nuaymî, Haricilerin Douu çev. Harun Yldz, OMÜFD, No: 10, Samsun, 1998, s.
515-516.
115 Ayrntl bilgi için bkz: Ebû Bekr Muhammed b. et-Tayyib el-Bâkllânî (403/1013) Kitâbu
Temhîdil-Evâil ve Telhîsid-Delâil, thk. mâduddin Ahmed Haydar, 3. Bsk., Beyrut, 1993, s.
534; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 282-283.
60
Yönetimde stiare Meclisinin Umeyyeoullarndan Olumas: Hz. Pey-
gamber hayattayken de Hz. Ebû Bekir ve Hz. Osman dönemlerinde de halkn ileri
gelenlerinden ve önde gelen Müslümanlardan oluan bir meclis vard. Yönetimde,
siyasi, ekonomik veya toplumsal mevzularda bu meclis toplanp bir karar alr ve isti-
are neticesinde alnan karara herkes muvafk kalarak ileri yürütürlerdi.116 Bu konu-
da birçok misal zikredilebilir. En önemli örnek Hz. Osmann intihab ile ilgilidir.
Hz. Osmann halifelik makamna seçilmesinde Hz. Ömerin oluturduu ûra bu
konuda en güzel örnei tekil etmektedir. Fakat Hz. Osman döneminde bu uygulama
devam etmesi halk tatmin etmemitir. Çünkü Hz. Osmann istiare meclisi çoun-
lukla Umeyyeoullarndan olumaktayd. Kaynaklarn naklettiine göre bu mecliste
Abdullah b. Sad, Muaviye b. Ebî Süfyan, Abdullah b. Amir ve Said b. el-As bulun-
maktayd. Halifenin istiare meclisini kendi akrabalarndan oluturmas belki de ken-
di akrabalarna daha çok güvenmesiyle izah edilebilir fakat halk bu durumu önceki
halifelerin uygulamalaryla karlatrnca halifeye olan güvenleri sarslm ve ona
olan desteklerine son vermiti.117
3.3. Sahabe ile ilgili Tutum ve Davranlar
Ebû Zer el-Gfârînin Rebezeye Sürgünü: Asl ad Cündeb b. Cüdâne olan
Ebû Zer el-Gfârî ilk Müslüman sahabeden biriydi. Müslüman olduktan sonra
Rasûlullah Medineye hicret edinceye kadar kendi köyüne giderek orada yaam,
hicretten sonra Hendek Gazvesinin akabinde o da Medineye tanmt. lk Müslü-
manlardan olduundan, açlk, ktlk ve müriklerin basks gibi birçok eza ve cefalara
katlanm buna ramen Müslümanlarn yanndan ayrlmamt.118
Kaynaklarda zikredildiine göre sade ve münzevi bir hayat tarzn benimse-
yen bir kiilie sahip olduundan fetihlerle beraber zenginleen ve modernleen ha-
yat tarzn sevmemekte ve bata halife ve valileri olmak üzere bütün Müslümanlar
eletirmekteydi. Örnein; nakledilen bir rivayete göre Muaviye, el-Hadrâ Sarayn
ina ettirdiinde ona: Eer bunu Müslümanlarn hazinesinden yaptrdysan sen ha-
116 Demir, a.g.m., s. 93.
117 bn ebbe, a.g.e., III, s. 1095; Demir, a.g.m., s. 93-94.
118 Ayrntl bilgi için bkz: bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 271-272; Abdullah Aydnl, Ebû Zer el-
Gfârî, DA, C. X, s. 267-269; srafil Balc, Bir Yalnz Sahabi Ebû Zer el-Gfârî, OMÜFD,
No: 10, Samsun, 1998, s. 351-357.
61
inlerdensin, eer kendi malndan istifade ederek yaptrdysan sen muhakkak ki müs-
riflerdensin.119 demiti. Bir Müslümann bir günlük yiyeceinin dnda hiçbir ma-
lnn ve yiyeceinin olmamas gerektiini, kesinlikle mal biriktirmeyip Allah yolun-
daki kimselere ve hak sahiplerine verilmesi gerektiini düünüyordu. Altn ve gü-
müü yp da Allah yolunda sarf etmeyenlere ac bir azab müjdele.120 ayetinin za-
hirine göre hüküm verirdi. Hatta kaynaklar onun Dmek sokaklarnda ve çarlarnda
dolarken insanlara: Ey zenginler, ey günahkâr fakirler" O altn ve gümüü birikti-
rip de Allah yolunda harcamayanlarn cehennem ateinde yanp kavrulacaklarna
dair haberler vardr. Onlarn yüzleri önleri ve arkalar bu ateten demirlerle dala-
nacaklardr. diye seslendiini ve bu sebeple çar esnafnn durumu sk sk valiye
ikâyet ettiini nakletmektedir.121 Hicretin 30. senesinde, Muaviye artk bu durum-
dan iyice sklp Hz. Osmana durumu mektupla bildirmi, Hz. Osman da Ebû Zer el-
Gfârîyi yanna çarm ve onunla görümü ardndan ise ehristânînin nakline gö-
re onu Rebezeye sürgüne göndermitir.122 Fakat Bakllânî, bnül-Esîr ve bn Kesîr
gibi baz büyük tarihçiler onun kendi istei üzere Rebezeye gittiini nakletmektedir-
ler. Hatta bnül-Esîr Hz. Osmann ona birkaç deve, hizmetçi ve günlük ihtiyaçlarn
karlayabilecek kadar para verdiini nakletmektedir.123 Ebû Zerin Rebezeye yer-
lemesinin sürgün olup olmad hususunda tarihçiler arasnda görüldüü gibi ihtilaf
vardr.
Sahabeden bazlarnn Tedip için Cezalandrlmas: slam devletinde hali-
fenin baz suçlar ileyenlere; haddi atklar için, onlar arlktan alkoymak ve te-
dip etmek amacyla ceza verme yetkisinin olduu nakledilmektedir.124 Nitekim Hz.
Osman, kendine kar gelen, kendine iftira atan baz kiileri tedip amaçl cezalandr-
dna dair rivayetler kaynaklarda bulunmaktadr.
119 Ebu Bekr Ahmed b. Muhammed b. shak el-Hemedânî bnul-Fâkih (289/902), Muhtasar
Kitabul-Buldan, thk. M. J. de Goeje, Leiden, 1885, I, s. 156; Aycan, a.g.e., s. 76.
120 Tevbe Suresi 9/34.
121 bn Kesîr, a.g.e. VII, s. 256-257; Adnan Demircan, Üçüncü Halife Osmana Yöneltilen Eleti-
rilere Bakllânînin Cevaplar, slam-Sanat-Tarih-Edebiyat ve Musiki Dergisi, C. IV, No:
8, 2006, s. 13-14. Ayrca benzer rivayetler için bkz: Buhârî, Zekât 4.
122 ehristânî, a.g.e., s. 37.
123 Ayrntl bilgi için bkz: Bakllânî, a.g.e., s. 530-543; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 113-116; bn
Kesîr, a.g.e., VII, s. 256-257; Adnan Demircan, Üçüncü Halife Osmana Yöneltilen Eletirile-
re Bakllânînin Cevaplar, s. 13-14; Cevdet Paa, a.g.e., II, s. 297-299.
124 Demircan, Üçüncü Halife Osmana Yöneltilen Eletirilere Bakllânînin Cevaplar, s. 11.
62
Bakllânînin naklettii bir rivayete göre Ammar b. Yâsir, halifeyi saygszca
eletiren muhaliflerden, halifeden ikâyetçi olduklar hususlarn kendisine yazl hal-
de vermelerini talep etmi ve bunu halifeye ulatracan söylemitir. Bunun üzerine
muhalifler, ikâyetçi olduklar hususlar yazarak Ammar b. Yâsire teslim etmi, o da
bu mektubu alarak halifeye getirmi ve onunla bu hususta konumaya balamt. Fa-
kat Ammar b. Yasir halkn rahatsz olduklar hususlar Hz. Osmana anlatrken say-
gszca bir üslup kullanmas ve halifeye kar iftiralarda bulunmas halifeyi kzdr-
mt. Bunun üzerine Hz. Osman onu tedip için iddetli bir ekilde dövdürmütü.125
bn Kesirde nakledilen baka bir rivayete göre ise Ammar b. Yâsir, Abbas b. Utbe b.
Ebî Lehebe aralarnda çkan tartma sonucu küfredince Abbas b. Utbe durumu hali-
feye ikâyet etmi, halife de ikisini de cezalandrmt. Hatta Ammarn bu sebeple
Hz. Osmana kzgn olduu ve halk ona kar ayaklandrmaya davet ettiini bn
Kesîr el-Bidâyesinde kaydetmektedir.126
Bakllânîde nakledilen bir baka rivayete göre ise Hz. Osman Kuran-
Kerîmin Kurey kraati üzere olan istinsah etmi, bunun haricinde var olan bütün
farkl kraatli Mushaflar toplatmak için bir karar alm ve halktan bütün Mushaflar
toplatmtr. Fakat Ebû Zerin sürgününden dolay halifeye zaten krgn olan Abdul-
lah b. Mesud127, kendine ait olan Mushaf vermemek için diretmi ve hatta halifenin
bu faaliyetine de engel olmak istemiti. Bu husustaki anlamazlk büyüyünce Hz.
Osman onu tedip etmek ve bu ekilde davranmaktan alkoymak için dövdürmü-
tür.128 Ayrca baz kaynaklarda Ebû Zer ve Muhammed b. Ebû Bekirin de halife ta-
rafndan cezalandrldna dair rivayetler yer almaktadr.129
Bata Hz. Aie olmak üzere Ashabdan bazlar da buna kar gelmi ve Hz.
Osman suçlamlardr.130 Bu rivayetlerin hepsi, tarihsel balamndan koparlmadan,
o dönemin artlar içerisinde deerlendirildiinde Hz. Osman aleyhinde ayaklananla-
125 Ayrntl bilgi için bkz: Bakllânî, a.g.e., s. 530-531.
126 bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 282.
127 smail Cerraholu, Abdullah b. Mesûd, DA, C. I, s. 115.
128 Ayrntl bilgi için bkz: Bakllânî, a.g.e., s. 531-532; Demircan, Üçüncü Halife Osmana Yö-
neltilen Eletirilere Bakllânînin Cevaplar, s. 12.
129 Belâzürî, a.g.e., VI, s. 134-135.
130 Bakllânî, a.g.e., s. 539.
63
rn bu vakay da ayaklanma sebepleri arasnda saymalarnn gayet doal olduu görü-
lecektir.
3.4. Halifenin Dini Hususlarla ilgili Baz Uygulamalar
Kuran- Kerimin stinsah Edilmesi: Bilindii üzere Hz. Osman halifelii
süresince yapm olduu hizmetlerin en büyüü Kuran- Kerimi istinsah etmesidir.
Kaynaklarda nakledildiine göre hicretin 30. ylnda Huzeyfe b. el-Yemân, Abdullah
b. Rebîaya yardm etmek üzere Ermenistan ve Azerbaycann fethi için sefere gön-
derilmiti. Sefer esnasnda Huzeyfe orduda Suriyeli ve Irakl askerlerin Kuran
farkl kraatlerle okuduklarna, hatta bu farkllklardan dolay kendi aralarnda ihtilafa
dütüklerine ve birbirlerinin kraatlerini inkâr ettiklerine ahit olmutu. amllar
Ubey b. Kabn kraatini, Irakllar ise bn Mesûdun kraatini okumaktayd. Sefer
dönüünde Huzeyfe durumu halifeye bildirmiti. Halife kraatlere yönelik bu farkl-
lklarn korkutulacak bir noktaya geldiini anlaynca, Hz. Ömerin kz Hafsadan
Kurey Kraati üzere yazlan bir nüsha alm, Zeyd b. Sâbit, Abdullah b. Zübeyr,
Saîd b. el-As ve Abdurrahman b. Hâris b. Hiâm yanna çararak onlara bu nüsha-
y çoaltmalarn emretmiti. Böylece Halife, Kuran- Kerimi Kurey kraati üzeri-
ne çoaltarak idari merkezlere birer nüsha göndertmi ve istinsah edilen bu nüshann
haricindeki dier farkl nüshalarn hepsinin, toplanp yaklmasn emretmiti.131
stinsah edilen Mushafn haricindeki farkl Mushaflarn toplatlmas husu-
sunda Abdullah bn Mesud ile halife arasnda vuku bulan anlamazlkla ilgi nakledi-
len rivayeti yukarda ayrntl bir ekilde ifade etmitik. te bu olay neticesinde ehl-i
Iraktan bazlar Abdullah bn Mesudun yannda yer alarak, Mushaflarn vermek
istememi ve halifeyi eletirmeye balamt. Bu durum ise kendi kraatlerinden ol-
mad için amllarn kraatini tekfir edebilecek kadar ileri giden baz Irakllarn Hz.
Osmana kar cephe almasna neden olmutur.132
131 Ayrntl bilgi için bkz: Buhârî, Fedâilul-Kuran, 3; Yakûbî, a.g.e., II, s. 170; bnül-Esîr,
a.g.e., III, s. 111-112; Cevdet Paa, a.g.e., II, s. 290-295; Rahim Tural, Kurann Cemi ve
stinsahnda Üç Önemli Nokta, Diyanet Degisi, C. 26, No: 1, Ocak-ubat-Mart 1990, s. 95-
100.
132 Ayrntl bilgi için bkz: Bâkllânî, a.g.e., s. 530-531; Demircan, Üçüncü Halife Osmana Yö-
neltilen Eletirilere Bakllânînin Cevaplar, s. 12-13.
64
Baz çtihatlar: Hz. Osmann eletirilen icraatlarnn bazlar da dini mev-
zularla ilgiliydi. Kaynaklarda anlatldna göre bunlardan biri Hz. Osmann, Hac s-
rasnda Minada namaz seferi olduu halde ksa deil de mukîmmi gibi tam klmas
mevzusuydu. Hz. Osman bu eletirilere cevaben: Hz. Peygamber de seferde nama-
zn bazen tam klar, bazen de ksaltrd. Hem ailem Mekkede bulunduu için seferî
deildim. demiti. Fakat baz Müslümanlar onu, Hz. Peygamberin sünnetine ve Al-
lahn seferîlikle ilgili hükmüne muhalif davrandn iddia etmeye balamt. 133
Öte yandan Hz. Osman hutbe verirken Hz. Peygamberin kulland basama-
n üstüne çktna dair baz rivayetler kaynaklarda yer almaktadr. Bu husus da tar-
tma konusu olmu ve Hz. Osman bu faaliyetinden dolay ciddi eletirilere maruz
kalmtr.134 Bâkllânî bu durumu eletirip, bu rivayetin sahih olamayacan, olsa da
kasten yaplm olamayacan söylemektedir. Hz. Osmann deil Hz. Peygambere
kar büyüklenmek, Hz. Ömer ve Hz. Ebû Bekirin karsna bile çkamayacak kadar
saygl olduunu zikretmektedir.135
3.5. Abdullah b. Sebenin Faaliyetleri ve Müslümanlarn Ayrmasna
Etkisi
Abdullah b. Sebe, Sanal bir Yahudi olup, Hz. Osman döneminde slamiyeti
kabul etmi bir kiiydi. Ancak bir müddet sonra halk arasnda belde belde gezerek,
Müslümanlarn akidesini bozmak için birtakm gayr-i slami fikirler yaymaya bala-
d; Hicaz, Basra, Msr, Dmek ve Kûfe gibi ehirleri gezerek buralarda insanlar
halifeye ve devlete kar ayaklandrmaya çalt ve muhaliflerle görüüp mektup-
lat nakledilmektedir.136 bnül-Esîrin naklettii bir rivayete göre o, muhaliflere:
Bu konuda bakaldrmanz lazm. Kalkn, bu ie giriin ve emirlerinize bunlar bil-
dirip onlar bu konuda knayn. Kötülükten sakndrmay bu konuya hasrederek in-
133 Bâkllânî, a.g.e., s. 536-537; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 103-104.
134 Yakûbî, a.g.e., II, s. 162-163.
135 Bu husustla ilgili tartmalar için bkz: Bâkllânî, a.g.e., s. 541.
136 bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 154-155; Cevdet Paa, a.g.e.,, II, s. 299 v.d.; Ethem Ruhi Flal,
Abdullah b. Sebe, DA, C. I, s. 133; Kutluay, a.g.e., s. 34-37. Baz modern dönem aratrma-
clar, bn Sebeyi bir vehim olarak saymaktadrlar. Örnek olarak bkz: Taha Hüseyin, Fitne
Döneminde bn Sebenin Rolü Hakknda Bir Deerlendirme, trc. Adem Apak, Uluda Üni-
versitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, C. VI, No: 6, 1994, s. 421-424; Sddk Korkmaz, bn
Sebe Rivayetinin Tarih ve Makâlât Türü Eserlere Yansmas, Dinî Aratrmalar Dergisi, C.
X, No: 29, Eylül-Aralk 2007, s. 130-131.
65
sanlar doru yola iletmeniz mümkün olur. söyleyerek muhalifleri halifeye kar is-
yana çarmaktayd.137
Zaten halifenin yukarda saydmz bütün uygulamalar nifak ortamn hazr-
lam, halkn halifeye güveni ve destei azalm, ihtilaflar giderek büyümeye bala-
mt. Böyle bir ortamda Abdullah bn Sebenin nifak çalmalar adeta fitne ateini
körüklemitir. bn Sebenin bu çalmalarnn da tesiriyle halifeyi eletirenlerin ve
ona kar ayaklananlarn says gittikçe çoalmt.138 Hatta Muhammed
Hamidullaha göre bn Sebenin uzun zamandan beri planlayp üzerinde düündüü
bu komplo Hz. Osmann ehit edilmesiyle tamamlanm ve amacna ulamtr.139
Müslümanlarn siyasî ve dinî olarak partilemesinde, Hurkus b. Züheyr, Zul-
Huveysra et-Temîmî ve bn Sebe gibi münafklarn büyük bir rol oynad muhak-
kaktr. Özellikle Hariciliin douunda etkili olan en önemli münafk simalardan biri
Abdullah bn Sebedir.140 Nitekim Hz. Ali ile Hz. Âie Cemel sava balamadan ba-
r yaplmas muhtemel iken, Abdullah bn Sebenin birtakm Haricî zihniyetlileri
yanna toplayp gizli bir toplant düzenleyerek Bu sulh gerçekleirse bizim sonumuz
olur. Osmann kanna karlk bizim de kanmz isteyeceklerdir. dedii ve iki taraf
birbirine düürdüü slam Tarihi klasiklerinde kaytldr.141 Öte yandan bn Sebenin
bu sözü, aslnda Hz. Osman öldürenlerin ve öldürenleri destekleyip onlara yardm
edenlerden biri olduunu da ortaya koymaktadr. Aslnda bn Sebe kadar önemli ol-
masa da Hurkus b. Züheyr de Hariciliin douunda etkili bir ahstr. Kaynaklarda
ifade edildiine göre Hurkus, Hz. Osman öldürmek için huruç edip Basradan ge-
lenlerin reisi konumundayd. Modern dönem aratrmaclarndan Mehmet Kubat bir
makalesinde bu durumu öyle aktarmaktadr:
Hakemlerin kararlar ilan edildikten sonra Hz. Alinin ordusundan ayrlan
Hâricîler, Hurkusu kendilerine namazlarnda imâmlk yapmas için seçmilerdir.
Münâfk olduu hususunda kaynaklarn ittifak ettii Hurkusu, Nehrevânda
Hâricîler tarafndan emîr (bakan) tayin edilen iki kiiden biri olarak görüyo-
ruz.142 Demek oluyor ki münâfklyla ünlenen bu ahs, sonradan Hâricîlerin
137 bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 154.
138 Sabri Hizmetli, Tarihi Rivayetlere Göre Hz. Osmann Öldürülmesi, AÜFD, C. XXVII,
Ank., 1985, s. 174.
139 Muhammed Hamidullah, lk slam Devleti, st., Beyan Yay., 1992, s. 66.
140 Kubat, a.g.m., s. 116.
141 Taberî, a.g.e., s. 816-817; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 236.
142 Demircan, Haricilerin Siyasi Faaliyetleri, s. 106.
66
önderi olmutur. Hurkus, hakem olay esnasnda yannda baka Hâricîler de ol-
duu halde Hz. Aliye gelerek, Hüküm ancak Allahndr demi; Hz. Ali de,
evet, dorudur; hüküm ancak Allahndr deyince o, hatandan dolay tövbe
et, davana geri dön (hakemi kabul etme), bizimle beraber ol, Rabbimize kavu-
uncaya kadar dümanla savaalm demitir. Bunun üzerine Hz. Ali, benim de
önceleri sizden istediim buydu; fakat siz bana âsi oldunuz, bana kar çkan siz-
lerdiniz buyurmutur. Hz. Alinin Hurkusa söylediklerinden, onu hakeme zor-
layanlarn Hâricîler olduu ve daha sonra hakeme bavurduu bahanesiyle ona
isyan edenlerin de yine Hâricîler olduu açkça belli olmaktadr.
O, dier
münâfklarla beraber Müslümanlar arasnda fitne yayarak, Hâricî grubunun Müs-
lüman ordusundan ayrlmasnda ve sonuçta Nehrevânda Hz. Alinin ordusuyla
savamalarnda belirleyici bir rol oynamtr.143
3.6. Hz. Osman Dönemi htilaflarn Frkalamalardaki Rolü
Yukarda naklettiimiz ihtilaflar neticesinde halkn üç ksma ayrldn zik-
retmemizde fayda vardr. Bunlardan birincisi Umeyyeoullar ile Hz. Osman faali-
yetlerinde hakl gören taraftr. kincisi ise onun fiillerini eletirip siyasî idareye kar
huruç eden Harici zihniyetli kiilerdir. Üçüncü grup ise tarafsz olup bu siyasi ortam-
da görü beyan etmeyenlerdir.
Hz. Osmann vali atamalarnda hep Umeyyeoullarn ön planda tutmas,
Hz. Osmann akrabalarna kar olan tutumu, onlara çeitli hibelerde bulunmas,
Umeyyeoullarndan bazlarnn da bu durumu istismar etmesi gibi yukarda zikret-
tiimiz bütün ihtilaflar, halifeye kar huruç eden ve halifelikten çekilmedii için
onun kann helal sayan Haricî zihniyetinin ortaya çkmasnda etkin rol oynamtr.
Hz. Osmann mezkûr faaliyetleri, sonraki yllarda Hz. Osmana kar huruç eden ha-
ricilerin, siyasî idareye kar gelmelerini meru bir zemine oturtmak için birer sebep
olarak görmütür. Ayrca Hz. Osmann bu politikalar, sonraki dönemlerde Haricile-
rin Hz. Osman ve ondan taraf olanlar tekfir etmek, zalim kiinin mâmetini kabul
etmemek ve böyle imamlara isyan etmenin vacip saymak gibi kelâmî görülerinin144
ekillenmesinde büyük önem arz etmektedir.
Öte yandan Hz. Osmann bu politikalar îann bölünmesinde etkin bir rol
oynamasa da, sonraki dönemlerde yaayan baz iî müellifler Hz. Osmann baz ic-
raatlarn eletirmitirler. Örnein Hicrî 7. asrda yaam olan iî müellif bn Ebî
143 Kubat, a.g.m., s. 139-140.
144 Hariciliin Kelâmi görüleri hakknda ayrntl bilgi için bkz: Cihat Kutluay, Haricilikte
Hurûç, Kuûd ve Hicret, (Yaynlanmam Yüksek Lisans Tezi), Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale, 2007, s. 10-13.
67
Hadîd, Hz. Osmann vali tayin politikasn eletirerek, atad valiler hakknda fsk
ve fesatlar açkça bilinen, liyakatsiz, cahil ve güvenilmez kii olduklarn, onun dinî
hassasiyetlerde dikkatli davranmadn öne sürmektedir.145 Yine Ebû Zer el-
Gfârînin Rebezeye sürgünü ile ilgili îa Hz. Osman eletirmektedir. Günümüz
aratrmaclarndan M. Salih Ar bu hususu öyle dile getirmektedir:
Hz. Osman ile Ebû Zer arasnda sert tartmalarn olduuna dair rivayetler nak-
leden iî müellifler, bu tartmalarn neticesinde Hz. Osmann, halkn Ebû Zer
ile konumasn yasakladn; Hz. Alinin ise Ebû Zeri savunduunu ve bu ko-
nuda Hz. Osman ile tarttn belirtmektedirler. Neticede Hz. Osman Ebû Zerri
Rebezeye sürgün ettiini ve vefat edinceye dek orada kaldn kaydetmektedir-
ler.146
3.7. Hz. Osmann ehit Edilmesi ve Mürcienin Douu
3.7.1. Hz. Osmann ehit Edilmesi
Bata halifenin yukarda bahsettiimiz bütün icraatlar olmak üzere Müslü-
manlar arasna nifak sokmak isteyen bn Sebe ve onun gibilerin hummal çalmala-
ryla, h. 35te, Msrdan ilk ayaklanma haberleri gelmeye balamt. Özde halifeye
kar olan ayaklanmalar ve protestolar zahiren Msr valisi Abdullah b. Sad b. Ebû
Serhe kar olmutu. Daha sonra alt yüz kiilik bir grup oluturularak halifeyi açk-
ça protesto etmek için Medineye yola çklmt. Duruma müdahale etmesi için Hz.
Ali ile birlikte Sad b. Ebî Vakkas bu alt yüz kiilik asi grubuyla görüüp onlarn ha-
lifeyle alakal olan sorularna bir bir cevap vermi ve zihinlerindeki soru iaretlerini
gidermiti. Bu grup halifeden mutmain olarak geri dönmütü.147 stediklerini elde
edemeyen asiler haberleerek yeni bir plana girimilerdi. Msrdan dört grup halin-
de saylar bine yakn olan muhalifler balarna el-Gâfikî b. Harb el-Akkîyi komutan
olarak tayin ederek Medineye yola çkmt. Basradaki muhalifler ise Hurkus b.
Züheyr es-Sa'dî önderliinde Msrllarla e zamanl olarak Medineye doru yola
koyulmutu. Msrllar halifenin azledilip Hz. Alinin halife olmasn, Kûfeliler de
Zübeyrin halife olmasn istiyordu. Basrallar da Talhann halifeliinden yanayd.
Bu gruplar evvela Medine yaknlarnda bir yerde konaklayp baz sahabe ile görü-
145 Ebû Hamîd zzuddîn Abdülhamîd b. Hibetullah el-Medâinî bn Ebil-Hadîd (656/1258), erh-
u Nehcil-Belâa, thk. M. Ebul-Fazl brahim, 20 c., Kum, y.y., 1959, III, s. 11; Ar, mamiye
îas Kaynaklarna Göre lk Üç Halife Dönemi, s. 453-453.
146 Ar, mamiye îas Kaynaklarna Göre lk Üç Halife Dönemi, s. 494-495.
147 Ayrntl bilgi için bkz: bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 154-167; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 281-286.
68
müler, bir netice elde edemeyince hep birlikte ehre girerek Hz. Osmann evini
muhasara altna almt. Muhalifler ona iki teklif sunmulard; ya hilafetten çekilecek
ya da öldürülecekti. Kararn vermesi için kendisine belli bir müddet tannmlard.148
Kaynaklar bn Abbas, Talha, Zübeyr ve Hz. Ali gibi baz sahabilerin asileri
engellemek çok çaba harcadn ancak bir netice elde edemediklerini nakletmekte-
dir.149 Asiler giritikleri bu icraatn yanl olduunu alglayamayacak kadar kzgn
ve kindar; bedeviler kadar inatç ve srarc olduklar için onlarn itidal sözlerine kulak
asmamlard.150 Hicretin 35. senesinde, isyanclarn Hz. Osmana verdikleri süre bi-
tince, kapdaki nöbetçileri atlatp duvarn delip içeri girerek onu yatanda Kuran
okuyorken canice katletmilerdi. Hatta onu öldürmek için sallanan klçlarn biri ei
Nâilenin parmaklarna isabet edince parmaklar kesilip dümütü.151
Hz. Osmann katledilmesi, Hz. Peygamberden beri devam eden nifak hare-
ketlerinin ilk ve en önemli neticelerinden biridir. Küçük olaylarla filizlenmeye bala-
yan ilk ihtilaflar halifenin öldürülmesiyle birlikte korkunç boyutlara ulam, ümmet
arasna fitne sokmak isteyen münafklar da ilk zaferlerini elde etmilerdi. Nitekim
Müslümanlar bütün bu olaylar neticesinde dört ayr gruba ayrlmt. Birinci grup
Hz. Osmann eylemlerinde haksz olduunu iddia edip onu katledenler ve katledil-
mesine yardm edip katilleri destekleyen Haricî zihniyetli kiilerdi. Ekseriyetini
Umeyyeoullarnn oluturduu ikinci grup ise Hz. Osmann icraatlarnda tamamen
hakl olduunu savunmaktayd.152 Nitekim bu grubun says Hz. Alinin mâmet ma-
kamna geçip katiller hususunda esnek davranmas neticesinde artm ve Cemel ve
Sffîn vakalarnn yaanmasna sebebiyet vermiti. Earî ve ehristânî bu iki grup
148 bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 158-162; bn Kuteybe, el-Maârif, 195-s. 196; Mesûdî, a.g.e., II, s.
354-355.
149 bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 160-161, 172.
150 Baz klasik dönem tarihçiler ve modern dönem yazarlar Ensar ve Muhacirlerin Hz Osmann
öldürmek için gelen asileri ne engellediklerini ne de onlara destek olduklarn, yani onlar ken-
di haline braktklarn nakletmektedirler. Örnek olarak bkz: Ebu'l-Fazl et-Temîmî Nasr b.
Müzahim Minkârî (212/827), Vakatü Sffîn, thk. Abdüsselâm Muhammed Hârûn, 3. Bsk.,
Kahire, el-Müessesetül Arabiyetil-Hadîse, 1981, s.77, 552; Muhammed b. Abdillah b. Mu-
hammed el-Endelusî bn Arabî (543/1148), el-Avâsm minel-Kavasm, thk. Muhîbuddîn El-
Hatîb, Kahire, 1979, s. 136-137, 166; Akbulut, a.g.e., s. 163-164, 177.
151 Ayrntl bilgi için bkz: Taberî, a.g.e., s. 786-787; bn Abd Rabbihi, a.g.e., IV, 286; ehristânî,
a.g.e., s. 37; bnül-Esîr, a.g.e., III, 168-169.
152 Earî, a.g.e., s. 29.
69
arasndaki ihtilafn yaadklar asra kadar süregeldiini nakletmektedir.153 Üçüncü
grup ise Hz. Osmann baz mevzularda hatal olduunu azledilmesinin uygun oldu-
unu fakat öldürülmemesi gerektiini düünmekteydi. Dördüncü grup ise bütün bu
tartmalardan ve siyasi çekimelerden uzak duran kimin hakl kimin haksz olduu
hususunda yorup yapmayarak durumlarn Allaha havale edenlerin tekil ettii top-
luluktu.
Bütün bunlar slamiyet'in ilk dönemlerinde Kur'an ve sünnet altnda dinî
konular yorumlamamann neticesinde, dini anlay farkllklarndan doan bir takm
ihtilaflar meydana getirdiini ortaya koymaktadr. Gerek fikrî, itikadî, gerekse siyasî
alanda vukua gelen bu ihtilaflarn akabinde mezhepler veya frkalar ortaya çkmtr.
Fkh alannda ortaya çkanlar bir kenara brakrsak slam Mezhepleri tarihinin ko-
nusunu oluturan Haricilik, Mürcie, îa, Mutezile ve Cebriye gibi itikadî ve siyasî
frkalardr. lk dönemlerde ortaya çkan fitnelerin dourduu frkalardan biri olan
Mürcie ortaya çk itibariyle de Hz. Osman dönemi referansldr.
3.7.1. Osman b. Affan Dönemi Olaylar ve Mürcienin Douu
Mürcie, sözlük anlam itibariyle irca edenler demektir. rca kelimesinin
ise birçok anlam vardr.154 Ancak iki anlam önemlidir. Bunlardan ilki, geri brak-
mak ve mühlet vermek, ikincisi ise ümit vermek, ummak anlamdr. Kavram ola-
rak irca kelimesi, büyük günah sahibi hakkndaki hükmü Ahiret Gününe brakmak
manasndadr. Onun cennet ehlinden veya cehennem ehlinden olup olmadna ise bu
dünyada karar verilmez. kinci anlama göre ise mürtekib-i kebîrenin affedileceine
dair inanç beslemektir. Çada slam Mezhepleri Tarihi aratrmaclar Mürcienin
douunu hazrlayan nedenleri genellikle üç ana grupta incelemektedirler.155 Bunlar-
dan ilki Harici Zihniyeti, ikincisi Emevî-Haimî Çekimesi, üçüncüsü ise Sosyo-
Politik ve Ekonomik Durum eklinde ifade edilmektedir.
Harici Zihniyet: Müslümanlar arasnda meydana gelen ilk ayrlkç fikir sa-
hiplerinden biri Hz. Osmann hilafeti esnasndaki uygulamalarnda haksz olduunu
153 Earî, a.g.e., a.y.; ehristânî, a.g.e., s. 37.
154 Mesela bkz: Sönmez Kutlu, Mürcie Mezhebi: Douu, Fikirleri, Edebiyat ve slam Düünce-
sine Katklar, Gazi Üniversitesi Çorum lahiyat Fakültesi Dergisi, C. I, No: 1, 2002/1, s.
168-169.
155 Örnein bkz: Kutlu, Mürcie Mezhebi, s. 172.
70
iddia edip onu katledenler ve katledilmesine yardm edip katilleri destekleyen Harici-
lerdi. Bata söz konusu uygulamalar gerçekletirenleri olmak üzere kendileri gibi
düünmeyen bütün Müslümanlar tekfir eden bu kat zihniyete kar bir takm lml
tavr da gelimeye balamtr. Bu durumu Sönmez Kutlu öyle izah etmektedir:
Hz. Osman'n öldürülmesinden sonra yaanan dramatik olaylardan Cemel ve
Sffînde Müslümanlar, birbiriyle savatlar. Daha sonra hakl tarafn tespiti için,
hakeme bavuruldu. Hz. Ali'nin yannda, onunla birlikte Muaviye'ye kar sava-
an bir grup, hakeme bavurulmasna, önce taraftar iken daha sonra Hz. Alinin
hakemlerin verdii karar kabul etmesine kar çkarak, Hüküm ancak Allah'n-
dr deyip ondan ayrldlar ve bu gruba Hariciler dendi. Bunlar bir araya gelerek,
Hz. Aliyi ve tahkimi kabul eden herkesi tekfir edip onlarla savamaya karar
verdiler. Bundan sonra Hz. Aliye, Muaviye ve Emevîlere kar ard arkas ke-
silmeyen isyanlar gerçekletirdiler. En sonunda kendileri gibi düünmeyen bütün
Müslümanlar tekfir ederek, basknlar yapmak suretiyle kanlarnn aktlmasn
helal gördüler. Nâfi b. el-Ezrak ve grubu, Haricilerin say ve kuvvet bakmndan
en güçlü ve en büyük frkas oldu. Onlara göre, büyük günah ileyen küfre gir-
mitir ve küfür topluluundandr. O, bütünüyle slâm'dan çkm olup, dier kâ-
firlerle beraber ebedi cehennemliktir.156 Ayrca onlar, kendileri gibi düünme-
yenleri tekfir ederek onlardan teberrî ediyorlar ve zalim imama kar isyan ge-
rekli görüyorlard. Aslnda Haricilik, bedevî hayattan yerleik hayata geçi dö-
nemi yaayan bedevî Arap zihniyetinin tipik bir tezahürüdür. Bu hayattan gelme-
leri, onlarn olaylar ve hadiseler üzerinde derinlemesine ve sistematik düünme-
lerine engel olmu ferdiyetçilikten çok karizmatik bir cemaat anlayn savun-
malarna sebep olmutur. Devlet geleneine sahip olmayan ve farkl fikirlerin bir
arada yaad, bütün Müslümanlarn eit haklara sahip olmas gerektii medeni
hayata alamayan bu zihniyetin karsnda, devlet gelenei olan, bütün Müslü-
manlarn eitliini ve istikrarl medenî bir hayat savunan lml ve uzlamac
zihniyetin domas kaçnlmazd. Bu frkann fikirleri ve davranlar, kendileri-
ne kar, kart bir grubun müesseselemesini gerekli klmtr. Genelde Arap
olmayan Müslümanlarn temsil ettii bu zihniyetin ad Mürcie olmutur.157
Emevî-Haimî Çekimesi: Mürcî anlayn domasna zemin hazrlayan
önemli etkilerden biri de Emevî-Haimî çekimesidir. Kutluya göre Hz. Peygamber-
'in vefatyla birlikte Hilafeti eline geçiren Kurey kabilesi, Hz. Osman döneminde
meydana gelen fitne hadisesine kadar zahiren bütünlük içinde olmulard. Siyasî ida-
re, her ne kadar Kurey'in elinde idiyse de, cahiliye döneminde Arap siyasî hayatnn
çekirdei durumundaki kabilecilik anlay hiç bir zaman yok edilememiti.158 O, bu
durumu öyle izah etmektedir:
156 ehristânî, a.g.e.,, s. 113-114.
157 Kutlu, Mürcie Mezhebi, s. 172-173.
158 Kutlu, Mürcie Mezhebi, s. 173.
71
Kurey içinde, hilafet konusunda, rakip iki kabileden, Umeyyeoullar, yeni
Müslüman olduklarndan Hz. Ebû Bekir'in halife seçilmesi srasnda sessiz kal-
mak durumundaydlar. Ancak Haimoullar Hz. Peygamber'in kendi aralarndan
çkt için, hem Umeyyeoullarna, hem de dierlerine kar daha nüfuzlu idiler.
Bu sebepten hilafetin kendi haklar olduuna inanyorlard. Ebû Bekir, halife se-
çilirken Haimoullar'nn halifelii gündeme gelmitir. Ancak Kurey'in baz
endieleri dolaysyla fazla dikkate alnmamtr. Kureyin, bu konudaki iç den-
geyi kaybetmesiyle, Hz. Osman dönemi fitne hadiseleri çkm, sonra da Ali-
Muaviye çekimesi halinde devam etmitir. Cahiliye döneminde var olan Emevî-
Haimî çekimesi, Hz. Ömer'in ölümü üzerine, tekil edilen ûrâda Hz. Ali ile
Hz. Osmann kar karya kalmalaryla ve Hz. Osman'n ölümüyle sonuçlanan
fitne hadiseleriyle tekrar su yüzüne çkmtr. Hz. Peygamber zamannda siyasî
nüfuzunu kaybeden Umeyyeoullar, Hz. Osman'n hilafete gelmesiyle tekrar nü-
fuz sahibi olmular ve önemli mevkilere gelmilerdir. Bu en fazla,
Haimoullarn rahatsz etmekteydi. Emevî-Haimî mücadelesi, Sffîn sava
ile tekrar su yüzüne çkmt. Ali b. Ebî Tâlib taraftarlar bu savaa Emevîlerle
yaplan ikinci sava gözüyle bakmlardr. Hz. Ali'nin ölümünden sonra, Hasan-
'n hilafeti Muaviye'ye devretmesiyle, hilafet konusundaki Emevî-Haimî çeki-
mesi bir ara durmu gibi gözükmektedir. Hatta h. 41 ylna Cemaat Yl ad ve-
rilmitir. Emevî-Haimî mücadelesinde, Sffîn'den itibaren birçok insan öldürül-
dü. Basra'da zaman zaman Haricîler boy gösterirken, Kûfede Hz. Ali taraftarlar
sürekli isyan halindeydi. Emevîler ise, sürekli onlarla fiilî mücadele içerisindey-
di. te bu mücadelenin temelinde iktidar mücadelesinin yattn bildiklerinden
olmal ki, birçok kii Sffînde, ne Hz. Ali ne de Muaviyenin yannda yer alm-
tr. Özellikle Medine halknn geneli Hasann hilafeti Muaviyeye devretmesin-
den sonra, Abdullah b. Zübeyri desteklemeleri bir kenara braklacak olursa, si-
yasî olaylardan el çekerek, tarafsz kalmay ve ilimle uramay tercih etmitir.159
Bu çevre ne Kûfe ve Basradaki olaylar ne de Emevîlerin tutumunu tasvip et-
ti.160
Sosyo-Politik ve Ekonomik Durum: Mürcie Mezhebinin douunu hazrla-
yan nedenlerden biri de dönemin sosyo-politik ve ekonomik durumun neden olduu
görüü dile getirilmektedir. Kutlu, Emevîlerin iktidar ele geçirdikten sonra kendile-
rini merulatrma yollar aradklarn ifade eder. Bunun için de Allah'n kaza ve ka-
deriyle halife olduklarn ve onun hükmünü icra ettiklerini, bu sebeple kendilerine
yaplan isyann Allah'a kar yaplm bir isyan olacan iddia ettiklerini belirttikten
sonra durumu öyle izah etmektedir:
Hatta kendilerinin Allahn en yüce askerleri, insanlarn en hayrllar olduklar-
n ve dillerinin en üstün dil olduunu söylemeye baladlar. Bu durum onlarn
Emevî soyu dndakileri ve Arap olmayanlar hakir görmeleriyle ve Müslüman-
lar arasnda asabiyet ruhunun yeniden ortaya çkmasyla neticelendi. Emevî hali-
felerinin, Araplarn tarafn tutup mevaliyle onlar arasnda eit muamele yapma-
159 Malâtî, a.g.e., s. 36.
160 Kutlu, Mürcie Mezhebi, s. 173-174.
72
malar, Arap olmayanlarn bir araya gelerek onlara kar zaman zaman ayaklan-
malarna sebep oldu. Irakta ve hilafetin dou bölgelerinde slâm toplumuna me-
vali sfatyla katlanlarn says her geçen gün artmaktayd. Onlarn Müslüman
olarak kendilerini tanmlamas, cizye ve haraçtan muaf tutulmalarn gerektiri-
yordu. Haccacn, haraç toplamak için görevlendirdii kimseler, kendisine zim-
mîlerin Müslüman olduunu, bu nedenle haraç sisteminin iflas ettiini yazdlar.
Bunun üzerine, Haccac Basra ve dier ehirlere yerlemi ve haraç ödemeyen
kim varsa onlarn ehirlerden çkarlmasn emretti. Daha sonra, bunlar, bir mey-
danda toplanarak nereye gideceklerini bilemedikleri için Ey Muhammed! Ey
Muhammed! diye barp alamaya balamlard. Hatta bir ksm Basral
kurrânn da kyafet deitirerek yanlarna gidip onlar destekledikleri bilinmek-
tedir. Haccac, onlarn her birinin ellerini damgalatarak gitmek istedikleri yerlere
gönderdi. Yeni valinin bu uygulamasyla, bir ara din kardeleriyle tam bir eitlik
ümidine kaplan mevali, topraklarna geri dönmeye ve eskiden olduu gibi harac
ödemeye mecbur oldu. Ancak bu davranlar, birçok kurrâ'nn da katld
Abdurrahman b. Easn isyanna sebep oldu. Haccac, böyle bir uygulamayla,
Emevî iktidarnn ayakta durmas ve ekonomik güç uruna slâm'n müminlerin
kardelii ilkesini ihlal ederek cemiyete üyelikte arap olmay birinci, Müslüman
olmay ikinci plana koyuyordu. Haccac, Abdurrahman b. E'as'la birlikte, kendi-
sine kar isyan eden Said b. Cubeyr de dâhil pek çok kimseyi ikenceyle öldürt-
tüünden halkn ve ulemann nefretini kazand.161
Tarafszlar Grubu: lk Mürcîler: Aratrmaclar özellikle Müslümanlarn
üçüncü halifesi Hz. Osman'n ehit edilmesi üzerine meydana gelen siyasi çekimele-
ri, Mürcie'nin ortaya çkmasnn önde gelen sebeplerinden biri olarak göstermektedir-
ler. Zira onlarn mezhebin ilk nüvelerini bu hadiselere kar gelitirilen tavrlar ara-
snda aramak gerekecektir. Zira Mürcie Hz. Osman ve Ali'nin durumlarnn Allah'a
braklarak cennetlik veya cehennemlik olduklarna ehadette bulunulmamas ek-
lindeki ircâ fikrini benimsemitir. Bu durum öyle izah edilmektedir:
Hz. Osman döneminden itibaren meydana gelen fitne hadiselerinden uzak du-
ran, Cemel ve Sffîn savalarnda Hz. Ali, Talha, Zübeyr ve Muaviyenin yann-
da yer almayan, bunu da srf slâm ümmetinin birlii için yapan, Hz. Ali ve Os-
man taraftarlarnn dnda tarafszlar diye tanmlanan üçüncü bir grup vardr.
Böyle bir tavrn, ilk defa Hz. Osman'n öldürülmesinden sonra Medine'ye dönen
ve üpheciler (ükkâk) olarak tanmlanan gaziler tarafndan sergilendiini
görmekteyiz. Bunlar Hz. Osman'n ölümü üzerine Medine'ye döndüklerinde, bir-
lik ve beraberlik içerisinde braktklar insanlarn birbirini öldürmekte ve birbir-
leriyle çekimekte olduklarn görünce, onlardan hangisinin hakl olduundan
üpheye düerek öyle dediler: Biz sizi birlik, beraberlik içerisinde brakmtk.
imdi ise, sizin ayrla dütüünüzü, bir ksmnzn, Hz. Osman mazlum olarak
öldürüldü, o ve ashab en adil kiilerdi, baznzn ise, Hz. Ali ve ashab daha
adil ve dorudur dediinizi görüyoruz. Hâlbuki bize göre, onlarn hepsi güveni-
lir ve doruluu kabul edilen kimselerdir. Biz onlardan hiç birisinden nefret et-
161 Kutlu, Mürcie Mezhebi, s. 174-175.
73
mez, lanet etmez ve aleyhlerinde ahitlikte bulunmayz. Onlarn durumlarn Al-
lah'a ircâ ederiz. Allah kyamet gününde o ikisi arasnda hükmedecektir.162 Bu-
rada sergilenen tavr, bn Sad'n lk Mürciîlerle ilgili kaydettiklerine tama-
men uymaktadr. Çünkü bn Sa'd onlar u ekilde tarif eder: lk Mürcie, Hz. Ali
ve Osman'n durumunu tehir eden ve onlarn iman ve küfürlerine ahitlik etme-
yen kimselerdir.163 Benzer bir siyâsî tavr, yukarda zikrettiimiz gazilerin d-
nda, siyâsî çekimelere karmayanlar (Mutezile) veya köeye çekilenler
(Huleysiye)164 olarak tanmlanan dier baz sahabiler arasnda da vard.165
Savaan iki taraftan hiç birisine katlmama eklinde bir tavr sergilemi olun-
masnn, siyasi olarak gayet tabii ve kaçnlmaz bir durum olduu ifade edilmektedir.
Nitekim Müslümanlar arasnda ortaya çkan bu tür bir siyasi tavr ve ileri sürülen gö-
rüler, daha sonralar, rcâ fikrine dönütürülebilecek cinsten fikirlerdi. Dolaysyla,
Sönmez Kutlu, Nâî el-Ekber, Nevbahtî, Kummî ve bn Asâkîr bata olmak üzere
pek çok yazar, Mürcie'nin tarih sahnesine çkn, Hz. Osman'n öldürülmesinden
sonra meydana gelen iç kargaalara kadar gerilere götürdüklerini ifade etmektedir.
Ancak onlarn dorudan doruya Mürcie'nin temsilcileri olmadn sadece
Mürcie'nin ilk nüveleri olarak kabul edilebileceini hatrlatmaktadr.166
Bütün bunlardan sonra Mürcie frkasnn ilk tohumlarnn Hz. Osman'n son
devirlerinde ekildii söylenebilir. Özellikle Hz. Osman'n hâkimiyeti, valileri hak-
knda tenkitler ve dedikodular artp siyasi kargaa neticesinde Hz. Osman ehit edi-
lince, bu konuda Ashabdan bir ksm susmay veya tarafsz kalmay tercih edip, Müs-
lümanlar birbirine düüren bu fitneye itirak etmekten kaçndlar. Fakat bu fitnenin
sonuçlar Hz. Ali zamanna kadar uzaynca, onlar da bu türlü çekimser davranmaya
devam ettiler ve hatta müminlerin emîri Hz. Ali ile Muaviye arasnda cereyan eden
162 Ebî'l-Kâsm Ali b. el-Hasen b. Hibetüllah b. Abdillah e-âfi'î bn Asâkîr (571/1175), Târîh-u
Medîneti Dmak, thk. Sekîne e-ihâbî, Dmek, y.y., 1954, s. 504.
163 bn Sa'd, a.g.e., VI, s. 308.
164 Nâî el-Ekber, a.g.e., s. 16.
165 Bazlarnn Hz. Osman tarafndan çeitli görevlere getirilmeleri dolaysyla, Osmânî diye de
tanmlanan bu tarafszlar grubu içerisinde, Abdullah b. Ömer, Sad b. Ebî Vakkâs, Muhammed
b. Mesleme, Üsâme b. Zeyd, Kudâme b. Mazûn, Ka'b b. Mâlik, Sa'd b. Malik, Zeyd b. Sabit,
Hassan b. Sabit, Mesleme b. Muhalled, Ebû Saîd el-Hudrî, en-Nu'mân b. Beîr, Rafi' b. Hadîc,
Fedâle b. Ubeyd, Ka'b b. Ucre, Kays b. Hâzm, Eymen b. Hureym (Huzeym ?), Muhammed b.
Ebî Bekre, Velîd b. Ukbe, Imrân b. Husayn bata olmak üzere sahabe ve tabîundan Hz. Aliye
balangçta biat etmekten kaçnan ancak daha sonra biat edip harbe katlmay ve Ehl-i Kbleye
klç çekmeyi reddeden pek çok kii bulunmaktadr. Bkz. Kutlu, Mürcie Mezhebi, s. 176.
166 Kutlu, Mürcie Mezhebi, s. 177.
74
savalar hakkndaki görü ve kanaatlerini Allaha havale edip açktan söylemek is-
temediler.167
Hz. Osman'n ehit edilmesinden sonra zuhur eden çeitli frkalarla birlikte,
bu dönemden sonra Cemel, Sffîn savalar sonucunda ölen ve öldürenler hakkndaki
hüküm, mürtekib-i kebire yani büyük günah ileyen kiinin durumu veya kader prob-
lemi gibi ümmette bir takm ciddî itikadi problemler ortaya çkmtr. Bu problemle-
rin çözülmesi hengâmnda ise gruplar arasnda münakaalar olmu ve neticede her
frka kendi görülerini tatbik için arkasna siyasî destei almaya çalmtr. Hilafet
meselesiyle birlikte münakaalar daha da alevlenmeye balamtr. Mevcut yönetimin
hilafetini merulatrmak için kendilerine yakn bulduu frkalar desteklemesi, di-
erlerini ise bask altna almas, olay siyasî boyuta kaydrmtr. Nitekim Emevîler,
kendi hilafetini merulatrmak için bir dönem Mutezile'yi ve ayn zamanda
Mürcie'yi desteklemi, Kaderiyeye kar zaman zaman istibdat uygulamtr.168
Mürcie frkas siyasî ihtilaflarn artmas ve kelamî meselelerin çözümlene-
memesi nedeniyle, zamanla ikiye ayrlmtr. lki, Ashab ve Emevîler devrinde vukua
gelen ihtilaflar veya haksz yere müminin mümini öldürmesi gibi büyük günahlar
konusunda hüküm vermekten çekinen, onlar hakkndaki hükmü Allaha brakan
gruptur. kincisi ise Allah, küfürden baka her günah affeder görüünü benimse-
yerek imanla beraber masiyetin zarar vermeyecei gibi küfürle beraber taatin de fay-
da vermeyeceini ileri sürmülerdir.169 Böylelikle Hz. Osmann ehit edilmesiyle
balayan ve Müslümanlarn birbirlerini öldürmesiyle devam eden süreçte meydana
gelen olaylarda Müslümanlar görü ayrlna dümüler hatta balangçta ayn görü
etrafnda toplananlar çok geçmeden kendi aralarnda da anlamazla düerek frkala-
ra ayrlmlardr. Ayn olaylar daha sonra ana kitleden bir baka grubun ayrlarak
mezheplemesinde önemli rol oynamtr. Söz konusu grup el-menziletü beyne
menzileteyn görüünü savunarak soruna çözüm üretmeye çalmtr. Bu grup ba-
167 Mesela bkz: Muhammed Ebu Zehra, slam'da Siyasî ve tikadî Mezhepler Tarihi, çev.
Ethem Ruhi Flal-Osman Eskiciolu, 1. Bsk., stanbul, Yamur Yay., 1970, s. 167.
168 Emevîler döneminde Mürcie ile ilgili ayrntl bilgi için bkz: Kutlu, Mürcie Mezhebi, s. 181-
185; Sönmez Kutlu, Türklerin slamlama Sürecinde Mürcie ve Tesirleri, Ankara, TDV
Yay., 2000, s. 91-99.
169 ehristânî, a.g.e., s. 129.
75
langçta Kaderiye daha sonra da Mutezile adn almtr.170 Böylelikle bu devirdeki
olaylar Müslümanlar arasnda yeni anlay ve mezheplerin domasnda etkili olmu-
tur.
170 bnü'l-Murtaza Ahmed b. Yahyâ b. Murtaza Mehdi Lidinillah (840/1437), Tabakâtül-
Mutezile, thk. Susana Dwald Wlzer, Beyrut, Dârul-Mektebetil-Hayat, 1961, s. 3. Ayrca bu
hususta ayrntl bilgi için bkz: ehristânî, a.g.e., s. 129.
76
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
KEMALEDDN ÜKRÜYE GÖRE HZ. AL
DÖNEMNDE ORTAYA ÇIKAN NFAK HAREKETLER
VE BU HAREKETLERN MEZHEPLEMEYE
ETKLER
77
1. AL B. EBÎ TALB DÖNEMNDEK HTLAFLAR VE BU
HTLAFLARIN HARC-Î-SÜNNÎ AYRIMASINDAK ROLÜ
Hz. Osmann halifelii döneminde zuhur eden ihtilaflarn slam toplumunda
neden olduu kargaalar Hz. Alinin halifelii döneminde de ba göstermeye bala-
mt. Bu olaylarn tamam Hz. Osmann halifeliindeki hiçbir sorunun çözümü
olamam aksine çözümü imkânszlaan birçok problemi beraberinde getirmiti. Bu
siyasi kaos ortamnda da mezheplemeleri hazrlayan sebepler olumaya balanm-
tr. Ayrca bütün bu anlamazlklar ayn zamanda Hz. Ali döneminin slam Mezhep-
ler Tarihinin en kark ve en problemli dönemi olduunu göstermektedir.
Kemaleddin ükrü Hz. Ali döneminde cereyan eden siyasi-dini olaylar slam
Tarihinde Nifak: Ali adl eserinde kronolojik olarak bir araya getirip durumlar kar-
sndaki kiisel görülerini de metne yanstarak aktarmtr. Biz ise bu bölümde Hz.
Ali döneminde Müslümanlar arasnda cereyan eden, dorudan veya dolayl olarak
mezheplemeyi etkileyen vakalar onun fikirleri çerçevesinde ayrntl bir biçimde
eserinden nakledip, bu görüleri slam Mezhepler Tarihi Klasikleri ve slam Tarihi-
nin temel kaynaklar ile kyaslamak suretiyle çalmamzda bütün yönleriyle ortaya
koymaya çalacaz.
1.1. Hz. Alinin Hilafete Seçilmesi ve Mezheplemedeki Rolü
Hilafet çin Yaplan Görümeler: Kemaleddin ükrünün ifadesine göre,
Hz. Osmann ehit edilmesinden sonra Halifelik makam dört gün bo kalmt. Asi-
ler de dâhil bütün Müslümanlar devlet bakanlna ve halifelik makamna münasip
birinin geçmesi hususunda hemfikirdiler.1 Bunun üzerine Msrllar devletin bana
bir an önce imamn geçmesi gerektii hususunda birleerek, yeni halifeyi seçmek ve
bu belirsizlie son vermek için Hz Aliye gelerek;
Ümmetin imamsz kaldn, bu makamn da kendisine layk olduunu, bunun için de
ona biat etmek istediklerini söylemiti. Fakat Hz. Ali, buna raz olmayp isteklerini
geri çevirmiti.2 Bunun üzerine, yazarn naklettiine göre Msrllar, zaman kaybet-
1 Orbay, a.g.e., s. 37; bnül-Esîr, a.g.e., s. 180.
2 Orbay, a.g.e., s. 38. Ayrca bkz: Taberî, a.g.e., s. 790; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 190-191.
78
meden Talha ve Zübeyre halifelik için müracaat etmilerdi, fakat ikisi de onlarn bu
isteklerini geri çevirmiti.3 Msrllar umduklarn bulamaynca Medinelilere, Medi-
neliler de Hz. Aliye bask yapmt, ancak Hz. Ali kararnda srar etmi ve: Siz
benden baka kimi isterseniz seçiniz. Ben ona biat ederim. demiti.4 Müellifin nak-
line göre Msrllar mâmet iinin gittikçe uzadn görünce, Ensar ve Muhacirîne
halifelik seçimi için iki gün mühlet verdiklerini, bu zaman zarfnda bir halife seçe-
memeleri durumunda Ali b. Ebî Tâlib, Talha b. Ubeydullah ve Zübeyr b. Avvâm da
öldüreceklerini söyleyerek onlar tehdit etmilerdir.5 Bu durum Hz. Aliye izah edi-
lince o Talha ve Zübeyri kastederek, intihap emrinin Bedir ehlinin ii olduunu, do-
laysyla onlarn muvafakat etmesi durumunda kendisinin bu görevi kabul edebilece-
ini söylemitir. Bunun üzerine Talha ve Zübeyre giden halk durumu izah etmiler-
dir. Onlar ise halka uyum salayarak: Siz seçiniz, biz de kimi seçerseniz ona biat
ederiz. demitir. Fakat Hz. Ali, Talha ve Zübeyrin böyle söylemelerinin yetersiz
olduunu ve onlarn bizzat yannda bulunmalar gerektiini, yoksa bu teklifi redde-
deceini söylemitir. Bunun üzerine hemen Hâkim b. Cebel ile Malik b. Eter Hz.
Aliyle görüerek onu mescide götürmeye ikna etmi; Talha ve Zübeyri de mescide
getirmeleri hususunda ona söz vermiti.6
Artk Ali b. Ebî Tâlibin halifelii kesinlemiti. Bu durum bata Ensar ve
Muhacirler olmak üzere bütün Müslümanlara rahat bir nefes aldrm ve ayn zaman-
da domas muhtemel olan yeni bir tehlikenin/nifakn önüne geçilmiti. Kemaleddin
ükrünün dedii gibi Hz. Ali ise halifelik seçiminde oldukça titiz davranmt. Çün-
kü o, ileride zuhur edebilecek bir takm fitnelerin önüne geçmek için çaba harcamak-
ta ve vuku bulabilecek yeni ihtilaflara kap aralamamak için oldukça temkinli dav-
ranmaktayd.7
3 Kemaleddin ükrü, Talha ile Zübeyrin halifelii istememelerinde Hz. Aliden çekinmelerinin
veya halifelik makamnda Hz. Ali taraftarlarnn onlar rahat brakmayacan düünmelerinin
etkili olabileceini iddia etmektedir. Bkz: Orbay, a.g.e., s. 39.
4 Orbay, a.g.e., s. 40; Taberî, a.g.e., s. 790; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 190.
5 Orbay, a.g.e., s. 40; Taberi, a.g.e., s. 792; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 1892-193; Seyf b. Ömer el-
Esedî ed-Dabî (200/816), el-Fitne ve Vakatul-Cemel, der. ve tsnf. Ahmet Râtib Armu, 1.
Bsk., Beyrut, Dârun-Nefâis, 1971, s. 93-94.
6 Orbay, a.g.e., s. 41; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 193.
7 Orbay, a.g.e., s. 40-41.
79
Ali b. Ebî Tâlibe Biat: Müellifin ifadesine göre Hicretin 35. Ylnda Talha
b. Ubeydullah, Zübeyr b. Avvâm ve Emevîler8 hariç bütün Müslümanlar mescide
toplanmt. Hâkim b. Cebel ile Malik Eter bir grup askerle Talha ve Zübeyrin bu-
lunduklar yere giderek onlar mescide davet etmilerdi. Fakat onlar: Hele siz seçe-
ceiniz zata biat ediniz. Ondan sonra biz de icabna göre hareket ederiz. diyerek
gelmek istemediklerini belirtmilerdi. Bunun üzerine Hâkim b. Cebel ile Malik Eter;
Hz. Alinin seçilmesinde karar klmadan evvel hilafeti onlara da srayla arz ettikleri-
ni; fakat kendi istekleriyle bu ie yanamadklarn; buna ramen biat için mescide
gelmemelerinin anlamsz olduunu onlara söyleyip: Buna ramen ittifak ettiimiz
kimseye biat etmez ve cemaate itirak etmezseniz, ikinizin de kann dökmek helal ve
mubahtr.9 demek suretiyle onlar tehdit etmitir. 10 Bunun üzerine Talha ve
Zübeyr,11 Malik Eter ve Hakîm b. Cebelin etkisiyle karar deitirerek mescide
gelmitir. Fakat yazarn naklettiine göre Hz. Ali onlarn mescide zorla geldiklerini
anlam ve bunun üzerine onlara emr-i hilafete rabeti olmadn, ikisinden birinin
bu ite arzusu varsa elini uzatmas durumunda ona hemen biat edebileceini söyle-
miti. Fakat onlarn buna raz olmam ve ardndan Hz. Alinin elini alarak biat et-
miti.12
Kemaleddin ükrünün naklettiine göre ilk biat eden Talha b. Ubeydullaht.
Uhud Savanda sa eli sakatland için sol elini kullanarak biat etmiti.13 Müslü-
manlar arasnda ilk biat eden elin sakt olduu için yaplan biatin de geçersiz oldu-
uyla ilgili bir dedikodu yaylmt.14 Sad b. Ebî Vakkas, Abdullah b. Ömer, Mu-
hammed b. Mesleme, Zeyd b. Sabit, Kab b. Mâlik ve Hasan b. Sâbit gibi birçok sa-
8 Orbay, a.g.e., s. 45.
9 Cemaleddin Ataullah Huseynî, Ravzatül-Ahbâb, trc. Magnisavi Benlizade, 2. Bsk., st.,
Matbaa-i Âmire, 1871, III, s. 349; Orbay, a.g.e., s. 41-42.
10 Taberi, bnül-Esîr gibi baz tarihçilerin nakillerinde bu cümleyi bizzat teyit edecek bir bilgiye
rastlanmamtr. Ancak Talha ve Zübeyrin kararlarn deitirmelerinde Malik Eter ile Ha-
kîm b. Cebelin dorudan etkili olduuna; hatta Hâkim b. Cebelin Zübeyre, Malik Eterin de
Talhaya klç çekerek onlar tehdit ettiklerine dair rivayetler kaynaklarda mevcuttur. Ayrntl
bilgi için bkz: Taberi, a.g.e., s. 792-793; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 193.
11 Talha ve Zübeyrin Hz. Aliye biatleri ile ilgili ayrntl bilgi için bkz: Zehra Çakr, Dört Hali-
fe Döneminde Talha b. Ubeydullah stem, C. IV, No: 7, 2006, s. 185-186; Mustafa Çiçek,
Hz. Peygamber ve Hulefâ-i Râidîn Döneminde Zübeyr b. el-Avvâm, stem, C. IV, 4, No: 7,
2006, s. 147-148.
12 Orbay, a.g.e., s. 44; Taberî, a.g.e., s. 790; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 191.
13 Orbay, a.g.e., s. 45; Taberî, a.g.e., s. 791; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 194.
14 Orbay, a.g.e., s. 45; Taberî, a.g.e., s. 791; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 194, 191.
80
habe ise biati en sona tehir etmitir. Hatta bir rivayete göre bu hususta aralarnda tar-
tma balam fakat Hz. Alinin müdahalesiyle bu tartma sonlandrlmtr.15
Frkalamadaki Rolü: Hz. Osmann öldürülmesinin ardndan, nann def-
nedilerek, hilafetin Hz. Ali için uygun görülmesi ve biatin gerçeklemesi, yeterince
gergin ve kark olan bu siyasi ortamn biraz yumuamasna neden olacana daha
büyük skntlar beraberinde getirmiti. Özellikle Hz. Osmann ölümünün siyasete
alet edilmesi ve biat gerçekleene dek yaplan görümeler baka anlamazlklarn zu-
hur etmesine zemin hazrlamtr. Fakat burada üzerinde durulup düünülmesi gere-
ken birkaç nokta vardr. Bunlardan biri Hz. Osmann ehit edilmesi meselesidir. Hz.
Osmann evi kuatldnda, günlerce muhasara altnda aç ve susuz brakldnda
ashab- kibriyâ ve özellikle de Hz. Ali asilere engel olmak için acaba neden bu ile
bizzat ilgilenmemiti?16 Kaynaklarda Hz. Alinin Hz. Osmana destek için olu Ha-
san ve Hüseyini ona gönderdiine dair rivayetler bulunsa da, bu durum, bu sorunun
sorulmasna engel tekil etmemektedir. Zira Hz. Ali hem tecrübe hem de saygnlk
bakmndan oullar Hasan ve Hüseyin bata olmak üzere Talha ve Zübeyr gibi bir-
çok sahabeden de önde, sözü dinlenir bir ahsiyetti.
kinci bir husus Talha b. Ubeydullah ile Zübeyr b. Avvâmn biatleri mesele-
sidir. Bu hususta birbirine muhalif birçok nakil mevcuttur. Fakat gerçek udur ki da-
ha sonralar Hz. Aliye muhalif kesimin arasnda yer alan bu iki sahabe ya hakikatten
cebr altnda kalarak; ya gönülsüz kalarak Hz. Aliye biat etmilerdir. Ya da gönül
honutluuyla biat etmiler fakat daha sonra Hz. Ali, Hz. Osmann katilleri husu-
sunda aceleci davranmaynca ona muhalif olmulardr. Bu konudaki görüler net ol-
mamakla birlikte esas sorun tekil eden Kûfe ve Basrallarn Talha ve Zübeyre olan
tutumlardr ki kaynaklarda zikredildiine göre Hz. Aliye olan biatlerinden dolay,
Kûfeliler Zübeyre, Basrallar da Talhaya kin beslemeye balamlard. Çünkü Hz.
Osmandan sonra Kûfeliler Zübeyrin, Basrallar da Talhann halife olmasn arzu-
lamaktaydlar. Öte yandan ekseriyetini Hz. Osmann aleyhtarlarnn oluturduu
15 Orbay, a.g.e., s. 44-45; Taberî, a.g.e., s. 791; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 191; Çakr, a.g.m., s.
185.
16 Bu hususta benzer yaklamlar için baknz: Adnan Demircan, Ali-Muaviye Kavgas, 2. Bsk.,
stanbul, Beyan Yay., 2010, s. 69-70.
81
Msrllar Hz. Alinin halife seçilmesine hatta Talha ve Zübeyrin de Hz. Aliye biat
ettiklerine ve bu konuda fikir birlii içinde olduklarna bir hayli sevinmilerdi.17
Öte yandan nakledilen rivayetler nda olay ele alacak olursak; Hz. Ali
Talha ve Zübeyre biat annda bile kendisinin bu ie pek de istekli olmadn, eer
isterlerse halifelie onlarn geçebileceini defalarca söylemitir. Buna ramen aca-
ba neden Talha ve Zübeyr bu ie yanamamtr? Bu durumda ise Malik Eter ile
Hakîm b. Cebelin bu hareketinin ne derece doru olduunu ve ayrca onlarn bu
yaptklarndan Hz. Alinin haberdar olup olmadn sorgulamak gerekir. Dorusu bu
sorulara cevap vermek oldukça güç görünmektedir. Çünkü yukarda da izah ettiimiz
gibi kaynaklarda bu hususta birbirine muhalif birçok rivayet mevcuttur. Fakat bizim
bu husustaki kanaatimiz, siyasî idareye kar huruç ederek Hz. Osman katleden Ha-
rici zihniyetli kiiler, mâmet makamna Hz. Aliyi geçirmek için Talha ve Zübeyri
tehdit etmi olduudur. Çünkü Hariciler, Talha veya Zübeyr hilafete geçmesi duru-
munda Hz. Osmann katli hususunda katilleri cezalandracan bilmekteydiler. Hz.
Alinin ise bir takm sebeplerden ötürü bu hususta esnek davranacan da çok iyi
bilmekteydiler. Öte yandan öyle düünmek gerekir ki; Müslümanlar zaten Hz. Os-
man öldürüldükten sonra siyasî olarak tefrikaya dümütü. Hem siyasi hem de dinî
açdan adeta kaosu andran bu ortamda yaplan halifelik seçiminde halkn salam ve
kararl iradesini ortaya koymas beklenemezdi.
Üçüncü olarak üzerinde düünülmesi gereken nokta Hz. Aliye biat etmeyen-
lerle ilgilidir. Bilinmektedir ki; seçim esnasnda Sad b. Ebî Vakkas ve bn Amir gibi
baz sahabiler biatini tehir etmi; Hassan b. Sâbit, Kab b. Mâlik, Mesleme b.
Muhallid, Ebû Saîd el-Hudrî, Muhammed b. Mesleme, Numan b. Beir ve Zeyd b.
Sâbit gibi baz sahabiler ise Hz. Aliye biat etmemilerdi.18 Neden baz sahabiler bi-
atlerini tehir ederken bazlarysa hiç biat etmemilerdir? Özellikle biat etmeyenleri,
sadece Hz. Osman taraftar olarak nitelemek eksik ve belki de yanltr. Onlar bi-
at hususunda temkinli davranmalarnda, hatta biate hiç bulamamalarnda toplumun
her açdan tamamen kargaa içerisinde olmasnn önemli bir rol oynayabileceini de
17 bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 193. Ayrca Hz. Aliye biat konusunda ayrntl rivayetler için bkz:
bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 365-369.
18 bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 191-192.
82
söylemek mümkündür.19 Bu kaos ortam, baz sahabileri biatlerini tehir etmelerine,
bazlarn ise seçime hiç karmamasna (Mürcie) sevk ettii ise açktr.
Ksaca söylemek gerekirse Hz. Ebû Bekirin ve Hz. Osmann halifelie se-
çilmesinde mâmet meselesinde Müslümanlar arasnda bir takm anlamazlklar
vuku bulduu gibi, Hz. Alinin de halifelie intihabnda da benzer sorunlar yaan-
mtr. Hz. Alinin seçimi için yaplan görümeler ve bu görümeler neticesinde onun
mâmet makamna geçii bir takm tefrikalar ve nifaklar da beraberinde sürüklemi-
tir. Yukarda da izah ettiimiz gibi baz Müslümanlar onun mâmetini kabul ederken
bazlar reddetmi, bazlar ise bu hususta tarafsz ya da kararsz kalmay tercih et-
mitir ki bu ihtilaf, Müslümanlarn frkalamasnda bizzat rol oynayan ve Earînin
nakline göre as rlarca!süren bir ihtilaftr.20
Hz. Alinin hilafete seçilmesi, Müslümanlarn frkalamasnda bir rol oyna-
mtr. Harici zihniyetli asîler, Hz. Alinin mâmet getirilmesine raz olmutur. Çün-
kü bu siyasi ortamda, Hz. Osman aleyhtarl duygular, onlar Hz. Aliye yanda
olmaya itmitir. Öte yandan Hz. Osmann öldürülmesinde Harici zihniyete bir tepki
olarak doan ve tarafszln ilan eden Mürcie Hz. Alinin mâmete intihabnda da
tarafszln sürdürmü ve siyasetten uzak durmutur.
Hz. Alinin hilafete geçmesi, iî zihniyetinin olumasna hz kazandrd bir
gerçektir. Bilinmektedir ki; îaya göre; imamlar, tpk peygamberler gibi masum-
durlar. Onlar Allahn kanunlarn koruyan, gözeten ve sürekliliini salayan kimse-
ler olduklar için konumlar itibariyle peygamberler gibidirler. Mazlumun intikamn
zalimden almalar, fesat ve nifakn ortadan kaldrlmas için imama ihtiyaç vardr ve
bu sebeple imam onlara göre Allahn lütfudur.21 Dolaysyla îaya göre Hz. Alinin
mâmete geçmesi nifak ve ihtilaflarn ortadan kaldrlacana, gasbedilen imamlk
hakknn geri kazanlacana, mazlumun ahnn zalimlerden alnacana delalet et-
mektedir.
19 Bu hususta ayrntl bilgi için bkz: Adnan Demircan, Hz. Ali Dönemi ve Ehl-i Beyt, stanbul,
Beyan Yay. 2008, s. 58-59.
20 Earî, a.g.e., s. 29-30.
21 Bu hususta ayrntl bilgi için bkz: Adgüzel, a.g.m., s. 98-99.
83
1.2. Cemel Vakas ve Frkalamadaki Yeri
Yukarda da izah ettiimiz gibi Hz. Osmann öldürülmesiyle çözümü nere-
deyse imkânszlaan sorunlar Cemel Savayla artk iyice içinden çklmaz bir hal
almt. Bir tarafta Bedir, dier tarafta ise Uhud kahramanlar bata Arap Yarmadas
olmak üzere bütün slam Memleketlerini saran siyasi havadan etkilenerek birbirine
klç çekmiti. Binlerce mümin, binlerce müminin kann dökmütü. Böylesine kanl
bir sava tarihe kazyan ve aradaki nifak tohumlarn eken münafklar ayn sadece
Müslümanlarn kann dökmesine sebebiyet vermemi, asrlar boyu problem olarak
devam edecek olan büyük bir ayrmaya sebep olmutur.
Talha ve Zübeyrin Tutumu: Müellifin nakline göre biat akam Talha b.
Ubeydullah ile Zübeyr b. Avvâm, Ali b. Ebî Tâlibi ziyarete gelmi; ondan Hz. Os-
mann katillerinin ksasn istemiti. Ancak Hz. Ali onlara hakl olduklarn, ama e-
hir isyanc kuvvetlerin elinde olduu için ve kuvvet bakmndan onlar daha üstün ol-
duu için katillerin cezalandrlmasnn henüz imkânsz olduunu, dolaysyla böyle
kark bir ortamda bir icraat yapmann uygun olmayacan ve ortaln biraz yat-
mas gerektiini dile getirmiti.22 Yazarn naklettiine göre bunun üzerine, Talha ve
Zübeyr biatten sonra Hz. Aliye gelerek Basra ve Kûfe valiliklerini istemi, fakat Hz.
Ali onlarn kendisi için birer müavir olduklarn gitmeleri durumunda çevresinde is-
tiare edebilecei kimsenin kalmayacan ileri sürerek isteklerini reddetmiti.23
Cemel Sava: Kaynaklarda nakledildiine göre Hz. Aie Hz. Osmann öl-
dürülmesinden yaklak 20 gün evvel, hicretin 35. ylnda, Hac için Mekkeye gitmi,
fakat Hac dönüünde halifenin öldürüldüünü ve yerine Ali b. Ebî Tâlibin halife se-
çildiini duyunca, bir müddet Mekkede kalmaya karar vermiti.24 Ayrca halifenin
ehit edilmesinin ardndan huzur ve sükûnetin bozulmas sebebiyle bata Talha,
Zübeyr, Basra ve Yemenin eski valileri olmak üzere Hz. Osmann yandalarnn
22 Orbay, a.g.e., s. 47-48; Taberî, a.g.e., s. 794-795; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 195-196; Çakr,
a.g.m., s. 187; Çiçek, a.g.m., s. 148. Orbay Talha ve Zübeyrin bu tutumunu akl hocal
yapmak olarak deerlendirmekte ve onlar eletirmektedir. Bkz: Orbay, a.g.e., s. 48.
23 Orbay, a.g.e., s. 55; Yakûbî, a.g.e., II, s. 180; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 196.
24 ed-Dabî, a.g.e., s. 112-113; Yakûbî, a.g.e., II, s. 180; Taberi, a.g.e., s. 799-780; bnül-Esîr,
a.g.e., III, s. 206; Çakr, a.g.m., s. 188; Çiçek, a.g.m., s. 149; Mustafa Özkan, Siyasi-Sosyal
Gelimeler Karsnda Hz. Aienin Duruu Üzerine, Diyanet lmî Dergi, C. XXXXV, No: 1,
Ocak-ubat-Mart 2009, s. 61.
84
çou Mekkeye gelmiti.25 Özetle, Medine ile kyaslanacak olursa Mekkede topla-
nanlarn çounu Hz. Osman taraftarlar ve onun katillerinin bulunup cezalandrlma-
sn isteyen kiiler oluturmaktayd ve Hz. Alinin derhal katilleri cezalandrmasn
arzuluyorlard. Mekkede bir araya gelen bu kitle, Hz. Ali karsnda ayaklanmak
için, zaman zaman Hz. Aie önderliinde baz toplantlar düzenlemiti.26 Bu istiare-
lerin neticesinde Hz. Aie ve beraberindekiler, Ali b. Ebî Tâlibten Osman b.
Affânn katillerinin ksasn talep etmek, hakkn yerini bulmas için gerekirse sa-
vamak ve katilleri savata öldürmek için bir ordu hazrlayp Hz. Alinin üzerine yü-
rümeye karar vermi27 ve üç bin kiilik bir orduyla, hicretin 36. senesinde, Basraya
hareket etmiti.28 Kemaleddin ükrü, orduyu arzular tatmin edilmemi, hrslarn
alamam, ahsi duygularyla hareket eden fesatçlar olarak, Hz. Aieyi ise nifak-
çlarn eleba olarak nitelendirmektedir.29 Ayrca amaçlarnn sadece nifak ve
bozgunculuk çkarmak olduunu öne sürmekte30 ve fk Hadisesini kastederek Hz.
Aienin; vali olmak istediklerini kastederek Talha ve Zübeyrin, Hz. Aliye muhalif
davranmasnda kiisel duygularnn önemli bir ekilde rol oynadn iddia etmekte-
dir.31
Yazarn ifade ettiine göre Mekkeliler hazrladklar orduyla Basraya vardk-
larnda, Basra valisi Osman b. Huneyf ve ordusuyla arasnda Mekkeliler kanl müca-
deleler vuku bulmutu.32 Bu mücadelelerde, Mekkeliler Osman b. Huneyfi bayln-
25 Orbay, a.g.e., s. 58; ed-Dabî, a.g.e., s. 107-108, 113-114; Yakûbî, a.g.e., II, s. 180-181;
Taberi, a.g.e., s. 797-800; Mesûdî, a.g.e., II, s. 366; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 207-208; bn
Kesîr a.g.e., s. 370-371; Mustafa Akçay, Hz. Alinin Hayat ve Kiilii, Anadoluda Alevîli-
in Dünü ve Bugünü, ed. Halil brahim Bulut, 1. Bsk., Sakarya, Sakarya Üniversitesi Yaynla-
r, 2010, s. 198.
26 Bu hususta ayrntl bilgi için bkz: Taberi, a.g.e., s. 799-801; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 207-211;
bn Kesîr a.g.e., VII, s. 372-373; Çakr, a.g.m., s. 189.
27 Ayrntl bilgi için bkz: Orbay, a.g.e., s. 58-61; Mesûdî, a.g.e., II, s. 366-367; bnül-Esîr,
a.g.e., III, s. 207-209; bn Kesîr a.g.e., VII, s. 372-373.
28 Orbay, a.g.e., s. 60; ed-Dabî, a.g.e., s. 116; Taberi, a.g.e., s. 802-803; Mesûdî, a.g.e., II, s.
366-367; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 208; bn Haldun, a.g.e., II, s. 608-609.
29 Orbay, a.g.e., s. 56-58;
30 Orbay, a.g.e., s. 60-61.
31 Orbay, a.g.e., s. 57; M. Saîd Hatipolu, Hz. Peygamberin Vefatndan Emevîlerin Sonuna
Kadar Siyasi-çtimai Hadiselerle Hadis Münasebetleri (Yaynlanmam Doçentlik Tezi),
Ankara 1967, 31; Özkan, a.g.m., s. 61-62.
32 Orbay, a.g.e., s. 62-63; ed-Dabî, a.g.e., s. 127-129; Taberi, a.g.e., s. 804-806; Mesûdî, a.g.e.,
II, s. 366-367; bn Haldun, a.g.e., II, s. 608-609; Çiçek, a.g.m., s. 152-154.
85
caya kadar döverek, saçn sakaln yolup önce hapsetmi,33 sonra ise hapsedildii
yerden çkarlarak, çplak bir vaziyette Medineye sürmütü. dare ise tamamen
Mekkelilerin eline geçmiti.34
Bunun üzerine, hicretin 36. senesinde, tamamn Ensar ve Sahabilerin olu-
turduu Hz. Ali komutasnda bir ordu, Basraya hareket etmiti.35 Osman b. Huneyf,
Zikâr adnda bir yerde Hz. Ali karlam ve ona kendisine yaplanlar iletmiti. Bu-
nun üzerine Hz. Alinin bu durum karsnda çok üzülmü ve ellerini kaldrp, yaptk-
lar hatalar anlamalar ve nedamet duymalar hususunda Mekkelilere dualarda bu-
lunmutur.36 Yazarn naklettiine göre Hz. Ali, Basraya varnca bar görümelerini
balatm, bu görümeler netice vermeye balam ve tansiyon iyice dümütü.37
Kemaleddin ükrünün naklettii bilgilere göre; Hz. Ali konumasnda Talhaya38 ve
Zübeyre serzenite bulunmu ve onlara yaptklarnn yanl olduunu ayetlerle ha-
dislerle izah etmitir. Hz. Alinin, Hatrnda m? Bir gün Rasûl-ü Ekrem sana hita-
ben: Zübeyr sen zalim ve haksz olduun halde bir gün gelecek Ali ile mukatele ede-
ceksin demiti. Bu hadisi ne çabuk unuttun? sözü üzerine Zübeyr b. Avvâm yapt-
na piman olmu ve Hz. Alinin yanndan ayrlmtr.39
Bu görümelerin neticesinde ortalk biraz yumuasa da iki tarafta da sava
iddetle arzu edenler vard. Özellikle Talha ve Zübeyrin oullarnn savamay arzu-
ladklar eserde kaytldr. Bu yüzdendir ki Zübeyr b. Avvâm, Hz. Ali ile görütükten
sonra Hz. Aienin ve kendi oullarnn yannda Yemin ederim ki ben Ali ile sava-
33 Orbay, a.g.e., s. 64; ed-Dabî, a.g.e., s. 129; Taberi, a.g.e., s. 806; Mesûdî, a.g.e.,, II, s. 367;
bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 215; bn Kesîr a.g.e., VII, s. 376.
34 Orbay, a.g.e., s. 64-65; Taberi, a.g.e., s. 806, 807-808; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 215-216.
35 Ayrntl bilgi için bkz: Orbay, a.g.e., s. 70-71; ed-Dabî, a.g.e., s. 136; Taberî, a.g.e., s. 810-
811; Mesûdî, a.g.e., II, s. 367, 369-370; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 377.
36 Ayrntl bilgi için bkz: Orbay, a.g.e., s. 70-71; bn Kesîr a.g.e., VII, s. 380.
37 Orbay a.g.e., s. 75-77; ed-Dabî, a.g.e., s. 145-146; Taberî, a.g.e., s. 814-815; bnül-Esîr, a.g.e.,
III, s. 232-234; bn Kesîr a.g.e., s. 384-385; Çakr, a.g.m., s. 194.
38 Taberî, a.g.e., s. 821; Mesûdî, a.g.e., II, s. 373.
39 Orbay, a.g.e., s. 79; Baz slam Tarihi kaynaklarnda Hz. Ali ile Talha ve Zübeyr arasnda ge-
çen bu diyaloun sava baladktan sonra geçtii nakledilmektedir. Ayrntl bilgi için bkz:
Yakûbî, a.g.e., II, s. 182-183; Taberî, a.g.e., s. 821; Mesûdî, a.g.e., II, s. 371-372; bnül-Esîr,
a.g.e., III, s. 239-240; bn Haldun, a.g.e., II, s. 616-617.
86
mam. Buradan çekip gideceim demesi üzerine ona ilk itiraz bizzat olu Abdul-
lahtan gelmitir.40
Görümeler neticesinde, Cemel Vakas bar ile sonlandrlacakken, Malik
Eter, Halit b. Mülcem ve Abdullah Reâ,41 gibi bir takm Haricî zihniyetli nifakçlar,
geceleyin, aralarnda gizli bir toplant düzenleyip, Eer Ali; Talha, Zübeyr ve Aie
ile sulh yaparsa yarn bunlar hep birleirler ve Osmann katili sizsiniz diye bizim
üzerimize hücum ederler. Ne yapacaksak hemen bu geceden yapalm. diyerek; sa-
baha kar kendi kuvvetlerinin de desteiyle iki taraf birbirine düürmek için gizlice
hem Mekkelilere hem de Medinelilere saldrma karar almlardr.42 slam tarihi
eserlerinde emri altndaki askerlerin yaklak 2500 kiiyi bulduu nakledilen43 bu ni-
fakçlarn bir ksm, h. 36da, Cemaziyelahirin 14ünde sabaha kar gizlice Mekke-
lilerin üzerine hücum ederken, dier bir ksm ise Medinelilere saldrmt. Yazarn
naklettiine göre bu olay Cemel Savann balangc olmu, iki taraf da ne oldukla-
rn anlamadan savaa sürüklenmiti. Hz. Aienin yan sra, Talha b. Ubeydullah,
Zübeyr b. Avvâm ve onun oullar da savaa dâhil olmutu.44 Bu srada Zübeyr b.
Avvâm harp meydanndan kaçmaya balamt. Bu durumu gören Ahnef b. Kays,
Amr b. Cürmüzü Zübeyrin üzerine göndermi, bn Cürmüz ise Vedây Sâya adnda
bir mevkide onu yakalayarak öldürmütü.45 Öte yandan Mervan b. Hakemin att
bir okla Talha b. Ubeydullah ölmütü.46 Kemaleddin ükrünün nakline göre, sava
iddetlendii bir srada, Hz. Ali, Hz. Aieyi öldürmek isteyen askerleri görünce he-
men onun devesinin yanna sokulup Bu deve çökmedikçe bu kanl sava bitmez.
40 Orbay, a.g.e., s. 79-80; Yakûbî, a.g.e., II, s. 182-183; Taberî, a.g.e., s. 821; Mesûdî, a.g.e., II,
s. 372; bn Kesîr a.g.e., VII, s. 390-391; bn Haldun, a.g.e., II, s. 617.
41 Baz kaynaklara göre Albâ b. Heysem, Adiyy b. Hatem, Sâlim b. Salebe el-Kaysî, Süreyh b.
Evfâ, Abdullah b. Sebe gibi birçok Hâricî de bu toplantda yer alan isimler arasndayd. Ayrn-
tl bilgi için bkz: ed-Dabî, a.g.e., s. 147-148; Taberî, a.g.e., s. 816; bnül-Esîr, a.g.e., III, s.
234-235; bn Kesîr a.g.e., VII, s. 386.
42 Orbay, a.g.e., s. 81; Bu toplantda yaplan görümeler hakknda ayrntl bilgi için bkz: ed-
Dabî, a.g.e., s. 147-155; Taberî, a.g.e., s. 816-817; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 236.
43 Örnein bkz: bn Kesîr a.g.e., VII, s. 386.
44 Orbay, a.g.e., s. 83; Taberî, a.g.e., s. 820-821; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 242-243.
45 Orbay, a.g.e., s. 83-84; Ayrca ayrntl bilgi için bkz: Yakûbî, a.g.e., II, s. 183; ed-Dabî,
a.g.e., s. 174-175; Taberî, a.g.e., s. 830; Mesûdî, a.g.e., II, s. 372; ehristânî, a.g.e., s. 37;
bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 244; bn Kesîr a.g.e., VII, s. 391; bn Haldun, a.g.e., II, s. 618.
46 Orbay, a.g.e., s. 83-84; Yakûbî, a.g.e., II, s. 182; Taberî, a.g.e., s. 821-822; Mesûdî, a.g.e., II,
s. 374; ehristânî, a.g.e., s. 37; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 244.
87
demi ve bunun üzerine askerlerden biri devenin bacaklarn klçla keserek deveyi
düürmü ve sava bitirmiti.47
Yazarn naklettiine göre Hz. Ali savan sona erdiini, kaçanlarn peine dü-
ülmemesini, yarallarn öldürülmeyip tedavi edilmesini ve evlere baskn yaplmama-
sn askerlerine ilan etmitir.48 Akabinde Ammar b. Yâsir ile Muhammed b. Ebû
Bekr, Hz. Aieyi sava meydanndan alarak Basrada bir eve getirmiti. Hz. Ali sa-
vatan sonra Hz. Aieyi ziyaret edip, hatrn sormu, onun için dualarda bulunmu
ve istedii yere gitmesi hususunda ona izin vererek gerekli yardmlarda da bulun-
mutu. Hz. Aie ise Medineye dönmek isteyince ona yol boyu birkaç mil elik ede-
rek onu yollamt.49
Ganimetler Hususundaki Anlamazlk: Nakledilen bilgilere göre savatan
sonra Müslümanlar arasnda ganimetler hususunda yeni bir fitne zuhur etmiti. Hz.
Ali ile beraber Cemel harbine katlanlarn bir ksm, özellikle Msrllar, ganimet elde
etmek için savaa katlmt. Sava lehlerinde sonlannca da Hz. Aliye müracaat ede-
rek bir an önce hisselerinin datlmasn talep etmilerdi. Hz. Ali ise onlar azarlayp
ve onlara savalan tarafn Müslümanlar olduunu, savan da bir zaruret olduunu,
dolaysyla ganimetlerinin miras yoluyla ailelerine dütüünü söylemi ve ganimet-
leri ehitlerin varislerine datmt.50 Bunun üzerine onlar da Hz. Aliye, savaa ka-
tlmaktan pimanlk duyduklarn dile getirip, ona tan ederek Basradan ayrlm ve
Kûfeye gitmilerdir.51 Akabinde Hz. Ali de Basraya vali olarak Abdullah bn Ab-
bas tayin ederek vakit kaybetmeden Kûfeye dönmü ve hilafet merkezi olarak ora-
y tercih etmitir ki Müellif Hz. Alinin Kûfeye dönmesini, Msrllarn ona muhalif
ve kzgn bir ekilde oraya gitmelerine balamaktadr.52 Nitekim bül-Esîrin naklet-
tii bir rivayet bu görüü teyit etmektedir. Bu rivayete göre Hz. Ali sava sonras
47 Orbay, a.g.e., s. 84-85; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 251. Ayrca savataki dier ayrntlar hakknda
bkz: Mesûdî, a.g.e., II, s. 377-380; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 244-254.
48 Orbay, a.g.e., s. 85; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 253-254.
49 Orbay a.g.e., 85; ed-Dabî, a.g.e., s. 182-183; Taberî, a.g.e., s. 831, 832, 833; bnül-Esîr, a.g.e.,
III, s. 254-255, 256; bn Kesîr a.g.e., VII, s. 395, 397-398; bn Haldun, a.g.e., II, s. 62-621;
Akçay, a.g.m., s. 198.
50 Ayrntl bilgi için bkz: bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 259. Ayrca bu hususta Hz. Alinin görüleri
için bkz: ed-Dabî, a.g.e s. 181; Taberî, a.g.e., s. 832; Mesûdî, a.g.e., II, s. 371; bn Haldun,
a.g.e., II, s. 621.
51 Orbay a.g.e., s. 87-88.
52 Orbay a.g.e., s. 69; Taberî, a.g.e., s. 833.
88
mevcut karklklar önlemek için Basrada biraz daha kalmak istemiti. Ancak Ab-
dullah bn Sebe ve dier Haricîlerin Hz. Aliden izin almadan Basradan ayrlp
Kûfeye dönmelerini Hz. Ali üpheyle karlad için onlarn hemen akabinde he-
men Kûfeye gitmitir.53
Cemel Vakasnn Frkalamaya Etkisi: Cemel Sava, Hz. Osmann ölü-
münden sonra ilk kez iki Müslüman grubun birbiriyle amansz bir mücadeleye girdi-
i ve binlerce Müslümann binlerce Müslüman katlettii bir sava olmas hasebiyle
slam Mezhepler Tarihi açsndan büyük bir önem ifade etmektedir. Modern dönem
aratrmaclarndan Abdulcabbar Adgüzel, bu konunun önemini öyle vurgulamtr:
Bu sava, insanlarn zihninde birtakm problemlerin olumasna sebebiyet ver-
mitir; çünkü savaan ve savalan ile öldüren ve öldürülenler hep Müslüman
olmakla beraber her iki taraf da kendi safnda ölenleri ehit ilan etmekteydi. Hâl-
buki Peygamberin: ki Müslüman çarprsa ölen de öldüren de cehennemde-
dir.54 hadisine göre iki taraf da tehlike içerisindeydi. Bir ksm Peygamber ile
savalara katlp cennetle müjdelenmi olan bu insanlarn durumu merak konu-
suydu. Osman b. Affânn katlinden sonra bu durum ve ilerde de devam eden
olaylar, mezheplerin ayrm noktalarndan biri olan iman-amel, kaza-kader, husn-
kubh, halkul-efal, salah-aslah, mürtekib-i kebire gibi Kelâm problemlerin orta-
ya çkmasna ve asrlar boyu tartlmasna zemin hazrlamtr.55
Havaric açsndan düünüldüünde, Cemel vakas, Hariciliin douunda
dorudan etkili olmasa da, Harici zihniyetin olumasnda etkili olmu ve Haricilerin
giderek tehlikeli bir hal aldnn altn çizmitir. Aslnda, Kemaleddin ükrünün
harici olarak niteledii asilerin ayaklanp Hz. Osman öldürmeleri, sonraki prob-
lemlere zaten kap aralamt. Bu problemler tam bar yoluyla çözülecekken, Hz.
Osmann öldürülmesinde etkin bir ekilde rol oynayan Haricî liderler Cemel Sava-
na sebebiyet vererek dolayl olarak binlerce Müslümann da katili olmutu.
Öte yandan Cemel Vakas, iî zihniyetin teekkülünde de önemli bir rol oy-
namaktadr. Hz. Ebû Bekirden beri snrl bir ekilde varln koruyan Hz. Alinin
taraftarl, Hz. Alinin halifelie geliiyle ve Cemel Savayla daha da güçlenmitir.
Cemel vakasn deerlendiren iî müelliflerinden Tabtabâî, Hz. Ali dönemi iç karga-
alarnda, Hz. Âie, Talha ve Zübeyrin dier iç kargaalara sebebiyet verenlerin,
53 Orbay a.g.e., s. 88; Yakûbî, a.g.e., II, s. 184; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 260.
54 Buhârî, man 23, 31; Müslim, Fiten 4; bn Mâce, Fiten 4.
55 Adgüzel, a.g.m., s. 97-98.
89
ahsî menfaatleriyle hareket ettiklerini öne sürmektedir.56 Aslnda Kemaleddin ük-
rünün bu husustaki düünceleri îa çizgisine oldukça yakndr. Nitekim yukarda
naklettiimiz gibi Kemaleddin ükrü Orbay, Hz. Âienin de Talha ve Zübeyrin de
ahsî duygularla hareket ettiini ileri sürerek onlar Nifakçlkla nitelendirmi hatta
Hz. Aliye kar ayaklanmalarn hurûç etmek olarak nitelendirmitir.
Aslnda îaya karakteristik bir renk kazandran mâmet anlay neticesinde
Hz. Alinin insanüstü bir varlk olarak tasavvur edilmekte, onun karsnda olan her-
kes iîler tarafndan zemmedilmekte ve lanetlenmektedir. Hatta iî müellifler, bu gö-
rülerini temellendirmek için baz ayetleri tevil etmekte ve baz hadisler nakletmekte-
ler. Bu anlamda deiik bâtni yorumlara bavurmaktadrlar. Bu inançla yola çkan
iîler, Hz. Alinin Cemel Vakasnda tamamen suçsuz olduunu (ki zaten imamlar
masumdur) ve ona kar gelen Talha, Zübeyr ve Hz. Âienin de ve onlarn ordusu-
nun kâfir olduunu iddia etmektedir. Nitekim iî müelliflerden eyh Müfîd, bir ese-
rinde Cemel olayndan bahsederken, Hz. Âie, Talha ve Zübeyr için: Günahkârlar,
kalleler, hainler, dönekler, fasklar, hak yoldan sapanlar, doruluktan uzaklaan-
lar olarak bahsetmektedir. Ayrca onlarn Hz. Osmann kann talep etmeye hakla-
rnn olmadn, Hz. Osmann katillerini bahane ederek Hz. Aliyi öldürmek iste-
diklerini, zaten onlarn evvelden beri kâfir olduklarn ve bunu gizlediklerini, Hz.
Peygamberin ise bunu bildiini ve bu nedenle Hz. Aliye onlarla savamay farz kl-
dn, dolaysyla kanlarnn helal olduunu nakletmektedir.57
iî müelliflerinden Tabtabâî ise Cemel Savan birtakm ekonomik nedenlere
balamaktadr. Bu konuyu Abdulcabbar Adgüzel bir makalesinde58 öyle naklet-
mektedir:
îann görüüne göre bu iç savalara neden olanlarn ahsi menfaatlerinden
baka bir maksatlar yoktu. Üçüncü Halifenin kann gütme davas, avam halk
aldatma aracndan baka bir ey deildi. diyerek söze balayan Tabatabâî, de-
vam eden cümleleriyle savaa asl sebep olan eyin beytülmalin taksimi ile ilgili
olduunu iddia etmitir. Ona göre; Ömer b. el-Hattâbdan bu yana beytülmal,
adaletsiz taksim ediliyordu ve belli bir kesim sürekli olarak hazineden nemalan-
yordu. Ali b. Ebî Tâlib halife olduktan sonra adaleti salamt; ancak bu durum
56 Tabtabâî, a.g.e., s. 60-62.
57 Muhammed b. Muhammed el-Badâdî eyh Mufîd, el-Cemel ven- Nusre li-Seyyidil-tre fî
Harbil-Basra, Kum, el-Mektebetud-Dâvirî, t.y., s. 19-20; Adgüzel, a.g.m., s. 100.
58 Adgüzel, a.g.m., s. 100-101.
90
öteden beri ayrcalkl olanlarn, menfaatlerine dokunmas sebebiyle, houna
gitmedii için ihtilaf ve fitne çkmt.59
1.3. Sffîn Vakas ve Hariciliin Douu
1.3.1. Sffîn Vakas:
Hz. Ali Halifelik makamna geçince, onun önemli bir icraat Hz. Osmann
atad valilerin ivedilikle deitirilmesi olmutu ki bu durumu Kemaleddin ükrü
dareyi Ümeyyeoullarnn elinden kurtarmak60 olarak yorumlamaktadr. Valile-
rinin deitirilmesi politikasnn bir parças olarak, o evvela Amr b. As ile Muaviye
b. Ebû Süfyan azletmek istiyordu. Nakledildiine göre bu hususta Muire b. ube
ve Abdullah b. Abbâs ile baz istiarelerde ve görü alveriinde bulunmutu.61
Hz. Ali, yapt görümeler neticesinde belli bir karara varm ve bu karar
mucibince Ubeydullah b. Abbâs Yemene, Osman b. Huneyfi Basraya, Kasem b.
el-Abbas Mekkeye, Sehl b. Huneyfi ama, Kays b. Sad Msra ve Umara b.
ihâb da Kûfeye tayin etmitir.62
Muaviyenin Hz. Ali Aleyhinde Faaliyetleri: Kemaleddin ükrünün nak-
lettiine göre, hicretin 35. ylnda, Numan b. Beîr, Muaviyenin istei üzerine Hz.
Osmann kanl gömleini ve ei Nâilenin kesilmi parmaklarn alarak ama
Muaviyeye götürmütü.63 Muaviye ise bu kanl gömlekle kesik parmaklar Emevî
Camiinin minberinde tehir etmek suretiyle halk tahrik edip Hz. Aliye kar Hz.
Osmann katillerinin cezalandrlmas hususunda kkrtyordu.64 Öte yandan
Muaviye Hz. Alinin gönderdii vali Sehl b. Huneyfi tanmam, Ali b. Ebî Tâlibin
Hz. Osmann katilleri hususunda rahat davranmas Muaviyeyi ona biat etmemeye
itmiti.65
59 Tabtabâî, a.g.e., s. 60-62.
60 Orbay, a.g.e., s. 48.
61 Ayrntl bilgi için bkz: Orbay, a.g.e., s. 49-51; Taberî, a.g.e., s. 795-796; bnül-Esîr, a.g.e.,
III, s. 197-198, Ayrca Orbayn bu husustaki düünceleri için bkz: Orbay, a.g.e., s. 53-54.
62 Yakûbî, a.g.e., II, s. 179; Taberî, a.g.e., s. 797; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 201. Ayrca Hz.
Alinin valileri deitirmesi politikas ile ilgili ayrntl bilgi için bkz: Ünal Klç, Hz. Alinin
ehirlerin darecileriyle lgili Politikalar, Cumhuriyet Üniversitesi lahiyat Fakültesi Der-
gisi, C. XII No: 2, 2008, s. 123-125; Ünal Klç, Hz. Alinin Vali Politikas ve Valileri, Hz.
Ali Sempozyum Bildirileri (24-25 Ekim 2007), zmir, 2009, s. 318-320.
63 Orbay, a.g.e., s. 55; Taberî, a.g.e., s. 739; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 192.
64 Taberî, a.g.e., s. 797; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 203.
65 Orbay, a.g.e., s. 56; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 204.
91
Yazarn nakline göre savatan sonra Msrllarn az bir ksm ve am hariç
birçok ehirden biatler gelmeye balamt. amda ise halk ile sk bir ba olan
Muaviye Hz. Aliye biat etmeme hususunda kararlyd. Hz. Osmann ehit edilme-
sinden arta alan kanl gömlek ve kesik parmaklarn minberde sergilenmesi halk ga-
leyana getirmekle kalmayp, Hz. Aliye olan kinlerini de artrmaktayd. Her gün
muhtelif yerlerde halka hutbeler okunmakta ve Hz. Alinin bu cinayetin gerçekle-
mesinde önemli rol oynad kanaati halka telkin edilmekteydi. Hz. Ali bütün bunlar
göz önünde bulundurarak, yaplacak en mühim iin kendi arzusuyla mutavaat etme-
yen Muaviyeyi ve halkn klç zoruyla boyun emeye mecbur etmek olduuna karar
vermiti.66
Filistinde bulunan Amr b. el-Âs da, Muaviye b. Ebî Süfyann ve Msr hal-
knn bir ksmnn desteini kazanarak Hz. Aliye kar harekete geçeceini duyunca
Hz. Aliye kar bir hamle yaparak, h. 36da, Muaviye ile ittifak etmiti.67 Müellifin
naklettiine göre Amr, am Camii minberinde sergilenen Hz. Osmann kanl göm-
leini ve ei Nailenin kesik parmaklarn Onlar kaldrp bir yerde sakla sonra
Muharebe vaktinde çkar ve halka tehir et. O zaman insanlarn gayret ve muhabbet
damarlar harekete gelerek Ali ile cenge hrslanrlar. diyerek Muaviyeye kaldrt-
mt.68
Öte yandan Hz. Ali Kûfeye gidince, Azerbaycan valisi Eas b. Kays el-
Kindî ve Hemedan valisi Cerîr b. Abdullah el-Becelî ile Muaviye hakknda çeitli is-
tiarelerde bulunmutu. Ardndan ise Muaviyenin kendisine biat edip etmeyecei
hususunda kesin bir bilgi almas için Cerîr b. Abdullah ama elçi olarak gönder-
miti. Fakat Muaviye Cerîri oyalayp ona net bir cevap vermeyerek zaman kazan-
maya çalmtr.69 Muaviye ayrca Humus Sanca Emîri urahbil b. Smt el-
Kindinin desteini almay baarm70 ve onun araclyla bütün am Hz. Aliye
66 Orbay, a.g.e., s. 89, 91; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 203, 276-277; Taberî, a.g.e., s. 797-798.
67 Ayrntl bilgi için bkz: Orbay, a.g.e., s. 103-105; Taberî, a.g.e., s. 839; bnül-Esîr, a.g.e., III,
s. 275-276; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 411.
68 Orbay, a.g.e., s. 106-107, 114.
69 Orbay, a.g.e., s. 110-111; Taberî, a.g.e., s. 839-840; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 276-277.
70 Kemaeddin ükrü Orbay, Muaviyenin Humus Emîrini kullanmasn iki sebebe balamaktadr.
Birincisi onun hileden anlamayacak derecede saf biri olmas, dieri ise am halk tarafndan
çokça sevilmesidir. Bkz: Orbay, a.g.e., s. 113.
92
kar savaa davet etmiti.71 Ardndan ise Cerîre gönül rahatlyla ret cevab ver-
miti.72
Müellifin naklettiine göre Muaviye ordusunda sahabeden hiç kimsenin bu-
lunmamasndan rahatsz olduu için Amr b. el-Âs ile istiare ederek Medinede baz
sahabilere73 davet babnda mektup göndermitir. Fakat mektuplardan istedii cevab
alamaynca bu defa Ubeydullah b. Ömer, Sad b. Ebî Vakkas ve Muhammed b.
Meslemetül-Ensarîye ayr ayr mektup yazarak desteklerini istemi, fakat hepsi bu
ite bitaraf olduklarn, Müslümanlara ve özellikle de halifenin olduu tarafa klç
çekmenin bir mümin olarak kendilerine yakmayacan (Mürcie) açkça yazmlar-
dr.74
Sava ve Hakem Tayini: Yazarn nakline göre Hz. Ali, Muaviyeden ret ce-
vabn alnca vakit kaybetmeden, hicretin 36. senesinde, 80i Ashâb- Bedir olmak
üzere toplamda 880 sahabenin içinde bulunduu75 bir ordu hazrlayarak sava için se-
fere çkmt.76 ki ordu Sffînde karlam ve aralarnda ilk tartma su meselesin-
den kaynaklanmt.77 amllar igal ettikleri Frat nehrinin suyundan Irakllarn ya-
rarlanmalarn istememi ve Onlar Hz. Osman nasl günlerce susuz braktysa biz
de onlar öyle susuz brakacaz. diyerek suyun yasaklanmasn istemilerdi.78
Bunun üzerine ortalk yeniden kzarak çarpmalar balam ve bu çarpma-
lar Zilhicce aynn sonuna kadar, birer ikier gruplar halinde sürekli devam etmiti.79
Hz. Ali defalarca bar görümeleri için elçi göndermi ancak bu görümelerin hiçbi-
rinden bir netice elde edilememiti. Bunun üzerine Hz. Ali savamak üzere nihaî ka-
71 Bu hususta ayrntl bilgi için bkz: Orbay, a.g.e., s. 112-113; Minkarî, a.g.e., s. 46-51; bnül-
Esîr, a.g.e., III, s. 277-278. bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 451.
72 Orbay, a.g.e., s. 114-115, 121-122; Minkarî, a.g.e., 81-83; Taberî, a.g.e., s. 839-840.
73 Müellif eserinde nakletmese de, Sffîn Sava öncesinde Muaviye ile Hz. Ali arasnda mektup
trafii yaanmtr. Bu mektuplarla ilgili bkz: Minkarî, a.g.e., s. 56-58, 86-91, 149-151, 200-
201.
74 Orbay, a.g.e., s. 117-121; Minkarî, a.g.e., s. 71-72, 74, 76.
75 Baz sahabiler bu savatan uzak durmu ve tarafszln ilan etmitir. Ayrntl bilgi için bkz:
Orbay, a.g.e., s. 125; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 410-411.
76 Ayrntl bilgi için bkz: Orbay, a.g.e., s. 125-129; Minkarî, a.g.e., s. 102-106; Taberî, a.g.e., s.
840-842; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 278-284.
77 Orbay, a.g.e., s. 130-132; Minkarî, a.g.e., s. 156-168; Taberî, a.g.e., s. 842-843.
78 Orbay, a.g.e., s. 132; Taberî, a.g.e., s. 843; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 284.
79 Orbay, a.g.e., s. 132-133; Taberî, a.g.e., s. 843-844.
93
rar vermiti ve çarpmalar balamt.80 Sava iyice iddetlenip de Hz. Alinin ordu-
su üstünlük elde etmeye balaynca, Amr b. el-Âs, Muaviyeye askerlerine derhal
Kuranlar mzraklarn uçlarna takp havaya kaldrmalar hususunda emir vermesini
istemiti.81 Muaviye denileni yapm ve askerler mzraklarn uçlarna Mushaflar ta-
kp havaya kaldrarak Sizi Kitabullaha davet ediyoruz. diye seslenmeye balam-
t. Earî bu durumu öyle nakletmektedir:
Ali b. Ebî Tâlib döneminde, öncelikle Talha, Zübeyr ve onlarn Aliye kar sa-
vamalar sonra da Muâviyenin Ali ile sava konusunda ihtilaflar meydana gel-
di. Ali, Muâviye ile Sffînde kar karya geldi. Gerek Ali gerekse Muaviyenin
ordular klçlar krlncaya, mzraklar parçalanncaya ve güçleri tükenip bitkin
düünceye kadar birbirleriyle savat. Savamaktan yorgun düen iki taraf da bir-
birlerini suçlamaya baladlar.
Muâviye: Ey Amr! Sen içine düüp de çkmak istediin her türlü skntl du-
rumdan çkmay baardn iddia etmedin mi? dedi. Amr b. el-Âs: Evet dedi.
Bunun üzerine Muaviye: Öyleyse bamza gelen bu skntdan çk yolu ne-
dir? dedi.
Amr b. el-Âs: Hayatta kaldm sürece Msrn elimden çkmamas konusunda
bana söz verir misin? dedi. Muaviye de: Evet! Bu konuda, Allah adna sana
söz veriyorum. dedi.
Amr: Mushaflar yukar kaldrmalarn emret. Sonra amllar Irakllara, Ey
Irakllar! Aramzda Allahn Kitab vardr desin. Eer bu isteini kabul ederse,
taraftarlar ona muhalefet eder. steine kar çkarsa, yine taraftarlar ona muha-
lefet eder.
Amr b. el-Âs, ona bu görüünü söylerken sanki ince bir perdenin arkasndan
gayb görüyordu. Muâviye, taraftarlarna mushaflar yukar kaldrmalarn ve
Amr b. el-Âsn söyledii eyi yapmalarn emretti. Onlar da bunu yaptlar. Bu-
nun üzerine Irakllar, Hz. Alinin iine kartlar ve onu, Alinin bir hakem
Muâviyenin de bir hakem gönderecei tahkime (hakem tayinine) zorladlar.
Irakllarn kendisine uymaktan kaçnmalar üzerine Ali bunu kabul etti. Alinin
bunu kabul etmesi üzerine, Muâviye ve amllar Amr b. el-Âs, Ali ve Irakllar
da Ebû Mûsây hakem olarak gönderdiler ve birbirleriyle baz anlamalar yapt-
lar. Ali taraftarlar bunun üzerine ihtilafa dütüler ve dediler ki: Allah Teâlâ,
Allahn buyruuna dönünceye kadar onlarla savan. diyor; azgnlara hakem
tayin edin demiyor. Eer onlarla savamaya dönmez ve onlarla tahkimi kabul
ettiin küfre girdiini kabul etmezsen, sana kar harp ilan eder ve seninle sava-
rz. Bunun üzerine Hz. Ali unlar söyledi: in banda size kar çkmtm.
Siz ise onlarn istedikleri eyi kabul etmede direndiniz. Bunun üzerine onlarn is-
teklerini kabul ettik ve onlara sözler verdik. Bizim (onlarla savamak için) bir
gerekçemiz yoktur. Böylece onun azledilmesi ve tahkîm sebebiyle tekfîr edilme-
80 Savan gidiat hakknda ayrntl bilgi için bkz: Orbay, a.g.e., s. 134-146; Taberî, a.g.e., s.
845-859; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 285-316.
81 Minkarî, a.g.e., s. 477
94
sinde direttiler ve ona kar çktlar. Onlara Havâric ismi verildi. Çünkü onlar,
Ali b. Ebî Tâlibe kar çktlar. Bu, bugüne kadar devam eden bir ihtilaftr.82
Kûfelilerin büyük bir ksm (Hariciler) Kitabullaha davet olunduklar için
sava brakmak istemiler, fakat Hz. Ali savamaya devam etmelerini, bunun bir hile
olduunu onlara anlatmsa da askerleri onu dinlememiti. Kitabullaha davet olun-
duumuz cihetle icabetten baka bir ey yapamayz. diyerek sava brakmlard.
Hz. Ali onlara savamalar için srar edince, Haricilerin ileri gelenlerinden biri ona
Ya Ali" Kitabullaha icabet et. Yoksa seni dümanlarna teslim ederiz. Veyahut da
bn Affâna yaptmz sana da yaparz. diyerek Ali b. Ebî Tâlibi tehdit etmiti.
Orada bulunan Hariciler83 ve baz Kuran hafzlar84 da o adama destek olmutu. Hz.
Ali Etere haber göndererek ondan yardm dilemi fakat Eter onlara vazgeçmelerini
nasihat ettiyse de onlar bu iten bir türlü caydramamt.85 Bu srada Hz. Ali, Eas
b. Kays, amacnn ne olduunu örenmesi için Muaviyeye göndermiti. Muaviye
ise ona öyle demiti:
Amacmz Kitabullaha müracaattr. ki taraftan birer hakem seçilsin, onlardan
Kitabullaha muvafk bir karar vermeleri için ahd alalm. Sonra tarafeyn onlarn
verdikleri karara tabi olsunlar.86
Bunun üzerine Eas b. Kays Hz. Aliye durumu bildirerek, hakemin Ebû
Musa el-Eârî olabileceini öne sürmütü ve Hariciler de bunu onaylamt. Fakat
Hz. Ali onlara: Evvela bana asi oldunuz ve ii bu kerteye getirdiniz, bari bu hususta
da bana asi olup bu ii tamamen berbat etmeyiniz. diye buyurmu, ancak onlar Ebû
Musadan bir türlü vazgeçirememiti. Nakledildiine göre Hz. Ali Ebû Musann gü-
venilir biri olmadn, onlara defalarca anlatp, hakem olarak srayla Abdullah b.
Abbas, Malik Eteri ve Ahnef b. Kays onlara önermi ancak onlar hiçbirini kabul
etmeyip Ebû Musada srarc olmulard. Sonunda onlarn dedii olmu ve Ebû Musa
hakem tayin edilmiti. Bu srada amllar da hakem olarak Amr b. el-Âs tayin et-
82 Earî, a.g.e.,, s. 30-31.
83 Baz kaynaklar Hz. Aliyi tahkime zorlayanlarn Hariciler olmadn öne sürmektedirler. Bu
hususta ayrntl bilgi için bkz: Adnan Demircan, Ali b. Ebî Tâlibi Tahkîmi Kabule Zorlayan-
lar Üzerine, stem, C. IV, No: 6, 2005, s. 51-58.
84 Hariciliin douunda Kurrânn önemi hakknda ayrntl bilgi için bkz: Harun Yldz, Hari-
cilerin Douunda Kurrânn Rolü, EKEV Akademi Dergisi, C. VIII, No: 18, K-2004, s.
279-281.
85 Orbay, a.g.e., s. 149; Taberî, a.g.e., s. 859; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 317-318; bn Kesîr, a.g.e.,
VII, s. 441.
86 Orbay, a.g.e., s. 149; Taberî, a.g.e., s. 859-860; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 318.
95
miti.87 Müellif Ebû Musay Amr b. el-Âs ile kyaslayarak u yorumlarda bulunmak-
tadr:
Ebû Musa fenn-i bahs ve cudûlde Amr b. el-Âs gibi bir dâhiye muadil deildir.
Çünkü Ebû Musann lisan- sahihan kalbinin tercüman idi. Sâfderûn bir adam-
d. Amr ise ma fiz-zamirini ketm ile adam aldatmakta mahirdi. Bir de Musa her
nasl olur ise olsun mukatelenin ve kan dökülmesinin bertaraf edilmesini düü-
nüyor. Amr ise Msr valiliine hail olmak için Muaviye menfaatna can ve gö-
nülden çalyordu. Bu dakikalar mülahaza eden baz erbâb- akl cidden dûçar-
endie oluyorlard.88
Kemaleddin ükrünün naklettiine göre, Safer aynn 13ünde Amr b. el-Âs,
Ebû Musa ile bir araya gelip Hz. Alinin huzurunda tahkimnameyi yazmaya bala-
mtr. Bu srada Hz. Ali ile amllar arasnda Emîrul-Müminîn ibaresinin yazlp
yazlmamas hususunda bir tartma vuku bulmu ve netice olarak bu ibarenin yazl-
mamasna karar verilmitir.89 Nakledilen bilgilere göre anlama metni öyledir:
Bu vesika Ali b. Ebî Tâlib ile Muaviye b. Ebî Süfyan arasnda bir kararnamedir.
Ali ehl-i Irak ile müttefikleri için, Muaviye ehl-i am ile müttefikleri için taahhüt
eylediler ki Allahn hükmüne ve Kitabna raz olarak Kitabullahn ihya ettiini,
ihya ve imha eylediini ihya ve imha eyleyeler. Ebû Musa el-Earî ile Amr b.
el-Âstan ibaret olan hâkimler Kitabullahta bulduklar ahkâm ile ve onda bula-
madklar hususta sünnet-i âdile-i Nebeviye ile amel edeler.90
Metin yazldktan sonra Hakemler, herkesin huzurunda Hz. Aliden
Muaviyeden ve iki tarafn askerlerinden verecekleri kararn uygulanacana dair söz
almt. Kendileri de bu hususta halkn huzurunda yemin etmiti. Hükmü ise Rama-
zan ayna veya isterlerse daha sonraki müsait bir zamana tehir etmek üzere aralarnda
anlamlard.91
1.3.2. Hariciliin Douu ve Siyasî Faaliyetleri
Haricilik ve Douu: Harici sözcüü, h-r-c kökünden türeyen bir fiildir ve
ortaya çkan, çkan, çkaran, birini öldürmek amacyla ortaya çkan, isyan eden
87 Orbay, a.g.e., s. 150-151, 152; Minkarî, a.g.e., s. 499-503; Taberî, a.g.e., s. 860; bnül-Esîr,
a.g.e., III, s. 318-319.
88 Orbay, a.g.e., s. 151-152. Kemaleddin ükrü ayrca Amr b. el-Âsn zeki, kurnaz, bütün fesa-
dn ba, dünya hrs ve makam sevdas gözünü bürümü, içi eytanlkla dolu, zekasn daima
kötü eylere kulanan, dessâs biri olduunu öne sürmektedir. Ayrntl bilgi için bkz: Orbay,
a.g.e., s. 101-103.
89 Orbay, a.g.e., s. 152-154; Taberî, a.g.e., s. 860; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 319-320; bn Kesîr,
a.g.e., VII, s. 445.
90 Orbay, a.g.e., s. 154; Taberî, a.g.e., s. 860-861; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 320.
91 Orbay, a.g.e., s. 154; Taberî, a.g.e., s. 861; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 320-321.
96
gibi anlamlara sahiptir. Haricilik kelimesinin terimsel anlam ise hak dinin, hakkn
dna çkanlar ve Hz. Aliden ayrlanlar anlamna gelmektedir.92 Kaynaklarda belir-
tildiine göre Hariciler, Harûrada toplandklar için Harûriyye, tahkimi kabul etme-
dikleri için el-Muhakkime, dinden çktklar için ise Mârika adyla da anlmaktadr-
lar.93 Kemaleddin ükrü Harici sözcüünü kelime anlam olarak isyan eden,
hakkn dna çkan, ayaklanan anlamlarnda,94 terimsel olarak ise Tahkîmi kabul
etmeyip Hz. Aliye itaatten ve Ehl-i Sünnet vel-Cemaatten ayrlanlar anlamnda
kullanmaktadr.95 Müellifin bu yaklam ehristânînin yaklamyla paralellik gös-
termektedir. ehristânî hangi dönemde olursa olsun imama kar ayaklanan huruç
eden her kiiyi Harici olarak nitelendirmektedir.96 Earî ise Havaric adn Hz.
Alinin ordusundan çkanlar için kullanmaktadr.97
Hz. Peygamberin ölümünden Cemel ve Sffîn savalarna kadar geçen sürede
yaanan ihtilaflar ve Cahiliye devri asabiyet duygularnn yeniden canlanmas Harici-
liin zihinsel arka plann oluturduu ve domasna zemin hazrlad bir gerçektir.
Fakat Hariciliin ortaya çknn en temel etkeninin ne olduu hususunda birbirin-
den farkl görüler mevcuttur. ehristânî Harici zihniyetinin zuhurunu çalmamzn
Birinci Bölümünde ayrntl bir ekilde anlattmz Zul-Huveysra et-Temîmî olay-
na dayandrmaktadr. Ona göre Zul-Huveysra bir Hariciydi.98 Earî ise Hariciliin
douunu Hakem olayna balamaktadr. Ona göre Kûfeliler tahkimi kabul ettii için
Hz. Alinin kâfir olduuna hükmedip ondan ayrldklar için onlara Havaric isminin
verilmitir.99
Kemaleddin ükrü zihniyet olarak her ne kadar Hz. Osmana isyan eden asi-
lerin ve Hz. Aliye kar ayaklanan Hz. Aie, Talha ve Zübeyrin hareketini Huruc
Etmek sözcükleriyle ifade etse de, bu sözcüklerle onlarn devlet otoritesine kar
92 Ebu'l-Fazl Muhammed b. Mükerrem b. Ali el-Ensârî bn Manzur (711/1311), Lisânul-Arab,
3. Bsk., Beyrut, Dâru hyâit-Turâsil-Arabî, 1999, H-R-C md. III, 106-111.
93 Ethem Ruhi Flal, Hariciliin Douu ve Frkalara Ayrl, AÜFD, C. XXII, Ankara,
1978, s. 245-246; Sarkaya, a.g.e., s. 94.
94 Örnein bkz: Orbay, a.g.e., s. 24, 25, 69, 76, 80, 102.
95 Orbay, a.g.e., s. 157.
96 ehristânî, a.g.e., s. 33.
97 Earî, a.g.e., s. 31-32.
98 ehristânî, a.g.e., s. 33. Ayrca Hariciliin douunda Zul-Huveysrann etkisi hakknda ay-
rntl bilgi için bkz: Kubat, a.g.m., s. 136-139.
99 Earî, a.g.e., s. 31-32, 102.
97
ayaklandn ve imama isyan ettiini kastetmi, Hariciliin douunu Earî gibi
Tahkim olayna balamtr.100 Aslnda Hariciliin douundaki en büyük etken Hz.
Osmann öldürülmesi olaydr. Çünkü o zaman, halifeye kar halk kkrtan ve is-
yana çarp olaylar daha da alevlendirenler Haricilerin önde gelenleriydi.101 Müellif
eserinde Hz. Ali dönemini ele ald için bu husustan bahsetmemekte fakat kaynak-
larda belirtildiine göre Basradan Hz. Osman öldürmek için gelen grubun reisi
olan Hurkus b. Züheyr,102 Haricilerin ilk önderlerinden olup, Hz. Aliye tahkim ola-
ynda hüküm vermenin sadece Allaha ait olduunu söyleyenlerden biriydi.103 Dola-
ysyla Hz. Osman ksm- azam tarafndan mazlumca katledilmiti. Hatta yukarda
naklettiimiz gibi, Hz. Ali Sffîn savanda Mushaflar mzraklara takldnda Harici-
lerden savamalarn istediinde ve bunda srarc olduunda, Hariciler Ya Ali!
Kitabullaha icabet et. Yoksa seni dümanlarna teslim ederiz. Veyahut da bn
Affâna yaptmz sana da yaparz. demekle104 aslnda Hz. Osman da kendileri-
nin öldürdüünü bizzat itiraf etmilerdi. Çünkü bata Hz. Osmana kar ayaklanan-
lar da kendileriydi. Ayaklanarak ihtilali baaryla neticelendirmi ve balarna diledi-
i kimseyi seçmilerdi. Öte yandan kaynaklarn nakline göre Hariciliin douunda
bn Sebenin ve arkadalarnn büyük rol oynad da açktr.105 Nitekim yukarda
bahsettiimiz gibi Hz. Osmann öldürülmesinde asileri tahrik edip organize eden,
Cemel Savanda iki taraf birbirine düüren etkili bir münafkt. Kemaleddin ükrü
bn Sebenin ismini bizzat zikretmemekle beraber, onun dier arkadalarndan bah-
setmekte ve onlarn Cemel Vakasnda bar anlamalarna büyük bir darbe vurdukla-
rndan ayrntl bir biçimde bahsetmektedir.106 Harici zihniyeti açsndan deerlendi-
rildiinde Hz. Osmana ve Hz. Aliye isyan eden bn Sebenin, Rasûlullaha isyan
eden Zul-Huveysra et-Temîmîden hiçbir fark bulunmamaktadr.
100 Orbay, a.g.e., s. 157.
101 Kubat, a.g.m., s. 121-122.
102 Hariciliin douunda Hurkus b. Züheyrin rolü hakknda ayrntl bilgi için bkz: Kubat,
a.g.m., s. 139-140.
103 Kemaleddin ükrü Orbay, tahkimden bahsederken bu kiinin adndan bizzat bahsetmemi ve
Haricilerin reislerinden bazlar ibaresini kullanmtr. Ancak kaynaklarda bu kiilerin ara-
snda Hurkus b. Züheyrin olduu kaytldr. Ayrntl bilgi için bkz: Orbay, a.g.e., s. 159-160;
bn Kesîr, a.g.e. VII, s. 457-458.
104 Orbay, a.g.e., s. 147.
105 Kubat, a.g.m., s. 123-124.
106 Orbay, a.g.e., s. 81-82. Ayrca bn Sebenin Hariciliin douundaki etkisi ile ilgili ayrntl
bilgi için bkz: Kubat, a.g.m., s. 141-143.
98
Netice itibariyle aada da aktaracamz olaylar göz önünde bulundurdu-
umuzda varacamz kan udur ki; Zul-Huveysra, Hurkus b. Züheyr, bn Sebe gi-
bi önde gelen münafklardan hareketler Hariciliin douunu Hz. Peygamber döne-
mine dayandrmak mümkün gibi görünse de, Kemaleddin ükrü Hariciliin Sffîn
sava ile artk net bir ekilde ortaya çktnn altn çizmektedir.107 Aada aktara-
camz olaylar ise bunun açk bir ekilde delilidir. O halde, müellifin naklettiklerine
bakacak olursak, aslnda Hariciliin dini deil de, siyasi nedenlerin etkisiyle dodu-
unu108 ve daha sonra görülerini oluturup itikadiletirdiklerini söylememiz müm-
kündür.109
Haricilerin Tahkimden Caymalar ve Hz. Aliden Ayrl: Gerekli bütün
anlamalar salandktan sonra, Temimoullarndan bir grup ve baz Kûfeliler Hz.
Aliye gelerek onun bu iten vazgeçmesini ve harbe devam etmelerini istemitir. Fa-
kat Hz. Ali onlara verilen karara zaten kendinin de raz olmadn, fakat srf kendile-
ri istedikleri için buna mecbur kaldn, rzadan sonra rucûnun, ikrardan sonra ise
tebdîlin caiz olmadn, kendisini dinlemeyerek bu ie kalktklarn ve imdi sonu-
cunu da bekleyip görmeleri gerektiini onlara anlatmtr.110
Sava bitince, Hz. Alinin ordusu geri dönmek üzere yola çkmt. Fakat mü-
ellifin naklettiine göre saylar 12 000i bulan Hariciler, balarna Emîr olarak ebes
b. Rb'îyi, mam olarak ise Abdullah bn Kevvây seçerek ordudan ayrlm,
Harûrada toplanarak Nuhaylede ordugâh kurmutu. Bu grup akdedilen mütarekeyi
ve bu ite insanlarn hakem tayin edilmesini büyük bir günah olarak addetmiti. Ya-
zarn naklettiine göre onlar hükmün yalnzca Allaha ait olduuna ve ondan baka-
snn hüküm veremeyeceine; Müslüman kan dökmek gibi önemli bir meselede in-
107 Orbay, a.g.e., s. 157. Müellifin bu görüü son dönem baz tarihçilerin görüleriyle de paralellik
arz etmektedir. Örnein Kr. Muhammed Ebû Zehra (1394/1974), slamda Siyasî tikadî ve
Fkhî Mezhepler Tarihi, trc. Hasan Karakaya-Kerim Aytekin-Abdülkadir ener, stanbul, Hi-
sar Yaynevi, 1983, s. 71.
108 Bu görüe sahip olanlar için bkz: Ethem Ruhi Flal, bâdiyyenin Douu ve Görüleri,
(Yaynlanm Doktora Tezi), Ank., Ankara Üniversitesi lahiyat Fakültesi Yay., 1983, s. 56-57.
109 Haricilerin siyasi görülerinin itikadilemesi ile ilgili ayrntl bilgi için bkz: Ahmet Akbulut,
Hariciliin Siyasi Görülerinin tikadilemesi, AÜFD, Fakültenin Kuruluunun 40. Yl
Özel Says, C. XXXI, s. 339-345; Harun Yldz, Harici Düüncesinin Geliimi, OMÜFD,
No: 11, Samsun, 1999, s. 258-270. Ayrca Haricilerin Görüleri hakknda ayrntl bilgi için
bkz: Ebul-Hasan el-Earî, Haricilerin Temel Görüleri, çev. Harun Yldz, OMÜFD, No:
9, Samsun, 1997, s. 351-356.
110 Orbay, a.g.e., s. 155; Taberî, a.g.e., s. 861-862; Mesûdî, II, s. 405; bnül-Esîr, a.g.e., III, s.
322.
99
sanlarn hakem olmasnn caiz olmadna; biatin ancak Allah Teâlâya olacana;
doru yolun emr-i bil-maruf ve nehy-i anil-münker olduuna ve devlet idaresinin
ise ûrâ ile olmas gerektiine inanmaktayd. Ayrca yazar bu gruba Harici denmesini
Emirul-Müminine itaatten çkarak Ehl-i Sünnet vel-Cemaatten ayrlm olmalarna
balamaktadr. 111
Haricilerin ayrlmas üzerine Hz. Ali, Harûraya giderek onlarla baz görü-
melerde bulunmutu. Yazarn naklettiine göre Hz. Ali burada onlarn reisleri konu-
munda olan Yezid b. Kays ve bn Kevvâ ile uzun uzun görümü112 ve sorularna
açk ve fasih bir ekilde cevap vermek suretiyle kafalarndaki soru iaretlerini gidere-
rek bir ksmn Kûfeye getirmitir.113
Hakemlerin Karar ve Haricilerin Tekrar Ayrlmas: Ancak kaynaklarda
nakledildiine göre Hz. Ali tahkimnamede belirtilen zaman geldiinde Ebû Musay
Dumetül-Cendele yollaynca114 Hariciler onu protesto ederek, verdikleri sözden
caym ve tekrar Nehrevana toplanmlard. Müellifin de eserde naklettii gibi, Ebû
Musann gönderilmesinin akabinde, Harîcilerîn önde gelenleri Hz. Aliye gelerek,
hükmün ancak Allaha ait olduunu, insanlar hakem klmann da günah olduunu,
hakem tayinini kabul ederek günah ilediini ve günahndan da tövbe edip bu imza-
ladklar anlamay feshetmesini istemitir. Ancak Hz. Ali onlara bu anlamaya bo-
yun emeleri gerektiini yine belirtmitir.115 Hakemler hicretin 37. senesinde, bir
araya gelmi ve imam olabilecek ahslar üzerinde tek tek düünüp tartmt. Yaza-
rn naklettiine göre Amr b. el-Âs, Ebû Musaya fevkalade bir tazim ve hürmette bu-
lunmu ondan evvel asla söze balamamt. Uzun tartmalar neticesinde hakemler
Ali b. Ebî Tâlibin de Muaviye b. Ebî Süfyânn da haline ve seçimin ûrâya bra-
klmasna karar vermiti. Bunun üzerine, üzerinde anlam olduklar bu hususu halka
duyurmak için halkn huzuruna çkm ve ksa bir konuma yapmlard. Ebû Musa
bir adm öne çkarak öyle demitir:
111 Orbay, a.g.e., s. 157. Ayrca benzer görüler için bkz: Taberî, a.g.e., s. 862.
112 Orbay, a.g.e., s. 158-159; Taberî, a.g.e., s. 865; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 327-328.
113 Orbay, a.g.e., s. 159; Taberî, a.g.e., s. 865. Ayrca bu görümeler hakknda ayrntl bilgiler için
bkz: Taberî, a.g.e., s. 864-865; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 326-329;
114 Orbay, a.g.e., s. 160; Taberî, a.g.e., s. 865; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 453.
115 Orbay, a.g.e., s. 159-160; Taberî, a.g.e., s. 867; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 457-458.
100
Ey insanlar! Amr ile beraber bu ümmetin iine baktk ve en salih gördüümüz
rey üzerine ittifak ettik. O rey de Ali ile Muaviyeyi hal etmek ve halka iste-
diini seçtirmektir. te ben bu karar mucibince Aliyi ve Muaviyeyi hal ettim.
Siz kendi iinize baknz ve evla gördüünüzü intihap ediniz.116
Bunun üzerine Amr b. el-Âs öyle buyurmutur:
Ey insanlar! Ebû Musann dediini iittiniz. Aliyi hal etti ben de Aliyi hal
ettim. Muaviyeyi de makamnda sabit kldm. Zira o, Osmann velisidir ve ka-
nnn tâlibidir. Onun makamna herkesten daha çok layktr.117
Ebû Musa ve beraberindekiler bu sözleri duyunca Amrn onlar hile yaptn
anlamt. Bu srada nakledildiine göre aralarnda bir takm tartmalar ve kavgalar
vuku bulmu,118 ancak netice deimemi, Muaviye b. Ebî Süftyân Amrn hilesi ile
halifelik makamn elde etmitir.
Haricilerin Ayaklanmalar ve Nehrevan Sava: Amrn hilesiyle
Muaviyenin halifelie intihab haberi Hz. Aliye ulanca bir hutbe irad ederek hem
Hakemleri hem de Kûfelileri eletirmiti.119 Ayrca Nehrevanda bulunan Haricilere
bir mektup yazarak onlarla anlamak istemi, fakat onlar yazdklar cevapta kendileri
evvela tahkimi kabul etmekle kâfir olduklarn fakat daha sonra tövbe ettiklerini, Hz.
Alinin de tahkimi kabul etmekle kâfir olduunu120, ancak tövbe ederse Hz. Alinin
isteini deerlendirmeye alabileceklerini bildirmilerdi.121 Bunun üzerine Hz. Ali
Haricilerden ümidi keserek Muaviyenin üzerine yürümeye karar vermiti. Ancak bu
srada Hz. Ali Nehrevandaki Haricilerin, müslümanlar öldürmek ve mallarn ya-
malamak gibi çeitli sorunlar122 oluturduunu duyunca; am seferi için askerlerin
116 Orbay, a.g.e., s. 163; Minkarî, a.g.e., s. 545-546; Taberî, a.g.e., s. 866; bnül-Esîr, a.g.e., III, s.
332; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 455-456.
117 Orbay, a.g.e., s. 163; Minkarî, a.g.e., s. 546; Taberî, a.g.e., s. 866-867; bnül-Esîr, a.g.e., III,
s. 332; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 456.
118 Bu tartmalar ve kavgalar hakknda ayrntl bilgi için bkz: Orbay, a.g.e., s. 164-165; Taberî,
a.g.e., s. 867; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 456.
119 Orbay, a.g.e., s. 164-165; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 338.
120 Ebul-Huseyin Muhammed b. Ahmed b. Abdurrahman Malatî (377/987), et-Tenbih ver-
Redd alâ Ehlil-Hevâ vel-Bida, Nr ve lv: M. Zahid el-Kevserî, Beyrut, Mektebetul-
Maârif, 1968, s. 50.
121 Orbay, a.g.e., s. 166; Taberî, a.g.e., s. 869; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 338-339.
122 Hariciler Hakem Olayndan sonra devlete ba kaldrmaya ve kendisi gibi düünmeyen Müslü-
manlar öldürmeye balamt. Dier müslümanlarn canlarn ve mallarn kendilerine helal
klmlard. Bunun en tipik örnei slam Tarihi klasiklerinde nakledilen bir rivayettir. Bu riva-
yete göre Basra Haricileri Nehrevan yaknlarna geldiklerinde yolda sahabi Habbab b. Eretin
olu Abdullaha ve hamile olan eine rastlamlard. Abdullah b. Habbaba baz sorular sora-
rak, onun siyasi ve dini olaylarla ilgili fikrini örenmilerdi. Fakat onlar, Abdullah b.
101
ehirden ayrlmalar durumunda geride kalan korunmasz halkn Haricilere hedef
olabileceini düünerek, evvelâ onlarn üzerine yürümeye karar vermiti. Bunun üze-
rine hicretin 37. senesinde, Nehrevana giderek Haricilerle Nehrevan savan ger-
çekletirmiti. Bu savata onlarn bir ksm kaçm, bir ksm ise halife ile savaarak
ölmütü.123
1.4. Hz. Alinin ehit Edilmesi ve Frkalamadaki Rolü
Savatan kaçarak cann zor kurtaran Hariciler Hz. Alinin bu büyük darbe-
sinden sonra, Nehrevanda tekrar eskisi gibi tekilatl bir biçimde toplanamasa da
küçük gruplar halinde bir araya gelip çeitli faaliyetler124 icra etmi ve Hz. Aliye
kendilerinden birçok önemli ahs öldürdüü için daha çok kinlenerek öç alma
duygularyla hareket etmeye balamt.125 Bu faaliyetlerin en önemlisi ise Hz. Ali,
Muaviye ve Amr b. el-Âsa kar giriilen e zamanl suikasttr. Kemaleddin ük-
rünün naklettii bilgilere göre bn Mülcem el-Himyerî, Berk b. Abdullah et-Temîmî
ve Amr b. Bekr adnda üç Harici bir araya gelerek; halk ifsat ettikleri iddiasyla, s-
rayla Ali b. Ebî Tâlib, Muaviye b. Ebî Süfyân ve Amr b. el-Âsa e zamanl olarak
suikast düzenleyip onlar öldürme karar almlard.126 Bu karara muvafk olarak bn
Mülcem, ebîb ve Verdânn adnda iki Haricinin de desteini alp, hicretin 40. y-
lnda Ramazan aynda, sabah namaz esnasnda, Ya Ali! Hüküm ancak Allahndr.
Senin ve ashabnn deildir. diyerek zehirli klcyla Hz. Aliye saldrm ve onu
Habbabn fikrilerini beenmeyince, ikisinin de ellerini balayarak esir almlard. Bir müddet
ilerledikten sonra hamile olan einin huzurunda önce Abdullah b. Habbâbn boazn keserek
öldürmüler, ardndan ise bütün yalvarmalarna ve yakarmalarna ramen önce Abdullahn
eini ve sonra karnn yararak karnndaki bebeini kesip öldürmülerdi. Bu olaydan hemen son-
ra onlar, Kays Kabilesine mensup üç kadn daha hunharca katletmilerdi. Bunun üzerine Hz.
Ali onlardan haber getirmesi için Haris b. Mürre el-Abdî adnda bir elçiyi Nehrevana doru
göndermi ancak onlar bu elçiyi de yakalayarak katletmiti. Taberî, a.g.e., s. 870-871; bnül-
Esîr, a.g.e., III, s. 341-342.
123 Orbay, a.g.e., s. 166-167; Ayrca bu savan ayrntlar hakknda ayrntl bilgiiçin bkz: Taberi,
a.g.e., s. 870-875; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 343-348; bn Kesîr, a.g.e., VII, s. 462-465.
124 Kaynaklada zikredildiine göre Hariciler Nehrevan savandan sonra yine küçük gruplar halin-
de bir araya gelerek Hz. Ali taraftarlaryla sk sk çarpmaya devam etmitir. Ancak
Kemaleddin ükrü Orbay bu faaliyetlerine deinmemitir. Bu hususta ayrntl bilgi için bkz:
bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 372-373.
125 Kaynaklarda belirtildiine göre Hariciler, Emevîler zamannda bile çeitli faailyetlere girimi-
tir. Emevîlerde Muaviye iktidar boyunca tam 16 kere devlete isyan giriiminde bulunmular
ancak bu isyanlarda baarsz olmulard. Ayrntl bilgi için bkz: Belâzürî, a.g.e., IV, s. 163-
168; rfan Aycan, Emevîler Dönemi ç Siyasi Gelimeleri (41-132/661-750), AÜFD, C.
XXXIX, 1999, s. 150.
126 Orbay, a.g.e., s. 171; Taberî, a.g.e., s. 894-895; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 388; bn Kesîr, a.g.e.,
VII, s. 511-512.
102
ar bir ekilde yaralamt. Hz. Ali, bu ar yaradan kurtulamayp, olaydan birkaç
gün sonra vefat etmiti.127
Hiç üphesiz îann douunda rol oynayan en önemli olaylardan biri de Hz.
Alinin ölümü olmutur. Hz. Alinin ölümü Hariciler için büyük bir zafer olsa da îa
için büyük bir hezimetti. Çünkü Hz. Ali imamlarn ilkiydi. Onun ehadeti onlar Ehl-i
Beyt taraftarlnda daha da ileri götürmü,128 imam olarak Hz. Hasan belirlemele-
rine neden olmutu.
1.5. lk Dönem htilaflar Çerçevesinde îann Douu
1.5.1. îa ve Douu
îa, bir kimsenin taraftar olmak, bir kimsenin peinden gitmek, ayrlmak ve
frkalamak gibi anlamlara sahip olan -Y-A kökünden türeyen bir isimdir. Terimsel
olarak ise Hz. Peygamberden sonra Ali b. Ebî Tâlibin nass ve tayinle halife oldu-
una inanan, mâmetin Hz. Alinin soyundan devam edeceini ve imamlarn masum
olduunu iddia eden toplulua verilen isimdir.129 Mezhepler Tarihi Klasiklerinde îa
benzer ekillerde tanmlanmaktadr. Earî bu gruba, Hz. Aliyi dost edinip onu Hz.
Peygamberin dier ashabndan üstün tuttuklar için îa denildiini nakletmekte-
dir.130 ehristânîye göre ise îa, mâmetin ancak Hz. Alinin soyundan devam ede-
bileceine, bunun tarihte vuku bulmamas kendilerinin zulme uradnn ve takiyye
yaptklarnn delili olduuna inanan, imamlarn masum olduunu iddia eden Hz.
Alinin taraftardr.131 Nevbahtî, îann Hz. Alinin taraftarlar olup onun mâmetine
inanan ve ümmet arasnda ortaya çkan ilk frka olduunu nakletmektedir.132 Ayrca
o, Hz. Peygamberden sonra Hz. Alinin mâmetini arzulayan bir kitlenin varlndan
bahsederek, bu sahabilerin ilk defa teeyyu ismiyle anldn zikretmektedir.133 bn
127 Orbay, a.g.e., s. 174-176; Taberî, a.g.e., s. 895-896; bnül-Esîr, a.g.e., III, s. 389-393; bn
Kesîr, a.g.e., VII, s. 513-516.
128 Mehmet Dalklç, Îa, Havariç ve Ehl-i Sünnette Takyye, (Baslmam Yüksek Lisans
Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul, 1992, s. 23.
129 Onat, a.g.e., s. 15; Hasan Onat, iîliin Douu Meselesi, s. 81,
130 Earî, a.g.e., s. 35.
131 ehristânî, a.g.e., s. 135.
132 Kummî-Nevbahtî, a.g.e., s. 51, 87; Adem Özkurt, a.g.e., s. 10-11.
133 Kummî-Nevbahtî, a.g.e., s. 87-88; Özkurt, a.g.e., s. 11; Ayrca îi kaynaklarda îann tanm
hakknda ayrntl bilgi için bkz: Ethem Ruhi Flal, iîliin Douu ve Gelimesi, Milletle-
raras Tarihte ve Günümüzde iîlik Sempozyumu, 1. Bsk., stanbul, SAV lmî Neriyat,
1993, s. 33-34.
103
Hazm ise Hz. Alinin Hz. Peygamberden sonra en üstün olan ve halifelie en layk
kii olduuna inanan, mâmetin Hz. Alinin soyundan devam etmesi gerektiine ina-
nan herkesi iî saymaktadr.134 Kemaleddin ükrü ise eserinde îadan bahsetme-
mekte ve tamn yapmamaktadr.
îann aslnn nereye dayand hususunda kaynaklarda farkl görüler mev-
cuttur. Bazlar onun ran,135 bazlar Yahudi,136 bazlar Yahudi-Hristiyan,137 bazla-
r ise Arap asll olduunu138 öne sürmektedir. îann douu hakknda da çeitli gö-
rüler mevcuttur. Baz aratrmaclar douunu Hz. Peygamber dönemine dayandr-
maktadr.139 Baz aratrmaclar Rasûlullahn vefatndan sonra ortaya çktn öne
sürmektedir.140 Fakat bazlar Hz. Osmann halifeliinde bn Sebenin aleyhtarlk
çalmalaryla ortaya çktn öne sürmektedir.141 Bu görülerin haricinde Hz.
Alinin halifeliinde,142 Hz. Hüseyinin ahadetinden sonra,143 Hicrî birinci asrn
sonlarnda,144 Emevîler zamannda145 ve Hicrî ikinci asrda146 ortaya çktna dair
134 bn Hazm, a.g.e., II, s. 113. Ayrca ulemann îa tanm hakknda ayrntl bilgi için bkz: Ah-
met Vehbi Ecer, îa ve Douu, Erciyes Üniversiesi lahiyat Fakültesi Dergisi, No: 1,
Kayseri, 1983, s. 131-132.
135 Reinhart Pieter Anne Dozy (1300/1883), Târih-i slâmiyet, çev: Abdullah Cevdet Karlda,
Kahire, Matbaa-i ctihâd, 1908, I, s. 281; Bu görüü savunanlar ve eletirenlerle ilgili bkz: rfan
Abdülhamid, slâmda tikâdî Mezhepler ve Akâid Esaslar, trc: M. Saim Yeprem, st., Ma-
rifet Yay., 1981, s. 26-31.
136 Julius Wellhausen (1336/1918), slamiyetin lk Devrinde Dinî-Siyasî Muhalefet Partileri,
çev: Fikret Iltan, II. Bsk., Ankara, TTK Yay., 1989, s. 149-150.
137 Ignaz Goldziher (1339/1921), el-Akîdetu ve-erîatu fil-slâm Arapçaya çev: M. Yûsuf
Mûsa-A. Hasan Abdulkâdir-A. Abdulhak, Kahire, Dârul-Kitabil-Msrî, 1946, s. 214.
138 Bernard Lewis, Tarihte Araplar çev: Hakk Dursun Yldz, st., stanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Yaynlar, 1979, s. 83-84.
139 Örnein bkz: Ali eraiti (1398/1977) Ali îas Safevi îas, çev: Feyzullah Artinli, st., Yöne-
li Yay., 1990, s. 198.
140 Hasan Onat, iîlik ve Günümüz iîliinde Baz Yeni Yaklamlar Üzerine, slâmî Aratr-
malar Dergisi, C. III, No: 3, 1989, s. 123.
141 Hasan, a.g.e., I, s. 322; De Lacy Oleary, slâm Düüncesi ve Tarihteki Yeri, çev: Hüseyin
Yurdaydn-Yaar Kutluay, Ankara, AÜF Yay., 1971, s. 65.
142 Muhammed Hatîb Accâc, Usûlul-Hadîs Ulûmuhû ve Mustalâhuhû, Beyrut, Dârul-Fikr,
1989, s. 418.
143 Cemal Sofuolu îann Hadis Anlay (Baslmam Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ank., 1977, s. 22.
144 Abdülhamid, a.g.e., s. 19.
145 E. Ruhi Flal, lk iî Olaylar, AÜFD, C. XXVI, 1983, s. 336.
146 Onat, iîlik ve Günümüz iîliinde Baz Yeni Yaklamlar Üzerine, s. 138.
104
birçok farkl görü mevcuttur.147 Kemaleddin ükrü ise bu hususla ilgili eserinde
herhangi bir fikir beyannda bulunmamtr.
Bu hususta her ne kadar farkl düünceler olsa da îann çkn belli bir ta-
rihe veya olaya balamaktan öte, bir sürece yaymak daha olumlu bir yaklam ola-
caktr. Baz aratrmaclarmzn da ifade ettii gibi îa uzun bir sürecin ürünüdür.148
Bu sürecin kökleri ise Hz. Peygambere kadar uzanmaktadr. îa, Hz. Peygamber
zamanndan beri zuhur eden ihtilaflardan adeta kendisine pay çkarm ve özellikle
Emevîler zamannda bu olaylara binaen görülerini oluturmaya balamtr. Fakat
îada bir krlma noktas belirlenecek olursa bu noktann Sffîn sava olduunu söy-
lemek mümkündür. Zira aratrmamzn kinci Bölümünde aktardmz ilk üç hali-
fenin de seçiminde Hz. Alinin halife olmasn arzulayan bir takm kiilerin varln-
dan söz etmitik. Onlarn bu istei Hz. Alinin halifelik makamna geçmesiyle gide-
rilmi ancak Sffîn Vakasndan evvel, Muaviyenin Hz. Aliden Hz. Osmann kann
talep etme bahanesiyle, onun halifeliinin geçersiz olduunu ve yerine Osmann ve-
lisi olarak kendisinin geçmesi gerektiini149 ileri sürmesiyle yeniden canlanmtr.
Öyle ki kaynaklarda nakledildiine göre, Muaviye bu iddiasn dini zemine kaydr-
mak için
Haksz yere öldürülenin velisine bir yetki tandk
150 ayetini delil ola-
rak ileri sürmütür.151 Muaviyenin bu tutumu ve Sffîn Sava Hz. Alinin mâmetini
destekleyenleri daha da kkrtmt. Özellikle Tahkim olay ve Hz. Alinin öldürül-
mesinden sonra meydann tamamen Muaviye b. Ebî Süfyâna kalmas bu durumu
daha da körüklemitir. îann görüleri, Muaviye zamanndaki Siyasi îayla ba-
lantl olarak, kabile asabiyetinin de etkisiyle152 daha sonraki dönemlerde Hucr b.
Adiyy ve Tevvabûn hareketi gibi olaylarn153 ardndan olumaya balamtr.154 Bu
147 îann douu hakkndaki görülerle ilgili ayrntl bilgi için bkz: Onat a.g.e., s. 148-150;
Ecer, a.g.m., s. 36-41.
148 aban Öz, îann Asl ve Douu Üzerine Görüler, e-Makâlât Mezhep Aratrmalar, C.
I, No: 2, 2008, s. 37.
149 Flal, bâdyyenin Douu ve Görüleri, s. 40; Onat, a.g.e., s. 38.
150 srâ Sûresi 33.
151 Minkârî, a.g.e., s. 32-21; Onat, a.g.e., s. 38-39.
152 îann douunda ve fikirlerinde kabile asabiyetinin rolü ile ilgili ayrntl bilgi için bkz: Er-
gin, a.g.e., s. 136-161.
153 Bu hareketlerle ilgili ayrntl bilgi için bkz: Onat, a.g.e., s. 43-114.
154 Öz, a.g.m., s. 37. Ayrca ilk iî fikirlerin oluumu ile ilgili ayrntl bilgi için bkz: Onat, a.g.e.,
s. 115-121.
105
sebeple olsa gerektir ki; Kemaleddin ükrü sadece Hz. Ali Dönemini ele ald için
eserinde îann douundan hiç bahsetmemektedir.
1.5.2. lk Dönem htilaflarn îann Douuna Etkisi
Yukarda da bahsettiimiz gibi îaya karakteristik rengini ve özelliini ka-
zandran görü, mâmet prensibidir. Yaplan tanmlardan da anlalaca üzere îa
tamamen Hz. Alinin mâmeti prensibi üzerine dayanmaktadr. Aslnda çalmamzn
bandan beri her ihtilafn hangi mezhebin olumasna etki ettiine deinirken,
îann domasna ve iî zihniyetin olumasna etki eden ihtilaflar da zikrettik. An-
cak burada bu meseleleri daha genel bir tarzda ele alacak olursak unu söyleyebiliriz
ki; îa kendisini Hz. Alinin mâmetine götürebilecek slam tarihinde vuku bulan her
türlü olay frkann olumas için malzeme yapm ve tartmtr. Hz. Peygamberin
ölümü srasnda vuku bulan Krtas olay, Üsâme Ordusu Meselesi, Benî Saîde
Sâkifesi, Fedek Arazisi meselesi, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer ve Hz Osmann hali-
felie seçimleri, Cemel ve Sffîn Savalar ve son olarak da Hz. Alinin öldürülmesi
hususlarnda zuhur eden bütün ihtilaflara Hz. Alinin mâmeti açsndan bakm ve
öyle deerlendirmitir. Dolaysyla îann oluumunda bütün bu olaylar önemli rol
oynamtr.155
îa Hz. Peygamberin hastal esnasnda vuku bulan ihtilaflar, birbirinin ta-
mamlaycs olarak saymaktadr. iîlere göre Rasûlullah ölecei srada evvela Üsâme
ordusunu Hz. Ali halifelie rahatça geçsin diye sefere yollayacakt ancak Hz. Ömer
ve dier baz sahabiler buna engel olmutur. Saniyen Rasûlullah hasta yatanda Hz.
Alinin mâmetini bir kâda yazdrmak için kât-kalem istemi ancak yine Hz.
Ömer ve Hz. Ebû Bekir buna engel olmutur.156 Hatta bu fikirlerine dayanak tekil
etsin diye, îi kaynaklarda bahsedilen157 Gadîr-i Hum vakas ile158 baz hadislerle ve
baz ayetlerin tevili ile temellendirmeye çalmaktadr. Çalmamzda yukarda de-
indiklerimizin haricindeki îann dier delillerini ksaca ele alalm:
155 slam Tarihinde ilk dönem problemlerin îann douuna etkileri ile ilgili ayrntl bilgi için
bkz: Ergin, a.g.e., s. 134-136.
156 Flal, Mezhepleri Douuna Tesir Eden Sebepler, s. 127.
157 Ebû Ali Emînuddîn el-Fazl b.el-Hasan b. Fazl et-Tabersî (548/1153), lâmul-Verâ bil-
Alâmil-Hudâ, Beyrut, Dârul-Maârife, 1979, s. 138-139.
158 Sarkaya, a.g.e., s. 159. Ayrca Gadîr-i Hum Vaks ile ilgili ayrntl bilgi için bkz: Adnan
Demircan, Hz. Alinin Hilâfet Hakk Meselesinde Gadîr-i Hum Olay, st., Beyan Yay.
1996, s. 19-61; Ünalan, a.g.e., s. 75-76.
106
Gadîr Hum Vakas: iî müelliflerin nakline göre Hz. Peygamber Veda Hac-
c dönüünde Gadîr Hum denilen bir yerde Ey Peygamber, Rabbinden sana indiri-
leni duyur; eer bunu yapmazsan, O'nun mesajn duyurmam olursun. Allah seni
insanlardan korur. Dorusu Allah, kâfirler toplumunu yola iletmez.159 ayeti nazil
olunca konaklama emri vermi ve burada Hz. Alinin faziletiyle ilgili bir konuma
yaparak Hz. Aliyi yanna çararak: Ben kimin mevlas isem, Ali de onun
mevlasdr. Allahm onu seveni sev. Dümanna düman ol. Ona yardm et. Onu hor-
layan hor haykr eyle. Nereye giderse Hakk onunla beraber kl. demitir.160 Bu
olayn üzerine de Bugün size dininizi tamamladm..161 ayeti nazil olmutur.
Sakaleyn Hadisi: Rasûlullah öyle buyurmutur: Size iki ar emanet bra-
kyorum. Onlara smsk sarldkça hiçbir zaman saptmazsnz. Bunlar, Allahn Ki-
tab ve Itretimdir.162
Ehli Beyt Hadisi: iî müellifler Hz. Peygamberin öyle dediini nakleder-
ler: Benim Ehl-i Beytim szilerin arasnda Nuhun gemisine benzer. Kim ona biner-
se kurtulur. Kim ondan yüz çevirirse boulur.163
Menzile Hadisi: Hz. Peygamberin Tebûk gazvesine giderken Ali b. Ebî
Tâlibe söyledii, Senin benim yanmdaki konumum (menzile), Harunun Mûsann
yanndaki konumu gibidir.164 sözünü îa Hz. Alinin mâmetine yormaktadr.165 iî
müellifler bu hadisi delil göstererek Hz. Alinin dier sahabilerden üstün olduunu
öne sürmekte ve onlar kötülemektedirler.166
Vâsi Hadisi: Yine iî müelliflerden el-Muzaffer Hz. Peygamberin Hz. Aliyi
göstererek öyle dediini nakleder: Bu benim kardeim, vâsim ve halifemdir. Onu
dinleyiniz ve itaat ediniz.167 Modern dönem müelliflerinden Hasan Onat, Vâsi hadi-
sine öyle bir eletiri getirmektedir:
159 Mâide Suresi 5/67.
160 el-Muzaffer, îa nançlar, s. 74-75.
161 Mâide 5/3.
162 Müslim, Fedâilus-Sahabe 35.
163 el-Muzaffer, îa nançlar, s. 70-71.
164 Buhârî, Megâzî 78; Müslim, Fedâilus-Sahabe 4.
165 Ar, mamiye îas Kaynaklarna Göre lk Üç Halife Dönemi, s. 49.
166 Meclisî, a.g.e., XXXXVII, s. 273.
167 el-Muzaffer, îa nançlar, s. 75.
107
Hz. Peygamberin Ben kimin mevlas isem, Ali de onun mevlasdr. dedii
doru olsa bile, bunun hilafet eklinde anlaldn ileri sürebilmek hemen he-
men hiç mümkün deildir. Çünkü böyle anlalm olsayd, en azndan sâkife
toplantsnda veya daha sonraki siyasîi hadiselerle birlikte bu hususun gündeme
gelmi olmas gerekirdi. Nitekim Ali b. Ebî Tâlibin torunlarndan Hasan b. Ha-
san da Hz. Peygamberin Ben kimin mevlas isem Ali de onun mevlasdr. sö-
züyle emirlik ve hilafeti kastetmi olsayd, namaz, zekât, oruç ve hacla ilgili hü-
kümleri açkça belirttii gibi bunu da belirtir ve Ey nsanlar, bu benden sonra
sizin halifenizdir. derdi, diyerek, bunun hilafetle hiçbir alakasnn mevcut ol-
madn ifade etmitir.168
Bu hadislerle beraber ehristânînin naklettii Sizin en iyi hükmedeniniz
Alidir.169 hadisini de zikretmemizde fayda vardr. Zira ehristânî, îann bu hadisi
Hz. Alinin mâmetine delil olarak kullandn öne sürmektedir.170
îa bütün bu hadislerden ve Krtas olayndan ve Üsâme ordusunu olayndan
yola çkarak, birçok ayeti de tevil ederek Ali b. Ebî Tâlibin nass ve tayinle halife ol-
duuna inanmakta ve dört halifenin mâmet esnasndaki bütün olaylar bu görüleri
etrafnda deerlendirmektedir. Örnein, çalmamzn birinci bölümünde de ele ald-
mz gibi, Fedek Arazisi meselesinde, Ehl-i Beytten olduu için Hz. Fatmay ma-
sum saymakta ve istediini yapmad için Hz. Ebû Bekiri lanetlemektedirler. Yine
yukarda deindiimiz gibi, Hz. Alinin halifeliine engel olduklar için ve ona hak-
szlk ettikleri için ilk üç halifeyi, Hz. Aliyle savat için Talha, Zübeyr ve Hz.
Âieyi de tekfir etmektedirler. Öte yandan Emevîler zamannda iîlere uygulanan
bir takm bask ve yldrma politikalar neticesinde îa Takiyye prensibini benimse-
mise171 de, Hz. Alinin ilk üç halifeye de biat etmesinin ve kendisini tahrik etmeye
çalanlar azarlamasnn îann bu prensibi kabullenmelerinde az da olsa etkisi var-
dr.
Sffîn Vakasna gelecek olursak, îa, bu savata Hz. Alinin kâfirlerle sava-
t gibi amllarla savatn, savata ölen Ali taraftarlarnn Adn cennetleri ile mü-
kâfatlandrlacan iddia ederek172 bu fikirlerini Saldrya urayan müminlere sa-
va izni verildi.173 ayetine dayandrmaktadrlar.174 Bu rivayetlerden anlalaca
168 Onat, a.g.e.,, s. 24.
169 Buhârî, Tefsîru Suretil-Bakara 7; bn Mâce, Mukaddime, 2; bn Hanbel, V, 112.
170 ehristânî, a.g.e., s. 148.
171 Konuyla ilgili ayrntl bilgi için bkz: Dalklç, a.g.e., s. 23-26.
172 Kuleynî, a.g.e., V, s. 39-40.
173 Hacc Suresi 22/39.
108
üzere, îa Muaviye taraftarlarn kâfir/mürik saymaktayd. Hatta Meclisî, naklettii
bir hadiste tarafsz kalanlar bile eletirmekteydi.175 Tahkim olaynn kabulünde ise
îa ihtilaf halindedir. Bir ksm tahkimi kabul etmekle Hz. Alinin isabetli davrand-
n öne sürerken, dier bir ksm ise Hz. Alinin tahkim olaynda ölümle tehdit edil-
dii için Takiyye yaparak tahkime raz olduunu iddia etmektedir.176 Sffîn Sava
sonrasnda Ali b. Ebî Tâlib ile Muaviye arasnda yaanan mâmet mücadelesi îada
tevellî-teberrî kavramlarnn olumasna neden olmutu. Metin Bozan eserinde bunu
öyle açklamaktadr:
Ali b. Ebî Tâlib ile Muaviye arasndaki mücadelede kimin hakl/merû hali-
fe/imam olduu hususu zamanla Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömeri de içine alacak
ekilde genilemi; iî çevrelerinde bu iki halifenin de Hz. Alinin hakk olan
mâmeti gasp ettii düüncesi gelimitir. te bu düünce zamanla Hz. Aliyi
dost/velî/lider edinme anlamna gelen tevellî ve dümanlarndan/muhaliflerinden
uzak/beri olma anlamna gelen teberrî kavramlarn ortaya çkarmtr.177
te görüldüü gibi Hz. Peygamberin ölümünden Hz. Alinin ölümüne kadar
ümmet arasnda vuku bulan baz ihtilaflar îann douunda ve kelamî fikirlerini
oluturmalarnda önemli rol oynamtr.
1.6. Ana Kitle: Ehl-i Sünnet vel-Cemaat
Bir yere, kültüre, davran ekline, düünceye ait olma gibi anlamlara ge-
len Ehl sözcüü ile yol, gidi ve adet anlamlarna gelen Sünnet sözcüünün
bir araya gelmesiyle olumutur.178 Bu kavram, müstakil olarak deil de Ehl-i Sünnet
vel-Cemaat olarak kullanlmaktadr. Kaynaklarda nakledildiine göre, slâm Dinini
anlamada Rasûlullah ile onun ashabnn takip ettii yolu benimseyenler179 anlamnda
kullanlan bu kavram yaklak dört asrda olumutur180 ve ilk defa Hicrî 4. asrda
Ebul-Leys es-Semerkandî bu kitleden Ehl-i Sünnet vel-Cemaat adyla bahsetmi
174 Kummî, a.g.e., II, s. 84.
175 Meclisî, a.g.e., XXVIII, 16-17.
176 Adgüzel, a.g.m., s. 106-107.
177 Bozan, a.g.e., s. 49-50.
178 Râgb el-sfahânî, Müfredâtü Elfâzil-Kurân, Dmek, Dârul-Kalem, 2002, s. 96, 429-430.
179 A. Saim Klavuz, slam Akaidi ve Kelama Giri, stanbul, Ensar Nesriyat, 1998, s. 297;
Henry Laoust, slamda Ayrlkç Görüler, çev. E. Ruhi Fglal-Sabri Hizmetli, stanbul, P-
nar yay., 1999, s. 98.
180 Mehmet Zahit Ünver, Son Dönem Bir Osmanl Âlimi M. Zahid Kevserînin Ehl-i Sünnet
Algs ve Mezheplere Bak (Baslmam Yüksek Lisans Tezi), Sakarya Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 2011, s. 35; Sarkaya, a.g.e., s. 58.
109
ve daha sonra bu isim kullanlagelmitir.181 Bu grubu tekil eden alt gruplar ise Selef
ve Halef olmak üzere ikiye ayrlmaktadr. Selef, Ashâb- Rey ve Ashâb Hadisten;
Halef ise Earîler ve Maturîdilerden olumaktadr.182
Douu ve Tarihsel Süreci: Hulefâ-i Raidîn dönemindeki iç dini-politik ça-
tmalar bedevî eilime yakn olan Hariciler ile Ehl-i Beyti yüceltip ve Ali evladna
nass ve tayinle mâmet yolunu açan îa frkalarnn ortaya çkmasna neden olmutu.
Birbirine zt konumda olan bu iki frkann zihniyetlerinin oluumuna etki eden olay-
lar, Hz. Osmann Hariciler tarafndan katledilmesi ve özellikle Haricililerin tekfir
hususunda arya gitmesi Mürcîenin douuna neden olmutu. Mürcie bir nevi bu
iki frkaya karlk doan bir mezhepti. Öte yandan Hz. Peygamber zamanndaki ni-
fak hareketleriyle ilk nüveleri oluan ve sonraki dönemlerde ortaya çkan birtakm ih-
tilaflar neticesinde insann fiilleri hususunun tartlmas insann kaderin tutsa-
nda bir robot olduunu söyleyen Cebriyeci düünce ile insann fiillerinde Allahn
hiçbir müdahalesi olmadn söyleyen Kaderiyyenin183 domasna neden olmutu.
Sonraki asrlarda ise yine dört halife dönemindeki ihtilaflardan referansla ortaya ç-
kan büyük günah kelamî meselesi Vasl b. Atann ilk admyla el-Menzile Bey-
nel-Menzileteyn görüüne sahip olan Mutezile frkas olumutu.184 te bu tarihî
süreç içerisinde Müslümanlar arasnda vuku bulan bütün ihtilaflarda, bütün itikadî
meselelerin tartlmasnda, Rasûlullahn çizdii snrlar içinde yaamaya çalan,
siyasete karmayp tarafgirlikten öte tarafszln korumak için uraan, ilim ve ir-
fanla itigal eden bir takm sahabilerin ve tabiinin oluturduu ana bünye diye ta-
rif edebileceimiz bir kitlenin varlndan bahsetmek mümkündür.185 Modern dönem
aratrmaclarndan Nadim Macit bu kitleyi öyle tarif etmektedir:
Müslümanlar frkalara ayrma yerine birlie, Hz. Peygamberin ashabnn yo-
luna davet eden Abdullah b. Ömer (ö. 74/693), bnrahim en-Nehâi (ö. 96/714),
e-abi (ö. 104/722) ve Hasan el-Basrî (ö. 110/728) ve benzerlerinin öncülük et-
tikleri ve orta yol olarak adlandrdklar mutedil grup sünnete ball ve ümme-
181 Sarkaya, a.g.e., s. 62.
182 Sarkaya, a.g.e., s. 74 v.d.
183 Nadim Macit, Sünnî Ekolün lk Öncüleri ve Görüleri (Yaynlanmam Çalma), Van,
y.y., 1993, s. 13.
184 Ebû Mansur Abdülkahir b. Tahir b. Muhammed Temimi Abdülkahir Badadî (429/1037-
1038), Mezhepler Arasndaki Farklar: el-Fark beynel-Firak, trc. Ethem Ruhi Flal, Ank.
TDV Yay., 1991, s. 83.
185 Bkz: Câbirî, a.g.e. s. 477-479.
110
tin birliini korumay hedeflemilerdir. Onlarn takndklar tavr, bunu açkça
göstermektedir. Birlii ve gelenei temsil eden bu ana bünyenin, ekol olarak do-
uunu kesin çizgilerle belirtmek güç olmasna karn, mutedil olarak tanmlanan
bu anlayn slâmn neetiyle beraber neet edip ve bu bünyenin kendisinden
ayrlanlarla mücadele ettiini söylemek mümkün görünmektedir.186
Bu kitlenin douunda Hz. Peygamber zamannda meydana gelen anlamaz-
lklar, Hulefâ-i Raidîn dönemindeki ihtilaflarn ve özellikle Hz. Osmann öldürül-
mesiyle beraber balayan siyasi kargaalarn büyük etkisi vardr. Çünkü meydana ge-
len her ihtilaf Müslümanlar fikren hep birkaç gruba ayrm ancak bu gruplarn biri
mutlaka ana çizgiden ayrlmamtr. Siyasî olaylarda tarafszln ilan etmi ihtilaflar
hakknda görü beyan etmemitir.187 Öte yandan bütün bu kargaalarn neticesinde
ana kitleden ayrlarak oluan Havariç, Mürcie, îa, Mutezile, Kaderiyye gibi frkala-
rn varl ana bünyenin de kendini göstermesine neden olmutur.188 Kemaleddin
ükrü eserinde Ehl-i Sünnetin tanmndan veya oluum sürecinden bahsetmemitir
ancak olaylar karsnda tarafszln koruyan bir kitlenin varlna zaman zaman
deinmitir.189
Ehl-i Sünnet anlay Hz. Peygamberin nübüvvetinden beri geçen süre içeri-
sinde vuku bulan ihtilaflarla zaman içerisinde geliip olusa da Modern dönem ara-
trmaclarn naklettiine göre, bu ekol belirgin bir ekilde, sonraki devirlerde ortaya
çkmtr. Bu husus Nadim Macit tarafndan öyle dile getirilmektedir:
Ehl-i Sünnet h. III. yüzylda itikadî bir ekol olarak olutuu, baka deyile ehl-i
bidatn zuhurundan sonra muhafazakâr çounluun anlmaya baland bir ad-
landrma olarak görülmektedir. slamn büyük mirasn vurgulayan ve kendileri-
ni onunla özdeletiren ve iftihar tavr gelitiren bir oluumun görüntüsünü yan-
stmaktadr. Ancak bilinmesi gereken ve merak edilen sünnî kavramnn ban-
dan geçen semantik serüven deil bu mefhum ve kelimenin dinî bir anlay ola-
rak hangi nedenlerle ortaya çkt ve bu balamda tad özgül anlamdr. Han-
gi nedenlerle ortaya çkt sorusunun temelinde siyasi bir ihtilaf olarak ortaya
çkan hadiselerin kargaaya dönümesi ve bu olaylarn dini esaslar açsndan ye-
rini tayin etme yatmaktadr. Ortaya çkan olaylar karsnda kendilerini belli du-
rulu konumlandran frkalarn dini anlama biçimleri ikinci bir neden olarak gö-
186 Macit, a.g.e., s. 13-14.
187 Ayrntl bilgi için bkz: Sarkaya, a.g.e., s. 59-63. Ayrca bu gruba örnek olarak bkz: Câbîrî,
a.g.e., s. 473-477.
188 Macit, a.g.e., s. 17.
189 Orbay, a.g.e., s. 103-104, 117-121.
111
rülmektedir. Öyleyse bu ekolün ehl-i bidatten sonra kendisini gösterdii sözünü
hatrmzda tutmamz gerekmektedir.190
Baz htilaflar Hakknda Görüleri: Hz. Peygamber zamanndaki ihtilaflar-
da bu grup daima Rasûlullahtan taraf olmutur. mâmet hususunda, Hz. Ebû Be-
kirin ümmetin icmasyla halifelie geçtii ve Hz. Peygamberden sonra fazilet ba-
kmndan onun efdal olduu191 düüncesine sahip olmutur. Ehl-i Sünnete göre Hz.
Ömer halifelie Hz. Ebû Bekirin tayini ile gelmitir, zaten halifeliin Hz. Ömerin
hakkdr. Çünkü Hz. Ebû Bekirden sonra ashabn en efdali odur.192 Onlara göre, Hz.
Osman ûrâ ile Hz. Ali ise icmâ ile halifelik makamna geçtiini ve fazilet sralama-
snn da böyle olduunu, kendi halifeliindeki bütün icraatlarnda isabetli onun oldu-
unu, katillerin onu zulüm ve dümanlk duygularyla haksz yere öldürdüklerini
inanç olarak benimsemitir.193 Cemel ve Sffîn savalarnda ise siyasete karmayp
kendi ileriyle megul olduklarn kaynaklar nakletmektedir.194
Görüldüü gibi, Hz. Peygamberin salndan beri vuku bulan bütün ihtilaf-
lardan bir ekilde kendini soyutlamay baaran bu grup ana kitleyi tekil etmekteydi.
Kaynaklarda nakledildiine göre Ehl-i Sünnetin oluumu yaklak dört asrlk bir
zaman diliminde vuku bulmutur ve ilk defa Hicrî 4. asrda Ebul-Leys es-
Semerkandî bu kitleden Ehl-i Sünnet vel-Cemaat adyla bahsetmi ve daha sonra bu
isim kullanlagelmitir.195
190 Macit, a.g.e., s. 15.
191 Ebul-Abbâs ehabeddin Ahmed b. Hacer el-Heytemî (974/1566), Savâikul-Muhrika fir-
Reddi ala Ehl-i Bida vez-Zendeka, thk. Abdülvahhab Abdüllatif, Kahire, Mektebetül-
Kahire, t.y. s. 55; Ayrca Ehl-i Sünnetin mâmet Görüü hakknda ayrntl bilgi için bkz:
Ünalan, a.g.e., s. 89-94.
192 Heytemî, a.g.e., s. 55.
193 Earî, a.g.e., s. 29.
194 Sarkaya, a.g.e., s. 63.
195 Sarkaya, a.g.e., s. 62. Ayrca Ehl-i Sünnetin öncüleri saylabilecek önemli ahisyetler hakkn-
da ayrntl bilgi için bkz: Ebû Mansur Abdülkahir b. Tahir b. Muhammed Temimi Abdülkahir
Badadî (429/1037-1038), Mezhepler Arasndaki Farklar: el-Fark beynel-Firak, trc.
Ethem Ruhi Flal, Ank. TDV Yay., 1991, s. 246-248, 289-292; Mehmet Zeki can Ehl-i
Sünnetin Oluumunda Öncü ahsiyetler, Tarihte ve Günümüzde Ehl-i Sünnet, stanbul,
Ensar Yay., 2006, s. 66-96.
112
SONUÇ
lk dönem slam corafyasnda Hz. Peygamber'in vefatyla birlikte Asr- Saa-
det'ten zaman ve mekân boyutlu uzaklaldkça ve bilhassa hilafetin saltanata dö-
nümesi hengâmnda güncel veya geçmiteki olaylar referans gösterilmek suretiyle
bir takm frkalarn zuhur ettii aikârdr. Bu frkalarn bazlar, zamanla siyasî mese-
leler, kiisel çkarlar, cehalet veya art niyetli kiiler yüzünden dalâlet yoluna sapm-
lardr. Nitekim bunun en bâriz örneklerini Havaric, Mürcie, Mutezile ve iî mezhep-
leri içinde oluan birtakm frkalarda görmek mümkündür.
slam Tarihinde Mezheplerin ve alt kollarnn ortaya çknn/douunun se-
bepleri söz konusu edildiinde varlacak kan bu oluumlarn bir tarihsel süreç içeri-
sinde vuku bulduudur. Bu süreç ise Hz. Peygamberin risaletine, hatta Cahiliye dev-
ri kabileler aras mücadelelere ve asabiyet düüncesine kadar dayanmaktadr. Hz.
Peygamber risaletle beraber, asabiyet duygular, kabilevî inançlar ve cahiliye anlay-
lar etrafnda yetien mürikleri, slam dairesi içerisine toplam ve onlarn görüleri-
ni, inançlarn ve deerlerini deitirmitir. Ancak onun zamannda baz münafkla-
rn, müriklerin ve Yahudilerin nifak hareketleri Müslümanlar arasndaki ilk ihtilafla-
r oluturmutur. Hatta henüz tam olarak kalplerine iman yerlememi olan baz mü-
minlerin de bu nifak hareketlerinden olumsuz etkilendii söylenebilir. Asr Saadette
meydana gelen bütün görü ayrlklarnn dorudan mezheplemeye etki ettiini söy-
lemenin pek mümkün olmad hatrlatlmaldr. Ancak ashab arasnda meydana ge-
len bir takm ihtilaflar vardr ki bunlarn frkalamalara dorudan etki ettiinde he-
men bütün bilginler görü birlii halindedir.
Hz. Peygamberin ölüm döeinde iken zuhur eden ihtilaflar salih duygular
içerisinde olmalarna ramen sahabileri ikiye bölmü ve ilk iî ayrmann temelleri-
ni oluturmutur. Üsâme Ordusu Meselesi ve Krtas Olay buna örnek olarak zikredi-
lebilir. Ancak bu ihtilaflar Rasûlullahn vefatyla birlikte giderek daha da artmtr.
Çünkü Ashab Allah Rasûlü hayatta iken karlat problemleri Ona sorarak zihinle-
rindeki sorunlarn rahatlkla gidermekte, toplumsal ve dinî problemlere çözüm bula-
bilmekteydiler. Rasûlullahn olmay hem bu sorunlarn çözümünün zorlamasna
113
sebebiyet vermi hem de baz nifakçlara toplum yapsn gruplara bölmek suretiyle
bozma imkân vermitir.
Hz. Peygamberin ölümünden hemen sonra en büyük ihtilaf mâmet mesele-
sine yaanm, sahabe çeitli görüler etrafnda toplanmtr. Hz. Ebû Bekirin halife
olarak seçilmesi bu görü ayrlklarn geçici olarak arka plana itse de ayrlklar zi-
hinlerde hep kalmtr. Hz. Ebû Bekir döneminde, Hz. Fatma, Rasûlullahn miras
hususunda Halife ile anlamazla dümü ve bu ihtilaf Hz. Fatmann istei dorul-
tusunda çözülmeyince bu mesele îann ayrlk malzemesi haline gelmitir. Öte
yandan Hz. Peygamberin vefatn frsat bilen birçok nifakç ve bozguncularn irtidat
ederek, zekât vermeyeceklerini ilan etmeleri de Hz. Ebû Bekir devrinde önemli bir
mesele haline gelmitir. Dier ihtilaflarda olduu gibi bu ihtilafta da ashab görü ay-
rlna düerek ikiye bölünmütür. Hz. Ömerin halifeliinde de bir takm Fkhî me-
selelerle ve ûrâ olay ile ilgili çeitli ihtilaflar ortaya çkmtr. ûrâ olaynda Hz.
Ebû Bekir dönemindeki mâmet sorunu yeniden gündeme gelmi ve iî düüncenin
zuhuruna zemin hazrlamtr. Hz. Osmann halifeliinde ise, uygulad bir takm
siyasi, dini ve ekonomik politikalar sadece kendisinin sonu olmam, hem Harici dü-
üncenin domasna, hem de Hz. Ali dönemindeki problemlerin de sebebi olmutur.
Öte yandan Hz. Osmann ölümü Harici zihniyetine kar Mürcienin douunun
önemli sebeplerinden biri olmutur. Hz. Ali dönemindeki ihtilaflar ise önceki ihtilaf-
lardan bamsz deildir. Hz. Osmann ehit edilmesi ve görünüte katillerin yaka-
lanmas Hz. Alinin halifeliindeki sorunlarn ana sebebidir. Hz. Osmann halifeli-
inde ortaya çkan problemler de aslnda önceki dönemlerden bamsz deildir. Hz.
Osmann katillerini isteyen Hz. Aie, Talha ve Zübeyr taraftarlaryla yaplan Cemel
Sava, hem Hz. Osmann kann talep eden hem de Hz. Alinin halifeliine raz ol-
mayan Muaviye b. Ebî Süfyan ve taraftarlaryla yaplan Sffîn Sava problemlerin
hiçbirini çözüme kavuturmam, bilâkis çözümünü imkânsz hale getirmitir.
te bütün bu ihtilaflar, temelde Havaric, Mürcie, Kaderiye, îa ve Ehl-i Sün-
net olmak üzere be ana mezhebin zuhur etmesini bizzat zemin hazrlamtr.
Tahkimnameyi tanmayan, Hakem olayn kabul etmeyen, Hz. Alinin tahkimi kabul
ile kâfir olduunu ileri süren, kendisi gibi düünmeyen dier Müslümanlara sava
açan, onlarn kanlarn ve mallarn helal sayan, reislerinden biri de Hz. Peygamber
114
zamannda ona itiraz eden Zul-Huveysra et-Temîmînin olduu Haricilerin zuhuru
Hz. Alinin sonu olmu ve Hariciler tarafndan ehit edilmitir. Haricilerin zuhurun-
dan sonra, onlara muhalif olarak, Hz. Osmann öldürülmesinin de etkisiyle, siyaset-
ten uzak bir yaam tarzn benimseyen, siyasi ve dinî ihtilaflarda tarafszln ilan
eden Mürcie frkas domutur.
Öte yandan Cemel, Sffîn ve Nehrevan savalarnda her daim Hz. Alinin ya-
nnda olan; lk htilaflardan da olumsuz etkilenip Krtas olayn kendi lehlerinde yo-
rumlayan; Hz. Alinin ve oullarnn mâmetini nass ve tayinle hak sayan; dier hali-
felerin mâmetine zulüm gözüyle bakan ve îa diye isimlendirilen bir baka oluum
daha domutur. Ayrca bütün bu olaylar kaderle ilikilendirme eiliminde olan bir
baka grubun da temelleri atlmaya balamt. Bu düünceyi benimseyenler daha
sonra Kaderiye ve Mutezile olarak isimlendirildiler. Bu dört oluumun haricinde ta
Hz. Peygamberin vefatndan beri hiçbir siyasi olaya karmayan, siyasî ve dini me-
selelerden uzak, dini ve tasavvufi hayat tercih eden, ilimle itigal eden, ana kitleden
ayrlmayp cemaate önem veren Rasûlullahn çizdii snrlar içerisinde, sünnete uya-
rak yaamaya çalan bir baka mezhep daha domutur. Hz. Osmann politikalarn-
da hakl olduuna ve mazlum olarak katlediline, halifelerin halifelik sralarnn ayn
zamanda üstünlük sras olduuna inanmakta olan bu grup sonraki yllarda Ehl-i
Sünnet vel-Cemaat olarak adlandrlmtr. Bu mezheplerin douunu baz tarihçiler
tek bir olaya balam, bazlar ise zamana yaymtr. Ancak tek bir olaya bal olsa
bile mezhebin siyasî ve dinî fikirlerinin olumas ve bir harekete dönümesi açsn-
dan deerlendirildiinde bunun uzun bir sürece ve birden çok nedene bal olduu
görülecektir. Bu süreci ise Hz. Peygamberin risaleti ile balatmak mümkündür.
Çalmamzda Mezheplemede etkili olan ilk ihtilaflar ve Kemaleddin ükrü
Orbayn, slam Tarihinde Nifak: Ali eseri çerçevesinde, Hz. Ali devri olaylarn ta-
rihsel arka plann da geniçe ele alarak aratrdk. Zira yazarn ele ald Hz. Ali dö-
nemi iç ihtilaflar; bir takm dinî, siyasî ve ekonomik çalkantlarn yaand dier dö-
nemlerin bir sonucudur. Dolaysyla Hz. Peygamber ve dier üç halife dönemlerini
ele almadan, Hz. Ali dönemini anlatmak hem Mezheplemeye götüren sebepleri k-
stl klacak hem de tarihi arka plan göz önüne alnmad için eksik kalacakt.
115
Cumhuriyet dönemi yazarlarndan olan Kemaleddin ükrü Orbayn, mezkûr
eserinde, Hz. Ali Dönemini dinî-siyasî ihtilaflar ekseninde, Temel slam Tarihi eser-
lerinden de faydalanarak, geniçe ele alp aktarmas, Mezheplerin douunda etkili
olan fikir ayrlklarnn anlalmasnda kolaylk salamtr. Ancak eserin slam
Mezhepleri tarihi açsndan orijinal saylabilecek niteliklere sahip olmad görül-
mütür. Çünkü çalmamzn giri ksmnda da belirttiimiz gibi müellif eserini daha
çok tarihsel bir üslupta ele alm ve Hariciliin haricindeki dier mezheplere dein-
memitir.
Bunun yan sra müellif eserinde konu edindii olaylar yorumlarken geni bir
perspektif ile deerlendirmemi ve zaman zaman Ehl-i Sünnet çizgisinden uzak bir
takm yorumlamalara gitmitir. Cemel Savanda Hz. Aie ve taraftarlarn nifakç-
lkla suçlam, Sffîn savanda ise Muaviye b. Ebî Süfyan ile Amr b. el-Âstan me-
lun olarak bahsetmitir. Buna mukabil olarak Hz. Alinin her icraatnda isabetli oldu-
unu sk sk vurgulamtr. Müellifin olaylar hakkndaki bu tutum ve düünceleri yu-
karda da belirttiimiz gibi iî düünceye oldukça yakndr. Hatta müellifin eserinde
Haricilerden ve siyasi faaliyetlerinden geniçe bahsetmesine ramen îaya hiç de-
inmemesi onu ana kitle olarak gördüü/kabul ettii düüncesini de aklmza ge-
tirmektedir.
116
KAYNAKÇA
Abdurrezzak, Bekr Abdurrezzâk b. Hemmam es-San'ani (211/827): el-
Musannef, thk. Habîburrahman el-Azamî, 12 c., 1. Bsk., Beyrut, Mektebul-slâmî,
1972.
Abdülhamid, rfan: slâmda tikâdî Mezhepler ve Akâid Esaslar, trc: M.
Saim Yeprem, st., Marifet Yay., 1981.
Accâc, Muhammed Hatîb: Usûlul-Hadîs Ulûmuhû ve Mustalâhuhû, Bey-
rut, Dârul-Fikr, 1989.
Adgüzel, Abdülcabbar: Erken Dönem Politik htilaflarn iî-mâmî Ekolde-
ki Teolojik zdüümleri, e-Makalât Mezhep Aratrmalar, C. IV, No: 2, Güz
2011, s. 63-122.
Arakça, Ahmed: Hz. Ebû Bekir Devri slam Tarihi, st., Buruc Yay.,
1998.
Akbulut, Ahmet: Hariciliin Siyasi Görülerinin tikadilemesi, AÜFD,
Fakültenin Kuruluunun 40. Yl Özel Says C. XXXI, s. 331-348.
Akbulut, Ahmet: Sahabe Dönemi ktidar Kavgas, Ank., Pozitif Matbaac-
lk, 2001.
Akçay, Mustafa: Hz. Alinin Hayat ve Kiilii, Anadoluda Alevîliin
Dünü ve Bugünü, ed. Halil brahim Bulut, 1. Bsk., Sakarya, Sakarya Üniversitesi
Yaynlar, 2010, s. 175-214.
Algül, Hüseyin: Fedek, DA, stanbul, TDV, 1995, C. XII, s. 294-295.
Algül, Hüseyin: Hz. Ebû Bekirin Hicretten Vefatna Kadar Olan Dönemde-
ki Faaliyetlerine Genel Bir Bak, stem, C. III, No: 6, 2005, s. 105-120.
Apak, Adem: Hz. Osman Dönemi Fetihleri, Uluda Üniversitesi lahiyat
Fakültesi Dergisi, C. IX, No: 9, Bursa, 2000, s. 437-446.
Apak, Adem: Hz. Osmann Döneminde Meydana Gelen Siyasi Problemler
ve Sebepleri Üzerine Baz Deerlendirmeler, Usûl slam Aratrmalar, No: 4,
Temmuz-Aralk 2005, s. 157-170.
Apak, Adem: Hz. Osmann Hilafeti Döneminde Umeyyeoullarnn Devlet
daresindeki Yeri, Uluda Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, C. VII, No: 7,
Bursa, 1998, s. 487-522.
Apak, Adem: slam Siyaset Geleneinde Amr b. el-As, Ank., Ankara Okulu
Yay., 2001.
117
Ar, M. Salih: Hz. Ebû Bekir ve Ridde Savalar, st., Beyan Yay., 1996.
Ar, M. Salih: mamiye îas Kaynaklarna Göre lk Üç Halife Dönemi,
stanbul, Düün Yaynclk, 2011.
el-Askerî, Allâme Murtaza: Ehl-i Beyt ve Ehl-i Sünnet Ekolleri mâmet
ve Sahabe, çev. Cafer Bendiderya smail Bendiderya, stanbul, Kevser Yay., t.y.
Atalan, Mehmet: Hz. Muhammedin Vefatndan Sonraki Hilafet Tartmala-
r, Frat Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, C. IX, No: 2, Elaz, 2004, s. 55-
68.
Atçeken, smail Hakk: Hz. Osman Dönemi ç Olaylarnda Mervan b. Ha-
kemin Rolü, Selçuk Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, No: 9, Konya, 2000,
s. 315-348.
Ay, Mahmut: Mutezile ve Siyaset, 1. Bs., stanbul, Pnar Yay., 2002.
Ayar, Kenan: Hz. Ebû Bekir Dönemi Olaylarnda Kurann Referans Olarak
Kullanlmas, OMÜFD, No: 24-25, Samsun, 2007, s. 151-175.
Aycan, rfan: Emevîler Dönemi ç Siyasi Gelimeleri (41-132/661-750),
AÜFD, C. XXXIX, 1999, s. 147-174.
Aycan, rfan: Mervân I, DA, Ankara, TDV, 2004, C. XXIX, s. 225-227.
Aycan, rfan: Saltanata Giden Yolda Muaviye b. Ebî Süfyan, Ank., Ankara
Okulu Yay., 2010.
Aydnl, Abdullah: Ebû Zer el-Gfârî, DA, stanbul, TDV, 1994, C. X, s.
266-269.
el-Badadî, Ebû Mansur Abdülkahir b. Tahir b. Muhammed Temimi
Abdülkahir (429/10371038): Mezhepler Arasndaki Farklar: el-Fark beynel-
Firak, trc. Ethem Ruhi Flal, Ank. TDV Yay., 1991.
Bâkllânî, Ebû Bekr Muhammed b. et-Tayyib (403/1013): Kitâbu Temhîdil-
Evâil ve Telhîsid-Delâil, thk. mâduddin Ahmed Haydar, 3. Bsk., Beyrut, 1993.
Bakkal, Ali: Ebû Bekirin Halife Seçilmesinde mamlar Kureytendir Hadi-
sinin Rolü Üzerine, stem, C. III, No: 6, 2005, s. 87-104.
Balc, srafil: Bir Yalnz Sahabi Ebû Zer el-Gfârî, OMÜFD, No: 10,
Samsun, 1998, s. 351-386.
Balc, srafil: Diplomat ve Devlet Adam Yönüyle Hz. Ömer, OMÜFD,
No: 16, Samsun, 2003, s. 185-204.
Baaran, Selman: Hakem b. Ebul-Âs, DA, stanbul, TDV, 1997, C. XV,
s. 175-176.
118
Belâzürî, Ebul-Abbas Ahmed b. Yahyâ b. Câbir (279/892): Ensâbul-Erâf,
thk. Suheyl Zekkâr-Riyad Zirikli, 13 c., Beyrut, Dârul-Fikr, 1996.
Boyacolu, Ramazan: Hz. Muhammedin Hastal Srasnda Hz. Ömerin
Tavr ve Halife Seçimi, Cumhuriyet Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, C.
VI, No: 1, Sivas, 2002, s. 85-92.
Bozan, Metin: mâmiyyenin mâmet Nazariyesinin Teekkül Süreci, s-
tanbul, SAM Yay., 2009.
Buhârî, Ebû Abdullah Muhammed b. smail (256/870): Sahihul-Buharî,
Riyad, Mektebetü Dârus-Selam, 1999.
Bursal, M. Necati: Hz. Ömer, st., Çelik Yay., 2010.
Cabiri, Muhammed Abid: slamda Siyasal Akl, trc. Vecdi Akyüz, st.,
Kitabevi Yay., 1997.
Cerraholu, smail: Abdullah b. Mesûd, DA, stanbul, TDV, 1988, C. I, s.
114-117.
Cevdet Paa, Ahmed (1312/1895): Ksâs- Enbiyâ, haz. Mahir z, II. Bsk.,
Ank., Kültür ve Turizm Bakanl Yay., 1985.
Çakr, Zehra: Dört Halife Döneminde Talha b. Ubeydullah stem, C. IV,
No: 7, 2006, s. 175-202.
Çelik, Mehmet: slam Tarihinde Dinin Politikaya Alet Edilmesinin lk Ör-
nekleri, Frat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. X, No: 1, Elaz, 2000, s.
29-49.
Çiçek, Mustafa: Hz. Peygamber ve Hulefâ-i Râidîn Döneminde Zübeyr b.
el-Avvâm, stem, C. IV, No: 7, 2006, s. 135-158.
ed-Dabî, Seyf b. Ömer el-Esedî (200/816): el-Fitne ve Vakatul-Cemel, der.
ve tsnf. Râtib Armu, Ahmet, 1. Bsk., Beyrut, Dârun-Nefâis, 1971.
Dalklç, Mehmet: îa, Havariç ve Ehl-i Sünnette Takiyye, (Baslmam
Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, stanbul,
1992.
Demir, Halis: Meruiyet Açsndan Hz. Osmann Öldürülmesinin ncelen-
mesi, KSÜFD, C. VI, No: 11, 2008, s. 77-119.
Demircan, Adnan: Rasûlullahn Münafklarla likileri, slamda nsan
Modeli ve Hz. Peygamber Örnei (Kutlu Doum Haftas Sempozyumu 1993),
Ank., TDV Yay., 1995, s. 141-154.
119
Demircan, Adnan: Üçüncü Halife Osmana Yöneltilen Eletirilere
Bakllânînin Cevaplar, slam-Sanat-Tarih-Edebiyat ve Musiki Dergisi, C. IV,
No: 8, 2006, s. 9-20.
Demircan, Adnan: Ali-Muaviye Kavgas, 2. Bsk., stanbul, Beyan Yay.,
2010.
Demircan, Adnan: Haricilerin Siyasi Faaliyetleri, stanbul, Beyan Yay.,
1996.
Demircan, Adnan: Hz. Ali Dönemi ve Ehl-i Beyt, stanbul, Beyan Yay.
2008.
Demircan, Adnan: Hz. Alinin Hilâfet Hakk Meselesinde Gadîr-i Hum
Olay, st., Beyan Yay. 1996.
Demirci, Mustafa: Hz. Osman Devri Fitne Olaylarnn Sosyoekonomik Bo-
yutlar, slâmiyât Dergisi, C. VII, No: 1, 2004, s. 155-170.
Doutan Günümüze Büyük slam Tarihi, ed. Kenan Seyithanolu, Red.
Hakk Dursun Yldz, stanbul, Ça Yay., 1992.
Dozy, Reinhart Pieter Anne (1300/1883): Târih-i slâmiyet, çev: Abdullah
Cevdet Karlda, 2 c., Kahire, Matbaâ-i ctihâd, 1908.
Dölek, Adem: el-Velid b. Ukbenin Hayat ve Sahabe Adaleti Açsndan
Deerlendirilmesi, Cumhuriyet Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, C. VI,
No: 1, Sivas, 2002, s. 93-110.
Ebû Davud, Süleyman b. Eas b. shak el-Ezdi es-Sicitânî (275/889):
Kitabus-Sünen: Sünen-i Ebû Davud, 1. Bsk., Riyad, Darüs-Selâm, 1999.
Ebû Zehra, Muhammed (1394/1974): slamda Siyasî tikadî ve Fkhî Mez-
hepler Tarihi, trc. Hasan Karakaya-Kerim Aytekin-Abdülkadir ener, stanbul, Hi-
sar Yaynevi, 1983.
Ebû Zehra, Muhammed: slam'da Siyasî ve tikadî Mezhepler Tarihi, çev.
Ethem Ruhi Flal-Osman Eskiciolu, 1. Bsk., stanbul, Yamur Yay., 1970.
Ecer, Ahmet Vehbi: îa ve Douu, Erciyes Üniversiesi lahiyat Fakülte-
si Dergisi, No: 1, Kayseri, 1983, s. 131-142.
Ergin, Murat: Siyasî ve tikadî Mezheplerin Douunda Kabile Asabiye-
tinin Rolü (Baslmam Doktora Tezi), Harran Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-
tüsü, anlurfa, 2000.
Erten, Hayri: Hz. Ömer Döneminde Toplumsal Deime, Selçuk Üniversi-
tesi lahiyat Fakültesi Dergisi, No: 6, 1996, s. 297-308.
120
el-Earî, Ebul-Hasen bn Ebû Bir Ali b. smail b. shak (324/936): Harici-
lerin Temel Görüleri, çev. Harun Yldz, OMÜFD, No: 9, Samsun, 1997, s. 351-
356.
el-Earî, Ebul-Hasen bn Ebû Bir Ali b. smail b. shak (324/936): lk Dö-
nem slam Mezhepleri: Makâlâtül-slâmiyyîn ve htilâful-Musallîn, çev. Meh-
met Dalklç-Ömer Aydn, 1. Bs., stanbul, Kabalc Yaynevi, 2005.
Fayda, Mustafa: Abdullah b. Amir, DA, stanbul, TDV, 1988, C. I, s. 84-
85.
Fayda, Mustafa: Abdullah b. Sad b. Ebû Serh, DA, stanbul, TDV, 1988,
C.I, s. 130-131.
Fayda, Mustafa: Ridde Olaylar, DA, stanbul, TDV, 2008, Ankara, TDV,
2002, C. XXXV, s. 91-93.
Flal, E. Ruhi: lk iî Olaylar, AÜFD, C. XXVI, 1983, s. 335-352
Flal, Ethem Ruhi: Abdullah b. Sebe, DA, stanbul, TDV, 1988, C. I, s.
133-134.
Flal, Ethem Ruhi: Hariciliin Douu ve Frkalara Ayrl, AÜFD, C.
XXII, Ankara, 1978, s. 245-275.
Flal, Ethem Ruhi: Mezheplerin Douuna Tesir Eden Sebepler, slam
limleri Enstitüsü Dergisi, A.Ü..F. No: 4, Ank., 1980, s. 115-131.
Flal, Ethem Ruhi: Sakife Olay veya Hz. Ebû Bekirin Halife Seçimi, s-
lam Medeniyeti Mecmuas, C. V, No: 3, stanbul, 1982, s. 7-27.
Flal, Ethem Ruhi: iîliin Douu ve Gelimesi, Milletleraras Tarihte
ve Günümüzde iîlik Sempozyumu, 1. Bsk., stanbul, SAV lmî Neriyat, 1993, s.
33-46.
Flal, Ethem Ruhi: bâdiyyenin Douu ve Görüleri, (Yaynlanm Dok-
tora Tezi) Ank., Ankara Üniversitesi lahiyat Fakültesi Yay., 1983.
Goldziher, Ignaz (1339/1921): el-Akîdetu ve-erîatu fil-slâm Arapçaya
çev: M. Yûsuf Mûsa-A. Hasan Abdulkâdir-A. Abdulhak, Kahire, Dârul-Kitabil-
Msrî, 1946.
Hamidullah, Muhammed: lk slam Devleti, st., Beyan Yay., 1992.
Hasan, Hasan brahim: Siyasî-Dinî-Kültürel-Sosyal slam Tarihi, çev. s-
mail Yiit-Sadrettin Gümü, stanbul, Kayhan Yaynevi, 1987.
Hatibolu, M. Saîd: Hz. Peygamberin Vefatndan Emevîlerin Sonuna Kadar
Siyasi-çtimai Hadiselerle Hadis Münasebetleri (Yaynlanmam Doçentlik Tezi),
Ankara 1967.
121
Hatibolu, M. Saîd: slamda lk Siyasi Kavmiyetçilik: Hilâfetin
Kureylilii, AÜFD, No: 23, Ank., 1978, s. 121-213.
Hemedânî, Ebû Bekr Ahmed b. Muhammed b. shak el-Hemedânî bnul-
Fâkih (289/902): Muhtasar Kitabul-Buldan, thk. M. J. de Goeje, Leiden, 1885.
Heytemî, Ebul-Abbâs ehabeddin Ahmed b. Hacer (974/1566): Savâikul-
Muhrika fir-Reddi ala Ehl-i Bida vez-Zendeka, thk. Abdülvahhab Abdüllatif,
Kahire, Mektebetül-Kahire, t.y.
el-Hillî, bn Mutahhar Cemaleddin Hasan b. Yusuf (726/1335): Nehcul-
Hakk ve Kefus-Sdk, nr. Aynullah el-Hasenî el-Urmevî, Kum, y.y., 1986,
el-Hilli, bnü'l-Mutahhar Cemaleddin Hasan b. Yusuf b. Ali (726/1325):
Keful-Murad fî erhi Tecridi'l-tikad, Kum, y.y. 1988.
Hitti, Philip: Siyasi ve Kültürel slam Tarihi, çev. Salih Tu, st., y.y., 1980.
Hizmetli, Sabri: Tarihi Rivayetlere Göre Hz. Osmann Öldürülmesi,
AÜFD, C. XXVII, Ank., 1985.
Hurç, Ramazan: Hz. Ebû Bekir Döneminde Bamszlk Hareketleri, Frat
Ümiversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, No: 8, Elaz, 1998, s. 33-66.
Huseynî, Cemaleddin Ataullah: Ravzatül-Ahbâb, trc. Magnisavi
Benlizade, 2. Bsk., st., Matbaa-i Âmire, 1871.
Hüseyin, Taha: Fitne Döneminde bn Sebenin Rolü Hakknda Bir Deer-
lendirme, trc. Adem Apak, Uluda Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, C. VI,
No: 6, 1994, s. 421-424.
bn Abd Rabbihî, Ebû Ömer Ahmed b. Muhammed el-Endelusî (327/939):
Kitabul-kdül-Ferîd, rh ve tsh. Ahmed Emin, 4 c., Kahire, y.y., 1948.
bn Abdülber en-Nemerî, Ebû Ömer Cemaleddin Yusuf b. Abdullah b. Mu-
hammed Kurtubî (463/1071): el-stîâb fî-Marifetil-Ashab, thk. Ali Muhammed
Bicavî, 12 c., Kahire, Dâr-u Nehdati Msr, t.y.
bn Arabî, Muhammed b. Abdillah b. Muhammed el-Endelusî (543/1148):
el-Avâsm minel-Kavasm, thk. Muhîbuddîn El-Hatîb, Kahire, 1979.
bn Asâkîr, Ebî'l-Kâsm Ali b. el-Hasen b. Hibetüllah b. Abdillah e-âfi'î
(571/1175): Târîh-u Medîneti Dmak, thk. Sekîne e-ihâbî, Dmek, y.y., 1954.
bn Deyba, Ebû Muhammed Vecihüddin Abdurrahman b. Ali (944/1537):
Teysirul-Vüsûl ilâ Câmiil-Usûl: Kütüb-i Sitte Hadis Ansiklopedisi, çev. ve haz.
brahim Canan, st., Zaman Gazetesi Akça Yaynevi, t.y.
122
bn Ebil-Hadîd, Ebû Hamîd zzuddîn Abdülhamîd b. Hibetullah el-Medâinî
(656/1258): erh-u Nehcil-Belâa, thk. M. Ebul-Fazl brahim, 20 c., Kum, y.y.,
1959.
bn Hacer el-Askalânî, Ebul-Fazl ehabeddin Ahmed (852/1449): Fethul-
Bârî, thk. Muhammed Fuad Abdulbakî-Muhîbuddîn el-Hatîb, 13 c., Beyrut, Dârul-
Maârif, 1988.
bn Haldun, Ebû Zeyd Veliyyuddin Abdurrahman b. Muhammed (808/1406):
Tarihu bn Haldun Kitabul-ber ve Divânul-Mübtede vel-Haber fî Eyyâmil-
Arab vel-Acem vel-Berber ve men Asârahum min Zevis-Sultânil-Ekber, 8 c.,
Beyrut, Darul-Fikr, 2000.
bn Hanbel, Ebû Abdullah Ahmed b. Muhammed e-eybanî Ahmed
(241/855): el-Müsned, thk. Muhammed Abdülkadir Ata, Beyrut, Darul-Kütübil-
lmiyye, 2008.
bn Hazm, Ebû Muhammed b. Ali b. Ahmed b. Saîd ez-Zâhirî (456/1064):
Cevâmius-Sîre: Siyerin Özü, çev. M. Salih Ar, st., Çra Yay., 2004.
bn Hiâm, Ebû Muhammed Cemaleddin Abdülmelik (213/828): es-Sîretun-
Nebeviyye, thk. Mustafa es-Sakkâ, trc. Hasan Ege, 4 c., st., Kahraman Yay., 1985.
bn shak, Ebû Abdullah Muhammed b. shak b. Yesar (150/767): Sîret-i
bn shak, thk. Muhammed Hamidullah, 2. Bsk., Konya, Hayra Hizmet Vakf Ne-
riyat, 1981.
bn Kesîr, Ebü'l-Fida madüddin smail b. Ömer (774/1373): el-Bidâye ven-
Nihâye, çev. Mehmet Keskin, 14 c., st., Çar Yay., 1994.
bn Kudame, Ebû Muhammed Muvaffakuddîn Abdullah b. Ahmed
(620/1223): el-Mugnî, Riyâd, Mektebetür-Riyadil-Hadise, t.y.
bn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim (276/889): el-Maârif,
thk. Servet Ukkâe, 4. Bsk., Kahire, Dârul-Maârif, t.y.
bn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim(276/889): el-mâme ves-
Siyâse, thk. Üstaz Ali eyrî, 2 c., Beyrut, Dârul-Edva, 1990.
bn Mâce, Ebû Abdullah Muhammed b. Yezid er-Rebei el-Kazvini
(273/887): Sünen-i bn Mâce, thk. B. A. Marûf, 6 c., Beyrut, Dârul-Cîyl, 1998.
bn Manzur, Ebu'l-Fazl Muhammed b. Mükerrem b. Ali el-Ensârî (711/1311):
Lisânul-Arab, 3. Bsk., Beyrut, Dâru hyâit-Turâsil-Arabî, 1999.
bn Rüd, Ebul-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed Kurtubî
(595/1198): Bidayetül-Müctehid ve Nihayetul-Muktesd: Mezhepleraras Mu-
123
kayeseli slam Hukuku, red. Vecdi Akyüz, trc. Ahmed Meylani, st., Beyan Yay.,
1991.
bn Sa'd, Ebû Abdullah Muhammed b. Sa'd b. Meni' ez-Zühri (230/844): et-
Tabakâtül-Kübrâ, 9 c., Beyrut, Dârus-Sadrt, 1968.
bn âzân, Fadl b. âzân el-Ezdî: el-Îzâh, thk. Es-Seyyid Cemaluddin el-
Huseynî el-Urmevî el-Muhaddis, Tahran, Müessesetu ntiarât, 1363/1944
bn ebbe, Ebû Zeyd Ömer b. ebbe b. Abide en-Nemeri (262/876):
Târihul-Medînetil-Münevvera, thk. Fehim Muhammed eltut, 4 c., y.y., t.y.
bnül-Esîr, Ebu'l-Hasan zzeddin Ali b. Muhammed b. Abdülkerim
(630/1233): el-Kâmil fit-Tarih, 13 c. Beyrut, Dârus-Sadr, 1979.
bnü'l-Murtaza, Ahmed b. Yahyâ b. Murtaza Mehdi Lidinillah (840/1437):
Tabakâtül-Mutezile, thk. Susana Dwald Wlzer, Beyrut, Dârul-Mektebetil-
Hayat, 1961.
mam- Malik, Ebû Abdullah el-Asbahi el-Himyeri Malik b. Enes (179/795):
el-Muvatta, Kahire, Darur-Riyâni lil-Terât, 1988.
el-sfahânî, Râgb: Müfredâtü Elfâzil-Kurân, Dmek, Darul-Kalem,
2002.
can, Mehmet Zeki: Ehl-i Sünnetin Oluumunda Öncü ahsiyetler, Ta-
rihte ve Günümüzde Ehl-i Sünnet, stanbul, Ensar Yay., 2006, 63-96.
Klavuz, Ahmed Saim: slam Akaidi ve Kelama Giri, stanbul, Ensar
Nesriyat, 1998.
Klç, Ünal: Hz. Alinin ehirlerin darecileriyle lgili Politikalar, Cumhu-
riyet Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, C. XII No: 2, 2008, s. 121-140.
Klç, Ünal: Hz. Alinin Vali Politikas ve Valileri, Hz. Ali Sempozyum
Bildirileri (24-25 Ekim 2007), zmir, 2009, s. 317-335.
Korkmaz, Sddk: bn Sebe Rivayetinin Tarih ve Makâlât Türü Eserlere
Yansmas, Dinî Aratrmalar Dergisi, C. X, No: 29, Eylül-Aralk 2007, s. 129-
144.
Köse, Saffet: Hz. Ömerin Baz Uygulamalar Balamnda Ahkâmn Dei-
mesi Tartmalarna Bir Bak, slam Hukuku Aratrmalar Dergisi, No: 7, Nisan
2006, s. 13-50.
Kubat, Mehmet: Hariciliin Douunda Münafklarn Rolü, Din Bilimleri
Akademik Aratrma Dergisi, C. VI, No: 4, 2006, s. 115-151.
Kuleynî, Ebû Cafer Muhammed b. Yakûb b. shak (329/941): el-Kâfî, thk.
Ali Ekber el-Gfârî, 5. Bs. Tahran, Dârul-Kütübül-slâmî, 1971.
124
el-Kummî, Ebû Halef (301/913)/en-Nevbahtî, Ebû Muhammed Hasan b.
Mûsa b. Hasan (310/922): iî Frkalar: Kitabul-Makâlât vel-Firak ve Firaku-
îa, çev. Hasan Onat v.di., Ank., Ankara Okulu Yay., 2004.
el-Kummî, Ebul-Hasan Ali b. brahim (301/913): Tefsîrul-Kummî, tsh. es-
Seyyid Tayyib el-Musevî el-Cezâirî, Kum, Dârul-Kitâb,1984.
Kutlu, Sönmez: Mürcie Mezhebi: Douu, Fikirleri, Edebiyat ve slam Dü-
üncesine Katklar, Gazi Üniversitesi Çorum lahiyat Fakültesi Dergisi, C. I,
No: 1, 2002/1, s. 168-210.
Kutlu, Sönmez: Türklerin slamlama Sürecinde Mürcie ve Tesirleri, An-
kara, TDV Yay., 2000.
Kutlu, Sönmez: Ehl-i Beyt Sembolik Kapitalinin Tarihi Süreç çinde
Semerelendirilmesi, slamiyat Dergisi, C. III, No: 3, 2000, s. 99-120.
Kutlu, Sönmez: Mezhepler Tarihine Giri, 1. Bs., st., Deerler Eitimi
Merkezi Yay., 2008.
Kutluay, Cihat: Haricilikte Hurûç, Kuûd ve Hicret, (Yaynlanmam
Yüksek Lisans Tezi), Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitü-
sü, Çanakkale, 2007.
Kutluay, Yaar: slam ve Yahudi Mezhepleri, Ank., AÜF Yay. 1965.
Laoust, Henry: slamda Ayrlkç Görüler, çev. E. Ruhi Fglal-Sabri
Hizmetli, stanbul, Pnar yay., 1999.
Lewis, Bernard: Tarihte Araplar, çev: Hakk Dursun Yldz, st., stanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay., 1979.
Lings, Martin: Hz. Muhammedin Hayat, çev. Nazife iman, st., nsan
Yay., 2006.
Macit, Nadim: Sünnî Ekolün lk Öncüleri ve Görüleri (Yaynlanmam
Çalma), Van, y.y., 1993.
Makrizî, Ebü'l-Abbas Takyyüddin Ahmed b. Ali b. Abdülkadir (845/1442):
en-Niza vet-Tehâsum fî mâ beyne Benî Umeyye ve Benî Hâim, thk. Huseyn
Munis, Kahire, Darul-Maârif, 1988.
el-Malatî, Ebul-Huseyin Muhammed b. Ahmed b. Abdurrahman (377/987):
et-Tenbih ver-Redd alâ Ehlil-Hevâ vel-Bida, Nr ve lv: M. Zahid el-Kevserî,
Beyrut, Mektebetul-Maârif, 1968.
el-Meclisi, Muhammed Bakr b. Muhammed Taki b. Maksud Ali
(1110/1698): Biharü'l-Envaril-Câmia li-Düreri Ahbaril-Eimmeti'l-Ethar: el-
125
Akl vel-Cehl, thk. Muhammed el-Bâkr el-Behbûdî, 111 c., II. Bs. Beyrut, Dâru
hyâ, 1983.
Mesûdî, Ebü'l-Hasan Ali b. Hüseyin b. Ali (345/956): Murûcuz-Zeheb ve
Maâdinül-Cevher, thk. Muhammed Muhyiddin Abdülhamid, 2 c., Beyrut, Darul-
Fikr, t.y.
Minkârî, Ebü'l-Fazl et-Temîmî Nasr b. Müzahim (212/827): Vakatü Sffîn,
thk. Abdüsselâm Muhammed Hârûn, 3. Bsk., Kahire, el-Müessesetül Arabiyetil-
Hadîse, 1981.
el-Muzaffer, Muhammed Rza: îa nançlar: Akâidul-mamiyye, terc.
Abdülbaki Gölpnarl, stanbul, Zaman Yay., 1978.
el-Muzaffer, Muhammed Rza: es-Sakîfe, Necef, y.y., 1980.
Nai el-Ekber, Abdullah b. Muhammed Ebul-Abbas (293/906): Mesâilul-
mâme, thk. Josef van Ess, Beyrut, y.y., 1971.
en-Nesâî, Ebû Abdurrahman Ahmed b. Ali b. uayb (303/915): es-Sünenül-
Kübrâ, 1. Bsk., Beyrut, Müessesetür-Risâle, 2001.
en-Nisaburi, Ebu'l-Hüseyin el-Kueyri en-Nisaburi Müslim b. el-Haccâc
(261/875): Sahîh-i Müslim, Riyad, Mektebetü Dârüs-Selam, 2000.
Nuaymî, Selim: Haricilerin Douu çev. Harun Yldz, OMÜFD, No: 10,
Samsun, 1998, s. 513536.
Oleary, De Lacy: slâm Düüncesi ve Tarihteki Yeri, çev: Hüseyin
Yurdaydn-Yaar Kutluay, Ankara, AÜF Yay., 1971.
Onat, Hasan: iîliin Douu Meselesi, AÜFD, C. XXXVI, 1997, s. 79-
118.
Onat, Hasan: iîlik ve Günümüz iîliinde Baz Yeni Yaklamlar Üzerine,
slâmî Aratrmalar Dergisi, C. III, No: 3, 1989, s. 122-138.
Onat, Hasan: Emevîler Devri iî Hareketleri ve Günümüz iîlii, Ank.,
TDV Yay. 1993.
Orbay, Kemaleddin ükrü Kalelizâde: slam Tarihinde Nifak: Ali, Necm-i
stikbal Matbaas, stanbul 1928.
Öz, Mustafa ve lhan, Avni: mâmet, DA, stanbul, TDV, 2000, C. XXII,
s. 201-203.
Öz, aban: îann Asl ve Douu Üzerine Görüler, e-Makâlât Mezhep
Aratrmalar, C. I, No: 2, 2008, s. 29-47.
Özkan, Mustafa: Siyasi-Sosyal Gelimeler Karsnda Hz. Aienin Duruu
Üzerine, Diyanet lmî Dergi, C. XXXXV, No: 1, Ocak-ubat-Mart 2009, s. 57-74.
126
Özkurt, Adem: Nevbahtînin Firaku-îas nda!iî!Mezheplere!Yakla m !
(Bas lmam !Yüksek! Lisans! Tezi),!Ondokuz Mays Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü,!Samsun,!2009.!
er-R zvânî,!Üstad!Ali!Asker:!Kuran ve Sünnet Inda Ehl-i Beyt Mekte-
bi,!çev.!Ebulfez!Kocada,!y.y.,!Kevser!Yay.,!t.y.!
Sallabî,!Muhammed!Ali:!I. Halife Hz. Ebû Bekir Hayat ahsiyeti ve Dö-
nemi,!trc.!erafettin!enaslan-Faruk!Akta,!st.,!Ravza!Yay.!2009.!
Sallabî,!Muhammed!Ali:!II. Halife Hz. Ömer Hayat ahsiyeti ve Dönemi,
trc.!Mehmet!Akba,!st.,!Ravza!Yay.,!2008.!
Sar c k,! Murat:! Bütün Yönleriyle Dört Halife Dönemi,! st.,! Nesil! Yay.,!
2010.!
Sar kaya,! Mehmet! Saffet:! slam Düünce Tarihinde Mezhepler,! Isparta,!
Tura!Matbaas ,!2001.!
Seyyid!Kutub,!Seyyid!b.!Kutub!b.! brâhim!! (1386/1966):!Fî Zilâlil-Kurân,
Trc.!B.!Karl ga-.!H.!engüler-Emin!Saraç,!16!c.,!stanbul,!Hikmet!Yay nlar ,!1970.!
Sezikli,! Ahmed:! Hz. Peygamber Devrinde Nifak Hareketleri,! Ankara,!
TDV!Yay.,!2001.!
Sofuolu,!Cemal:!îann Hadis Anlay (Bas lmam !Doktora!Tezi),!An-
kara!Üniversitesi!Sosyal!Bilimler!Enstitüsü,!Ank.,!1977.!
ehristânî,! Ebu'l-Feth! Taceddin!Muhammed! b.!Abdülkerim! (548/1153):! el-
Milel ven-Nihal: Dinler Mezhepler ve Felsefi Sistemler Tarihi,!çev.!Mustafa!Öz,!
ed.!Mehmet!Dalk l ç,!st.,!Litera!Yay.,!2008.!
eriati,!Ali! (1398/1977): Ali îas Safevi îas,!çev:!Feyzullah!Artinli,! st.,!
Yöneli!Yay.,!1990.!
erif!el-Murtazâ,!Ali!b.!Hüseyin!el-Musevî:!e-âfî fil-mâme,!Müessesetu!
smâiliyyât,!II.!Bsk,!Kum,!1989.!
eyh!Mufîd, Muhammed!b.!Muhammed! el-Badâdî:! el-Cemel ven- Nusre
li-Seyyidil-tre fî Harbil-Basra,!Kum,!el-Mektebetud-Dâvirî,!!t.y.!
Taberî,! Ebû! Cafer! bn! Cerîr! Muhammed! b.! Cerîr! b.! Yezid! (310/923):!
Tarihut-Taberî: Tarihul-Umem vel-Mülûk,! thk.!Muhammed! Ebul-Fazl! bra-
him,!Amman,!Beytul-Efkârud-Devliyye,!t.y.!
Tabersî,!Ebû!Ali!Emînuddîn!el-Fazl!b.el-Hasan!b.!Fazl!(548/1153):!lâmul-
Verâ bil-Alâmil-Hudâ,!Beyrut,!Dârul-Maârife,!1979.!
Tabtabâî,!Allâme! Seyyid!Muhammed!Hüseyin! b.!Muhammed! (1402/1981):!
slamda îa,!çev.!Kadir!Akaras-Abbas!Kazimli,!y.y.,!Kevser!Yay.,!ty.!
127
Timurolu, Vecihi: 19231940 Yllar Arasnda Ekinimizin ve Yaznmzn
Kaynaklar, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyat Sempozyumu, Yayna Haz.
Hüseyin Ataba-Aydn imek-Devrim Dirlikyapan, Ankara, Edebiyatçlar Dernei
Yay., 1998, s. 25-75.
Tirmîzi, Ebû sa Muhamed b. sa b. Sevre es-Sülemî (279/892): Sünenüt-
Tirmîzî, thk. Ahmed Muhammed akir, y.y., t.y.
Tural, Rahim: Kurann Cemi ve stinsahnda Üç Önemli Nokta, Diya-
net Degisi, C. 26, No: 1, Ocak-ubat-Mart 1990, s. 89-101.
Turhan, Kasm: Kelâm ve Felsefe Açsndan nsan Fiilleri: Âmirînin Ka-
der Risalesi ve Tercümesi, ed. Hüseyin Kader, 2. Bs., st., Marmara Üniversitesi
lahiyat Fakültesi Vakf Yay., 2003.
Urve, Ebû Abdullah el-Esedi el-Kurei b. Zübeyr b. Avvâm (93/712):
Meazî Rasûlillah, thk. Muhammed Mustafa Azâmî, Riyad, Mektebetüt-
Terbiyetil-Arabî, 1981.
Üçok, Bahriye: Ridde, AÜFD, C. VI, 19581959, s. 97113.
Üçok, Bahriye: slâmdan Dönenler ve Yalanc Peygamberler Hicrî 7. -
11. Yllar, Ank., AÜF Yay., 1967.
Ünalan, Abdullah: Ehl-i Sünnet ve îann mâmette Dayand Hadisler
(Baslmam Doktora Tezi), Harran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, anl-
urfa, 1998.
Ünver, Mehmet Zahit: Son Dönem Bir Osmanl Âlimi M. Zahid
Kevserînin Ehl-i Sünnet Algs ve Mezheplere Bak (Baslmam Yüksek Li-
sans Tezi), Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, 2011.
Vâkdî, Muhammed b. Ömer b. Vakd el-Eslemî (207/823): Kitâbul-
Megâzi, thk. Marsden Jones, 3 c., Beyrut, Âlemul-Kütüb, 1966.
Vatanda, Celaleddin: Hz. Muhammedin Hayat ve slâm Daveti Medine
Dönemi, 4. Bsk., st., Pnar Yay., 2007.
Wellhausen, Julius (1336/1918): Arap Devleti ve Sükûtu, trc. Fikret Iltan,
Ankara, A.Ü..F. Yay., 1963.
Wellhausen, Julius (1336/1918): slamiyetin lk Devrinde Dinî-Siyasî Mu-
halefet Partileri, çev: Fikret Iltan, II. Bsk., Ankara, TTK Yay., 1989.
Ya'kubi, bn Vazh Ahmed b. shak b. Ca'fer (292/905): Tarih-i Yakûbî, 2
c., Beyrut, Dârus-Sadr, t.y.
Yldz, Harun: Harici Düüncesinin Geliimi, OMÜFD, No: 11, Samsun,
1999, s. 257-270.
128
Yldz, Harun: Haricilerin Douunda Kurrânn Rolü, EKEV Akademi
Dergisi, C. VIII, No: 18, K-2004, s. 263-282.
Yiit, smail: Osman, DA, stanbul, TDV, 2007, C. XXXIII, s. 438-443.
Zehebî, Ebû Abdullah emseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman
(748/1348): Tarihul-slâm ve Vefeyâtül Meahir vel-Alâm, thk. Ömer
Abdüsselam Tedmürî, 25 c., Beyrut, Darul-Kitabil-Arabî, t.y.
Zehebî, Ebû Abdullah emseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman
(748/1348): Siyeru Alâmin-Nübelâ, thk. uayn el-Arnaût, 25 c., Beyrut,
Müessesetür-Risâle, 1996.
Zuhayli, Vehbe: slam Fkh Ansiklopedisi, red. Hamdi Arslan, trc. Ahmet
Efe v.di., 10 c., st., Zaman Gazetesi Feza Yaynclk, 1994.
Sayfalar
▼
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder